YaFTaLaMaDaN DüŞüNüN 'Zaman GaZeTeSi ReKLaMı'

Leke

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
25 Haz 2005
Mesajlar
9,652
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
40
Konum
DoĞDuĞuMDa O KaDaR ŞaŞıRDıM Ki , BiR BuÇuK SeNe Ko
Yaftalamadan Düşünün

Zaman gazetesinin yeni reklam kampanyasını görmüşsünüzdür.

Saçı uzun bir genç “satanist” etiketiyle müzik dinliyor.

Bir “dinci”nin elinde bir gazete var.

Bir taksici, dikiz aynasında Türkiye formunda bir Türk bayrağı sallandığı için “faşist”...

“Liboş” toplantıda...

“Mafya” bir arabanın arka koltuğunda...

Elinde Türk bayrağı olan “Militarist”...

“Dejenere” bankta uyukluyor...

Basın toplantısı yapan politikacılar ve onu yayınlayan TV “yalancı”...

Bir toplantı salonunda ayağa kalkıp aykırı sorular soran genç “anarşist” ve “düşman”...

Üst üste yığılı kitapların üstündeki “vatan haini” etiketi ise çok zekice...

Kampanya filminde olmayan kelimeler ne?

Zaman’ın sayfalarında en çok yer verdiği kelime ve kelimeler...

Zaman’ın lügatındaki “yafta”lar, nedense, yok...

“Laik” yok...

“Seküler” yok...

“Solcu” yok...

“Ulusalcı” yok...

En önemlisi “Ergenekoncu” yok...

Neden?

Yanıtı çok basit.

Ortada bir misyon var. Bu açığa çıktı...

Ergenekon soruşturması kapsamında Susurluk uzantısı son derece kirli isimler temizlenecekken cemaat bunu muhalefeti susturacak bir cadı avına çevirtti...

Ama bu cadı avı o kadar dejenere oldu ki... Misyon kendini iptal etti.

Merdan Yanardağ’ın tam da Fethullah Gülen hareketinin arka planını anlatacağı bir konferansa gitmeden gözaltına alınıp konferans bitince serbest bırakılması bile tek başına bir ölçü değil mi?

Kamuoyu, Ergenekon soruşturmasında Susurluk uzantısı bir ekibin olduğuna inanıyor.

Aynı oranda da bu soruşturmada alınan isimlerin başta cemaat ve misyonunu ortaya çıkartacak söylemleri dile getiren isimleri susturacak veya sindirecek bir kampanyaya dönüştüğünü de görüyor.

Bu kampanyada “Ergenekoncu” kelimesinin kullanıl(a)maması çok önemlidir. Sizi ele veren detaydır...

Madem “yafta” yapıştırmayan bir gazetesiniz o halde kampanya lügatınıza bir zahmet “Ergenekoncu”, “ulusalcı”, “laik” kelimelerini de ekleyin.

Bedüizzaman Said-i Nursi’nin yıllar önce ne inşa etmeye çalıştığını, 28 Şubat süreci sonrası ise Nur hareketinin en mühim temsilcisi Fethullah Gülen’in peşinden gelen milyonlarca Müslüman’ı nereye taşıdığını artık görmek gerek.

Milliyetçi ve devletçi bir anlayışı terk ederek liberal ve küresel bir anlayışa savrulan hareketin askeri bir hiyerarşiyi andıran bu yapısıyla soru sormayan bireyler yarattığı ortada.

Risale-i Nur temelde soru sorarak sadece Allah’a hesap veren politize bir birey yaratmayı hedeflemedi mi?

Hatta, birinci Abant Platformu’ndan aşağıdaki sonuç çıkmamış mıydı?

(...)Akıl ve vahiy çatışmaz; bireyler sosyal yaşamlarını düzenlemek için akıllarını kullanmalıdır.(...)

Hani nerede “akıl” kullanan birey..?

Zaman’ın sayfalarında her gün yer alan bir yaftanın reklam kampanyasında kasten kullanılmaması bile cemaat içindeki üst yapının “samimiyet” sınavına dair bir fikir vermektedir.

Yaftalamadan düşünün... Bir de ahireti düşünün... Nasıl hesap vereceksiniz?


Serdar Akinan

İlkeli gazete

Zaman Gazetesi yeni bir kampanya yapmış.
Kampanyanın özü yaftalara hayır.
Eleştirilen Hürriyet Gazetesi aslında.
“Hortumcu, kaçakçı, laik, dinci” gibi yaftaların Zaman Gazetesi'nin felsefesinde yer almadığını söylemeye çalışıyorlar.
Doğru ama Hüseyin Üzmez olayı gösteriyor ki, Zaman Gazetesi'nde başka yaftalar da eksik.
Mesela “Tacizci, tecavüzcü, çocuk tacizcisi, pedofil” gibi yaftalar da Zaman’da yer almıyor.
Eee, ne de olsa ilkeli gazete.


Fatih Altaylı
 
Doğru ama Hüseyin Üzmez olayı gösteriyor ki, Zaman Gazetesi'nde başka yaftalar da eksik.
Mesela “Tacizci, tecavüzcü, çocuk tacizcisi, pedofil” gibi yaftalar da Zaman’da yer almıyor.
Eee, ne de olsa ilkeli gazete.


Adama sorarlar;

Ne ALAKA ???

!!!
 
aynen katılıyorum lazish kardeşim sana
 
tecavüz meraklıları www.haber3.com a girin her türlü tecavüz vurdu kırdı haberlerini bulabilirsiniz bu kaliteli haber mi oluyor ?? akşam posta boy boy manken resmi koyup yok kaçmışlar uçmuşlar bu kaliteli habermi oluyor ? başkalarının özel hayatını bilmek rhatlatıyormu insanları?

zaman baş sayfasına Hüseyin Üzmez 14 yaşındaki kıza Tecavüz etti, diye başlık atsa bu seferde noldu yaaa bu gazete vermezdi böyle şeyler diyeceksiniz sonra zaman nereye gidiyor diyeceksiniz,,,
kim ne derse desin bugun zaman türkiyede en çok okunan gazete, herkesin çekinmeden alabilceği içinde her hangi bir ahlaksız görüntü yok gayet güzel ve haber kalitasi sayfa tasarımı hep ödül almıştır,,,
fatih altaylı ve diğerleride bu başarıdan kendilerine böyle pay çıkarmaya çalışıyor, isteyen okumayabilir ama 3,5 tecavüz haberi meraklısının yüzünden zaman taviz vermez haber anlayışından,,,
 
ben yaftalarım arkadaş...adamla 3-5 dakka konuşurum ölçer biçerim,etiketi basarım;etiketler olmasaydı ferrariyle,hacı murat aynı kapıya çıkardı.
 
İlk makale Serdar Akinan'dı .
Onada Yorumun Yok mu ?
:goz:

şunu söyLiyim.. ZamanLa hüseyin üzmezin bi aLakası yok.. bu faLtayLının ne kadar saçma şeyLer yazdığını gösterir..
zamanın rekLamının bir başka gazetenin yazarını ne kadar bağLar asLında beni asıL orası düşündürüyor..

yoksa yaftaLayanLar orada yazıLı oLanLardan kendine uygun birşey buLamamış mıdır??

ayrıca zaman gazetesi aLıp okumam.. türk basınından nefret ederim.. hepsinden..
 
ben yaftalarım arkadaş...adamla 3-5 dakka konuşurum ölçer biçerim,etiketi basarım;etiketler olmasaydı ferrariyle,hacı murat aynı kapıya çıkardı.

bak hocam o zaman benden de sana bi kaç söz bugüne kadar uzun süre arkadaşlık yaptığım insanların bana sözleri beni dışardan görenler ortam adamı gözüyle bakar biraz muhabbetle dinle alakası olmayan hatta ateist daha iyi tanıyınca aslında dincisin derler beni gerçekten tanıyanlar ise felsefeyle aramın çok iyi olduğunu bu yüzden aslında bazı şeyleri yanlış algıladıklarını söylerler
ewet felsefeyle aram iyidir ve her görüşün doğrularını alırım ve bu yüzden on ayrı etiketle damgalanırım kusra bakma ama ''çok bildimlik edersen çok düşmüşlük yaşarsın''
 
reklam süper olmuş... yaklaşık 6 yıldan beri okuyorum. 4yıldır aboneyim.... :D
okumanızı tavsiye ederim..




ilk defa alacaklara uyarı:

haaa unutmadan !!!
arka sayfa güzeli falan yok..
kim kiminle falan yok...
yarı çıplak manken fotoları falan yok....

alınca bu nasıl gazete demeyin. siz alışkınsınızdır ya ondan dedim....
 
agzına sağlık kardeşim çok güzel söylemişsin..
 
TERÖRİST bir örgütün şerefsiz liderinin gebermiş olması vesilesi ile taziye ilanları yayınlamadığı için olsa gerek bazıları sevmez ZAMAN'I
 
BİZ DÜŞNELİM ZAMAN YAFTALASIN

Zaman gazetesi, yeni reklam kampanyasında “yaftalamadan düşünün” diyor. Uzlaşma davetinde bulunan ve özenle seçilmiş kelimelerin dans ettiği reklamda, Zaman’ın başkalarına yakıştırdığı yaftalarından hiç eser yok.
Omuzları düşmüş bir adam otoparkta yürüyor. Yanından geçen bir başka adam, elindeki etiketi yapıştırıveriyor “beyefendinin” sırtına. Etikette “hortumcu” yazıyor ve bizim bu beyefendiye, büyük ihtimalle haksız yere suçlandığından, üzülmemiz gerekiyor. Saçı uzun genç bir erkek, “satanist” etiketiyle müzik dinliyor. “Dinci” bankta oturuyor, “faşist” araba kullanıyor, “militarist” otobüste giderken, “dejenere” bir bankta uyuyor, “liboş” ise bir toplantıda o sırada.

Hızlıca geçen etiketlerden ikisi oldukça ilginç. Bir tanesinde, toplantı salonunda ayağa fırlayan genç, muhtemelen soru sormakta, eleştirmektedir konuşanı. Etiketi “anarşist”tir, “terörist”tir. Silahı, havaya kaldırdığı eli, ağzından dökülen söz muhtemelen. İkincisinde ise, üst üste yığılmış kitapların üzerinde “vatan haini” etiketi var. Etiketli insan kareleri hızla akıyor. Bir süre sonra göremediğiniz etiketlerde ne yazdığını hayal etmeniz bekleniyor. Derken ekranda bir mesaj beliriyor, “Yaftalamadan düşünün.”

Birkaç gündür TV’de ve billboardlarda yer alan reklam, Zaman gazetesinin “dimağ açıcı” nitelikteki yeni kampanyası. Haberlerinden köşe yazılarına, gazetenin her yerinde, çeşitli yaftaları yapıştırmaktan çekinmeyen Zaman, liboşundan emperyalistine, işbirlikçisinden dincisine, haklarında karar vermeden önce “dinlemek gerektiği” mesajını veriyor. Zaman, “belki onların da doğru sözü vardır, öğrenmek istiyorsanız bizi okuyun” diyor.

Sen söyle Zaman, biz ne yapalım?
“Yaftalamadan düşünün” diyor Zaman. Düşünelim. Liboşa “liboş” demeyelim, “işbirlikçi” olalım. ABD’yi yabana atmayalım. Kuzey Irak yönetimiyle anlaşalım. Gelsin Barzani, gitsin Talabani. Tersinden, aydına “vatan haini” desinler, eleştirene “anarşist”, sesini çıkaranların tamamı ya “solcu” ya “Ergenekoncu”. Ekonomiden siyasete, toplumsal yaşamdan kadın-erkek ilişkilerine her konuda “vaaz verme” yeteneğine sahip Fethullah Gülen’in gazetesi Zaman, AKP’nin demokrasi yalanının ucundan tutuyor. Biz de denileni yapalım, Zaman okuyalım. İşte son dönemde Zaman’ın sözlüğünden fırlayan yafta sözcükleri…

Zaman “yafta sözlüğünü” sunar
Zaman, oluşturduğu yafta sözlüğüne, genelde kendisi için söylenen kelimelerle (dinci), uzlaşmacı ve işbirlikçi anlayışı savunanları rahatsız eden kelimeleri (faşist, liboş, emperyalist, işbirlikçi, mandacı, ABD’ci) ve siyaset dışı olan bazı kelimeleri (dejenere, satanist, zavallı, deli) seçmiş. Zaman’ın reklam kampanyasında kullanılan yaftalar arasında “solcu”, “komünist”, “ateist” veya “dinsiz” kelimeleri yer almıyor. Gazetenin son haftalarda her yerini kaplayan “laik” ya da “seküler” kelimelerinden de eser yok.

Seç-beğen-al yaftalar: Ergenekonculuk
Zaman’ın en sevdiği yaftalardan biri “Ergenekoncu.” Özlükte ilk sırada yer alan bu yafta, gazetenin her yerinde, ilgili ilgisiz her konu başlığının altında bir kez kullanılıyor. 21 Ekim tarihli “Ergenekonculuk” başlıklı köşe yazısında, Mümtazer Türköne, “Ergenekonculuk aynı zamanda demokrasi dışında hayat alanı arayanları kapsıyor” diyor. Türköne’ye göre Ergenekon, Sovyetler Birliği’ne karşı yürütülen ideolojik savaşın örgütüydü. Türköne hızını alamıyor, "PKK da Ergenekoncuydu" deyiveriyor. Türköne, kimlere Ergenekoncu denir sorusunun yanıtını ararken, birçok ismi Ergenekon yaftasına bulamaktan çekinmiyor.

“Şayet emek harcayıp, toplumun beklentilerine göre kendinizi şekillendirip iktidara aday olmak yerine; devlet içindeki iktidar dengelerine yaslanarak zorlanmadan siyaset yapmaya kararlı iseniz, varacağınız yer Ergenekonculuktur. CHP liderinin kendisini ‘Ergenekon’un avukatı’ olarak nitelemesinin sebebi de budur. Ergenekon’un olmadığı bir Türkiye’de CHP’nin politik cürmü anlamsız hale gelecektir.”

Seç-beğen-al yaftalar: Laiklik
Bir başka Zaman yazarı Hüseyin Gülerce, 30 Ekim’deki yazısında, 85. yılında Cumhuriyet’in tek sorununun “Cumhuriyet’i demokrasiyle taçlandırmak” olduğunu yazdı. Bu yolda tek çözümün “kimsenin başkasının işine karışmaması” ile sağlanabileceğini ve herkesin uygulanan politikalara biat etmesinden başka yol bulunmadığını vurgulayan Gülerce, “bu millete, dinini samimi olarak yaşamak isteyen bu büyük millete, dininden dolayı düşman muamelesi, potansiyel tehlike muamelesi yapmaktan daha ağır bir hakaret, bühtan olamaz. Cumhuriyet, dine rağmen, bu milletin inancına rağmen kurulmuş değildir… Kimse, laiklik deyip bu hakları budamaya kalkamaz. Bu milletin, demokratik laiklikle bir problemi yoktur” dedi.

Gülerce’ye göre, “laiklik, bir uzlaşma zemini, din ve vicdan özgürlüğü teminatı olarak kabul edildiği zaman”, Türkiye’de dini siyasete alet etme tartışmaları da son bulacak. Bu sayede, ABD’den diplomalı AKP’nin demokrasisiyle uzlaşanlar, devletin gücü elinde bulunduran kurumları yanlış üstüne yanlış yaptıkça, çareyi, “gözlerinin içine bakan siyasi ekiplere” destek vermekte görmeyecek de ne yapacak?

Zaman’ın, “Ergenekon meselesini Türkiye’nin geçmişindeki her vahim olayla eşleştirme konusundaki uzmanı” Ali Bulaç, 10 Eylül tarihli yazısında laiklikten ne anladığını ortaya koydu. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in 2008-2009 adli yılı açılışındaki konuşmasından alıntı yapan Bulaç, Gerçeker’in “laik bir devlette dini inançlar özel yaşama dair bir vicdan konusudur. Dini inançlar devlet ve kamusal kurumların çalışmalarına dayanak oluşturmaz” sözlerini “bu, laiklik üzerinden devletin dine müdahalesi, din içinde cebri reform yapma teşebbüsüdür” şeklinde “yaftaladı”.

Beş gün sonraki yazısında, “Türkçe’nin inceliklerine” değinen Bulaç, laiklik ve sekülerlik arasındaki farklılığı ortaya koyarak, sekülerliğin, “aşkın olanın yerine burayı, batın yerine zahir olanı, ebedi ve uhrevi olanın yerine dünya hayatını mutlaklaştırdığını, dinlerin haber verdiği ve dünya hayatını olgunlaşarak oraya hazırlık süreci olarak gördüğü ebedi cenneti, yeryüzü cennetiyle ikame etmek olarak belirlediğini” yazdı.

Seç-beğen-al yaftalar: kolektivizm
İhsan Dağı, önceki günkü yazısında, 29 Ekim günü okullarda düzenlenen Cumhuriyet Bayramı kutlamaları hakkında şöyle diyor: “Bayram töreni değil sanki ‘cumhuriyet mitingi’. Tek eksik, kürsüde nutuk atan bir Tuncay Özkan. Silivri’de Ergenekon’dan yargılanan bu zat da zaten bu törenlerin çocuğu. Okullarda resmi bayramları böyle kutladığımız sürece cumhuriyetin içini demokrasiyle dolduramayacağımız gibi Ergenekoncuların fırınına odun taşımaya da devam ederiz.”

Dağı, törenlerde bir araya getirilen çocukların, “militaristleştiğinden” bahsederek devam ediyor. “Bireyin yok edildiği, kolektif bir ‘adanmışlık’ ritüeline dönüştürülüyor bayram kutlamaları… Törenlerde tanık olduğunuz öfkeyi düşünün. Ufacık çocukların hançereleri yırtılırcasına bağırdıkları, ‘düşman’a meydan okudukları, körpe bedenlerini ‘kurban’ etmeye hazır olduklarını haykırdıkları öfke nöbetleri mi ‘çağdaşlık’? Bu tarz gösteriler yapan ülke kalmadı. Türkiye, yeryüzündeki neredeyse tek ‘kolektivist’ ülke. Hâlâ neden?”

Dağı’nın törenler konusundaki gözlemlerinden yola çıkılırsa, gerek şekil gerek öz itibariyle aynı derecede ‘kolektivist’ olan dini zikir ayinlerinin de aynı sırada anılması gerekiyor. Ancak Dağı’nın amacı Cumhuriyet kutlamaları, Ergenekon ve militarizmi bir kefeye koymak olduğundan, zikir ayinleri bu yazının yakınından bile geçmiyor.

http://haber.sol.org.tr/mansetler/anamanset/5648.html

işte zaman omurgasızlığına vurgu yapan bir yazı...
fakat yazarın umuttuğu bir nokta var,hatırlanacağı gibi son aylarda akplilerin ipliklerini pazara çıkaran bir isim var,adı:kemal kılıçdaroğlu.
zaman gazetesi bakın kendisinden nasıl bahsetmiş:
"DERSİM İSYANI" İLE MEŞHUR TUNCELİ'de doğan Kemal Kılıçdaroğlu...
hatırlarsınız bu konuyu forumda tartışmıştık.böyle bir bölücü,kışkırtıcı,faşist,aşşağılık bir niteleme olamaz demiştik,tabi ki forumda ki belli arkadaşlar zaman gazetesinin bu enteresan vurgusunu normal karşılamışlardı,çünkü onlar yaftalamayı sevmezler,onların lügatında yaftalamak yok,onlar demokrat,saygılı sevgi pıtırcıkları.
bence insanlar da utanma duygusu olmalı;kendin her haltı yiyip,çıkıp başkasına ahkam kesersen birisi çıkar senin geçmişte yaptığın rezillikleri millete gösterir,komik duruma düşürür,o yüzden önce bir aynaya bakıp sonra başkasını eleştireceksin,aksi taktirde zaman gazetesi gibi ciddiye alınmazsın,işte bu yüzden

şimdi ben zaman gazetesine sadece şunu söylüyorum;
"hadi lan oradan."
 
reklam süper olmuş... yaklaşık 6 yıldan beri okuyorum. 4yıldır aboneyim.... :D
okumanızı tavsiye ederim..




ilk defa alacaklara uyarı:

haaa unutmadan !!!
arka sayfa güzeli falan yok..
kim kiminle falan yok...
yarı çıplak manken fotoları falan yok....

alınca bu nasıl gazete demeyin. siz alışkınsınızdır ya ondan dedim....

bu özettir :victory:victory:victory:victory
 
kardeşim sen önce aynaya bakıcaksın ondan sonra yapıcaksın reklamını. ama kime anlatıyosunki bazı kesimlerin tuvalet kağıdı olmuş basını.
 
kardeşim sen önce aynaya bakıcaksın ondan sonra yapıcaksın reklamını. ama kime anlatıyosunki bazı kesimlerin tuvalet kağıdı olmuş basını.

cok guldum ya diger gazeteler halkın sesi dimi :D:D zaman okudugumdan solemiorum ama reklam cok hozuma gitti adamlar yapmıs kıskanmayın oturun sizde yapın milleyetin cezalı reklamıda cok guseldi herkesin hakkını werin yaftalamayın dinci kesimin gazetesi die on yargıyla yaklasmayın lutfen ulkeyi daha nasıl bolmeye calıscaklar bilmiorum ama alet olmayın....
 
Geri
Üst