Dünyanın son yüzyılı içindeyiz!!!

2 hilkat garibesi çıktı meydana
din islam ne bulursa
konu ne olursa
ayet hadis yorum ebced destekli
sallaya sallaya ilerliyor bakalım.
bunlar dini bilseler emin olun
günahlarıyla uğraşmaktan
buraya yazmaya vakit bulamazlar
EDİP YÜKSEL ADNAN OKTAR vs nin
************ müridleri


size ne kıyamet zamanından
zamanı saymak değil görev
HAZIR OLMAK HAZIR ...
 
İçinde bulunduğumuz dönem ahir zamandır. Yani DÜNYANIN SON DÖNEMİDİR. Peygamberimiz (sav)’den, Hz. İsa (a.s.)’nın ve Hz. Mehdi (a.s.)'nin çıkış alametleri olarak bildirilen hadisler tahakkuk etmiş, gerçekleşmiştir. Artık Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkışı beklenmektedir. Ve bu dönem, dünyada iman, sevgi ve huzurun hakim olacağı kutlu bir dönem olacaktır. Peygamberimiz (sav), “ümmetimin ömrü Hicri 1500 yılına kadardır” diye bildirmiş, geçtiğimiz yüzyılın büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi de, “Ümmetin galibane ömrü; yani İslam ahlakının dünyaya hakim olacağı dönemin Hicri 1506'ya kadar süreceğini” bildirmiştir. HİCRİ 1506’DAN SONRA İSE FİTNELERİN, BOZGUNCULUĞUN, KAN DÖKÜCÜLÜĞÜN YAŞANDIĞI, İNSANLARIN DİNDEN TAMAMEN UZAKLAŞTIKLARI KIYAMETE YAKIN BİR DÖNEM YAŞANACAKTIR.

DÜNYA ARTIK ÇOK YAŞLANMIŞTIR. Dünyadaki zamanın artık neredeyse sonuna ulaşılmıştır. Şu anda beklenen, HZ. İSA (A.S.) ve HZ. MEHDİ (A.S.)’IN GELİŞİ ve bu kutlu şahısların vesilesiyle DÜNYAYA HAKİM OLACAK OLAN SAMİMİ VE GÜÇLÜ İMANDIR.

Ahir Zaman Alametlerinin Tamamı Tahakkuk Etmiştir; Bundan Sonra Büyük Savaşlar Olmayacaktır

Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği ahir zaman alametleri birer birer tahakkuk etmiştir. Hz. Mehdi (a.s.)’nin gelişinin habercisi olan ve hadislerde bildirilen ahir zaman döneminde savaş ve kargaşa ortamlarının tümü yaşanmıştır. Kuran’ı Kerim’de ve Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde bildirilen “YECÜC VE MECÜC”’E İŞARET ETTİĞİ KUVVETLE MUHTEMEL OLAN İKİ DÜNYA SAVAŞI YAŞANIP BİTMİŞTİR. Komünizm, faşizm, Darwinizm gibi, toplumları dinsizliğe sürükleyen ideolojiler hüküm sürmüş, fakat bunlar da etkilerini neredeyse kaybetmişlerdir. Bilgisayara işaret ettiği kuvvetle muhtemel olan Dabbet-ül Arz çıkmış ve internet sistemi bütün dünyaya yayılmıştır. Ahir zamanda gerçekleşmesi hadislerle haber verilmiş olan olayların tümü vuku bulmuştur. Dünyanın ömrünün sonuna çok yaklaştığımız şu dönem, artık Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış dönemleridir.

HZ. İSA (A.S.) VE HZ. MEHDİ (A.S.)’IN ZUHUR ETTİĞİ BU DÖNEMDE ARTIK KAN DÖKÜLMEYECEK, İNSAN ÖLDÜRÜLMEYECEK, ZULÜM YAPILMAYACAKTIR. Dünya, uzun bir kargaşa döneminin ardından, Peygamberimiz (sav)’in Asr-ı Saadet döneminden sonra ilk kez Kuran ahlakının getirdiği SEVGİ VE BARIŞI ÖĞRENECEK VE YAŞACAKTIR. Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.), samimiyetleri, güzellikleri, hoşgörü ve sevgileriyle insanların gönüllerini fethedecek, onlara imanın güzelliğini aşılayacaklardır.

İşte bu sebeple, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış dönemi olan bu kutlu dönemle ilgili dehşet senaryoları üretmek yersizdir. Çünkü bu dönem, huzur, mutluluk, kardeşlik ve barış dönemidir. Savaşların, zulmün, haksızlıkların, kan dökücülüğün tamamen son bulduğu, güzelliklerin hüküm sürdüğü bir dönemdir. Bu dönem, ALTIN ÇAĞ’DIR. İnsanların maddi ve manevi anlamda huzura kavuştuğu, Allah’ın nimetlerine bolca kavuştuğu, savaşlardan, zulüm ve kavgalardan uzaklaşacakları, sevgi ve barış dönemidir.

Bu dönemde sevgi ve barış dini olan İslam ahlakının özü yaşanacak ve bunun sonucunda da kargaşa ve fitneler son bulacaktır. Tüm bunlar bizlere hadislerle haber verilmiştir.
Altın Çağ, Müslümanların yanı sıra Hıristiyanların ve Musevilerin de rahatlık ve huzur içinde yaşayacakları bir dönemdir. Bazı masonik odakların toplumlara empoze ettiklerinin aksine, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) döneminde, İbrahimi dinlerin mensupları birbirleri ile savaşmayacaktır. Bu kutlu dönemde savaş, kargaşa, atom bombaları, İsrail’e saldırılması, Kudüs'te kan akıtılması gibi olaylar söz konusu olmayacaktır. Tam tersine Kudüs, her zamankinden daha iyi, daha güzel, daha huzurlu bir yer olacak ve tüm dünyada olduğu gibi orada da barış hakim olacaktır.

Cenab-ı Allah, Peygamber nesli olan Musevileri her zaman korumuştur. Ahir zamanda da Allah, Hz. Mehdi (a.s.)'ı vesile ederek yine Musevileri koruyacaktır. Allah, Kuran’da Musevilerin Kutsal Topraklardaki varlığını bildirmektedir. Kuran’da, Allah'ın emirlerine bağlı kalıp samimi oldukları sürece, Musevilerin kutsal topraklarda rahatlık ve huzur içinde yaşayacaklarına dikkat çekilmiştir (İsra Suresi, 104 – Bakara Suresi, 62 – Maide Suresi, 69). Dolayısıyla KUDÜS, AHİR ZAMANDA İMANLA, ALLAH SEVGİSİYLE DOLACAK VE HER DİNDEN İMAN EDENLERİN HUZUR İÇİNDE, KARDEŞÇE YAŞAYACAKLARI BİR BARIŞ ŞEHRİ HALİNE GELECEKTİR.

Çeşitli masonik odakların etkisi altında kalıp, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) döneminde savaş ve kan akıtılmasını bekleyenler yanılmaktadırlar. Bu masonik telkinlerin ve tahriklerin etkisinde kalmış olan bazı bilgisiz Müslümanlar ve bir kısım bilgisiz Hıristiyanlar bu düşünce ile hareket etmekte, dünyadaki dinsizlik tehlikesini bir kenara bırakıp birbirlerine düşmektedirler. Ancak bekledikleri bu olaylar gerçekleşmeyecek, HZ. İSA (A.S.) VE HZ. MEHDİ (A.S.) DÖNEMİNDE KESİN OLARAK KAN AKITILMAYACAKTIR. Allah, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ı vesile ederek böyle bir ihtimalin gerçekleşmesine izin vermeyecektir.

Hicri 1506’dan Sonra Bozulmalar Başlayacak, Dünyaya Hakim Olacak Olan İnkarcı Topluluk Kıyamet ile Karşılaşacaktır
Kıyamete yakın tarihlerde, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın şehadetinin ardından Hicri 1506 tarihinden sonra dünya çapında maddi ve manevi bir bozulma yaşanacaktır. Bu tarihten sonra birbiri ardınca savaşlar başlayacak, anarşi, terör ve katliamlar gerçekleşecek; kan döken zalim sistem bütün dünyaya hakim olacaktır. Dinsizlik yayılacak, yeryüzünde tek bir tane bile Kutsal Kitap kalmayacaktır. İşte bu dönem, YECÜC VE MECÜC FİTNESİNİN SON ÇIKIŞ DÖNEMİ OLACAKTIR.

Kuran’da haber verilen Yecüc ve Mecüc’ün özelliği, kan dökücü olması ve anarşi çıkartmasıdır. I. ve II. Dünya savaşlarında 250-300 milyon insanın katledilmesine sebep olan bu sistem, Hicri 1506’dan sonraki kıyamet öncesi bozulma döneminde de ön planda olacaktır. Yecüc Mecüc, dünyada hakim olan başıbozukluğu, gitgide yaygınlaşan dinsizliği kullanarak, terör, anarşi, şiddet, bela ve katliamları beraberinde getirecektir. Hicri 1506’dan sonra gerçekleşecek olan Yecüc ve Mecüc fitnesinin son aşaması, değerli İslam alimi Bediüzzaman’ın deyimiyle, “Cengizhan ve Hülagü fitnesi” şeklinde olacaktır. Cengizhan ve Hülagü, tarihte sel gibi kan akıtmış olan iki zalim hükümdardır. İşte 1506’dan sonra gerçekleşecek Yecüc ve Mecüc fitnesi de bu derece kanlı ve büyük olacaktır.

Bu sapkın, kanlı ve fitneci dönem, dünyanın sonunun geldiği dönemdir. Hadislerden ve Bediüzzaman’ın izahlarından anlaşıldığı kadarıyla, Hicri 1545’de yani Miladi 2120 tarihinde kıyamet kopacaktır. Dünyayı sarmış olan büyük fitne, kıyametin zuhuru ile son bulacak; kıyamet, Allah inancından tamamen uzaklaşmış olan inkarcı güruhun başına kopacaktır.

Samimi Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler Masonların Oyununa Gelmemelidirler
Müslümanların, Hıristiyanların ve Musevilerin şu önemli yanılgıya düşmemeleri çok önemlidir: Yecüc ve Mecüc’ün son fitnesi ve yeryüzündeki zulüm ve savaş ortamı, hadislerde işaret edildiğine göre, Kıyamete çok yakın bir tarih olan Hicri 1506’dan sonra gerçekleşecektir. Bu döneme kadar yeryüzünde, Allah’ın izniyle kesin olarak, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın öncülüğündeki huzur, barış ve sevgi dönemi vardır. Bu dönem Altın Çağ’dır. Bu dönem içinde "tek bir kişinin dahi burnu kanamayacak, uyuyan bir kişi dahi uyanmayacaktır”.i

Unutmamak gerekir ki, çeşitli masonik odakların amacı, daima Allah’a iman edenler arasında ayrılık çıkarmak, onları birbirine düşürmek ve kan dökücülüğü fikren yaygınlaştırarak bir zulüm sistemi oluşturabilmektir. İşte bu sebeple esas olan, söz konusu masonik odaklarının oyununa gelmemek, bilakis Allah'ın hoşnut olduğu ahlak olan barış ve sevgiyi yaygınlaştırarak Allah'a samimi imanı güçlendirmektir.

Peygamberimiz (sav), Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) döneminde tüm dünyaya sevgi, barış, şefkat, merhamet ve huzurun hakim olacağını ve kan dökülmeyeceğini bildirmiştir:
İnsanlar, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)'nin çevresinde toplanırlar. (Hz. Mehdi (a.s.)) Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. Dünya, adeta asrı saadet devrine geri döner. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29 ve 48)

Hz. Mehdi (as), Peygamber (sav)’in yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, KAN DA AKITILMAYACAKTIR. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayınları, Kıyamet Alametleri, s. 163)

(Hz. Mehdi (a.s.)) Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, NE DE BİR KİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44)

Ona (Hz. Mehdi (as)'ye) biat edenler, (Kabe civarındaki) rükun ve makam arasında biat ederler. Uyuyanı uyandırmaz, ASLA KAN DÖKMEZLER. (El-Heytemî, El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)

Bu (Emir) de (Hz. Hz. Mehdi (a.s.)) insanlar yeryüzünü daha önce zulüm ile doldurdukları gibi YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAKTIR. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/348)

Zulüm ve fıskla dolu olan DÜNYA, O (HZ. MEHDİ (A.S.)) GELDİKTEN SONRA ADALETLE DOLUP TAŞACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

HZ. MEHDİ (A.S.)'NİN ZAMANINDA ADALET O KADAR BOL OLACAK Kİ, zorla alınan her mal sahibine geri iade edilecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN) ADALETİ HER YERİ KAPLAYACAK ve insanlar arasında Hz. Peygamberin sünnet-i seniyyesi ile muamele edecektir. Hatta birisinden, mala ihtiyacı olan kim varsa çağırmasını söyleyecek, o kişi emrini yerine getirdiğinde, sadece bir kişi gelecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah benim Ehl-i Beyt'imden bir zatı (Hz. Mehdi (a.s.)'yi) gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, O YERYÜZÜNÜ ADALETLE DOLDURACAK. (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)

Hz. Mehdi (a.s.) bendendir, yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi, ONU DOĞRULUK VE ADALETLE DOLDURUR. (Süneni-i Ebu Davud, 5/93)

Kap su ile dolduğu gibi YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Hiçbir kimse arasında bir DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. VE BÜTÜN DÜŞMANLIKLAR, BOĞUŞMALAR, HASETLEŞMELER MUHAKKAK KAYBOLUP GİDECEKTİR. (Sahih-i Müslim, 1/136)

... Cenab-ı Hak İslamı nasıl Bizimle başlatmışsa O'nunla (Hz. Mehdi (a.s.) ile) sona erdirecektir. Nasıl, Bizimle onlar aralarındaki ŞİRK VE ADAVETTEN (HUSUMET VE DÜŞMANLIKTAN) KURTULMUŞ VE KALPLERİNE ÜLFET (DOSTLUK) VE MUHABBET (SEVGİ) YERLEŞMİŞSE, (HZ. MEHDİ (A.S.) GELİŞİ İLE) YİNE ÖYLE OLACAKTIR. (Ahir Zaman Mehdisi'nin Alametleri, Celalettin Suyuti, s. 20)

... ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)) DÖNEMİNDE İYİ İNSANLARIN İYİLİĞİ ARTAR, KÖTÜLERE KARŞI BİLE İYİLİK YAPILIR." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)

----------

i. El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44.



Bence bunu yazmanın amacı :
1 - islama uygun davranın ey insanlar....Acaba sen bunu diyebilecek konumda ve uygun insan mısın?
2-Bakın kıyamet geliyor......Beni yada tarikatımı izleyin cennete gidin....yedik...
3-Olaki bildin ... bak ben bildim diye sevinecek gücün ve vaktin olacak mı..
4-Çelakıl (kitabımı alın öğrenin )gibi sadece bilgilendirmek.......Buda yine 1 ve 2 ye çıkıyor...Başka sebep biliyorsan yaz öğrenelim....

Hiçbir art niyeti olmayan biri durup dururken insanları kıyamet ile korkutmaya çalışmaz nedeni yukarıdakilerden biridir.....
 
Yahu zaten hicri 1500 e kadar diyor 1600 demiyor.1599 da olabilir yani 1500-1599 arası ama genelde 1545 ve miladi olarakda 2120 yi işaret edince Allahu Alem(en doğrusunu Allah bilir) 8 hadis ve Kur'an ebcedlerini alınca hicri 1545 deniyor.

Yani kesin değil kesin derse arkadaşımız önce ben yapışırım yakasına.Hz.Mrhdi(as) çıkınca belki söyler belki Hz.İsa(as) söyler.
hadislere göre 1500 den sonra kopacaktır şüphesiz Kur'anda tam tarihte vardır ama biz bilemeyiz...
 
bir gün zatın biri nasrettin hocaya sormuş
(z) yahu hoca seni bilirsin kıyamet ne zaman kopacak..
(h) Küçük kıyamet mi_?, büyük kıyamet mi_?
(z) bunun küçüğü - büyüğü de mi var.._?
(h) var tabi ya, hanım ölürse küçük kıyamet, ben ölürsem işte ozaman büyük kıyamet..

yani arkadaşlar bırakın kıyamet ne zaman kopacakk, zaten ölen her kişi için kıyamet kopmuş oluyor.. önemli olan kendi kıyametine hazırlıklı olmak.. yoksa 2120 de kıyamet kopacaksa bile bize ne yararı var bu bilginin.._?
 
Kıyametin ne zaman kopacağını bir Allah (cc) bilir. bizi ilgilendiren Kıyametin ne zaman kopacağı değil, ahirette durumumuzun ne olacağı. Biz elimizden geldiğince Allah' ın(CC) emir ve yasaklarına uyarsak. Kısacası Gerçekten Müslüman olursak. Kıyametin nezaman kopacağı bizi bağlamaz. Biz üzerimize düşeni yapalım bırakın kıyamet ne zaman kopacaksa kopsun. O gün geldiğinde hiç bir pişmanlığın fayda etmeyecek.
 
Bence bunu yazmanın amacı :
1 - islama uygun davranın ey insanlar....Acaba sen bunu diyebilecek konumda ve uygun insan mısın?
2-Bakın kıyamet geliyor......Beni yada tarikatımı izleyin cennete gidin....yedik...
3-Olaki bildin ... bak ben bildim diye sevinecek gücün ve vaktin olacak mı..
4-Çelakıl (kitabımı alın öğrenin )gibi sadece bilgilendirmek.......Buda yine 1 ve 2 ye çıkıyor...Başka sebep biliyorsan yaz öğrenelim....

Hiçbir art niyeti olmayan biri durup dururken insanları kıyamet ile korkutmaya çalışmaz nedeni yukarıdakilerden biridir.....

sana bir tarıkata katıl diyen mı oldu ?
bilgilendirmek amcıyla bişi yazmiş hoşuna gitmediyse oku gec ne dıye senaryo yazıyorsun...
 
2 hilkat garibesi çıktı meydana
din islam ne bulursa
konu ne olursa
ayet hadis yorum ebced destekli
sallaya sallaya ilerliyor bakalım.
bunlar dini bilseler emin olun
günahlarıyla uğraşmaktan
buraya yazmaya vakit bulamazlar
EDİP YÜKSEL ADNAN OKTAR vs nin
****** müridleri


size ne kıyamet zamanından
zamanı saymak değil görev
HAZIR OLMAK HAZIR ...


insanları aşağalamaktan zevkmi alıyorsun
bu konu sana önemsiz geliyorsa üzerinde fazla düşünmeden yorumunu yap cık hakaret etmeden bir sürü gereksiz konu varken din üzerine bişiler yazan bu arkadaşamı taktın kafayı....
 
masal masal matistas.... :)) Bu saçmalaıkları okuyan insan dinden çıkar, dinden, yirmibirinci yüzyılın ilk çeyreğinde nelere inanıyor ve tartışıyor yurdum gençliği pehhhh..
 
Kıyamet alameti uydurmaları: Isalar, mehdiler...

KIYAMET ALAMETİ UYDURMALARI: İSALAR, MEHDİLER...
MEHDİLİK VE DECCALİYET
HER TARAF MEHDİ KAYNIYOR
HUMEYNİ’NİN MEHDİLİKTEN GELEN GÜCÜ
ÖLÜ DİRİLTEN DECCAL
HZ. İSA’NIN YENİDEN GELİŞİ İDDİASI
YECUC MECUC
DABBE
DABBE’NİN NE OLDUĞUNUN TAHMİNLERİ
KIYAMET ALAMETİ UYDURMALARI: İSALAR, MEHDİLER...

Kuran’da dünyamızın da bir sonu olduğu söylenir. Dünyamızın sonu ve bundan sonra başlayan süreç “saat” veya “kıyamet” olarak tarif edilir. Kıyamet alametlerinden kasıt da bu oluşuma yakın zaman diliminde olacak olaylardır. Dolayısıyla bu olayları görmek kıyametin yakın olduğunun habercisi olacaktır. Kuran’da olmayan izahların halka nasıl yutturulduğunu ve din adına uydurulan hurafeleri gösterebilmek için bu bölümde “Kıyamet Alametlerini” işleyeceğiz. Kıyamet alametlerini işlerken ilk önce Kuran’da hiç geçmemesine rağmen gerçekleşmesine inanmanın İslam’ın şartı, inanmamanın kafirlik olarak ilan edildiği konulardan 1- Mehdilik, 2- Deccaliyet, 3- Hz. İsa’nın yeniden gelişini işleyeceğiz. Daha sonra ise Kuran’da bir iki ayette bahsedilen, fakat hadislerde yüzlerce yalanla şişirilen konulardan 4- Yecuc-Mecuc ve 5- Dabbe konularına değineceğiz.
MEHDİLİK VE DECCALİYET

Mehdi kıyamet alametleri içinde en popüler olan, hakkında en çok hadis uydurulan ve en çok istismar edilen karakterdir. Hadisler kullanılarak oluşturulan bu karakterin kıyamete yakın dünyaya geleceğine, herkesi yenip dünyaya hakim olacağına, daha sonra gelecek Hz. İsa ile buluşup dünyayı yöneteceğine, bunları gerçekleştirmek için ise Deccal ile savaşacağına inanılır. Hadislere göre Mehdi kadar, Mehdi’nin talebeleri de üstün yeteneklere sahip sıra dışı kişilerdir. Tüm bu yeteneklere sahip olabilmek, kendi şeyhinin, kendi liderinin Mehdi olduğunu ispat edebilmek için binlerce hadis uydurulmuştur. Bu yüzden Mehdi’nin dış görünüşü hakkında, yapacakları hakkında, çıkacağı yer hakkında birbiriyle çelişen birçok hadis vardır. Mesela bir hadise göre Mehdi Şam’dan çıkacakken, diğerine göre Kufe’den, bir diğerine göre İstanbul’dan, bir başka hadise göreyse Medine’den çıkacaktır. İlk nesiller kendi şeyh ve liderini Mehdi çıkarmak için o kadar çok hadis uydurmuşlardır ki sonraki nesillerin hadis uydurmasına gerek kalmamıştır. Bu nesiller de kendi liderlerine uyan hadisleri doğru kabul etmiş, diğer hadisleri yorumla saptırmış veya yalanlamışlardır. Örneğin liderleri küçük burunluysa, “Mehdi küçük burunludur” hadisini kabul etmişler, Mehdi’nin gaga burunlu olduğuna dair hadisleri gözardı veya inkar etmişlerdir. Bu yüzden İslam aleminde Mehdi enflasyonu yaşanmıştır. Şu anda Mehdi sanılan bir dîni grup lideri var mı diye sorulabilir. Buna cevabımız “Acaba hangi grup kendi liderini Mehdi sanmıyor ki!” şeklindedir.
HER TARAF MEHDİ KAYNIYOR

Gerek Türkiye’deki, gerek İslam alemindeki gelenekçi cemaatleri iyi tahlil etmemiz için Mehdilik olgusunu iyice kavramamız gerekmektedir. Biz Türkiye’deki bizce en büyük olan on geleneksel İslami cemaati bir kenara yazdık ve sonra bunların hangisinin şeyhini, liderini Mehdi zannettiğini araştırdık. Sonuçta tamamına yakınının kendi şeyhini, liderini Mehdi sandığını gördük. Bu da gerçek manada İslami cemaatleri kavramak için Mehdiyet olayını bilmenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. (Unutmayın ki cemaatlerin büyük bir kısmı Mehdiyet konusunda açık konuşmaz. Bu konuyla ilgili bilgileri kendi içine girenlere bile hemen açıklamazlar. Birçok cemaatte bu bilgileri açıklayan şeyhin kendisi değil, onun en yakın halkası olmaktadır.) Hadislerde Mehdi’nin kendisinin bile Mehdi olduğunu söylemeyeceği de nakil edilir. Cemaatler bu hadisi liderlerinin Mehdiyetini gizlice, kulaktan kulağa, basının ve diğer kuruluşların önünde belli etmeden yaymalarının daha iyi olduğuna işaret kabul ederler. Mehdiyet bir cemaate büyük bir kuvvet verir. Liderinin; 1400 yıl önce tarif edilen, bazı Peygamberlerle eşit üstünlükte olan, dünyaya hakim olacak kişi olması, liderin müritlerinde çok güçlü bir bağlılık oluşturur. Bu bağlılıkla müritler tüm enerjilerini, tüm paralarını, tüm olanaklarını şeyhin eline teslim ederler. Şeyhin hiçbir lafını tartışmayı bile düşünemezler. 1400 yıl önce hadislerle müjdelenmiş, dünyayı fethedecek Mehdi’ye karşı gelmek kimin haddine düşmüştür? Liderini Mehdi diye yüceltenler, Mehdi’nin talebeleri olma vasfıyla 1400 yıl önceki hadislerde müjdelendikleriyle uyutulurlar. Mehdi’nin halife olacağına dair izahlar, grup liderlerinin uzun vadeli ayaklanma, darbe gibi organizasyonlarla halifeliğe oturtulması gerektiğine dair planları da düşündürür. İslam tarihi kendini Mehdi sanıp ayaklanmalar çıkartmış ve yüzlerce kişinin ölümüne sebep olmuş şizofrenlerin örnekleriyle doludur. (Kubilay vakasında olduğu gibi)
HUMEYNİ’NİN MEHDİLİKTEN GELEN GÜCÜ

Şiilik’te Mehdilik konusu imanın şartlarındandır. Şiilik’teki bu konuya atfedilen önem Sünniliğin de üstündedir. Mehdinin hicri 256’da doğan Hasan Askeri’nin oğlu Muhammed olduğu, ortadan kaybolduğu ve günü gelince meydana çıkıp vazifeyi alacağı inancı Şiiliğin temel inançlarındandır. Şu anda hicri 1400’lü yıllarda olduğumuz düşünülürse Şiiler’in temel inancına göre Mehdi 1100 yıldan fazla bir süredir bizle saklambaç oynayan bir kişidir. Geleneksel İslamcılar içinde kalabalık bir kitleyi temsil eden Şiiler’in bu inancı geleneksel kitlelerin aklı nasıl bir kenara bırakıp, Kuran yerine mezheplere, hem de en saçma izahlarına rağmen tabi olabildiklerini göstermektedir. Şii yönetimleri ve İran devrimini tahlil etmek için de Mehdilik konusunun bilinmesi çok önemlidir. Şiiler’e göre Mehdi ortaya çıkıncaya kadar onun vekilleri hüküm sürecektir ve vekillere itaatsizlik, Mehdi’ye itaatsizliktir, Mehdi’ye itaatsizlik ise Allah’a isyandır. Ayetullah Humeyni de Mehdi’nin bir dönemdeki vekili kabul edilmekteydi. Böylece Ayetullah Humeyni halkı kontrol edecek ve yönlendirecek kuvveti Mehdi vekilliğinden alıyordu. Humeyni’ye itaat Şii inancında farzdı. İran devriminde halkın bölünmeden tek kaynaktan büyük bir bağlılıkla idare edilip ayaklanmasının altında da Mehdiyet inancı vardır. Yani yakın tarihte önemli yeri olan Şii-İran devrimini iyi anlamanın yolu da Mehdiyet konusunu iyi analiz etmekten geçmektedir. Şiilik’te, Sunnilik’teki binlerce Mehdi’ye karşı tek bir saklambaç oynayan Mehdi vardır, fakat bu Mehdi’nin Humeyni gibi vekilleri bile sırf bu vekaletten dolayı ihtilal yapacak gücü ellerinde bulundurmuşlardır.
ÖLÜ DİRİLTEN DECCAL

Deccal ise Mehdi’nin savaşacağı kişidir. Şeyhini Mehdi ilan edenler şeyhine karşı çıkan veya şeyhin yaşadığı devirde karşı fikirlere sahip bir kişiyi Deccal ilan ediverirler. Böylece Mehdiyete hizmeti ibadet sananlar, Deccaliyetin ordu veya fikir sistemiyle savaşı da ibadet sayarlar. Hadislerde bir Mehdi, bir Deccal tarifi varken binlerce kişinin Mehdi ve onlara karşı binlerce kişinin Deccal ilan edilmesi konunun nasıl zıvanadan çıktığını gösterir. Deccal hakkındaki hadislerde Deccal’in cenneti ve cehennemi olduğu, ölüleri dirilttiği, alnında kafir yazdığı, kör olduğu, yeryüzünde gelmiş geçmiş en büyük fitne olduğu anlatılır.

Kuran’ın Mehdi ve Deccal hakkında ne dediğinin cevabı koca bir hiçtir. Yani Kuran’da tek bir ayette bile geçmeyen bu karakterler yüzünden binlerce Mehdilerin peşine düşülmüş, birçok gelenekçiliğin düşmanı Deccal diye lanetlenmiştir. Binlerce kişinin kanı dökülmüş, adeta bir İslam mitolojisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Her devirde gelecekmiş gibi beklenen Mehdi kişileri tembelliğe itmiş, birçok Mehdi bekleyicisi kendi ürettikleriyle kurtuluşu arayacaklarına, kurtuluşu gelecek Mehdilerden ummuşlardır. Ayrıca mezhepçiler, içinde bulundukları zayıf, hükmedilen, bilimsel olarak geri durumun günahını da kendilerinde arayıp kendilerini düzelteceklerine, uydurma Deccallere suçu yükleyip kurtulmuşlardır.
HZ. İSA’NIN YENİDEN GELİŞİ İDDİASI

Kuran’da yer almamasına rağmen ortaya atılan iddialardan biri de Hz. İsa’nın kıyamette yeniden geleceğidir. Hadislerde Hz. İsa’nın Şam’ın doğusunda beyaz minareye geleceği, Mehdi ile buluşacağı, Deccali öldüreceği anlatılır. 12. bölümde bazı hadis uydurucuları anlatılırken geniş yer verdiğimiz Ebu Hureyre’nin, Buhari ve Müslim gibi gelenekçilerin en güvendikleri iki kaynaktaki bir hadisi şöyledir: “ Allah’a yemin ederim ki İsa’nın adil bir hakem olarak aranıza inmesi yakınlaşmıştır. O indiğinde haçları kırıp domuzları öldürür, cizyeyi kaldırıp maymunu öldürür ve İslam’dan başkasını kabul etmez.” Hıristiyanlık’tan ilk devirlerde dinimize geçenlerin yaydığını sandığımız bu uydurma, Kuran ayetleriyle de uyuşmaz.


Allah şunu demişti: Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden ayıracağım...

3- Ali İmran Suresi 55


Hüseyin Atay bu ayete göndermeler yaparak şu açıklamayı yapar: “ Hz. İsa hakkında Kuran-ı Kerim’in verdiği bilgi içinde onun öldüğü fakat öldürülmediği bilinmektedir. Bunlara göre Hz. İsa ölmüştür, hayatta değildir ve dünyaya dönmeyecektir. Hadislerle iman esasları sabit olmaz ve Kuran’a ilave yapılamaz. Hıristiyan kültünden ve kültüründen, Hz. Muhammed’in vefatından sonra İslam literatürüne geçen hikayelerden birinde; Hz. İsa’nın ölmediği, göğe çıkarıldığı ve kıyamet kopmadan dünyaya Şam’daki minareden ineceği anlatılmaya başlanmıştır. Hıristiyan mitolojisi İslamlaştırılarak Müslümanlar’ın inançları arasına sokulmuştur. Öyle ki buna inanmayanlar, aklı başında sanılanlar tarafından bile kafirlikle itham edilmektedirler.” (Hüseyin Atay, Kuran’a Göre Araştırmalar, sayfa 53)


Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. O Allah’ın elçisi ve Peygamberler’in sonuncusudur.

33-Ahzab Suresi 40


Ayetten Peygamberimiz’in son Peygamber olduğunu anlıyoruz. Kuran’da Hz. İsa’nın da Peygamber olduğu geçtiğine göre, Peygamberimiz’den sonra Hz. İsa’nın gelişi Kuran’ın bu ayetiyle çelişir.


Selam üzerimedir doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün.

19-Meryem Suresi 33


Meryem suresinde, Hz. İsa’nın ağzından nakledilen yukarıdaki sözlerde, Hz. İsa’nın üç önemli gününden bahsedilir. Görüldüğü gibi bu günler sayılırken Hz. İsa’nın kıyamette dünyaya yeniden geleceği şeklinde bir günden bahsedilmez. Eğer böyle bir gün olsaydı, elbette ki bu da yalanlarla dolu hadislere bırakılmadan, şüpheye yer bırakmayacak şekilde Kuran’da belirtilirdi.

Ne yazık ki Kuran’ın belirtmediği ve Kuran ile çelişen Hz. İsa’nın gelişi hikayesi, yüzlerce sahte İsa’nın çıkışına yol açmıştır. Sahte Mehdi enflasyonu gibi, sahte İsa enflasyonu da akıl hastanelerimizin önemli vakalarına baz teşkil etmiştir.
YECUC MECUC

Yecuc Mecuc, Kuran’da bahsedilen bir kavmin ismidir. Mehdiyet, Deccaliyet, Hz. İsa’nın yeniden dünyaya geleceği Kuran’da yer almamasına karşın kıyamet alametleri olarak anlatılırken, Yecuc Mecuc konusunda Kuran’da olmayan, Kuran’a uymayan saçma izahlar, Kuran’da geçen Yecuc Mecuc konusunu detaylandırmak için anlatılmıştır. Yecuc Mecuc, Kuran’da iki surede şu şekilde geçmektedir:


93-İki setin arasına kadar ulaştı, onların önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu.
94-Dediler ki “Ey Zulkarneyn, Yecuc Mecuc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set inşa etmen için sana vergi verelim mi?”
95-Dedi ki “Rabbimin beni içinde tuttuğu imkan ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel güçle yardım edin de sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel yapayım.”
96-“Bana demir kütleleri getirin. İki ucu eşit düzeye gelince körükleyin.” dedi. Onu ateş haline getirince “Bana erimiş bakır getirin dökeyim” dedi.
97-Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler.
98-Dedi ki “ Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.”

18- Kehf Suresi 93-98


96-Yecuc ve Mecuc’un önü açıldığı zaman onlar her tepeden akın ederler.
97-Gerçek olan vaat yaklaşmıştır. İnkar edenlerin gözleri birden donup kalmıştır. “ Vay başımıza! Biz bundan gafil bulunuyorduk. Hayır, biz zalimlerdik.”

21-Enbiya Suresi 96-97


Yecuc Mecuc’un Kuran’da geçtiği ayetleri, bu konuya ilave yapılan uydurmalarla ayırt edebilmeniz için yazdık. Bir izaha göre Yecuc Mecuc Hz. Adem’in rüyalanması sonucu toprağa akan spermlerden oluşmuş bir millettir. Yecuc Mecuc’un toprağın altında bir karış boyunda bir millet olduğu, kıyamete yakın yeryüzüne çıkacağı diğer bir açıklamadır. İbni Abbas’ın rivayetine dayanan bu son hadise karşı İbni Ebi Hatem Şueyh’in hadisi ise şöyledir: “Onlar üç sınıftır. Birinci sınıf büyük ağaç gibidir. İkinci sınıf dört arşın uzunluk ve dört arşın da genişliktedir. Üçüncü sınıf da kulaklarından birini yatak edip ikincisini yorgan yapıyorlar.” Tüm bu birbirleriyle çelişkili nakillerinden daha ilginci ise Yecuc Mecuc’un Türkler olarak tarif edilmesidir. Yecuc Mecuc’u aşağılayan tüm hadislerin arasına Yecuc Mecuc’un Türkler olduğu izahının girmesi, Türk düşmanı Arap milliyetçiliğinin hadis uydurmada nasıl etkin olduğunu göstermektedir.
DABBE

Kuran’da tek bir ayette geçen Dabbe aynı Yecuc ve Mecuc gibi uydurma, mitolojik hadislerle anlatılarak sunulmaya çalışılmış ve her seferinde olduğu gibi ortaya çıkan tablo rezillik olmuştur. Önce Kuran’da geçen dabbe ile ilgili ayeti görelim:


O söz başlarına geldiği zaman onlara yerden bir Dabbe çıkarırız. O da insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını söyler.
27- Neml Suresi 82


Bu tek ayete karşın geçen acayip hadislerden biriyse şöyledir:
“Dabbe’nin başı öküz başı gibi, gözü domuz gözü gibi, kulağı fil kulağı gibi, boynuzu keçi boynuzu gibi, boynu deve kuşunun boynu gibi, göğsü aslan göğsü gibi, rengi kahverengi gibi, böğrü kedi böğrü gibi, kuyruğu koç kuyruğu gibi, ayakları deve ayağı gibidir.” Ayrıca çok daha garip hadisler vardır ki bunlardan kimine göre Dabbe’nin başı gökte, kuyruğu kutupta, ayakları Arabistan yarımadasındadır. Kimine göreyse Dabbe’nin bir elinde Hz. Süleyman’ın mührü, diğer elinde Hz. Musa’nın asası vardır. Diğer tüm konularda gördüğümüz gibi Kuran dışında dîni kaynak arayanların karşılaşacakları izahlar bunların benzerleridir.
DABBE’NİN NE OLDUĞUNUN TAHMİNLERİ

Dabbe’nin ne olduğu tahmin edilecekse bu ayete bakılıp tahmin edilecektir. Bu konuda hiçbir tahminimiz yoktur. Fakat tahmini olan bazı kişiler de vardır. Örneğin Reşad Halife’ye göre Dabbe bilgisayar olabilir. Kuran’ın 19 mucizesinin bulunmasına yarayan bilgisayar insanların inançsızlıklarını çürütmektedir. Said Nursi’ye göre Dabbe dişten tırnağa yerleşecek virüs tipi bir canlı olabilir. Bu iki yazarın bu tahminlerini neye dayandırdıklarının ayrıntılarına girmiyoruz. Sadece Dabbe’nin ne olabileceğine dair farklı tahminler yapıldığını göstermek istedik. Belki de Dabbe’yi tahmin edememizin nedeni Dabbe’nin henüz çıkmamış oluşudur. Bu yazıda bizim yapmak istediğimiz de zaten Dabbe’yi tahmin etmek değildir.

Mitolojik uydurmalara dönüşen kıyamet alametleri ve özellikle Mehdi, Deccal ve Hz. İsa’nın yeniden gelişi çerçevesindeki iddiaların sonucu tam bir rezalet, tam bir perişanlıktır. Yecuc ve Mecuc ile Dabbe konularıysa sadece ve sadece Kuran çerçevesinde ele alınmalı, gösterdiğimiz saçma hadisler yok sayılmalı, bir tahmin yapılacaksa da böyle yapılmalıdır. Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.
KIYAMET ALAMETİ UYDURMALARI: İSALAR, MEHDİLER... | Uydurulan Din ve Kuran'daki Din www.kurandakidin.net
 
KIYAMET ALAMETİ UYDURMALARI: İSALAR, MEHDİLER...
MEHDİLİK VE DECCALİYET
HER TARAF MEHDİ KAYNIYOR
HUMEYNİ’NİN MEHDİLİKTEN GELEN GÜCÜ
ÖLÜ DİRİLTEN DECCAL
HZ. İSA’NIN YENİDEN GELİŞİ İDDİASI
YECUC MECUC
DABBE
DABBE’NİN NE OLDUĞUNUN TAHMİNLERİ
KIYAMET ALAMETİ UYDURMALARI: İSALAR, MEHDİLER...

Kuran’da dünyamızın da bir sonu olduğu söylenir. Dünyamızın sonu ve bundan sonra başlayan süreç “saat” veya “kıyamet” olarak tarif edilir. Kıyamet alametlerinden kasıt da bu oluşuma yakın zaman diliminde olacak olaylardır. Dolayısıyla bu olayları görmek kıyametin yakın olduğunun habercisi olacaktır. Kuran’da olmayan izahların halka nasıl yutturulduğunu ve din adına uydurulan hurafeleri gösterebilmek için bu bölümde “Kıyamet Alametlerini” işleyeceğiz. Kıyamet alametlerini işlerken ilk önce Kuran’da hiç geçmemesine rağmen gerçekleşmesine inanmanın İslam’ın şartı, inanmamanın kafirlik olarak ilan edildiği konulardan 1- Mehdilik, 2- Deccaliyet, 3- Hz. İsa’nın yeniden gelişini işleyeceğiz. Daha sonra ise Kuran’da bir iki ayette bahsedilen, fakat hadislerde yüzlerce yalanla şişirilen konulardan 4- Yecuc-Mecuc ve 5- Dabbe konularına değineceğiz.
MEHDİLİK VE DECCALİYET

Mehdi kıyamet alametleri içinde en popüler olan, hakkında en çok hadis uydurulan ve en çok istismar edilen karakterdir. Hadisler kullanılarak oluşturulan bu karakterin kıyamete yakın dünyaya geleceğine, herkesi yenip dünyaya hakim olacağına, daha sonra gelecek Hz. İsa ile buluşup dünyayı yöneteceğine, bunları gerçekleştirmek için ise Deccal ile savaşacağına inanılır. Hadislere göre Mehdi kadar, Mehdi’nin talebeleri de üstün yeteneklere sahip sıra dışı kişilerdir. Tüm bu yeteneklere sahip olabilmek, kendi şeyhinin, kendi liderinin Mehdi olduğunu ispat edebilmek için binlerce hadis uydurulmuştur. Bu yüzden Mehdi’nin dış görünüşü hakkında, yapacakları hakkında, çıkacağı yer hakkında birbiriyle çelişen birçok hadis vardır. Mesela bir hadise göre Mehdi Şam’dan çıkacakken, diğerine göre Kufe’den, bir diğerine göre İstanbul’dan, bir başka hadise göreyse Medine’den çıkacaktır. İlk nesiller kendi şeyh ve liderini Mehdi çıkarmak için o kadar çok hadis uydurmuşlardır ki sonraki nesillerin hadis uydurmasına gerek kalmamıştır. Bu nesiller de kendi liderlerine uyan hadisleri doğru kabul etmiş, diğer hadisleri yorumla saptırmış veya yalanlamışlardır. Örneğin liderleri küçük burunluysa, “Mehdi küçük burunludur” hadisini kabul etmişler, Mehdi’nin gaga burunlu olduğuna dair hadisleri gözardı veya inkar etmişlerdir. Bu yüzden İslam aleminde Mehdi enflasyonu yaşanmıştır. Şu anda Mehdi sanılan bir dîni grup lideri var mı diye sorulabilir. Buna cevabımız “Acaba hangi grup kendi liderini Mehdi sanmıyor ki!” şeklindedir.
HER TARAF MEHDİ KAYNIYOR

Gerek Türkiye’deki, gerek İslam alemindeki gelenekçi cemaatleri iyi tahlil etmemiz için Mehdilik olgusunu iyice kavramamız gerekmektedir. Biz Türkiye’deki bizce en büyük olan on geleneksel İslami cemaati bir kenara yazdık ve sonra bunların hangisinin şeyhini, liderini Mehdi zannettiğini araştırdık. Sonuçta tamamına yakınının kendi şeyhini, liderini Mehdi sandığını gördük. Bu da gerçek manada İslami cemaatleri kavramak için Mehdiyet olayını bilmenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. (Unutmayın ki cemaatlerin büyük bir kısmı Mehdiyet konusunda açık konuşmaz. Bu konuyla ilgili bilgileri kendi içine girenlere bile hemen açıklamazlar. Birçok cemaatte bu bilgileri açıklayan şeyhin kendisi değil, onun en yakın halkası olmaktadır.) Hadislerde Mehdi’nin kendisinin bile Mehdi olduğunu söylemeyeceği de nakil edilir. Cemaatler bu hadisi liderlerinin Mehdiyetini gizlice, kulaktan kulağa, basının ve diğer kuruluşların önünde belli etmeden yaymalarının daha iyi olduğuna işaret kabul ederler. Mehdiyet bir cemaate büyük bir kuvvet verir. Liderinin; 1400 yıl önce tarif edilen, bazı Peygamberlerle eşit üstünlükte olan, dünyaya hakim olacak kişi olması, liderin müritlerinde çok güçlü bir bağlılık oluşturur. Bu bağlılıkla müritler tüm enerjilerini, tüm paralarını, tüm olanaklarını şeyhin eline teslim ederler. Şeyhin hiçbir lafını tartışmayı bile düşünemezler. 1400 yıl önce hadislerle müjdelenmiş, dünyayı fethedecek Mehdi’ye karşı gelmek kimin haddine düşmüştür? Liderini Mehdi diye yüceltenler, Mehdi’nin talebeleri olma vasfıyla 1400 yıl önceki hadislerde müjdelendikleriyle uyutulurlar. Mehdi’nin halife olacağına dair izahlar, grup liderlerinin uzun vadeli ayaklanma, darbe gibi organizasyonlarla halifeliğe oturtulması gerektiğine dair planları da düşündürür. İslam tarihi kendini Mehdi sanıp ayaklanmalar çıkartmış ve yüzlerce kişinin ölümüne sebep olmuş şizofrenlerin örnekleriyle doludur. (Kubilay vakasında olduğu gibi)
HUMEYNİ’NİN MEHDİLİKTEN GELEN GÜCÜ

Şiilik’te Mehdilik konusu imanın şartlarındandır. Şiilik’teki bu konuya atfedilen önem Sünniliğin de üstündedir. Mehdinin hicri 256’da doğan Hasan Askeri’nin oğlu Muhammed olduğu, ortadan kaybolduğu ve günü gelince meydana çıkıp vazifeyi alacağı inancı Şiiliğin temel inançlarındandır. Şu anda hicri 1400’lü yıllarda olduğumuz düşünülürse Şiiler’in temel inancına göre Mehdi 1100 yıldan fazla bir süredir bizle saklambaç oynayan bir kişidir. Geleneksel İslamcılar içinde kalabalık bir kitleyi temsil eden Şiiler’in bu inancı geleneksel kitlelerin aklı nasıl bir kenara bırakıp, Kuran yerine mezheplere, hem de en saçma izahlarına rağmen tabi olabildiklerini göstermektedir. Şii yönetimleri ve İran devrimini tahlil etmek için de Mehdilik konusunun bilinmesi çok önemlidir. Şiiler’e göre Mehdi ortaya çıkıncaya kadar onun vekilleri hüküm sürecektir ve vekillere itaatsizlik, Mehdi’ye itaatsizliktir, Mehdi’ye itaatsizlik ise Allah’a isyandır. Ayetullah Humeyni de Mehdi’nin bir dönemdeki vekili kabul edilmekteydi. Böylece Ayetullah Humeyni halkı kontrol edecek ve yönlendirecek kuvveti Mehdi vekilliğinden alıyordu. Humeyni’ye itaat Şii inancında farzdı. İran devriminde halkın bölünmeden tek kaynaktan büyük bir bağlılıkla idare edilip ayaklanmasının altında da Mehdiyet inancı vardır. Yani yakın tarihte önemli yeri olan Şii-İran devrimini iyi anlamanın yolu da Mehdiyet konusunu iyi analiz etmekten geçmektedir. Şiilik’te, Sunnilik’teki binlerce Mehdi’ye karşı tek bir saklambaç oynayan Mehdi vardır, fakat bu Mehdi’nin Humeyni gibi vekilleri bile sırf bu vekaletten dolayı ihtilal yapacak gücü ellerinde bulundurmuşlardır.
ÖLÜ DİRİLTEN DECCAL

Deccal ise Mehdi’nin savaşacağı kişidir. Şeyhini Mehdi ilan edenler şeyhine karşı çıkan veya şeyhin yaşadığı devirde karşı fikirlere sahip bir kişiyi Deccal ilan ediverirler. Böylece Mehdiyete hizmeti ibadet sananlar, Deccaliyetin ordu veya fikir sistemiyle savaşı da ibadet sayarlar. Hadislerde bir Mehdi, bir Deccal tarifi varken binlerce kişinin Mehdi ve onlara karşı binlerce kişinin Deccal ilan edilmesi konunun nasıl zıvanadan çıktığını gösterir. Deccal hakkındaki hadislerde Deccal’in cenneti ve cehennemi olduğu, ölüleri dirilttiği, alnında kafir yazdığı, kör olduğu, yeryüzünde gelmiş geçmiş en büyük fitne olduğu anlatılır.

Kuran’ın Mehdi ve Deccal hakkında ne dediğinin cevabı koca bir hiçtir. Yani Kuran’da tek bir ayette bile geçmeyen bu karakterler yüzünden binlerce Mehdilerin peşine düşülmüş, birçok gelenekçiliğin düşmanı Deccal diye lanetlenmiştir. Binlerce kişinin kanı dökülmüş, adeta bir İslam mitolojisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Her devirde gelecekmiş gibi beklenen Mehdi kişileri tembelliğe itmiş, birçok Mehdi bekleyicisi kendi ürettikleriyle kurtuluşu arayacaklarına, kurtuluşu gelecek Mehdilerden ummuşlardır. Ayrıca mezhepçiler, içinde bulundukları zayıf, hükmedilen, bilimsel olarak geri durumun günahını da kendilerinde arayıp kendilerini düzelteceklerine, uydurma Deccallere suçu yükleyip kurtulmuşlardır.
HZ. İSA’NIN YENİDEN GELİŞİ İDDİASI

Kuran’da yer almamasına rağmen ortaya atılan iddialardan biri de Hz. İsa’nın kıyamette yeniden geleceğidir. Hadislerde Hz. İsa’nın Şam’ın doğusunda beyaz minareye geleceği, Mehdi ile buluşacağı, Deccali öldüreceği anlatılır. 12. bölümde bazı hadis uydurucuları anlatılırken geniş yer verdiğimiz Ebu Hureyre’nin, Buhari ve Müslim gibi gelenekçilerin en güvendikleri iki kaynaktaki bir hadisi şöyledir: “ Allah’a yemin ederim ki İsa’nın adil bir hakem olarak aranıza inmesi yakınlaşmıştır. O indiğinde haçları kırıp domuzları öldürür, cizyeyi kaldırıp maymunu öldürür ve İslam’dan başkasını kabul etmez.” Hıristiyanlık’tan ilk devirlerde dinimize geçenlerin yaydığını sandığımız bu uydurma, Kuran ayetleriyle de uyuşmaz.


Allah şunu demişti: Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden ayıracağım...

3- Ali İmran Suresi 55


Hüseyin Atay bu ayete göndermeler yaparak şu açıklamayı yapar: “ Hz. İsa hakkında Kuran-ı Kerim’in verdiği bilgi içinde onun öldüğü fakat öldürülmediği bilinmektedir. Bunlara göre Hz. İsa ölmüştür, hayatta değildir ve dünyaya dönmeyecektir. Hadislerle iman esasları sabit olmaz ve Kuran’a ilave yapılamaz. Hıristiyan kültünden ve kültüründen, Hz. Muhammed’in vefatından sonra İslam literatürüne geçen hikayelerden birinde; Hz. İsa’nın ölmediği, göğe çıkarıldığı ve kıyamet kopmadan dünyaya Şam’daki minareden ineceği anlatılmaya başlanmıştır. Hıristiyan mitolojisi İslamlaştırılarak Müslümanlar’ın inançları arasına sokulmuştur. Öyle ki buna inanmayanlar, aklı başında sanılanlar tarafından bile kafirlikle itham edilmektedirler.” (Hüseyin Atay, Kuran’a Göre Araştırmalar, sayfa 53)


Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. O Allah’ın elçisi ve Peygamberler’in sonuncusudur.

33-Ahzab Suresi 40


Ayetten Peygamberimiz’in son Peygamber olduğunu anlıyoruz. Kuran’da Hz. İsa’nın da Peygamber olduğu geçtiğine göre, Peygamberimiz’den sonra Hz. İsa’nın gelişi Kuran’ın bu ayetiyle çelişir.


Selam üzerimedir doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak kaldırılacağım gün.

19-Meryem Suresi 33


Meryem suresinde, Hz. İsa’nın ağzından nakledilen yukarıdaki sözlerde, Hz. İsa’nın üç önemli gününden bahsedilir. Görüldüğü gibi bu günler sayılırken Hz. İsa’nın kıyamette dünyaya yeniden geleceği şeklinde bir günden bahsedilmez. Eğer böyle bir gün olsaydı, elbette ki bu da yalanlarla dolu hadislere bırakılmadan, şüpheye yer bırakmayacak şekilde Kuran’da belirtilirdi.

Ne yazık ki Kuran’ın belirtmediği ve Kuran ile çelişen Hz. İsa’nın gelişi hikayesi, yüzlerce sahte İsa’nın çıkışına yol açmıştır. Sahte Mehdi enflasyonu gibi, sahte İsa enflasyonu da akıl hastanelerimizin önemli vakalarına baz teşkil etmiştir.
YECUC MECUC

Yecuc Mecuc, Kuran’da bahsedilen bir kavmin ismidir. Mehdiyet, Deccaliyet, Hz. İsa’nın yeniden dünyaya geleceği Kuran’da yer almamasına karşın kıyamet alametleri olarak anlatılırken, Yecuc Mecuc konusunda Kuran’da olmayan, Kuran’a uymayan saçma izahlar, Kuran’da geçen Yecuc Mecuc konusunu detaylandırmak için anlatılmıştır. Yecuc Mecuc, Kuran’da iki surede şu şekilde geçmektedir:


93-İki setin arasına kadar ulaştı, onların önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu.
94-Dediler ki “Ey Zulkarneyn, Yecuc Mecuc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set inşa etmen için sana vergi verelim mi?”
95-Dedi ki “Rabbimin beni içinde tuttuğu imkan ve güç daha üstündür. Siz bana bedensel güçle yardım edin de sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel yapayım.”
96-“Bana demir kütleleri getirin. İki ucu eşit düzeye gelince körükleyin.” dedi. Onu ateş haline getirince “Bana erimiş bakır getirin dökeyim” dedi.
97-Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler.
98-Dedi ki “ Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.”

18- Kehf Suresi 93-98


96-Yecuc ve Mecuc’un önü açıldığı zaman onlar her tepeden akın ederler.
97-Gerçek olan vaat yaklaşmıştır. İnkar edenlerin gözleri birden donup kalmıştır. “ Vay başımıza! Biz bundan gafil bulunuyorduk. Hayır, biz zalimlerdik.”

21-Enbiya Suresi 96-97


Yecuc Mecuc’un Kuran’da geçtiği ayetleri, bu konuya ilave yapılan uydurmalarla ayırt edebilmeniz için yazdık. Bir izaha göre Yecuc Mecuc Hz. Adem’in rüyalanması sonucu toprağa akan spermlerden oluşmuş bir millettir. Yecuc Mecuc’un toprağın altında bir karış boyunda bir millet olduğu, kıyamete yakın yeryüzüne çıkacağı diğer bir açıklamadır. İbni Abbas’ın rivayetine dayanan bu son hadise karşı İbni Ebi Hatem Şueyh’in hadisi ise şöyledir: “Onlar üç sınıftır. Birinci sınıf büyük ağaç gibidir. İkinci sınıf dört arşın uzunluk ve dört arşın da genişliktedir. Üçüncü sınıf da kulaklarından birini yatak edip ikincisini yorgan yapıyorlar.” Tüm bu birbirleriyle çelişkili nakillerinden daha ilginci ise Yecuc Mecuc’un Türkler olarak tarif edilmesidir. Yecuc Mecuc’u aşağılayan tüm hadislerin arasına Yecuc Mecuc’un Türkler olduğu izahının girmesi, Türk düşmanı Arap milliyetçiliğinin hadis uydurmada nasıl etkin olduğunu göstermektedir.
DABBE

Kuran’da tek bir ayette geçen Dabbe aynı Yecuc ve Mecuc gibi uydurma, mitolojik hadislerle anlatılarak sunulmaya çalışılmış ve her seferinde olduğu gibi ortaya çıkan tablo rezillik olmuştur. Önce Kuran’da geçen dabbe ile ilgili ayeti görelim:


O söz başlarına geldiği zaman onlara yerden bir Dabbe çıkarırız. O da insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını söyler.
27- Neml Suresi 82


Bu tek ayete karşın geçen acayip hadislerden biriyse şöyledir:
“Dabbe’nin başı öküz başı gibi, gözü domuz gözü gibi, kulağı fil kulağı gibi, boynuzu keçi boynuzu gibi, boynu deve kuşunun boynu gibi, göğsü aslan göğsü gibi, rengi kahverengi gibi, böğrü kedi böğrü gibi, kuyruğu koç kuyruğu gibi, ayakları deve ayağı gibidir.” Ayrıca çok daha garip hadisler vardır ki bunlardan kimine göre Dabbe’nin başı gökte, kuyruğu kutupta, ayakları Arabistan yarımadasındadır. Kimine göreyse Dabbe’nin bir elinde Hz. Süleyman’ın mührü, diğer elinde Hz. Musa’nın asası vardır. Diğer tüm konularda gördüğümüz gibi Kuran dışında dîni kaynak arayanların karşılaşacakları izahlar bunların benzerleridir.
DABBE’NİN NE OLDUĞUNUN TAHMİNLERİ

Dabbe’nin ne olduğu tahmin edilecekse bu ayete bakılıp tahmin edilecektir. Bu konuda hiçbir tahminimiz yoktur. Fakat tahmini olan bazı kişiler de vardır. Örneğin Reşad Halife’ye göre Dabbe bilgisayar olabilir. Kuran’ın 19 mucizesinin bulunmasına yarayan bilgisayar insanların inançsızlıklarını çürütmektedir. Said Nursi’ye göre Dabbe dişten tırnağa yerleşecek virüs tipi bir canlı olabilir. Bu iki yazarın bu tahminlerini neye dayandırdıklarının ayrıntılarına girmiyoruz. Sadece Dabbe’nin ne olabileceğine dair farklı tahminler yapıldığını göstermek istedik. Belki de Dabbe’yi tahmin edememizin nedeni Dabbe’nin henüz çıkmamış oluşudur. Bu yazıda bizim yapmak istediğimiz de zaten Dabbe’yi tahmin etmek değildir.

Mitolojik uydurmalara dönüşen kıyamet alametleri ve özellikle Mehdi, Deccal ve Hz. İsa’nın yeniden gelişi çerçevesindeki iddiaların sonucu tam bir rezalet, tam bir perişanlıktır. Yecuc ve Mecuc ile Dabbe konularıysa sadece ve sadece Kuran çerçevesinde ele alınmalı, gösterdiğimiz saçma hadisler yok sayılmalı, bir tahmin yapılacaksa da böyle yapılmalıdır. Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.
KIYAMET ALAMETİ UYDURMALARI: İSALAR, MEHDİLER... | Uydurulan Din ve Kuran'daki Din www.kurandakidin.net


Konuyla ne alaka çözebilmiş değilim.Soluğu alır almaz saçmalamaya başladın.
 
tüm yorumları okumadım lakin arkadaşların tamamına teşekkür ederim şimdi kuran-i kerimin düzenlemesi bildiğiniz gibi hz osman dönemindedir yanı su ayet su kadar tekrar etmiş falan filan bunlar iyi şeyler değil bir alamette vardır kuran yer yüzünden silinmedikçe kıyamet kopmaz veya kuran musiki gibi dinlenmedikçe çokgaltmak mümkün ya madem kuranda bu kadar şifre bukardar gizlilik varsa neden indirildi gayp gibi bişi oldu kuranı okumak yerine anlamak yerine lan burada ne var burada bir şifre var demek sacmalıktır kı bu görüş yüzünden bu hale geldik kuranla yaşamayı bıraktık şifre aradık

şimdi kıyamet kopma tarıhi 2012 veya 2020 veya...
diyelimki bildik ne yapacaz bunu engeleyecekmıyız yoksa son anda tövbe edecez onu mu bekliyoruz bugun olecekmısın gibi ibadet et yarın devlet başkanı olacakmısın gibide dunyaya calıs

benımde hesaplamalarıma gore hz mehdinin 2012 veya bir kaç yıl sonra dogması lazım ki buyuyecek en az 20 yasında durmundan haberdar olacak buda 2045 gibi bir tarihi gösterir 7 sene iamalık edecek müslümanlara yanı 2055te iş bitmiş olacak

hadi diyelimki bu tutu ne olacak yanı ben bunu bildim diye cennetemı gidecem bunlarlan ugrasacagımıza dosdogru namaz kılsak daha iyidir

ki bence bu araştırma falan kuranda şifra bunlar siyonistlerle ingiliz hükümetlerinin işidir nediyiyorlar biliyormusunuz osmanlının son donemleri için biz osmanlıyı kurandan ayırmasak osmanlının yıkılması zor dur. soyeleycek sozde yoktur.
 
Konuyla ne alaka çözebilmiş değilim.Soluğu alır almaz saçmalamaya başladın.

Konu Dünyanın Sonu üzerine kurgulu ve dayanakları MEHDİLİK değilmi????Saçmaladığımı sanmıyorum galiba siz saçmalıyorsunuz bence konuyu idrak etmeyi deneyin....
 
Konu Dünyanın Sonu üzerine kurgulu ve dayanakları MEHDİLİK değilmi????Saçmaladığımı sanmıyorum galiba siz saçmalıyorsunuz bence konuyu idrak etmeyi deneyin....



"Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim, seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim." (Al-i İmran Suresi, 55)





Andolsun, Kitap ehlinden, ölmeden önce ona (İsa) inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların üzerine şahit olacaktır. (Nisa Suresi, 159)


Şüphesiz O, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiç bir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)


Selam üzerimedir; ... öleceğim gün ve diri olarak yeniden kaldırılacağım gün de. (Meryem Suresi, 33)





Sen bu ayetlerden ne anlıyorsun.Masal mı haşa bunlar?
 
teşekkürler kardeşim çok güzel bir yazı olmuş çoğunu biliyodum ama bilmeyenler için çok makbule geçti (gerçi inanmaynlarda var bişey diyemem çünkü şuan yeterli bilgim yok birkaç kitap karıştırmam gerekli onuda bu saatte yapamam)
 
teşekkürler kardeşim çok güzel bir yazı olmuş çoğunu biliyodum ama bilmeyenler için çok makbule geçti (gerçi inanmaynlarda var bişey diyemem çünkü şuan yeterli bilgim yok birkaç kitap karıştırmam gerekli onuda bu saatte yapamam)

Eğer araştıracaksınız öncelikle burdan Uydurulan Din Kuran'daki Din Kuran Kur'an Kuran-i Kerim kuranikerim islam Allah türkçe meal arama çevirisi hadis Tarikatlar mezhepler kadın Namaz Hac Oruç araştırmaya başlamanızı şiddetle tavsiye ederim.

Çünkü düzenbazların din adına uydurduğu bir sürü yalan zihinleri bulandırıyor. En temiz kaynak Kurandır ....

Uydurulan Din Kuran'daki Din Kuran Kur'an Kuran-i Kerim kuranikerim islam Allah türkçe meal arama çevirisi hadis Tarikatlar mezhepler kadın Namaz Hac Oruç
 
MEHDİ BEKLEYEN ZAVALLILAR
SİZİ BAŞKA KİM KURTARABİLİR
RABBİNİZİN RAHMETİNDEN BAŞKA


kadını imam-müezzin yapan bunu ilan eden bir siteden mi öğrenecek
kadının kadına imameti kerahetle caizdir ÖMER NASUHİ BİLMEN
yani çaresiz kalırsa
bide bu saçmalık çıktı ya
önüne gelen din satıor

AYET AÇIK

LEKUM DİNUKUM VE LİYE DİYYN
SİZİN DİNİNİZ SİZE BENİMKİ DE BANA ...
 

evet en temiz kaynak kurandır ama biz onu tasfir edecek mertebede değiliz (enazından kendi adıma böyle) bu yüzden onu en iyi şekilde tasfir ettiğine İNANDIĞIM [BUDA BENİM GÖRÜŞÜM] bir eserden risale-i nur dan araştırmayı düşünüyordum zaten orada bedüzzaman (zamanın alimi demek) kıyametin tarihini nasıl TAHMİN ETTİĞİNİ anlatıyor. (hangi eserde hatırlamıyorum)

(sonuçta bedüzzamanın bunu nasıl tahmin ettiğini ancak onun eserinden öğrenebiliriz taraflara ayırmayın sakın konuyu bu benim düşüncem )
 
evet en temiz kaynak kurandır ama biz onu tasfir edecek mertebede değiliz (enazından kendi adıma böyle) bu yüzden onu en iyi şekilde tasfir ettiğine İNANDIĞIM [BUDA BENİM GÖRÜŞÜM] bir eserden risale-i nur dan araştırmayı düşünüyordum zaten orada bedüzzaman (zamanın alimi demek) kıyametin tarihini nasıl TAHMİN ETTİĞİNİ anlatıyor. (hangi eserde hatırlamıyorum)

saiti nursinin düzenbazlığı diyanet tescillidir.

diyanet saiti nursinin eserlerini islam dışı olarak değerlendirmektedir.

Hem islam kolaylıklar dinidir islamı anlamak için düzenbazların yalanlarına itibar etmeyelimki zihinlerimiz bulanmasın aklımız karışmasın.....
 
evet bu gruba özellikle dikkat et yeşilgözlü
yazılımlarını iyi okursan nereye hizmet ettiklerini anlaman zor değil
allah münafıkların şerrinden korusun
 
evet bu gruba özellikle dikkat et yeşilgözlü
yazılımlarını iyi okursan nereye hizmet ettiklerini anlaman zor değil
allah münafıkların şerrinden korusun
,

anlaşılan ardımdan dolaylıda olsa kötü laf ettin çekiştirdin (gıybet ettin) sonrada burdan dolaylı olarak işaretleyerek pekiştirdin gıybetini , her ne kötü laf ettiysen yada çekiştirdiysen afiyet olsun sana gıybetin diyorum.....


Kimse Kimsenin İmanını Bilemez, Kalplerde Olanı Yanlız Allah Bilir.

Allahtan Başka Dostlar Edinmeyiniz Dost İstiyorsanız Allah Size yeter.
Kuran Allahın İpidir Kim Ona tutunursa Kurtuluşa erecektir Kendinize başka ipler (risaleler) bulmayın........
 
Geri
Üst