..........İslam kadına örtünmesini emretti,fakat burda bazı değerli kardeşlerimiz konuyu saptırmaktan başka bir iş yapmamışlar. ...........
örtünsünlerde nasıl olduğu pek fazla önemli değilpeki böylemi örtünmeyi emretti
Okuduğum mesajları Genelleme yaparsam Herkes dini kendi menfaatlerine göre yaşamak istiyor,İslam kadına örtünmesini emretti,fakat burda bazı değerli kardeşlerimiz konuyu saptırmaktan başka bir iş yapmamışlar. bırakalım herkes inançlarını özgür bir biçimde hayatlarına aksettirsinler.Türkiye Aydınlığa ne zaman erecek ancak islami yasalarla yönetiltiğinde böyle bir şey gerçekleşir.Aksi halde Türkiyenin hali meydanda her gün bataklığa doğru sürükleniyoruz.
İslam hukukunun temelini teşkil eden meseleler vahye dayanır. Ana hatlarıyla Kur'an'da yer alır. Yani hukuki esaslar kainat Yaratıcısı tarafından tespit edilip tayin edilmiştir. Hangi devir, hangi iklim ve şartlar içinde yaşanırsa yaşansın bu esaslar toplumların huzur kaynağı ve rahat vesilesidir. Çünkü hükümler insan yaratılışına en uygun olanıdır. Kur'an'daki hükümler incelendiğinde, ilk göze çarpan husus bu hükümlerde insanın hem bedeni, hem de ruhi yapısının dikkate alınmış olasıdır.
Şahitlik meselesinde de bunu görmek mümkündür. Şahitlikle ilgili ayet-i kerimenin meali şöyledir.
"Erkeklerinizden iki şahit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa şahitlerden razı olacağınız bir erkek; biri unuttuğunda, şaşırdığında diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir..."(1)(1) Bakara Sûresi, 282.
Demek ki, buradaki esas mesele kadının yaratılışı ile doğrudan alakalıdır. Onun psikolojik yapısının bir gereğidir. Kadının esas mizacı heyecandır ve heyecanlarıyla yaşar. Bunun için düşünceler, aklından çok kalbine işler, tesirleri de o şekilde gelişir. Hadiseler karşısında pek tarafsız kalamaz. Merhamet ve şefkat tarafı ağır bastığından hadiselere sezgisiyle yaklaşır.
Bu hususiyetlerinden dolayı Kur'an, "Kadınlar unutabilirler, onun için şahitlikte onlara bir yardımcı verilmeli" diyor. Bunu, kadını yaratan Yüce Allah ifade buyuruyor. Öyle ise bu değişmeyen bir kaidedir. Kadınların içinde unutkan olmayan, bazı erkeklerden daha güçlü hafızaya sahip olanlar yok mudur? Şüphesiz vardır, ama umumi olarak kadınlarda bu psikolojik hal daha çok görülür. Hadiseyi akıllarında fazla tutamamaları normaldir.
Diğer yandan, kadın daha çok içe dönüktür. Kendine has bir dünyası vardır. Gün boyu ev işleriyle iç içedir. Çocuklarının bakımı ve terbiyesi ile meşguldür. Ticaret, alışveriş, iş hayatı siyasetle çok az kadın ilgilenir. Dış dünyanın bu kadar uzağında olan bir kadın hariçte olan hadiselere nasıl vakıf olacak, mahiyetlerini nasıl öğrenecek, aklında nasıl tutacak, şahitliğini ne nispette tam yapabilecektir?
İslamiyet şahitlik meselesinde kadına erkek kadar bir mükellefiyet yüklemeyip, iki kadının şahitliğini, bir erkeğe denk tutmakla onun hakkını zayi etmemiş, aksine onu korumuş, bir günaha düşmesini önlemiştir. Çünkü şahitlik büyük mesuliyet gerektiren bir iştir, ağır bir vazifedir.
Bu sadece kısacık bir cevap, istersen sana daha ayrıntılı cevaplar yazabilirim yazdığın bütün maddeler hakkında...
Bu kadar kör olamamak gerek. Bakamak vardır birde 'GÖRMEK' vardır.
Birazcık Kuran'ı Kerim'i açta oku... Bu palavralarına ancak senin gibi at gözlüğü ile bakıp göremeyenler inananır...
Kaynak bizim Kuran'ı Kerim'dir...
Yazdığın maddeleri kaynaklarıyla ispatla yoksa özür dilemeyi öğren...
evt kura-ı kerimde açık olan yerlerini ört denmiş.. ama nereni ört nasıl ört belirtilmemiş.. onu kendi akıl sağlığınla bulucaksın.. ikincisi islami yasa diye birşey yok... o senin manevi değerlerindir.. eğer islami yasalaştırmaya kalkarsan ozaman diğer mezhepten olan insanları hiçe sayar zorlamis olursun... kuran-ı kerimde de islamin zorlama dini değil barış dini olduğu açıkça belirtilmiş... kuran da insanlar şunu yapacak bunu yapacak diye birşey denmiyor.. müslümanlar için yapilmasi gerekli olanşeyler söyleniyor.. bizler müslüman olarak bunları yerine getiricez yada getirmicez bunlar bizim kanaatimize birakilmiş....
hiç bir devlet din i yönetimle yükselememiştir refaha huzura erememiştir... o yüzden bunca yasalar insanlar tarafindan yapilmaktadir.. sen bir devleti din devleti yaparsan o devletin çöküş ilanini verirsin köle olma yolunda hizla ilerlersin ( iraq - arap emirlikleri vs vs )..
neden din devleti olmamalı : birincisi din devleti kuracaksan dini gerekliliğine göre yönetileceksin yani dis dünyayla tamamen bağını koparmak zorundasın.... çünkü onların din anlayıslarıyla seninki çakışır.. onların giyim tarzıyla seninki çakışır onların yaşam tarzıyla senin çakışır...
ikincisi ise din devleti kurduğunda bazi akli selim vatandaşlar din adi altinda insanların beyinlerini yıkayıp onları birbirinden koparıp etik bir şekilde bölecektir.. yabancılardaki gibi misyonerler ortaya cikicak kendi çıkar ve görüşleri doğrultusunda insanları yönlendirip müslümanı müslümana düşman edeceklerdir... herkes bir başkasının sözüne güvenip peşinden koşucak kendi beyenmediklerini öldürmeye bile çalışacaktır.. ülke temelli bir kaos ortamına giricektir...
diceksin ki şimdiki diyanet işleri başkanı gibi bir başbakan çıkarırız tıpki irandaki gibi o herşeyi anlatır kanun yapar millette uyar? hangi kanuna uyacak millet ? şuanki kanunların bir çoğuna bile uymuyoruz.. üstüne cezası var dimi kanuna uymamanın... ama islam dini zorlama dini cezalandırma dini deildir.. sen dine göre yapilan kanuna uymadı diye insanlara ceza kesemezsin.. yada zorlayamazsın insanları buna... sen bunu yapmaya kalktiğin an iran gibi olursun.. bütün dünyayı karşına alir insanlarına zulm etmiş gözükür çöküşünü hazirlarsin.. ve sonunda da ülken parça parça olur ve insanlar köle gibi yaşamaya başlarlar.. tıpkı ıraq taki gibi.. saygılarımla
teşekkürler dostum.
kadının köleleştirilmesine hayır.