türk ocağı
serdengeçti
Mehmetler ve Buraklar
Bu topraklarda her gün binlerce çocuk doğar.
İstanbulda mesela!
Adını koyarlar sonra
Burak derler mesela!
Tâlihlidir çocuk akranlarına kıyasla!
Lâkin ne İstanbulda doğmuş olmasıdır Tâlihi, ne de isminin Burak konması. Çocuğun tek imtiyâzı, babasının oğlu olması
Henüz doğmadan istikbâli tertip edilmiştir Burakın.
Büyük bir heyecanla odası hazırlanmış, en güzel oyuncaklar alınmış, Burak için her şeyin en iyisi düşünülmüştür.
Yavaş yavaş büyür Burak
Hak ettiği gibi eğitimini en güzel okullarda alır, limitsiz burslarla.
Bilgisayar oyunlarında dahi kahramana azamî üç kez hata yapma şansı tanınırken, Burakın hata yapma sınırı yoktur hayatın içinde.
Bir gün annesinin son model arabasıyla, daha 19 yaşında, olanca mâsumiyetiyle seyrederken kendi şeridinde, yaşlı bir kadının ölümüne sebebiyet verebilir. Ama Burak suçsuzdur.
Mecburiyet diye bir şey de söz konusu değildir Burak için.
Askerlik çağına geldiğinde, hayatının baharında, tam da gürbüz bir delikanlı olduğu yaşta, yani vatanını savunmaya, vatanı sağolsun diye canını bile fedâ edebilecek zamanlarda, çürüktür Burak.
Buraka sonuna kadar açılmayan bir kapı yoktur.
22 yaşında, açık bir krediyle gemicik sâhibi olabilir. Akranlarının ömür boyu çalışarak sahip olamayacağı kadar parayı, bir düğün merâsiminde elde edebilir.
Alır ve verir Burak, ekonomiye can verir.
Bu topraklarda her gün yüzlerce çocuk doğar.
Anadolunun bir yerinde, Aydının Nazilli ilçesinin Beğerli Köyünde.
Adını koyarlar sonra
Onun da kulağına ezan okunur, Mehmet derler ona!
Burak kadar Tâlihli değildir Mehmet. Lâkin Tâlihsizliği ne Aydında doğması, ne de babasının çiftçilikle çocuklarının karnını doyurmaya çalışan bir çiftçi olması.
Mehmetin Tâlihsizliği; Burakın Tâlihidir aslında.
Yoksulluğun içine doğmuştur Mehmet. Hayata gözlerini açtığı yer tenekelerle oluşturulmuş derme çatma bir barakadır. Ne kendine ait bir odası olmuştur, ne de bir oyuncak arabası.
Yavaş yavaş büyür Mehmet. Okul çağına geldiğinde giyip kara lastiklerini, çamurlu köy yollarında okula gider koşa koşa.
Belki hayaller kurmuştur Mehmet.
Mühendis olmak istemiştir mesela, lakin Mehmetin okuma hayalleri son bulmuştur yine köyünün çamurlu yollarında, babasının güç belâ elde ettiği bir pamuk tarlasında.
Köy çocuğudur Mehmet.
Kendinden birkaç yaş büyük ağabeyinin eskileriyle büyür, doğru dürüst emeklemeyi öğrenmeden kendi kendine yürür.
Zorundadır Mehmet.
Mağdurdur!
Mazlumdur!
Ne kimsenin canını yakmıştır, ne de bir mâsumun canına kıymıştır
Askerlik çağına geldiğinde, düğünlerle uğurlanır Mehmet, bayraklarla, kınalarla uğurlanır geride anne ve babasını, kardeşlerini, belki de duygularını ifade edecek kadar cesareti toplayamadığı için askerlik sonrasına ertelediği sevdiğini.
Zira vatana kurbandır ve vatan sağ olsun diye canını verecek kadar sağlamdır.
Kalleş bir pusuda vurularak sırtından şehit olur sonra!
Can verir Mehmet.
Vatan sağ olsun diye, Burak sağ olsun diye can verir
Bu topraklarda bir gün bir çocuk doğar.
Adı yoktur çocuğun, yüreği vardır Mehmet kadar
Ve bütün bu adâletsizliğe son verir
Enes ÇUBUKÇUOĞLU
40 ambar
K.âMehmetâler ve âBurakâlarâ¦
Bu topraklarda her gün binlerce çocuk doğar.
İstanbulda mesela!
Adını koyarlar sonra
Burak derler mesela!
Tâlihlidir çocuk akranlarına kıyasla!
Lâkin ne İstanbulda doğmuş olmasıdır Tâlihi, ne de isminin Burak konması. Çocuğun tek imtiyâzı, babasının oğlu olması
Henüz doğmadan istikbâli tertip edilmiştir Burakın.
Büyük bir heyecanla odası hazırlanmış, en güzel oyuncaklar alınmış, Burak için her şeyin en iyisi düşünülmüştür.
Yavaş yavaş büyür Burak
Hak ettiği gibi eğitimini en güzel okullarda alır, limitsiz burslarla.
Bilgisayar oyunlarında dahi kahramana azamî üç kez hata yapma şansı tanınırken, Burakın hata yapma sınırı yoktur hayatın içinde.
Bir gün annesinin son model arabasıyla, daha 19 yaşında, olanca mâsumiyetiyle seyrederken kendi şeridinde, yaşlı bir kadının ölümüne sebebiyet verebilir. Ama Burak suçsuzdur.
Mecburiyet diye bir şey de söz konusu değildir Burak için.
Askerlik çağına geldiğinde, hayatının baharında, tam da gürbüz bir delikanlı olduğu yaşta, yani vatanını savunmaya, vatanı sağolsun diye canını bile fedâ edebilecek zamanlarda, çürüktür Burak.
Buraka sonuna kadar açılmayan bir kapı yoktur.
22 yaşında, açık bir krediyle gemicik sâhibi olabilir. Akranlarının ömür boyu çalışarak sahip olamayacağı kadar parayı, bir düğün merâsiminde elde edebilir.
Alır ve verir Burak, ekonomiye can verir.
Bu topraklarda her gün yüzlerce çocuk doğar.
Anadolunun bir yerinde, Aydının Nazilli ilçesinin Beğerli Köyünde.
Adını koyarlar sonra
Onun da kulağına ezan okunur, Mehmet derler ona!
Burak kadar Tâlihli değildir Mehmet. Lâkin Tâlihsizliği ne Aydında doğması, ne de babasının çiftçilikle çocuklarının karnını doyurmaya çalışan bir çiftçi olması.
Mehmetin Tâlihsizliği; Burakın Tâlihidir aslında.
Yoksulluğun içine doğmuştur Mehmet. Hayata gözlerini açtığı yer tenekelerle oluşturulmuş derme çatma bir barakadır. Ne kendine ait bir odası olmuştur, ne de bir oyuncak arabası.
Yavaş yavaş büyür Mehmet. Okul çağına geldiğinde giyip kara lastiklerini, çamurlu köy yollarında okula gider koşa koşa.
Belki hayaller kurmuştur Mehmet.
Mühendis olmak istemiştir mesela, lakin Mehmetin okuma hayalleri son bulmuştur yine köyünün çamurlu yollarında, babasının güç belâ elde ettiği bir pamuk tarlasında.
Köy çocuğudur Mehmet.
Kendinden birkaç yaş büyük ağabeyinin eskileriyle büyür, doğru dürüst emeklemeyi öğrenmeden kendi kendine yürür.
Zorundadır Mehmet.
Mağdurdur!
Mazlumdur!
Ne kimsenin canını yakmıştır, ne de bir mâsumun canına kıymıştır
Askerlik çağına geldiğinde, düğünlerle uğurlanır Mehmet, bayraklarla, kınalarla uğurlanır geride anne ve babasını, kardeşlerini, belki de duygularını ifade edecek kadar cesareti toplayamadığı için askerlik sonrasına ertelediği sevdiğini.
Zira vatana kurbandır ve vatan sağ olsun diye canını verecek kadar sağlamdır.
Kalleş bir pusuda vurularak sırtından şehit olur sonra!
Can verir Mehmet.
Vatan sağ olsun diye, Burak sağ olsun diye can verir
Bu topraklarda bir gün bir çocuk doğar.
Adı yoktur çocuğun, yüreği vardır Mehmet kadar
Ve bütün bu adâletsizliğe son verir
Enes ÇUBUKÇUOĞLU
40 ambar
K.âMehmetâler ve âBurakâlarâ¦