ÜMMETÇİ – KÜRTÇÜ Dayanışması

rcpi.nesi

New member
ÜMMETÇİ – KÜRTÇÜ DAYANIŞMASI

Türkiye'de ümmetçi kafa yapısına sahip olanlar karşılarında en büyük düşman olarak Türkçülüğü görmüşlerdir. Zaten, bir dine mensup olan insanların, hangi ırktan olurlarsa olsunlar, birlikteliğini savunan ümmetçilerle; hangi dine mensup olursa olsun bütün Türklerin birliğini savunan Türkçülerin anlaşması beklenemezdi. Burada ilginç olan, ümmetçilerin yalnızca Türk milliyetçiliğini düşman görmeleri, buna karşılık kürt, arap gibi toplulukların milliyetçiliklerine ses çıkarmamaları hatta bunları desteklemeleridir. Biz de bu yazıda, bahsettiğimiz ümmetçi – kürtçü dayanışmasının görünümlerini, sebeplerini ve sonuçlarını incelemeye çalışacağız.

Türkiye tarihine göz gezdirenler, ümmetçi – kürtçü dayanışması ile ilgili birçok örnek bulabilirler.
13 Şubat 1925 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türk milletine karşı isyan eden ve Musul'u kaybetmemize yol açan Şeyh Sait buna bir örnektir.
Aslında, vatan haini olduğu için idam edilen Şeyh Sait'le aynı yoldan fakat farklı yöntemlerle ilerleyen bir başka hareket de kendisini "zamanın harikası (=bediüzzaman)" olarak nitelendiren Said-i Kürdî'nin "nurculuk" hareketidir. Cahil ve yarı deli bir kürt olan Said-i Kürdî (yahut başka bir adıyla Said-i Nursî) hareketi, ümmetçilik ile kürtçülüğün nasıl yanyana geldiğini göstermesi bakımından bir şaheserdir.
Kürtlere övgüler düzen Kürt Sait, bir kürt milliyetçisi olduğu hâlde İslâmcılıktan dem vurarak ümmetçileri etrafında toplamış, Türk milletine maddî-manevî darbeler vurmuştur. Türklerin millî duygularını köreltmekten başka hiçbir işe yaramayan nurculuk, ne acıdır ki bünyesine kürtlerle birlikte tertemiz Türk çocuklarını da katmakta, yarın Türk ordusunun yiğit bir askeri yahut Türk devletinin şerefli bir çalışanı olması muhtemel Türk gençlerinin geleceğini ümmetçilik ve gericilik zehiri ile karartmaktadır. Nurculuğun, dolayısıyla Kürt Said-i Nursî'nin ardına takılanlar, aslında kürt milliyetçiliğine hizmet ettiklerini bilmeden tatmin olmaya çalışmaktadırlar. Ümmetçiliğin ve kürtçülüğün iç içe geçtiği en geniş kapsamlı ve en tehlikeli hareket, işte bu "nurculuk" hareketidir.

Günümüzde ümmetçi - kürtçü ittifakı ile ilgili olarak gözlemlenmesi çok kolay örneklere rastlamak mümkündür. Eğer İslâmcı-ümmetçi televizyon kanallarını beş dakika izleyebilmek eziyetine katlanabilirseniz, bu televizyon kanallarının nasıl ve ne derece kürt propagandası yaptıklarına şahit olursunuz. Kürtler ve onları yönlendiren güçler bir hareketin gelişiminde propagandanın ve buna bağlı olarak basın-yayın organlarının öneminin farkındadırlar. Israrla kurmak istedikleri kürt televizyon ve radyo kanallarıyla ulaşmak istedikleri gaye de kürtlüğün ve kürtçülüğün propagandasını yapabilmektir. Fakat elbette ki bu kanalları kuruncaya kadar boş durmayacaklardır. Bu süreç içerisinde ümmetçi televizyon kanalları kürtçülerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Amerikancı takımın da bu konuda ümmetçilerden geri kalmamaya gayret ettiğini söylemeliyiz.

Ümmetçilerin kürtçülere destek olduğu apaçık ortadadır. Peki, sözde İslâm Birliği'ni savunan ümmetçiler milliyetçiliğe karşı oldukları hâlde neden çifte standart uygulayıp Türkçülüğe düşman kesilirken kürtçülüğü desteklemektedir? Bir kere din olgusunun milliyet kavramını yok edemediği, esasen dinin özünde böyle bir gâye de olmadığı, bu sebepten dolayı bütün müslümanların tek çatı altında toplanamayacağı bütün aklı başında insanlar tarafından bilinmektedir. Hatta, ümmetçiler de söylemek istemeseler dahi bu gerçeğin farkındadırlar. Bu yüzden onların kürtçülüğe destek vermek istemelerinde başka sebepler aramak gerekir. Bu sebepler siyasî ve ırki sebeplerdir. Ümmetçilerin içindeki yoğun kürt nüfus ve nüfûzu onları böyle davranmaya zorlamaktadır. Bunun dışında, ülkeyi kargaşa ortamına sürüklemek, böylece yeni bir rejimin, "şeriat düzeni"nin ülkede egemen olması için uygun bir ortam yaratmak düşüncesi de ümmetçilerin Kürtçülerle ortak hareket etmesindeki nedenlerden biridir.

Ümmetçi - kürtçü dayanışmasının nedenlerini anlamak kolay olduğu gibi ümmetçilerin Türkçülük düşmanlığını anlamak da kolaydır. Ümmetçiler bu ülkeyi "şeriat düzeni" içerisine sokmak, Arap yazısını geri getirmek ve yeniden ümmet düzenine geçişi sağlamak niyetindedirler. Oysa Türkçüler, "Son Başbuğ" olarak kabûl ettikleri Ulu Önder Atatürk'ün getirdiği düzenin yılmaz koruyucularıdırlar. Türkçülük, Atatürk'ün laiklik anlayışının hırpalanmasını engellemek için bir kale gibi durmakta ve bu yüzden laiklik düşmanı ümmetçi yobazların saldırılarına hedef olmaktadır.

Yobazlar bu devleti yeniden Arap dünyasına yakınlaştırıp karanlıklara boğmak isterken, Türkçüler, Atatürk'ün fikirleri doğrultusunda medenî bir Türk dünyası yaratmak amacı güderler. İşte bütün bu sebeplerden ötürü ümmetçiler de kürtçüler de Türkçülüğe düşmandırlar ve bu düşmanlık onları yanyana getirmektedir. Asil Türk milletine düşen görev ise bu tehlikelerin farkında olarak kendi ırkını korumaya çalışmaktır. Türkler, bu yolda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Kanından olmayana güvenme" sözünü kürtçülere karşı parola edineceklerdir. İslâmcılara ise yine Son Başbuğ Atatürk'ün şu sözünü haykıracaklardır:

"Baylar ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz! En doğru ve en hakîkî tarikat medeniyet tarikatıdır."

Tanrı Türk'ü Korusun! Türk Şad http://www.nihalatsiz.org/
http://www.nihalatsiz.org/ummetci_kurdcu_dayanismasi.htm
 

seriqatil1

Banned
Nurculuğun, dolayısıyla Kürt Said-i Nursî'nin ardına takılanlar, aslında kürt milliyetçiliğine hizmet ettiklerini bilmeden tatmin olmaya çalışmaktadırlar



çok güzel bir konu olmuş . en çok üstteki sözü birileri düşünmeli . kürtcü ,saidci veya fethullahcıysa zaten inkar ederler ama aklı basındaki insanlara ben bir daha düşünmelerini tavsiye ederim
 

p432

New member
"Baylar ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz! En doğru ve en hakîkî tarikat medeniyet tarikatıdır."
 

digiklan

New member
Kendine mürşit olarak Türk Aydınlanmasının ve Türk Bağımsızlığının bedenleşmiş hali olan Mustafa Kemal Atatürk'ü değil de Saidi Kürdiyi seçenlere ne söylenir ki. Son imamınız gibi Amerika'nın kanatları altına girer mandaperver cumhuriyet fırkası diye de parti kurarsınız.

Türkiye Cumhuriyeti'nin tek kurtuluğu gerçek milliyetçilik olan Atatük Milliyetçiliğindedir.
Kürdi İmamın peşindeki nurcularla, bir arap tarafından yazılan Türk İslam ülküsü hayali kuran sentezciler bu ülkeyi en fazla orta çağa götürür.

saygılar
 

_Pençe_

New member
bir arap tarafından yazılan Türk İslam ülküsü hayali kuran sentezciler bu ülkeyi en fazla orta çağa götürür.
ileri çağa götürmesi için ermeniler tarafından yazılan şeylermi ölçü alınmalı

kastettiğin insan seyyid ahmet arvasi adı üstünde seyyiddir .peygamber soyundandır .yaptıklarında ve söylediklerinde yanlış olan bisey bulamazsın.

kürd saidle ahmet arvasi hocayı birbirine karıştırmamanı özellikle tavsiye ediyorum .arvasi hoca kimsenin güdümüne girmemiş ve bu ülkeye ihanet etmemiş yada edenlerle beraber olmamıştır . yada kürd said gibi deli diye tımarhaneye de kapatılmamıştır . daha bir çok nedeni var .ikisini aynı kefeye koymak doğru olmaz
 

digiklan

New member
ileri çağa götürmesi için ermeniler tarafından yazılan şeylermi ölçü alınmalı

kastettiğin insan seyyid ahmet arvasi adı üstünde seyyiddir .peygamber soyundandır .yaptıklarında ve söylediklerinde yanlış olan bisey bulamazsın.

kürd saidle ahmet arvasi hocayı birbirine karıştırmamanı özellikle tavsiye ediyorum .arvasi hoca kimsenin güdümüne girmemiş ve bu ülkeye ihanet etmemiş yada edenlerle beraber olmamıştır . yada kürd said gibi deli diye tımarhaneye de kapatılmamıştır . daha bir çok nedeni var .ikisini aynı kefeye koymak doğru olmaz
Ortak noktaları Türk olmamalıdır.
Türklükten uzaklaştıkçai türk ismini, türk dilini, türk kültürünü islamiyet adı altında araplaştırdıkça kaybolmaya mahvolmaya yokolmaya mahkumuz.
Kürdi ile Arvasi arasındaki ortak nokta Türk olmamalarıdır. Ben Türklüğü kanda da aramam. Benim için Türk Türk Kültürün uygun yaşayan, Türk dilini kullanan, Türklüğü ile gurur duyan ve Türküm diyen herkestir.

Brakisefal Türk aramıyorum ama Türkün dini, kültürel ve siyasi hayatını da bariz şekilde arabın kürdün şekillendirmesine izin verenlere de hayretle bakıyorum.
 

_Pençe_

New member
Kürdi ile Arvasi arasındaki ortak nokta Türk olmamalarıdır. Ben Türklüğü kanda da aramam. Benim için Türk Türk Kültürün uygun yaşayan, Türk dilini kullanan, Türklüğü ile gurur duyan ve Türküm diyen herkestir.

dostum ben peygamber soyundandır dedim ama sen tamamen arap olduğunu düşündün herhalde .ailesinin bir tarafı arap soyu diye biliyorum .türk olduğunu kendisi şu sözleri ile belirtir ..

Ben Türk'üm..
Farz-i muhal Türk olmasaydim, yine de Türk milliyetçisi olurdum. "Ahmet Arvasi"



türk örfüne göre yaşaması davranması gerekirdi demişsin. al gene onun yazılarından kısa bir bölüm sana





NEDEN TÜRK İSLAM ÜLKÜSÜ ?

Bu dava özüdür islamiyetin..
Bu dava günesi mazlum milletin..
Bu dava herseyden, herseyden çetin..
Bu yolda dert, hüzün, gurbet bizimdir..


Ben Türk'üm..
Farz-i muhal Türk olmasaydim, yine de Türk milliyetçisi olurdum.

Ahmet Arvasi

"Ben, İslâm imân ve ahlâkına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslâm'ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim.

İnanıyorum ki, hem Türk, hem müslüman olmak, hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihleri boyunca bunu denediler ve başarılı oldular. O halde bizler niye bu tarihi misyonumuzu yerine getirmeyelim."

S. Ahmed Arvasî bazı sözde İslamcılar gibi Türk tarihinin sâdece son bin yılını kabul edip geri kalan binlerce yılık islâm öncesi mazimizi kör bir taassuba kapılıp reddetmedi. O şuurlu bir Türk milliyetçisi olduğu için Türk töresini, Türklüğün sembolü Bozkurt'u hiç bir ön yargıya kapılmadan kabul ve tasdik etmiş, her fikir ve fiili islâmi süzgeçten geçirerek her şeyi yerli yerine oturtmasını bilmiştir. Bu konularda o şunları söylemektedir:

"...Kısaca belirtirsek, Türk milleti, geniş bir tarihi tecrübeye, büyük ve zengin bir kültür hazinesine sahip bulunmakla "milli töresini" bu güçlü zemin üzerinde kurmuş bulunmaktadır. Türk töresi, âlemşümul ahlâkî ideâlleri bünyesinde toplayan "pratik bir ahlâk ve hukuk nizamı" durumundadır. Hele, en az bin yıldan beri İslâm'ın şanlı aydınlığında yıkanan, olgunlaşan ve arınan Türk töresi, bütün insanlığı mutluluğa çıkaracak 'âlemşümul' bir nizam durumuna gelmiş bulunmaktadır."

"Hiç bir zaman Türk'ün totemi olmamış olan Bozkurt, coğrafyamızın kültürümüze kazandırdığı bir motiftir" diyen Arvasî Türk milliyetçiliğini "ırkçı" olmakla suçlayan câhillere şöyle seslenir:

"Türk milliyetçiliği, politikasını biyolojik ırkçılık üzerine kurmayı reddetmekle beraber, içtimaî ırk gerçeğini inkâr ve ihmâl etmemelidir.

İ

çtimaî ırk, biyolojinin konusu değildir, sosyolojinin konusudur. Bir milleti teşkil eden fertlerin, ailelerin, sınıf ve tabakaların soy birliği şuurudur. Ortak bir şuur tarzında beliren mensubiyet duygusunun ve kan birliği şuuru biçiminde duyulmasıdır. Zâten biyolojik verasetin yanında, ortak kültür, ortak coğrafya, ortak hayat tarzı ve ortak mücâdeleler, bir milletin fert ve tabakalarını hem ruhî, hem de fizik bakımından bir birine yaklaştırır."

"Kimse biyolojik verasetini tâyin irâdesine sahip değildir. Ama içtimaî ırk tercihe açıktır. Aynı tarihe, aynı kültüre, aynı din ve ülküye sahip olan insanlar arasında kan ve soy birliği şuurunun güçlenmesine yol açar."

"Türk milliyetçisi, Türk içtimaî ırkını benimser, sever ve sevdirirken ailelerini de bu espiri içinde kurmaya çalışır. Kozmopolitlikten hoşlanmaz. Bununla beraber, başka içtimaî ırkları da Allah'ın bir âyeti olarak değerlendirir."

Türk milletinin kurtuluşunu ve ayağa kalkarak İslâm'ın sancaktarlığını yapmasını, tekrar Nizâm-ı Alem'i gerçekleştirmesini Türk-İslâm Ülküsü'nde gören S.Ahmed Arvasî Türk milliyetçilerinin bu doğrultuda öncelikli olarak yapmaları gerekenleri "Neden Türk-İslâm Ülküsü" başlıklı yazısında şöyle açıklıyor:

Neden Türk-İslam Ülküsü?

Neden, şu veya bu ad altında toplanmayı değil de "Türk-İslam Ülküsü" ne bağlanmayı savunuyoruz? Biz iddia ediyoruz ki, "Emperyalizm", Türk ve İslam dünyasını yutmak için en az iki asırdan beri korkunç bir tertibin içindedir. Bir taraftan kültür emperyalizmi ile "vatan çocuklarını" din ve milliyetine yabancılaştırarak kendi emellerine hizmet edecek kadrolar hazırlamakta, diğer taraftan din ve milliyet duygularını, herşeye rağmen terk etmeyen çocuklarımızı da birbirine düşürmeyi planlamaktadır.

Bugün yeryüzünde iki somürgeci "blok" vardır. Bunlardan biri kara renkli "kapitalist emperyalizm" diğeri ise bütün fraksiyonu ile "kızıl emperyalizm". Birincisi "çok uluslu şirketlerin" paravanasında, "az gelişmiş veya gelişmekte olan halklara yardım etmek, özgürlük ve uygarlık götürmek" maskesi altında, ikincisi de "ezilen, sömürülen halklara bağımsızlık, özgürlük ve adalet götürmek" maskesi altında, "sınıfsal savaş" sloganı ile "iç savaşlar" çıkartmakta ve "dünya proleterlerinin dayanışması" adı altında işgalini gerçekleştirmektedir.

Gerçekten de yer yüzünde ezilen ve sömürülen bir de "üçüncü dünya" vardır. Bu dünya, daha çok Asyalı, Afrikalı irili ufaklı devletlere ve devletçiklere, beyliklere, emirliklere, federasyonlara bolünmüş milletlerden ibarettir. Esef edelim ki, bu insanların sayısı birbuçuk milyardan daha fazladır. İşin ızdırap veren diğer bir yanı da, bu nüfusun çoğunluğunu müslümanlar teşkil etmektedir. Bunun yanında çok acı bir gerçeği daha belirtelim ki, bu ezilen ve sömürülen müslümanlar arasında Türk Milleti'nin çok önemli bir bölümü bulunmaktadır.


1970 Yılında yapılan bir araştırmaya göre, yabancı boyunduruğunda tam bir sömürge hayatı yaşayan Türk nüfusunun sayısı, Türkiye'mizde bulunan genel nüfusumuzun tam iki katıdır.

Emperyalist güçler, fırsat buldukları zaman zorla, bulamadıkları zamanlar ise hile ile İslam ve Türk dünyasını ele geçirmiş, zenginliklerini yağmalamış, din ve milliyet duygu ve değerlerini tahrip etmiş, direnenleri lekeleme ve imha yoluna gitmiş, kendine uygun kadrolar yetiştirmiş, bu milletlerin uyanış, diriliş hamlelerini, milli eğitim ve kalkınma planlarını baltalamış ve bu ülkeleri, "ebedi sömürge" statüsüne mahkum etmek için elinden
geleni esirgememiştir.

Emperyalist güçler, korkunç bir kültür emperyalizmi programı ile millet çocuklarını milli tarihlerine, milli ve mukaddes kültür değerlerine, milli ülkülerine, milli menfaatlerine, hatta motif ve sembollerine düşman etmekle kalmazlar, kendi değerlerini "bir uygarlık ve ilericilik" unsuru biçiminde onların kafalarına ve vicdanlarına oturturlar. Böylece milli ve mukaddes değerlere bağlı milliyetçilerin karşısına, bu değerlere ters düşen "yabancılaşmış kadrolar" çıkarırlar. Bir ülkede, değerler "ikizleşince", kadroların da ikizleşmesi ve çatışması mukadder olur. İşte düşman, bu noktada aktivitesini arttırır. Ülkenin ve milletin "parsellenmesi" için beynelminel güçleri harekete geçirir.

Ülke artık birbirinin gırtlağına sarılmaya hazır kadrolara bölünmüşse, düşman rahatlıkla at oynatabilecek vasatı bulmuş demektir.

Düşman, karşısındaki güçleri parçalayarak, onları birbirine düşürerek, kolay yutulur lokmalar durumuna sokmak ister. Mesela, sanki bir insan, hem 'dindar', hem 'milliyetçi', hem 'medeniyetçi' olamazmış gibi, bu değerleri birbirine zıt proğramlar durumuna sokarak, hiç yoktan 'çatışan güçler' meydana getirir. Bu oyunlarını, o kadar ustaca planlar ki, tertiplerini anlamak için bazan olayların üzerinden elli veya yüz sene geçmesi gerekir. Mesela, Osmanlı Türk Devleti'nin parçalanması ve Orta-Doğu'nun sömürgeleştirilmesi için,
dinimizin ve milliyetimizin düşmanları, 'din' ile 'milliyetçilik' arasında zıddiyet ve düşmanlık duyguları doğurmayı planlamış olduklarını şimdi itiraf ediyorlar.


Serge Hutin adlı bir Fransız masonunun yazdığı 'Les Francs-Maçons' kitabının 127.nci sayfasında okuduğumuza göre İslam dünyasında masonlar Cemaleddin-i Afgani ve Muhammed Abduh gibi 'din politikacılarını' localarına kaydederek onların eliyle 'Dini, milli yapılara göre reforme ederek' alemşumul İslam dinini bozmak, öte yandan Müslüman Kardeşler (Freres Musulmans) hareketi ile de 'İslam'da milliyetçilik yoktur' propagandası ile milletleri çökertmek ve bu suretle -çok kahpece bir planlar- birbirine zıt 'İslamcı' ve 'Milliyetçi' sun'i düşman kamplar doğurmak istemişlerdir.

Emperyalizm, bizim dünyamızda bu 'paradoks'tan çok istifade ettiğini ayrıca yazmaktadır. Dinimizin ve milliyetimizin düşmanları, din ve milliyet gibi iki mukaddes varlığımızı, birbirine düşman göstermek oyunundan kolay kolay vazgeçeceğe benzemiyor.

O halde, Türk Milliyetçisine düşen iş, bütün varlığı ile bu oyunu, herşeyden önce kendi yurdunda bozmak olmalıdır. Bu ülkede, sun'i olarak birbirine düşman 'güya Türkçü' ve 'güya İslamcı' cepheler meydana getirmek isteyen hain ve kahpe oyunların karşısına, bir Müslüman-Türk olarak ve tarihine yaraşır bir biçimde çıkmalıdır.

Bunun için, Türk-İslam kültürüne, Türk-İslam medeniyetine, Türk-İslam ülküsüne bağlı, Türklük şuur ve vakarına, İslam iman, aşk, ahlak ve aksiyonuna sahip, Türklüğü bedeni, İslamiyeti ruhu bilen, milletini teknolojik hamlelerle dünyanın bir numaralı devleti yapmak özlemi ile çırpınan, Dünya Türklüğünün, İslam dünyasının ve bütün mazlum milletlerin ümidi olmaya namzet bir gençlik yetiştirmekten başka çaremiz yoktur.

Din ve milliyet, zıt değerler değildir. Bu sebepten, 'sentez', tez ile anti-tez arasında söz konusu olacağına göre, yıllardan beri kullandığımız 'Türk-İslam sentezi' yerine, 'Türk-İslam Ülküsü' sözü daha uygun olur düşüncesi ile kitabımızın adını, 'TÜRK-İSLAM ÜLKÜSÜ' olarak seçtik. Bunu ısrarla kullanacağız.

Seyyid Ahmet Arvasi




Aydınlar Ocağı''nda konferans verirken konferansı yöneten kişinin Türk-İslam Ülküsü''nden rahatsız olduğunu hissettirmesi üzerine " ben Afrika''nın ortasında dünyaya gelmiş ve bu akla da sahip olsaydım Tereddütsüz Türk Milliyetçisi olurdum. Çünkü ben Türk Milletinin de , İslam Alemin de mazlum milletlerinin de kurtuluşunun Türk milliyetçilerinde , Türk - İslam Ülkücülerinde olduğuna "Amentüye iman ettiğim" gibi inanıyorum" dediği anlatılır. Arvasi Hoca, Atsız Hoca''dan esinlenerek, "Türk''e ve İslam''a kefen biçenlerin sonu korkunç olacaktır " demektedir.

İslam''ın ve Türk''ün aşığıydı.Tarih boyunca bütün milletlerin putları, müşahhas tanrıları olmuştur. Halbuki Tanrı mücerrettir. "Tarihte yontulmuş Tanrısı olmayan bir millet vardır, o da Türk Milleti''dir" derdi. Bu çok önemli sosyolojik bir tespittir.



bu açıklamalardan sonra umarım arvasiyi said kürdiyle bir tutmazsın .
 

akarme

New member
siz ne derseniz deyin isterseniz kendinizi bu dediğime karşı cevap verme hissiyati içirisinde bulundurmaya calışınki bence vermeyin boşuna zaman harcamayın ben iki çapulcu güneş karanlıkdır dedi diye günelşe karanlıkmış gibi bakmam onun için cevap vermeyin ama saidi nursi hz.lerini bilmeden görmeden yargılamayın tamam şu anada fetullahdır belki onun devamı ama ben fetullahcı değilim bunuda bilin saidi nursi hz. sizin dediğiniz gibi birsi değildir ve aslada böyle biri olarak gösterilmeye çalışanların anca kendi yalanlarında kavrulduklarını biliyorum Allah şefatini nasip etsin...

(kendi düşüncemdir)

saygılar
 

_Pençe_

New member
siz ne derseniz deyin isterseniz kendinizi bu dediğime karşı cevap verme hissiyati içirisinde bulundurmaya calışınki bence vermeyin boşuna zaman harcamayın ben iki çapulcu güneş karanlıkdır dedi diye günelşe karanlıkmış gibi bakmam onun için cevap vermeyin ama saidi nursi hz.lerini bilmeden görmeden yargılamayın tamam şu anada fetullahdır belki onun devamı ama ben fetullahcı değilim bunuda bilin saidi nursi hz. sizin dediğiniz gibi birsi değildir ve aslada böyle biri olarak gösterilmeye çalışanların anca kendi yalanlarında kavrulduklarını biliyorum Allah şefatini nasip etsin...

(kendi düşüncemdir)

saygılar
dönemin padişahı deli diye tımarhaneye tıkamış kendisini . neden acaba biliyormusun ..
 

akarme

New member
dönemin padişahı deli diye tımarhaneye tıkamış kendisini . neden acaba biliyormusun ..
sizin giblerin bu konularda ne dedikleri umrumdamı sanıyorsun acaba en baştan dedim kim ne derse desin ben bunu kendi görüşüm olarak belirttim cevap verme istegi ile kavrulmayın dedim kendinizi bu konuda yormayın fetullah beni ilgilendirmezz benim bildigim saidi nursi hz. ve son kez diyorum sen ve senin giblerin bu konuda ne dedikleri beni ilgilendirmez bu yazıyı bu şekilde eleştirdim bunda bir problem yokdur inş...
saygılar
 

_Pençe_

New member
sizin giblerin bu konularda ne dedikleri umrumdamı sanıyorsun acaba en baştan dedim kim ne derse desin ben bunu kendi görüşüm olarak belirttim cevap verme istegi ile kavrulmayın dedim kendinizi bu konuda yormayın fetullah beni ilgilendirmezz benim bildigim saidi nursi hz. ve son kez diyorum sen ve senin giblerin bu konuda ne dedikleri beni ilgilendirmez bu yazıyı bu şekilde eleştirdim bunda bir problem yokdur inş...
saygılar
ya dostum tamam öyle demişsin de bir yandan da övmüşsün said kürdiyi ..

övdüğüne göre tanıyor olmalısın . bende senin bilginden yararlanmak için neden deli diye dönemin padişahı tarafından tımarhaneye atıldığını sordum . cevaplamak zorundasın demedim ki . istersen cevaplamayabilirdin .

engin bilgilerinden faydalanmak için sordum amacım sürtüşmek değil neden kızıyorsun hemen :D
 

digiklan

New member
sizin giblerin bu konularda ne dedikleri umrumdamı sanıyorsun acaba en baştan dedim kim ne derse desin ben bunu kendi görüşüm olarak belirttim cevap verme istegi ile kavrulmayın dedim kendinizi bu konuda yormayın fetullah beni ilgilendirmezz benim bildigim saidi nursi hz. ve son kez diyorum sen ve senin giblerin bu konuda ne dedikleri beni ilgilendirmez bu yazıyı bu şekilde eleştirdim bunda bir problem yokdur inş...
saygılar
Kimdir bu sayidi nursi? Peygamber midir ki ondan şefaatini bekliyorsun?
İslamiyetin bugün içinde bulunduğu yobazlık karanlık sevgi yerine nefret ikliminin nedeni sen ve senin gibilerdir.
Güneş balçıkla sıvanmazmış. Yiyim sizin güneşinizi. Yarasaların güneşe ihtyacı yoktur onlar sadece karanlıkta dolanırlar.

Nurcu olduğu için cennete gideceğini sanan varsa aferin.
Hepimiz aynı Kuran'ı okuyoruz da siz neresini okuyorsunuz çok merak ediyorum.

Eğer üfürükten teyyareler size şefaatçi olacak diye bekliyorsanız işi garantiye alın 5-6 imamın kitabını daha okuyup onlara da dua edin. Eeee biri tutmazsa biri tutar...

Birileri cenneti kapıda adamı varsa girilebilecek bir yer sanıyor galiba.
 

türkeli

New member
ÜMMETÇİ – KÜRTÇÜ DAYANIŞMASI

Türkiye'de ümmetçi kafa yapısına sahip olanlar karşılarında en büyük düşman olarak Türkçülüğü görmüşlerdir. Zaten, bir dine mensup olan insanların, hangi ırktan olurlarsa olsunlar, birlikteliğini savunan ümmetçilerle; hangi dine mensup olursa olsun bütün Türklerin birliğini savunan Türkçülerin anlaşması beklenemezdi. Burada ilginç olan, ümmetçilerin yalnızca Türk milliyetçiliğini düşman görmeleri, buna karşılık kürt, arap gibi toplulukların milliyetçiliklerine ses çıkarmamaları hatta bunları desteklemeleridir. Biz de bu yazıda, bahsettiğimiz ümmetçi – kürtçü dayanışmasının görünümlerini, sebeplerini ve sonuçlarını incelemeye çalışacağız.

Türkiye tarihine göz gezdirenler, ümmetçi – kürtçü dayanışması ile ilgili birçok örnek bulabilirler.
13 Şubat 1925 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türk milletine karşı isyan eden ve Musul'u kaybetmemize yol açan Şeyh Sait buna bir örnektir.
Aslında, vatan haini olduğu için idam edilen Şeyh Sait'le aynı yoldan fakat farklı yöntemlerle ilerleyen bir başka hareket de kendisini "zamanın harikası (=bediüzzaman)" olarak nitelendiren Said-i Kürdî'nin "nurculuk" hareketidir. Cahil ve yarı deli bir kürt olan Said-i Kürdî (yahut başka bir adıyla Said-i Nursî) hareketi, ümmetçilik ile kürtçülüğün nasıl yanyana geldiğini göstermesi bakımından bir şaheserdir.
Kürtlere övgüler düzen Kürt Sait, bir kürt milliyetçisi olduğu hâlde İslâmcılıktan dem vurarak ümmetçileri etrafında toplamış, Türk milletine maddî-manevî darbeler vurmuştur. Türklerin millî duygularını köreltmekten başka hiçbir işe yaramayan nurculuk, ne acıdır ki bünyesine kürtlerle birlikte tertemiz Türk çocuklarını da katmakta, yarın Türk ordusunun yiğit bir askeri yahut Türk devletinin şerefli bir çalışanı olması muhtemel Türk gençlerinin geleceğini ümmetçilik ve gericilik zehiri ile karartmaktadır. Nurculuğun, dolayısıyla Kürt Said-i Nursî'nin ardına takılanlar, aslında kürt milliyetçiliğine hizmet ettiklerini bilmeden tatmin olmaya çalışmaktadırlar. Ümmetçiliğin ve kürtçülüğün iç içe geçtiği en geniş kapsamlı ve en tehlikeli hareket, işte bu "nurculuk" hareketidir.

Günümüzde ümmetçi - kürtçü ittifakı ile ilgili olarak gözlemlenmesi çok kolay örneklere rastlamak mümkündür. Eğer İslâmcı-ümmetçi televizyon kanallarını beş dakika izleyebilmek eziyetine katlanabilirseniz, bu televizyon kanallarının nasıl ve ne derece kürt propagandası yaptıklarına şahit olursunuz. Kürtler ve onları yönlendiren güçler bir hareketin gelişiminde propagandanın ve buna bağlı olarak basın-yayın organlarının öneminin farkındadırlar. Israrla kurmak istedikleri kürt televizyon ve radyo kanallarıyla ulaşmak istedikleri gaye de kürtlüğün ve kürtçülüğün propagandasını yapabilmektir. Fakat elbette ki bu kanalları kuruncaya kadar boş durmayacaklardır. Bu süreç içerisinde ümmetçi televizyon kanalları kürtçülerin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Amerikancı takımın da bu konuda ümmetçilerden geri kalmamaya gayret ettiğini söylemeliyiz.

Ümmetçilerin kürtçülere destek olduğu apaçık ortadadır. Peki, sözde İslâm Birliği'ni savunan ümmetçiler milliyetçiliğe karşı oldukları hâlde neden çifte standart uygulayıp Türkçülüğe düşman kesilirken kürtçülüğü desteklemektedir? Bir kere din olgusunun milliyet kavramını yok edemediği, esasen dinin özünde böyle bir gâye de olmadığı, bu sebepten dolayı bütün müslümanların tek çatı altında toplanamayacağı bütün aklı başında insanlar tarafından bilinmektedir. Hatta, ümmetçiler de söylemek istemeseler dahi bu gerçeğin farkındadırlar. Bu yüzden onların kürtçülüğe destek vermek istemelerinde başka sebepler aramak gerekir. Bu sebepler siyasî ve ırki sebeplerdir. Ümmetçilerin içindeki yoğun kürt nüfus ve nüfûzu onları böyle davranmaya zorlamaktadır. Bunun dışında, ülkeyi kargaşa ortamına sürüklemek, böylece yeni bir rejimin, "şeriat düzeni"nin ülkede egemen olması için uygun bir ortam yaratmak düşüncesi de ümmetçilerin Kürtçülerle ortak hareket etmesindeki nedenlerden biridir.

Ümmetçi - kürtçü dayanışmasının nedenlerini anlamak kolay olduğu gibi ümmetçilerin Türkçülük düşmanlığını anlamak da kolaydır. Ümmetçiler bu ülkeyi "şeriat düzeni" içerisine sokmak, Arap yazısını geri getirmek ve yeniden ümmet düzenine geçişi sağlamak niyetindedirler. Oysa Türkçüler, "Son Başbuğ" olarak kabûl ettikleri Ulu Önder Atatürk'ün getirdiği düzenin yılmaz koruyucularıdırlar. Türkçülük, Atatürk'ün laiklik anlayışının hırpalanmasını engellemek için bir kale gibi durmakta ve bu yüzden laiklik düşmanı ümmetçi yobazların saldırılarına hedef olmaktadır.

Yobazlar bu devleti yeniden Arap dünyasına yakınlaştırıp karanlıklara boğmak isterken, Türkçüler, Atatürk'ün fikirleri doğrultusunda medenî bir Türk dünyası yaratmak amacı güderler. İşte bütün bu sebeplerden ötürü ümmetçiler de kürtçüler de Türkçülüğe düşmandırlar ve bu düşmanlık onları yanyana getirmektedir. Asil Türk milletine düşen görev ise bu tehlikelerin farkında olarak kendi ırkını korumaya çalışmaktır. Türkler, bu yolda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Kanından olmayana güvenme" sözünü kürtçülere karşı parola edineceklerdir. İslâmcılara ise yine Son Başbuğ Atatürk'ün şu sözünü haykıracaklardır:

"Baylar ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz! En doğru ve en hakîkî tarikat medeniyet tarikatıdır."

Tanrı Türk'ü Korusun! Türk Şad http://www.nihalatsiz.org/
http://www.nihalatsiz.org/ummetci_kurdcu_dayanismasi.htm
AMİN Nihal Adsız Hoca'nın da ruhu şad olsun
 

taviking

Banned
Bu konu yüzlerce kez verildi ya hemde kaynak olarak nihal atsızda kullanılmıştı .Herşey bitmiş gibi bu konularla mı uğraşcaz.Gidin komplo teorilerinizi kendi örgüt evlerinizde dağıtın burda kurtarmıyor.
 

rcpi.nesi

New member
Bu konu yüzlerce kez verildi ya hemde kaynak olarak nihal atsızda kullanılmıştı .Herşey bitmiş gibi bu konularla mı uğraşcaz.Gidin komplo teorilerinizi kendi örgüt evlerinizde dağıtın burda kurtarmıyor.
akp konularıda yüzlerce kez verildi ,yüzlerce yolsuzluk konusu açıldı ne yani akp hakkında yolsuzluk konusu açıldı diye bir daha konu açmayalımmı?
 

bazuuka

Banned
akp konularıda yüzlerce kez verildi ,yüzlerce yolsuzluk konusu açıldı ne yani akp hakkında yolsuzluk konusu açıldı diye bir daha konu açmayalımmı?
AKP yolsuzluk yaptı iyi güzel bunu söyleyen adam CHP nin yolsuzluklarınıda gün ışığına çıkarabilecek kadar objektif mi .

Görüşlerinizi biliyoruz arkadaşım sıkma haberlerle buraya gelip burda ahkam kesmeyin.Sonunda CHP gibi çakma dosyalarla ortalarda dolaşırsınız.
 

OrHUN_BEY

New member
Radyo aslında kutuların içindeki meleklerin konuşmasıdır.???

Bediüzzaman(!!!Zamanının ilerisinde demek miş?) Said i Kürdi

Tımarhane meseleside Padişahın karşısına yerel çaputlarını giyerek çıkarak kürd dili ile eğitim veren sadece kürd öğrencileri için kurulacak ve kürd hocaların okutacağı bir üniversite kurulması arzusunu emri vaki şekilde söylemesidir. Ayrıca İki Divan-ı Harbi Örfi vesair vesair giden bir kitabında alenen bölücü hainliğini göstermiştir kendisi. ATSIZ ATA'm bu tipsiz kişiyle ilgili en güzel açıklamayı zaten makalelerinde yapmış idi. Ama kendisini savunanlar anlamayacağı için bunları defalarca söylemekte bize düşer.
 

LOOPUSED

Altın Üye
DİNİME SÖVEN BARİ MÜSLÜMAN OLSA.... yüce islam dini için necip fazıl kısaküreğin sorusu üzerine '' milletimin dinidir saygı duyarım'' diyebilen yani islamım diyemeyen kafatası türkçüsü nihal atsız benim dinime hakaret etmenin yolunu said-i nursi üzerinden yapmaya çalışmış durum bundan ibaret.. kendisine müslümanım diyemeyen bir ırkçının beni değil bir koministi bir ateisti bir islam düşmanını sevindirmesine şaşırmadık..çünkü o inkar kabul etmez bir şamandır. hal buyken düşmanınımın dinim ve onun hizmetçileri hakkında ağzı köpürerek yazılar yazması bişey ifade etmez.
 

.DepresyoN

Banned
DİNİME SÖVEN BARİ MÜSLÜMAN OLSA.... yüce islam dini için necip fazıl kısaküreğin sorusu üzerine '' milletimin dinidir saygı duyarım'' diyebilen yani islamım diyemeyen kafatası türkçüsü nihal atsız benim dinime hakaret etmenin yolunu said-i nursi üzerinden yapmaya çalışmış durum bundan ibaret..

kendisine müslümanım diyemeyen bir ırkçının beni değil bir koministi bir ateisti bir islam düşmanını sevindirmesine şaşırmadık..çünkü o inkar kabul etmez bir şamandır. hal buyken düşmanınımın dinim ve onun hizmetçileri hakkında ağzı köpürerek yazılar yazması bişey ifade etmez.

neye taparsan tap ancak taptığın bir şeye bir başkasında tapmasını bekleyecek kadar bağnaz (yoz) olma.

kafatası türkçülüğü ifadesini kullanmışsın, türkçü olmayabilirsin fakat bir idolü karalamaya yönelik sıfatlar uydurmak hoş değildir .idrak edebilmen için somutlaştıyorum namussuz müslümanlık denmesi ne kadar hoşa giderse kafatası türkçüsü ifadeside o kadar hoşa gider .

türkçülük kafatasçılık olmadığı gibi müslümanlıkta ahlaksızlık değildir, kendince haklılıkların olabilir fakat bu sana başka bir görüşe sıfatlar uydurma hakkı tanımaz.
 

sawgnc

New member
arkadaslar herkes türkiyede kafasına göre bi düşman çıkarmıs ülke 20 dişik etkin görüşe bölünmüş durumda siz de su anda bunun kuklası oluosunuz en doğru yol atatürkün yolu
 

HTML

Üst