Resimlerle O An An Ve An....Yorumsuz

şu bi gerçekki islamda inanmak bile zorunlu değil allahın varlığını bile hatta sana şeytana bile tapmamanı bile zorlamaz ama eğer islama inanıyorsan müslümanlığın gerektiği edepte giyineceksin hem kadın için hem erkek için geçerli bu....eğer birileri islamın gerektiği edepte giyinmek istiyorsa ve sizde bunu kanunlarla yasaklıyorsanız bence asıl zorbalık budur....baş örtüsü müslümanlığın bir edebidir ve dinde yeri vardır ben artık bunları tartışmaya bile gerek görmüyorum...

(yoksa ister miniyle namaz kıl tabi kabul olursa )
 
Bizde tarih boyunca kadına böyle bir utanç ve zulüm reva görülmemiştir.Buyrun örtünme konusunda şeriatle yönetilen Osmanlı İmparatorluğunu örnek gösterenler için İmparatorluğun hanım sultanları.Hangisinde böyle korkunç bir görüntü var...


Son Padişah Vahideddin 'in kızı Sabiha Sultan

Son Halife Abdulmecid'in oğlu Ömer Faruk'un eşi









Padişah Vahideddin ve Halife Abdulmecid'in torunları Neslişah , Hanzade , Necla Hibetullah.



Son Halife Abdulmecid'in kızı prenses Dürrüşehvar eşi Haydarabat Nizamının oğlu ile



Son Halife Abdulmecid'in oğlu Ömer Faruk, eşi son padişah Vahideddin 'in kızı Sabiha sultan ve kızları Neslişah ile



Sabiha Sultan kızları Hanzade ve Necla Hibetullah



Neslişah Osmanoğlu

Kahire'de Kral Naibi ile evlenmiştir.
 
Gerçekten isteyen istediği yerde istediğini giyebiliyor mu ????
Mini etek giyen bir kadına taciz yapılmıyor mu ? Daha da kötüsü insanlar "o da öyle giyinmeseydi hak etti" diye düşünmüyorlar mı ?
weya tersine, inançlı insanlarımız başörtüsü taktıklarında radikal dinci damgası yemiyorlar mı ?
Ülkemizde serbestlikten söz edemeyiz. Erkek tarafından kadına uygulanan baskıda özellikle anadolu da hala çok etkindir. Daha gidecek çok yolumuz, alacak çok dersimiz war.
İran için sadece kadınlara mı baskı war sanıyorsunuz ? İranda internet yasak, uydu anteni yasak, dış dünyaya çıkışlar kısıtlı. Kendi içinde baskı uygulayan bir dewlet. O kadınlar tamamen özgür bir şekilde kapandılarsa ne mutlu onlara ama işin gerçeği öyle değil we aynı şeyler daha düşük dozda Türkiyede de war.

ya sizene be o ülkenin yasası böyle hadi gidin oradaki kadınlarında basını acın zorla cıkarıp atın carsaflarını o da mı batıyo size o kadınlar böyle ahlakla yetiştikleri için bu onlara cok normal geliyor böyle giyinmeleri insan ailesinden böyle görmüştür

Bu fotoğrafları görünce, türkiye aklıma geliyor.
Farkeden nedir? Orda kadını hepten kapatıyorlar,burda da hepten soymaya çalışıyorlar.

Sizin onlardan farkınız ne?



Burda Türban'dan bahsetmiyoruz....

Burdan Bundan Bahsediyoruz....


post-7-1182194187.jpg



Kadının gözlerine iyi bak aybüke bu kadın bunu ailesinden görmemi$tir....
 
Birileri bişeylerin farkına varmalı diye düşünüyorum, Yorumsuz ;)
 
Yorumsuz demişsin ya arkadaşım gerçekten yorum yapılamıyor bu resimlere. Erkek ile kadın her zaman eşittir. İyi valla ''otur oturduğun yerde, sen bana sadece çocuk yap'' bu sadece ve sadece köleliktir...

ya sizene be o ülkenin yasası böyle hadi gidin oradaki kadınlarında basını acın zorla cıkarıp atın carsaflarını o da mı batıyo size o kadınlar böyle ahlakla yetiştikleri için bu onlara cok normal geliyor böyle giyinmeleri insan ailesinden böyle görmüştür

Şimdi de size ne oluyor değil mi? Oralarda bu insanların giyimlerinin zorla değiştirilmesini görseydiniz -yani açsalardı zorla- hemen kıyameti koparırdınız insan hakları diye.Neden burada susuyorsunuz. Biz insanların taşlanmasını falan istemiyoruz. İnsanın yaşama hakkının savunucusuyuz. Bırakın din konusunda suçluysa şayet Allah versin cezasını.

herkes hakkettiği gibi yaşar.

bu şekilde yaşamak isteyenleri bırakalım istedikleri gibi yaşasınlar

ama benim yaşantıma bulaşmasınlar.

Evet herkes hakettiği gibi yaşar, hakettiği gibi yönetilir. Ancak bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın felsefesi herzaman yanlıştır. İnsanların bu şekilde zulmüne sessiz kalmamalıyız...
 
laik bi ülkedeyiz isteyen acık isteyen kapalı dolasır inanç özgürlüğü var istemeyen irana yolcu olabilir
 
diyecek tek söz var resimlerle müslümanlığın alakası yok. Örtünmenin dahi adabı vardır. Yazılanların bazıları doğru bazılarında çarpıtma vardır. Müslümanlık dini hoşgörü dinidir. Baskı zorlama söz konusu dahi değildir. Hele birinin canını yakmak hatta can almanın yeri bile yoktur. Herkes müslüman olur ama müslüman gibi yaşayamaz. Müslüman olmak bir ayrıcalıktır. Dinimizi iyi bilelim. Sözde müslüman değil özde müslüman olalım. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim de yazanların herşeyin bir manası ayrıntılı bir açıklaması vardır. Yeter ki öğrenmek isteyelim. Arapça çok zengin bir dildir. Kullandığımız kelimeler ya araplardan gelmiştir. ya da özentiliğini yaptıkları batı dillerinden gelmiştir. Ama laflar çarptırlıyor tabii<

Söylemek istediğim burada kadının hakkını savunurken Müslümanlık dini kötülenmek istenmiştir. Tabi ki yazan arkadaş şunu bilmiyor. Dinimiz dünya ya gelmeden önce kadının hiç bir değeri yoktu. Kız çocukları diri diri gömülüyordu. müslümanlık sayasinde bu cahillikden kurturdular.

Müslümanlığı doğru şekilde yaşayan kapalı hanımlarımıza sorabiliriz. Hepsi açık kadınlardan daha mutlu bir yaşam sürüyorlar. Sahşen ben kendi bacımın kız arkadaşımın dar şeyler bikini gibi şeyler giymesine karşıyım. Başka erkeklerin onlara bakmasına tahammül gösteremem ben değil erkek diyebileceğim kimse gösteremez. İran bakıp müslümanlık hakkında yorum yapmayınız. Onların müslümanlığı okadar.
 
diyecek tek söz var resimlerle müslümanlığın alakası yok. Örtünmenin dahi adabı vardır. Yazılanların bazıları doğru bazılarında çarpıtma vardır. Müslümanlık dini hoşgörü dinidir. Baskı zorlama söz konusu dahi değildir. Hele birinin canını yakmak hatta can almanın yeri bile yoktur. Herkes müslüman olur ama müslüman gibi yaşayamaz. Müslüman olmak bir ayrıcalıktır. Dinimizi iyi bilelim. Sözde müslüman değil özde müslüman olalım. Yüce kitabımız Kuran-ı Kerim de yazanların herşeyin bir manası ayrıntılı bir açıklaması vardır. Yeter ki öğrenmek isteyelim. Arapça çok zengin bir dildir. Kullandığımız kelimeler ya araplardan gelmiştir. ya da özentiliğini yaptıkları batı dillerinden gelmiştir. Ama laflar çarptırlıyor tabii<

Söylemek istediğim burada kadının hakkını savunurken Müslümanlık dini kötülenmek istenmiştir. Tabi ki yazan arkadaş şunu bilmiyor. Dinimiz dünya ya gelmeden önce kadının hiç bir değeri yoktu. Kız çocukları diri diri gömülüyordu. müslümanlık sayasinde bu cahillikden kurturdular.

Müslümanlığı doğru şekilde yaşayan kapalı hanımlarımıza sorabiliriz. Hepsi açık kadınlardan daha mutlu bir yaşam sürüyorlar. Sahşen ben kendi bacımın kız arkadaşımın dar şeyler bikini gibi şeyler giymesine karşıyım. Başka erkeklerin onlara bakmasına tahammül gösteremem ben değil erkek diyebileceğim kimse gösteremez. İran bakıp müslümanlık hakkında yorum yapmayınız. Onların müslümanlığı okadar.

arkadaş çok haklı burda inançlı insanları incitmemek lazım bizim ülkemizde tarihin hiç bir sayfasında böyle bir şey gerçekleşmemiştir kadınlar her zaman layık oldukları yeri korumuşlardır.ve dünyanın hiç bir yerinde bizim ülkemizde olduğu gibi kadına saygı gösterilmiyo sosyal hayatta onları incitmemek ve onları zor durumda bırakmamk onlara edebiyle yardımcı olmak için ellimizden geleni yaparız otobüste tırende cadde de heryerde her zaman özel bir muamele görmüşlerdir...bu muameleyi kadınlar dünyanın geriya kalan kısmında görmezler...türk milleti her zaman kadınına böyle muamele yapmıştır ve yapmaya devam edicektir
 
cehaletten başka bi şey değil
ama bunların türbanla bir alakası yoktur
umarım konu oraya çekilmez

Bak bende sana Başka Bir bilgi Vereyim


iyi okursan anlarsın



Milliyet gazetesi köşe yazarı Can Dündar, önceki gece NTV'deki programında internet adresine düşen bir mektuptan bölümler okudu.

''İran'da 3 Yılda Herkes Örtündü''

Mektup, Eski Tahran Büyükelçisi Korkmaz Haktanır'ın eşi Handan Haktanır'dan geliyordu. Haktanır, İran'daki örtünme konusundaki deneyimini aktarıyor, Türk kadınlarını uyanık olmaya çağırıyordu. Dündar da bugünkü yazısında bu mektuba yer verdi.

Can Dündar'ın yazısını Milliyet gazetesinden alıntılayarak aktarıyoruz:

Eski Tahran Büyükelçisi Korkmaz Haktanır'ın eşi Handan Haktanır'dan uyarı var:
"İran'da örtü okula sinsice girdi; 3 yılda herkes örtündü"
Önceki gece NTV'de akademisyenlerle türbanı tartışıyorduk, ki internet adresimize bir mektup düştü.

Tahran'da yaşamış, "adının açıklanmasını istemeyen" bir diplomat eşi, İran'daki örtünme konusundaki deneyimini aktarıyor, Türk kadınlarını uyanık olmaya çağırıyordu. İsmi kontrol ettik; doğruydu.

Mektup, 1991-94 yılları arasında Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği'ni yapan Korkmaz Haktanır'ın eşi Handan Haktanır'dan geliyordu.Yayında isim vermeden, mektuptan bölümler okudum.

Yayından sonra da kendisine ulaşıp mektubun tamamına bu köşede yer vermek için iznini istedim.

İşte Handan Haktanır'ın "türban uyarısı":

"Ruj süreni sopaladılar"
"Tahran'da görev yapmış bir diplomatın eşi olarak, türban konusunda düşündüklerimi bir iki cümleyle ifade etmek isterim:
Tayin yerimiz olan Tahran'a uçağımız inerken 'hicab'ımı başıma geçirdiğimde kendimi şöyle teselli ediyordum:

'Nasıl olsa burası benim ülkem değil. Birkaç yıl dişimi sıkar katlanırım. Çok şükür ki biz Atatürk kızlarıyız ve böyle şeyler bizim başımıza gelmez.'

Tahran'daki görev süremiz boyunca (gayrimüslimler de dahil olmak üzere) 'hicab'sız dolaşan tek bir kadın görmedim. Bir yabancı diplomatın eşi, şapka takarak bu yasağı delmeyi denedi, ancak devrim polisleri kendisini derhal ikaz ettiler.

Bir başkasının eşi ruj sürdüğü için karakola alındı ve ellerine sopalarla vuruldu. Bu hanım bir keresinde 'Eğer Müslümanlık buysa, Hıristiyan olduğum için çok şanslıyım' demişti.

"Süreç 3 yılda tamamlandı"
"Tayinimizin ilk günlerinde İranlı hanım dostlarım bana sürekli olarak Türk kadınlarının dikkatli olmalarını ve erkeklerin bilinçaltındaki güvensizlik duygularından ve endişelerden kaynaklanan bu uygulamanın, sinsice ve adım adım geldiğini söylüyorlardı.

Bir gün okullarına gittiklerinde kapıda 'Bundan böyle hicabsız derslere giremeyeceklerine' dair bir kâğıt bulmuşlardı.
Dedikleri kadarıyla, sürecin tamamlanması üç yıl almıştı. Ondan sonra ise çok geç olmuştu.
İtiraz edenlerin sayısı giderek azalmış, sonuçta yıllar sonra bu ortam içine doğan kızlar için 'hicab'lı olmak son derece doğal ve yerine getirilmesi gereken bir şart olarak algılanmaya başlanmıştı.

Bu uyarıları ben o zaman masal dinler gibi dinlemiştim. Evet, ben de onlar gibi giyiniyordum, ama bu benim değil onların sorunuydu. Bizim ülkemizde böyle şeyler olmazdı.

"Rüyamda korkuyordum"
Ancak, bir süre sonra vestiyerden 'hicab'ımı alıp taktığımı, ancak sokağa çıktıktan sonra fark ettiğimin ayırdına vardım. 'Hicab', benim için de artık bir refleks haline gelmişti.
 
çok saçma asıl cahiller bunlara inananlardır kandırıyorlar sizleri kullanıyorlar kendinizi kullandırtmayın...
 
Bir gün haksız ve haklı yerini bulacak ve cezalandırılacaktır..ressimler için saol...
 
post-7-1182192319.jpg




yobaza bak :D

bunun gibi olmaya çalışıyor bizim ülkemizdeki Beyinsizlerde.
kimse Türkiye de böyle olamaz,
ya sev ya terk et sözünü şovenist bi söz olarak karşılıyordum.
ama bu sözün şimdi tam oturduğunu düşünüyorum.
hatta terketme s.tr ol git.
 
Walla bu resimlere bi yorumum yokda dier ırkların dier dinlerin kadınlarına nasıl değer verdiğini çok iyi biliyorum turizmde çalışmış biri olarak.

Hangisi daha iyi artık herkez kendi özgür iradesine göre yorumlasın.Resimlerde benim de sevmediğim kareler var tabiki
 
Kadının şahitliği, erkeğin yarısıdır. Yani iki kadın ancak bir erkeğe eşittir.


Kadın mirastan erkeğin yarısı kadar pay alabilir.


Kadının boşama hakkı yoktur.


Kadın bir erkeğin ikinci, üçüncü, dördüncü karısı olabilir.


Kadının yeri evidir. Mecbur olmadıkça dışarı çıkmamalıdır. Dışarı çıkmak zorunda ise bütün vücudunu kapatmalıdır. Yüzünü de peçe ile örtmelidir.


Kadın erkeğinin birkaç adım arkasından yürümelidir.


Kadının kocasına itaati Allah’a itaati gibidir.


Kadının cennete girebilmesi kocasının rızasını kazanmasına bağlıdır.


Kadın yönetici / devlet başakanı olamaz. Seçme ve seçilme hakkı yoktur.


Arapça kutsaldır. Arapça dışında başka bir dil ile ibadet yapılamaz.


Cennet dili Arapçadır.

Kur’an Arapçadır.

Peygamber Araptır. Bu nedenle Arapları sevmek, Arapçayı sevmek, Arap kültürünü sevmek şeriatın gereğidir.


Arap gibi giyinmek sevaptır. Sarık, cübbe vs. kıyafetleri giymek dindarlık alametidir.


Kadın ve erkek bir arada bulunamaz. Kadın ve erkek bir arada eğitim göremez. Kadın ve erkek bir arada ibadet bile yapamaz.


Kadın hastayı erkek doktor muayene edemez.


Şarkı söylemek, Türkü çağırmak, müzik dinlemek günahtır. ( Bunlarla ilgili kütüb- ü sitte’de bir yığın hadis bulunmaktadır.)


Kadının sesi erkeğe haramdır.


Resim, heykel, opera, bale, tiyatro ve benzerleri günahtır

Laikliği savunduğunu söyleyenler bu kurallara kesinlikle karşı çıkmalıdıré [/SIZE][/FONT][/CENTER][/B]




Ben sadece konuyu açtım
Maksat bilgilendirme olsun...die bu budur die 1 şey idda etmiyorum...

Sadece Yorumsuz....

teşekkürler dostum.

kadının köleleştirilmesine hayır.


İslam hukukunun temelini teşkil eden meseleler vahye dayanır. Ana hatlarıyla Kur'an'da yer alır. Yani hukuki esaslar kainat Yaratıcısı tarafından tespit edilip tayin edilmiştir. Hangi devir, hangi iklim ve şartlar içinde yaşanırsa yaşansın bu esaslar toplumların huzur kaynağı ve rahat vesilesidir. Çünkü hükümler insan yaratılışına en uygun olanıdır. Kur'an'daki hükümler incelendiğinde, ilk göze çarpan husus bu hükümlerde insanın hem bedeni, hem de ruhi yapısının dikkate alınmış olasıdır.

Şahitlik meselesinde de bunu görmek mümkündür. Şahitlikle ilgili ayet-i kerimenin meali şöyledir.


"Erkeklerinizden iki şahit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa şahitlerden razı olacağınız bir erkek; biri unuttuğunda, şaşırdığında diğeri ona hatırlatacak iki kadın olabilir..."(1)(1) Bakara Sûresi, 282.


Demek ki, buradaki esas mesele kadının yaratılışı ile doğrudan alakalıdır. Onun psikolojik yapısının bir gereğidir. Kadının esas mizacı heyecandır ve heyecanlarıyla yaşar. Bunun için düşünceler, aklından çok kalbine işler, tesirleri de o şekilde gelişir. Hadiseler karşısında pek tarafsız kalamaz. Merhamet ve şefkat tarafı ağır bastığından hadiselere sezgisiyle yaklaşır.

Bu hususiyetlerinden dolayı Kur'an, "Kadınlar unutabilirler, onun için şahitlikte onlara bir yardımcı verilmeli" diyor. Bunu, kadını yaratan Yüce Allah ifade buyuruyor. Öyle ise bu değişmeyen bir kaidedir. Kadınların içinde unutkan olmayan, bazı erkeklerden daha güçlü hafızaya sahip olanlar yok mudur? Şüphesiz vardır, ama umumi olarak kadınlarda bu psikolojik hal daha çok görülür. Hadiseyi akıllarında fazla tutamamaları normaldir.

Diğer yandan, kadın daha çok içe dönüktür. Kendine has bir dünyası vardır. Gün boyu ev işleriyle iç içedir. Çocuklarının bakımı ve terbiyesi ile meşguldür. Ticaret, alışveriş, iş hayatı siyasetle çok az kadın ilgilenir. Dış dünyanın bu kadar uzağında olan bir kadın hariçte olan hadiselere nasıl vakıf olacak, mahiyetlerini nasıl öğrenecek, aklında nasıl tutacak, şahitliğini ne nispette tam yapabilecektir?

İslamiyet şahitlik meselesinde kadına erkek kadar bir mükellefiyet yüklemeyip, iki kadının şahitliğini, bir erkeğe denk tutmakla onun hakkını zayi etmemiş, aksine onu korumuş, bir günaha düşmesini önlemiştir. Çünkü şahitlik büyük mesuliyet gerektiren bir iştir, ağır bir vazifedir.


Bu sadece kısacık bir cevap, istersen sana daha ayrıntılı cevaplar yazabilirim yazdığın bütün maddeler hakkında...
Bu kadar kör olamamak gerek. Bakamak vardır birde 'GÖRMEK' vardır.
Birazcık Kuran'ı Kerim'i açta oku... Bu palavralarına ancak senin gibi at gözlüğü ile bakıp göremeyenler inananır...
Kaynak bizim Kuran'ı Kerim'dir...
Yazdığın maddeleri kaynaklarıyla ispatla yoksa özür dilemeyi öğren...
 
zaten arapların ve arapçanın kutsal bir dil halinde gören zihniyetlere şaşıyorum doğrusu..
artı bu türban denen şey nedir.. türbanla kara çarşafı birbirinden ayırt edelim lütfen
kara çarşafla dolaşan ağzı gözü gözükmeyen birinede türbanlı deniliyor..
güzeLce benim annem gibi ninem gibi başını eşarpla örtenede türban deniliyo...
ama nedense benim anneme bu yaşına kadar niçin türbanlısın çıkar onu diyen olmadı..
bizim adetimizde usulumüzde vardı rbu müslümanız sonuçta ama kara çarşafa ve aşırısına Türkiye Rejimine aykırı olan bir kara çarşafa ve şeriat'e her zaman hayır.
 
bir kişinin yaptığını bütüne genellemenin doğru olmadığını düşünüyorrum
 
Bu resimlerle,bu uydurma fetvalarla kime ne mesaj vermek istiyorsun.Türkiyede bunu isteyecek
bir kadın yada erkek varmıdır sence.
Eşleriniz size Allah'ın emanetidir,diyen bir dinin mensubu Allah emanetine bu yazdıklarınızın hangisini
reva görebilir.İslamı yaşamayanların günahını islama yükleme gayretleri size ne kazandıracaktır.

bir bakıma haklısın ama inan bu tür yaşayan insanlar fazlasıyla var Türkiyede. Ben 7 8 yaşımda sokakta top oynarken "Neden kısa şort giyiyosun." "Allah sizi vitnivizyondan (televizyondan) kurtarsın." diyen insanlar gördüm. Bu yüzden emin ol bu ilkellikte yaşayan insan çok var.

tabiki bu fotoğrafların savunulacak bir yanı yok. ancak aşağıda verilen hükümlerin bazıları bana görede yanlış. Bu ilkelliği yaşayan insanların islamla bir alakası olduğunu düşünmüyorum. İslamı anlayan zaten bir insana düşüncesinden dolayı zarar vermez; ki Peygamber Efendimizin Hristiyan esirlere bile nasıl davrandığını herkes çok iyi biliyor. Bu yüzden bu ilkel resimlere yorum yaparken bunlarıda göz önünde bulundurmak lazım. Bu insanları gösterip Dini yobazlık diye göstermek çok yanlış bir tutum.
 
Geri
Üst