Serdengeçti
Banned
- Katılım
- 8 May 2007
- Mesajlar
- 1,808
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
AKP'NİN SAVUNMASI BUDUR
01 Mayıs 2008 07:38AKP, kapatma davasıyla ilgili ön savunmasını Anayasa Mahkemesi’ne dün verdi.
Parti'nin ön savunmasında demokratik hayatın vazgeçilmezi olan siyasi partilerin kapatılması son çare ve istisnai durum olarak değerlendiriliyor. Kopenhag Siyasi Kriterleri ile partilerin şiddet ve teröre bulaşmaları durumunda kapatılmasını öngören Venedik Kriterleri referans gösteriliyor. Savunmada şu görüşlere yer veriliyor:
AKP, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanı iken Fethullah Gülen okullarıyla ilgili bir genelgesini kapatma gerekçesi sayan iddianameye, bu okulların ziyaretçileri arasında bir generalin de yer aldığı savıyla yanıt verdi.
Gülen okullarının geçmişte Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar tarafından da ziyaret edildiğini belirten AKP, savunma dosyasına, ziyaretçilerce imzalanan okul anı defterlerinin fotokopilerini de koydu. Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Kazakistan Cumhurbaşkanı'na Süleyman Demirel'in de 1993'te Gürcistan Devlet Başkanı'na okullara ilgili gönderdiği mektuplar ile eski Başbakan Bülent Ecevit'in "Bu okulların ziyaretçilerinden kimi dinlemişsem hep övgüyle bahsettiler, aleyhte konuşan tek kişi görmedim" sözleri de yer aldı.
Malezya'da News Straits Times Gazetesi'ne, "modern bir İslam devleti olarak Türkiye, medeniyetlerin uyumuna örnek olabilir" diye demeç verdiği öne sürülen Başbakan Tayyip Erdoğan'ın böyle bir ifade kullanmadığı, aksine bu ifadeyi düzelttiğine ilişkin İngilizce ve Türkçe küpür ve metinler de savunma dosyasında yer aldı.
Kenan Evren Örneği
Gül'ün Cumhurbaşkanı olarak yargılanamayacağı kaydedilen savunmada, Gül'ün sadece Cumhurbaşkanlığına ilişkin eylemleri değil, Dışişleri Bakanlığı sırasındaki eylemlerinin de kapatma davası çerçevesinde yargılanamayacağı belirtildi. Bu eylemlerin parti tüzel kişiliğine yüklenemeyeceği görüşüne de yer verildi. Eski Cumhurbaşkanlarından Kenan Evren'le ilgili "Cumhurbaşkanının yargılanamayacağına" ilişkin yargı kararlarının da anımsatıldı. Savunmada, Bülent Arınç'ın, Meclis Başkanlığı dönemindeki, "laikliğin yeniden tanımlanması" gerektiğine ilişkin sözlerinin de parti tüzel kişiliğini bağlamayacağı öne sürüldü.
Şiddete bulaşmadık
AHİM kararları çerçevesinde şiddete bulaşan partilerin kapatılabileceği, AKP'nin ise yüzde 47 oy almış, AB ile müzakere sürecine girmiş bir iktidar partisi olduğu anımsatılan savunmada, kapatmanın da son çare olduğu, önce uyarı mekanizmasının işletilmesi gerekirken bunun yapılmadığı da belirtildi. Türban dahil kapatma gerekçesi sayılan bir çok eylem, "demokratikleşme" ve "özgürlükler" kapsamında değerlendirildi.
Belediyelerin eylemleri delil olamaz
Anayasa'da güçler ayrılığı ilkesi vardır. Başsavcı'nın yasama ve yürütmenin tüm eylemlerinden hükümeti ve AK Parti'yi sorumlu tutması Anayasa'da yer alan güçler ayrılığı ilkesi ile örtüşmüyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve belediyelerin eylemleri idari işlemler kapsamında Danıştay tarafından denetlenmektedir. Bunların eylem ve faaliyetleri partiye mal edilemez.
İdarenin her türlü işleminden Danıştay sorumlu
İddianamede sıkça geçen içki ruhsatı, kırmızı sokak oluşturma çabası gibi yerel yönetimlerin faaliyetleri Danıştay denetimine tabidir. Bu eylemlerin suç sayılması Danıştay'ın görevini yerine getirmediği sonucunu doğurur. Bu nedenle idarenin işlemleri parti kapatmaya delil olarak gösterilemez.
Seçim tarihi bile yanlış
İddianame özensiz bir şekilde hazırlanmıştır. İddianamede seçim tarihi bile 22 Temmuz 2008 olarak yer almıştır.
Tekzipler dikkate alınmadı
Laiklik karşıtı olma isnadı daha çok gazete kupürlerine dayandırılmasına rağmen bu haberlere gönderilen tekzipler dikkate alınmamıştır.
Değişiklikte 411 vekilin imzası var
Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinin değiştirilmesi teklifi MHP ile birlikte hazırlandı. Teklifte 411 milletvekilinin imzası var. Bu girişim yasama faaliyetidir. Milletvekilleri, yasama faaliyetlerinden dolayı suçlanamaz. Anayasaya karşı bir yasama faaliyeti olursa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir. Henüz Anayasa Mahkemesi'nin bile karar vermediği bu konudan dolayı suçlama yapılması ve siyasi yasak istenmesi doğru değildir.
Ek 17, henüz Meclis'te görüşülmedi
Başörtüsü yasağına karşı hazırlanan YÖK Kanunu Ek 17. maddesi henüz Meclis'te görüşülmedi. Sırf teklife imza attığı için bile dava konusu olan milletvekilleri bulunuyor.
Arınç'ın sözleri partiyi bağlamaz
Meclis başkanları seçilir seçilmez partiyle bağları kesilir. Bu yüzden eski Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın başkanlığı dönemine ait suçlamalar da partiye mal edilemez. Eski TBMM Başkanı Arınç'a ait suçlamalar görev yaptığı dönemde yapılmış açıklama ve eylemleri kapsamaktadır. Meclis başkanlarının yargılanmalarına da içtüzük gereği Meclis karar verir.
Mahkeme kararları eleştirilebilir
Başbakan Erdoğan, bakanlar ve parti yöneticilerinin yüksek yargı organlarının kararına yönelik açıklama yapmaları suç olarak gösterilemez. Mahkeme kararlarının eleştirilmesi yasak değildir.
94'teki konuşmalar bizi ilgilendirmez
Başbakan Erdoğan'ın iddianamede yer alan 1994 ve 1995 yıllarına ait sözleri AK Parti'yi bağlamaz. AK Parti, 2001 yılında kurulmuş bir siyasi partidir. Bu sözler 7 yıl sonra kurulan bir siyasi partinin kapatılması istemine delil olarak gösterilemez. Bu sözler doğru kabul edilse bile zamanaşımına uğramıştır.
BOP hukuki değil, siyasi bir tartışma
İddianamede yer alan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ılımlı İslam gibi ithamlar hukuki değildir; siyasi tartışma konularıdır. Dolayısıyla bu konudaki eleştiriler kapatma davasının değil, siyasi tartışmaların konusudur.
Gözler, parti kapatmayı zorlaştıran anayasa değişikliğinde
AK Parti, kapatma davasına karşı iki koldan çalışma yürüttü. Ön savunma için 8 isim bir ay süreyle çalıştı. Diğer taraftan parti kapatmayı zorlaştıran düzenlemenin de yer aldığı anayasa değişiklik paketi üzerinde çalışıldı. Ön savunmanın bitmesinin ardından gözler demokratikleşme paketine çevrildi. AK Parti, anayasa değişikliği yapıp yapmama konusunda resmi kararını vermedi. Bu konuda düğmeye milletvekilleriyle istişare toplantılarının bitmesinden sonra basılacak. Bu süreçte muhalefet partilerinin de nabzı tutulacak. AK Parti Grup Başkan Vekili Nihat Ergün, ek süre talebinde bulunmamalarının anayasa değişikliğinden vazgeçtikleri anlamına gelmediğini söyledi.
http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=167400
01 Mayıs 2008 07:38AKP, kapatma davasıyla ilgili ön savunmasını Anayasa Mahkemesi’ne dün verdi.
Parti'nin ön savunmasında demokratik hayatın vazgeçilmezi olan siyasi partilerin kapatılması son çare ve istisnai durum olarak değerlendiriliyor. Kopenhag Siyasi Kriterleri ile partilerin şiddet ve teröre bulaşmaları durumunda kapatılmasını öngören Venedik Kriterleri referans gösteriliyor. Savunmada şu görüşlere yer veriliyor:
AKP, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanı iken Fethullah Gülen okullarıyla ilgili bir genelgesini kapatma gerekçesi sayan iddianameye, bu okulların ziyaretçileri arasında bir generalin de yer aldığı savıyla yanıt verdi.
Gülen okullarının geçmişte Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar tarafından da ziyaret edildiğini belirten AKP, savunma dosyasına, ziyaretçilerce imzalanan okul anı defterlerinin fotokopilerini de koydu. Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Kazakistan Cumhurbaşkanı'na Süleyman Demirel'in de 1993'te Gürcistan Devlet Başkanı'na okullara ilgili gönderdiği mektuplar ile eski Başbakan Bülent Ecevit'in "Bu okulların ziyaretçilerinden kimi dinlemişsem hep övgüyle bahsettiler, aleyhte konuşan tek kişi görmedim" sözleri de yer aldı.
Belgeyle yanıt
Malezya'da News Straits Times Gazetesi'ne, "modern bir İslam devleti olarak Türkiye, medeniyetlerin uyumuna örnek olabilir" diye demeç verdiği öne sürülen Başbakan Tayyip Erdoğan'ın böyle bir ifade kullanmadığı, aksine bu ifadeyi düzelttiğine ilişkin İngilizce ve Türkçe küpür ve metinler de savunma dosyasında yer aldı.
Kenan Evren Örneği
Gül'ün Cumhurbaşkanı olarak yargılanamayacağı kaydedilen savunmada, Gül'ün sadece Cumhurbaşkanlığına ilişkin eylemleri değil, Dışişleri Bakanlığı sırasındaki eylemlerinin de kapatma davası çerçevesinde yargılanamayacağı belirtildi. Bu eylemlerin parti tüzel kişiliğine yüklenemeyeceği görüşüne de yer verildi. Eski Cumhurbaşkanlarından Kenan Evren'le ilgili "Cumhurbaşkanının yargılanamayacağına" ilişkin yargı kararlarının da anımsatıldı. Savunmada, Bülent Arınç'ın, Meclis Başkanlığı dönemindeki, "laikliğin yeniden tanımlanması" gerektiğine ilişkin sözlerinin de parti tüzel kişiliğini bağlamayacağı öne sürüldü.
Şiddete bulaşmadık
AHİM kararları çerçevesinde şiddete bulaşan partilerin kapatılabileceği, AKP'nin ise yüzde 47 oy almış, AB ile müzakere sürecine girmiş bir iktidar partisi olduğu anımsatılan savunmada, kapatmanın da son çare olduğu, önce uyarı mekanizmasının işletilmesi gerekirken bunun yapılmadığı da belirtildi. Türban dahil kapatma gerekçesi sayılan bir çok eylem, "demokratikleşme" ve "özgürlükler" kapsamında değerlendirildi.
Belediyelerin eylemleri delil olamaz
Anayasa'da güçler ayrılığı ilkesi vardır. Başsavcı'nın yasama ve yürütmenin tüm eylemlerinden hükümeti ve AK Parti'yi sorumlu tutması Anayasa'da yer alan güçler ayrılığı ilkesi ile örtüşmüyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve belediyelerin eylemleri idari işlemler kapsamında Danıştay tarafından denetlenmektedir. Bunların eylem ve faaliyetleri partiye mal edilemez.
İdarenin her türlü işleminden Danıştay sorumlu
İddianamede sıkça geçen içki ruhsatı, kırmızı sokak oluşturma çabası gibi yerel yönetimlerin faaliyetleri Danıştay denetimine tabidir. Bu eylemlerin suç sayılması Danıştay'ın görevini yerine getirmediği sonucunu doğurur. Bu nedenle idarenin işlemleri parti kapatmaya delil olarak gösterilemez.
Seçim tarihi bile yanlış
İddianame özensiz bir şekilde hazırlanmıştır. İddianamede seçim tarihi bile 22 Temmuz 2008 olarak yer almıştır.
Tekzipler dikkate alınmadı
Laiklik karşıtı olma isnadı daha çok gazete kupürlerine dayandırılmasına rağmen bu haberlere gönderilen tekzipler dikkate alınmamıştır.
Değişiklikte 411 vekilin imzası var
Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinin değiştirilmesi teklifi MHP ile birlikte hazırlandı. Teklifte 411 milletvekilinin imzası var. Bu girişim yasama faaliyetidir. Milletvekilleri, yasama faaliyetlerinden dolayı suçlanamaz. Anayasaya karşı bir yasama faaliyeti olursa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilir. Henüz Anayasa Mahkemesi'nin bile karar vermediği bu konudan dolayı suçlama yapılması ve siyasi yasak istenmesi doğru değildir.
Ek 17, henüz Meclis'te görüşülmedi
Başörtüsü yasağına karşı hazırlanan YÖK Kanunu Ek 17. maddesi henüz Meclis'te görüşülmedi. Sırf teklife imza attığı için bile dava konusu olan milletvekilleri bulunuyor.
Arınç'ın sözleri partiyi bağlamaz
Meclis başkanları seçilir seçilmez partiyle bağları kesilir. Bu yüzden eski Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın başkanlığı dönemine ait suçlamalar da partiye mal edilemez. Eski TBMM Başkanı Arınç'a ait suçlamalar görev yaptığı dönemde yapılmış açıklama ve eylemleri kapsamaktadır. Meclis başkanlarının yargılanmalarına da içtüzük gereği Meclis karar verir.
Mahkeme kararları eleştirilebilir
Başbakan Erdoğan, bakanlar ve parti yöneticilerinin yüksek yargı organlarının kararına yönelik açıklama yapmaları suç olarak gösterilemez. Mahkeme kararlarının eleştirilmesi yasak değildir.
94'teki konuşmalar bizi ilgilendirmez
Başbakan Erdoğan'ın iddianamede yer alan 1994 ve 1995 yıllarına ait sözleri AK Parti'yi bağlamaz. AK Parti, 2001 yılında kurulmuş bir siyasi partidir. Bu sözler 7 yıl sonra kurulan bir siyasi partinin kapatılması istemine delil olarak gösterilemez. Bu sözler doğru kabul edilse bile zamanaşımına uğramıştır.
BOP hukuki değil, siyasi bir tartışma
İddianamede yer alan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), ılımlı İslam gibi ithamlar hukuki değildir; siyasi tartışma konularıdır. Dolayısıyla bu konudaki eleştiriler kapatma davasının değil, siyasi tartışmaların konusudur.
Gözler, parti kapatmayı zorlaştıran anayasa değişikliğinde
AK Parti, kapatma davasına karşı iki koldan çalışma yürüttü. Ön savunma için 8 isim bir ay süreyle çalıştı. Diğer taraftan parti kapatmayı zorlaştıran düzenlemenin de yer aldığı anayasa değişiklik paketi üzerinde çalışıldı. Ön savunmanın bitmesinin ardından gözler demokratikleşme paketine çevrildi. AK Parti, anayasa değişikliği yapıp yapmama konusunda resmi kararını vermedi. Bu konuda düğmeye milletvekilleriyle istişare toplantılarının bitmesinden sonra basılacak. Bu süreçte muhalefet partilerinin de nabzı tutulacak. AK Parti Grup Başkan Vekili Nihat Ergün, ek süre talebinde bulunmamalarının anayasa değişikliğinden vazgeçtikleri anlamına gelmediğini söyledi.
http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=167400