Evet ona bakarsanız dünyanın hiçbir medeni ülkesinde de 14 yaşında kız çocuklarına tecavüz edip,pişkin pişkin dolaşana ve bu pisliklere destek veren bir anlayış ta yoktur heralde.Bilmem anlatabildim mi???
Aynı şahsın başka bir konuşması:
"CEZAEVİNDE HACDA GİBİ YAŞADIM"
Bursa'nın Mudanya ilçesinde 26 Nisanda düzenlenen operasyon kapsamında "çocuğun cinsel istismarı" suçundan Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu yargılanan Yazar Hüseyin Üzmez (76) ve 14 yaşındaki mağdure B.Ç'nin annesi olan Livaze Ç'nin tahliye edilmeleri kararlaştırıldı.
Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın bugünkü duruşmasında, İstanbul Adli Tıp Kurumunca hazırlanan B.Ç'nin "beden ve ruh sağlığının bozulmadığı" yönündeki rapor doğrultusunda iki sanığın tutukluluk halinin kaldırılmasına karar veren mahkeme heyeti, Üzmez hakkında yurt dışına çıkış yasağı koydu.
Tutuklu sanıklar Üzmez ve Livaze Ç. ile Üzmez'in üç avukatın ın hazır bulunduğu duruşmada, Üzmez'in eşi Ayşe Üzmez ile akrabası olduğu bildirilen Şerif Aykız ve Mudanya'daki komşusu Ali Ersoy tanık olarak dinlendi.
Ayşe Üzmez'in "suçla ilgili bilgim yok. B.Ç'nin teyzesiyle de görüştüm. O da bana böyle bir suçun olmadığını söyledi. Başka bilgim yok" derken, diğer tanıklar da olayla ilgili bilgilerinin olmadığını söylediler.
Üzmez'in avukatları ise Bursa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü b ünyesindeki bir yurda yerleştirilen ilköğretim 8. sınıf öğrencisi B.Ç. için İstanbul Adli Tıp Kurumundan gönderilen raporda "çocuğun beden ve ruh sağlığının bozulmadığı"nın anlaşıldığını belirterek müvekkillerinin tahliye edilmesini istedi.
Livaze Ç. ise "Okula giden çocuklarım var. Evime gitmek istiyorum" diyerek tahliye edilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, İstanbul Adli Tıp Kurumunca hazırlanan ve mahkemeye dün ulaşan "B.Ç'nin beden ve ruh sağlığının bozulmadığına oy birliği karar verilmiştir" ibaresinin yer aldığı rapor doğrultusunda "suç vasfının değiştiğini" dikkate alarak sanıkların tahliye taleplerini kabul etti.
Üzmez hakkında "yurt dışına çıkış yasağı" koyan mahkeme heyeti, 1994 yılında İnegöl Devlet Hastanesinde dünyaya geldiği bildirilen mağdure B.Ç'nin doğ umuyla ilgili kayıtların bulunaması nedeniyle, B.Ç'nin tam teşekküllü bir hastanede kemik ölçümü yapılarak gerçek yaşanın tespit edilmesine de karar verdi.
Üzmez, tahliye kararı üzerine mahkeme heyeti başkanı Kadir Ünal'a hitaben, "Allah sizden razı olsun. Adaletin yerini bulacağına inanıyorum. Şöhretli bir insanım, bunun cezasını çekiyorum" dedi.
OLAY
Bursa'nın Mudanya ilçesinde 26 Nisanda düzenlenen operasyonda, ilköğretim 8. sınıf öğrencisi B.Ç'ye (14) cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan Yazar Hüseyin Üzmez, Mudanya Asliye Ceza Mahkemesince tutuklanmıştı.
B.Ç, annesi Livaze Ç'nin de tutuklandığı operasyonun ardından devlet tarafından koruma altına alınmış, Bursa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesindeki bir yurda yerleştirilmişti.
Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 17 Eylülde görülmeye başlanan, Ü zmez'in TCK'nın "Çocukların cinsel istismarı" suçunu içeren ilgili maddelerince, Livaze Ç'nin de Üzmez'e addedilen suçların yanı sıra TCK'nın "Suça yardı m etme" hükmünü içeren ilgili maddesince 20 ile 25 yıl arasında hapis cezası talebiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmişti.
Üzmez'in dilekçeyle tahliye talebi de Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi ve bir üst mahkeme olan Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesince reddedilmişti.
Dva kapsamında B.Ç. için İstanbul Adli Tıp Kurumundan istenen rapor, Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesine ulaşmış, 17 sayfalık raporda çocuğun "Beden ve ruh sağlığının bozulmadığı"nın belirtildiği bildirilmişti.
kaynak :
http://www.gencturkhaber.com/huseyin-uzmez-tahliye-video-taciz-tecavuz.html,0a1bd
Ve aynı şahsın cezaevinden çıkmasını sağlayan raporu yazanlara Türk Tabipler Odasından Cevap...
TTB, Üzmez'in tahliyesine neden olan Adli Tıp raporunun bilimsel olarak geçersiz ve hukuken yok hükmünde olduğunu bildirdi.
Türk Tabipleri Birliği Hüseyin Üzmez'in tahliyesine neden olan Adli Tıp raporunun bilimsel olarak geçersiz ve hukuken yok hükmünde olduğunu bildirerek, tahliye işleminin gözden geçirilerek yeniden değerlendirilmesini istedi.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nce yapılan açıklamada, 14 yaşındaki kız çocuğuna yönelik cinsel taciz suçlamasıyla tutuklanan Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen rapor sonrası tahliye edilmesinin kamuoyunda haklı bir infialle karşılandığına dikkat çekildi. Türk Tabipleri Birliği’nin konunun aciliyetini göz önünde tutarak Adli Tıp Kurumu’nun raporunu öncelikle usul açısından değerlendirdiğinin belirtildiği açıklamada, şöyle denildi:
“Yapılan değerlendirme sonucunda söz konusu raporun hukuken yok hükmünde olduğu anlaşılmıştır. Bu durunda Hüseyin Üzmez eğer basında yer aldığı gibi bu rapora dayanarak tahliye edilmişse ilgili mahkeme kararının gözden geçirilmesi, yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.”
http://www.gencturkhaber.com/haber.html,0a4e2
Eski Adli Tıp uzmanı asistanlarından Dr. Osman Öztürk, bugüne dek Adli Tıp Kurumu’ndan 1 günde çıkan bir rapor olmadığını söyledi. Öztürk, “19 Eylül Cuma günü, tacize uğrayan kız çocuğu muayene ediliyor. Hafta sonu zaten tatil. Demek ki rapor 1 günde çıkarılıyor. En hızlı olunması gereken olaylarda bile raporlar 15 günde çıkar. Bana 1 günde çıkarılan bir rapor göstersinler, gösteremezler. Çünkü bu mümkün değil. Üzmez için raporun bu kadar erken verilmesinin altında başka şeyler aramak lazım” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi'nden Sibel Bahçetepe'nin haberine göre, Bursa Mudanya’da 14 yaşındaki B.Ç. adlı kız çocuğuna cinsel istismar suçundan 6 aydır tutuklu bulunan Hüseyin Üzmez, mahkemeye gönderilen Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurumu raporu sayesinde geçen günlerde tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.
RAPORUN ÇIKMASI BU KADAR KISA SÜRMEZ
Üzmez’in tahliyesinde rol oynayan Adli Tıp Kurumu raporunun 1 gün gibi çok kısa bir sürede 18 sayfa olarak çıkarıldığını anımsatan Dr. Osman Öztürk, “Bir raporun çıkması bu kadar kısa sürede olamaz. Bir ölüm olayında bile otopsi için ön raporun hazırlanması, kişinin defin işlemlerinin hızlılığı için bir günde çıkar, ama bu da ön rapordur. Kesin otopsi raporu daha uzun bir süre alır” dedi.
Özellikle, Üzmez olayında olduğu gibi adli psikiyatri vakalarında dosyaların incelenmesinin daha uzun zaman aldığına dikkat çeken Öztürk, basına yansıdığı gibi raporun üç günde çıkmasının da sıra dışı olduğunun açık ve net olduğunu anlattı.
Adli Tıp Kurumu’na dosyası gönderilen kişinin öncelikle muayene edildiğini, ardından asistanlar tarafından taslak raporun hazırlandığını belirten Öztürk, “Adli Tıp Kurumu’nda ben de yıllarca çalıştım. Sistemin işleyişi böyledir. Hazırlanan rapor taslak olarak hazırlandıktan sonra konunun uzmanlarına sunulur ve ardından kurul bunu inceleyerek kabul eder. Adli Tıp Kurumu başkanının onayı ile rapor tamamlanmış olur” diye konuştu.
Adli Tıp Kurumu’na güven azalıyor
Tutuklu vakalarında zaman zaman raporların mahkeme tarafından hızlı istendiğini ancak bunların bile 10-15 günden önce çıkmadığına vurgu yapan Öztürk, “Herkes raporların hızlı çıkmasını ister. Ancak yazılan raporların hatasız olması zorunludur” dedi.
6. İhtisas Kurulu üyeleri arasında çocuk psikiyatristinin bulunmamasını da eleştiren Öztürk, şöyle devam etti:
“Bildiğim kadarıyla Üzmez’e rapor veren 6. İhtisas Kurulu üyeleri arasında çocuk psikiyatrı yok. Oysa bu yasalarla tanımlanmış. Raporun 1 günde çıkması birilerinin olaya müdahalesinin olduğunu akıllara getiriyor. Ayrıca böyle bir raporu onaylayan Adli Tıp Kurumu Başkanı Dr. Keramettin Kurt da raporun usule uygun olmadığını belirterek onaylamamalı, kurul üyelerini uyarmalıydı. Oysa Kurt da bu raporu onayladı. Tüm bu yaşananlar Adli Tıp Kurumu’na olan güveni sarsmıştır, güven giderek azalıyor.”
http://www.gencturkhaber.com/huseyin-uzmez-adli-tip-tahliye-rapor-bir-gunde.html,0a472