14 tane yolsuzluk davası arkasında ve millet vekili olamayan bir adam, şapkadan tavşan çıkar misali başbakan çıktı.
Biz hala müslümanlık hikayeleri dinliyoruz.
Hiç bir konuda hiç kimse ile uzlaşmayı kabul etmeyen dikta beyinli insanlar.
Halka soralım diyorlar.
Vay vay vay...
Bu son yılların modası aslında.
Halk iradesi geyiğinin frans hollanda gibi ülkelerde nasıl sonuçlandığını gördük sanırım.
Minare yasakları gibi mesela.
Önce bütün medya ile insanları bir şeye şartlandırıp, sonrada "Biz ne yapalım, bu milletin kararı" demek komikliğine düşen siyaseti aciz ve henüz, (bazı arkadaşların deyimiyle) SAYDAM! bulmak da nasıl bir komedidir.
İşin komedisi bir yana bir de trajedisi var.
Kapatma davasında 1 üye hariç tamamının AKP nin Cumhuriyet düşmanı DİNCİ! çevrelerin odak noktası olduğunu kabul ettiğini. ! üyenin de zaten AKP eliyle atandığını tartışmaya bile gerek yok.
Şimdi burada millet çıkıp da diyor ya, SAYDAMLIK!
Arkadaş meclis te 550 ye yakın millet vekili var.
370 küsürü yahudi severler bilmemnesi üyesi, 240 küsür tanesi AKP den.
ONE MÜNÜT!
Saydam derken? Anlamadi ben?
AKP li vekillerin yakın zamanda zaman aşımından düşmüş ve bir kısmı için takip kararı devam eden 200'ü aşkın yolsuzluk, davasından bahsetmeye bile gerek yok diye düşünüyorum ama yeri gelmişken de "cuk" sesini duymaktan büyük haz alıyorum.
Neyse bir de referandum tutturdular ki sorma gitsin.
Arkadaş vatandaş neyi oylayacağını bilmiyor.
Şeffaflık derken?
Yahu bende mi gariplik var.
Yoksa sistem sorgulayan insanı mı sevmiyor bir türlü anlamadım.