K
Kutay Alp
Guest
Bir millet iki devlet?
İsrâil kaynaklı bir habere göre Türkiye, Bakû Büyükelçisi vâsıtasıyla Âzerbaycan Hükûmeti’ni uyararak İsrâil ile yakın ilişkiler içinde bulunmamasını ve Türkiye’nin yanında yer almasını istemiş. Şahsî kanaatim haberin doğru olabileceği yönünde. Bu vesîleyle Türkiye-Âzerbaycan münâsebetlerine kısaca göz atmak aydınlatıcı olabilir.
Âzerbaycan 86.000 kilometrekare genişliğinde, 9 milyon 165.000 nüfuslu bir doğu komşumuz. Âzerbaycan 18 Ekim 1991’den bu yana bağımsız. Daha önce Rus sömürgesiydi. En önemli gelir kaynağı petrol. Ferd başına ortalama yıllık geliri ise 6.008 dolar.
Âzerî Türkçesi, Türkiye Türkçesi’ne son derece yakın bir lehçe. Âzerîlere Kiril temelli alfabeyi dayaratak iki dilin yabancılaşmasını sağlamak isteyen Moskova bunda ancak kısmen başarılı olabilmişdir. Bugün Âzerîler yine Latin temelli, ama bizimkinden biraz farklı bir Alfabe kullanıyorlar. Yaklaşık 20 milyon nüfuslu İran Âzerîleri ise Arab kökenli alfabeyi kullanmaya devâm ediyorlar.
Bağımsızlığını kazandıkdan sonra Türkiye ile Âzerbaycan’ın ilişkileri bir süre çok iyi gitmişdir. Fakat bu arada Türk yöneticilerinin beceriksizliği ve bir ölçüde de inanılmaz cehâleti araya soğukluk girmesine yolaçdı. Ben şahsen “Yâhu, bunlar bizim gibi bir dil konuşuyorlar gâlibâ!” diyenine bile rastladım. Türkiye Âzerbaycan’a karşı bir tür “ağabeylik” taslayarak pek çok Âzerînin kalbini kırmışdır. Üstelik ağabeyliği de hiç hak etmediği halde! Bunun yanısıra çoğu eski Sovyet “nomenklatura”sının, yâni yönetici oligarşisinin mensubları olan Âzerî iktidar sâhibleri de Rusya’ya ve Ruslara karşı hep harâretli bir eğilim duymuşdur. Âzerbaycan’ın ilk cumhurbaşkanı ve şimdikinin babası olan Haydar Aliyef bir KGB (Sovyet gizli servisi) generaliydi ve Sovyet Politbürosu’na girmeyi “başaran” ilk Türk kökenli şahısdı.
Haydar Aliyef Ocak 2002’de Âzerî Kabele Radar Üssü’nü 165 milyon dolara Ruslara kirâladığı zaman Moskova ve Erivan bayram etmişdir. 30 Ocak 2002 târihli “TRUD”da “Aliyef Vefâsını Gösterdi!” başlığıyla bir haber yayınlanmışdır. 31 Ocak 2002 târihli “Armenia Novostiy”in manşeti ise şöyleydi: “Kabele Üssü Artık Kontrolümüzde!”
126.000 mevcudlu Âzerî Ordusu’nun kontrolü ise İsrâil’in elindedir. İlk yıllarda bu ordunun kuruluşunu ve eğitimini Türk subayları deruhde ediyordu. Bugün onlar geri yollanmış ve yerlerine İsrâilli subaylar geçmişdir. Âzerbaycan-Türkiye dış ticâret hacmi bir milyar dolardır. Âzerbaycan-İsrâil dış ticâret hacmi ise iki milyar dolar. Âzerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin silah ve donanım ihtiyâcı neredeyse bütünüyle İsrâil tarafından karşılanmakdadır.
Ayrıca Âzerbaycan Türklere vize muâfiyeti tanımıyor. Bugün bir Rus elini kolunu sallaya sallaya oraya girer çıkar, bir Türk aynen Gürcistan’a öyle girer çıkar ama Âzerbaycan’a giremez.
Yıllardır ağızlara sakız edilen “Bir millet, iki devlet” muhabbeti iyidir hoşdur ama bence bizler, bu Moskova yetiştirmesi yönetici tabaka işbaşında oldukça yoğurdu yine de üfleyerek yesek fenâ etmeyiz
Yağmur ATSIZ