( Fethullah Gülen İle İlgili Konular 2 )

  • Konbuyu başlatan WoLF
  • Başlangıç tarihi
evet ilk defa bir sözüne ktılıyorum bir şey kanıtlamana gerek yok iftira atmayı adeti olan birine yakışmaz bişeyler kanıtlamak=) salla salla vur duvara =)

insanların Allah adını Peygamber adını duyunca ağlamaları sana saçma gelebilir ama içi Allah peygamber sevgisiyle dolan insalar için olagan bir durumdur neyse sen takma kafana bu tarz şeyleri at iftiranı çekil köşeneXD

cevabını aldıysan demişssin bana verebilecegin bir cevabın olmadıgı için "kanıtlamama gerek yok demişssin" zaten şu yazını okuyan aklı başında herkes senin ne oldugunu anlamıstır fazla söze gerek yok=)

şimdi canın sıkılmasın ben sana iftira atacagın yeni konular bulurum =)

Numaradan ağLamak dindarLık ise çekiLin ben de mesihim..İnan bana sadece kendinizi kandırıyorsunuz bunun ötesi yok,eğer insanLar apo iLe fethuLLah güLen'i bir tutuyorsa oturup acaba neden diye düşünmeniz gerekır..Ama siz sadece hücüm yapmayı düşünüyorsunuz tutarsızca..AkLı başın da kısıLer okuyup yorumLaya bıLır demıssın bu kısıyı,evet hakLısın..Senin yorumLarı 3 iLa 5 yaş arası anLar sadece cunku onLara hitaben yazıyorsun ++ oLarak her sözünün sonuna xD (= =) ) =P vb vb ekLiyorsun senin ciddiyetın bu oLsa gerek..İstedigin kadar yaz ıstedıgın kadar saçmaLama cevap yazmıcam..Zaman kaybından başka bişey değiLsin..Hıı unutmadan tek maçtan yatmanıza üzüLdüm gerçekten hadi ağLayaLım beraber..
 
MozoLe Miяach;5239773' Alıntı:
Numaradan ağLamak dindarLık ise çekiLin ben de mesihim..İnan bana sadece kendinizi kandırıyorsunuz bunun ötesi yok,eğer insanLar apo iLe fethuLLah güLen'i bir tutuyorsa oturup acaba neden diye düşünmeniz gerekır..Ama siz sadece hücüm yapmayı düşünüyorsunuz tutarsızca..AkLı başın da kısıLer okuyup yorumLaya bıLır demıssın bu kısıyı,evet hakLısın..Senin yorumLarı 3 iLa 5 yaş arası anLar sadece cunku onLara hitaben yazıyorsun ++ oLarak her sözünün sonuna xD (= =) ) =P vb vb ekLiyorsun senin ciddiyetın bu oLsa gerek..İstedigin kadar yaz ıstedıgın kadar saçmaLama cevap yazmıcam..Zaman kaybından başka bişey değiLsin..Hıı unutmadan tek maçtan yatmanıza üzüLdüm gerçekten hadi ağLayaLım beraber..

Allah Allah sen benim yazılara cevap mı veriyodun hiç farkında degilim bir soru sormuştum hala cevap vermedin "kanıtın var mı"

yani sen bana cevap vermiş olmuyusun kendi ego tatmin için ifitra atıp köşeye çekiliyosun

ama gülücük konusunda haklısın seni daha fazla ciddiye almam lazım bir daha yapmam kızma sen sana gülücük yok

sonra asabi bir arkadaşsın sinirlenip banlanmanı istemem

hadi takıl kafana göre
 
Ne dini ne hoş görüsü ya.. Fetullah cemaati illegal bir örgüttür; beyin yıkayan, topladıkları paranın nereye gittiği belli olmayan, tsk düşmanı,Atatürk düşmanı, derileri Türk hava kurumuna verdirmemek için fellik fellik dolaşan, halkın dini duygularını sömüren bir örgüttür.. Askere direk bir saldırı yapsalar pkkdan bir farklarıda kalmaz...

tamam kanıtla?
 
İttifak çoktan kuruLdu biLe..Hiç görmüyormusunuz doğu ve güneydoğudaki asimiLe ediLmiş topLumu her iki kardeşten biri ya apocu ya fetocu..İttifak oLmadığını kim söyLeyebiLir?Diyarbakır başta oLmak üzere doğu ve güneydoğuda açıLan fethuLLah güLen okuLLarı cayır cayır böLgeye yayıLıyor..

Hangi samimiyetten bahsediLiyor?

Dinine bağLı bir insan ya camide dini kavramLarı insanLara öğretir ya da kendi dünyasında Allah a yakın oLmaya çaLışır.FethuLLah güLen gibi miLyonLarca doLar serveti oLan,Amerika'da yaşayıp miLLiyetçi ve isLamcı oLduğunu iddaa etmek ne kadar abese iştigaLse,aponun da cezaevinde barış yanLısı bir bir kürt temsiLcisi oLduğunu söyLemek de bir o kadar absürdtür..

Dinine bağLı adam din üzerinden popuLarite kazanmaya çaLışmaz.Neden bu kadar müridi oLan bir adamı savunanLar düşünmez ki fethuLLah güLen gibi bir dini istismarcısı neden kutsaL toprakLara giremez?Ya da neden girdiği zaman keLLesinin kesiLeceğini söyLemez ya da söyLeyemez?Şeriat La yönetiLen bir üLkede kutsaL toprakLara giremeyen bir adam kime ya da kim için ibadet ediyor oLabiLir?Baş harfi A oLabiLir mi?..
 

Legalse sen kanıtla... O abiler dedikleri sahısların kaldıkları evleri bilmeyen mi var?

Tsk, Atatürk düşmanı olduklarını taraf vakit akit herneyse o gazetelerden anlarsın.. Fetullahın gazeteleri değil mi?

Kurban derilerini kanıtlamama gerek yok heralde.. Herkesin ayağına gitmişlerdir...

Samanyolunun kanal 7 nin o beyin yıkayan dizilerini söylememe gerek var mı? Ya da yanlı yapılan haberlerini...

Deniz feneride insanların nasıl dolandırıldığının kanıtıdır...
 
Legalse sen kanıtla... O abiler dedikleri sahısların kaldıkları evleri bilmeyen mi var?

Tsk, Atatürk düşmanı olduklarını taraf vakit akit herneyse o gazetelerden anlarsın.. Fetullahın gazeteleri değil mi?

Kurban derilerini kanıtlamama gerek yok heralde.. Herkesin ayağına gitmişlerdir...

Samanyolunun kanal 7 nin o beyin yıkayan dizilerini söylememe gerek var mı? Ya da yanlı yapılan haberlerini...

Deniz feneride insanların nasıl dolandırıldığının kanıtıdır...

boşuna yoruluyorsun kardeş,
davul-zurnaya alışmışlar,sivrisinek kesmez onları :)

işin en büyük kanıtı:

hazretlerinin Türkiye'ye dönememesidir....o kadar
 
Legalse sen kanıtla... O abiler dedikleri sahısların kaldıkları evleri bilmeyen mi var?

Tsk, Atatürk düşmanı olduklarını taraf vakit akit herneyse o gazetelerden anlarsın.. Fetullahın gazeteleri değil mi?

Kurban derilerini kanıtlamama gerek yok heralde.. Herkesin ayağına gitmişlerdir...

Samanyolunun kanal 7 nin o beyin yıkayan dizilerini söylememe gerek var mı? Ya da yanlı yapılan haberlerini...

Deniz feneride insanların nasıl dolandırıldığının kanıtıdır...

Bak ilk defa sana katılıyorum Samanyolu kirlenmiş beyinleri tek tek yıkar...

Dizileriyle ki en çok verdiğim örnek Tek Türkiyedir Laz Çerkez Kürt Türk her türlü isnanı aynı cepheye alıp PKK ya onu doğuran Ergenekon tabi onların Sorumlusu İsrail onunda babası Amerikaya karşı....

Bir takipçileri olarak ben söylüyorum bunu.Bana Apo ile birlikte olmam söylenmedi telkin edilmedi bu yalandır bazı münafıkların ortaya attığı yine işsever medyanın işi bu.Yoksa öcalanın aklından geçmez aklı olsaydı müslüman olurdu bebek öldürmezdi...

İstediğiniz kadar vebal alabailirsiniz iftira atabilirsiniz ama yeterki ölçülü olsun ben sadece vebal alıyorsunuz mahşerde karşınıza çıkar derim zorlayacak değilim....

Birileri taşlar birileri taşı toplar...

Gün gelir devran döner elbet neyin ne olduğu yakın zamanda bilinecektir ve şunu net söylüyorum bu seferki mahşere kalmadan iki şahıs bize söyleyecek aaaa dersiniz artık....



 
PKK cemaatten ne istiyor?

Milliyet Gazetesi yazarı Kadri Gürsel'e göre Kürt hareketi için Gülencilerle bir yumuşama ya da barışı cazip kılan özellik Gülen Hareketi’nin yeri geldiğinde AKP’den ayrı ve bağımsız hareket edebilmesi.
Milliyet Gazetesi yazarları Aslı Aydıntaşbaş ve Kadri Gürsel bugünkü yazılarında Abdullah Öcalan'ın Gülen Cemaati'ne uzattığı 'zeytin dalı'nı değerlendirdi.

Aslı Aydıntaşbaş'ın yazısı

Haftanın en merak edilen siyasi kulisi CHP kurultayı ise, en anlaşılmaz siyasi gelişmesi de İmralı’da Abdullah Öcalan’ın bir anda Fethullah Gülen cemaatine çiçek atan sözleriydi.

Olay şöyle gelişti. Geçen pazar Abdullah Öcalan’ın avukatları, Yalova’ya gidip Zaman yazarı Hüseyin Gülerce’yle uzun bir görüşme yaptı. Gerçi Öcalan’ın avukatları son yıllarda belirli aralıklarla kamuoyunda öne çıkan yazarlarla bir araya geliyor; hem kendi pozisyonlarını anlatıyor hem de Kürt sorunu çözümü için nabız tutuyor.

Ancak bu sefer durum farklıydı. Hüseyin Gülerce, sıradan bir yazar değil, Türkiye’de ciddi bir siyasi güç haline gelen Gülen hareketinin en tepesindeki isimlerdendi. Her ne kadar Gülerce “gazeteci kimliğimle görüştüm” dese de, Zaman yazarının cemaat hiyerarşisinde sık sık Pensilvanya’ya gidip bizzat Fethullah Gülen’le görüşebilecek konumda olduğu gerçeği gözden kaçmadı.

“Cemaat siyasi parti gibi”

Buluşmanın hemen ardından, aylardır cemaatle ilgili sert ifadeler kullanan Abdullah Öcalan’dan sürpriz bir çıkış geldi. Cemaati “Gerek Türkiye’de gerek Ortadoğu’da önemli aktör” olarak tanımlayan, hatta “bir siyasi parti işlevine sahip” diyen Öcalan, Gülen hareketi için “Türkiye’nin hatta Ortadoğu’nun demokratikleşmesinde rol alabilirler” dedi. Ardından beklenmedik ve bir o kadar da muallak bir ittifak önerisi ortaya attı: “Oldukça dinamik güçleri var, biz de dinamik bir gücüz. Bu iki dinamik gücün karşılıklı anlayış göstermesi ve dayanışma halinde olması durumunda Türkiye’de birçok temel sorun çözülecektir. Bu dayanışma sadece Türkiye’yi değil Ortadoğu’yu da etkileyecektir.”
Tuhaf. Tüm Türkiye haftalardır CHP ve BDP’nin de içinde yer aldığı bir “sol blok” tezini tartışmışken, bu ittifak da nereden çıkmıştı?

Öcalan’ın çıkışını daha da ilginç kılan, uzunca bir süredir Güneydoğu’da PKK tabanı ve Gülen cemaati arasında devam eden adı konmamış örtülü savaştı. Doksanların sonlarından itibaren Güneydoğu okulları, yurtları ve alternatif sivil toplum yapılanmasıyla varlık göstermekte olan Gülen cemaati, son açılım süreci ve referandumda “evet” için yürüttüğü kampanyayla bölgedeki siyasi profilini iyice yükseltti.

Cemaat PKK hedefindeydi

Bundan rahatsız olan PKK, Gülen hareketini Güneydoğu’da kendisine rakip görüyor, bu siyasi rekabet üst düzey PKK ve BDP’lilerin demeçlerinden sokak eylemlerine kadar hissediliyordu. Fırat News gibi PKK’ya yakın medya kuruluşları, son dönemde düzenli olarak bölgedeki “cemaat” üyelerinin isimlerini afişe ediyordu. Kürt hareketi içinde, KCK davası “cemaatçi polislerin işi” olarak anılıyordu. Bölgede Samanyolu, Zaman, Aksiyon gibi yayınlara tepki vardı. Hakkari’de cemaate yakın bir imamın infaz edilmesi, başka illerde tehdit ve araba kundaklamalar, işin rekabet ötesine şiddete dökülebileceğinin resmiydi. Bismil’de PKK tarafından 5 Kasım’da bir cemaat evi basıldı.
Bu siyasi kutuplaşmanın ne kadar keskin olduğunu, geçen ay Brüksel de PKK’nın Avrupa sorumlularından Zübeyir Aydar’la yaptığım röportajda da gördüm. Aydar, PKK’nın imamın öldürülmesiyle ilgili olmadığını vurgulasa da, cemaat konusunda netti: “Şiddet demiyorum ama onlarla siyasi mücadelemiz devam edecek.” Örgütün iki numaralı ismi Murat Karayılan da bir süre önce benzer açıklamalarda bulunmuştu.

İmralı’dan devlet talep etti

Peki bu ortamda Abdullah Öcalan neden bir anda cemaate gül atmış, hatta bir adım ileri giderek ittifak önermişti?
İki nedeni var. Öncelikle İmralı’da Öcalan’la görüşen devlet yetkilileri, Güneydoğu’da mütedeyyin kitleyle PKK yandaşları arasında bu tarz bir tırmanıştan rahatsız. Seçim sürecinde bu gerilimin sokak çatışmalarına ya da masum insanlara yönelik şiddet eylemlerine dönüşebileceği korkusu var. Öcalan’a bu yolda bir çağrı yapmasının toplumsal gerilimi düşüreceği, yaklaşık 40 gün önce kesilen görüşmelerin yeniden başlamasında da etkili olacağı hissettirildi.

PKK liderinin başka sebepleri de vardı. Öcalan, önümüzdeki süreçte anayasanın değişmesi, Kürtçe eğitim, yeni vatandaşlık tanımı gibi siyasi taleplerinde sadece devletle diyalog yoluyla bir yere gelemeyeceğini, bu talepler konusunda Türkiye kamuoyunun ikna edilmesi gerektiği düşüncesindeydi. Kendisine yakın isimlerden anladığım kadarıyla güçlü bir medya ayağı ve siyasi nüfuzuyla Gülen cemaatini kamuoyuna ulaşmak için makul bir aracı olarak gördü.

Ancak Öcalan’ın teklif ettiği birliktelik, hiç de kolay gözükmüyor. Tam tersine Öcalan’ın hafta ortasındaki açıklamasından bu yana hem cemaatin için hem de PKK tabanı fokur fokur kaynıyor.

Cemaat açısından PKK, en son ittifak yapılabilecek yer. Cemaatin Kürt sorununa bakışını, en iyi özetleyen, Kürt tiplemeleriyle tepki çeken Samanyolu televizyonundaki “Tek Türkiye” dizisi.

Cemaate yakın duran tek tük liberal entelektüelleri bir kenara bırakırsanız, Gülen hareketinin bugünkü yönetim eliti, sadece muhafazakar değil aynı zamanda milliyetçi ve devletçi reflekslerle yoğrulmuş bir siyasi kültürden geliyor.
Zaten 2009 yerel seçimleri öncesinde Öcalan’ın avukatları ve Gülen cemaati önde gelenleri arasındaki (avukatların talebiyle gerçekleşen) benzer bir buluşma da bu yüzden son derece soğuk geçmiş, cemaati pek ikna etmemişti.

Taban tabana zıtlık

PKK tabanında durum farklı değil. Evet Güneydoğu’da PKK’ya sempati duyanlar arsında mütedeyyin bir kitle var; ancak hem PKK hem de BDP’nin üst yönetiminde etkin olan, laik sol gelenekten gelen, muhafazakar yapılanmalara kuşkuyla bakan genç nesil. Kürt hareketindeki yönetim eliti de Gülen hareketini devletin bir uzantısı olarak görüyor, Öcalan’ın çağrısının Güneydoğu’da AK Parti’yle mücadelelerinin zayıflatacağını düşünüyor.

Tablo böyleyken henüz bırakın ittifakı, bir diyalogdan söz etmek için bile erken. Öyle görünüyor ki, Öcalan’ın açıklaması, hem Kandil hem de cemaat cephesinde çok tartışılacak.

İmralı’da devletle temasın önümüzdeki günlerde yeniden başlaması bekleniyor.

Kısa vadede tansiyonun düşmesi, hem devlet hem de diğer kesimlerin işine geliyor. Öcalan’ın çağrısı, PKK tabanı ve cemaat mensupları arasında tırmanan gerilimi bir nebze düşürmüş olacak. Seçimlere kadar kan dökülmemesi, herkesin işine geliyor.

Ancak iki taban arasında uzun soluklu bir kimyasal uyum, bugünkü kutuplaşma ortamında zor gözüküyor.

Kadri Gürsel'in yazısı

PKK-Cemaat barışı için şartlar fevkalade


PKK’nın kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın, Gülen Hareketi’ni tanımlarken belirli bir kategoriye yerleştirmekte güçlük çektiğini görüyoruz. İmralı’da avukatlarına cemaatle ilgili olarak konuşurken şu nitelemeleri yapmış:
“Ben kendilerini bir tarikat-cemaat olarak görmüyorum. Hatta tek başına ne bir tarikat ne de bir cemaattir. Biraz sivil toplum örgütü, hatta bir siyasi parti işlevine sahip olduğunu düşünüyorum. Rolü önemlidir. Bana göre daha çok Türkiye ve Ortadoğu’da bir sivil toplum örgütüdür. Sivil toplum örgütleri gibi toplumun demokratikleşmesinde, aydınlatılmasında herhangi bir siyasi çıkar beklemeden rol alabilirler. Hatta Ortadoğu’nun bir siyasi partisi gibiler.”
Gördüğünüz gibi Gülenciler Öcalan’ın gözünde ne tarikat, ne de tek başına cemaat; ama hem sivil toplum örgütü ve hem de bir siyasi parti...
Öcalan’ın cemaat tahlilini okuduktan sonra, bir durum hakkında fikir yürütebilmek için onu önce mutlaka temel bir kuramsal kavram ya da kategoriye oturtma ihtiyacı hissedenlerin verecekleri peşin hükmü tahayyül edebiliyorum: Öcalan’ın kafası 11 yıldır tecrit koşullarında yaşadığı için biraz karışmış, sağlıklı düşünemiyor!
Peki, Gülen Hareketi’ni çözümlemeye çalışan biri için, dışarıdan bakıldığında Öcalan’ınki gibi kafası biraz karışmış gibi görünmek, tam tersine bir sağlık işareti olmasın sakın?
“Karışık” olan Öcalan’ın kafası değil de bizatihi o “cemaat/parti/sivil toplum örgütü”nün kendisidir belki.
Gülen Hareketi’ni modernitenin kavramlarıyla tanımlamaya kalkışınca karşımıza “hem şu, hem bu” ya da “ne öyle, ne de böyle”lerden oluşan bir dizi çıkıyor.
Kürt Hareketi ile Gülen Hareketi arasındaki ilişkilerde bir yumuşama ve anlayışın gelişme şartlarını fevkalade uygun hale getirebilen de işte bu uzayıp giden, “ne şu, ne de bu” dizisinin işaret ettiği gerçekler...
Mesela, Gülen Hareketi bir siyasi parti değil ama iktidarda...
Tanımlanmış bir siyasi iktidar perspektifi yok ama siyasetin içinde.
Kendisini devletle bağlı görmüyor ama devletin de içinde.
Bir siyasi hareket ise hiç değil; mamafih, bir sosyo-politik İslami hareket...
Ulusaşırı (transnasyonal) nitelikte ama Türk orijinli ve Türk unsurlu.
Ne modern, ne de geleneksel.
Ne şeffaf, ne de gizli.
Ne merkezi, ne de adem-i merkeziyetçi...
Dolayısıyla... Gülen Hareketi bir siyasi parti olmadığı için Kürt çoğunluklu illerde BDP’nin doğal rakibi değil.
Bir İslami hareket olduğu için bu illerdeki potansiyel yayılma alanı öncelikle gelenekçi ve muhafazakâr toplumsal kesimler, yani AKP seçmeni ve Hizbullah tabanı, Kürt hareketininki değil.
Netice itibarı ile Gülen Hareketi ile Kürt hareketinin sandıkta ve tabanda birbirleriyle doğrudan rekabete girmeleri mümkün değil.
Buna karşılık Gülen Hareketi doğu ve güneydoğuda devletin emniyet, adliye, mülki idare, diyanet ve eğitim şubelerinde güçlü. Ve bu gücün AKP iktidarının siyasi iradesinden göreceli olarak bağımsız hareket etme potansiyeli mevcut. Çünkü AKP ve Gülen Hareketi siyaseten özdeş olmadıkları gibi, yapı olarak da türdeş değiller. Aralarındaki fiili koalisyon ilişkisi, biyolojide farklı türlerin birbirlerine yekdiğerinde bulunmayanı sunarak devam ettirdikleri bir ortaklaşa yaşam formu olan “mutualistik simbiyoz”u anımsatıyor.
Kürt hareketi için Gülencilerle bir yumuşama ya da barışı cazip kılan özellik işte bu; yani Gülen Hareketi’nin yeri geldiğinde AKP’den ayrı ve bağımsız hareket edebilmesi.
Hele seçimlerden önce daha da değer kazanan bir özellik bu...
Öcalan’ın dayanışma teklifinin Kürt hareketi açısından samimiyet teyidi, cemaatin doğu ve güneydoğudaki faaliyetlerini engellemeye çalışmamak olacaksa...
Cemaatten buna vermesi beklenen cevabın, KCK operasyon ve dava süreçlerinde Kürt Hareketi üzerindeki baskıyı en aza indirmek olacağını tahmin etmek zor değil.



Kaynak
 
Hocaefendi'nin Avukatından Açıklama !!!

160066_fethullah-gulen-hocaefendi.jpg




İşte o açıklama;

09 Aralık 2010 tarihinde “Öcalan'dan Gülen'e zeytin dalı” şeklinde haberlerle başlayan tartışmalar basın yayın organlarında halen devam etmektedir. Bu nedenle aşağıdaki hususların kamuoyuna duyurulması gerekli olmuştur:

Öncelikle, tartışmaların başlangıcını teşkil eden görüşmeyi Sayın Hüseyin Gülerce gazeteci kimliği ile yaptığını, kendisinin bir hareketin sözcüsü olmadığını açıkça ifade etmiştir. Nitekim, Sayın Gülen'in bir temsilcisi, sözcüsü bulunmadığı tarafımızca da defaatle kamuoyuna duyurulmuştur.

Bu görüşme sonrası bazı yayınlarda “Terör örgütü PKK'nin lideri Öcalan, avukatları aracılığıyla Gülen cemaatine işbirliği teklif etti”, “PKK-Cemaat yakınlaşması”, “Öcalan-Gülen ittifakı” gibi ifadelere yer verilmiştir. Bu tür haberlerin Sayın Gülen aleyhinde kamuoyu oluşturmaya yönelik maksatlı yayınlar olduğu aşikârdır. Bazı yayınlarda ise “Apo'nun yaklaşımının değişken, taktiksel, stratejik olduğu” yönünde değerlendirmeler yapılmıştır.

Bu gelişmeler nedeniyle bir kez daha vurgulamak istiyoruz: Sayın Gülen bütün ömrü boyunca sevgi, kardeşlik, birlik ve beraberlik, sulh ve adalet gibi değerlerin gönüllerde yer etmesi için çabalamıştır. Irk, dil, düşünce farklılıklarını bir zenginlik görerek ve herkesi kendi konumunda kabul ederek diyalog ve hoşgörüye davet etmiştir.

Sayın Gülen insanları yaşama değil yaşatma amacına, erdemli bireyler olmaya teşvik etmiştir. O'nun düşüncelerinin ekseninde “insan” ve evrensel değerler çerçevesinde insanlığa hizmet yer almaktadır. Zira, Sayın Gülen “yaratılan”ı, “Yaradan”dan dolayı sevmekte ve “insanların bir tarağın dişleri gibi eşit olduğu”na inanmaktadır. Yani müvekkilimin düşünce ve faaliyetleri onun inanç dünyasından neşet etmektedir. Bu inanç sistemi dönemsel, taktiksel değil; insanlığın dünya ve ukba saadeti adına ebediyet buudludur.

Sayın Gülen eserlerinde insanoğlunun kin, nefret, öfke, şiddet gibi boşluklarında bulunan tahrip duygularının, anarşi hislerinin, kargaşa anaforlarının ilahi ufuklu iyi bir terbiye ile zapt u rapt altına alınabileceğini; potansiyel insanlıktan hakiki insanlığa yükselebileceğini ifade etmektedir. Buna mukabil anarşi ve terör ise şiddetle, zulümle insanı ve insanlığı yok etmeyi hedeflemektedir.

Dolayısıyla bütün hayatı boyunca şiddetin, kaba kuvvetin karşısında duran Sayın Gülen'i suçlayıcı bu tür yayınlar ona karşı en büyük haksızlık teşkil etmektedir. Sağduyulu kamuoyunun takdirlerine arzederiz.

Fetullah Gülen Vekili

Av. Orhan Erdemli


 
Fetonun avukatı çıkıp da işbirliği içindeyiz mi diyecekti?!

Yok bir ksım insanları tasdik etmesi lazımdı...

Benim sylediklerimin ayınısı söylemiş.Gene Allah razı olsun bir kısm insanlar f.Gülen hocayı sevdiği için vebalini alıp sevap kazandıalım dedi bizim bunlara söüzüm yok olsaydı derdim ki biz samanyoluna bakarsın vatan millet bayrak der bir Roj TV ye bakarsın PKK Toprak Kürdistan şiddet der...
 
FETULLAH DEDİĞİNİZ NURCU DEĞİL Mİ
EVET,HEMDE BAŞLARI(Bir Kesiminin)

ALIN OKUYUN VE ALLAH RIZASI İÇİN EVELEYİP GEVELEMEDEN KENDİ KENDİNİZE YORUMLAYIN.
BİLMEDİĞİNİZ BAZI ŞEYLER ANLAMANIZI GÜÇLEŞTİREBİLİR DİKKATLİ OLUN
SELAMLAR.
İlgili int Adresleri:
Risale-i Nur Enstitüsü | Risale-i Nur Enstitüsü
Risale-i Nur Enstitüsü | Risale-i Nur Enstitüsü


V. Ulusal Risale-i Nur Kongresi
III. Masa: Kürt Sorunu
Deklarasyon
1. Türkiye’nin her türlü farklılıkları tanıyan, çoğulculuğu bir zenginlik olarak gören, resmi ideolojiden arındırılmış, anayasal vatandaşlığı esas alan yeni, demokratik ve sivil bir anayasaya ihtiyacı vardır.
2. Devlet, başta Kürtler olmak üzere mağdur edilmiş bütün toplumsal kesimlerden özür dilemeli; mağduriyetlerini giderici hukuki düzenlemeler yapılmalıdır.
3. Eğitim demokratik hale getirilmeli; eğitim müfredatı her türlü ayrımcı ifadeden temizlenmeli ve bu bağlamda “andımız” türü metin ve ritüeller eğitim sisteminden tamamen çıkarılmalıdır. Bütün olarak eğitim ve öğretim sistemi Türkiye’nin çok kimlikli toplumsal yapısını yansıtmalıdır.
4. Anadilde eğitim tercihi temel bir haktır; bu hakkın önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
5. Eğitimde ve toplumsal pratiklerde köktenci sekülerist yaklaşımlar gözden geçirilmeli ve toplumun dini duyarlılıkları ve talepleri dikkate alınmalıdır.
6. Bediüzzaman’ın bir akademya projesi olan Medresetüzzehra, hayata geçirilmelidir.
7. Zorunlu göç uygulamasına tabi tutulmuş insanların zararları tazmin edilmeli ve geri dönmek isteyenler için kolaylaştırıcı tedbirler alınmalıdır.
8. Toplumsal barışı sağlamak için silahsızlandırmayı kapsayan bir demokratikleşme programı yürürlüğe konulmalı ve bir toplumsal uzlaşma yasası ile örgüt mensuplarının dağdan inmesi sağlanmalıdır. Bölgede toplumsal çatışmalara neden olan ve şiddeti artıran koruculuk sistemi kaldırılmalıdır.
9. Tarihi ve kültürel dokuyu bozan coğrafi birimlerin isimlerinin değiştirilmesi uygulamasına son verilmeli, halkın benimsediği isimler iade edilmeli ve bu konudaki yasaklar kaldırılmalıdır.
10. Kürtlerin bilgelik hafızasını oluşturan, Faqeye Teyran, Ahmede Xani, Ahmede Ciziri gibi müelliflerin eserleri Kültür bakanlığı gibi resmi kurumlarca yayınlanmalı ve milli eğitim müfredatına girmelidir. İslam düşüncesinin çağımızdaki en önemli düşünürlerinden olan Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerinin okullarda okutulması ve yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.

İlgili int Adresleri:
Risale-i Nur Enstitüsü | Risale-i Nur Enstitüsü
Risale-i Nur Enstitüsü | Risale-i Nur Enstitüsü

V. Ulusal Risale-i Nur Kongresi
Çağımız Sorunlarına Çözüm Arayışları ve Said Nursi Modeli

I. Masa:
Din ve Siyaset
II. Masa:
Demokrasi ve İnsan Hakları
III. Masa:
Kürt Sorunu
IV. Masa:
Dünya Barışı
V. Masa:
Kadın ve Aile
VI. Masa:
İnsan, İman ve Ahlak
VII. Masa:
Eğitim, Kültür ve Sanat
VIII. Masa:
Gençlik
 
İşte Cemaat Okulları ile ABD Arasındaki İlişkinin Delili

iste-cemaat-okullari-ile-abd-arasindaki-iliskinin-delili-2101111200_l.jpg


Geçtiğimiz perşembe günü saat 15:00'da Washington'da cemaati ilgilendiren önemli bir resepsiyon vardı. Resepsiyon düzenleyen ABD Dışişleri Bakanlığı idi.

Toplantı kimin onuruna düzenleniyordu dersiniz?

Cemaatin Fatih Üniversitesi'nde okurken ABD Dışişleri Bakanlığı sponsorluğunda özel bir programla Washington'da eğitimlerine devam eden 12 öğrenci adına.

Toplantı davetinde öğrencilerin sponsorunun ABD Dışişleri Bakanlığı olduğu belirtilirken Odatv'nin edindiği bilgilere göre toplantıda ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye Masası'ndan Ruth Anne Stevens da vardı.

529 14th Street, NW Suite 800, Washington adresinde düzenlenen toplantı, cemaat ile ABD devleti arasındaki ilişkide, çok tartışılan eğitim kurumlarının durumuna açık kanıt olarak tarihe geçti.

Odatv.com

KaynaK
 
türkçeyi ve yaşam tarzını yayması için amerikanya destek oluyor ...:hadiordan

dışişleri bakanlığı hemde hımmm
 
PKK ile Fethullah Gülen Cemaati arasındaki ilişkilerde tarihi bir olay yaşandı. Abdullah Öcalan, İmralı’dan yaptığı açıklamada şunları söyledi:

vs... vs... vs...


hacı hacıyı mekkede bulurmuş diye bir deyim var devamını yazmama gerek varmı
 
o ona bu şuna şu buna ... bu kapışma niye.. hayat gidiyor elden. gülmek varken neşe varken bu akpış niye. bu memleketin insanları neden hep filozof olmuşlar. neden birbirimizle uğraşı olmuşuz. neden insanlar güzel bir yaşamda buluşmak yaşamak arzusunda değiller. neden hep savaştayış. örgütteyiz. hadi halkımız birbirine sahip sıksın. bırasın şu mafya oyunlarını, örgüt oyunlarını.... YETERRRRR!
 
Gülen'den İnanılmaz Sözler

Fetullah Gülen'in bütün dinlerin, hatta Budizm'in bile tek merkezde toplanması gerektiğini söylediği sözler ilk kez kameraya yansıdı.

Fetullah Gülen'in şimdiye kadar O'na ait olduğu belirtilen yazıları ve kendisine bağlı gazeteciler tarafından dile getirilen, ve "Hoşgörü" olarak tanıtılan "Dinler arası diyalog"un dinlerin birbirini anlaması değil, bütün inanç sistemlerinin tek merkezde toplanmasını planladığı ortaya çıktı.

Fetullah Gülen'in, hakkında dava açılıp ABD'ye gitmeden önce çekildiği tahmin edilen görüntülere göre, Fetullah Gülen, üç büyük dinin yanına, "Ahlak dini" olarak tanımladığı Budizm ile birlikte, Brahmanizm hatta ateistleri bile koyarak yeni bir oluşum olacağını anlatıyor.

AMAÇ AÇILIMI GERÇEKLEŞTİRMEK


İşte Fetullah Gülen'in video kaydında yer alan sözleri:

"Aynı zamanda semavi dinlerle başlayarak Musevilik gibi, Hıristiyanlık gibi, Müslümanlık gibi... Bunlar 3 büyük din olarak sayılıyor. Gerçi Budizmde de var. Bir ahlak dini o. Şimdilerde semavi dinler olarak bilinenler bu dinler.

Bunlar arasında bir uzlaşma başlatılırsa merkez de böyle başlamış olur.
Bu daha da geniş bir açı şeklinde kendisini hissettirebilir zannediyorum. Bu işin içine Budizm de girebilir, Brahmanizm de girebilir hatta ateistler de girebilirler. Tarihten kalma Anemistler de girebilirler. Önemli olan esas böyle bir açılımı gerçekleştirmektir.

Bunu siz ilk adım sayabilirsiniz, ilk basamağı sayabilirsiniz. Merkezde böyle küçük bir açı küçük görünebilir fakat vaat ettiği şeyler itibariyle muhit hattında kocaman bir açı haline gelebilir.
Ben öyle bir açı haline geleceğini inanıyorum."

İlgili Video : GÜLEN'DEN İNANILMAZ SÖZLER | ASKERHABER.COM ::: TARAFIMIZ TÜRKIYE

KaynaK
 
Gülenciler,New World Order nedir bi okuyun araştırın bakalım nedir ne değildir ?

Orda amaç nedir ne yapılmaya çalışılıyor bi zahmet öğrenin.
 
Geri
Üst