Hz.Mehdi Nasıl Tanınacak?

ibrahimdag

New member
Hz. Mehdi’nin Manevi Özellikleri

Hz. Mehdi, ahir zamanda gönderileceği Peygamber Efendimiz (sav) tarafından müjdelenmiş, Müslümanları zulüm ve sıkıntı ortamından kurtaracak, yeryüzündeki fitneleri ortadan kaldıracak, tüm dünyaya barış, adalet, bolluk, huzur, mutluluk ve refah getirecek kutlu bir şahıstır. Peygamberimiz (sav)’den aktarılan sahih rivayetlere göre Hz. Mehdi, çeşitli hurafelerle, batıl inanç ve uygulamalarla aslından uzaklaştırılmış olan dini özüne döndürecek, Hz. İsa ile buluşacak, Allah’ın izniyle yegane hak din olan İslam ahlakının yeryüzüne hakim olmasına vesile olacaktır.

Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde kıyamete yakın bir zamanda yaşanacak olan ahir zaman hakkında çok detaylı bilgiler ve işaretler yer almaktadır. Peygamberimiz (sav)’in verdiği bilgilere göre, bu dönemde birbiri ardınca pek çok önemli olay gerçekleşecektir. Ahir zamanın ilk devresinde dünyada büyük bir bozulma ve karmaşa hüküm sürecek, ikinci aşamada ise gerçek din ahlakının yaşanmasıyla birlikte yeryüzünde barış ve huzur hakim olacaktır.

Ahir zamanın ilk aşamasında, Yüce Allah’ın varlığını kabul etmek istemeyerek ateizmi ve dinsizliği telkin eden birtakım felsefi sistemler nedeniyle, insanlar arasında büyük bir dejenerasyon ve kaos yaşanacaktır. İnsanlık, yaratılış amacından uzaklaşacak, bunun sonucunda büyük bir manevi boşluk ve ahlaki bozulma oluşacaktır. Büyük felaketler, savaşlar ve acılar yaşanacak ve tüm insanlar bu sıkıntılara son verebilmek için, ’Nasıl kurtuluruz?’ sorusunun cevabını arayacaklardır.

Peygamberimiz (sav)’in hadislerindeki, ahir zaman alametleri olarak bildirilen bu gelişmelerin pek çoğu, günümüzde birebir haber verildiği şekilde gerçekleşmiştir. Son zamanlarda yeryüzünde savaş ve çatışmaların, terör, şiddet, anarşi ve kargaşanın, katliamların, işkencelerin giderek artmış olması ise, yine ahir zamanın ilk döneminin yaşanmakta olduğunun bir göstergesidir.

Peygamberimiz (sav)’in hadislerindeki bilgilere göre Allah, bu karanlık dönemin ardından insanları ahir zamanın karmaşasından kurtaracak ve büyük bir kurtuluşa ulaştıracaktır. Allah, güzel ahlaktan uzaklaşan insanları, dejenerasyona uğrayan toplumları doğru yola iletmek için ’Mehdi’, diğer bir ifadeyle ’doğruya götüren’ sıfatını taşıyan üstün ahlaklı bir kulunu vesile kılacaktır. Hz. Mehdi, Allah’ın izniyle, İslamiyet’i tüm bozulmalardan, hurafelerden arındırarak gerçek Kuran ahlakının yaşanmasını sağlayacaktır. Ahir zamanın ilk döneminde insanlığın içerisinde bulunduğu tüm bu karışıklıklara, toplumsal sorunlara, sosyal sıkıntılara çözüm getirecek; tüm yeryüzüne mutluluk, huzur, barış ve güzel ahlakın hakim olmasına vesile olacaktır.

HZ. MEHDİ’NİN MANEVİ ÖZELLİKLERİ

Peygamberimiz (sav)’in birçok hadisinde, Hz. Mehdi’nin çeşitli özellikleri tarif edilmiştir. Bu hadisler doğrultusunda inceleyeceğimiz Hz. Mehdi’nin manevi özellikleri, ahir zamanın bu büyük şahsını tanıyabilmek için önemli birer yol gösterici niteliğindedir.

Allah’tan Çok Korkması

Bir insan Allah korkusunu ne kadar fazla hissederse, o kadar Allah’a yakınlaşır. Güçlü bir Allah korkusu, beraberinde Yüce Allah’a duyulan bağlılığı ve sevgiyi de getirir. Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde belirtildiği gibi, Hz. Mehdi’nin sahip olduğu Allah korkusu son derece güçlüdür:

Mehdi, gerges kuşunun kanadı ile titremesi gibi Allah’tan çok korkan bir kimsedir. (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Mehdisi’nin Alametleri (Kitabül Burhan fi Alametil Mehdiyyil Muntazar), s. 23, Tercüme: Müşerref Gözcü. Kahraman Neşriyet`Kitabevi-İstanbul

Güzel Ahlaklı Olması

Yüce Allah tarih boyunca pek çok elçi göndermiştir. Kuran ayetlerinde, elçilerin güzel ahlaklı oldukları haber verilmiştir. Kuran’ın “Şüphesiz sen üstün ve pek yüce bir ahlak üzerindesin.” (Kalem Suresi, 4) ayetiyle, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in üstün bir ahlaka sahip olduğu bildirilmiştir. Hadislerde haber verildiği üzere, Allah’ın kutlu bir elçisi olan Hz. Mehdi’de bu özelliğe sahiptir.

Mehdi Allah’a karşı son derece boyun eğicidir. Ahlak bakımından Peygamber’e benzer. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)

Ahlakı benim ahlakım olan bir evladım çıkacak. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21)

Mücadeleci Olması

Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde bildirildiğine göre, Hz. Mehdi de hem üstün ahlakıyla, hem de güçlü, mücadeleci karakteriyle tüm inananlara örnek olacaktır:

Mehdi işi sıkı tutacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 175)

Mehdi hesabını çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)

Mehdi Doğu tarafından çıkacak. Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine yol bulacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39)

Hamiyeti İslamiyesi (Allah’ın Sınırlarına Olan Titizliği ve Koruyuculuğu)

İslam’ın aleyhine söylenecek bir söz bile, ona ağır gelir.
(İbn Hacer El Mekki; “El-Kavlü’l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar”, s. 15-75)

Zamanın En Hayırlısı Olması

Mehdi ortaya çıktığı dönemde karışıklık içinde olan dünya, onun vesilesiyle aydınlık bir çağ yaşamaya başlayacaktır. Böylelikle onun vesilesiyle birçok hayır gerçekleşecektir. Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde Hz. Mehdi için devrinin en hayırlısı olduğu haber verilmektedir:

Muhammed ümmetinin en hayırlısı ve sizin zorlukları gideren veliniz olan kimseye katılın... O Mehdi’dir.” (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)

Devrinde yeryüzünün en hayırlısı kendisi olacaktır.

(El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)

Mehdi (zamanındaki) insanların en hayırlısıdır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 58)
“Mehdi insanların en hayırlısıdır.” (Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi”)

Adaletli Davranır

Ebu Ca’fer Muhammed b. Ali demiştir ki:

“Bizim Ehl-i Beytimizden Mehdi ortaya çıktığı zaman, malları eşit olarak paylaştırır. Halka adaletli davranır. Kim ona itaat ederse, Allah (c.c.)’a itaat etmiş olur. O, Mehdi diye isimlendirilmiştir. Çünkü O, gizli (bilinmeyen) bir işe rehberlik edecektir.” (Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

Yeryüzü daha önce zulüm ve haksızlıkla dolu olduğu gibi Mehdi tarafından adalet ve doğrulukla doldurulacaktır. (Ali Bin Sultan Muhammed el Kari “Risaletül Meşreb el Verdi fi Mezhebi’l Mehdi”)

Herkes Tarafından Çok Sevilmesi

Müminlerin bir kimseyi sevmede gözettikleri ölçü, o kişinin Allah’a olan yakınlığı, sevgisi, korkusu ve bağlılığıdır. Bu nedenle, Rabbimiz’in sıfatları en çok kimde tecelli ediyorsa, müminler tarafından en çok sevilen, saygı duyulan kişi o olur. Nitekim, Allah’ın elçileri, Yüce Allah’ın sıfatlarının en fazla tecelli ettiği, takvaca en üstün ahlakı gösteren kişiler olmuştur. Peygamberimiz (sav), ahir zamanda Hz. Mehdi’nin, dönemin en sevilen şahsı olacağına işaret etmiştir:

Allah (c.c.) bütün insanların kalplerini onun (Mehdi’nin) muhabbetiyle dolduracaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

Ümmet-i Muhammed’den memnun olmadık hiçbir fert kalmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)

Ebu Abdullah Nuaym b. Hammad, Abdullah b. Mes’ud’dan şöyle rivayet etmiştir:

Allah (c.c.) Onun muhabbetini insanların kalplerine yerleştirecektir. Böylece onlar, gündüzleri arslan kesilen ve geceleri de ibadetle geçiren bir toplum olacaklar. (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

Onun hilafetinden yer ve gök ehli, hatta havadaki kuşlar bile razı olacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

Tebliğ Gücü (İrşad)

Hz. Mehdi’nin tebliğ gücüyle ilgili aşağıdaki hadisler, görünen manalarının dışında farklı şekillerde yorumlanmaktadır. Bu yorumlardan biri şu şekilde olabilir: Hz. Mehdi “kuru bir ağaç”a benzetilen bir insana yönelmesiyle ve onun hidayetine vesile olmasıyla; önceleri aynı kuru bir ağaç gibi etrafına faydalı olamayan bu insanı, bu kez yeşillenmiş ve meyve vermiş bir ağaç gibi etrafına, yani devletine, milletine, dinine ve bütün insanlığa faydalı hale getirecektir.

Hz. Mehdi, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

O (Mehdi) kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 165)

Aşağıdaki hadiste de benzer bir şekilde; önceleri cahil, cimri ve korkak olan bir insanın, ahir zamanın büyük mürşidi (doğru yolu gösteren kişisi) Hz. Mehdi’nin tebliği ve eğitimiyle bilgili, cömert ve cesur bir hale geleceği; adeta önceleri kuru ve faydasız olan bir ağacın yeşerip yaprak vermesi gibi şahsiyetini değiştireceği bildirilmektedir:

Asrında cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 186)

Zalimlere Karşı Hakkı Müdafa Eder

Hafız Ebu Abdullah Nuaym b. Hammad “Fiten” kitabında, Cafer b. Yesar Es-sami’den şöyle rivayet etmiştir:

Mehdi zalime karşı hakkı müdafa edecektir. Hatta (zalim) bir insanın azı dişinde olan (haksız bir lokmayı) bile ondan çekip alacak ve sahibine iade edecektir.
(En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal)

Hikmeti Ve Anlayış Gücü

Hadislerde, Hz. Mehdi’nin Allah tarafından kendisine verilmiş özel bir güce sahip olduğu bildirilmektedir:

O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir.
(Ahir zaman Mehdisinin Alametleri, Müellif: Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Kahraman Neşriyat. S. 77)

Büyük İslam alimlerinden Muhyiddin Arabi, eserlerinde Hz. Mehdi’nin dikkat çeken başlıca 9 özelliğini şu şekilde belirtmektedir:

1. Basiret sahibi olması
2. Kutsal kitabı anlaması
3. Ayetlerin manasını bilmesi
4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi
5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması
6. Varlıkların sınıflarını bilmesi
7. İşlerin girift taraflarını bilmesi
8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması
9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması (bilmesi) gaibi (gizli, görünmeyen) ilimlerden haberdar olması.

Kutsal Emanetlerle Çıkması

Pek çok hadiste, Hz. Mehdi’nin kutsal emanetlerin bulunduğu yerden çıkacağı ve bunları açan ilk kişi olacağı haber verilmektedir. Bu hadislerden biri şöyledir:

Naim bin Hammad, Ebu Cafer’den şöyle rivayet etmiştir; “Mehdi, Mekke’de Peygamberimiz’in sancağı, gömleği, kılıcı, işaretleri, nuru ve güzel ifadesiyle yatsı vaktinde çıkar. (Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi)

Peygamber (sav)’in softan bayrağı ile çıkacaktır. O bayrak dört köşeli olup dikişsizdir ve rengi siyahtır. O’nda bir hicr (hale) bulunur. O Resulullah (sav)’in vefatından beri açılmamış olup Mehdi çıkınca açılacaktır. (Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, s. 22)

Hz. Mehdi’nin Gözetlenmesi -Takip Edilmesi-

Deccal çıkınca, ona karşı müminlerden bir şahıs (Mehdi) yönelir. Derken o mümin kimseye birçok silahlılar, Deccal’in merkezlerde gözetleme yapan silahlıları karşı çıkarlar. (Mehdilik ve İmamiye s. 37, Sahih-i Müslim, c. 11/s. 393’den nakil)

Hadisin başlangıcında Hz. Mehdi’nin Deccal’in taraftarları tarafından gözetlendiği ve takip edildiği bildirilmektedir. Önceki devirlerde de, Allah yolunda mücadelede bulunmuş bazı peygamberlerin de benzer şekilde gözetlendiğini, böylece kontrol altında tutulmak istendiğini Kuran’dan öğrenmekteyiz:

“O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin.” (Müminun Suresi, 25)

Sıkıntı Ve Zorluklarla Karşılaşması

Din ahlakından uzak yaşayan kavimleri uyarmak ve onları doğru yola davet etmek için gönderilen elçilerin birçoğu, gönderildikleri kavimler tarafından yalanlanmış ve onların çeşitli itham ve iftiralarına maruz kalmışlardır. Ehl-i Beyt’ten (Peygamberimiz (sav)’in soyundan) gelecek olan Hz. Mehdi’nin de bu gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacağı hadislerde haber verilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir.)

Resulullah (sav) şöyle buyurmuşlardır:

Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt’tendir... Biz öyle bir ev halkıyız ki Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beytim muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne uğrayacaktır. Benden sonra Ehl-i Beytim bela ve mihnetlerle (eziyet ve sıkıntılarla) karşılaşacaklar ve tarda maruz kalacaklardır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

... Mehdi, Resulullah’ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar. İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der: “Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyt’i çok belalar gördü...” (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)

Dininde kavi, güçlü olanın başına gelecek belalar büyük olur. (İbni Hibban)

Hz. Mehdi Hakkında Olumsuz Propaganda Yapılması

İslam düşmanı olan Deccal’in taraftarları, yazılı ve sözlü yayın organlarıyla Hz. Mehdi’yi kötüleyecekler, halkın nazarında onun itibarını sarsmaya çalışacaklardır. Bu konuya bir hadiste şöyle işaret edilmektedir:

Mümin şahıs (Mehdi) Deccal’ı görünce: “Ey insanlar! Resulullah’ın zikrettiği Deccal işte budur” der. Deccal hemen onunla ilgili emrini verir de o zat karnı üzerine uzatılır ve arkasından: “Onu alın da yaralayın!” der. Artık o zatın sırtı ve karnı döve döve genişletilir. Bu sefer onu iki eli ve iki ayağı ile yakalar da fırlatır atar. İnsanlar Deccal’in onu bir ateş içine attığını sanırlar. Halbuki o bir cennet içine atılmıştır. (Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu, s. 40)

Hadiste Mehdi’nin “sırtı ve karnından dövüle dövüle genişletilmesi” müteşabih olarak (benzetme yapılarak) söylenmiştir. Kitabın yazarı bu bölüm için “Mehdi’nin ünü, durmadan etrafa ilan edilip yayılmaktadır” demektedir. Fakat bunu Deccal taraftarları yapacağı için, bu propagandanın Hz. Mehdi’yi kötüleme şeklinde olacağı söylenebilir. Ancak, ilk bakışta olumsuz gibi görünse de, bunlar Hz. Mehdi’nin tanınmasına ve İslam ahlakının yayılmasına vesile olacaktır.

Meleklerin Yardımıyla Desteklenmesi

Peygamber kıssalarının birçoğunda, din ahlakını tebliğ ederlerken veya zor bir durumla karşılaştıklarında elçilerin hep Allah’tan gelen yardımla desteklendikleri görülmektedir. Bu yardım; peygamberlere o an vahiy gelmesi, olağanüstü doğa olaylarının meydana gelmesi gibi çeşitli şekillerde olabildiği gibi, melekler yardımıyla da gerçekleşmiştir. Peygamber Efendimiz (sav)’in bir hadisinde, Allah’ın Hz. Mehdi’ye de melekler aracılığıyla yardım edeceği haber verilmiştir:

“Allah (c.c) ona (Mehdi’ye) üç melekle imdad eyleyecektir. Onlar, (Mehdi’ye) muhalefet edenlerin yüzlerine ve arkalarına vuracaklardır.” (Ikdu’d Dürer, s. 12)

Kimseye Tenezzül Etmemesi

Kuran’daki peygamber kıssalarını incelediğimizde, peygamberlerin her durumda Allah’a dönüp yöneldiklerini görmekteyiz. Elçilerin Allah’a olan içten bağlılıklarını, O’na duydukları sevgi ve korkuyu da yine Kuran ayetlerinden öğrenmekteyiz. Aşağıdaki hadiste de vurgulandığı üzere, Hz. Mehdi’de de bu özellik görülmektedir:

“Mehdi bizden, Ehl-i Beyt’tendir. O, benim ümmetimden, tenezzül etmeyen (Allah’tan başka hiçbir varlığa minnet duymayan) bir şahıstır.” (Suyuti, el-havi, 2/24)

Gözden Uzak Olması

Naim bin Hammad, Ebu Cafer’den şöyle rivayet etmiştir;

...Geceleri ibadetle meşgul olup, gündüzleri gizli olacak...
(Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

Helalleri ve Haramları Bilmesi

Hz. Mehdi üstün ahlak sahibi olması ve güçlü Allah korkusu nedeniyle Yüce Allah’ın sınırlarını, helal ve haramları çok iyi bilmektedir:

Hz. Hüseyin (r.a.)’ya soruldu: “Mehdi hangi alametlerle bilinir?” Şöyle cevap verdi : “Gönül rahatlığı ve vakar sahibi oluşu ile, helal ve haramı çok iyi bilmesi ile tanınır.”
(Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi “Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

Her Sorumluluğu Üstüne Alması

Her görevi üzerine alır ve zayıfa, düşküne yardım eder.
(M. Muhyiddin Arabi “Futuhat-El Mekkiye”, 366. bab, c. 3, s. 327- 328)

Yoksullara Karşı Merhametli Olması

Kuran’da yer alan pek çok ayetin sonunda Allah’ın sonsuz merhameti hatırlatılmaktadır. Ayrıca Kuran’da, iman edenlere ‘merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmaları’ (Beled Suresi, 17) emredilir.

Yüce Rabbimiz’in “Erhamurrahimin” (Merhamet Edenlerin En Merhametlisi) sıfatı, tüm peygamberler ve müminler üzerinde tecelli eder. Bir hadiste Hz. Mehdi’nin de son derece merhametli olduğu haber verilmiştir:

“Çalışanlar üzerine disiplinli olması, malı cömertçe vermesi ve yoksullara karşı çok merhametli olması, Mehdi’nin alametlerindendir.”
(Ebu Nuaym tahric etmiştir.) Meri’y B. Yusuf B. Ebubekir B. Ahmed B. Yusuf El Makdisi “Feraidu Fevaidi’l Fi’l İmam El Mehdi El Muntazır” Beklenen Mehdi Hakkında İslam Alimlerinin Görüşleri, s. 133, 26 nolu dipnot, Köprü Yayınları)

Mehdi’nin alameti, çalışanları üzerine disiplinli olması, mal konusunda cömert olması, mazlumlara karşı da çok merhametli olmasıdır.”
(Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

İki Defa Kaybolması

Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde, Hz. Mehdi’nin iki defa kaybolacağı şu şekilde geçmektedir:

“Bu işi yapacak olanın (yani Mehdi’nin) iki gaybeti (kaybolması, gizlenmesi) vardır. Bu iki gaybetin biri o kadar uzayacak ki, bazıları: “O öldü”, bazıları da: “O gitti” diyeceklerdir. Ne onu sevenler, ne de başkaları onun yerini bilemeyecekler, sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini bilir.” (“El-Saa Fi Eşrat-is Saa” s. 93 (Mısır baskısı.)

İhtiyacını Bildirmemesi

Hz. Mehdi’nin en önemli özelliklerinden biri de ihtiyacını bildirmemesidir:

Hz. Hüseyin (r.a.)’a soruldu:
“ Mehdi hangi alametlerle bilinir?” Şöyle cevap verdi : “... İnsanlar ona muhtaç olurlar. O, ise insanlara ihtiyacını bildirmez.” (Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi “Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

Cifr (Ebced) İlmini Bilmesi

Bazıları dediler ki, bu kitabı kemal-i vukuf (olgunluğa ulaşmış) ahir zamanda hurucu muntazar Hz. Mehdi’nin (çıkışı beklenen Hz. Mehdi’nin) hurucuna mevkuftur ki, (çıkışına atfedilmiştir ki) onlar cifr ilmine vakıf ve sırlarına arif olurlar (bilirler.) Kitab-ı enbiyayı salifeden dahi bu ilim varid olmuştur. (Bu ilim, geçmiş peygamberlere verilen kitaplardan ulaşmış bir ilimdir.) (Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu s. 252)

Örnek Ahlaka Sahip Olması

Yüce Allah her devirde insanlara uyarıcı göndermiş, bu elçiler hak dini insanlara tebliğ vazifesiyle görevlendirilmişlerdir. Ancak tebliğleri din ahlakını yalnızca anlatmakla sınırlı kalmamış, hal ve tavırlarıyla da insanlara örnek olmuşlardır. Bir hadiste, Hz. Mehdi’nin örnek ahlakı şöyle bildirilmiştir:

İlahi feyz (Allah’ın ilham ettiği üstün faziletler) ona ulaşır. Dini ilimleri ve örnek ahlakı telakki eder. (Allah’tan alır.)
(Konavi Risalet-ül Mehdi, s. 161 B)

SONUÇ

Peygamberimiz (sav), incelediğimiz bu hadislerinde Hz. Mehdi’nin ahlaki özellikleri hakkında pek çok tanıtıcı bilgi vermiştir. Hz. Mehdi’nin ahlakının, kendi ahlakına benzediğini bildirmiş, onun Allah korkusunu ve güzel ahlakını övmüştür. Peygamber Efendimiz (sav) Hz. Mehdi’nin, insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşlarına vesile olacak çok kıymetli bir kimse olduğunu belirtmiş ve ortaya çıktığında, insanların “kar üzerinde sürünerek de olsa ona uymalarını” bildirmiştir:

İbni Ebi Şeybe ve Naim b. Hammad Fiten isimli eserde, İbni Mace ve Ebu Naim ise İbni Mes’ud’dan tahric ettiler.
O dedi ki: ... O (Mehdi) arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden O’na kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, O’na katılsın. Zira O Mehdi’dir. (Ahir zaman Mehdisinin Alametleri, Celalettin Suyuti, sf. 14)

İçinde bulunduğumuz dönem bin dört yüz senedir beklenen, Peygamberimiz (sav)’in müjdelediği bu tarihi olayın gerçekleşmesinin yaklaştığı dönemdir. Bu gerçeğin şuurunda olan ve Hz. Mehdi ortaya çıktığında onun yanında olma şerefine erişmek isteyen tüm Müslümanlar yazı boyunca anlatılan, Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde verdiği bilgileri dikkatlice okumalı, bu mübarek şahsı doğru bir şekilde tanıyabilmek için tüm sebeplere sarılmalıdırlar. Zira bu bilgilerin dikkatlice araştırılıp incelenmesi, bu kutlu şahsın tanınabilmesinde Allah’ın izniyle önemli bir yol gösterici olacaktır.

Hiç kuşkusuz ki İslam dininin aslına dönmesine ve Kuran ahlakının tüm yeryüzüne hakim olmasına vesile olacak, Müslümanlar arasında büyük bir birlik sağlayacak böylesine kutlu bir zata zemin hazırlamak ve ona yardımcı olmak Müslümanların önemli bir sorumluluğudur. Hz. Mehdi gibi mübarek bir şahsın yakınlarından olabilmek, ona destek olabilmek, tüm insanlara yönelik hayırlı faaliyetlerinde ona yardımcı olabilmek tüm inananlar için büyük bir nimet ve şereftir.
 

metalic

New member
ben mi göremedim yoksa hiç ayet yok mu bu konuda?
yanlış hatırlamıyorsam mehdi/mesih inancı müslümanlıkta yok. bu inanç yahudilerde ve hristiyanalrda var. onlardan da bize geçen bir inanç diye hatırlıyorum.
 

ikRa

Banned
ben mi göremedim yoksa hiç ayet yok mu bu konuda?
yanlış hatırlamıyorsam mehdi/mesih inancı müslümanlıkta yok. bu inanç yahudilerde ve hristiyanalrda var. onlardan da bize geçen bir inanç diye hatırlıyorum.
Mehdi inancı müsLümanLıkta vardır
Bu konuLarda ayet ve hadisLerde mevcuttur
Biraz zaman ayırarak edinebiLirsin gerekLi biLgiyi
 

ikRa

Banned
Tarih boyunca müslümanlar arasında Mehdi inancı pek yaygın bir şekilde süregelmiştir. Bu inanca göre ahir zamanda ehli beytten bir zat ortaya çıkacak, müslümanlar kendisine biat edip, etrafında toplanacak ve bütün İslam memleketlerini birleştirip hakimiyetini sağlayacaktır.
Bu inanç gerçekten doğrudur. Çünkü; her ne kadar Buhari ile Müslim Mehdi hakındaki hadislere yer vermemiş iseler de, Ebu Davud, Tirmizi, İbn Mace, al-Bezzar, Hakim ve Taberani gibi büyük muhaddisler onları tesbit etmişlerdir. Bu hadislerin bir kısmı zayıf ise de, bir kısmı sahih ve diğer bir kısmı da hasendir. Şevkani gibi bazı alimlerin dediklerine göre Mehdi hakkındaki Peygamber (s.a.v.)'in sözü kesindir ve sabittir. İbn Haldun gibi bazı kimseler Mehdi hakkında varit olan hadislerin tümünü zayıf olarak görmüşlerse de bu doğru değildir.
Mehdi hakkında varit olan hadislerin bir kısmı şunlardır:

1) Abdullah, Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Dünyada yalnızca bir gün kalsa bile, yeryüzünü zulmün kapladığı gibi adaletle dolduracak, ismi benim ismime, babasının ismi benim babamın ismine uyan benden veya ehli beytimden birisini göndermek için Allah (c.c.) o günü uzatacaktır” (Ebu Davud).

2) Ali (ra) , Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Zamandan sadece bir gün kalsa bile Allah (c.c.) mutlaka ehli beytimden bir adamı gönderecek ve o zulmün yeryüzünü kapladığı gibi adaletle dolduracaktır” (Ebu Davud).

3) Ümmü Seleme Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Mehdi ehli beytimden Fatıma'nın evladındandır” (Ebu Davud).

4) Ebu Said'i Hudri'den: "Mehdi bendendir. Açık alınlı, kalkık burunludur. Yeryüzünü zulmün kapladığı gibi adaletle dolduracaktır.O yedi sene hükmedecektir.”

5) Ebu İshak, Ali (kv)'nin oğlu Hasan'a bakarak şöyle dediğini rivayet ediyor: "Oğlum Peygamber (s.a.v.)'in dediği gibi bir büyüktür. Onun sulbünden Peygamberin ismiyle isimlendirilen, ahlak bakımından O'na benzeyen fakat her yönden yaratılışta benzemeyen bir adam çıkacaktır.”

6) Abdullah (ra), Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ehl-i beytimden ismi benim ismime benzer bir adam araplara hakim olmadıkça dünya gitmez (Kıyamet kopmaz)” (Tirmizi).

7) Ebu Said el-Hudri'den rivayet edilmiştir: "Peygamber (s.a.v.)'in vefatından sonra büyük bir olayın olacağından endişe ettik. Bu sebeple Peygamber (s.a.v)'e durumu sorduk. Cevaben buyurdu ki:
-"Benim ümmetimde Mehdi vardır. Çıkıp beş, yedi veya dokuz yaşayacaktır.” Ravi:
-"Bu nedir?” (Yani beş, yedi veya dokuz nedir? Gün mü, aynı sene mi?) diye sordu. Peygamberimiz (s.a.v.):
-"Senedir", dedikten sonra, "Adamın biri gelip ey Mehdi bana ver, bana ver diyecek o da kaldırabileceği kadar eteğini dolduracaktır” (Tirmizi).

8) Ali (kv) Resulüllah (s.a.v.)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Mehdi ehli beyttendir, Allah onu bir gecede ıslah eder” (İbn Mace).

9) Said b. Müseyyeb diyor ki: Biz Ümmü Seleme'nin yanında Mehdi konusunu ele aldık, bunun üzerine Ümmü Seleme:
-"Peygamber (s.a.v.)'in Mehdi Fatıma'nın evladındandır, dediğini işittim” dedi. (İbn Mace)

10) Enes b. Malik'ten: Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediğini işittim:
"Biz Abdülmuttalip oğulları ehli cennetin büyükleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi” (İbn Mace).

11) Sevban: Peygamber (s.a.v.)'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Siyah sancakların Horasan tarafından geldiğini görürseniz ona katılınız. Çünkü içinde Allah'ın halifesi Mehdi vardır”(Ahmed ve Beyhaki).
Mehdi hakkında varit olan hadislerin bir kısmını numune olarak zikrettik. Umum müslümanların inancı, fakihlerin görüşü ve ahad da olsalar bu kadar hadis Mehdi'nin sübutu için kafidir. Ancak Mehdi hakkında varit olan hadislerin bazıları zahiren birbiriyle çatışmaktadır. Çoğu Mehdi'nin Fatıma'nın zürriyetinden olacağını belirtiyor. Bazısı Mekke ve Medine'den söz ederken, bazılarıysa Horasan'dan bahsediyor. Bunun için Mehdi ile ilgili hadisleri okuyan tereddüde düşüyor.
 

metalic

New member
mehdilik kuranda geçmiyor. sadece hadislere dayanarak mehdi kesin vardır ve gelecektir demeyi doğru bulmuyorum.

İslam inancına göre, beklenen Mehdi yok...

Beklenen Mehdi inancı, safsatadır. İslam'da böyle saçmalıklara yer yoktur.

Müslümanlar arasında yayılmış bir "beklenen Mehdi" inancı vardır. Bu inancın, gerçek İslam'da yeri yoktur. Ama, üzülerek ifade edelim ki, birçok yanlış ve hurafe inanç gibi "beklenen Mehdi" inancı da asırlardan beri Müslümanlar arasında yayılmış bulunuyor. Yazımızın bu bölümünde, "beklenen Mehdi" kavramının ne anlama geldiğini, nereden doğduğunu, İslam'da neden bulunmadığını, bu inancın Müslümanlar'a nasıl zarar verdiğinden ve ölen ve yaşayan Mehdiler'den bahsedeceğiz.

HZ. PEYGAMBER'DEN DE ÖNEMLİ KUTSAL KİŞİ İMİŞ!
Mehdi kelimesi Arapça olup, anlamı "hidayet edilen kişi" demektir. Hidayet, "yol göstermek, doğru yola iletmek" anlamına gelir. Buna göre, Müslümanlar'ın tamamına "Mehdiler" yani "hak dine, doğru yola hidayet edilen kimseler" demek olur. Nitekim, ilk devirlerde 4 halifeden bahsedilirken, onları överken Mehdi yani "hidayet edilmiş" ifadesi de eklenirdi. Bizim burada üzerinde durduğumuz Mehdilik'in anlamı bu değildir.

'BEKLENEN MEHDİ' NE DEMEK?
Müslümanlar arasında yayılmış olan "beklenen Mehdi" kavramının anlamı şöyle: Ahir zamanda yani dünyanın sonu yaklaştığı zaman, Mehdi adında bir kişi ortaya çıkacak, dünyaya hakim olacak, dünyayı ataletle dolduracak, zulüm ve haksızlığı kaldıracak, yok edecek, dünyada büyük bir bolluk meydana getirecek, böylece dünyada bir altın çağ yaşanacak. Buna göre "beklenen Mehdi" Allah tarafından özel olarak görevlendirilmiş, mübarek ve kutsal bir insandır. Böylece, Allah'ın özel olarak görevlendirdiği bu mübarek ve kutsal kişi, öncelikle kendi kendisinin görevlendirildiğini ve kutsal görevini bilmiş olacaktır. Dolayısıyla, Allah tarafından doğrudan özel bilgilendirilecektir. Yani Allah ile konuşur mu, vahiy mi alır, nasıl olursa, Allah'tan kesin bilgiler ve yönlendirmeler ve de başarısı için Allah'tan özel güç, kuvvet, başarı ve galibiyet alacaktır. Tabii bütün dünyaya hakim olmak, zulümleri kaldırmak ve adaleti hakim kılmak kolay değil, normal kimselerin yapmasına imkan olmayan işleri başaracaktır. Dolayısıyla; Mehdi Allah'tan hem vahiy, bilgi, hem de özel büyük güç ve başarılar alacaktır. Buna göre, "beklenen Mehdi" "olağanüstü mucizelere sahip olan, Allah tarafından bu üstünlüklerle donatılan kimse" anlamına gelir. Buna göre, "beklenen Mehdi", Hz. Peygamberimiz'den daha önemli ve de daha mübarek bir insan olarak ortaya çıkacaktır. Çünkü sevgili Peygamberimiz hayatlarında ne dünyaya hakim olmuşlar, ne zulümleri yok edip dünyaya adaleti hakim kılmışlar ve ne de dünyada olağanüstü bir bolluk meydana getirmişlerdir. Dolayısıyla tasvir edilen "beklenen Mehdi", "Peygamberimiz'den çok daha önemli, çok daha büyük ve Allah katında çok daha muhterem ve mübarek bir insan" demek oluyor.

HZ. İSA İLE BİRLİKTE GELECEKMİŞ
Halk arasında yaygın olduğu ve hurafelerle dolu bazı kitapların yazdığına göre, beklenen Mehdi, Hz. İsa ile birlikte, dünyanın sonu yaklaştığında gelecekmiş... Dünyayı da birlikte ele geçireceklermiş. Ama, Hz. İsa'nın yeniden geleceğini söyleyenler, Hz. İsa'nın dünyaya tek başına kral olacağını söylüyorlar. Mehdi bekleyenler de, bazen Hz. İsa'yı hiç dikkate almadan, dünyaya tek başına Mehdi'nin sahip olacağını iddia ediyorlar. Hatta, Hz. İsa'nın Mehdi'ye tabii olacağını ileri sürüyorlar. Ama genelde, Hz. İsa ile Mehdi'nin, aralarında bir koalisyon kurarak dünyayı birlikte idare edeceklerine inanılıyor. Tabii buna Müslümanlar inanıyorlar. Hıristiyanlar böyle bir koalisyonu kabul etmiyorlar, "Dünyanın tek hakimi Hz. İsa olacak" diyorlar. Ya bir de aralarında anlaşamayıp da Hz. İsa ile Mehdi savaşa tutuşurlarsa, o zaman da kıyamet koptu demek herhalde.

ALTIN ÇAĞ YAŞATACAKMIŞ
"Beklenen Mehdi" geldiği zaman dünyada öyle bir bolluk, barış, huzur, güzellik ve mutluluk meydana gelecekmiş ki, insanlar cennette imiş gibi yaşayacaklarmış. Bu çağa "altın çağ" denilirmiş... Yaşayan Mehdiler'den Harun Yahya (Adnan Oktar), söz konusu "altın çağ"ın güzelliklerinin resimlerini bile yayımladı. Rengarenk resimleri koca bir kitapta yayımlanan "altın çağ"ın o güzel resimlerini görüp de özenmemek mümkün değildir! Tekrar altını çizerek söyleyelim, anlatılan "beklenen Mehdi", Allah tarafından özel olarak yaratılan, özel olarak bilgiler alan, Allah'ın kendisine olağanüstü güç ve başarılar verdiği, mucizelere sahip olarak, bütün dünyayı ele geçiren, zulümleri yok eden, dünyayı adalet ve sonsuz bolluk ve güzelliklerle dolduran, olağanüstü, mübarek ve kutsal bir insandır. Dolayısıyla "beklenen Mehdi", Hz. Peygamberimiz'den kat kat önemli ve üstün bir kişiliğe sahip, mübarek ve kutsal bir kimsedir.

YALANDIR, BATIL İNANÇTIR
Hemen özetle ifade edelim ki; tasvir edilen, bu "beklenen Mehdi" inancı safsatadır, yalandır ve batıl inançtır. İslam'da, böyle saçmalıklara asla yer yoktur.

prof. dr. zekeriya beyaz...
 

ikRa

Banned
kaynağa bak heLe :)
zekeriya hacıya göre orucu bozmanın farkLı yoLLarı da var
Kardeşim namazın rekat sayısı kıLınışı gibi mevzuLarda Kur´anda yer aLmaz
diyeceğim o ki Kur´anda herşey yer aLmaz
O yüzdendir Hz. Peygamberin yaşam şekLi yani sünnet
Hayatta edinmemiz gereken en büyük düsturdur...
 

SoFTDaRK

New member
bedüzzaman gibi aslı astarı yoktur. arkadaş demişki namazın rekatları kılınışı yer almıyo mehdide yer almıyabilir atladığı bir ayrıntı var kuran-ı kerimde namaz konusu bir çok yerde geçer. önemi vurgulanır. şimdi arkadaşın ve bunu yazan arkadaşın böyle kitap haline getirilecek yazıları ve hadis öne sürdüğüne göre bu önemli zat demektir. ama kuran-ı kerimde geçmiyor. Din için Önemli olan herşey kuran-ı kerimde yer almıyor mu ? Allah'ın elçilerinin tümü kuran-ı kerimde yer almıyor mu ? Peki mehdi ve mehdi inancına uygun biri bir ayet yok. şimdi bunu gerçekmiş gibi insanların önüne sürmek bence gereksiz. İlk Rehber Kuran'dır.

bu inanç diğer arkadaşın bahsettiği gibi hristiyanlık ve yahudilikte önemli yer taşımaktadır. müslüman cemaat liderler tarikat liderleri tebalarını bağlamak ve ayrılmalırının önünegeçmek için bunu dine empoze etmeyi başarmışlardır.


bu konu için iyi bir yazı okumuştum paylaşayım


"
Dünyanın sonu gelecek, kıyamet kopacak ve her şey yok olacak. Allah âhirette bizleri yeniden, dünyadaki "oluşumuza benzer şekilde", ama kıyamet şartlarına dayanacak durumda ve mahiyette yaratacak. Sonra hesap, muhakeme, ödül veya ceza...
Mehdi inancı kesin bir inanç unsuru/ögesi değildir. Kur'an'da yoktur. Hadislerde geçen de yoruma tabidir; her zaman bize rehberlik edecek iyi insanlar anlamına da gelir. O'nun geleceğine inanmayan da müslümandır. Mesela İbn Haldun Mehdi ile ilgili hadislerin kesin dini bilgi kaynağı olacak nitelikte bulunmadığını ileri sürmüştür. Geleceğine inananlara göre de vakti belli değildir.
Müslümanı ne kıyametin ne zaman kopacağı, ne de Mehdi'nin ne zaman geleceği ilgilendirir; bunlara takılıp kalmanın anlamı yoktur. Sevgili Peygamberimiz "Kıyamet kopmaya başladığında elinde bir fidan olan onu diksin" buyuruyor. Yani "Sen vazifene bak, yapman gerekeni yap, kıyamet kopadursun, o seni ilgilendirmez, ecelin gelince gideceğin yere gidersin".
Bir kurtarıcı beklentisi hep olagelmiştir; sebebi de acizlik, zaaf, himmeti ve hizmeti başkasından bekleme psikolojisidir. Fatih İstanbul'u fethederken Mehdi beklemiyordu, bu vazifenin kendisine ait olduğuna inanıyor ve gerekeni yapıyordu. Bir küçük İsrail karşısında darmadağınık hale gelen bugünkü müslümanlar ise akıl, imkan ve güçlerini bir araya getirecek, Allah'ın verdiği imkanları sonuna kadar kullanacak yerde oturup Mehdi bekliyor, gelişinin yaklaştığına dair alametler arayıp bularak avunuyorlar.

"

Kaynak isterseniz belirtirim reklam demezseniz
 

metalic

New member
أĸяα;2788674' Alıntı:
kaynağa bak heLe :)
zekeriya hacıya göre orucu bozmanın farkLı yoLLarı da var
Kardeşim namazın rekat sayısı kıLınışı gibi mevzuLarda Kur´anda yer aLmaz
diyeceğim o ki Kur´anda herşey yer aLmaz
O yüzdendir Hz. Peygamberin yaşam şekLi yani sünnet
Hayatta edinmemiz gereken en büyük düsturdur...
konu mehdi inancı namaz ya da oruç değil. zekeriya hocayı beğenmeyebilirsin de adamın her söylediği mi yanlış?

hayatta edinmemiz gereken en büyük düsturun kur-an olduğunu sanıyordum.
 

Aysar

New member
ben mi göremedim yoksa hiç ayet yok mu bu konuda?
yanlış hatırlamıyorsam mehdi/mesih inancı müslümanlıkta yok. bu inanç yahudilerde ve hristiyanalrda var. onlardan da bize geçen bir inanç diye hatırlıyorum.
katiliyorum arkdasa ... hristiyanlarin mistik anlayisindan geliyor bizim inzivaya kacanlara ... kuranda aleni bir ayet yok ... pantolunun üstünden hisse cikariyorlar mehdinin gelecegine dair ... gelmis gelmemis ... müslümanlari ilgilendirmemesi lazim ... gelse hosgeldi kendiside kurana uymakla mükellef gelmediysede gelmesin ... bilmem neden hipotetik beyinler icin neden bu kadar önemli ...
 

ikRa

Banned
konu mehdi inancı namaz ya da oruç değil. zekeriya hocayı beğenmeyebilirsin de adamın her söylediği mi yanlış?

hayatta edinmemiz gereken en büyük düsturun kur-an olduğunu sanıyordum.
hayatta edineceğimiz düstur Kur´an ve Sünnettir..
Sünnetsiz Kur´an´ı düstur edinirsen eğer
Ne namaz kıLmaya ne oruç tutmaya nede diğer şartLara ihtiyaç duymaman gerek
Ki bu nasıL yorumLanır az çok tahmin edersin..
 

ziryan

New member
kuranda mehdi ile bi ayet geçmez diye biliyom bende ama gelecektir hadisler öle diyo kuranda herşey yazcak değil ya sonuçta Allah c.c uyarıcı göndermiş efendimiz istanbul mutlaka feth edilecektir demiştir ama kuranda istanbul ile ilgili bi ayet yok bilmem bişiler anlata bildimmi bu arda bazı zaatlara göre mehdi geldi o zaatın ismini sölemicem bilen zaten bilir
 

murat1905

New member
Mehdi kimdir ? Kavram olarak "Mehdi" ne demektir ?

Birgün Avf bin Malik'e Allah Resûlü, “Çok karanlıklı ve şiddetli bir kısım fitneler gelir. Derken fitneler birbirlerini takip eder. O kadar ki bu Ehl-i Beytimden Mehdî denilen bir zât çıkıncıya kadar devam eder. Sen ona ulaştığında tabi ol ki hidayette olanlardan olasın.” 1 buyurmuşlardı.
Ebû Saidü'l-Hudrî rivayet ediyor: “Resûlullahtan sonra önemli bir olayın meydana gelmesinden korktuk ve Bunu Resûlullaha sorduk. O da Hz. Mehdî'yi müjdeledi.” 2

Şüphesiz bu dönemler mânevî kurtarıcıların dört gözle beklendiği dönemlerdir. Böyle bir anda âhirzamanın beklenen şahsı Hz. Mehdî geleceğine göre ona bîat etmenin, katılmanın önemi tartışılmaz. Resûl-ü Ekrem de (a.s.m.) ümmetini buna teşvik ederek, “Sizden kim o güne yetişirse karlar üzerinde emekleyerek de olsa ona katılsın.” 3 buyurmuşlardır.

Başka bir hadislerinde de Allah Resûlü, Huzeyfetü'l-Yemanî'nin bir sorusu üzerine hayırdan sonra şer, şerden sonra sulh olacağını bildirmiş, “Bu sulhtan sonra ne olacak?” diye sorduğunda da şöyle buyurmuşlardı:

“Dalâlete dâvet edilecek. İşte sen o gün bir halife gördüğünde ağacın kökünü ısırarak da olsa ölünceye kadar ona koş.” 4 buyurmuşlardı.

Hadis-i şeriflerde kar üzerinde emekleyerek, ağaç kökünü ısırarak da olsa ona tâbi olmamız öğütlenen halife açıkça görüldüğü gibi Hz. Mehdî'dir.

Bu konu Asr-ı Saadette de o kadar önemli bir yer tutmuş olacak ki Ümmü Seleme validemiz, Resûllullaha “Mehdî gelecek mi?” diye sorma ihtiyacını hissetmiş, Allah Resûlü de “Evet, gelmesi haktır” 5 cevabını vermişlerdi. Hatta başka bir hadis-i şeriflerinde dünyanın yıkılmasına birgün kalsa bile, Cenab-ı Hak o günü uzatıp Hz. Mehdî'yi göndereceğini 6 belirtmektedir ki, bu onun geleceğinin zorunluluğunu ortaya koyar.

Hz. Ali’den bize ulaşan bir başka Hadise göre, bir gün o, oğlu Hz. Hasan’a bakmış ve: “Nebi Sallallahu Aleyhi Vesellem’in isimlendirdiği gibi, mutlaka benim bu oğlum Seyyiddir (Beyefendi, Halim Selim, zarif ve centilmendir.) Yakında onun soyundan, Nebinizin (s.a.v.) adıyla adlandırılan bir adam çıkacak, ahlakında ona (Hz. Peygambere) benzeyecek, ama yaratılışında (beden ve cisim özelliklerinde) ona benzemeyecektir” buyurmuştur. 7

Büyük Alim Taftazani’nin (Mesud b. Ömer) Şehru’l- Makasıd adlı meşhur eserinde; Mehdi ile ilgili konunun başında şöyle der: “Dünyayı adalet ve iyilikle dolduracak bir imamın (liderin, büyüğün, mehdinin) çıkması konusunda ahadis-i sahiha (sahih Hadisler) varid olmuşlar.” 8

Kimdir bu Hz. Mehdî? Resûl-ü Ekrem niçin özellikle ona uymayı tavsiye etmektedir? Eğer onun döneminde yaşayacak olursak onu nasıl tanıyacağız? O karışıklık, bozukluk, herc ü merc, fısk u fesad döneminin adamı olduğuna göre mücadelesini kimlere karşı ve nasıl yapacaktır? Özellikleri nelerdir? Bunlar ve bunlara benzer soruların cevabı bilinmedikçe Hz. Mehdî'nin fonksiyonu, icraatının ehemmiyeti elbette tam anlaşılamaz.

Mehdî kimdir?

Sözlüklerde hidayette, doğru yolda olan, başkalarının hidayet ve doğru yolda gitmelerine vesile olan mânâsına gelen Mehdî, İslâmî bir terim olarak âhirzamanda geleceği müjdelenen, kendisine Allah tarafından özellikle doğru yol gösterilen, hakka yöneltilen, dinî noktalarda hata ve yanlışlıklardan korunan, insanları, bilhassa Müslümanları irşad eden, doğru yola sevk eden, zulüm ve haksızlıkların kol gezdiği bir dünyada adaleti tesis eden, âhirzamanda geleceği müjdelenen Âl-i Beytten büyük bir zâttır. Mehdî yazdığı eserlerle, inançsızlık içerisinde bulunanları, îmanı şüphe ve tereddütte olanları kurtaracak, mü'minlerin îmanlarını takviye edecek büyük bir âlimdir.

Lisanü'l-Arap'ta Mehdînin, doğru yola erişmiş, hidayeti bulmuş olan; kendisine Allah tarafından doğru yol gösterilen kimse diye tarifi yapılmaktadır.9

Bu mânâda doğru yolda giden her Müslüman bir mehdîdir. Hz. Ali'ye hem doğru yolu gösterici anlamında hâdî, hem de mehdî denildiğini biliyoruz. 10

Dört halife ve onların yolunda gidenler de mehdiyyûn, yani mehdîler olarak anılmışlardır. Nitekim Resûl-ü Ekrem (a.s.m.), “Sizi sünnetime sımsıkı sarılmaya, raşid ve mehdî halifelerimin yolunda gitmeye teşvik ederim” 11 buyurarak onların yolunda gitmeyi tavsiye etmişlerdir.

Hz. İbrahim (a.s.), Hz. Muhammed, Dört Halife, Hz. Hüseyin, Süleyman bin Abdülmelik ve bazı Abbasî halifelerine Mehdî denildiğini de biliyoruz. 12

Emevî halifesi Ömer bin Abdülaziz'e Mehdî denilmiş, hatta Mehdîyle ilgili bazı hadisleri ona hamledenler de olmuştur. 13 Büyük Mehdînin birçok evsafına sahip 14 Mehdî-i Abbasînin ise, onun siyaset âlemindeki vazifesini yaptığını görüyoruz. 15

Demek ki mehdî kelimesi geniş periyodlu bir kelimedir. Ancak bu kelime başına “el” takısı geldiğinde özel ve belli bir kimseye isim olmuş olur ve hadis-i şeriflerde âhirzamanda geleceği müjdelenen meşhur ve mânevî büyük kurtarıcı için kullanıldığı görülür.


Kaynaklar:
------------------------------------------
1. Süyûtî, el-Havî, 2:67-68; el-Burhan, v. 87a.
2. Tirmizî, Kitabü'l-Fİten, 34; İbni Mâce, Kitabü'l-Fİten: 36, Hurûcü Mehdî: 34.
3. İbni Mâce, Kitabü'l-Fiten: 36 (H. 4082, 4084); Müstedrek, 4:465.; İbni Kesir, Kitabü'n-Nihaye, 1:28-29.
4. Ebû Avane, Müsned, 4:476.
5. Ikdü'd-Dürer, Varak: 7b.
6. Ebû Davud, Mehdî: 1 (H. 4282); Tirmizî, Fiten: 52 (H. 2231-2232).
7. Tac V, 363
8. TAFTAZANİ, Mesud b. Ömer, Şerhu’l-Makasıd, I-V, Tahkik, ta’lik Abdurrahman Amire, Alemu’l- Kütüb, Beyrut, 1989, V, 312; krş, et-Tac, V, 343, (Kitabu’l- Fiten, bab, 7)
9. İbni Manzur, Lisanü'l-Arap, (İbni Manzur, h-d-y md), 15:354.
10. İbnü'l-Esir, Ebû’s-Saadât el-Mübarek bin Muhammed el-Cezerî, Üsdü'l-Gâbe fî Ma’rifeti’s-Sahabe, I-VIII (Kahire: ts), 4:31.
11. Tirmizî, İlim: 16; İbni Mâce, Mukaddime: 6; Ebû Davud, Sünnet: 5.
12. İbnü'l-Esir, A.g.e., 4:31.
13. Nuaym bin Hammad, Kitabü'l-Fiten, İstanbul: Âtıf Efendi Kütüphanesi (el yazma) no. 602, v. 53a.
14. Nursî, Mektûbât, s. 96.
15. Nursî, Şuâlar, s. 509.

forumda aradım böyle detaylı bilgi bulamadım eğer varsa konu kapatılsın bu konularda derin bilgi sahibi değilim okudum belki merak eden arkadaşlar vardır diye konu açtım Allah bize de hayırlı bir müslüman olmayı nasip eder inşallah
 

rodora

New member
Önemli bi konu bence. Piyasdaki bazı kişilerin gerçek yüzünü ortaya dökebilecek kadar önemli bilgiler olabilir hatta.
 

HTML

Üst