Ülkücü Aydınlar ve Kalkınma

DeLiYuReQ

New member
Katılım
23 Kas 2006
Mesajlar
232
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
41
Konum
HelL!
İlme ve ilmi araştırmaya büyük önem verilerek, memleketin ihtiyacı olan ilim adamı ve teknokrat kadrosu tespit edilip mevcut başıbozuk sistem yerine bu hedefe uygun bir eğitim sistemi uygulanmalıdır. Üretimi artırıcı tatbiki ve araştırıcı bir yönde ilim ve tekniğe ilk planda yer verilmelidir. Böyle bir eğitim¬le yetişecek üretici, araştırmacı uzman kafalar yurt dışına gitme mecburiyetine bırakılmaksızın; kalkın¬mamızda başköşe verilerek layık oldukları durum sağlanmalıdır. Beyin sömürü ve ihracı son bul¬malıdır.

Aksi halde milletin kalkınma, gelişme ve varlığını devam ettirebilmesi mümkün değildir.

TÜRK AYDINI TÜRK GİBİ DÜŞÜNMELİDİR

Düşünce ve tavırda istiklalini kazanamayan, taklitçiliği aşamamış hareketlerden büyük ve yaratıcı hamleler beklemenin mümkün olmadığını belirtmeliyim.

Bir milletin aydınları, geri kalış sebepleri hakkında doğru bilgi ve değerlendirmelere sahip olmadıkça, ülkelerin geleceğinin sağlam esaslar üzerine kuramazlar. Bu konuda maalesef Türk aydınları yabancı kültürlerin emperyalizmine mağlup olmuş ve bu yüzden elli yılı aşan gayretlerimiz umulan semerelerini kazanamayan, taklitçiliği aşamamış hareketlerden büyük ve yaratıcı hamleler mümkün değildir.

Sıhhatli görmek, ancak dünyaya kendi gözü¬müzle bakmakla mümkündür. İnanıyoruz ki, Türk milleti Müslümanlığı ruh, Türklüğü beden kabul eden anlayışı içinde, kendi öz kültürünü hayatına hakim kılmakla, büyük atılımlara girecek, maddeten ve manen çağdaş seviyenin üstüne çıkacaktır. Türk gibi düşünme alışkanlığına kavuşmak ve meselele¬rine bu açıdan çıkış yollan getirerek millerine öncü¬lük etmek vazifesi ile yüklüdür. Türk aydını Milli¬yetçi Hareketin etrafında kenetlenerek, halkımızla da bütünleşmenin yolunu bulmuştur. Milliyetçi Hareketin zaferi, Türk milletinin milli fikridir.

Bu anlayışla Türk milletinin tarihi çizgisine yönelme, kendi milli ve manevi değerlerine sahip çıkma temayülünü her geçen gün kuvvet kazanmak¬tadır. Türk milletinin kendini buluşu, kendine dönü¬şü adını verdiğimiz bu mukaddes gelişme, günü gün etmek isteyen kitle partilerinin saltanatını tehlikeye sokmaktadır. Gündelik siyaset oyunları onları kurtaramayacak, başvurdukları her tedbir yıkılışlarını hızlandıracaktır.

DAVAMIZ: MAZİMİZE LAYIK BİR İSTİKBAL YARATMA KAVGASIDIR

Türk milleti tarihinin çok buhranlı bir devrini yaşamaktadır. Dünya üzerinde bağımsız devlet olarak varlığını sürdürüp sürdürmeme durumu ile karşı karşıyadır. Bunun sebebi insanlığın hayatında meydana gelen büyük değişmelerdir. İlim ve teknik¬te ileri memleketlerin ulaştığı akıl alaz gelişmeler, onları önünde durulmaz güçler haline getirmiştir. Son 58 yıl içinde sağlanmış olan bu gelişmelere Türk milleti yine ayak uyduramamıştır. Bunun başlıca se¬bebi Türkiye'yi yönetenlerin yeteneksiz oluşlarındandır.

Bizim ileri sürdüğümüz ideoloji ve başlattığı¬mız siyasi aksiyon, hiçbir karşılık beklemeksizin insanları sevmek ve Türk toplumuna hizmet etmek ülküsüne dayanmaktadır. Ne durumda olursa olsun¬lar, insanları horlamadan, hafife almadan, onlara sevgi ve hürmetle davranarak benimsemek; hakka adalete dayanarak çalışmak görüşünü savunduk. Toplum varlığını ve millet menfaatlerini kişi menfa¬atlerinin üstünde tutulmasını insanların mutluluğu için ana görüş kabul ettik, Türk gençliği çok temiz, çok idealist bir kütledir. Yüksek milli, insani ülküler uğrunda fedakârca çalışmayı ve mücadeleyi şeref sayar. Memleketimizde siyasi partilerin içinde görev alan aydınların çoğunluğu, bir ülke için çalışmak yerine, milletvekili veya senatör seçilmek, şahsi çıkarlar elde etmek gayesini gütmektedirler. Bu bakımdan Türk siyasi hayatı idealist, fedakâr ve feragat sahibi insanlara yer vermez bir durumdadır. Siyasi partilerde menfaat dalavereleri ve menfaatçilerin sonu gelmez dedikoduları sürüp gitmektedir.

İşte bu durum içinde, biz, Türk milletinin davalarını hiçbir taviz vermeden, maneviyatlı, ilmi, ahlakı kılavuz yaparak ele aldığımız için aydın Türk gençliğinin büyük çoğunluğu hareketimize katmış bulunuyoruz. Bizim Türk milliyetçileri olarak 1965'lerden çok önce, gerek 1965'den sonra siyasi aksiyon olarak yürüttüğümüz mücadeleyi kısaca şöyle özetleyebiliriz:

DAVAMIZ: Türk milletinin büyük ve şanlı mazisine layık, bir istikbal meydana getirmektir.

Türk milliyetçiliği, Türk milletinin temiz ve üstün yaşama iradesinin şuurudur. Türk milli-yetçiliğini tehlikelere karşı doğmuş bir reaksiyon olarak düşünemeyiz. İnsan sevgisi ve insan haysi¬yetine hürmeti esas kabul ede; hak ve adalete dayanarak yüksek medeni bir nizam kurmayı hedef alan yüce bir aksiyondur. Bu aksiyon köleliğe, uşaklığa yer vermemek ve dilenci olmayı be¬nimseyecek ruh düşkünlüğünden Türk aydınını, gelecek nesilleri kurtarmak gayesini gütmekte¬dir. Bu aksiyonun kurmak istediği toplum düzeni insan emeğinin kutsal tanıyarak ve çalışarak alın teriyle yaşamayı ve eserler meydana getirmeyi en şerefli yol olarak kabul etmektedir.

Biz başkalarından dilenmeyi açıkgözlülük sayan, başkalarına sığıntı olmayı benimseyen zihniyete karşı, yeni bir aydınlar kadrosunu kur¬mak gayesini güderek işe başlamıştık. Bunda büyük mesafeler kaydettiğimiz ortadadır.

Biz Milliyetçi Hareketçiler olarak yabancı ideolojilerle de mücadele ederek onların Türk devletini ele geçirme planlarını önlemede en bü¬yük rolü oynadık, Bize yapılan hücumlara gelin¬ce; bunların başlıca kaynağını bu yabancı ideolo¬jilere bağlanmış olmuş, aldatılmış kimseler mey¬dana getirmektedir. Bugün Türkiye'mizde üç tip aydın vardır:

1-Samimi, inançlı, ülkücü, milletçi aydın

2-Yabancı ideolojilere ve yabancılara gafletle ve menfaatle bağlı aydın.

3-Eyyamcı, menfaatçi, ilgisiz aydın.

Hareketimiz bu ikinci ve üçüncü grubu teşkil edenler tarafından yapılan iftiralar, haksızlık ve düşmanlıklara maruz kalmıştır. Buna rağmen dimdik, eskisinden daha güçlü yürütmektedir. Bu çevrelerden bize gelecek her hücum bizim için şeref sayılır.

Gelecek, Türk milleti için büyük tehlikelerle doludur. Bunlar, yabancı ideoloji ve yabancı kül¬türleri saldırısıyla, içimizde körüklenen bölücü hareketler ve hepsinden de kötüsü, insanlarımızdaki inanmamadan, silkinmemeden ileri gelen gafletin devam etmesidir.

Bu sebepler dolayısıyla yakın gelecekte bü¬yük mücadeleler olacaktır. Milliyetçi Hareket gençliği kendini buna hazırlamalıdır. BU MÜCADELEDEN TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ GALİP ÇIKMALIDIR. ÇIKACAKTIRDA...



_________________________
Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ

KAYNAK

Mekanın cennet olsun BAŞBUĞUM ruhun şad olsun...
 
başbuğumuz gerekeni söylemiş . paylaşım için eline sağlık kardeşim

o zamanlarda da şimdi de sorunumuz aydınların türk gibi olmadıkları .türke yakışanları yapmaması .
 
ben teşekkür ederim

NE MUTLU BİR ÖMRÜ BİR KUTLU SEVDAYA ADAYANLARA VE YOLUNDAN DÖNMEYENLERE!...
 
ßaŞßuĞ'um Ne SöyLerSe En iyiSiNi SöyLer :goz:

öLmedin ßaşßuĞ'um KaLßimizdesin UnutuLmayacaKSIN..
 
İlme ve ilmi araştırmaya büyük önem verilerek, memleketin ihtiyacı olan ilim adamı ve teknokrat kadrosu tespit edilip mevcut başıbozuk sistem yerine bu hedefe uygun bir eğitim sistemi uygulanmalıdır. Üretimi artırıcı tatbiki ve araştırıcı bir yönde ilim ve tekniğe ilk planda yer verilmelidir. Böyle bir eğitim¬le yetişecek üretici, araştırmacı uzman kafalar yurt dışına gitme mecburiyetine bırakılmaksızın; kalkın¬mamızda başköşe verilerek layık oldukları durum sağlanmalıdır. Beyin sömürü ve ihracı son bul¬malıdır.

Aksi halde milletin kalkınma, gelişme ve varlığını devam ettirebilmesi mümkün değildir.

TÜRK AYDINI TÜRK GİBİ DÜŞÜNMELİDİR

Düşünce ve tavırda istiklalini kazanamayan, taklitçiliği aşamamış hareketlerden büyük ve yaratıcı hamleler beklemenin mümkün olmadığını belirtmeliyim.

Bir milletin aydınları, geri kalış sebepleri hakkında doğru bilgi ve değerlendirmelere sahip olmadıkça, ülkelerin geleceğinin sağlam esaslar üzerine kuramazlar. Bu konuda maalesef Türk aydınları yabancı kültürlerin emperyalizmine mağlup olmuş ve bu yüzden elli yılı aşan gayretlerimiz umulan semerelerini kazanamayan, taklitçiliği aşamamış hareketlerden büyük ve yaratıcı hamleler mümkün değildir.

Sıhhatli görmek, ancak dünyaya kendi gözü¬müzle bakmakla mümkündür. İnanıyoruz ki, Türk milleti Müslümanlığı ruh, Türklüğü beden kabul eden anlayışı içinde, kendi öz kültürünü hayatına hakim kılmakla, büyük atılımlara girecek, maddeten ve manen çağdaş seviyenin üstüne çıkacaktır. Türk gibi düşünme alışkanlığına kavuşmak ve meselele¬rine bu açıdan çıkış yollan getirerek millerine öncü¬lük etmek vazifesi ile yüklüdür. Türk aydını Milli¬yetçi Hareketin etrafında kenetlenerek, halkımızla da bütünleşmenin yolunu bulmuştur. Milliyetçi Hareketin zaferi, Türk milletinin milli fikridir.

Bu anlayışla Türk milletinin tarihi çizgisine yönelme, kendi milli ve manevi değerlerine sahip çıkma temayülünü her geçen gün kuvvet kazanmak¬tadır. Türk milletinin kendini buluşu, kendine dönü¬şü adını verdiğimiz bu mukaddes gelişme, günü gün etmek isteyen kitle partilerinin saltanatını tehlikeye sokmaktadır. Gündelik siyaset oyunları onları kurtaramayacak, başvurdukları her tedbir yıkılışlarını hızlandıracaktır.

DAVAMIZ: MAZİMİZE LAYIK BİR İSTİKBAL YARATMA KAVGASIDIR

Türk milleti tarihinin çok buhranlı bir devrini yaşamaktadır. Dünya üzerinde bağımsız devlet olarak varlığını sürdürüp sürdürmeme durumu ile karşı karşıyadır. Bunun sebebi insanlığın hayatında meydana gelen büyük değişmelerdir. İlim ve teknik¬te ileri memleketlerin ulaştığı akıl alaz gelişmeler, onları önünde durulmaz güçler haline getirmiştir. Son 58 yıl içinde sağlanmış olan bu gelişmelere Türk milleti yine ayak uyduramamıştır. Bunun başlıca se¬bebi Türkiye'yi yönetenlerin yeteneksiz oluşlarındandır.

Bizim ileri sürdüğümüz ideoloji ve başlattığı¬mız siyasi aksiyon, hiçbir karşılık beklemeksizin insanları sevmek ve Türk toplumuna hizmet etmek ülküsüne dayanmaktadır. Ne durumda olursa olsun¬lar, insanları horlamadan, hafife almadan, onlara sevgi ve hürmetle davranarak benimsemek; hakka adalete dayanarak çalışmak görüşünü savunduk. Toplum varlığını ve millet menfaatlerini kişi menfa¬atlerinin üstünde tutulmasını insanların mutluluğu için ana görüş kabul ettik, Türk gençliği çok temiz, çok idealist bir kütledir. Yüksek milli, insani ülküler uğrunda fedakârca çalışmayı ve mücadeleyi şeref sayar. Memleketimizde siyasi partilerin içinde görev alan aydınların çoğunluğu, bir ülke için çalışmak yerine, milletvekili veya senatör seçilmek, şahsi çıkarlar elde etmek gayesini gütmektedirler. Bu bakımdan Türk siyasi hayatı idealist, fedakâr ve feragat sahibi insanlara yer vermez bir durumdadır. Siyasi partilerde menfaat dalavereleri ve menfaatçilerin sonu gelmez dedikoduları sürüp gitmektedir.

İşte bu durum içinde, biz, Türk milletinin davalarını hiçbir taviz vermeden, maneviyatlı, ilmi, ahlakı kılavuz yaparak ele aldığımız için aydın Türk gençliğinin büyük çoğunluğu hareketimize katmış bulunuyoruz. Bizim Türk milliyetçileri olarak 1965'lerden çok önce, gerek 1965'den sonra siyasi aksiyon olarak yürüttüğümüz mücadeleyi kısaca şöyle özetleyebiliriz:

DAVAMIZ: Türk milletinin büyük ve şanlı mazisine layık, bir istikbal meydana getirmektir.

Türk milliyetçiliği, Türk milletinin temiz ve üstün yaşama iradesinin şuurudur. Türk milli-yetçiliğini tehlikelere karşı doğmuş bir reaksiyon olarak düşünemeyiz. İnsan sevgisi ve insan haysi¬yetine hürmeti esas kabul ede; hak ve adalete dayanarak yüksek medeni bir nizam kurmayı hedef alan yüce bir aksiyondur. Bu aksiyon köleliğe, uşaklığa yer vermemek ve dilenci olmayı be¬nimseyecek ruh düşkünlüğünden Türk aydınını, gelecek nesilleri kurtarmak gayesini gütmekte¬dir. Bu aksiyonun kurmak istediği toplum düzeni insan emeğinin kutsal tanıyarak ve çalışarak alın teriyle yaşamayı ve eserler meydana getirmeyi en şerefli yol olarak kabul etmektedir.

Biz başkalarından dilenmeyi açıkgözlülük sayan, başkalarına sığıntı olmayı benimseyen zihniyete karşı, yeni bir aydınlar kadrosunu kur¬mak gayesini güderek işe başlamıştık. Bunda büyük mesafeler kaydettiğimiz ortadadır.

Biz Milliyetçi Hareketçiler olarak yabancı ideolojilerle de mücadele ederek onların Türk devletini ele geçirme planlarını önlemede en bü¬yük rolü oynadık, Bize yapılan hücumlara gelin¬ce; bunların başlıca kaynağını bu yabancı ideolo¬jilere bağlanmış olmuş, aldatılmış kimseler mey¬dana getirmektedir. Bugün Türkiye'mizde üç tip aydın vardır:

1-Samimi, inançlı, ülkücü, milletçi aydın

2-Yabancı ideolojilere ve yabancılara gafletle ve menfaatle bağlı aydın.

3-Eyyamcı, menfaatçi, ilgisiz aydın.

Hareketimiz bu ikinci ve üçüncü grubu teşkil edenler tarafından yapılan iftiralar, haksızlık ve düşmanlıklara maruz kalmıştır. Buna rağmen dimdik, eskisinden daha güçlü yürütmektedir. Bu çevrelerden bize gelecek her hücum bizim için şeref sayılır.

Gelecek, Türk milleti için büyük tehlikelerle doludur. Bunlar, yabancı ideoloji ve yabancı kül¬türleri saldırısıyla, içimizde körüklenen bölücü hareketler ve hepsinden de kötüsü, insanlarımızdaki inanmamadan, silkinmemeden ileri gelen gafletin devam etmesidir.

Bu sebepler dolayısıyla yakın gelecekte bü¬yük mücadeleler olacaktır. Milliyetçi Hareket gençliği kendini buna hazırlamalıdır. BU MÜCADELEDEN TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ GALİP ÇIKMALIDIR. ÇIKACAKTIRDA...
[/SIZE]


_________________________
Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ
 
TÜRK AYDINI TÜRK GİBİ DÜŞÜNMELİDİR.

haklısın kardeş...
 
teşekkürler ülküdaşım
 
Bir de pratiğine bakalım...
Maraş katliamı,çorum katliamı,sivas katliamı ve daha yüzlercesi..
İnsanları KARŞILIKSIZ sevenler diri diri yakmazlar...
 
Bir de pratiğine bakalım...
Maraş katliamı,çorum katliamı,sivas katliamı ve daha yüzlercesi..
İnsanları KARŞILIKSIZ sevenler diri diri yakmazlar...

İnsanları KARŞILIKSIZ sevenler 80 öncesinde ÜLKÜCÜYÜM diyeni idam ediyorlardı.
Sen biraz at gözlüğüyle bakıyorsun heralde.
 
Türkeş büyük siyasetçi idi o vefat edince ülkücülük çizgisinden saptı..
 
İnsanları KARŞILIKSIZ sevenler 80 öncesinde ÜLKÜCÜYÜM diyeni idam ediyorlardı.
Sen biraz at gözlüğüyle bakıyorsun heralde.

Devletle ülkücülerin işbirliği aleni bir şekilde ortadaydı.Sadece 80 darbesinde solcuları astık ülkücüleri de asmamız gerekir diye bir mantıkla hareket edildi.

istersen sizin pratiğe bakmayalım ucu PKK ya çıkıyo çünkü

Direkt pkk demek ne kadar basitçe.
Sığ laflardan ziyade içi dolu konuşulsa gerçek bir tartışma ortamı olur.
 
Aşırı sağdan da, aşırı soldan da bu ülkeye fayda gelmedi, gelmez de... Demokrasinin özünü anlayamamış hiçbir siyaset ülkesine fayda getiremez, tersine zarar verir. Her problemin çözümü demokrasi içerisinde var. Demokrasiyi doğru şekilde tüm kurumlarıyla birlikte işletebilirseniz, bu gün Türkiye' nin başına bela olmuş pkk sorununu bile çözersiniz.
 
Devletle ülkücülerin işbirliği aleni bir şekilde ortadaydı.Sadece 80 darbesinde solcuları astık ülkücüleri de asmamız gerekir diye bir mantıkla hareket edildi.


Düz mantık yürütme.
Bana bir tek somut kanıt göster devletle ülkücülerin işbirliğinde olduğuna.
Nerden biliyorsun ki belki bu durumun tam tersiydi.
'Yani 80 darbesinde ülkücüleri astık,solcularıda asmamız gerekir' mantığıyla hareket edilmediğini nerden biliyorsun?
Sizin tek yaptığınız olayları kendi bakış açınıza göre yorumlamak.
Bir kere de kavganın dışına çıkıp,olaylara 3.kişi olarak bakmak istemiyorsunuz.Ya da işinize gelmiyor.
Herkesin kendine bir özeleştiri yapması gerektiğini düşünüyorum.
 
Bir de pratiğine bakalım...
Maraş katliamı,çorum katliamı,sivas katliamı ve daha yüzlercesi..
İnsanları KARŞILIKSIZ sevenler diri diri yakmazlar...


senin avatarındaki paçavranın altında yapılan katliam ve sürgünleri anlatmaya ne dersin ?
Bulgaristan,Kırım,Sovyetler ve süregelen Doğu Türkistan..
aradaki fark ise sen rakamlarda 100 leri kullanırsın ben ise milyonları :goz:


Geçen seçimlerde Hacı Bektaş Veli'nin öz torunu Mhp'den milletvekili olduysa artık bu şekilde yakLaşımları bırakmanızı tavsiye ederim.
 
Geri
Üst