Dabbet-ul Arz Nedir ?[Tek Başlık altından]

Uzunefe

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
22 Haz 2005
Mesajlar
13,353
Reaction score
0
Puanları
0
Kuran-ı kerimde kıyametin yaklaştığını ifade eden Âyet-i kerimeler olmakla birlikte bu müthiş hadisenin alâmetlerine genel olarak işaret eden Âyet-i kerimeler de bulunmaktadır. (Muhammed: 10 gibi)

Hadis-i şeriflerde ise kıyamet alâmetleri büyük ve küçük fiilen vaki olanlar, kıyametle çok yakın bir zamanda gerçekleşecek olanlar şeklinde çeşitli bölümlerle ifade edilmiştir.

-Dabbet-ül-arz-ın çıkışı da kıyamet alâmetlerindendir. Dâbbet-ül-arz, âhir zamanda Allah-u Teâlânın emirlerinin terkedildiği, insanların gerçek dini değiştirdikleri sırada çıkacak olan bir hayvandır. Tâkip edenin yetişemeyeceği, kaçanın kurtulamayacağı bir süratte olacaktır.

Âyet-i kerimede ise şöyle buyuruluyor:

--(Kıyametin kopacağına dair) O sözün tahakkuk zamanı yaklaşınca onlara yerden bir dabbe çıkarırız da insanların âyetlerimize yakînen iman etmemiş olduklarını söyler.-- (Neml: 82)

Allah-u Teâlâ bu Dabbeyi kıyametin kopması gibi büyük bir hadisenin başlangıcı olarak, insanların Kuran-ı kerime kesin olarak inanmayışları sebebiyle ortaya çıkaracaktır.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

--Dabbet-ül-arz, beraberinde Musa -aleyhisselâm-ın asası, Süleyman -aleyhisselâm-ın mührü bulunduğu halde çıkar. Mühür ile müminin yüzünü parlatır, asa ile kâfirin burnunu kırar. Öyle ki insanlar sofra üzerinde biraraya gelirler de, mümin kâfirden ayırt edilip tanınır.-- (Tirmizi)

Böyle bir gün yaklaştığı zaman tevbeler kabul edilmeyecek, içinde bulundukları duruma göre insanların hükümleri verilecek.

Diğer bir Hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor:

--Üç şey vardır ki, bunlar çıktıkları zaman, daha önceden iman etmeyen veya imanında bir hayır kazanamayan hiç bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez. Güneşin batıdan doğması, deccal ve Dabbet-ül-arz.-- (Müslim: 158)

Çünkü o zaman edilen imanla, işlenen amel-i salihin hükmü, can boğaza geldiği zaman edilen imanın hükmü gibidir.

Bir Hadis-i şerifte ise şöyle buyuruluyor:

--Çıkış itibariyle kıyamet alâmetlerinin ilki, güneşin battığı yerden doğması ve kuşluk vakti insanların üzerine Dabbet-ül arzın çıkmasıdır.

Hangisi arkadaşından önce çıkarsa öteki de onun hemen peşindedir.-- (Müslim: 2941)

İki alâmetten hangisinin önce olacağına dair kesin bir ifade olmamakla beraber, biri çıkınca diğeri çok kısa bir zaman sonra onu takip edecektir.

Bir diğer Hadis-i şerifte ise şöyle buyuruluyor:

--Altı şeyden; güneşin battığı yerden doğmasından, dumandan, Deccalden, Dabbeden, birinizin hususi olarak başına gelecek hadiseden ve umuma gelecek fitneden önce amellere koşunuz.-- (Müslim: 2947)
 
Dabbetül Arz

Resulullah (s.a.v) buyuruyor: Dâbbetü'l-arz, Musa'nın âsası, Süleyman'ın mührü yanında olarak çıkacak, mühür ile müminin yüzünü parlatacak, âsa ile kâfirin burnunu kıracak, insanlar sofraya toplanacak, mümin ve kâfir tanınacak."

Kıyametin büyük alametlerinden biri,. "Dâbbetü'l-Arz"; kıyametin kopmasına yakın, ortaya çıkacaktır.
Cenab-ı Hak buyuruyor:

* "Söylenen başlarına geleceği vakit, bunlar için yerden bir "dâbbe" çıkarırız ki bu, onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler. " (Neml Suresi 82)
* Allah, her hayvanı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünen, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayak üstünde yürür..." (Nûr, 24/45) âyetinden anlaşılacağı üzere her hayvan hakkında kullanılır. Hayvan kelimesi ile eşanlamlı gibidir.
* "Yer yüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'a aittir." (Hûd, 11/6) âyetinden anlaşılan da budur.

Bundan dolayı hayvan gibi insan için de kullanılır. Bu âyette "dâbbe" diye belirsiz isim olarak geldiğinden bunun bildiğimiz dâbbelerden bambaşka bir dâbbe olması akla gelir. "Onlarla konuşan dâbbe" terkibinde açıkça belirtilen bunun konuşan bir hayvan, yani insan olmasıdır.

Hz. Ali'den naklolundu:

* "Kuyruğu olan bir dâbbe değil, sakalı olan bir dâbbedir", demiş bir erkek olduğuna işaret etmiştir. Fakat meşhur olan bir dâbbe olmasıdır. Şüphesiz Kur'ân'da denildiği için bir dâbbedir. Fakat erkek bir dâbbedir. "Onlara söyleyen dâbbe" denilmesi ise, bunun bir insan olmasını belirtmek için açık bir delildir.

Resulullah (s.a.v) buyurmuştur ki:


* Dâbbetü'l-arz, Musa'nın âsası, Süleyman'ın mührü yanında olarak çıkacak, mühür ile müminin yüzünü parlatacak, âsa ile kâfirin burnunu kıracak, insanlar sofraya toplanacak, mümin ve kâfir tanınacak."

Bu hadise göre de, dâbbe, maddî ve manevî normalin üzerinde bir kuvvet ve saltanat ile ortaya çıkıp büyük bir İslâm devleti kuracak lider olmuş oluyor. Şüphe yok ki, Musa'nın asasına, Süleyman'ın mührüne sahip olan kimse, büyük bir şahsiyet olacaktır. Hem de kötülerden değil, iyi ve hayırlılardan olacak, bütün müminlerin yüzünü güldürecek, kâfirlerin burnunu kıracaktır. Âyette "Onlara insanların âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler" buyurulması da bunu gerektiriyor. Şu halde buna dâbbe ismi verilmesinin sebebi, onun kâfirlere karşı acımasız olacağını ve Allah Teâlâ'ya göre
onun meydana çıkarılmasının zor bir şey değil, yerden normal bir dâbbe çıkarmak gibi kolay olduğunu anlatmaktır.

Burada bazı eserleri (haberleri) de kaydedelim:

1- İbnü Cerir'in Huzeyfe b. Esîd'den rivayet ettiğine göre: "Dâbbe'nin üç çıkışı vardı:

* Birisinde bazı çöllerde çıkar, sonra gizlenir.
* Birisinde de, emirler kan dökerken bazı şehirlerde çıkar, yine gizlenir.
* Sonra insanlar mescidlerin en şereflisi, en büyüğü ve faziletlisi içinde iken yeryüzü kendilerini fırlatmaya başlar. Derken halk kaçışır, müminlerden bir grup kalır, bizi Allah'tan hiç bir şey kurtaramaz derler. Dâbbe de onların üzerine çıkar, yüzlerini parlak yıldız gibi parlatır. Sonra hareket eder, artık ne takip eden yetişebilir, ne de kaçan kurtulabilir. Bir adama varır, namaz kılıyordur, vallahî sen namaz ehli değilsin der. Yakalar, müminin yüzünü ağartır, kâfirin burnunu kırar" dedi. "O zaman insanlar ne halde olur" dedik. "Arazide komşu, malda ortak, yolculuklarda arkadaş olurlar" dedi.

2- İlim ehlinden bir çokları dâbbenin ortaya çıkması, emir bi'l-ma'rûf (iyilikleri emir), ve nehiy ani'l-münker (kötülüklerden menetme) terk edildiği vakittir demişler. İbnü Ömer (r.a) den rivayet edilir ki, âyeti emir bi'l-ma'ruf ve nehiy ani'l-münker terk olunduğu vakittir, demiştir. Buna göre "müslümanlar da bozulup aleyhlerinde hüküm hak olduğu vakit" demek oluyor.

Kaynak: Elmalı Tefsiri
 
allah bizi dini bütün islam ehlinden eylesin inşanllah yüzü nurlanan kişilerden oluruz saol eline sağlık ...!
 
DABBE Tül-ARZ Evimizde

Öncelikle Sadece Müslüman kardeşlerimi ilgilendirir..Diğer kardeşlerm konuya bakıp geçebilirler..Lütfen benim konumda birbirinizi kıracak ithamlarda bulunmayın...Teşekkürler...





KURAN'DA VE HADİSLERDE HABER VERİLEN DABBET-ÜL ARZ BİLGİSAYAR VE İNTERNET TEKNOLOJİSİNE İŞARET ETMEKTEDİR (Doğrusunu ALLAH bilir)


Hüzeyfe (ra)'dan: "... Hiç kimse ona yetişemeyecek kaçan da kurtulamayacak." (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 276)

Günümüzde bilgi iletiminde, bilgisayarın hızına erişebilmek mümkün olamamaktadır. Ve Dabbe’nin çıktığı dönemde, Kuran’ı ve Müslümanların tebliğini dinlemek istemeyenler bile, bilgisayarlar evlerine kadar girdiğinden, Allah’ın Yüce kudretini ve Kuran ahlakını mutlaka öğrenmek zorunda kalacaklar, kaçamayacaklardır.


Ebu Hureyre (ra)'dan: "Dabbet-ül Arz’da her türlü renk mevcuttur... " (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 276)

Şu anda günümüz bilgisayarlarında 16.8 milyon renk mevcuttur.

Ebuz Zübeyr (ra)'dan nakletmiştir: "... Gözü hınzır gözü gibi, kulağı fil kulağı gibi ..." (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 276)

Günümüz bilgisayarlarında artık küçük göz şeklinde kameralar vardır, bu kameralar vesilesiyle bilgisayarlar her türlü görüntüyü algılayabilmektedirler.
Günümüzde laptop bilgisayarların görünümü, fil kulağını andırır şekildedir. Aynı şekilde bilgisayarların ses kayıt özelliği sayesinde, mekandaki tüm sesler rahatlıkla bilgisayar tarafından algılanmakta, hatta kaydedilebilmektedir.

Beraberinde Hz. Musa (as)'ın asası ... olacak. Yüksek sesle şöyle bağıracak: "İnsanlar artık ayetlerimize yürekten iman etmez oldular." Sonra mümin ile kafiri damgalayacak (iman edenlerle inkar edenlerin tanınmasına vesile olacaktır). (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 277)

Hz. Musa (as)'ın asası olacak: Yüce Allah,Hz. Musa (a.s.)’ın asasını bir anda canlı yılana dönüştürerek, dönemin Darwinist ve materyalistlerine karşı yoktan Yaratılışın en büyük delillerinden birini göstermiştir. Ahir zamanda da bilgisayar ve internet yoluyla tüm Darwinist ve materyalistlere Yaratılışın delilleri gösterilecektir.
Sonra mümin ile kafiri damgalayacak: Ahir zamanda müminlerin de kafirlerin de bilgisayar ve internet yoluyla Peygamberimiz (s.a.v)’in mührü ile karşılaşacağı anlaşılmaktadır. Hadiste, internete giren herkesin Resulullah (s.a.v.)’ın mührünü göreceğine, bu mührün müminlerin şevkini arttırıp, yüzlerini aydınlatacağına, inkar edenlerin ise enaniyetlerini kıracağına işaret etmektedir.

“...Yeryüzünde bir yıldız gibi seyredecek. Peşine düşen onu yakalayamıyacak, ondan kaçarsa kurtulamayacak.... (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 277)

Bilgisayarlar, internet yoluyla tüm bilgileri dünyanın her yanına saniyeler içinde ulaştırabilmektedir. Bilgisayarlar hemen her evde olduğu için insanlar hak ve doğrudan kaçamayacaklardır.

"Çıkacak üç defa yerle gök arasında olan herkesin duyabileceği bir sesle haykıracak."
"Doğuya yönelip haykıracak, bütün Doğulular sesini duyacak. Şam'a yönelip haykıracak, bütün Yemenliler sesini duyacak." (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 277)

Dabbet-ül Arz yerin altına da hakim, yerin üstüne de hakim, gökyüzüne de hakimdir. Ulaşmadığı, girmediği hiçbir şehir, hiçbir ev kalmayacaktır. Şu anda bilgisayarlar evlerin tümüne girmiştir ve uydu teknolojileri ve internet vesilesiyle yer altında çalışan insanlardan, gökdelenlerin tepesinde yaşayan ya da gökyüzünde uçakla seyahat eden insanlara kadar bütün insanlara her ses ve her görüntü ulaşabilmektedir.


Şeytanı öldüreceği (fikren yok edeceği) hususundaki beyanat hatırlanacağı vechiyle (üzere) yukarıda geçmiştir. (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 278)

Şeytanın sistemi olan Darwinizm, materyalizm, ateizm; internet yoluyla dünyaya ulaşan ve Allah’ın birliğini ve yüceliğini anlatan yayınlar vesilesiyle tamamen yerle bir olacak, şeytanın dini bu vesileyle ortadan kalkacaktır.

...bir adım atışta üç günlük mesafeyi birden katedecek... (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 278)

Günümüzde, bilgisayar ve internet vesilesiyle tek bir saniye içinde dünyanın diğer ucuna bilgiler iletilebilmekte, tüm insanlara ulaşabilmektedir.

“Dabbetü’l-Arz beraberinde (Süleyman Peygamber'in mührü ile Musa Peygamber'in Âsa’sı olduğu halde) çıkar. Asa ile mü’minin yüzünü parlatır. Mühürle de kafirin burnunu damgalar (inkara dayalı fikir sistemlerini yok edecek)...”

(Tirmizi, İbn-i Mace)


"İsa (a.s.) onu (sandığı) alıp açacak ve İÇİNDE BİR MÜHÜR, bin kitap bulacak, bu kitaplarla şeriatı (Kuran ahlakının esaslarını ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetini) ihya edecek."

(Risalet'ül Meşrep elverdi fi mezhebi bil Mehdi, Ali bin Sultan Muhammed-el Kari, s. 4 -Enis el-Cülesci kitabından)
Öyle ki Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’nin beklendiği ahir zamanda internete giren herkes Resulullah (s.a.v.)’in bu mührüyle ve Allah’ın ve Kuran’ın ilmiyle karşılaşacaklardır. Peygamberimiz (s.a.v.)’in kendi döneminde; Yüce Rabbimiz ve Kuran’ı Kerim ile ilgili anlattıklarını da yine internet aracılığıyla okuyacabileceklerdir.






Gördüğünüz gibi aynen bilgisayarı işaret etmekte bunun yanında Tv de geçerlidir çünkü bir hadis te Dabbe nin bazen karın üstünde bazen sırt bazende el içinde yürüdüğünü okıumuştum...






KAYNAK

 
27/NEML-82: Ve izâ vakaal kavlu aleyhim ahracnâ lehum dâbbeten minel ardı tukellimuhum ennen nâse kânû bi âyâtinâ lâ yûkınûn(yûkınûne).

Ve onların üzerine (Allah’ın Kitap’ta söylediği) söz vuku bulunca, onlara arzdan dabbe çıkardık (çıkarırız). İnsanların (Kitap’taki) âyetlerimize yakîn hasıl etmediklerini söyleyecek.

benım yorumum şu yerden biri konuşacak satalayt sistemi ile Allahın unutulmuş gerçek dinini anlatacak bunu isteyen herkes duyacak şu anda varmı ewet gelmiştir inş Allah herşeye kadirdir,

aro
 
ALLAH en doğrusunu bilir... bilgi için tşkrler.. ne toptan inkar ne izansız kabulleniş.. ama makulmüdür evet.. fikretmek gerek..
 
Öncelikle lütfen forum kurallarını ve paylaşım yaptığınız bölüm kurallarını okuyunuz....

Forumda reklam yapmak yasaktır...Tekrarı halinde ceza alabilirsiniz..

Ayrıca konuyla alakasız mesajların tümünü sildim..Lütfen konu sahibi veya kaynağı hakkında yorum yapmak yerine konunun kendisiyle alakalı yorumlarınızı belirtin...

Herkese iyi forumlar...
 
Dabbe'nin Hizmeti

GÜNÜMÜZDE İNTERNET ÜZERİNDEN UYDU GÖRÜNTÜLERİ İLE TÜM DÜNYA ŞEHİRLERİ DETAYLI OLARAK GÖRÜNTÜLENEBİLMEKTEDİR



İşler ehline [Hz. Mehdi’ (a.s.)ye] emanet edildiğinde Yüce Allah onun için dünyanın en alçak bölümünü yükseltecek, en yüksek yerleri de alçaltacak. ÖYLE Kİ, TÜM DÜNYAYI AVUCUNUN İÇİNİ GÖRDÜĞÜ GİBİ GÖRECEK. İçinizden hanginizin avucunun içinde bir saç teli olsa onu göremez?

(Bihar-ül Envar, 5.cilt, s. 328)


HZ. MEHDİ (A.S.) İÇİN KAİNAT AVUCUNUN İÇİ KADAR AÇIK OLACAK.

(Bihar-ül Envar, cilt 52, s. 328)


Hz. Mehdi (a.s.) döneminde uydu görüntüleme, televizyon ve internet sistemleri Hz. Mehdi (a.s.)’a hizmet edecektir. Günümüzde internet üzerinden uydu görüntüleri ile tüm dünya şehirleri detaylı olarak görüntülenebilmektedir.

5bgeqfm1.gif

Hadiste Hz. Mehdi (a.s.) ve talebelerinin, ahir zamandaki internet teknolojisinden faydalanacakları anlaşılmaktadır.


İmam Caferi Sadık aleyhisselam’ın oğlu Muhammed’in nakline göre İmam aleyhisselam şöyle buyurdu: “HZ. MEHDİ (A.S.) KIYAM ETTİĞİNDE her memlekete bir sefir gönderecek ve her bir sefire şöyle buyuracak. “SENİN AHDİN ELİNDEDİR. Anlamadığın bir durumla karşılaşır ve hüküm vermekte zorlanırsan ELİNE BAK VE ELİNDE YAZANI UYGULA.”...

(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 381)


Hz. Mehdi (a.s.) döneminde yönetici konumunda olan kişiler haberleşmeyi ve bilmedikleri konuları araştırıp öğrenmeyi ellerindeki avuç içi bilgisayarlar ve bilgisayarlı cep telefonlarıyla internet üzerinden gerçekleştireceklerdir.

Alıntı....
Kaynak
Selam ve Dua ile...
 
allah razı olsun gercekten merak ettıgım bılgılerdı
 
Allah razıolsun eline sağlık
 
Dabbetü'l-arz, ahir zamandaki bilgisayar ve internet teknolojisine işaret etmektedir

DABBETÜ'L-ARZ, AHİR ZAMANDAKİ BİLGİSAYAR VE İNTERNET TEKNOLOJİSİNE İŞARET ETMEKTEDİR
Dabbetül Arz ahir zamanda ortaya çıkacak alametlerden biridir. Dabbetül Arz konusuyla ilgili çok sayıda hadis vardır ve Dabbetül Arz konusu Kuran'da da yer almaktadır. Dabbe'nin ahir zaman alameti olarak ortaya çıkacağının haber verildiği ayet Neml Suresi'nin 82. ayetidir:


O söz başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların Bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler. (Neml Suresi, 82)


Ayette haber verildiğine göre;


1. Dabbe, yerden mamuldür.

2. Dabbe, "konuşan" ve belli bir mesaj veren bir şey ya da varlıktır ve bu konuşması tüm insanlara yöneliktir.


Hadislerde de Dabbetü'l-Arz'ın bir adımda uzun mesafeler katedebileceği, insanlarla konuşacağı ve heryere gideceği anlatılmaktadır. Dabbenin, yerden mamul olduğunun bildirilmesi, metal, demir, bakır, çinko, kobalt, krom gibi yerden çıkan madenlerden oluşan bir yapısı olacağını göstermektedir. Bu maddeler, günümüzde kullanılan bilgisayarların temel yapısını oluşturmaktadır. İnsanlarla konuşması ve çok kısa sürede uzun mesafe katedebilmesi de, internet ağına işaret etmektedir. Bilindiği üzere, internet sayesinde artık bilgiye ulaşmak da, bilgiyi aktarmak da, insanlarla konuşup görüşmek ve iletişim kurmak da son derece hızlı ve kolay olmaktadır. İnternet ağı vesilesiyle, Kuran'ın insanlara anlatılması da daha hızlı olacaktır. Ahir zamanda internet, İslam ahlakının yeryüzüne hakimiyeti açısından ehemmiyetli bir araç olacaktır. İnternet, Hz. İsa (as)’nın nüzulü ve Hz. Mehdi (as)’nin zuhuru devrinde, bu iki kutlu şahsa, İslam ahlakını rahatlıkla anlatmak, Kuran ahlakının dünya hakimiyetini sağlamak için sunulmuş özel bir imkandır. Günümüzde din ahlakının tebliği, dinsiz materyalist ideolojilerin geçersizliğinin anlatılması için yapılan çalışmalarda internet teknolojisi büyük fayda sağlamaktadır. İnternet vesilesiyle, Müslümanların ulaşamadığı hiçbir nokta kalmamakta ve Allah’ın dilemesiyle İslam ahlakı dünyanın dört bir yanına çığ gibi yayılmaktadır.

Ayrıca, "dabbe" kelimesinin Arapça'da "nekire" denilen, yani belirsiz kelime şeklinde kullanılmış olması, bunun o dönemde bilinmeyen, tanınmayan bir varlık olduğunu ifade etmektedir. Büyük müfessir Elmalılı Hamdi Yazır bu noktaya şöyle işaret etmektedir:


"Bu âyette "dâbbe" diye nekre (belirsiz isim) olarak geldiğinden bunun bildiğimiz dâbbelerden bambaşka bir dâbbe olması akla gelir..."


Elmalılı Hamdi Yazır gibi müfessirlerin dışında bazı sözlük yazarları da, kelime anlamı olarak "dabbe"nin hareket eden her türlü teknik aleti de ifade edebileceğini söylemişlerdir. Nitekim bilgisayar da, hareketleri ve hareketli görüntüleri aktaran, frekanslarla bilgi akışı sağlayan bir teknik alettir. Ancak daha önemli olan, ahir zamanın işaretlerinden olan bu yerden mamul "dabbe"nin "insanlarla konuşması"dır. Dünyada internetin ulaşmadığı bir ülke, bir millet, bir toplum neredeyse kalmamıştır. Üstelik, ileri teknolojinin ürünü olan internet her topluma kendi dili ile hitap etmektedir.


kaynak
 
Benim Dabbe biraz arızalı süpürge gibi ses çıkarıyo.Ama şu an bana dini öğretiyo o başka.
 
bunlara inanmak gercekten ...... bir olay

sacma
komik
.
.
.
kırıcı olmasın die yazmıom
 
bunlara inanmak gercekten ...... bir olay

sacma
komik
.
.
.
kırıcı olmasın die yazmıom

geçen günlerde senin çakma hadislerine hiç böyle demiyordun
noldu da taraf değiştirdin bir anda

sen paylaşınca hak , başkası paylaşınca batıl mı yoksa ...
 
bir aralar Yaşar Nuri hoca dabbe için Stephen Hawking diyordu...
 
Geri
Üst