'Tesadüf değil'

onun icinmi tesekur etmedin dogrusu ney anlatda bilelim okadar millet bosa oluyor orda bosa savasiyor gercek olmadigi icinmi

Aslında bununda konusunu açayım diyorum insanlarımız aydınlansın istiyorum ama onca emek sarfedip konu açıyorum bir bakıyorum konu kapatılmış şevkim kırılıyor öfke ve kin duyguları etrafımı çevreliyor....
 
Sanki bizim midemiz yok, coktan kustuk ama sizin gibi ortaligi pislige bogmadik, gittik kenara ve kustugumuzu temizledik.
Sakala ve Ezana küfredenlerdensiniz ayip.
Allah´im sizler ile beraber bir savasa girmeyi nasib etmesin, sizler simdiki gibi insani arkadan vurursunuz.

aga senin dediğin arkadn vurma işini 1918 de kim yapmış aç tarih kitabını da bak
 
aga senin dediğin arkadn vurma işini 1918 de kim yapmış aç tarih kitabını da bak

Arablari ve Filistini kastediyorsunuz sanirim.
Sirplarin harbe girmesinde askerimizi onlarin üstüne süren hangi tayfa yapti?
Arablari bize karsi ayaklanmalari icin hangi zihniyet onlara zulm etti?
Osmanli devletinin yikilmasini hizlandirmak ve basa gecmek icin Masonlara satilanlarin destanidir o bana Arablari düsman etmeye calismayin.
 
Aga diye hitab ettigin icin sevgi hatrina biraz bilgileri karistirdim, misal buraya bir bak.

Büyüklere Masallar I: Araplar Osmanlı’ya İhanet Etti

By Mustafa Akyol on Kas 23, 2007 in Kategorilenmemiş

araplar-turklere-ihanet-etti-1.jpg

[mustafaakyol.org da yayınlandı.]

Hürriyet gazetesinin eski tarih yazarı Murat Bardakçıoğlu gibi bir çok yazar “Din birleştirici unsursa Osmanlı İmparatorluğu neden battı?” diyor zaman zaman . Bu görüştekiler Başbakan Erdoğan’ın “Türkiye’de din birleştiricidir” sözünü eleştirirken “Din meselesi bu kadar bağlayıcı ise, biz, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecinde devletin hâkim ve en kalabalık unsuru olan Müslümanlar’dan neden kazık yemiştik ve Anadolu’da cumhuriyetin ilk yıllarında çıkan ayaklanmaların bahanesi neden hep ‘din’ olmuştu?” diye soruyorlar.

Aslında Bardakçı yeni bir şey söylemiyor: Türklere 80 yıldır anlatılan bir masalı tekrar ediyor. Bu masal, “Araplar ve diğer ‘Müslüman kardeşleriniz’ I. Dünya Savaşı’nda sizi sattı” diye başlar ve “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” diye de noktalanır. Türk’ün özellikle de Müslüman dostu yoktur…

Masal budur. Peki gerçek nedir?

Gerçek şudur: Osmanlı’nın çöküş döneminde Türk olmayan Müslüman unsurlar arasında gerçekten isyanlar başgöstermişse de, bu unsurların bir bütün olarak “ihanet ettikleri” kesinlikle söylenemez. Hatta Araplar sözkonusu olduğunda, Osmanlı’ya isyan edenlerin küçük bir azınlık olduğunu, buna karşılık Arap kabilelerinin çoğunun Osmanlılık ve Müslümanlık bağıyla İstanbul’a sadakat gösterdiklerini söyleyebiliriz.

Kürtler ise, daha da belirgin bir sadakatle önce Osmanlı İmparatorluğu’nu ardından da Milli Mücadele’yi desteklemişler ve Müslümanlık bağının getirdiği “kardeşlik”ten asla taviz vermemişlerdir. Ankara’nın kendisi bundan taviz verene kadar…

“Kürt Sorununu Yeniden Düşünmek” isimli kitabımda, bu konuyu detaylı olarak inceliyorum. Burada, o kitabın ilgili bölümünden kısa bir pasaj aktarmakta yarar gördüm.

Evet, gerçek, Murat Bardakçı’nın gösterdiği gibi değil. Aşağıdaki gibi…

“Araplar” Osmanlı’yı Arkadan Vurdu mu?

Her Türk genci “Araplar’ın I. Dünya Savaşı’nda bize ihanet ettiğini” öğrenerek büyür. Oysa bu, ancak kısmen doğrudur. I. Dünya Savaşı’nda Mekke Şerifi Hüseyin’in İngilizler ile anlaşarak Osmanlı’ya isyan ettiği ve ordumuzu arkadan vurduğu doğrudur. Ama hep atlanan nokta Şerif Hüseyin’in “Araplar”ın tümünü temsil etmediği, aksine bir istisna olduğudur. Ortadoğu uzmanı tecrübeli gazeteci Cengiz Çandar, “Arapların ihaneti” söylemi ile tarihsel gerçek arasındaki önemli farka şöyle işaret ediyor:

araplar-turklere-ihanet-etti-2.jpg“Mekke Emiri Şerif Hüseyin’in Hicaz’da bazı Arap bedevi kabilelerini ayaklandırarak 1916′da İngilizlerle işbirliği yaptığı doğrudur. Ancak, Birinci Dünya Savaşı konusunda genel bir bilgisi ve fikri olan herkes, bunun ‘askeri açıdan’ tayin edici bir değer taşımadığını bilir. İngilizlerin daha sonra yerine getirmediği ‘bağımsızlık vaadi’ ile işbirliğine çektikleri Şerif Hüseyin’in ve oğullarının komuta ettiği bedevi kabileleri, Mekke-Maan hattında, yani ‘asıl cephenin gerisi’nde İngiliz kuvvetlerine yardımcı olmuştur.
‘Asıl cephe’, önce Şüveyş Kanalı ve Kanal Harbi’nde Türk-Osmanlı kuvvetlerinin geri çekilmesinden sonra Filistin’de kurulmuştur. Filistin’de tek bir Arap ayaklanmamıştır. Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da Türk kuvvetlerini ‘arkadan vuran’ herhangi bir olay olmamıştır. Arapların ezici çoğunluğu, İstanbul’a yani Türkiye’ye sadık kalmıştır… Arabistan Yarımadası’nın Hicaz bölümünden Akabe’ye kadar olan ‘cephe gerisi’ dışında, Arapların Türkleri arkadan vurduğuna dair tarihte herhangi bir kayıt yoktur.”(1)
Aynı gerçek, American-Israeli Cooperative Enterprise (Amerikan-Israil İşbirliği Girişimi) adlı düşünce kuruluşunun başkanı, Ortadoğu analisti Mitchell G. Bard tarafından da, sözkonusu kuruluşun sitesinde şöyle vurgulanıyor:

“O dönemin romantik kurgusunun aksine, Arapların çoğu I. Dünya Savaşı’nda Türklere karşı müttefiklerin yanında savaşmadılar. İngiliz Başbakanı David Lloyd George’un belirttiği gibi, Arapların çoğu, Türk yöneticileri için savaştı. [Osmanlı İmparatorluğu'na isyan eden] Faysal’ın Arabistan’daki taraftarları, bir istisnaydı.”
Araplar’ın topluca ihanet etmesi bir yana, bazıları Osmanlı ordularını fiilen desteklemiştir de. Konu hakkındaki uzmanlardan biri olan Dr. Zekeriya Kurşun’un ifadesiyle, “I. Dünya Savaşı’nda Türk ordusu ile beraber çeşitli cephelerde Türklerle omuz omuza çarpışan Arapların büyük yararlıklar gösterdikleri bir hakikattir.” (2)
Arap Milliyetçiliğinin Öncüsü Hıristiyan Araplardı

araplar-turklere-ihanet-etti-3.jpgÜstteki hakikati teslim etmekle birlikte, Arap milliyetçiliğinin Osmanlı’da Türk milliyetçiliğinden daha önce geliştiğini belirtmek gerekir. Arap milliyetçiliği, 1860′larda, Suriyeli Arap entellektüeller arasında doğmuştu. Osmanlı İmparatorluğu’na ve yönetimindeki “Türklere” karşı ciddi bir antipati besleyen bu entellektüellerin dikkat çekici bir yönü ise, çoğunun Hıristiyan oluşuydu. Butros El-Bustani, Faris Şadyak, Nakkaş, Corci Zeydan gibi Hıristiyan Arapların öncülüğünde başlayan bu harekete katılan Müslüman Araplar ise, çoğunlukla Batılı fikirleri benimsemiş seküler aydınlardı. Arap milliyetçiliğini geliştirirken “Arapların İslam öncesi tarihlerine” ilgi duymaları, bundan kaynaklanıyordu.

Buna karşılık muhafazakar Müslüman Arapların çoğu, Osmanlı’ya sadakat duyguları içindeydiler. Hatta sadece Sünni Araplar değil, Irak ve Suriye’deki Şii Araplar arasında bile Osmanlı’ya ve Hilafet’e bağlılık duygusu vardı. (3) Bu konuda büyük bir otorite olan Prof. Kemal Karpat, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Arap milliyetçiliğinin, Hıristiyan Araplarınki hariç, aslında en son noktaya kadar “ayrılıkçı” olmadığına dikkat çekerek şöyle demektedir:

“Görülüyor ki Arapların ‘milli’ hareketi esasında ayrılıkçı bir hareket değildi. Arapların birçoğu Osmanlı hükümdarlarını yabancı bir sömürgeci güç olarak değil, sadece Arap kökeninden olmayan, iktidarda bir hanedan olarak görüyorlardı ve Osmanlı Devleti ve hanedanı Müslüman kaldıkça ve Arapların hayat tarzına saygılı oldukça, özlemlerini yerine getirmeye söz verdikçe ve onları Avrupa işgaline karşı korudukça, itaat etmekten geri kalmıyorlardı. Geçmişte şan ve şereflerini ilk hatırlayan veya hayal edenler ve tarihlerinin modern bir versiyonunu yaratmaya çalışanlar Müslüman değil Hıristiyan Araplardı.(4)

Abdülhamid’in Bilgeliği

İngiliz tarihçi Peter Mansfield’e göre, Osmanlı’daki Arap milliyetçiliğinin sınırlı kalmasının iki nedeni vardı: “Birincisi, bu Avrupa kökenli milliyetçilik fikirlerinin bu yerlere (henüz) işlememiş olması; ikincisi de, Sultan II. Abdülhamid’in İmparatorluğun elinde kalanını bir arada tutmak için uyguladığı başarılı ve kurnazca yöntemlerdi.”(5)

Tarihçi Zekeriya Kurşun da “Abdülhamid’in saltanatı boyunca Arap milliyetçiliğinin… önceki hızını kaybettiğine” dikkat çeker ve “Abdülhamid, Arap milliyetçiliğinin harekete geçmesini geciktirmiştir” yorumunu yapar.(6)

Sultan Abdülhamid’in politikasının temeli, 19. yüzyılda hâlâ devam eden dini bağlılık ve geleneksel siyasi sadakat faktörünü canlandırarak Osmanlı devletini ve ülke bütünlüğünü kurtarmaktı. Kürtler arasında kurulan Hamidiye Alayları bu büyük siyasetin uygulamalarından biriydi. Sultan, alaylar yoluyla “Kürtlerin babası” olarak anıldığı gibi, Arapların da hamisi oldu. Abdülhamid, uyruğundaki Arapların kalbini kazanmak için Arap ülkelerindeki dinsel kuruluşlara, tarihi camilerin onarım ve süsleme işlerine önemli bir fon ayırmış… çevresindeki danışmanları arasında Arap düşünürlerine her zaman iyi davranmış, değer vermişti. Bedevi Şeyhlerinin çocuklarını eğitmek için özel okullar açmış, bu yolla onlara Osmanlılık bilinci aşılamıştı. Bu politikanın siyasi meyvelerini de almıştı. Örneğin Peter Mansfield’a göre:

“1904′te Osmanlı Padişahı Sina üzerinde hak iddia ettiğinde, Mısırlı milliyetçi lider Mustafa Kamil, İslamcılık ruhu içinde, onun yanında ve Mısır’ın çıkarlarını savunan Lord Cromer’in karşısında yer almıştır.” (7)
Kurtuluş Savaşı’nda da ne kitlesel bir “Arap ihaneti” ne de “Kürt ihaneti” yaşandı. Aksine Kürtler, Kurtuluş Savaşı’nı canla başla desteklediler. Mustafa Kemal Paşa, “Müslüman kardeşliği” temasına dayalı propagandasıyla onları kazandı.

Murat Bardakçı’nın sözünü ettiği Şeyh Said isyanı ise, ancak Kurtuluş Savaşı’nın bitmesi ve “Müslüman kardeşliği” temasının hızla yok olup, yerine “herkes Türk’tür” anlayışının belirmeye başlamasından sonra patlak verdi…

Kısacası yakın tarihimiz, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” anlayışını doğrulayacak şekilde gelişmedi.

1) Cengiz Çandar, “Sharon’cu Vicdansızlar-Filistin Yalanları”, Yeni Şafak, 5 Nisan 2002
2) Zekeriya Kurşun, Yol Ayrımında Türk-Arap İlişkileri, İrfan Yayınevi, İstanbul. 1992, s. 153
3) Kemal Karpat, İslam’ın Siyasallaşması, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2004, s. 379
4) Kemal Karpat, İslam’ın Siyasallaşması, s. 594
5) Peter Mansfield, Osmanlı Sonrası Türkiye ve Arap Dünyası, s. 30
6) Zekeriya Kurşun, Yol Ayrımında Türk-Arap İlişkileri, s. 30
7) Peter Mansfield, Osmanlı Sonrası Türkiye ve Arap Dünyası, s. 29; Peter Mansfield, The British in Egypt, Londra, 1971, s. 164-165

Buyur kaynakta berlirteyim---Tikla
 
arapların nasıl bir hain olduğunu öğrenmek için ne idiğü belirsiz yazarlara ihtiyacımız yoğğğk....


Bize ATATÜRK yeter ....

mustaf akyol önce Nutuku okusun ondan sonra sallasın işkembesinden...
 
Ölen TÜRK VATANDAŞLARINI siyasi malzeme olarak kullanan herkesten tiksiniyorum!!!

Bir kez olsun isminizin önündeki sıfatları bir tarafa bırakarak gerçekten bir TÜRK gibi davranın...

Tamam gün geldi burada Akpli olduk, Chpli olduk... Yeri geldi birbirimizi yedik... Ama bugun hepimiz tek yumruk olmalıyız...
 
AKP yi zayıflatmak içinmişmiş. Ne kadar Kurtlar Vadisi seyrediyorsunuz ? Gladio hangimiz :/
 
Ölen TÜRK VATANDAŞLARINI siyasi malzeme olarak kullanan herkesten tiksiniyorum!!!


Aynen, ölen vatandaşlar için Allahtan Rahmet diliyorum kaderleri buymuş güzel öldüler ...
Allah cümlemize güzel ölüm nasip etsin...

Bir kez olsun isminizin önündeki sıfatları bir tarafa bırakarak gerçekten bir TÜRK gibi davranın...

Tamam gün geldi burada Akpli olduk, Chpli olduk... Yeri geldi birbirimizi yedik... Ama bugun hepimiz tek yumruk olmalıyız...

tatlısu Atatürkçüleri gibi konuşmak bize fayda sağlamaz...


Dedem sekiz sene askerlik yapmış topal kalmış aç kalıp hayvan dışkılarından buğday danesini seçip karınlarını doyurarak bu CUMHURİYETİ KURMUŞLAR anlıyormusun ..

askerlik yaparken düşündüm her gün etli yemek yiyor bıkıyorduk, yemek 15 dakika geç geldiğinde isyan ediyorduk akşam koğuşalarımızda temiz çarşaflarımız battaniyemiz vardı sineklere isyan ediyorduk vızıldıyor diye düşündüm o zaman top sesi ile uyumak nasıl bir işkence olurdu günlerce uykusuz savaşmak nasıl bir işkence olurdu demiiii...

ılımlı İslamdan sonra birde ılımlı Atatürkçülük ılımlı Cumhuriyetçilik icat etmeyin... Cumhuriyetimizin içte ve dışta bir dünya düşmanı varken Atamıza ve Devrimlerimize onca düşman varken ve tuzaklar kurup pusuda bekliyorken sırtımızı kime dönüpte tek yumruk olacağız söylesene?

Atatürk ve Cumhuriyete düşman şeriatı savunan milli kimliği red ederek kendini türkiyeli olarak sıfatlandıran hainleremi arkamızı dönelim yoksa bölücüleremi ?

TATLISU ATATÜRKÇÜLÜĞÜ YAPMAYIN ,
ILIMLI İSLAMCILIK YAPANLAR İLE UĞRAŞMAKTA ZORLUK ÇEKİYORUZ BİRDE ILIMLI ATATÜRKÇÜLERİ İLE UĞRAŞTIRMAYIN....
 
Siz bizim kadar türk olun bu memleket için yanın tutuşun ondan sonra muhattap olalım tarih okumadan karşıma çıkmış bana dindarlık milliyetçilik konuşuyorsun hayatımda hiç camiiye gitmedim namaz kılmadım oruç tutmadım hepsini babm yapıyor bu benim müslüman olduğum ve vatanımı ölmekten hiç çekinmicek kadar sevdiğim gerçeğini değiştirmez gazze yansa banane benim askerim nöbet değişiminde öldürülüyor sen bana neyden bahsediyorsun benimle milliyetçilik yarışına girme bile ben solcuyum kemalistim önce aynada kendine bak sonra karşıma geç
 
arapların nasıl bir hain olduğunu öğrenmek için ne idiğü belirsiz yazarlara ihtiyacımız yoğğğk....


Bize ATATÜRK yeter ....

mustaf akyol önce Nutuku okusun ondan sonra sallasın işkembesinden...

araplarla müslümanları ayrı tut çünkü arapların içinde farklı mezhepler var...
 
ne kadar çok konuşup ne kadar az iş yapar olduk
 
TraFoo herseye tesekuru yapistirmis buna yok neden ?
mescidi aksa olarak bildiğiniz yapı mescidi aksa değilde ondan...
onun icinmi tesekur etmedin dogrusu ney anlatda bilelim okadar millet bosa oluyor orda bosa savasiyor gercek olmadigi icinmi
Aslında bununda konusunu açayım diyorum insanlarımız aydınlansın istiyorum ama onca emek sarfedip konu açıyorum bir bakıyorum konu kapatılmış şevkim kırılıyor öfke ve kin duyguları etrafımı çevreliyor....
.
.
.
İstemiştim ki buradaki insanlar da ellerini açıp amin derler.hem belki gözlerinden 1 damla dökülür de yüreğimizi serinletir.Ama ben unutmuşum tartışma çıkarmadaki üstün kabiliyetleri...çok rica ediyorum öfkenizi birbirinizden çıkarmaya çalışmayın...sadece dua edin lütfen.
 
türkiye iranla brezilya arasında zenginleştirilmiş uranyum takası için aracı oldu.

bize neyse?




türkiye başbakanı gazzede ölenler için van minut dedi.

türkiyede ölen onca insan için van sekond bile dememişken.




bizim düşmanlığımız serttir dedi. ayağınızı denk alın. sıktırmayın topkularınıza dedi.

pkk hala vurmaya devam ediyor ama ona karşı düşmanlığımızı gösteremiyo muyuz yoksa göstermiyor muyuz anlamadım.




hükümet sözcüsü diyor ki iskenderundaki saldırıyla mavi marmara saldırısı bağlantılı.

bende inanıyorum bu bağlantıya.

bakın bağlantıyı nasıl kurdum: akp kürt açılımını ortaya attı. sonra pimi çekilmiş el bombası varmış gibi duvarın arkasına saklandı. açılım adlı çocuk piç edasıyla sokakta dolanıyor. bu açılımı en çok isteyenler pkk lılardı. açılım piç olunca saldırmaya başladılar.

israile van minut dedi. sonra silah anlaşması çin el sıktı. amerika ermeni yasa tasarısını parlementoya göndericem dedi, büyükelçimizi geri çektik, 1 ay sonra geri gönderdik. demek ki bir dört diyoruz bir sekiz. mehter adımalrıyla 2 ileri bir geri yürüyoruz. yaptığımızın arkasında ne lursa olsun der gibi duramıyoruz. israilde buna güvendi nasıl olsa 2 ay sonra unuturlar. türkleri vurduğumuz silahları onlara geri satarız dedi.

iki olayın bağlantısı akp nin tutarsız davranışları. ne zaman ki devlet asaletine yakışan dirayette davranırlar, işte o zaman erdoğan dünya lideri türkiye süper güç olmaya aday ülke olur.

ama böyle devam ederlerse bugün ensemizde boza pişiren yarın somun ekmekle gönülümüzü almaya devam eder.

kalın sağlıcakla...




(kendimden alıntıdır)
 


Sevgili forum arkadaşım zerkli, merhabalar.

Yazı için teşekkürler. Bu hükümet, hem içeride hem de dışarıda bir çok işi yanlış yaptı.

Yapmaya devam etti. Halkım adına, kendi adıma çok üzülüyorum. Hayata dair bu derece ayan beyan ortada olan konuları nasıl oluyorda olması gerektiği gibi düzgünce ve gerçek haliyle göremiyoruz.

En doğal hakkı olan şeyi aramak için sokağa çıkan işçiyi düşman gibi gören, askeri düşman gibi gören, bilim insanlarını düşman gibi gören, ekmeğini kazanmaya çalışırken ölenlerle dalga geçen..... say say bitmez.

İnsan ve müslüman olan bunlara alkış tutmaz. Yaptıklarından övgüyle söz etmez diye düşünüyorum. Böyle şeyler yazınca kafir olup çıkıyoruz.

Orta çağamı döndük ne??!! O cahiliye dönemlerinde de insanları çok kolay iblis, şeytan, büyücü, cadı falan yaparlardı.

 
evet duygularımızla değil, aklımızla hareket etmeliyiz
 


Sevgili forum arkadaşım zerkli, merhabalar.

Yazı için teşekkürler. Bu hükümet, hem içeride hem de dışarıda bir çok işi yanlış yaptı.

Yapmaya devam etti. Halkım adına, kendi adıma çok üzülüyorum. Hayata dair bu derece ayan beyan ortada olan konuları nasıl oluyorda olması gerektiği gibi düzgünce ve gerçek haliyle göremiyoruz.

En doğal hakkı olan şeyi aramak için sokağa çıkan işçiyi düşman gibi gören, askeri düşman gibi gören, bilim insanlarını düşman gibi gören, ekmeğini kazanmaya çalışırken ölenlerle dalga geçen..... say say bitmez.

İnsan ve müslüman olan bunlara alkış tutmaz. Yaptıklarından övgüyle söz etmez diye düşünüyorum. Böyle şeyler yazınca kafir olup çıkıyoruz.

Orta çağamı döndük ne??!! O cahiliye dönemlerinde de insanları çok kolay iblis, şeytan, büyücü, cadı falan yaparlardı.



Paranoya kötü bi hastalıktır , sizofren ise daha kötü siz hangi ülkenin vatandaşısınız nerde yaşıyorsunuz , kimsenin çalışırken şehit olan madencilerle dalga geçtiği yok ki ben de Batı Karadenizliyim bir daha yazıyorum ölenler benim insanımdır ve benim hemşehrilerimi siyasetinize alet etmeyin , biz devletimize milletimize bağlı insanlarız devletimiz daha iyi koşulları sağlayabilse sağlardı zaten bu yıl içerisinde Rusya da da göçük oldu
Rusya da mı bizim gibi...
kimse grevdeki işçiye karşı cıkmaz ama provakatörler ülkemi iç karışıklığa götürmek isteyenler işte onlara insanın yeni küfürler türetesi geliyor...
Bu hükümet Ecevit yönetiminde aciz bir Türkiyeyi devraldı ve bölgede söz söyleyen ülkelerden biri yaptı , İran Brezilya Türkiye Enerji anlaşması ile 3 5 yıla kadar enerji sıkıntısını da halledince hep beraber izleyeceğiz Türkiyenin doğuya ve batıya ihraç ettiği malzemeleri taşıyan TIR ları ...
İdeolojiden dolayı hükümete düşmansınız ama yemiyor ordan saldırmak savunduğunuz bozuk fikirler dinsizlik hüviyetine girince zorunuza gidiyor ....
 
Paranoya kötü bi hastalıktır , sizofren ise daha kötü siz hangi ülkenin vatandaşısınız nerde yaşıyorsunuz , kimsenin çalışırken şehit olan madencilerle dalga geçtiği yok ki ben de Batı Karadenizliyim bir daha yazıyorum ölenler benim insanımdır ve benim hemşehrilerimi siyasetinize alet etmeyin , biz devletimize milletimize bağlı insanlarız devletimiz daha iyi koşulları sağlayabilse sağlardı zaten bu yıl içerisinde Rusya da da göçük oldu
Rusya da mı bizim gibi...
kimse grevdeki işçiye karşı cıkmaz ama provakatörler ülkemi iç karışıklığa götürmek isteyenler işte onlara insanın yeni küfürler türetesi geliyor...
Bu hükümet Ecevit yönetiminde aciz bir Türkiyeyi devraldı ve bölgede söz söyleyen ülkelerden biri yaptı , İran Brezilya Türkiye Enerji anlaşması ile 3 5 yıla kadar enerji sıkıntısını da halledince hep beraber izleyeceğiz Türkiyenin doğuya ve batıya ihraç ettiği malzemeleri taşıyan TIR ları ...
İdeolojiden dolayı hükümete düşmansınız ama yemiyor ordan saldırmak savunduğunuz bozuk fikirler dinsizlik hüviyetine girince zorunuza gidiyor ....




psikitatr olmadan başkalarına, yazılarından yola çıkarak hastalık teşhisi koymak ne oluyor onu anlamadım.

saçmalamayı bırakıp düzgünce şeyler yazdığında okunmaya değer olacaksın.
 
Biz mescid i aksa yı biliriz , gerçeğini de oraya gidersen herkes sana gösterir , yeter ki sen de namaz kılmaya istek olsun...
ama nerde anca sizin diliniz müslüman....


Bizim Namazımız Kılınmış Abdestimiz Alınmıştır.

Madem şekle şemale takılıyorsun o zaman sana şunuda söyliyeyimde öğren eksik kalmasın, ben sünnetliyim yani müslümanlık sadece dilimde değil sapına kadar müslümanım anlatabildimmi? Bir daha benim müslümanlığımı sorgulayıp papazlık yapma hatasına düşmeyiniz lütfen ....
 
Geri
Üst