2000 öss
2000 ÖSS TARİH SORU VE CEVAPLARI
46.Herodotos olayların oluşuna ilişkin birtakım listeler, kronoloji cetvelleri ve yıllıklar düzenlenmiş olduğu halde tarih biliminin oncusu olarak Herodotos gösterilmektedir.
Herodotos’un tarih biliminin oncusu olarak kabul edilmesinde, aşağıdakilerden en çok hangisinin etkili olduğu savunulabilir?
A) Araştırarak ve yansız olmaya çalışarak yazması
B) Pek çok tarihi olayı bizzat yaşamış olması
C)Tarihi olayların kimler arasında ve ne zaman olduğunu belirtmesi
D) Tarihi olayları kronolojik sıraya göre vermesi
E) Olayların geçtiği yerleri gezip görmesi
46. Sorunun öncülünde Herodotos’tan önce yapılan bazı çalışmalardan bahsedilmiştir. Belli bir sisteme ve kurala dayanmayan bu çalışmalar tarihe bilimsellik kazandıran gelişmeler değildir. Olayların kimler arasında, nerede ve ne zaman gerçekleştiğine dair çalışmalar, olayların oluşuna göre sıralanması ve olaylarla ilgili araştırmalar yapılarak olayların yansız bir şekilde açıklanmaya çalışılması Herodotos’un tarih biliminin öncüsü kabul edilmesini sağlamıştır. Soruda Herodotos’un tarih biliminin öncüsü kabul edilmesinin en etkili nedeninin sorulmasından dolayı doğru cevap olarak A seçeneğini veriyoruz.
Cevap A
47.İlk Türk devletlerinde Kurultayın savaş, barış gibi önemli konularda aldığı kararlar kağanı bağlamazdı.
Buna göre, Kurultay aşağıdakilerden en çok hangisine benzemektedir?
A)Meclis hükümeti B) Olağanüstü meclis C)Kurucu meclis
D) Ulusal meclis E) Danışma meclisi
47. İlk Türk devletlerinde, siyasal, ekonomik, sosyal ve askeri alanlarda ortaya çıkan önemli sorunları görüşmek için boy beylerinden oluşan kurula “Kurul tay” adı verilmiştir. Türk kağanının kurultaydan çıkan kararları uygulama veya uygulamama gibi yet kileri vardı. Hun İmparatoru Mete Yüeçilerin isteklerini kurultaya getirmiş, kurultayda çıkan kararı uygulamamıştır. Bu durum kurultayın danışma meclis olduğunu göstermektedir.
Cevap E
48.I. Hz. Ebubekir döneminde görevlendirilen heyet, Kur’an surelerini toplamıştır.
II. Hz. Osman zamanında Kur’an’ın düzenlemesi yapılmıştır.
III. Düzenlenen Kur’an, çoğaltılarak çeşitli yerlere gönderilmiştir.
Yukarıdakilerden hangileri, Kur’an’ın özgün halinin bozulması, değişik biçimlerinin ortaya çıkması tehlikesini kesin olarak önlemiştir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
48. Hz. Muhammed’e indirilen Kur’an-ı Kerim, deriler tahtalar ve kemikler üzerine yazılmıştı. Vahiy katipleri olarak adlandırılan kişiler ayetleri yazmışlar ancak Kur’an’ın bütünü bir kişinin elinde bulunmuyordu. Hafızlar Kur’an-ı Kerim’i ezberliyordu. Hz Peygamberin vefatından sonra yalancı peygamberler ortaya çıkmış ve Kur’an’ın içerisine sonradan ila veler yapma ihtimali ortaya çıkmıştı. Halifelerde Hz. Ebubekir zamanında bir heyet kurularak Kur’an ayetleri bir araya toplanarak kitap haline getirilmiş tir. Hz. Osman zamanında düzenlemeler yapılara’ özgün halinin bozulması ve değişik biçimlerinin c taya çıkma tehlikesi kesin olarak önlenmiştir.
Cevap D
49. Fransız İhtilali Osmanlı Devleti’nde
I. Tanzimat Fermanının ilanı
II.Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin kurulması
III. Kanun i Esasının kabul edilmesi
IV. Milliyetçilik hareketlerinin başlaması gibi gelişmelerde etkili olmuştur.
Bu gelişmelerden hangileri, Osmanlı Devleti’nin yönetim biçiminde değişiklikle sonuçlanmıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II
D) II ve IV E) I, II, III ve IV
49. Bu soru öğrencilerin kavramları ve temel bilgileri öğrenmelerini gerektirmektedir. Fransız ihtilali’nin Osmanlı Devleti’nde meydana getirdiği değişiklikler den Tanzimat Fermanı, kanun üstünlüğü anlayışının yerleşmesine, Yeni Osmanlılar Cemiyeti, Osmanlı Devleti’nin batılılaşmasına, milliyetçilik hare ketlerinin başlaması Osmanlı Devleti’nin parçalanmasına neden olmuştur.
Kanun-i Esasi’nin ilanıyla Osmanlı Devletinde padişahın yanında Mebusan Meclisi ve Ayan Meclisi yönetimde görev almıştır. Mebusan Meclisi’nin kurulmasıyla Osmanlı halkı vekillerini seçerek Mebusan Meclisi’ne göndermiştir. Böylece Türk tarihinde ilk defa halk yönetime ortak olmuştur. Böylece Osmanlı Devletinde “Meşruti Monarşi” dönemi başlamış ve yönetim biçiminde değişiklik olmuştur.
Cevap B
50. Osmanlı Devleti’nde Has ve Zeamet topraklarının aşağıdaki özelliklerinden hangisi, bu toprakların “maaş karşılığı” olarak verildiğinin en güçlü kanıtıdır?
A) İşlenmeyen toprakların geri alınması
B) Gelirinin fazla olması
C) Mülkiyetinin devlete ait olması
D) Devlete asker yetiştirilmesini sağlaması
E) Rütbe ve derecelere göre verilmesi
50. Osmanlı Devletinde genel olarak toprağın mülkiyeti devlete aitti. Has ve zeamet devlet toprakları arasında yer alıyordu. Yıllık geliri 100.000 akçe üzerin deki topraklara has, yıllık geliri 20.000- 100.000 akçe arasındaki topraklara zeamet ismi verilmiştir. Yüksek dereceli devlet memurlarına maaş karşılığı olarak haslar, orta dereceli devlet memurlarına maaş karşılığı olarak zeametler verilmiştir.
Soruda devlet topraklarından has ve zeamet topraklarının özellikleri verilerek ‘maaş karşılığının” en güçlü kanıtı sorulmaktadır. E seçeneği en belirgin özelliktir. Çünkü topraklar devlet memurlarının rütbe ve derecelerine göre verilmiştir.
Cevap E
51. XVIII. yüzyılda Rusya, Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde istediği yerde konsolosluklar kurma ve Osmanlı Devleti’nin Ortodoks tebaasına ilişkin söz söyleme hakkına sahip olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi, bu durumdan çıkarıla
bilecek sonuçlardan biri değildir?
A) Osmanlı ülkesinin Rusya’nın etkisine açık olduğu
B) Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışabileceği
C) Osmanlı ülkesinde yaşayan Hıristiyanlar arasındaki dayanışmanın arttığı
D) Osmanlı Devleti’nin Rusya karşısında zayıf düştüğü.,
E) Osmanlı Devletindeki Ortodoks tebaanın, isteklerini Rusya’ya iletme imkanına kavuştuğu
51. Bu soruda, Osmanlı Devleti’nin Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Rusya’ya verdiği ayrıcalıklardan bahsedilmiştir. Rusya’nın Osmanlı ülkesinde konsolosluk kurabilmesi ve Ortodokslar hakkında söz söylemesi A, B, D ve E seçeneklerini içermektedir. Ancak Küçük Kaynarca Antlaşması’nda verilen imtiyazların Osmanlı ülkesindeki Hıristiyanlar arasında dayanışmayı arttırdığını göstermez. Çünkü, Hıristiyanlık Ortodoksluk, Katoliklik, Protestanlık gibi mezheplere ayrılmış ve mezhepler arasında mücadeleler XVIII. yüzyılda da devam etmiştir.
Cevap D
52.XVIII. yüzyılda Osmanlı Devletinde ayanlar, halk tarafından seçilmiş; kendilerine devlet tarafından,vergi toplama, fiyatları kontrol etme ve bulunduğu bölgenin güvenliğini sağlama vb. konularda yetki verilmiştir.
Bu durum aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesi değildir?
A)Ayanlığın resmiyet kazandığının
B)Ayanların halkı temsil ettiğinin
C)Ayanların, halkın üzerinde etkili olduğunun
D)Halkın yanların çalışmalarından memnun olduğunun
E)Bazı konularda denetim sağlamak için devletin ayanlarla işbirliği yaptığının
52. Sorunun öncülünde Osmanlı Devleti’ndeki ayanlıkla ilgili bazı uygulamalardan bahsedilmiştir. Ayan; bir bölgenin, bir ülkenin ileri gelenleri ve sözü geçen onurlu kişilerine denir. XVIII. yüzyılda devlet otorite 5mm zayıflaması üzerine güçlenen ayanlar, XIX. yüzyılın başlarında kontrolden çıkmıştır. Bundan dolayı II. Mahmut ayanların varlığına son vermiştir. Osmanlı Devleti’nin yanlara vergi toplama, fiyatları kontrol etme ve bulundukları bölgenin güvenliğini sağlama yetkisi vermesi A, C ve E seçeneklerinin, yanları halkın seçmesi B seçeneğinin göstergesidir. Verilenler içerisinde halkın ayanların çalışmalarından memnun olup olmadığı yer almamıştır.
Cevap C
53. XIX. ve XX. yüzyıllarda gerçekleşen aşağıdaki olaylardan hangisinin “milliyetçilik” i yansıtmadığı savunulabilir?
A) Birinci Dünya Savaşı’nda Arapların Osmanlı Devletine karşı İngilizlerle işbirliği yapması
B) Yunanistan’ın Osmanlı Devletinden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesi
C) Osmanlı Devleti’nin bir Avrupa devleti sayılması
D) Avusturya - Macaristan veliahdının bir Sırp öğrenci tarafından öldürülmesi
E) Bosna - Hersek ve Sırbistan’da bağımsızlık hareketlerinin başlaması
53. 1789’da ortaya çıkan Fransız İhtilali sonrasında yayılan milliyetçilik akımı, içerisinde birçok ulusu barındıran Osmanlı İmparatorluğu’nu etkilemiş ve parçalanmasına neden olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde yer alan Arapların İngiltere tarafına geçerek Osmanlı imparatorluğuna karşı mücadele etmesi, Yunanistan’ın ayrılarak bağımsız bir devlet kurması, Bosna - Hersek ve Sırbistan’da bağımsızlık hareketlerinin başlaması milliyetçilik il kesini yansıtmaktadır. Ayrıca başka bir imparatorluk olan Avusturya-Macaristan’da anlaşmazlıkların çıkması milliyetçilik akımıyla ilgilidir. Rusya’ya karşı Osmanlı toprak bütünlüğünü korumaya çalışan İngiltere ve Fransa gibi devletler 1856 Paris Antlaşması’nda Osmanlı Devletini Avrupa devleti saymışlardır. Bu durumun ulusçuluk akımıyla ilgisi yoktur.
Cevap C
54. Tanzimat döneminde, Osmanlı Devletinde Avrupa ile ilişkiler artmış, ülkede gazeteler çıkarılmış, bu gazetelerde siyasi ve kültürel konularda yazılar yazılmaya başlanmıştır.
Aşağıdakilerden hangisinin bu durumun sonuçlarından biri olduğu savunulamaz?
A)Halkın aydınlanması
B)Halkın yenilik hareketlerine öncülük etmesi
C)Halkın çevrede olup bitenlere ilgi duyması
D)Okuma ve yazmanın önem kazanması
E)Kültürel iletişimin artması
54. XIX. yüzyılda Osmanlı imparatorluğu’nun Avrupa uluslarıyla ilişkileri yoğunlaşmış ve Avrupa’daki gelişmelerin takip edilmesine önem verilmiştir. II. Mahmut tarafından Avrupa’ya gönderilen öğrenciler geri dönmüş ve Tanzimat döneminde (1839 - 1876), ülkede bazı değişikliklerin yapılması için çalışmışlardır. Bunlardan bazıları gazetelerin çıkarılması ve devle tin icraatlarının eleştirilmesi olmuştur. Osmanlı Devleti, gazetelerin çıkarılmasını maddi olarak desteklemiştir. Ancak Osmanlı halkı yenilik hareketlerine öncülük etmemiştir. Islahat hareketleri padişah ve devlet adamları tarafından organize edilmiştir.
Cevap B
55. Atatürk, Birinci Dünya Savaşı’nda Suriye ve Hicaz’da bulunan Türk ordusunun sevk ve idaresinde Almanların söz sahibi olmalarından rahatsızlık duymuş ve bunu Savaş Bakanı Enver Paşa’ya gönderdiği bir raporda dile getirmiştir.
Bu durum Atatürk’ün aşağıdakilerden hangisini önemsediğinin bir göstergesidir?
A) Bağımsız devlet anlayışını
B) Ordudaki disiplini
C) Türk - Alman dostluğunu
D) Arap topraklarında başlayan ulusçuluk hareketlerini
E) Türk ordusunun birden fazla cephede savaşmakta olduğunu
55. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordularını Alman komutanların sevk ve idare etmesi, Osmanlı Devleti’ni bağımlı bir duruma düşürmüştür. Atatürk, bu duruma itiraz ederek bağımsız devlet anlayışını önemsediğini ortaya koymuştur.
Cevap A
56. TBMM’nin 23 Nisan 1920 tarihinde açılması üzeri ne kurulan Vekiller Heyeti’nin programında, halk dilinden toplanacak kelimelerle bir sözlük oluşturulacağı belirtilmiştir.
Bu durumun aşağıdakilerden hangisi için bir hazırlık olduğu savunulamaz?
A) Türkçe’nin zengin bir dil olduğunun kanıtlanması
B) Kültür alanında inkılaplar yapılması
C) Konuşma ve yazı dili arasındaki farkın ortadan kaldırılması
D) Türkçe’nin ulusal dil haline getirilmesi
E) Türkçe’nin dünyada yaygın bir dil olduğunun Gösterilmesi
56. TBMM içinde oluşturulan Vekiller Heyeti’nin aldığı karar Türk diline önem verildiğini ve zengin bir dil olduğunun ortaya konulmaya çalışıldığını, konuşma ve yazma dilleri arasındaki farkların kaldırılmasına yönelik olduğunu göstermektedir. Dil ile ilgili yapılacak bir çalışma kültürel inkılapları da beraberinde getirmiştir. Örneğin; Türk Dil Kurumu gibi. Ancak halk dilinden toplanacak kelimelerle bir sözlük oluşturulması Türk dilinin dünyada yaygın olduğunu göstermez.
Cevap E
57. Anlaşma Devletleri’nin 22 Mart 1922 tarihinde Türkiye ile Yunanistan’a verdikleri ateşkes önerisinde şu hükümler yer almıştır:
I. Tarafların ordularını araç ve gereç bakımından güçlendirmesinin engellenmesi
II. iki taraf birlikleri arasında 10 km’lik, askerden arındırılmış bir alan bırakılması
III. Müttefikler arası bir komisyonun Türk ordusunu ve askeri durumunu denetlemesi
Bu hükümlerden hangileri, öneride Yunanistan’ın gözetilmiş olduğunu gösterir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
57. Sakarya Savaşı’nda Türk ordusunun Yunan birliklerini mağlup etmesi üzerine Anlaşma Devletleri 22 Mart 1922’de Türkiye ile Yunanistan’a ateşkes önerisinde bulundular. Ancak Anlaşma Devletleri bu önerilerinde Yunanistan’ı gözetmişlerdir. ili. öncül de yer alan “Müttefikler arası bir komisyonun Türk ordusunu ve askeri durumunu denetlemesi” hükmü bu durumun bir göstergesidir. Anlaşma Devletleri söz konusu hükümle yalnız Türk ordusunu denetim altına almak isteyerek yanlı hareket etmiş, Yunanistan’ın tarafını tutmuşlardır.
Cevap C
58. İsmet İnönü, Lozan Konferansı’nın iç tüzük çalışmalarında,
I. Türkçe’nin Fransızca, İngilizce gibi konferans dili olmasını
II. “Karadeniz’de kıyısı olan devletler” ifadesi yeri ne bu devletlerin adlarının yazılmasını
III. Komisyon başkanlıklarından birinin de İngiltere, Fransa ve İtalya’nın yanında Türkiye’ye verilmesini önermiştir.
Bu önerilerden hangileri, İsmet İnönü’nün konferansta uluslararası eşitlik kurallarına uyulmasını sağlamaya çalıştığını gösterir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I ve III
58. Lozan Konferansı’nın çalışma kuralları belirlenirken Anlaşma Devletleri kendileri için avantaj oluşturacak koşullar sağlamak istemişlerdir. Buna karşılık Türk heyetinin başkanı İsmet İnönü” Fransızca ve İngilizce gibi Türkçe’nin de konferans dili kabul edilmesi” ve “komisyon başkanlıklarından birinin de İngiltere, Fransa ve İtalya’nın yanında Türkiye’ye verilmesi” önerileri ile Anlaşma Devletleri’nin bu çalışmalarına karşı çıkmış ve uluslararası eşitlik kurallarına uyulmasını istemiştir.
Cevap E
59. “Ulusal egemenliğin dayanağı ‘halkçılıktır.” yargısı,
I. Cumhuriyetçilik
II. Devletçilik
III. İnkılapçılık
ilkelerinden hangilerini doğrudan destekler?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
59. Atatürk ilkelerinden halkçılık, toplumsal alanda eşitliği ve fertlerin yönetime diğer fertlerle eşit olarak katılımını öngörür. Cumhuriyetçilik, yönetimde hal kın eşit olarak seçimlere katılarak pay sahibi olmasını öngörür. Halkçılık, ulusal egemenliği temel alan Cumhuriyetçilik ilkesinin bütünleyicisidir.
60. Atatürk, 1 Kasım 1934’te TBMM’nin toplantı yılını açarken, “Ulusal, ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri toplamak; onları biran önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir.” demiştir.
Atatürk bu sözüyle aşağıdakilerden hangisini vurgulamıştır?
A) Türk musiki tarihinin çok eskiye dayandığını
B) Türk müziğinde çağdaşlaşmanın gereğini
C) Türk müziğinde batı tarzındaki müziğe de yer verilmesi gerektiği
D) Türk müziğinin evrensel müziğe olan katkısını
E) Müziğin evrensel boyutta algılanmasının önemini
60 Atatürk’ün 1 Kasım 1934’te TBMM’de yaptığı bir konuşmada ulusal, ince duyguları, düşünceleri anla tan yüksek deyişleri söyleyişleri genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektiğini belirterek bu deyiş ve söyleyişlerin çağdaşlaştırılmasının önemini vurgulamıştır.
Cevap B
61. Türkiye’de,
I. Ayrıcalık işareti olan unvanların kullanılmasının yasaklanması
II. Eğitim ve öğretimin birleştirilmesi
III. Miladi Takvimin kabul edilmesi
gelişmelerinden hangilerinin “imtiyazsız, sınıfsız ve kaynaşmış bir ülke” oluşturmayı amaçladığı savunulabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
61. 1934 yılında çıkarılan bir kanun ile imtiyaz ve sınıf belirten paşa, ağa, hacı, hoca, hafız, bey, beyefendi, hanım, hanımefendi gibi unvanlar kaldırılmıştır.
1924 yılında Tevhidi-i Tedrisat Kanunu çıkarılarak eğitim - öğretim faaliyetleri birleştirilmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Böylece;
- Yabancı okulların ayrıcalıkları kaldırılmıştır.
- Medreseler kapanmış, mektepli-medreseli çekişmesi ortadan kaldırılarak kültür çatışması önlenmiştir. I. ve II. öncüller sınıfsız, imtiyazsız ve kaynaşmış bir toplumun oluşturulmasının amaçlandığını göstermektedir.
Cevap D
62. Atatürk, Türk milletine gideceği yolu gösterirken, “Dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden yararlanılacaktır; ancak temel, kendi içimizden çıkarılmalıdır.” demiştir.
Atatürk bu sözüyle, milli eğitimde çağdaşlığın, aşağıdakilerden hangisi üzerine temellendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır?
A) Birlik ve bütünlük B) Ulusallık C) Eşitlik
D) Laiklik E) Sevgi ve sorumluluk
62. Atatürk, inkılap hareketlerini gerçekleştirerek Türk ulusuna ilerlemenin yollarını göstermiştir. Bu sırada dünya uluslarının gelişmelerinden yararlanarak (Örneğin, Medeni Kanun, Mil Takvim vs.) Türk toplumunun çağdaşlaşmasını sağlamıştır. Ancak çağdaşlaşmanın temelini ulusal değerlerimize dayandırmıştır.
Cevap B
63. I. Kütahya - Eskişehir savaşları - Kurtuluş Savaşı
II. Deme ve Tobruk savaşları - Trablusgarp Savaşı
III.. Çanakkale savaşları - 1. Dünya Savaşı
Yukarıdakilerden hangileri “Kesin sonuç alınmadığı sürece, bir savaşın kaybedilmesi savaşın tüm den kaybedilmesine neden olmaz.” yargısını doğrulamaktadır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
63. Verilen seçenekler içerisinde bu sorunun doğru cevabı yoktur. Çünkü, Türk ulusu Kurtuluş Savaşı’nın bir parçası olan Kütahya - Eskişehir Savaşlarını kaybetmesine rağmen Kurtuluş Savaşı’nı kazanmıştır. İtalya, Deme - Tobruk Savaşlarını kaybetmesine rağmen Trablusgarp Savaşı’nı kazanmıştır. İngiltere ve Fransa Çanakkale Savaşlarını kaybet melerine rağmen 1. Dünya Savaşı’nı kazanmışlar dır. Dolayısıyla öncüllerde verilen bilgilerin hepsi sorudaki kurala kanıt olarak gösterilebilir (I, II ve III). ÖSYM bu soruya doğru cevap olarak A seçeneğini vermiştir.
Cevap A
64. I. Genel savaş, bütün güç ve kaynakların sınırsız olarak kullanıldığı topyekün bir mücadeledir.
II. Gayri nizami savaş, düşmanın işgal etmiş olduğu bölgelerde kalan yerli halkın, düşman kuvvetlerine karşı girişmiş olduğu direnme harekatıdır.
III. Soğuk savaş, düşmanın direnme azmini ve iradesini kırmak amacıyla uygulanan siyasi, ekonomik ve psikolojik baskılara, kuvvet gösterileri ne dayanan uluslararası bir gerilimdir.
Türk Kurtuluş Savaşı’nın, yukarıda tanımlanan savaş türlerinden hangilerine açık bir örnek oluşturduğu savunulabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
64. Osmanlı imparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nda mağlup olduktan sonra ağır koşullar içeren Mondros Ateşkesi’ni imzalamış, ordularını terhis etmiş. toprakları işgale uğramış ve halkın güvenliğini sağlayamamıştır. Bu gelişmelerden sonra Türk halkı maddi-manevi bütün güç kaynaklarını kullanarak işgal güçlerine karşı direnişe geçmiştir (I. Öncül). Türk halkı kendi yaşadığı bölgeleri işgalden kurtarmak için bölgesel nitelikli Kuvay-ı Milliye birlikler’ kurarak savaşmıştır (II. Öncül). Tekalif-i Milliye Kanunu, halkın kadınıyla erkeğiyle savaşa katılması vs. I. ve II. öncüllere örnek olarak gösterilebilir. Ancak Türk Kurtuluş Savaşı’nın “Soğuk Savaş” yönü yoktur.
Cevap D
1999 YILI ÖSS TARİH SORU VE ÇÖZÜMLERİ
1.Hattuşaş’ta bulunan ve Hititlerle Mısırlılar arasında yapılan Kadeş Barışı ile ilgili olan metinde. antlaş maya Hitit Kralı Hattuşili’nin mühürü yanında, Hitit Kraliçesi Pudahepa’nın mühürü de basılmıştır.
Bu bilgi aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesidir?
A) Antlaşmanın eşit koşullar altında yapıldığının
B) ki devletin yöneticileri arasında akrabalık kurulduğunun
C) Antlaşmanın uzun süre yürürlükte kalacağının
D) Kraliçenin devlet işlerinde söz sahibi olduğunun
E) Eski Anadolu’da, yasaların kadınları koruduğunun
1. Soruda tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşması’nın imzalanmasıyla ilgili bilgi verilmiştir. Paragrafta Hitit Kralının yanında Hitit Kraliçe sinin de imzasından bahsedilmiştir. Kralın resmi protokol ve antlaşmaları imzalaması normal bir durum dur. Kraliçenin de uluslar arası bir antlaşmaya mührünü vurması devlet işlerinde söz sahibi olduğunu göstermektedir.
Cevap D
2. Türkçe’de buğday, arpa, darı gibi tahıl adları ile altın, gümüş, bakır, kurşun, demir gibi metal adlarının bulunması ve kurganlardan kılıç, süngü, bıçak ve balta gibi silahların çıkması, Türklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine bir kanıt olamaz?
A) Tarım ürünlerini tanıdıklarına
B) Savunma amacıyla kullanılabilecek araçlar edin diklerine
C) Mezarlara kişisel eşyaların da konulduğuna
D) Metal eşyalardan yararlandıklarına
E) Komşu ülkelerle iyi ilişkiler içinde olduklarına
2. Türkçe de buğday, arpa ve darı gibi tahıl adlarının bilinmesi A seçeneğine, kurganlardan (mezar) kılıç, süngü, bıçak ve baltaların çıkması B ve C seçeneklerine, altın, gümüş, bakır, kurşun ve demir gibi metal adlarını kullanmaları D seçeneğine kanıt olarak gösterilebilir. Verilen bilgiler içerisinde komşu ülkelerle ilişkilerden bahsedilmemiştir.
Cevap E
3. Emeviler Döneminde,
I. İlk Arap parasının basılması
II. Arap olmayan Müslümanlara mevali (köle) adı verilmesi
III. Aileler arasında iktidar mücadelesi olması
IV. Ülkeye katılan ulusların kültürlerinden yararlanılması
olgularından hangileri, Arap milliyetçiliğinin göstergesi sayılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız IV C) IveII
D) II ve III E) III ve IV
3. Emevilerin, Arap parası basmaları ve diğer uluslardan Müslüman olanlara köle adı vermeleri, Arap milliyetçiliğinin göstergesi sayılabilir. Çünkü İslamiyet’te insanların ırkı ne
olursa olsun eşitliği esastır. Emevilerin Arap olmayanlara köle nazarıyla bakmaları Arap milliyetçiliği yaptıklarını göstermektedir.
Cevap C
4. XVI. yüzyılda Almanya’da her prens kendi kabul ettiği mezhebe tebaasını da sokma hakkına sahipti. Koyu Katolik olan Alman imparatoru bütün tebaasını zorla Katolik yapmaya çalışınca, Protestan mezhebinden olanlar ayaklanmıştı r. Almanya içindeki bu mezhep mücadelesi bütün Avrupa’ya yayılmış- tır. Fransızlar, Katolik oldukları halde, Almanya’daki Protestanları desteklemişlerdir.
Fransa’nın Protestanları desteklemesi aşağıda kilerden hangisine bağlanabilir?
A) Avrupa’daki din savaşlarına son vermek istemesine
B) Almanya’nın tek yönetim altında birleşerek güçlenmesine karşı olmasına
C) Protestan mezhebini resmen tanımış olmasına
D) Prenslerin inanç özgürlüğüne sahip olmasını onaylamasına
E) Topraklarında çeşitli mezheplerden insanların bulunmasına
4. XVI. yüzyılda Avrupa’da Reform hareketleri ortaya çıkmıştır. Reform hareketlerinden sonra Avrupa’da yeni mezhepler ortaya çıkmış ve Katolik Kilisesiyle mücadeleye başlamışlardır. Böylece XVI. yüzyıl Avrupa’sında mezhep savaşları yaşanmıştır.
Sorunun öncülünde üç durum var:
I. Almanya ve Fransa’nın Katolik mezhebinden olmaları
II. Katolik Almanya’nın Protestan prenslerle savaşması
III. Katolik mezhebine bağlı olan Fransa’nın Protestan prensleri destekleyerek Katolik Almanya ile savaşması
Fransa’nın Otuzyıl Savaşlarında, rekabet halindeki komşusu Almanya’ya karşı Protestanları desteklemesi, Almanya’nın kendi içerisinde birlik ve beraberliği sağlayarak güçlenmesini engelleme amacına yöneliktir.
Cevap B
5. Osmanlı Devleti XVII. Yüzyılda, birçok alanda duraklama ve gerileme dönemine girmiştir.
Bu dönemde görülen, duraklama ve gerileme belirtileri aşağıdakilerden hangisinde
en azdır?
A) Güzel sanatlar
B) Dış ülkelerdeki saygınlık
C) İmparatorluk sınırları içindeki topraklar
D) Hazine gelirleri (maliye)
E) Ordunun savaş gücü
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, duraklamaya başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin zayıflaması, dış ülkeler deki saygınlığı, toprakları, maliyesi ve ordunun savaş gücünde etkisini göstermiştir. Güzel sanatlarda ki gerileme devletin duraklaması veya gerilemesin de fazla etkili değildir. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde güzel sanatlarda gelişme devam etmiştir.
Cevap A
6. II. Mahmut döneminde yapılan aşağıdaki re formlardan hangisi, doğrudan devlet otoritesinin güçlendirilmesine yönelik bir uygulama değildir?
A) Devlet yönetimine bakanlık usulünün getirilmesi
B) Memurların can ve mal güvenliğinin sağlanması
C) İlköğretimin zorunlu hale getirilmesi
D) Polis ve posta teşkilatlarının kurulması
E) Yenilik hareketlerine karşı çıkan Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması
6. A, B, D ve E seçeneklerindeki bilgiler devlet otorite sini güçlendirmeye yönelik uygulamalardır. Ancak, ilköğretimin zorunlu hale getirilmesi, toplumun okur yazarlık oranının artırılmasına, toplumun kültürel durumunun yükseltilmesine yönelik bir uygulama dır.
Cevap C
7. Kırım Savaşı sonunda imzalanan Paris Antlaşması’nda yer alan hükümlerden bazıları şunlardır:
I. Osmanlı Devleti’nin bir Avrupa devleti sayılması
II. Karadeniz’in tarafsız hale getirilmesi
III.Et ak ve Buğdan’da, iç yönetimde özerkliğin bir Avrupa komisyonu tarafından düzenlenmesi
IV. Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünün büyük devletlerce tanınması
Bu hükümlerden hangileri Osmanlı Devleti çıkarlarına aykırıdır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
D) II ve III E) III ve IV
7. Soruda Paris Antlaşması’nın bazı maddeleri verilerek Osmanlı Devletini olumsuz etkileyenler sorul maktadır. Osmanlı Devleti, Kırım Savaşı’nı kazanmış olmasına rağmen Karadeniz’in tarafsızlığını kabul etmek zorunda kalmıştır. Yani mağlup olan Rusya gibi, Osmanlı Devleti de Karadeniz’de donanma ve tersane bulunduramayacaktı. Bu durum Osmanlı Devletini mağlup duruma düşürmüştür. Osmanlı Devleti’nin toprakları içerisindeki Eflak-Buğdan’ın iç yönetimde özerkliğin bir Avrupa komisyonu tarafından düzenlenmesi, Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışılmasına neden olmuştur. II ve III nolu öncüller Osmanlı Devleti’nin çıkarlarına aykırıdır.
Cevap D
8. Baltalimanı Antlaşması’ndan önce, yerli ve yabancı tüccarlar mallarını ülke içinde bir bölgeden diğerine taşırlarken iç gümrük vergisi ödemek zorundaydılar. Yabancı tüccarlar Baltalimanı Antlaşması’yla bu yükümlülükten kurtulmuşlar; fakat yerli tüccarlar iç gümrük vergisini ödemeyi sürdürmüşlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi, Baltalimanı Antlaşması’yla ortaya çıkan bu durumun sonuçlarından biri değildir?
A) Osmanlı pazarlarına, yabancı tüccarların egemen olması
B) Yerli tüccarların yabancı tüccarlarla rekabet etmesinin zorlaşması
C) Bazı yerli tüccarların ticaret hayatından çekilmek zorunda kalması
D) Ticaret gelirlerinin daha çoğunun yabancılara gitmesi
E) Yerli mallarda kalitenin artması
8. A, B, C, D seçeneklerinde verilen sonuçlar, öncül deki bilgilerden kolayca çıkarılabilir. Baltalimanı Antlaşması (1838), yabancı tüccarları vergi ödeme yönüyle Türk ve Müslüman tüccarlardan daha avantajlı duruma getirmiştir. Bu durum yerli tüccarların güç kaybetmesine ve işlerinin bozulmasına yol açmıştır. XIX. yüzyılda fabrikalar sayesinde seri üretim yapan Avrupalılar, kapitülasyonlar ve Baltalimanı Antlaşması’ndan yararlanarak Osmanlı pazarlarına egemen olmuşlardır. Sanayisini kuramayan Osmanlı Devleti, ekonomik yönden Avrupa ile rekabet edememiştir. Yerli tüccarların zayıflaması ve piyasadan silinmesinden ve ucuz Avrupa mallarının pazarlara egemen olmasından sonra, yerli mallarda kalitenin artması söz konusu olamaz.
Cevap E
9. Mondros Ateşkes Anlaşması’na göre Osmanlı Devleti’nin Hicaz, Yemen, Suriye ve Irak’taki kuvvetleri en yakın Anlaşma Devletleri Kumandanlığına teslim olacaktı.
Bu madde, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın hangi özelliğine bir örnektir?
A) Osmanlı Devletini güçsüz duruma düşürme
B) Sınırları belli olmayan yörelerin, eski coğrafya adlarını kullanma
C) Osmanlı Devleti’nin hukuki varlığını tanıma
D) Osmanlı Devleti’nin müttefikleriyle bağlantısını kesme
E) Yerel direnişleri başlatma
9. Mondros Ateşkes Anlaşması’na göre, Osmanlı Devleti’nin dört farklı cephedeki askerlerini Anlaşma Devletleri’ne teslim etmesi askeri yönden ve in san gücü yönünden zayıflatılmasına yönelik bir uygulamadır. İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkesi’yle Osmanlı Devletini savunmasız duruma düşürmüşlerdir.
Cevap A
10. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında, olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin oluşturulması ile ilgili taslakta, adı ne olursa olsun Ankara’da toplanacak meclisin dışında, üyelerini padişahın seçtiği bir Ayan Meclisi’nin de oluşabileceği tezi öne sürülmüş; ancak bu tez üzerinde durulmamıştır.
Ayan Meclisi tezi üzerinde durulmaması aşağıdakilerden hangisine bağlanabilir?
A) İstanbul’un işgalini önlemek için zaman kazanmak istenmesine
B) Ulus egemenliği ilkesinin benimsenmiş olmasına
C) İki meclisli bir sisteme geçmek istenmesine
D) İstanbul Hükümeti’nin karşı çıkmasından endişe edilmesine
E) İstanbul’daki Ayan Meclisi’nin yeterli bulunmasına
10. Ayan Meclisi’nin padişah tarafından seçilerek ülke yönetiminde söz sahibi olması, ulus egemenliğine ve milletvekillerinin seçimle belirlenmesi esasına ters düşmektedir. Bu nedenle Ayan Meclisi tezinin üzerinde durulmaması ulus egemenliği ilkesinin benimsendiğini göstermektedir.
Cevap B
11. Anlaşma Devletleri,
I. 1921 yılında Londra’da toplanacak konferansa Osmanlı Devleti’nin göndereceği delegeler arasında Mustafa Kemal’in veya O’nun yetkili kılacağı bir delegenin de bulunmasını istemişler;
II. 1922 yılında Lozan’da toplanacak olan barış konferansına, TBMM Hükümeti ile Osmanlı Hükümetini birlikte çağırmışlardır.
Bu iki durum, 1921 den 1922 yılına kadar geçen süre içinde Anlaşma Devletleri’nin aşağıdakilerin hangisi ile ilgili görüşünde bir değişme olduğunu göstermektedir?
A) Sevr Antlaşması’nın geçerliği
B) Osmanlı Devleti’nin temsil edilme hakkı
C) Anadolu Hareketi Osmanlı Devleti ikiliğinin sürdürülmesi
D) TBMM’nin gücü
E) Konferansa katılacak taraflar
11. Anlaşma Devletleri,
I. Durumda; Londra Konferansı’na TBMM’nin başkanı Mustafa Kemal’i Osmanlı delegeleri arasında davet etmişlerdir.
II. Durumda; Lozan Konferansı’na TBMM Hükümeti’ni resmen görüşmelere davet etmişlerdir.
Anlaşma Devletleri’nin bir yıl içerisinde gösterdikleri davranış değişikliği, TBMM’nin gücünün arttığını göstermektedir.
Cevap D
12. Atatürk, “Bizim halkımız çıkarları birbirinden farklı sınıflardan değil; aksine varlıkları ve çalışmalarının sonuçları birbirine lazım olan sınıflardan ibarettir.” demiştir.
Atatürk bu sözüyle, halkçılık ilkesinin hangi özelliğini vurgulamıştır?
A) Halkın, dayanışma ve işbirliği içinde olması
B) Halkın kendi geleceğine karar vermesi
C) Halkın, çalışma özgürlüğünün olması
D) Halkın, yasalar karşısında eşit olması
E) Devletin halka hizmet götürmesi
12. Atatürk’ün öncülde verilen sözü ile halkçılık ilkesinin birlik beraberlik ve dayanışma ile ilgili özelliği öne çıkarılmıştır.
Cevap A
13. Cumhuriyetin ilanrndan sonra yapılan aşağıdaki değişikliklerden hangisi, toplumsal hayattaki uygulamalarda, aynı konuda var olan farklılıkları ortadan kaldırma amacına yönelik değildir?
A) Medreselerin kapatılması
B) Şer’i mahkemelerin kaldırılması
C) Tek dereceli seçim sistemine geçilmesi
D) Miladi takvimin kabul edilmesi
E) Ölçülerde metrik sisteme geçilmesi
13. Cumhuriyetin ilanından sonraya kadar eski eğitim kurumlarından medreselerin yanında yeni tarz mektepler de bulunuyordu. Bu durum eğitim - öğretim alanında ikiliğe neden oluyordu. Bu durum medreselerin kapatılmasıyla sona ermiştir.
Şer’i mahkemelerin yanında yeni tarz mahkemeler de çalışıyordu. Hukuk alanındaki ikiliği kaldırmak amacıyla Şer’i mahkemeler kaldırılmıştır.
Miladi takvim kabulüne kadar mali işler Rumi tak vime, dini günler ise Hicri takvime göre düzenleniyordu. Miladi takvimin kabul edilmesiyle bu alanda da ikilik ortadan kalkmıştır.
Ölçülerde değişiklik yapılmadan önce arşın, endaze, okka, çeki gibi eski ve bölgelere göre değişiklik gösteren birimler kullanılıyordu. Ölçülerle ilgili inkılaptan sonra uluslar arası ölçü birimleri kabul edilerek bu alanda birlik sağlanmıştır.
Seçim sisteminde bir değişiklik olmadığından ikiliğin kaldırılması söz konusu değildir.
Cevap C
14. Atatürk 1925 Ağustosunda yaptığı Kastamonu İnebolu gezisinde halkı başı açık olarak selamladı. Elindeki başlığın adının şapka olduğunu söyledi; sağlık açısından, ekonomik ve estetik açılardan şapkanın yararlarını anlatarak onu halka tanıttı. Fesler atıldı. Şapka kullanımı kısa sürede yurda yayılmaya başladı. Arkasından, 25 Kasım 1925’te “Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun” çıkarıldı.
Bu durum Türk inkılaplarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesidir?
A) İnkılapların birbirini tamamlar nitelikte olduğunun
B) İnkılapların, bazı engellemelerle karşılaştığının
C) İnkılapların yapılmasında bazı geleneklerin dikkate alındığının
D) Siyasi inkılaplara daha çok önem verildiğinin
E) İnkılaplar yapılırken gerekli ortamın hazırlandığının
14. Atatürk’ün Şapka Kanunu çıkmadan önce, şapkanın sağlık, ekonomik ve estetik açılardan yararlarını açıklamasından sonra şapka halk tarafından benimsenmiştir. Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun ancak şapka kullanımının yaygınlaşmasından sonra çıkarılmıştır. Bu durum inkılap hareketlerinin ortam hazırlandıktan sonra gerçekleştirildiğini göstermektedir.
Cevap E
15. Aşağıdakilerden hangisinin, bilim ve teknolojideki ilerlemeleri ve kültür alışverişini hızlandırmada diğerlerinden daha güçlü bir etken olduğu savunulabilir?
A) Hart İnkılabı’nın yapılması
B) Modern saat sisteminin kabul edilmesi
C) Türk Dil Kurumu’nun kurulması
D) Türk Tarih Kurumu’nun kurulması
E) Tekke ve türbelerin kapatılması
15. 1928 yılında Harf İnkılabı’yla Latin harflerinin kabul edilmesi; okuryazar oranını hızla artırmış, eğitim- öğretim faaliyetleri yaygınlaşmış ve Türk ulusu dik katini Arap kültüründen Batı medeniyetine çevirmiş tir. Latin harflerinin kabul edilmesi bilim, teknoloji ve kültür alışverişini hızlandırmıştır. Bize verilen seçeneklerden doğru yanıtı sağlayan en güçlü etken Harf İnkılabı’dır.
Cevap A
16. Demokrasinin baş koşulu özgürlüktür. Demokrasinin işleyebilmesi için, bireylerin özgürce tavır alabil meleri ve toplumsal olaylarda özgür istemleriyle yer almaları gerekir.
Buna göre, demokrasinin işleyebilmesi için temel koşul aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bireylerin siyasi tercihlerinin farklı olması
B) Toplumsal hayata katılabilmenin ön plana çıkarılması
C) Toplumsal olayların birbirini etkilemesi
D) Toplumda farklı inançlara sahip insanların bulunması
E) Toplumun farklı alt kültürlerden insanları kapsaması
16. Soruların çözümünde altı çizili kelime veya bölümlere çok dikkat edilmesi gerekir. Sorunun öncülün de demokrasinin en önemli koşulu olarak özgürlük verilmiştir. Demokraside seçim ve fikirlerin hiçbir et ki altında kalınmadan belirtilmesi esastır. Kişilerin fi kirlerini açıklayabilmeleri için toplumsal hayata katılabilmelerine ortam hazırlamalıdır ki, demokrasi işleyebilsin. Yoksa kişilerin fikirlerini ve isteklerini toplumsal olaylarda baskı veya başka nedenlerden dolayı açıklayamaması hem özgürlük anlayışına hem de demokrasiye ters düşmektedir.
Cevap B
17. Cumhuriyetin kurulmasından sonra gerçekleştirilen, milli eğitimle ilgili uygulamalardan bazıları şunlardır:
I. Durmaksızın daha çağdaşa ve daha doğruya yönelinmesi
II. Okuryazar olmayan birey bırakmamak ülküsüyle eğitim yatırımları yapılması
III. Halkın kendi kendini yönetmesinin bir erdem olduğu düşüncesinin eğitimle yaygınlaştırılması
Bu uygulamaların Atatürk İlkeleriyle ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
I II III
A) İnkılapçılık Cumhuriyetçilik Devletçilik
B) İnkılapçılık Devletçilik Cumhuriyetçilik
C) Cumhuriyetçilik İnkılapçılık Devletçilik
D) Devletçilik Cumhuriyetçilik İnkılapçılık
E) Devletçilik İnkılapçılık Cumhuriyetçilik
17. I. Öncülde verilen eğitim alanında çağdaşlaşma, yanlış bilgi ve uygulamaların atılması, yerine modern ve çağdaşlarının alınması, sürekli ilerlemeye yönelik faaliyetlere girişilmesi Atatürk’ün inkılapçılık ilkesiyle ilgilidir. Çünkü inkılapçılık ilkesi de çağdaşlaşmayı ve ilerlemeyi amaçlamaktadır.
II. Öncülde okuryazar birey bırakmamak amacıyla yatırımların yapılması devletçilik ilkesiyle ilgilidir. Atatürk’ün devletçilik anlayışına göre devlet;
-Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın temel faktörüdür.
- Bölgeler arası farklılığı gidermek ve halkının ihtiyaçlarına cevap vermekle görevlidir.
Dolayısıyla devletin eğitim faaliyetlerine önem vermesi ve yaygınlaştırması asli görevlerinden birisi olduğu gibi yatırımların yapılması ve kaynak ayrılması da devletçilik ilkesinin bir gereğidir.
III. Öncüldeki halkın kendi kendini yönetmesi Cumhuriyetçilik ilkesiyle ilgilidir.
Cevap B
18.Cumhuriyet döneminde görülen gelişmelerden bazıları şunlardır:
I. Millet mekteplerinin açılması
II. Medeni Kanun’un kabul edilmesi
III. Öğretimin birleştirilmesi
IV. Soyadı Kanunu’nun kabul edilmesi
V. Din İşleri ve Evkaf Bakanlığı’nın kaldırılması
Bu gelişmelerden hangileri doğrudan laik devlet düzenine geçiş amacını gütmektedir?
A) I, II ve IV B) I, III ve IV C)II, IV ve V
D) II, III ve V E) I, II, IV ve V
18. Laiklik, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır. II. öncül hukuk, III. öncül eğitim - öğretim alanlarında laikleşme yi sağlarken V. öncül de din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını sağlamıştır. Buna göre D seçeneği doğru cevaptır.
Cevap D
19. XVI. Yüzyılda Çaldıran ve Mohaç Savaşları birer gün sürdüğü halde, XVII. Yüzyılda Otuzyıl Savaşları otuz yıl, XX. Yüzyılda Birinci Dünya Savaşı dört yıl, İkinci Dünya Savaşı ise altı yıl sürmüştür.
Yalnızca bu örneklere bakarak, aşağıdaki genellemelerden hangisine ulaşılabilir?
A) Savaşlar kısa aralıklarla çıkmaktadır.
B) Günümüze yaklaştıkça savaşların süresi artmaktadır.
C) Savaşların süresi, nedenlerine göre değişmektedir.
D) İleri teknoloji, savaşların sürelerini kısaltmıştır.
E) Savaşların sonuca ulaşma süresi farklı olabilmektedir.
19. Sadece paragraftaki bilgiler dikkate alındığında cevabın E seçeneği olduğu görülecektir. Ancak soru çözülürken dikkat edilmezse; D seçeneği bizi yanılta bilir. Savaşların sürelerine dikkat edildiğinde D seçeneğinin aradığımız yanıt olmadığı görülecektir.
Cevap E
2000 ÖSS TARİH SORU VE CEVAPLARI
46.Herodotos olayların oluşuna ilişkin birtakım listeler, kronoloji cetvelleri ve yıllıklar düzenlenmiş olduğu halde tarih biliminin oncusu olarak Herodotos gösterilmektedir.
Herodotos’un tarih biliminin oncusu olarak kabul edilmesinde, aşağıdakilerden en çok hangisinin etkili olduğu savunulabilir?
A) Araştırarak ve yansız olmaya çalışarak yazması
B) Pek çok tarihi olayı bizzat yaşamış olması
C)Tarihi olayların kimler arasında ve ne zaman olduğunu belirtmesi
D) Tarihi olayları kronolojik sıraya göre vermesi
E) Olayların geçtiği yerleri gezip görmesi
46. Sorunun öncülünde Herodotos’tan önce yapılan bazı çalışmalardan bahsedilmiştir. Belli bir sisteme ve kurala dayanmayan bu çalışmalar tarihe bilimsellik kazandıran gelişmeler değildir. Olayların kimler arasında, nerede ve ne zaman gerçekleştiğine dair çalışmalar, olayların oluşuna göre sıralanması ve olaylarla ilgili araştırmalar yapılarak olayların yansız bir şekilde açıklanmaya çalışılması Herodotos’un tarih biliminin öncüsü kabul edilmesini sağlamıştır. Soruda Herodotos’un tarih biliminin öncüsü kabul edilmesinin en etkili nedeninin sorulmasından dolayı doğru cevap olarak A seçeneğini veriyoruz.
Cevap A
47.İlk Türk devletlerinde Kurultayın savaş, barış gibi önemli konularda aldığı kararlar kağanı bağlamazdı.
Buna göre, Kurultay aşağıdakilerden en çok hangisine benzemektedir?
A)Meclis hükümeti B) Olağanüstü meclis C)Kurucu meclis
D) Ulusal meclis E) Danışma meclisi
47. İlk Türk devletlerinde, siyasal, ekonomik, sosyal ve askeri alanlarda ortaya çıkan önemli sorunları görüşmek için boy beylerinden oluşan kurula “Kurul tay” adı verilmiştir. Türk kağanının kurultaydan çıkan kararları uygulama veya uygulamama gibi yet kileri vardı. Hun İmparatoru Mete Yüeçilerin isteklerini kurultaya getirmiş, kurultayda çıkan kararı uygulamamıştır. Bu durum kurultayın danışma meclis olduğunu göstermektedir.
Cevap E
48.I. Hz. Ebubekir döneminde görevlendirilen heyet, Kur’an surelerini toplamıştır.
II. Hz. Osman zamanında Kur’an’ın düzenlemesi yapılmıştır.
III. Düzenlenen Kur’an, çoğaltılarak çeşitli yerlere gönderilmiştir.
Yukarıdakilerden hangileri, Kur’an’ın özgün halinin bozulması, değişik biçimlerinin ortaya çıkması tehlikesini kesin olarak önlemiştir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
48. Hz. Muhammed’e indirilen Kur’an-ı Kerim, deriler tahtalar ve kemikler üzerine yazılmıştı. Vahiy katipleri olarak adlandırılan kişiler ayetleri yazmışlar ancak Kur’an’ın bütünü bir kişinin elinde bulunmuyordu. Hafızlar Kur’an-ı Kerim’i ezberliyordu. Hz Peygamberin vefatından sonra yalancı peygamberler ortaya çıkmış ve Kur’an’ın içerisine sonradan ila veler yapma ihtimali ortaya çıkmıştı. Halifelerde Hz. Ebubekir zamanında bir heyet kurularak Kur’an ayetleri bir araya toplanarak kitap haline getirilmiş tir. Hz. Osman zamanında düzenlemeler yapılara’ özgün halinin bozulması ve değişik biçimlerinin c taya çıkma tehlikesi kesin olarak önlenmiştir.
Cevap D
49. Fransız İhtilali Osmanlı Devleti’nde
I. Tanzimat Fermanının ilanı
II.Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin kurulması
III. Kanun i Esasının kabul edilmesi
IV. Milliyetçilik hareketlerinin başlaması gibi gelişmelerde etkili olmuştur.
Bu gelişmelerden hangileri, Osmanlı Devleti’nin yönetim biçiminde değişiklikle sonuçlanmıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve II
D) II ve IV E) I, II, III ve IV
49. Bu soru öğrencilerin kavramları ve temel bilgileri öğrenmelerini gerektirmektedir. Fransız ihtilali’nin Osmanlı Devleti’nde meydana getirdiği değişiklikler den Tanzimat Fermanı, kanun üstünlüğü anlayışının yerleşmesine, Yeni Osmanlılar Cemiyeti, Osmanlı Devleti’nin batılılaşmasına, milliyetçilik hare ketlerinin başlaması Osmanlı Devleti’nin parçalanmasına neden olmuştur.
Kanun-i Esasi’nin ilanıyla Osmanlı Devletinde padişahın yanında Mebusan Meclisi ve Ayan Meclisi yönetimde görev almıştır. Mebusan Meclisi’nin kurulmasıyla Osmanlı halkı vekillerini seçerek Mebusan Meclisi’ne göndermiştir. Böylece Türk tarihinde ilk defa halk yönetime ortak olmuştur. Böylece Osmanlı Devletinde “Meşruti Monarşi” dönemi başlamış ve yönetim biçiminde değişiklik olmuştur.
Cevap B
50. Osmanlı Devleti’nde Has ve Zeamet topraklarının aşağıdaki özelliklerinden hangisi, bu toprakların “maaş karşılığı” olarak verildiğinin en güçlü kanıtıdır?
A) İşlenmeyen toprakların geri alınması
B) Gelirinin fazla olması
C) Mülkiyetinin devlete ait olması
D) Devlete asker yetiştirilmesini sağlaması
E) Rütbe ve derecelere göre verilmesi
50. Osmanlı Devletinde genel olarak toprağın mülkiyeti devlete aitti. Has ve zeamet devlet toprakları arasında yer alıyordu. Yıllık geliri 100.000 akçe üzerin deki topraklara has, yıllık geliri 20.000- 100.000 akçe arasındaki topraklara zeamet ismi verilmiştir. Yüksek dereceli devlet memurlarına maaş karşılığı olarak haslar, orta dereceli devlet memurlarına maaş karşılığı olarak zeametler verilmiştir.
Soruda devlet topraklarından has ve zeamet topraklarının özellikleri verilerek ‘maaş karşılığının” en güçlü kanıtı sorulmaktadır. E seçeneği en belirgin özelliktir. Çünkü topraklar devlet memurlarının rütbe ve derecelerine göre verilmiştir.
Cevap E
51. XVIII. yüzyılda Rusya, Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde istediği yerde konsolosluklar kurma ve Osmanlı Devleti’nin Ortodoks tebaasına ilişkin söz söyleme hakkına sahip olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi, bu durumdan çıkarıla
bilecek sonuçlardan biri değildir?
A) Osmanlı ülkesinin Rusya’nın etkisine açık olduğu
B) Rusya’nın Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışabileceği
C) Osmanlı ülkesinde yaşayan Hıristiyanlar arasındaki dayanışmanın arttığı
D) Osmanlı Devleti’nin Rusya karşısında zayıf düştüğü.,
E) Osmanlı Devletindeki Ortodoks tebaanın, isteklerini Rusya’ya iletme imkanına kavuştuğu
51. Bu soruda, Osmanlı Devleti’nin Küçük Kaynarca Antlaşması’yla Rusya’ya verdiği ayrıcalıklardan bahsedilmiştir. Rusya’nın Osmanlı ülkesinde konsolosluk kurabilmesi ve Ortodokslar hakkında söz söylemesi A, B, D ve E seçeneklerini içermektedir. Ancak Küçük Kaynarca Antlaşması’nda verilen imtiyazların Osmanlı ülkesindeki Hıristiyanlar arasında dayanışmayı arttırdığını göstermez. Çünkü, Hıristiyanlık Ortodoksluk, Katoliklik, Protestanlık gibi mezheplere ayrılmış ve mezhepler arasında mücadeleler XVIII. yüzyılda da devam etmiştir.
Cevap D
52.XVIII. yüzyılda Osmanlı Devletinde ayanlar, halk tarafından seçilmiş; kendilerine devlet tarafından,vergi toplama, fiyatları kontrol etme ve bulunduğu bölgenin güvenliğini sağlama vb. konularda yetki verilmiştir.
Bu durum aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesi değildir?
A)Ayanlığın resmiyet kazandığının
B)Ayanların halkı temsil ettiğinin
C)Ayanların, halkın üzerinde etkili olduğunun
D)Halkın yanların çalışmalarından memnun olduğunun
E)Bazı konularda denetim sağlamak için devletin ayanlarla işbirliği yaptığının
52. Sorunun öncülünde Osmanlı Devleti’ndeki ayanlıkla ilgili bazı uygulamalardan bahsedilmiştir. Ayan; bir bölgenin, bir ülkenin ileri gelenleri ve sözü geçen onurlu kişilerine denir. XVIII. yüzyılda devlet otorite 5mm zayıflaması üzerine güçlenen ayanlar, XIX. yüzyılın başlarında kontrolden çıkmıştır. Bundan dolayı II. Mahmut ayanların varlığına son vermiştir. Osmanlı Devleti’nin yanlara vergi toplama, fiyatları kontrol etme ve bulundukları bölgenin güvenliğini sağlama yetkisi vermesi A, C ve E seçeneklerinin, yanları halkın seçmesi B seçeneğinin göstergesidir. Verilenler içerisinde halkın ayanların çalışmalarından memnun olup olmadığı yer almamıştır.
Cevap C
53. XIX. ve XX. yüzyıllarda gerçekleşen aşağıdaki olaylardan hangisinin “milliyetçilik” i yansıtmadığı savunulabilir?
A) Birinci Dünya Savaşı’nda Arapların Osmanlı Devletine karşı İngilizlerle işbirliği yapması
B) Yunanistan’ın Osmanlı Devletinden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesi
C) Osmanlı Devleti’nin bir Avrupa devleti sayılması
D) Avusturya - Macaristan veliahdının bir Sırp öğrenci tarafından öldürülmesi
E) Bosna - Hersek ve Sırbistan’da bağımsızlık hareketlerinin başlaması
53. 1789’da ortaya çıkan Fransız İhtilali sonrasında yayılan milliyetçilik akımı, içerisinde birçok ulusu barındıran Osmanlı İmparatorluğu’nu etkilemiş ve parçalanmasına neden olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde yer alan Arapların İngiltere tarafına geçerek Osmanlı imparatorluğuna karşı mücadele etmesi, Yunanistan’ın ayrılarak bağımsız bir devlet kurması, Bosna - Hersek ve Sırbistan’da bağımsızlık hareketlerinin başlaması milliyetçilik il kesini yansıtmaktadır. Ayrıca başka bir imparatorluk olan Avusturya-Macaristan’da anlaşmazlıkların çıkması milliyetçilik akımıyla ilgilidir. Rusya’ya karşı Osmanlı toprak bütünlüğünü korumaya çalışan İngiltere ve Fransa gibi devletler 1856 Paris Antlaşması’nda Osmanlı Devletini Avrupa devleti saymışlardır. Bu durumun ulusçuluk akımıyla ilgisi yoktur.
Cevap C
54. Tanzimat döneminde, Osmanlı Devletinde Avrupa ile ilişkiler artmış, ülkede gazeteler çıkarılmış, bu gazetelerde siyasi ve kültürel konularda yazılar yazılmaya başlanmıştır.
Aşağıdakilerden hangisinin bu durumun sonuçlarından biri olduğu savunulamaz?
A)Halkın aydınlanması
B)Halkın yenilik hareketlerine öncülük etmesi
C)Halkın çevrede olup bitenlere ilgi duyması
D)Okuma ve yazmanın önem kazanması
E)Kültürel iletişimin artması
54. XIX. yüzyılda Osmanlı imparatorluğu’nun Avrupa uluslarıyla ilişkileri yoğunlaşmış ve Avrupa’daki gelişmelerin takip edilmesine önem verilmiştir. II. Mahmut tarafından Avrupa’ya gönderilen öğrenciler geri dönmüş ve Tanzimat döneminde (1839 - 1876), ülkede bazı değişikliklerin yapılması için çalışmışlardır. Bunlardan bazıları gazetelerin çıkarılması ve devle tin icraatlarının eleştirilmesi olmuştur. Osmanlı Devleti, gazetelerin çıkarılmasını maddi olarak desteklemiştir. Ancak Osmanlı halkı yenilik hareketlerine öncülük etmemiştir. Islahat hareketleri padişah ve devlet adamları tarafından organize edilmiştir.
Cevap B
55. Atatürk, Birinci Dünya Savaşı’nda Suriye ve Hicaz’da bulunan Türk ordusunun sevk ve idaresinde Almanların söz sahibi olmalarından rahatsızlık duymuş ve bunu Savaş Bakanı Enver Paşa’ya gönderdiği bir raporda dile getirmiştir.
Bu durum Atatürk’ün aşağıdakilerden hangisini önemsediğinin bir göstergesidir?
A) Bağımsız devlet anlayışını
B) Ordudaki disiplini
C) Türk - Alman dostluğunu
D) Arap topraklarında başlayan ulusçuluk hareketlerini
E) Türk ordusunun birden fazla cephede savaşmakta olduğunu
55. Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı ordularını Alman komutanların sevk ve idare etmesi, Osmanlı Devleti’ni bağımlı bir duruma düşürmüştür. Atatürk, bu duruma itiraz ederek bağımsız devlet anlayışını önemsediğini ortaya koymuştur.
Cevap A
56. TBMM’nin 23 Nisan 1920 tarihinde açılması üzeri ne kurulan Vekiller Heyeti’nin programında, halk dilinden toplanacak kelimelerle bir sözlük oluşturulacağı belirtilmiştir.
Bu durumun aşağıdakilerden hangisi için bir hazırlık olduğu savunulamaz?
A) Türkçe’nin zengin bir dil olduğunun kanıtlanması
B) Kültür alanında inkılaplar yapılması
C) Konuşma ve yazı dili arasındaki farkın ortadan kaldırılması
D) Türkçe’nin ulusal dil haline getirilmesi
E) Türkçe’nin dünyada yaygın bir dil olduğunun Gösterilmesi
56. TBMM içinde oluşturulan Vekiller Heyeti’nin aldığı karar Türk diline önem verildiğini ve zengin bir dil olduğunun ortaya konulmaya çalışıldığını, konuşma ve yazma dilleri arasındaki farkların kaldırılmasına yönelik olduğunu göstermektedir. Dil ile ilgili yapılacak bir çalışma kültürel inkılapları da beraberinde getirmiştir. Örneğin; Türk Dil Kurumu gibi. Ancak halk dilinden toplanacak kelimelerle bir sözlük oluşturulması Türk dilinin dünyada yaygın olduğunu göstermez.
Cevap E
57. Anlaşma Devletleri’nin 22 Mart 1922 tarihinde Türkiye ile Yunanistan’a verdikleri ateşkes önerisinde şu hükümler yer almıştır:
I. Tarafların ordularını araç ve gereç bakımından güçlendirmesinin engellenmesi
II. iki taraf birlikleri arasında 10 km’lik, askerden arındırılmış bir alan bırakılması
III. Müttefikler arası bir komisyonun Türk ordusunu ve askeri durumunu denetlemesi
Bu hükümlerden hangileri, öneride Yunanistan’ın gözetilmiş olduğunu gösterir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
57. Sakarya Savaşı’nda Türk ordusunun Yunan birliklerini mağlup etmesi üzerine Anlaşma Devletleri 22 Mart 1922’de Türkiye ile Yunanistan’a ateşkes önerisinde bulundular. Ancak Anlaşma Devletleri bu önerilerinde Yunanistan’ı gözetmişlerdir. ili. öncül de yer alan “Müttefikler arası bir komisyonun Türk ordusunu ve askeri durumunu denetlemesi” hükmü bu durumun bir göstergesidir. Anlaşma Devletleri söz konusu hükümle yalnız Türk ordusunu denetim altına almak isteyerek yanlı hareket etmiş, Yunanistan’ın tarafını tutmuşlardır.
Cevap C
58. İsmet İnönü, Lozan Konferansı’nın iç tüzük çalışmalarında,
I. Türkçe’nin Fransızca, İngilizce gibi konferans dili olmasını
II. “Karadeniz’de kıyısı olan devletler” ifadesi yeri ne bu devletlerin adlarının yazılmasını
III. Komisyon başkanlıklarından birinin de İngiltere, Fransa ve İtalya’nın yanında Türkiye’ye verilmesini önermiştir.
Bu önerilerden hangileri, İsmet İnönü’nün konferansta uluslararası eşitlik kurallarına uyulmasını sağlamaya çalıştığını gösterir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I ve III
58. Lozan Konferansı’nın çalışma kuralları belirlenirken Anlaşma Devletleri kendileri için avantaj oluşturacak koşullar sağlamak istemişlerdir. Buna karşılık Türk heyetinin başkanı İsmet İnönü” Fransızca ve İngilizce gibi Türkçe’nin de konferans dili kabul edilmesi” ve “komisyon başkanlıklarından birinin de İngiltere, Fransa ve İtalya’nın yanında Türkiye’ye verilmesi” önerileri ile Anlaşma Devletleri’nin bu çalışmalarına karşı çıkmış ve uluslararası eşitlik kurallarına uyulmasını istemiştir.
Cevap E
59. “Ulusal egemenliğin dayanağı ‘halkçılıktır.” yargısı,
I. Cumhuriyetçilik
II. Devletçilik
III. İnkılapçılık
ilkelerinden hangilerini doğrudan destekler?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
59. Atatürk ilkelerinden halkçılık, toplumsal alanda eşitliği ve fertlerin yönetime diğer fertlerle eşit olarak katılımını öngörür. Cumhuriyetçilik, yönetimde hal kın eşit olarak seçimlere katılarak pay sahibi olmasını öngörür. Halkçılık, ulusal egemenliği temel alan Cumhuriyetçilik ilkesinin bütünleyicisidir.
60. Atatürk, 1 Kasım 1934’te TBMM’nin toplantı yılını açarken, “Ulusal, ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri toplamak; onları biran önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir.” demiştir.
Atatürk bu sözüyle aşağıdakilerden hangisini vurgulamıştır?
A) Türk musiki tarihinin çok eskiye dayandığını
B) Türk müziğinde çağdaşlaşmanın gereğini
C) Türk müziğinde batı tarzındaki müziğe de yer verilmesi gerektiği
D) Türk müziğinin evrensel müziğe olan katkısını
E) Müziğin evrensel boyutta algılanmasının önemini
60 Atatürk’ün 1 Kasım 1934’te TBMM’de yaptığı bir konuşmada ulusal, ince duyguları, düşünceleri anla tan yüksek deyişleri söyleyişleri genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektiğini belirterek bu deyiş ve söyleyişlerin çağdaşlaştırılmasının önemini vurgulamıştır.
Cevap B
61. Türkiye’de,
I. Ayrıcalık işareti olan unvanların kullanılmasının yasaklanması
II. Eğitim ve öğretimin birleştirilmesi
III. Miladi Takvimin kabul edilmesi
gelişmelerinden hangilerinin “imtiyazsız, sınıfsız ve kaynaşmış bir ülke” oluşturmayı amaçladığı savunulabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
61. 1934 yılında çıkarılan bir kanun ile imtiyaz ve sınıf belirten paşa, ağa, hacı, hoca, hafız, bey, beyefendi, hanım, hanımefendi gibi unvanlar kaldırılmıştır.
1924 yılında Tevhidi-i Tedrisat Kanunu çıkarılarak eğitim - öğretim faaliyetleri birleştirilmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanmıştır. Böylece;
- Yabancı okulların ayrıcalıkları kaldırılmıştır.
- Medreseler kapanmış, mektepli-medreseli çekişmesi ortadan kaldırılarak kültür çatışması önlenmiştir. I. ve II. öncüller sınıfsız, imtiyazsız ve kaynaşmış bir toplumun oluşturulmasının amaçlandığını göstermektedir.
Cevap D
62. Atatürk, Türk milletine gideceği yolu gösterirken, “Dünyanın her türlü ilminden, buluşlarından, ilerlemelerinden yararlanılacaktır; ancak temel, kendi içimizden çıkarılmalıdır.” demiştir.
Atatürk bu sözüyle, milli eğitimde çağdaşlığın, aşağıdakilerden hangisi üzerine temellendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır?
A) Birlik ve bütünlük B) Ulusallık C) Eşitlik
D) Laiklik E) Sevgi ve sorumluluk
62. Atatürk, inkılap hareketlerini gerçekleştirerek Türk ulusuna ilerlemenin yollarını göstermiştir. Bu sırada dünya uluslarının gelişmelerinden yararlanarak (Örneğin, Medeni Kanun, Mil Takvim vs.) Türk toplumunun çağdaşlaşmasını sağlamıştır. Ancak çağdaşlaşmanın temelini ulusal değerlerimize dayandırmıştır.
Cevap B
63. I. Kütahya - Eskişehir savaşları - Kurtuluş Savaşı
II. Deme ve Tobruk savaşları - Trablusgarp Savaşı
III.. Çanakkale savaşları - 1. Dünya Savaşı
Yukarıdakilerden hangileri “Kesin sonuç alınmadığı sürece, bir savaşın kaybedilmesi savaşın tüm den kaybedilmesine neden olmaz.” yargısını doğrulamaktadır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
63. Verilen seçenekler içerisinde bu sorunun doğru cevabı yoktur. Çünkü, Türk ulusu Kurtuluş Savaşı’nın bir parçası olan Kütahya - Eskişehir Savaşlarını kaybetmesine rağmen Kurtuluş Savaşı’nı kazanmıştır. İtalya, Deme - Tobruk Savaşlarını kaybetmesine rağmen Trablusgarp Savaşı’nı kazanmıştır. İngiltere ve Fransa Çanakkale Savaşlarını kaybet melerine rağmen 1. Dünya Savaşı’nı kazanmışlar dır. Dolayısıyla öncüllerde verilen bilgilerin hepsi sorudaki kurala kanıt olarak gösterilebilir (I, II ve III). ÖSYM bu soruya doğru cevap olarak A seçeneğini vermiştir.
Cevap A
64. I. Genel savaş, bütün güç ve kaynakların sınırsız olarak kullanıldığı topyekün bir mücadeledir.
II. Gayri nizami savaş, düşmanın işgal etmiş olduğu bölgelerde kalan yerli halkın, düşman kuvvetlerine karşı girişmiş olduğu direnme harekatıdır.
III. Soğuk savaş, düşmanın direnme azmini ve iradesini kırmak amacıyla uygulanan siyasi, ekonomik ve psikolojik baskılara, kuvvet gösterileri ne dayanan uluslararası bir gerilimdir.
Türk Kurtuluş Savaşı’nın, yukarıda tanımlanan savaş türlerinden hangilerine açık bir örnek oluşturduğu savunulabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
64. Osmanlı imparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’nda mağlup olduktan sonra ağır koşullar içeren Mondros Ateşkesi’ni imzalamış, ordularını terhis etmiş. toprakları işgale uğramış ve halkın güvenliğini sağlayamamıştır. Bu gelişmelerden sonra Türk halkı maddi-manevi bütün güç kaynaklarını kullanarak işgal güçlerine karşı direnişe geçmiştir (I. Öncül). Türk halkı kendi yaşadığı bölgeleri işgalden kurtarmak için bölgesel nitelikli Kuvay-ı Milliye birlikler’ kurarak savaşmıştır (II. Öncül). Tekalif-i Milliye Kanunu, halkın kadınıyla erkeğiyle savaşa katılması vs. I. ve II. öncüllere örnek olarak gösterilebilir. Ancak Türk Kurtuluş Savaşı’nın “Soğuk Savaş” yönü yoktur.
Cevap D
1999 YILI ÖSS TARİH SORU VE ÇÖZÜMLERİ
1.Hattuşaş’ta bulunan ve Hititlerle Mısırlılar arasında yapılan Kadeş Barışı ile ilgili olan metinde. antlaş maya Hitit Kralı Hattuşili’nin mühürü yanında, Hitit Kraliçesi Pudahepa’nın mühürü de basılmıştır.
Bu bilgi aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesidir?
A) Antlaşmanın eşit koşullar altında yapıldığının
B) ki devletin yöneticileri arasında akrabalık kurulduğunun
C) Antlaşmanın uzun süre yürürlükte kalacağının
D) Kraliçenin devlet işlerinde söz sahibi olduğunun
E) Eski Anadolu’da, yasaların kadınları koruduğunun
1. Soruda tarihte bilinen ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Antlaşması’nın imzalanmasıyla ilgili bilgi verilmiştir. Paragrafta Hitit Kralının yanında Hitit Kraliçe sinin de imzasından bahsedilmiştir. Kralın resmi protokol ve antlaşmaları imzalaması normal bir durum dur. Kraliçenin de uluslar arası bir antlaşmaya mührünü vurması devlet işlerinde söz sahibi olduğunu göstermektedir.
Cevap D
2. Türkçe’de buğday, arpa, darı gibi tahıl adları ile altın, gümüş, bakır, kurşun, demir gibi metal adlarının bulunması ve kurganlardan kılıç, süngü, bıçak ve balta gibi silahların çıkması, Türklerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine bir kanıt olamaz?
A) Tarım ürünlerini tanıdıklarına
B) Savunma amacıyla kullanılabilecek araçlar edin diklerine
C) Mezarlara kişisel eşyaların da konulduğuna
D) Metal eşyalardan yararlandıklarına
E) Komşu ülkelerle iyi ilişkiler içinde olduklarına
2. Türkçe de buğday, arpa ve darı gibi tahıl adlarının bilinmesi A seçeneğine, kurganlardan (mezar) kılıç, süngü, bıçak ve baltaların çıkması B ve C seçeneklerine, altın, gümüş, bakır, kurşun ve demir gibi metal adlarını kullanmaları D seçeneğine kanıt olarak gösterilebilir. Verilen bilgiler içerisinde komşu ülkelerle ilişkilerden bahsedilmemiştir.
Cevap E
3. Emeviler Döneminde,
I. İlk Arap parasının basılması
II. Arap olmayan Müslümanlara mevali (köle) adı verilmesi
III. Aileler arasında iktidar mücadelesi olması
IV. Ülkeye katılan ulusların kültürlerinden yararlanılması
olgularından hangileri, Arap milliyetçiliğinin göstergesi sayılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız IV C) IveII
D) II ve III E) III ve IV
3. Emevilerin, Arap parası basmaları ve diğer uluslardan Müslüman olanlara köle adı vermeleri, Arap milliyetçiliğinin göstergesi sayılabilir. Çünkü İslamiyet’te insanların ırkı ne
olursa olsun eşitliği esastır. Emevilerin Arap olmayanlara köle nazarıyla bakmaları Arap milliyetçiliği yaptıklarını göstermektedir.
Cevap C
4. XVI. yüzyılda Almanya’da her prens kendi kabul ettiği mezhebe tebaasını da sokma hakkına sahipti. Koyu Katolik olan Alman imparatoru bütün tebaasını zorla Katolik yapmaya çalışınca, Protestan mezhebinden olanlar ayaklanmıştı r. Almanya içindeki bu mezhep mücadelesi bütün Avrupa’ya yayılmış- tır. Fransızlar, Katolik oldukları halde, Almanya’daki Protestanları desteklemişlerdir.
Fransa’nın Protestanları desteklemesi aşağıda kilerden hangisine bağlanabilir?
A) Avrupa’daki din savaşlarına son vermek istemesine
B) Almanya’nın tek yönetim altında birleşerek güçlenmesine karşı olmasına
C) Protestan mezhebini resmen tanımış olmasına
D) Prenslerin inanç özgürlüğüne sahip olmasını onaylamasına
E) Topraklarında çeşitli mezheplerden insanların bulunmasına
4. XVI. yüzyılda Avrupa’da Reform hareketleri ortaya çıkmıştır. Reform hareketlerinden sonra Avrupa’da yeni mezhepler ortaya çıkmış ve Katolik Kilisesiyle mücadeleye başlamışlardır. Böylece XVI. yüzyıl Avrupa’sında mezhep savaşları yaşanmıştır.
Sorunun öncülünde üç durum var:
I. Almanya ve Fransa’nın Katolik mezhebinden olmaları
II. Katolik Almanya’nın Protestan prenslerle savaşması
III. Katolik mezhebine bağlı olan Fransa’nın Protestan prensleri destekleyerek Katolik Almanya ile savaşması
Fransa’nın Otuzyıl Savaşlarında, rekabet halindeki komşusu Almanya’ya karşı Protestanları desteklemesi, Almanya’nın kendi içerisinde birlik ve beraberliği sağlayarak güçlenmesini engelleme amacına yöneliktir.
Cevap B
5. Osmanlı Devleti XVII. Yüzyılda, birçok alanda duraklama ve gerileme dönemine girmiştir.
Bu dönemde görülen, duraklama ve gerileme belirtileri aşağıdakilerden hangisinde
en azdır?
A) Güzel sanatlar
B) Dış ülkelerdeki saygınlık
C) İmparatorluk sınırları içindeki topraklar
D) Hazine gelirleri (maliye)
E) Ordunun savaş gücü
5. XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, duraklamaya başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin zayıflaması, dış ülkeler deki saygınlığı, toprakları, maliyesi ve ordunun savaş gücünde etkisini göstermiştir. Güzel sanatlarda ki gerileme devletin duraklaması veya gerilemesin de fazla etkili değildir. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde güzel sanatlarda gelişme devam etmiştir.
Cevap A
6. II. Mahmut döneminde yapılan aşağıdaki re formlardan hangisi, doğrudan devlet otoritesinin güçlendirilmesine yönelik bir uygulama değildir?
A) Devlet yönetimine bakanlık usulünün getirilmesi
B) Memurların can ve mal güvenliğinin sağlanması
C) İlköğretimin zorunlu hale getirilmesi
D) Polis ve posta teşkilatlarının kurulması
E) Yenilik hareketlerine karşı çıkan Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması
6. A, B, D ve E seçeneklerindeki bilgiler devlet otorite sini güçlendirmeye yönelik uygulamalardır. Ancak, ilköğretimin zorunlu hale getirilmesi, toplumun okur yazarlık oranının artırılmasına, toplumun kültürel durumunun yükseltilmesine yönelik bir uygulama dır.
Cevap C
7. Kırım Savaşı sonunda imzalanan Paris Antlaşması’nda yer alan hükümlerden bazıları şunlardır:
I. Osmanlı Devleti’nin bir Avrupa devleti sayılması
II. Karadeniz’in tarafsız hale getirilmesi
III.Et ak ve Buğdan’da, iç yönetimde özerkliğin bir Avrupa komisyonu tarafından düzenlenmesi
IV. Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünün büyük devletlerce tanınması
Bu hükümlerden hangileri Osmanlı Devleti çıkarlarına aykırıdır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
D) II ve III E) III ve IV
7. Soruda Paris Antlaşması’nın bazı maddeleri verilerek Osmanlı Devletini olumsuz etkileyenler sorul maktadır. Osmanlı Devleti, Kırım Savaşı’nı kazanmış olmasına rağmen Karadeniz’in tarafsızlığını kabul etmek zorunda kalmıştır. Yani mağlup olan Rusya gibi, Osmanlı Devleti de Karadeniz’de donanma ve tersane bulunduramayacaktı. Bu durum Osmanlı Devletini mağlup duruma düşürmüştür. Osmanlı Devleti’nin toprakları içerisindeki Eflak-Buğdan’ın iç yönetimde özerkliğin bir Avrupa komisyonu tarafından düzenlenmesi, Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışılmasına neden olmuştur. II ve III nolu öncüller Osmanlı Devleti’nin çıkarlarına aykırıdır.
Cevap D
8. Baltalimanı Antlaşması’ndan önce, yerli ve yabancı tüccarlar mallarını ülke içinde bir bölgeden diğerine taşırlarken iç gümrük vergisi ödemek zorundaydılar. Yabancı tüccarlar Baltalimanı Antlaşması’yla bu yükümlülükten kurtulmuşlar; fakat yerli tüccarlar iç gümrük vergisini ödemeyi sürdürmüşlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi, Baltalimanı Antlaşması’yla ortaya çıkan bu durumun sonuçlarından biri değildir?
A) Osmanlı pazarlarına, yabancı tüccarların egemen olması
B) Yerli tüccarların yabancı tüccarlarla rekabet etmesinin zorlaşması
C) Bazı yerli tüccarların ticaret hayatından çekilmek zorunda kalması
D) Ticaret gelirlerinin daha çoğunun yabancılara gitmesi
E) Yerli mallarda kalitenin artması
8. A, B, C, D seçeneklerinde verilen sonuçlar, öncül deki bilgilerden kolayca çıkarılabilir. Baltalimanı Antlaşması (1838), yabancı tüccarları vergi ödeme yönüyle Türk ve Müslüman tüccarlardan daha avantajlı duruma getirmiştir. Bu durum yerli tüccarların güç kaybetmesine ve işlerinin bozulmasına yol açmıştır. XIX. yüzyılda fabrikalar sayesinde seri üretim yapan Avrupalılar, kapitülasyonlar ve Baltalimanı Antlaşması’ndan yararlanarak Osmanlı pazarlarına egemen olmuşlardır. Sanayisini kuramayan Osmanlı Devleti, ekonomik yönden Avrupa ile rekabet edememiştir. Yerli tüccarların zayıflaması ve piyasadan silinmesinden ve ucuz Avrupa mallarının pazarlara egemen olmasından sonra, yerli mallarda kalitenin artması söz konusu olamaz.
Cevap E
9. Mondros Ateşkes Anlaşması’na göre Osmanlı Devleti’nin Hicaz, Yemen, Suriye ve Irak’taki kuvvetleri en yakın Anlaşma Devletleri Kumandanlığına teslim olacaktı.
Bu madde, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın hangi özelliğine bir örnektir?
A) Osmanlı Devletini güçsüz duruma düşürme
B) Sınırları belli olmayan yörelerin, eski coğrafya adlarını kullanma
C) Osmanlı Devleti’nin hukuki varlığını tanıma
D) Osmanlı Devleti’nin müttefikleriyle bağlantısını kesme
E) Yerel direnişleri başlatma
9. Mondros Ateşkes Anlaşması’na göre, Osmanlı Devleti’nin dört farklı cephedeki askerlerini Anlaşma Devletleri’ne teslim etmesi askeri yönden ve in san gücü yönünden zayıflatılmasına yönelik bir uygulamadır. İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkesi’yle Osmanlı Devletini savunmasız duruma düşürmüşlerdir.
Cevap A
10. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında, olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin oluşturulması ile ilgili taslakta, adı ne olursa olsun Ankara’da toplanacak meclisin dışında, üyelerini padişahın seçtiği bir Ayan Meclisi’nin de oluşabileceği tezi öne sürülmüş; ancak bu tez üzerinde durulmamıştır.
Ayan Meclisi tezi üzerinde durulmaması aşağıdakilerden hangisine bağlanabilir?
A) İstanbul’un işgalini önlemek için zaman kazanmak istenmesine
B) Ulus egemenliği ilkesinin benimsenmiş olmasına
C) İki meclisli bir sisteme geçmek istenmesine
D) İstanbul Hükümeti’nin karşı çıkmasından endişe edilmesine
E) İstanbul’daki Ayan Meclisi’nin yeterli bulunmasına
10. Ayan Meclisi’nin padişah tarafından seçilerek ülke yönetiminde söz sahibi olması, ulus egemenliğine ve milletvekillerinin seçimle belirlenmesi esasına ters düşmektedir. Bu nedenle Ayan Meclisi tezinin üzerinde durulmaması ulus egemenliği ilkesinin benimsendiğini göstermektedir.
Cevap B
11. Anlaşma Devletleri,
I. 1921 yılında Londra’da toplanacak konferansa Osmanlı Devleti’nin göndereceği delegeler arasında Mustafa Kemal’in veya O’nun yetkili kılacağı bir delegenin de bulunmasını istemişler;
II. 1922 yılında Lozan’da toplanacak olan barış konferansına, TBMM Hükümeti ile Osmanlı Hükümetini birlikte çağırmışlardır.
Bu iki durum, 1921 den 1922 yılına kadar geçen süre içinde Anlaşma Devletleri’nin aşağıdakilerin hangisi ile ilgili görüşünde bir değişme olduğunu göstermektedir?
A) Sevr Antlaşması’nın geçerliği
B) Osmanlı Devleti’nin temsil edilme hakkı
C) Anadolu Hareketi Osmanlı Devleti ikiliğinin sürdürülmesi
D) TBMM’nin gücü
E) Konferansa katılacak taraflar
11. Anlaşma Devletleri,
I. Durumda; Londra Konferansı’na TBMM’nin başkanı Mustafa Kemal’i Osmanlı delegeleri arasında davet etmişlerdir.
II. Durumda; Lozan Konferansı’na TBMM Hükümeti’ni resmen görüşmelere davet etmişlerdir.
Anlaşma Devletleri’nin bir yıl içerisinde gösterdikleri davranış değişikliği, TBMM’nin gücünün arttığını göstermektedir.
Cevap D
12. Atatürk, “Bizim halkımız çıkarları birbirinden farklı sınıflardan değil; aksine varlıkları ve çalışmalarının sonuçları birbirine lazım olan sınıflardan ibarettir.” demiştir.
Atatürk bu sözüyle, halkçılık ilkesinin hangi özelliğini vurgulamıştır?
A) Halkın, dayanışma ve işbirliği içinde olması
B) Halkın kendi geleceğine karar vermesi
C) Halkın, çalışma özgürlüğünün olması
D) Halkın, yasalar karşısında eşit olması
E) Devletin halka hizmet götürmesi
12. Atatürk’ün öncülde verilen sözü ile halkçılık ilkesinin birlik beraberlik ve dayanışma ile ilgili özelliği öne çıkarılmıştır.
Cevap A
13. Cumhuriyetin ilanrndan sonra yapılan aşağıdaki değişikliklerden hangisi, toplumsal hayattaki uygulamalarda, aynı konuda var olan farklılıkları ortadan kaldırma amacına yönelik değildir?
A) Medreselerin kapatılması
B) Şer’i mahkemelerin kaldırılması
C) Tek dereceli seçim sistemine geçilmesi
D) Miladi takvimin kabul edilmesi
E) Ölçülerde metrik sisteme geçilmesi
13. Cumhuriyetin ilanından sonraya kadar eski eğitim kurumlarından medreselerin yanında yeni tarz mektepler de bulunuyordu. Bu durum eğitim - öğretim alanında ikiliğe neden oluyordu. Bu durum medreselerin kapatılmasıyla sona ermiştir.
Şer’i mahkemelerin yanında yeni tarz mahkemeler de çalışıyordu. Hukuk alanındaki ikiliği kaldırmak amacıyla Şer’i mahkemeler kaldırılmıştır.
Miladi takvim kabulüne kadar mali işler Rumi tak vime, dini günler ise Hicri takvime göre düzenleniyordu. Miladi takvimin kabul edilmesiyle bu alanda da ikilik ortadan kalkmıştır.
Ölçülerde değişiklik yapılmadan önce arşın, endaze, okka, çeki gibi eski ve bölgelere göre değişiklik gösteren birimler kullanılıyordu. Ölçülerle ilgili inkılaptan sonra uluslar arası ölçü birimleri kabul edilerek bu alanda birlik sağlanmıştır.
Seçim sisteminde bir değişiklik olmadığından ikiliğin kaldırılması söz konusu değildir.
Cevap C
14. Atatürk 1925 Ağustosunda yaptığı Kastamonu İnebolu gezisinde halkı başı açık olarak selamladı. Elindeki başlığın adının şapka olduğunu söyledi; sağlık açısından, ekonomik ve estetik açılardan şapkanın yararlarını anlatarak onu halka tanıttı. Fesler atıldı. Şapka kullanımı kısa sürede yurda yayılmaya başladı. Arkasından, 25 Kasım 1925’te “Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun” çıkarıldı.
Bu durum Türk inkılaplarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesidir?
A) İnkılapların birbirini tamamlar nitelikte olduğunun
B) İnkılapların, bazı engellemelerle karşılaştığının
C) İnkılapların yapılmasında bazı geleneklerin dikkate alındığının
D) Siyasi inkılaplara daha çok önem verildiğinin
E) İnkılaplar yapılırken gerekli ortamın hazırlandığının
14. Atatürk’ün Şapka Kanunu çıkmadan önce, şapkanın sağlık, ekonomik ve estetik açılardan yararlarını açıklamasından sonra şapka halk tarafından benimsenmiştir. Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun ancak şapka kullanımının yaygınlaşmasından sonra çıkarılmıştır. Bu durum inkılap hareketlerinin ortam hazırlandıktan sonra gerçekleştirildiğini göstermektedir.
Cevap E
15. Aşağıdakilerden hangisinin, bilim ve teknolojideki ilerlemeleri ve kültür alışverişini hızlandırmada diğerlerinden daha güçlü bir etken olduğu savunulabilir?
A) Hart İnkılabı’nın yapılması
B) Modern saat sisteminin kabul edilmesi
C) Türk Dil Kurumu’nun kurulması
D) Türk Tarih Kurumu’nun kurulması
E) Tekke ve türbelerin kapatılması
15. 1928 yılında Harf İnkılabı’yla Latin harflerinin kabul edilmesi; okuryazar oranını hızla artırmış, eğitim- öğretim faaliyetleri yaygınlaşmış ve Türk ulusu dik katini Arap kültüründen Batı medeniyetine çevirmiş tir. Latin harflerinin kabul edilmesi bilim, teknoloji ve kültür alışverişini hızlandırmıştır. Bize verilen seçeneklerden doğru yanıtı sağlayan en güçlü etken Harf İnkılabı’dır.
Cevap A
16. Demokrasinin baş koşulu özgürlüktür. Demokrasinin işleyebilmesi için, bireylerin özgürce tavır alabil meleri ve toplumsal olaylarda özgür istemleriyle yer almaları gerekir.
Buna göre, demokrasinin işleyebilmesi için temel koşul aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bireylerin siyasi tercihlerinin farklı olması
B) Toplumsal hayata katılabilmenin ön plana çıkarılması
C) Toplumsal olayların birbirini etkilemesi
D) Toplumda farklı inançlara sahip insanların bulunması
E) Toplumun farklı alt kültürlerden insanları kapsaması
16. Soruların çözümünde altı çizili kelime veya bölümlere çok dikkat edilmesi gerekir. Sorunun öncülün de demokrasinin en önemli koşulu olarak özgürlük verilmiştir. Demokraside seçim ve fikirlerin hiçbir et ki altında kalınmadan belirtilmesi esastır. Kişilerin fi kirlerini açıklayabilmeleri için toplumsal hayata katılabilmelerine ortam hazırlamalıdır ki, demokrasi işleyebilsin. Yoksa kişilerin fikirlerini ve isteklerini toplumsal olaylarda baskı veya başka nedenlerden dolayı açıklayamaması hem özgürlük anlayışına hem de demokrasiye ters düşmektedir.
Cevap B
17. Cumhuriyetin kurulmasından sonra gerçekleştirilen, milli eğitimle ilgili uygulamalardan bazıları şunlardır:
I. Durmaksızın daha çağdaşa ve daha doğruya yönelinmesi
II. Okuryazar olmayan birey bırakmamak ülküsüyle eğitim yatırımları yapılması
III. Halkın kendi kendini yönetmesinin bir erdem olduğu düşüncesinin eğitimle yaygınlaştırılması
Bu uygulamaların Atatürk İlkeleriyle ilişkisi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
I II III
A) İnkılapçılık Cumhuriyetçilik Devletçilik
B) İnkılapçılık Devletçilik Cumhuriyetçilik
C) Cumhuriyetçilik İnkılapçılık Devletçilik
D) Devletçilik Cumhuriyetçilik İnkılapçılık
E) Devletçilik İnkılapçılık Cumhuriyetçilik
17. I. Öncülde verilen eğitim alanında çağdaşlaşma, yanlış bilgi ve uygulamaların atılması, yerine modern ve çağdaşlarının alınması, sürekli ilerlemeye yönelik faaliyetlere girişilmesi Atatürk’ün inkılapçılık ilkesiyle ilgilidir. Çünkü inkılapçılık ilkesi de çağdaşlaşmayı ve ilerlemeyi amaçlamaktadır.
II. Öncülde okuryazar birey bırakmamak amacıyla yatırımların yapılması devletçilik ilkesiyle ilgilidir. Atatürk’ün devletçilik anlayışına göre devlet;
-Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmanın temel faktörüdür.
- Bölgeler arası farklılığı gidermek ve halkının ihtiyaçlarına cevap vermekle görevlidir.
Dolayısıyla devletin eğitim faaliyetlerine önem vermesi ve yaygınlaştırması asli görevlerinden birisi olduğu gibi yatırımların yapılması ve kaynak ayrılması da devletçilik ilkesinin bir gereğidir.
III. Öncüldeki halkın kendi kendini yönetmesi Cumhuriyetçilik ilkesiyle ilgilidir.
Cevap B
18.Cumhuriyet döneminde görülen gelişmelerden bazıları şunlardır:
I. Millet mekteplerinin açılması
II. Medeni Kanun’un kabul edilmesi
III. Öğretimin birleştirilmesi
IV. Soyadı Kanunu’nun kabul edilmesi
V. Din İşleri ve Evkaf Bakanlığı’nın kaldırılması
Bu gelişmelerden hangileri doğrudan laik devlet düzenine geçiş amacını gütmektedir?
A) I, II ve IV B) I, III ve IV C)II, IV ve V
D) II, III ve V E) I, II, IV ve V
18. Laiklik, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır. II. öncül hukuk, III. öncül eğitim - öğretim alanlarında laikleşme yi sağlarken V. öncül de din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını sağlamıştır. Buna göre D seçeneği doğru cevaptır.
Cevap D
19. XVI. Yüzyılda Çaldıran ve Mohaç Savaşları birer gün sürdüğü halde, XVII. Yüzyılda Otuzyıl Savaşları otuz yıl, XX. Yüzyılda Birinci Dünya Savaşı dört yıl, İkinci Dünya Savaşı ise altı yıl sürmüştür.
Yalnızca bu örneklere bakarak, aşağıdaki genellemelerden hangisine ulaşılabilir?
A) Savaşlar kısa aralıklarla çıkmaktadır.
B) Günümüze yaklaştıkça savaşların süresi artmaktadır.
C) Savaşların süresi, nedenlerine göre değişmektedir.
D) İleri teknoloji, savaşların sürelerini kısaltmıştır.
E) Savaşların sonuca ulaşma süresi farklı olabilmektedir.
19. Sadece paragraftaki bilgiler dikkate alındığında cevabın E seçeneği olduğu görülecektir. Ancak soru çözülürken dikkat edilmezse; D seçeneği bizi yanılta bilir. Savaşların sürelerine dikkat edildiğinde D seçeneğinin aradığımız yanıt olmadığı görülecektir.
Cevap E