Ergenekon İddianamesi Çürük Çıktı

Vtnsvr

New member
Rıza Zelyut - Güneş Gazetesi




Size, şu Ergenekon terör örgütü denilen örgütün kimin ifadesine dayanılarak uydurulduğunu anlatacağım.

O zaman Türkiye'de hukukun nasıl siyasallaştırıldığını ve AKP'nin emrine sokulduğunu anlayacaksınız.

Ve göreceksiniz ki İlhan Selçuk, Doğu Perinçek gibi isimlerin gözaltına alınması; sıradan bir olay değildir.

Olayın tarikatçilerle cumhuriyetçilerin mücadelesinin yansıması olduğunu kavrayacaksını z.
Ve işin gerisinde ABD emperyalizminin bulunduğunu göreceksiniz.

***

Önce işin savcı boyutuna bakalım:

Ergenekon adı verilerek Türk kimliğinin kötü gösterilmek istendiği bu operasyondan sorumlu Savcı Zekeriya Öz'ü de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na şikayet ediyorum.

Çünkü, bu davanın iddianamesi veya iddianamenin nasıl olacağı yolunda, dinci/tarikatç i gazetelere ve burada çalışan özel görevli köşe yazarlarına bilgi sızdırılmıştır.

Bunu en açık biçimde, hükümetin sözcüsü gibi yayın yapan Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Fehmi Koru'nun yazdıklarından anlıyoruz.

Fehmi Koru; nasıl bir gelişme olacağını operasyonlardan önce yazmıştır.

Fehmi Koru, Bilderberg toplantılarına eklenerek Amerikan görevlisi haline getirilmiş isimlerden birisidir.

Yine Uzan'lardan alınıp Fethullahçı kesime verilen Star Gazetesi de bu sızdırılmış bilgileri kullanmaktadır.

Bu gazeteye Ankara Temsilcisi yapılan Şamil Tayyar isimli kim olduğu bilinmeyen bir şahıs, iddianameyi sanki kendisi yazmış gibi ipuçlarını köşesine aktarmıştır.

Ve polis şefi edasıyla da savcılara sanki yön vermektedir.

Yine Fethullahçı sermayenin yayımladığı Bugün Gazetesi'nde, operasyon daha yapılmadan iki önemli isimle ilgili haber yapılmış ve bu manşetten verilmiştir.

Yine Fethullahçı sermayenin eline geçen Sabah Gazetesi'nde Ergenekon operasyonu ile ilgili iddialar ayrıntısıyla yer almıştır.

Fethullahçılar'ı n, eline Taraf diye bir gazete verdikleri, sözde solcu, Amerikan kovboyu Ahmet Altan, operasyondan önce Hitler subayı gibi,

'Darbeci Kemalistler' e Türkiye'yi dar edeceğiz!'

diye köşesinde esip gürleyerek, iddianameden haberdar olduğunu açığa vuruyordu.

Demek ki bu hükümet yanlısı tarikat gazetelerine, bunların çıkarcı yazarlarına bilgi sızdırılıyor.
Bu gazeteler de elde ettikleri bu bilgileri çarpıtarak dürüst, vatansever, namuslu cumhuriyetçileri karalıyorlar.

Şimdi Savcı Öz'e soruyorum: Bu, adalet midir?

TUNCAY GÜNEY

Ergenekon suçlamasında dayanak noktalarından birisi de Tuncay Güney'in ifadesi...

Tuncay Güney'i iyi tanırım.

Onu size anlatayım da şu Ergenekon çetesinin nasıl uydurulduğunu anlayın:

1995-96'da ben Akşam Gazetesi'nde yazardım o ise muhabirlik yapıyordu.

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Behiç Kılıç idi.

O dönemde sert bir ANAP-DYP rekabeti vardı.

Özer Çiller; Behiç Kılıç'a bir fotoğraf gönderir ve bunun gerçek olup olmadığını bir gazeteci gözüyle incelemesini rica eder.

Fotoğraf'ta Mesut Yılmaz bir toplantıdan çıkmaktadır ve arkasında da Abdullah Çatlı gözükmektedir.

Bu fotoğrafı, Afyon'dan milletvekilliğ i yapmış bir DYP'li, ANAP Lideri Mesut Yılmaz'a karşı kullanılması için 20 bin dolara birisinden satın almıştır.

Behiç Kılıç, Mustafa Dolu gibi gazetecilerin incelediği bu fotoğrafın kurgu (sahte) olduğu anlaşılır.

Ve nereden geldiği araştırılınca da Tuncay Güney'e ulaşılır...

Bu fotoğraf sahtekarlığı hakkında Mesut Yılmaz'dan başka Yaşar Okuyan'ın da bilgisi vardır.

Tuncay, Fethullah Gülen'in Zaman Gazetesi'nde çalışmış (yetişmiş) birisidir.

Oradan; Mehmet Ali Ilıcak aracılığıyla Akşam'a aktarılmıştır.

Bu sahtekar, "Kuzey Irak'a gideceğim, Talabani ile röportaj yapacağım" diye Akşam Gazetesi'nden iyi bir para alır, gider.

Bir hafta sonra döndüğünde; Talabani'nin çok ötelerinde, ilgisiz bir yerde göründüğü bir fotoğraf vardır elinde.

Röportajı da oturmuş; masa başında yazmıştır.

Bu yüzden ikinci kez hırpalanır...

Tuncay; bununla da yetinmez...

Akşam Gazetesi'nin arşivinde bulunan Susurlukçularla ilgili meşhur fotoğrafı çalar, Radikal Gazetesi'ne satar....

Ve bu anlaşılınca da kaçar...

İnanmayan varsa Tercüman Gazetesi Başyazarı Behiç Kılıç'a veya Akşam Yazarı Mustafa Dolu'ya sorabilir.

Tuncay Güney; şimdi Kanada'da imiş...

Ve Yahudiliğe hizmet etmekte imiş...

Tanrısal İsrail'in kurulması için çalışıyormuş.

Yani Nil'den Fırat'a kadar uzanan toprakların Yahudi egemenliğine geçmesi için mücadele eden bir gönüllü imiş o.

Dünkü; Yeni Şafak Gazetesi Tuncay'ın Yahudileştiğini haber olarak verdi de Ergenekon Savcısı'na sormadı:

'Ey Zekeriya Bey; böyle sahtekar ve yabancı ajanı birisinin ifadesine dayanarak sen nasıl iddianame hazırlarsın?'


Behiç Kılıç, diyor ki:

'Tuncay; sersem sepelek bir tipti.

Bize Fethullahçılardan, Amerikan Elçiliği'nden, bazı askerlerden güya haberler getirirdi.

Belliydi ki isteyen istediği gibi kullanıyordu. '

Bağlantıyı görüyor musunuz?

Fethullah mektebinde yetiştirilen ve şimdi Yahuduliğe hizmet eden bir sahtekar var karşımızda.

Bu kişiden alınan ifadeler kullanılarak, Veli Küçük üzerinden Cumhuriyet Gazetesi ve İşçi Partisi terör örgütü üyesi gösterilmeye çalışılıyor.

Olayın Amerika'da pişirilip, Fethullahçılar üzerinden polise (Polisteki Fethullahçı isimleri Aydınlık yayımlamıştı) ve adliyeye (Şu Van savcısı Ferhat Sarıkaya'yı hatırlayın) intikal ettirildiğini acaba anlayabiliyor muyuz?

Ve okuyucularıma bir soru:

Savcı Zekeriya Öz, Tuncay Güney'in kimliğini anladıktan sonra iddianamesini değiştirmeli mi değiştirmemeli mi?
 

Vtnsvr

New member
Bir Yıldır Hazırlanamayan İddianameye Açlık Grevi

Internetajans






"Ergenekon" soruşturmasından aylardır göz altında tutulanlar iddianameyi bekliyor.
İddianameyi hala hazırlayamayan ve medyaya sürekli olarak

“15 gün içinde hazırlanacak”

açıklaması yapan İstanbul Cumhuriyet Savcılarını "Ergenekon" soruşturmasından aylardır göz altında tutulanlar protesto ettiler.

İnternetajans'ın edindiği bilgilere göre Tayip Erdoğan’ın talimatı ile hareket eden savcıları protesto etmek isteyen Ergenekon kapsamındaki tutuklular “açlık grevi” yapmaya hazırlanıyor.

Savcı Zekeriya Öz 20 Mayıs’a kadar iddianameyi hazırlamazsa, Kandıra F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan akademisyen, asker ve gazeteciler açlık grevine başlayacak.
 

sergahcan

New member
bu dava iddianame hazırlanamayacak bir dava. nedenide çok basit, çünkü dayandırıldığı kişi ve kanıt diye sunulanlar kimseyi mahkum etmeye yetecek güçte değil. diyorlarki milyonlarca sayfa belge var. gelde gülme, süper ötesi savcı nasıl okuyup hazırlamış onca belgeyi. insan ömrü yetmez. bu belge diye uydurulan şeyler sadece oyalama amaçlı dayanaksız içi boş şeyler çıkacak eğer ömrümüz yeterde dava açılırsa. çünkü amaç zaten çok belge var diyerek insanları oyalamak ve dava açılmasını geciktirmek. göreceksiniz kim karşı gelirse akp ye ve dolayısı ile AB-D li abilere bu iddianamesiz davanın muhatabı olarak içeriye buyur edilecek. serdengeçti bu konuda haklısın, çok kişi çürüyecek içerde, ama suçlu oldukları için değil, yargıyı siyasallaştırdığı için birileri. saygılarımla...
 

sedapinar

New member
Ergenekon ile ilgili bir iddia daha yalan çıktı..

Veli Küçük’ün yanındaki Arslan değil iddiası



İşçi Partisi genel başkan vekili Mehmet Bedri Gültekin, İsveç'te düzenlenen 5. Dünya Azerbeycanlılar Kongresi sırasında Veli Küçük'ün yanında görüntülenen kişiye ait 3 ayrı fotoğrafı medyaya gösterdi. Bedri Gültekin, "Alparslan Arslan olduğu iddia edilen kişi, halen İsveç'in Stockholm kentinde yaşayan Mehmet adlı Azeri gençtir. Alparslan Arslan'ın İsveç'ten vize aldığına dair bir kayıt ta yoktur" dedi.

Nahçivan eski İçişleri Bakanı Siyavuş Mutafayev'in de kendilerini doğruladığını savunan Gültekin, fotoğraflara dikkatli bakıldığında resimdeki kişi ile Alparslan Arslan arasındaki farkların açıkça görüleceğini söyledi.

Gültekin'in açıklamaları şu şekilde:

Bu ünlü fotoğraf, 20 Mayıs 2005 tarihinde İsveç'te düzenlenen 5. Dünya Azerbaycanlılar Kongresi'nde (DAK) çekildi. Fotoğrafı çeken de, Kürtçe yayın yapan Azadiya Welad gazetesinden Mizgin Bingöl. Fotoğraf ilk kez, 31 Mayıs 2005 tarihli Azadiya Welad'ta yayımlandı. 2 Ağustos'ta da PKK yanlısı Özgür Gündem'de... Yani Danıştay saldırısından tam 11 ay önce.

Danıştay saldırısından 7 ay sonra 22 Ocak 2007 tarihinde Özgür Gündem bombayı patlattı: Gazete, E. General Küçük'ün yanındaki kişinin Alparslan Arslan olduğunu iddia etti, Danıştay suikastı ve Hrant Dink cinayetiyle bağlantı kurdu. "Operasyon medyası" böylece bu fotoğrafı keşfetti ve fotoğrafı o günden bu yana gündemden hiç düşürmedi.

İSVEÇ RESMİ MAKAMLARI: "ALPARSLAN ARSLAN İSMİ, KAYITLARIMIZDA YOK!"

Arkadaşlarımız İsveç'teki Azerbaycanlılar Kongresi'ni (DAK) düzenleyen Dr. Cevad Derahti'yle görüştüler. Derahti, DAK'a katılım listesinde Alparslan Arslan isminde birinin olmadığını ve fotoğrafta Veli Küçük'ün yanında bulunan kişinin de Azerbaycan vatandaşı olduğunu söyledi. Azeri gencinin halen İsveç'te bulunduğunu vurgulayan Dr. Derahti, "Kongreye Türkiye'den bir kişi katıldı, o da E. Tuğgeneral Veli Küçük" dedi.

Kongreye katılan Nahçıvan Eski İçişleri Bakanı Siyavuş Mustafayev de Veli Küçük'ün yanında bulunan ve Alparslan Arslan olduğu iddia edilen kişinin "Mehmet" isimli bir Azeri genci olduğunu doğruladı. Gencin oturma izni olmadığı için sıkıntılar yaşadığını söyleyen Mustafayev, "fotoğrafın yayınlanmasıyla Mehmet kayboldu" dedi.

İsveç Göçmen Dairesi'ne "Alparslan Arslan'ın vize isteyip istemediğini" sorduk. Göçmen Dairesi Basın Merkezi'nden Louise Utter imzası ile kısa ve net yanıt geldi: "Verdiğiniz bu isimde kimse, dairemiz bilgisayarlarının bilgi deposunda bulunmamaktadır."


BABA ARSLAN: ALPARSLAN İSVEÇ'E GİTMEDİ
Alparslan Arslan'ın babası İdris Arslan ve avukat arkadaşları da fotoğraftaki kişinin Alparslan Arslan'la uzaktan yakından alakası olmadığını ısrarla belirtiyorlar. Fotoğraf konusunda açıklama yapan İdris Arslan, oğlunun hiçbir zaman İsveç'e gitmediğini söylüyor. Alparslan Arslan'ın 1998 yılında karayolu ile Avusturya'ya gittiğini ve birlikte havayolu ile Türkiye'ye dönüş yaptıklarını belirten Arslan, operasyon medyasında yayımlanan "orijinal" diye adlandırılan fotoğrafla, albümünde bulunan fotoğrafları karşılaştırarak şöyle konuşmuştur:

"Alparslan 1,82 cm. boyunda, General Veli Küçük ise o boyda yok. (Veli Küçük 1,72 cm.) Alparslan'ın kaşları ile gözleri arasındaki mesafe azdır ancak o fotoğraftaki kişide daha fazla. Alparslan'ın boynu ince, diğer kişinin boynu kalın. Ayrıca Alparslan'ı kot pantolon ile görmezsiniz, sürekli takım elbise giyerdi."

ALPARSLAN ARSLAN: "KESİNLİKLE BEN DEĞİLİM, BASIN ADIMI KULLANMASIN!"

Milli Eğitim müfettişliğinden emekli baba İdris Arslan, kendisine sorulan "basında çıkan fotoğraftaki kişinin boynundan kulaklık da sarkıyor. Alparslan radyo ya da kasetçalar dinler miydi?" şeklindeki sorumuza şu yanıtı vermiştir: "Alparslan'ın kulaklık takması mümkün mü? Siz Alparslan'ın alnına kurşun sıksanız yine o kulaklığı takmaz. Manipülasyon yapılıyor. Burada bir yönlendirme söz konusu. Alparslan ile sürekli görüşüyorum. Alparslan'ın Ergenekon ile hiçbir ilgisi yok."

Baba Arslan, oğlunun fotoğrafı incelediğini ve "Kesinlikle ben değilim. Basın benim adımı kullanmasın" dediğini söylüyor.

İdris Arslan ayrıca şu bilgileri vermektedir:
"Taraf gazetesine Alparslan Arslan'ın 2005 yılında çekilmiş üç fotoğrafını verdim. ‘Elinizdeki fotoğrafla karşılaştırın ve Alparslan olmadığını anlayacaksınız' dedim. Ancak hem Taraf gazetesi, hem diğer gazeteler sözlerimi çarpıtarak yansıttıkları gibi daha sonra fotoğraf ‘orijinal' çıktı diye haber yaptılar."

NTV
 

kurtstrr

New member
kendi gazetesini bombalatan, örgüt kurup çocukların eline elbombası verenlerimi savunuyorsunuz ilginç
 

sergahcan

New member
kendi gazetesini bombalatan, örgüt kurup çocukların eline elbombası verenlerimi savunuyorsunuz ilginç
iddianame hazırlanıp dava sonuçlandıda bizmi farketmedik. yoksa sen hem hakim hem savcı olup her şeyi kanıtladında bizdenmi gizliyorsun. suçları hakkında kimsenin ne olduğunu bilmediği bir davada yargıyı vermişsin ilginç. bekle ve gör diyeceğimde boş olur. sen zaten biliyorsun bunların saçma olduğunu. derdin hukuk yada adalet olsa bu nasıl davaki hala iddianamesi yok der az düşünürdün. ama maksat çamur at izi kalsın. hiç ilginç değilsin, sadece sıktı bu numaralarınız. devam et belki doğru yolu bulursun.( Türkler klonlamada çok ilerledi, sanal klonlarla çığır açtık) saygılarımla
 

turboo

New member
kendi gazetesini bombalatan, örgüt kurup çocukların eline elbombası verenlerimi savunuyorsunuz ilginç

kendi gazetesini bombaladığını biliyormusun ki böyle kesin konuşuyorsun...


hiç bir şey kanıtlıyamayıp iftira eden aşşağılık yobazlardan bıktık bu yüzden kanıtın varsa savcılarımıza ver polislerimize ver bu bilgileri hem vatana hizmet etmiş olursun hem hayıra geçersin..
 

toros001

Banned
Ergenekon yok olsa bile soruşturacak bir şey yok bu adamlar herhalde ergenekon ismini koyduğuna göre birazcıkta olsa devleti düşünüyorlar. :):):)
 

bazukaa

New member
adaleti üçkaatt dayanaksız mesnetsiz iftiralar üzerine inşaa etmeye çalışmak hukuk değil düzenbazlıktır.
bunları yapabilmek için satılmış olmak lazım namussuz şerefsiz onursuz olmak lazım bunları yapabilmek için amerikan köpeği olmak lazım...
 

kaptan61ts

New member
Keşke Darbe Olsaydı Da Bunca özelleştirme , Bunca Toprak Satısı , Olmasaydı Diyoruz....! Halk Darbe Istiyor Ne Olmuş Hükümette Istiyor Belkide Dolaylı Dile Getirip , Taciz Ateşi Yapıyor...!
 

siyah357

New member
İddianeme yok ama 52 kişi içeride değilmi iddianamenin olmadığını nerden biliyosunuz.gerçeklik payı olmasa ve kanıtlar olmasa 2 paşa içeride olmazdı şimdi değilmi.Suçsuz olsa diğerleri gibi serbest bırakılırdı.Ve evlerinde bulunan el bombaları bunlarda düzmece değilmi.Komik olmayın ve işinize geldiği gibi değerlendirmeyin lütfen.Bu ülkenin zararına iş yapan herkes adalet karşısında hesap verecektir.Bu arada 2500 sayfalık iddianame var bırakında sizinle paylaşmasınlar bu iddianameyi:D
 

gurcan_b

New member
"Size, şu Ergenekon terör örgütü denilen örgütün kimin ifadesine dayanılarak uydurulduğunu anlatacağım.
O zaman Türkiye'de hukukun nasıl siyasallaştırıldığını ve AKP'nin emrine sokulduğunu anlayacaksınız. "

Sadece su usttekı ıkı satırı okumak yeter bu yazıya gulmeye.
ya yargı akpnin elinde olsa akp kendi için kapatma davası mı acmıs oluyo yani .
bu ne yaman celıskı bir yandan yargi akpnin elinde bir yandan yargı akpye kapatma davasi acıyo. cok komık ya.
 

shamur_80

New member
"Size, şu Ergenekon terör örgütü denilen örgütün kimin ifadesine dayanılarak uydurulduğunu anlatacağım.
O zaman Türkiye'de hukukun nasıl siyasallaştırıldığını ve AKP'nin emrine sokulduğunu anlayacaksınız. "

Sadece su usttekı ıkı satırı okumak yeter bu yazıya gulmeye.
ya yargı akpnin elinde olsa akp kendi için kapatma davası mı acmıs oluyo yani .
bu ne yaman celıskı bir yandan yargi akpnin elinde bir yandan yargı akpye kapatma davasi acıyo. cok komık ya.

yargının içinde ak partiyi destekleyenler yok degilmii bütün yargıçlar hakimler hepsii alayııı chpliii yaa böyle bir mantık varmı.. türkiyede ortalamaya vurursan her 2 kişiden biri ak partiye oy verdi buda demek oluyorki savcılardan bazıları avukatlardan bazıları ak partili kabul etmemek senin elinde..

yargının bazı bölümleri kendi elinde olabilir. zaten elinde olmayan tarafıı kendisine kapatma davası açmış bulunmaktadır.
 

HTML

Üst