Beyler, bayanlar, yaftalamadan konuşalım. Adam çıkmış ben laikim diye bangır bangır bağırıyorsa, bu kişi için “laik” ifadesi kullanılırsa buna yaftayı yapıştırmak denmez, seni öyle kabul ettik, dediğin gibi olsun, denir – ki bu bir aşağılama, hakaret değildir. Kişinin her hali , her hareketi ya da her konuşması buram buram bir sıfatını ortaya koyuyorsa, tabi ki o kişi için gerektiği yerde şöyle ya da böyle ifadeleri kullanılacaktır. Aradaki fark; yafta, yakıştırmadır. Ne diyor Sezen Aksu “yaftayı yapıştırıp bana isim koyma” BURAYA DİKKAT ! BANA İSİM KOYMA DİYOR ! Yani, bende olmayan bir hasleti, içinden öyle geliyor diye bana yakıştırma diyor. Tıpkı benim gibi uzun saçlı birini yolda gördüklerinde, bizler kesinlikle ya ateistizdir, ya satanist ya da eşcinsel. Laf döndü dolaştı bak nereye geldi şimdi. Saçlarımı uzatmamın tek sebebi de budur aslında ! Her uzun saçlı genç ille de bir rock grubunun solisti ya da gitaristi değildir. Ya da bu saç şekli onların tekelinde değildir. Uzun saçlı insanlar da arkadan bağlayıp saçlarını camiye kot pantolonla girip pek alâ namaz kılabilir. Yafta budur işte. Böyle tiplere dindarlık yakıştıramama, dış görünüşü itibarı ile dindar intibası verenlere de en ufak bir hata yapabilmeyi yakıştıramamaktır. Ev sahibini bastıran yavuz hırsız misali, bizim gibileri işaret edip “tehlikenin farkında mısınız” dır yafta. Zaman gazetesi meselesine şimdilik girmeyeceğim. O konuya girmeden önce yanlış haberle, yalan haber arasındaki farkı iyice bi araştıralım isterseniz.
(Remix 4 sene he! beni geçmişsin)