The Cemaat ve The Hocaefendi

Vtnsvr

New member
Hayal Urunu Bir Yazi

Tugrul Keskingoren


Bu yazida sizlere Islam’i irdelemek gibi bir gayem yok veya savunmak veya yermek, veya laikligi desteklemek, veya elestirmek, sizleri tamamen baska bir boyuta Islam’in ve laikligin bir soru olarak algilanmadigi The Cemaat yani emperyalizm boyutuna tasimak istiyorum. Bu boyutun detaylari, Amerikan Emperyalizminin Ilimli Islam’i bir recete olarak sundugu ve bu sunusta rol alan the Hocaefendi ve O’nun libos destekli the cemaati artik Turkiye’nin bir sorunu haline gelmesinde saklidir. The Cemaat hem laikler hemde Muslumanlar icin bir tehdittir. Ergenekon operasyonu herhalde bunun cok guzel bir kaniti olsa gerektir.

Nurculugun ozunden sapmis bir cesit “din” olmus sekli olan The Cemaat artik baska bir boyuttadir, o sizin Kestanepazari zamaninda hatiralarinizda algiladiginiz camide vaaz veren saf temiz insanlar gitmis, yerine istihbarat orgutlerinin kullandigi bir sivil toplum ajan sebekesi gelmistir. Emniyet Genel Mudurlugu icinde yuvalanmasi, her girdigi partide hem lideri hemde muhalefeti desteklemesi ile toplumun bir yarasi haline gelen The Cemaat’ten bahsediyorum size. The cemaat’in merkezi Aydinlik dergisinin haberine gore Emniyet Genel Mudurlugu istihbarat daire baskanligidir.
The cemaat artik dinsel bir hareket olmanin otesinde, Allah ile kul arasinda bir yolun disinda Sirat-al Mustekim’den sapmis sekli ile Muslumanlara karsi kullanilan, bir diyalog paravanina donusturulmustur. Emperyalizmin The Cemaat’i kullanis sekli sadece Turkiye’ye yonelik degil, fakat bizim Turkistan cografyasi olarak algiladigimiz, emperyalizmin Orta Asya diye tanimladigi buyuk satranc tahtasinda kendisine yer arayan palyacolarin ve yeni oryantalistlerin cirit attigi yeni savas alaninada tasinmistir.

The Hocaefendi Amerika’ya hicret ettiginde tercihini Abromowitz’ten yana kullanirken, Graham Fuller vasitasi ile CIA ile tanismis ve light-Ilimli Islam’a muserref olmustur. Bu hicret Hz. Peygamberin hicreti degil, Ebu Leheb’in yanina siginmadir. O’na Necip beyin dedigi gibi biraz gec kalmak ile birlikte vatanina hosgeldin diyoruz. Her-kul takma adiyla internet sitesinde ve namaz gazetesinde yazilar yazarken diyalog ve hosgoruden bahseden The Hocaefendimiz sinek havalandiginda basin aciklamasi yaparken Turkiye’yi ilgilendiren en onemli konularda aglayarak sessiz kalmasi herhalde yeni peygamberliginin bir isareti olsa gerektir.

Son iki veya uc yildir Turkiye siyasetinde yasananlar, aslinda somurge ulkelerinde gerceklesen siyasi travmalarin bir ornegidir. The Cemaat uyesi genc bir savciya actirdigi Semdinli davasi ile Genel Kurmay baskani hakkinda cetelesme kanaati olusturan, Emniyet Genel Mudurlugu icinde olusturdugu kadrolasma ile ulkenin ve halkin guvenligi konusunda artik bir tehdit olan, insanlarin ozel hayatlari hakkinda istihbarat toplayip, The Cemaat’e karsi olan kisi ve kurumlari dinleyip, sanal ortamda bir dezenformasyon sebekesine donusen, the Hocaefendi’nin davasinin dusmesi talebine karsi gelen Cumhuriyet Savcisinin ozel konusmalarini Emniyet Istihbaratinda ki tosuncuklari vasitasi ile dinleyip sanal aleme koyup kiral benim diyen, Hukumet ile Askeri karsi karsiya getirmeye calisan, Orta Asya’da actigi okullar icin Buyuk Britanya Imparatorlugundan Ingiliz Kulturune yaptigi hizmetlerden dolayi odul alan, demokrasi ve diyalogtan bahsedip Mehmet Ali Birand’in 32’inci Gun programini yasaklattiran the Cemaat; demokrasi, Islam, bagimsizlik, fikir ozgurlugu, ozel yasam, laiklik, ve milliyetcilik gibi kavramlarin otesinde, Anadolu halkinin varligi icinde artik bir tehdit olusturmaktadir. Bu tehdit arkasina aldigi Amerikan Emperyalizmi ile kendisini daha guclu gorerek saldirganlasan, Anadolu halkini yutmak isteyen bir canavarin hikayesidir.

The Economist dergisinin gecen sayisinda yeni peygamber olarak tanimladigi The Hocaefendi’nin The Cemaati artik kendi kontrolunun otesinde cok bilinmeyenli bir denklem de karanlik bir limana dogru yol almaktadir. Karargah Turkiye degil, Washington’daki savas cetesinin merkezi olan American Enterprise Enstitusunun alt kati yapilmistir. Yazinin basligini hayal urunu bir yazi olarak koymustuk, evet anlatilanlar tamamen bir hayal urunudur, umut ederiz ki bu ruyadan bir an once uyanmak dilegiyle. Haksiz bir bicimde gozaltina alinan degerli dost Adnan Akfirat, Serhan Bolluk, degerli yurtsever Dogu Perincek, Ilhan Selcuk ve Kemal Alemdaroglu beylere gecmis olsun diyorum.

http://washingtonhaber.blogspot.com/2008/03/cemaat-ve-hocaefendi.html
 

VolkaN

Altın Üye
hayal dünyan ve olayları kendine göre çevirme özelliğin gelişmiş baya bu hayal dünyası ve paranoylarla tez zamanda kafayı yersin o yüzden hiç sıkıntı çekme hayatın tadını çıkar sayın vatan sever(sözde) turgul keskingören..İnsan neden kendisi gibi düşünmeyeni amacı tamamen farklı olan birini devamlı aşağılama iftira atma veyatta vatan hainliğine varan şuçlamalda bulunur işin ilginçi sevgili yargıtayımız oybirliği ile bu vatan hainini beraat ettirmiş ozaman ordakilerin vatan severliğinden şüphe etmek lazım değil mi etmeksek bizde vatan haini veyatta amerikan ajanı mı oluruz
 

Vtnsvr

New member
hayal dünyan ve olayları kendine göre çevirme özelliğin gelişmiş baya bu hayal dünyası ve paranoylarla tez zamanda kafayı yersin o yüzden hiç sıkıntı çekme hayatın tadını çıkar sayın vatan sever(sözde) turgul keskingören..İnsan neden kendisi gibi düşünmeyeni amacı tamamen farklı olan birini devamlı aşağılama iftira atma veyatta vatan hainliğine varan şuçlamalda bulunur işin ilginçi sevgili yargıtayımız oybirliği ile bu vatan hainini beraat ettirmiş ozaman ordakilerin vatan severliğinden şüphe etmek lazım değil mi etmeksek bizde vatan haini veyatta amerikan ajanı mı oluruz
demokraside yaşıyoruz.Fethullah Gülen'in hukuktaki yerini ilgili konuda var bakabilirsin.Artık resmen vatan haini olanlar da işi eyleme döktügü ispatlanmadan cezalandırılamıyor.Ne yaparsın AB yasaları ve takiyye bir araya gelince böyle oluyor.Eyleme dökülen ispatlarda kadrolaşma sayesinde emniyetten olur alamıyor.Ne olduki dün iddianame yüzünden yerine batırdıgınız Yargıtayı beraat yüzünden savunur oldunuz?İlaveten "vatan sever(sözde) turgul keskingören" demendeki aradaki sözdenin anlamı nedir?
 

VolkaN

Altın Üye
demokraside yaşıyoruz.Fethullah Gülen'in hukuktaki yerini ilgili konuda var bakabilirsin.Artık resmen vatan haini olanlar da işi eyleme döktügü ispatlanmadan cezalandırılamıyor.Ne yaparsın AB yasaları ve takiyye bir araya gelince böyle oluyor.Eyleme dökülen ispatlarda kadrolaşma sayesinde emniyetten olur alamıyor.Ne olduki dün iddianame yüzünden yerine batırdıgınız Yargıtayı beraat yüzünden savunur oldunuz?İlaveten "vatan sever(sözde) turgul keskingören" demendeki aradaki sözdenin anlamı nedir?
1- ben yargıtay baskanını hiç savunmadım orda ince bi eleştiri var sizlere anlıyacagını sanıyorum

2- hangi demokrasiden bahsediyosun

3-emniyeti sucluyorsun elinde kanıt var mı bu yaptıgın düpedüz iftira değil mi hayali bir kadrolaşmadan bahsedemezsin kanıtın varsa konus yoksa işine gelmeyen herkese ve her kuruma bişey sallama

4-..(bana göre)... vatanı için çok seyler yapan bir insana olmadık iftira ve eleştirilerde bulunan bir insan vatan sever olamaz

sizden saygı bekliyoruz yardım değil bırakın bu ülke için çalışan insanları sizde bi tuğla koyun böyle korku edebiyatıyla insanları tartışmaya ve kavgaya sürükleyen ve durmadan hoce efendi ile ilgili yazılardan vazgeçin birazda akpnin ekonomik hatalrından bahsedinde sizden yana olalım bu tarz hayali ve mesnetsiz tavırlarınıla sevgi ve kardeşlikten yana oldugunuz düşüncesi yalan gibime geliyor saygılar
 

64general1

New member
1- ben yargıtay baskanını hiç savunmadım orda ince bi eleştiri var sizlere anlıyacagını sanıyorum

2- hangi demokrasiden bahsediyosun

3-emniyeti sucluyorsun elinde kanıt var mı bu yaptıgın düpedüz iftira değil mi hayali bir kadrolaşmadan bahsedemezsin kanıtın varsa konus yoksa işine gelmeyen herkese ve her kuruma bişey sallama

4-..(bana göre)... vatanı için çok seyler yapan bir insana olmadık iftira ve eleştirilerde bulunan bir insan vatan sever olamaz

sizden saygı bekliyoruz yardım değil bırakın bu ülke için çalışan insanları sizde bi tuğla koyun böyle korku edebiyatıyla insanları tartışmaya ve kavgaya sürükleyen ve durmadan hoce efendi ile ilgili yazılardan vazgeçin birazda akpnin ekonomik hatalrından bahsedinde sizden yana olalım bu tarz hayali ve mesnetsiz tavırlarınıla sevgi ve kardeşlikten yana oldugunuz düşüncesi yalan gibime geliyor saygılar


Ya bıkmadınız gözünüze belgeler sokulsada şu adamı savunmaktan vazgeçmediniz.Kanıt istiyorsun verilenleri yeterli görmüyorsun.Şimdi sana Bush'un elinden imzalı Fethullahın ajanları oldugunu belirten,Vatikan'dan kardinalleri oldunu gösteren belge getirsemde inanmazsınız.Tabi onlarda salak,nasıl rüşvetin belgesinin ele geçirilmesi imkansız gibi bir şeyse,Vatan hainliginin belgesini ele geçirmek te çok zordur.Vatan hainliginde belge ararsan iş işten geçer zaten.Bugün siz Vahdettinide Vatan haini saymıyorsunuz,alikemalide saymıyorsunuz.Bana göre kesin vatan hainleridir ama sana göre degildir.Kişinin görmek istedigine göre degişir.Siz sanıyorsunuz ki Fethullah şeriatı getirecek diye destekliyorsunuz ama onun gayesi daha başka o artık ABD'nin Vatikan'ın adamı sizle ideal birliginden çoktan uzaklaştı ve sizleri kandırıyor.Fethullahçı kadrolaşmayı görmemek için artık taraftar olmak gerekiyor.Emniyetteki örgütlenme bile isim isim verildi.Kanıt mı istiyorsun al kanıt "ergenekon operasyon" u kim AKP iktidarına karşıysa hemen ergenekoncu oluveriyor.Nerde Vatansever var bir kaç mafya bozması hariç tutuklanıyor ortada iddianame bile 9 aydır yokken.Hükümet o kadar arkalarında ki sabahın dördünde 83 yaşındaki bir Vatansevere vatan haini muamelesi yapılabiliyor.işte sorunda burada o insan bana göre bir vatansever ama ülkemin rejimini yıkmak isteyene göre hain çünkü amacının önünde engel. Kanıt mı istiyoırsun işte kanıt fethullah gülen sayesinde eline geçirdigi egitim sistemi nedeniyle yöneticilerinin resmen Cumhuriyete,Atatürk'e,saldırmalarına ragmen,bu adamları ve partisini boyayıp bize demokrasi kahramanı gibi yutturdular ve bir şekilde %47 oy aldılar.Kanıtmı istiyorsun işte kanıt;
Fethullah Gülen Hakkında Bir Araştırma -


--------------------------------------------------------------------------------

Fethullah Gulen'in ABD ile kurdugu kopru hep islektir. Gulen, yukselisindeki buyuk basamaklari Amerikanci liderlere borcludur.
Orgutun kurulusuna harc koyan, 1960'li yillarda donemin uzun sure basbakanlik yapan Suleyman Demirel'dir.
Gulen, uluslararis olcekte faaliyetini, ABD'nin Turkiye'de en guclu oldugu yilda, 1980'de baslatmistir. Devletin icindeki kaynaklari o kadar saglamdir ki, askeri mudahale yapildigi 12 Eylul'den bir gun sonra 13 Eylul 1980'de, hakkindaki operasyon emrini ogrenip kacabilmistir. 12 Eylul yonetimi, bir yandan araniyor iken onu Canakkale Merkez Vaizligi'ne atamistir. 12 Eylul doneminde orgutlenme faaliyetleri katlanarak devam etmistir. Gulen orgutune sicramayi yaptiran, 1986'da yakalanmisken onu Izmir Sikiyonetim Komutanligi kuvvetlerinin elinden alan donemin basbakani Turgut Ozal'dir. Gulen, en buyuk gelismeyi, ABD vatandasligi ve CIA gorevliligi Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nce sorusturulan Tansu Ciller'in basbakan oldugu 1993-1997 yillari arasinda yapti.
(washingtonhaber)

Gulen, Ciller iktidarinda Turk Silahli Kuvvetleri'nin terfi ve tayinlerine bile mudahale edecek guce ulasmisti. Fethullah Gulen, bir orgeneralin kuvvet komutani olarak atanmamasi icin hangi girisimlerde bulundugunu bizzat kendisi 10 Ekim 1995'te basin toplantisinda aciklamisti.


Reagan'in Demokrasi Projesi ve Ulusal Demokrasi Vakfi

Fethullah Gulen orgutunun sicrama yapmasiyla, ABD'nin dunyadaki etkinliginin artmasi arasinda bir paralellik bulunuyor.
Gulen orgutu, ABD'de Reagan iktidarinda, Sovyetler'i cozmek amaciyla yurutulen ve 1981'de resmilesen "Demokrasi" projesinin bir urunu olarak serpiliyor. Demokrasi projesi, 1970'li yillarda, ABD Ulusal Guvenlik Konseyi'nin belirledigi Yesil Kusak politikasinin bir ust asamaya cikarilmis hali.
ABD'nin Celik Cekirdegi, bir yandan en kati Amerikanci askeri diktatorlukleri ayakta tutarken, bir yandan da orgutledigi CIA muhalefetine "insan haklari ve demokrasi" ihraci gorevi veriyordu. "Insan haklari"ndan kasit, tabii ki etnik, dinsel ve kulturel haklardi. Dunyanin her yanini saran din ve mezhep savaslari, mikro miliyetciligin kiskirtilmasiyla milyonlarin canina mal olan milli bogazlasmalar, bu projenin eseridir. Bu projeyi yurutmek icin bir de orgut kuruldu. National Endowment for Democracy. Yani Demokrasi Vakfi. Kisa adiyla NED diye anilan vakfin, CIA'dan daha etkin bir orgut oldugu Newsweek dergisi tarafindan teslim ediliyor.
ABD'nin "Project Democracy" si Islam ulkelerinde "ilimli Islam"in gelistirilmesi olarak piyasaya suruldu. Ilimli Islam ideolojisiyle, hem "dinlerarasi diyalog" icin zemin olusturuluyordu, hem de ABD'nin laiklik zemininde yukselen ulusal devletleri tahrip etmesinin araci olarak islev goruyordu. Ilimli sozcugu, Islam fundemantalizminde bir ilimlilik degildi. Seriatin koyu iktidari icin mucadele eden Ilimli Islamci orgutler, ABD yonetimine ve politikalarina karsi "ilimli" olmaliydi.
Pentagon tarafindan Islam cografyasinda "ilimli Islam" hareketinin onderi olarak sayilan Gulen, kendi cemaatine ait Zaman gazetesinin 4 Eylul 1997 tarihli sayisinda yayimlanan aciklamalarinda, Bati ile iliskiler hakkinda su degerlendirmeleri yapti:

"Inanmis bir insanin Bati karsisinda, Bati'yla entegrasyon karsisinda, Amerika'yla entegrasyon karsisinda olmasi katiyyen dusunulemez."
(Zaman gazetesi, 4 Eylul 1997)

Gladyo'nun Rolu

Gulen orgutu, 12 Eylul Amerikanci askeri darbesinin "Turk Islam sentezi"ni resmi kultur politikasi olarak benimsedigi, tarikatlarin "sivil toplum orgutu" olarak kutsandigi, yesil sermayenin onunun dizginsiz acildigi kosullarda gelisti.
Gulen orgutunun gelismesi, sadece bu iklimin dolaysiz sonucu degil. Devlet icinde orgutlenen Amerikanci paralel devletin dogrudan bir mudahalesi var. Gulen'in Ege Ordu ve Sikiyonetim Komutanligi'nca yakalanmasina karsin ayni gun serbest birakilmasiyla, cezaevindeki ulkucu genclerin gruplar halinde Fethullah Gulen orgutune intisap etmeleri ayni doneme rastliyor. Gulen'in, Gladyo'nun tetikcileri Abdullah Catli ve Haluk Kirci'larla iliskisi de 1980'li yillarin sonunda oruluyor. 1980 oncesinde MHP'ye bagli Ulku Ocaklari Dernegi'nin Genel Baskan Yardimcisi Abdullah Catli'nin 1996 yilinda Turkiye'de buyuk yankilara yol acan bir trafik kazasinda ust duzey bir emniyet mensubuyla birlikte olmesiyle, Ozel Harp Dairesi'nin yetistirdigi Gladyo tetikcilerini kamuoyu onune cikarmisti.
Gulen, bu yillarda cezaevinde magdur durumdaki sahipsiz ulkuculere buyuk maddi yardimlarda bulunuyor. Komunizmle Mucadele Dernegi'yle Fethullah Gulen'in ikinci kucaklasmasi bu doneme denk dusuyor. MHP'nin ikiye bolunmesi, Muhsin Yazicioglu'nun Buyuk Birlik Partisi'ni kurmasinda da Fethullah Gulen'in belirleyici rolu saptaniyor.
Buyuk Birlik Partisi'nin militanlari 1990 sinrasindaki butun uluslararasi etnik terror eylamlerinde rol aliyor: Bosna'da, Cecenistan'da, Gurcistan'da, Azerbaycan'da, Kesmir'de ve Sincian'daki seriatci terror militanlarinin kaynagi Buyuk Birlik Partisi oluyor.


Moon Tarikati ve Fethullah Gulen

Fethullah Gulen'in CIA ile iliskilerini surdurmede en onemli ortulerinden biri, Dinlerarasi Diyalog oldu. Bu ortu de bir ABD imalati. 1950'lerden itibaren dunyanin efendiligine soyunan ABD, kitalararasi imparatorlugunu surdurmek icin, her kitasal din icinde kendisine bagli bir tarikat orgutledi. Bu tarikatlarin hepsinin soylemi ayni: Dinlerarasi diyalog.
CIA denetiminde yurutulen bu faaliyetin ilk basarili ornegi Moon tarikati. 1951'de Kore'yi isgal eden ABD, Guney Kore'yi somurgelestirirken bir de Hiristiyan tarikati kurdu. Ve Guney Kore nufusunun yuzde 40'i, Budistlikten vazgecip Hiristiyan oldu. Bu basaridaki en onemli pay, bilinen adiyla Moon tarikatinin. Resmi adiyla anarsak; Birlestirme Kilisesi.
CIA'nin kurdugu Kore CIA'nin Washington temsilcisi Albay Bo Hi Pak da, Moon tarikatinin en guclu ismi. CIA, Moon tarikatini kullanarak Dunya Anti Komunist Ligi'ni orgutledi. Turkiye'de kurulan Komunizmle Mucadele Dernekleri de, Dunya Anti Komunist Ligi'nin uzantilari. Moon tarikati, 1978'de, ABD'de bir Kongre sorusturmasina ugradiysa da etkisini yitirmedi. Reagan doneminde Irangate skandalinda boy gosterdigini goruyoruz. George W. Bush iktidarinda Moon tarikatinin sahibi oldugu Washington Timas gazetesi, neoconservatism ve ABD saldirganliginin baslica araclarindan biri oldu.
Fethullah Gulen'in Turkiye'de yayinlanan Zaman gazetesi ile Washington Times arasinda siki isbirligi artarak suruyor.

Israil ile Iliskinin Ayirt Ediciligi

Moon tarikatinin, Latin Amerika'daki askeri diktatorluklerle, Israil uzerinden kurdugu uyusturucu ve teror bagi dikkat cekici. Fethullah Gulen'in Israil ile yakin iliskisi de onun en ayirt edici ozelligi. Korfez Savasi'nda, Irak yonetiminin Israil'e attigi Scud fuzesi uzerine Istanbul'da verdigi vaaz ve doktugu goz yaslari ve ettigi beddualarin kaseti, Islamcilar tarafindan elden ele dolastiriliyor.
Israil ile iliski, ABD acisindan kilit oneme sahip. Graham Fuller'in Islamci hareketi konu alan Kusatilanlar kitabinda, Islamci hareketlerin Bati ile entegrasyon icin yapmasi gerekenlerin basinda Israil ile iyi iliski geliyor.
(Graham Fuller, I. O. Lesser, Kusatilanlar, Sabah Kitaplari, Istanbul, 1996, s.126.)

Gulen'in Islamci kitleleri kendisinden sogutma tehlikesine karsin, Kudus Bashahami ile yakin iliskisi ve Fethullahcilarin isadamlari dernegi ISHAD'in Israil'le baglari, bu politikanin geregi olarak kuruluyor.

"Abramowitz'le Beni Kasim Gulek Tanistirdi"

Moon tarikati ile Fethullah Orgutu arasindaki bag, hedef benzerliginden ibaret degil. Organik iliski var. Moon tarikatinin Turkiye halifesi, Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Sekreterlerinden Kasim Gulek ile Fethullah Gulen'in dostlugu artik saklanmiyor
Gulen'in reklamini degisik yayin organlarinda yapan yazar Hulusi Turgut, 21 Ocak 1998 tarihli Yeni Yuzyil'da bu iliskiyi soyle anlatiyor:

"Kasim Gulek, Fethullah Gulen'le cok iyi dostluk iliskileri icinde bulundu. Gulen, Kasim Gulek'le *** *** gorusurdu. Vefati uzerine bu eski dostunun cenaze namazini kildirmisti. Fethullah Gulen'e sorduk: 'Amerika, sizlerle ilgili referansi merhum Kasim Gulek'ten mi aldi?' Gulen bu konuda sunlari soyledi: 'Kasim Gulek beyin baldizi Amerika'daydi. Yani Pentagon'la irtibatlari vardi. Eger kendisine degisik patformlardan, Beyaz Saray'dan sormuslarsa 'Bunlar nedir?' diye, o da 'Endise edilecek bir sey yoktur' demistir, referans vermistir."
(Yeni Yuzyil gazetesi, 21 Ocak 1998)

Gulen, 1 Eylul 1997 tarihli Zaman gazetesinde bu iliskiyi soyle acikliyor:

"ABD'de gorustugum insanlardan biri Abramowitz'di. O, Turkiye'de bir zaman elci olarak kalmisti. Musterek dostumuz Kasim Gulek Bey vardi. Onun vasitasiyla giyaben onu taniyorduk… Turkiye, simdiye kadar cok olum-kalim krizlerine maruz kalmistir. Bunu isterseniz bir kriz sayin ama bu millet bunu asar dedim. Hatta bu ses, imkâni varsa Beyaz Saray'a kadar, Kongre'ye kadar, Pentagon'a kadar goturulmeli dedim."
(Zaman gazetesi, 1 Eylul 1997)

Gulen, 1992 yilinda ABD'ye gittiginde, Kasim Gulek'in, Pentagon'da albay olarak gorev yapan, sonra supheli bir sekilde olen baldizi araciligiyla Pentagon ve CIA yonetimi ile iliskiye gectigini de anlatiyor.
Moon tarikati ile Fethullah Gulen'i birlestiren bir diger isim; Gladyo'nun tetikcisi Abdullah Catli. Catli, 1981 yilinda Dunya Anti Komunist Ligi'nin toplantisina katiliyor. 1992'de Gulen'i ABD'de havaalaninda karsilayan da, Abdullah Catli.

Falun-Gong, Scientology, Moon ve Gulen Birlikteligi

Hizla yayilan ve buyuk mali olanaklara sahip CIA baglantili bir baska tarikat da, Scientology adini tasiyor. Scientology'nin, gerek ABD'de gerek Avrupa'da en siki iliski icinde oldugu guc, Fethullah Gulen orgutu. Scientology, ayni zamanda Moon tarikati ile cok siki iliski icinde. CIA'nin denetimindeki bir diger tarikat da Cin'de faaliyet yurutuyor: Falun-Gong.
Her dort tarikatin da teorisi, dini yorumlayislari, calisma tarzlari ve hedefleri arasinda olaganustu uyum var. Kuskusuz bunun nedeni, komuta merkezinin ayni olmasi. Hepsi, CIA'nin ortulu faaliyetleri icin kullaniliyor ve yonlendiriliyor.

Hiristiyan Misyonerlerinin Yolunu Izledi?

Turkiye'de diger tarikatlar Kur'an kursu ve imam hatip liseleri gibi dogrudan dini egitim kurumlarina onem verirken, Fethullah Gulen cemaati, Turgut Ozal doneminde, yurticinde ozel Anadolu liseleri ve kolejler acmaya basladi. Fethullah Gulen, bu okullarda, Hristiyan misyonerlerinin taktigini izleyerek, temel bilimler alaninda egitime agirlik verdi.
Osmanli Imparatorlugu'nda orgutlenmek isteyen Hiristiyan Misyonerleri de, once teoloji alaninda egitim veren okullar kurmak istemis, basarili olamayinca, temel bilimler alaninda egitim veren kolejler kurmustu. 1915 yilinda Osmanli cografyasinda, Hiristiyan Misyonerleri'nin Amerika'daki en buyuk orgutu American Board'a bagli 600'den fazla okulu vardi. Amerikan kolejleri, Osmanli Imparatorlugu'nun parcalanmasinda cok onemli roller oynadi. Ataturk, Cumhuriyet'le birlikte bu okullari kapatti. Turkiye, NATO'ya girdikten sonra bu okullar yeniden acildi.
Misyoner kolejlerinde Hiristiyanlik egitimi gizli yapiliyordu. Fethullah okullarinda tarikat egitimi ise yurtlarda ve ogrencilerin barindirildigi "Isik evi" denen apartman dairelerinde yapiliyor. Universiteye girmenin cok zor hale getirildigi Turkiye'de Fethullah Gulen'in kurdugu okullarda, devlet okullarindan daha iyi egitim veriliyor, bu nedenle aileler cocuklarini getirip Fethullah'a teslim ediyorlar. Ancak bu liselerden yetisen cocuklarin tamama yakini, Turkiye Cumhuriyeti'ne, Ataturk'e dusman hale getiriliyor, ABD hayrani yapiliyor.

Uluslararasi Okullar Nasil Kuruldu?

Sovyetler Birligi'nin cozulmesi uzerine Gulen orgutu uluslararasi okullar atagina gecti. Gulen'in oncelik verdigi ulkeler de dikkat cekici: Orta Asya, Kafkaslar, Balkanlar.
1992'den itibaren, oncelikle Orta Asya Turk cumhuriyetleri olmak uzere Kafkas ve Balkan cumhuriyetlerinde, "Fethullahci" diye bilinen vakif ve sirketler, art arda kolejler actilar. Ardindan Asya ve Afrika ulkeleri geldi.
Su anda 5 kitada, 52 degisik ulkede 21 ogrenci yurdu, 6 universiteye hazirlik kursu, 257 lise, 21 dil okulu ve 6 universiteleri bulunuyor. Okullar icin bir yilda harcanan paranin toplami, Gulen tarafindan 1 milyar 205 milyon dolar olarak belirtiliyor.
ABD'nin Soguk Savas doneminde, Sovyetler Birligi'ni iceriden cokertmek icin orgutledigi ve buyuk olanaklarla yuruttugu "CIA muhalefeti"nin, Gulen orgutunun onunu actigini saptiyoruz. Sovyet blokuna karsi yurutulen psikolojik savasin en onemli aygiti Hur Avrupa Radyosu, Fethullah Gulen'i bultenlerinin bas konusu yapiyor. Amerika'nin Sesi radyosunun degisik lehcelerdeki Turkce yayinlarinda, Gulen ve misyonu done done ovuluyor.
Osmanli Imparatorlugu topraklari icinde acilan Amerikan kolejleri kime hizmet ettiyse, Gulen'in okullari da ayni hizmeti goruyor. Bu okullar hep CIA'nin ilgi duydugu ulkelerde aciliyor. Okullara ABD'deki Yahudi lobisinin de ilgi duyduguna dikkat cekiliyor.

CIA'nin Ilgi Alanlarinda

Okullarin ulkelere dagilimi soyle oldu: Kazakistan (28), Rusya Federasyonu'na ait cesitli bolgeler (24), Ozbekistan (18), Turkmenistan (15), Azerbaycan (14), Kirgizistan (11). Bunlari Arnavutluk ve Mogolistan (4'er); Afganistan, Irak, Gurcistan, Ukrayna ve Romanya (5'er); Moldova (2); Pakistan, Banglades, Makedonya, Macaristan, Fas, Guney Afrika, Sudan, Endonezya, Tayland ve Tayvan birer okulla izliyor.
Dunyadaki uyusturucu merkezlerinden Tayland'in sinirindaki Cenday kentine gidip okul ve yurt acmanin Turkiye acisindan bir anlami bulunmuyor, ama CIA acisindan cok anlamli.

Okullari Acan Sirketler

Bes kitaya yayilan okullar icin Turkiye'de sirketler kuruldu. Bu sirketler, yurtdisinda acacaklari okullar icin Turk Milli Egitimi'ne basvurup, izin aldi. Ardindan, gorev alacak egitim ordusu belirlendi. Sayilari 4 binin uzerinde olan ogretmenlerin yaslari 22-35 arasindaydi. Hepsi, cok iyi Ingilizce ogrenmisti. Fethullah Gulen'in tavsiye ve tesviklerine uyarak okullari acmak icin su sirketleri kurdular: Cag Ogretim Isletmeleri AS, Feza Gazetecilik AS, Selale AS, Eflak AS, Kazak Turk Liseleri Genel Mudurlugu, Sebat AS, Silm AS, Taskent Egitim Sirketi, Serhat Egitim Ogretim ve Saglik Hizmetleri AS, Tolerans Vakfi, Ufuk Egitim Vakfi, Toros Egitim Hizmetleri Turizm ve Ticaret AS, Ertugrul Gazi Egitim Ogretim AS, Karacay Cerkes Toros Egitim Hiz. Tur. ve Tic. AS, Palandoken Egitim Ogretim Hiz. AS, Dunae 94 Sti., Ozel Burg AS, Dostluk Yurdu Dernegi, International Hope Ltd. Company, Fezalar Egitim Ogretim Ticaret Limited Sirketi, Caglar Egitim Mal. Ltd. Sti, Balkanlar Egitim ve Kultur Vakfi, S.C. Lumina SA Sirketi, Gulistan Egitim Yayin ve Ticaret Ltd. Sti., Sema Egitim Ogretim Isletmeleri AS, Samanyolu AS, Turkiye Saglik ve Tedavi Vakfi, Yayasan Yenbu Indonesia Vakfi.

Okullari ABD'nin Destegiyle Aciyoruz Itirafi!

1998 yilinda Fethullah Gulen hakkinda, Turkiye Cumhuriyeti'nin laiklik ilkesini degistirmek icin teror orgutu kurdugu saviyla tutuklama karari cikartildi. Gulen, ABD'ye kacti. 6 yildir ABD'nin Pensyllvania eyaletinde yasiyor. Gulen, ABD'de uluslararasi okullarin, ABD4nin istegi vedestegiyle kurulmdugunu itiraf etti.

"Amerikalilar istemezlerse kimseye dunyanin degisik yerlerinde hicbir is yaptirmazlar. Simdi bazi gonullu kuruluslar dunya ile entegrasyon adina gidip dunyanin degisik yerlerinde okullar aciyorlarsa, Amerika ile catistiginiz surece bu projelerin gerceklestirilmesi mumkun olmaz." 7
(Nevval Sevindi, Fethullah Gulen ile New York Sohbeti, Sabah Kitaplari, 4. basim, Istanbul, Aralik 1997, s.39.)

Gulen, gucunu ABD yonetiminden aldigini da saklamiyor:

"Amerika su andaki konum ve gucuyle butun dunyaya kumanda edebilir. Butun dunyada yapilacak isler buradan idare edilebilir. Amerika hâlâ bu dunya gemisinin dumeninde oturan bir milletin adidir. Amerika daha uzun zaman dunyanin kaderinde cok onemli rol oynayacaktir. Bu realite kabul edilmeli. Amerika gozardi edilerek surada burada bir is yapilmaya kalkilmamali "
(Nevval Sevindi, Fethullah Gulen ile New York Sohbeti, Sabah Kitaplari, 4. basim, Istanbul, Aralik 1997, s.39.)

ABD Buyukelcisi Mark Parris'in Rolu

ABD ile bagi, onun Turkiye Cumhurbaskani'nin korumasina girmesine yol acabilecek kadar gucluydu.
Fethullah Gulen'e bagli Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi'nin, 25 Aralik l997 gunu duzenledigi "Ulusal uzlasma, hosgoru ve diyalog" odul toreninde, Cumhurbaskani Demirel'e de "sukran plaketi" verilmisti.
Oysa o tarihte Fethullah Gulen'in okullari basiliyor, Turkiye Cumhuriyeti karsi faaliyetleri nedeniyle hakkinda adli sorusturma yurutuluyordu.
Cumhurbaskani Demirel, irticaya karsi mucadelede devlet kurum ve kuvvetlerinin butunlugunu bozan bu konuma neden geldigi onemliydi.
Demirel'i Fethullah'in odulunu almaya ABD Ankara Buyukelcisi Mark Parris ikna etti.
Mark Parris, Iran'da 8-11 Aralik l997 tarihleri arasinda yapilan Islam Konferansi Orgutu'nun Tahran zirvesinden donusunde Demirel'i ziyaret etti. Demirel, IKO'nun Turkiye'ye karsi tutumunu protesto ederek, zirveyi bir gun once terk etmisti. Parris, Aralik ayinin ikinci haftasinda yapilan gorusmede, Turkiye'nin Ortadogu ve Orta Asya'da "Ilimli Islam"dan yana tavir almasini savundu. Fethullah Gulen'i ovdu.
Turkiye'ye gelir gelmez Demirel ile "on gun icinde uc kez gorustugunu" soyleyen Mark Parris, ABD'nin Celik Cekirdegi'nin has adamlarindan. Beyaz Saray'dan Ankara'ya geldi. Bill Clinton'un yakin ekibi icindeydi. Ulusal Guvenlik Konseyi'nin, Turkiye'yi de kapsayan Yakindogu ve Guney Asya sorumlusu iken Turkiye'ye atandi.
Mark Parris'in Fethullah Gulen'e ilgisi, Ankara'ya geldikten sonra baslamiyor. Gulen'in, ABD'de devlet ricali tarafindan kabul gormesini saglayan da, Mark Parris'in basinda oldugu Yakindogu ve Guney Asya Bolumu'ydu. Fethullah Gulen'in, Beyaz Saray'in yol vermesiyle, ABD'de 14 onemli temasta bulundugu belirtiliyor.
Demirel'e odul toreni icin Gazeteciler ve Yazarlar Vakfi'nin davetiyesini goturen kisinin, ABD'nin eski Buyukelcisi Abramowitz'in mesajini da ilettigi ifade ediliyor.

Fethullah'in Okullarinda CIA Ajani Ogretmenler

Fethullah Gulen cemaati tarafindan yurtdisinda, ozellikle de Turk Cumhuriyetlerinde acilan okullarda, diplomatik pasaportlu Amerikali CIA ajanlari, "Ingilizce ogretmeni" diye barindiriliyor. Bu isbirligi, Turkiye'de yapilan ust duzey resmi bir toplantida, bizzat Fethullahci okul yoneticisi tarafindan itiraf edildi. Durum, devletin resmi olarak yayimladigi kitapla da belgelendi.
Tarih, 3 Mart 1997. Yer, Ankara'daki Baskent Ogretmenevi. Onemli bir toplanti yapilmaktadir. Ev sahibi, Milli Egitim Bakanligi Yurtdisi Egitim Ogretim Genel Mudurlugu. Konu, yurtdisinda acilan Turk okullarinin sorunlari. Toplantiya, basta Milli Egitim Bakani Mehmet Saglam olmak uzere bakanligin butun ust duzey burokratlari katiliyor. Dahasi; Basbakanlik'tan, MIT'ten, Disisleri Bakanligi'ndan temsilciler de katilimcilar listesinde. Ve elbet, yurtdisinda okul acmis vakif ve ozel sirket yetkilileri de hazir.
Sira, Ozbekistan'daki 18 okulun sahibi gozuken Silm A.S.'nin yetkilisi Mehmet Mesut Ata'ya gelir. Bu okullar da, "Fethullahcilara ait" diye bilinmektedir. Ata, bircok talebini dile getirir. Sozlerini Amerika'nin Ozbekistan'daki bir uygulamasini ornekleyerek baglar. MEB'in yayimladigi Yurtdisinda Acilan Ozel Ogretim Kurumlari Temsilcileri-Ikinci Toplantisi adli kitabin 63-64. sayfalarindan okuyalim:

"Amerika Birlesik Devletleri, dostluk koprusu adi altinda getirdikleri 70 ogretmene diplomatik statu kazandirmislardir. Biz de, eger devletimiz, buyukelciligimiz, bu konuda diplomatik statu konusunda bize yardimci olursa Turk ogretmenlerinin, Turk egitim elemanlarinin itibarlarinin biraz daha artacagini zannediyoruz."
(Yurtdisinda Acilan Ozel Ogretim Kurumlari Temsilcileri-Ikinci Toplantisi, sayfa: 63-64. MEB Yayinlari)

CIA'cilar Fethullah Okullarinda

Ama ABD, CIA ajanlarini kamufle etme ihtiyaci bile duymamis, hepsinin cebineb diplomatik pasaport koymustu.
Ozbekistan'da diplomatik pasaportla bulunan ABD'li "ogretmen"lerin cogu, Fethullah Gulen cemaatinin okullarinda calismaktaydilar. Ingilizce dil "ogretmeni" olarak gosterilmislerdi.
Kirgizistan'da da 50-60 kadar Amerikali "ogretmen" vardi. Bunlar da diplomatik pasaportluydu. Ve Kirgizistan'da "Fethullahci" diye bilinen okullarda "ogretmenlik" yapiyorlardi.
Fethullah Gulen'in okullari, egitim dili olarak da Turkceyi degil, Ingilizceyi kullanmaktadir. Ozellikle hazirlik siniflarinda haftalik ortalama 24 saati bulan Ingilizce derslerine, cogu okulda ABD'li ve Ingiliz "ogretmenler" giriyor.

CIA, Fethullah'in Ogretmenlerine Resmi Pasaport Veriyor

Olayin ABD cephesi ise, 1 Mart 1998 tarihli Aydinlik'ta Dogan Duyar'in haberiyle irdelendi. Nur tarikatinin basi Fethullah Gulen'in yurtdisindaki okullarinda calisan bine yakin ABD'li ogretmende, yalnizca devlet gorevlilerine verilen ABD resmi pasaportu var. Cogunlugu Turk Cumhuriyetleri'nde faaliyet yuruten okullardaki ABD'li ogretmenler, Ingilizce adiyla "official passeport" sahibiler. Amerikan Egitim Bakanligi personeli olmayan ABD'li ogretmenlerin, normal olarak turist pasaportu sahibi olmalari gerekiyor. Ancak, Amerikan devleti, Gulen'in okullarinda calisanlari resmi gorevli sayiyor. Bu nedenle diplomatik pasaportla esdegerdeki resmi pasaport veriyor. Turkiye'deki karsiligi "yesil pasaport" olan "official passeport", ABD'li ogretmenlere diplomatik dokunulmazlik sagliyor.
Amerikali kaynaklar, bu pasaportlarin CIA'nin talimatiyla duzenlendigine isaret ediyorlar.

Prosedur Nasil Isliyor?

Gulen'in okullarinda gorev yapan ABD'li ogretmenler, bu pasaportlari ozel bir islem sonucu elde ediyorlar. ABD'de, Turkiye'den farkli olarak, ozel kesimden bir kisi, belli bir sure icin devlet memurluguna getirilebiliyor. Bu statunun kazanilmasi icin, ilgili bakanlikta bir komisyon olusturuluyor. Komisyon, kisiyi sorguladiktan sonra, gorev icin uygun olup olmadigina karar veriyor ve atamasini yapiyor. ABD'de buyukelcilik gorevine bile, ayni yontemle ozel kesimden kisiler atanabiliyor.
ABD Adalet Bakanligi'na yakin kaynaklar, ogretmenlere resmi pasaport verilmesi konusunda Aydinlik'a su bilgiyi verdiler:

"Gulen'in okullarinda gorevli Amerikali ogretmenlerin buyuk bir kismi Egitim Bakanligi personeli olmadigi halde memur pasaportu tasiyor. Eger bu ogretmenler ozel kesimden alinip gorevlendirildiyse, normal prosedure gore bir komisyonda dinlenmeleri (hearing) gerekirdi. Oysa bu ogretmenlerin atama oncesi sorgulari yapilmamis. Bu normal olmayan bir durum."
Amerikan burokrasisinde normal olmayan durumlara sikca rastlanabiliyor. Ancak bu tur olaganustu uygulamalar, devreye gizli servislerin girmesiyle mumkun oluyor. Gulen'in okullarinda gorevlendirilen ogretmenlerin, ABD Egitim Bakanligi'nin ilgili komisyonunda dinlenmeden resmi pasaport almalari icin, CIA'nin devreye girdigi belirleniyor. 10
(Aydinlik, Dogan Duyar, 1 Mart 1998)

Alman Dergisi: Fethullah'in Sermayesi Amerika'dan

Alman "Yeni Sag"inin en onemli yayin organi sayilan, Almanya'nin Berlin kentinde yayimlanan Junge Freiheit (Genc Ozgurluk) dergisinin 26 Haziran 1998 tarihli sayisinda, Fethullah Gulen'le ilgili bir makale yer aldi. Orhan Candar imzasiyla yayimlanan yazinin basligi soyle: "Karanlik bir Kesis. Turkiye'de Amerikan menfaatleri: Fethullah Gulen ve 'Ilimli Islam.'"
Fethullah Gulen tarikatinin, ABD'nin bolgedeki "Sivil Toplum Kurulusu" oldugu belirtiliyor.
Dergi, Gulen'i yerine oturtuyor:

"Ne var ki Gulen, askerleri ve politikayla ilgilenen Turkleri, gozyaslariyla dolu vaazlari veya dort bir yone gonderdigi tolerans mesajlarindan dolayi rahatsiz etmiyor. Onlari rahatsiz eden, Hoca'nin politik hedefleri. Daha dogrusu: O'nun 'Allah'in bereketiyle' akan sermayesinin gercek kaynagi olan bir yabanci gucun varligi. Genelkurmay bunyesinde Islamci faaliyetleri izlemek uzere kurulan Bati Calisma Grubu'nun bir raporuna gore, Hoca'nin coktan iflas bildiriminde bulunmasi gerekirdi. Zira, onun sadece yurtdisi okullarinin masrafi, taraftarlarinin bagislarindan her yil on milyonlarca dolar daha fazla. Bundan baska, bir dizi hayli tuhaf olay var. Ornegin, birtakim gizli raporlara gore Hoca'nin okullarinda bir kurus maas almaksizin calisan yuzlerce Amerikali Ingilizce ogretmeni veya Orta Asya Turk cumhuriyetlerinde bircok yeni binanin karsiliksiz olarak Amerikan misyon teskilatlarinca Fethullahcilar'in emrine verilmesi."

"Yahudi Lobisi, Hocaefendi'nin Kitaplarini Bedava Basiyor"

"Boylesine comert bir yardimin, 'dinler arasi diyalog' cercevesinde verildigi, Turk makamlarina inandirici gelmiyor. Ayni sekilde Bnai-Brith'in (ABD'de faaliyet gosteren Yahudi lobisine bagli bir kurulus. Dunya capinda, basin yayin organlarinda Musevilere karsi faaliyet gosteren ve yayin yapan kuruluslari rapor ediyor) Hocaefendi'nin tum eserlerini (bedava!) Ingilizce olarak yayimlama karari almasi da, uzmanlari hayrete dusuruyor. Cunku Gulen, vaazlarinda 'Dunya Museviligi' hakkinda pek yenilir yutulur seyler soylemiyor. Ozellikle Orta Asya'da faaliyet gosteren Gulen teskilatinin mazhar oldugu bu yabanci destek, buyuk bir ihtimalle Siilige ve her zaman guvenilir olmayan Vahabi Islamina karsi, bu dinin 'Ilimli' bir turunu piyasaya surmeyi hedefleyen Amerikan planiyla yakindan ilintili. Oysa, ABD'ye siki sikiya bagli, son derece guclu, sozde dinsel bir NGO'dan, Turkiye'nin bekleyebilecegi bir menfaat olamaz. Kaldi ki, eger bu teskilat, Turkiye'yi Kafkaslar ve Orta Asya icin bir modele donusturmek, Turkiye'yi bir laboratuvar gibi kullanmak niyetindeyse…"11
(Junge Freiheit, 26 Haziran 1998)


Irak'in Kuzeyinde Fethullah Okulu

Fethullah Gulen, dunyanin dort bir yaninda okullar aciyor. Okullarin acildigi ulkeler, ayni zamanda ABD'nin nufuz alani yaratmaya calistigi ulkeler. Bu okullardan biri de, Kuzey Irak'ta. Gulen, Gulcin Tahiroglu ile yaptigi ve Aktuel dergisinin 19-25 Eylul 1996 tarihli sayisinda yayimlanan roportajinda, Erbil'deki okulun MIT destegiyle kuruldugunu acikliyor:

"Erbil'de Turkmenler icin okul actigimiz zaman orada Barzani ile Talabani hakimdi. Ben Sayin Cumhurbaskani'na sordum o meseleyi. Devletin burada okul acmasini zaruri goruyorum, aksi halde, oradaki Turkmenleri Kurtler eritir dedim. Eger siz yapmayacaksaniz bilin ki biz yapacagiz dedim. Onlar da 'Nasil istiyorsaniz oyle yapin' dediler. Onun icin MIT de, oradaki istihbarat orgutleri de bu isin hep yaninda oldular. Ve Erbil bombalandigi halde bizim okula bir sey yapmadilar. Irak da yapmadi, Barzani de... Orada egitim devam ediyor. Hatta ikincisi, ucuncusu acilmasi bahis mevzuu."
(Aktuel dergisi, 19-25 Eylul 1996)

Fethullahcilarin, Kuzey Irak'ta Erbil kentinde uc egitim kurumu bulunuyor. Bu okullar, CIA'nin istegi uzerine aciliyor. Okullarin parasi da, CIA'nin kontrolundeki Ulusal Demokrasi Vakfi (NED)'den alindi. Para, Fethullahcilarin ABD'deki vakiflarindan biri uzerinden Kuzey Irak'a aktarildi. Fezalar Egitim ve Ogretim Ticaret Limited Sirketi'ne kayitli olan bu kuruluslardan Ozel Isik Koleji ile Ozel Nilufer Koleji, Anadolu Lisesi statusunde. Isik Turk Dil Merkezi ise kayitlarda "dil kursu" olarak gorunuyor.
1994 yilinda faaliyete gecen Ozel Isik Koleji'nin 140 ogrencisi, 16 personeli bulunuyor. 1995 yilinda kurulan Isik Turk Dil Merkezi'nde iki kisi calisiyor. Ozel Nilufer Koleji ise 1996 yilinda faaliyete gecti. 44 ogrencisi, 8 personeli bulunuyor.


PKK'ya 15 Bin dolar Verdi

Fethullahcilar Ozel Isik Koleji'ni acacaklari donemde, Erbil, Talabani liderligindeki Kurdistan Yurtseverler Birligi (KYB)'nin denetimi altindaydi. Fethullahcilar, okulun ozgurce faaliyet gostermesi ve bir mudahale ile karsilasmamasi icin PKK ile anlastilar. Isik Koleji'ni temsil eden kisilerle PKK arasindaki iliski, Erbil kalesinin hemen altinda bulunan Taurus Oteli'nde kuruldu. PKK'ye 15 bin dolar para yardimi yapildi.
PKK'nin okula mudahalede bulunmama kosulu, Fethullahcilar'in Turkiye Cumhuriyeti devletinin sivil ve askeri istihbarat personelini okula sokmamasiydi. Fethullahcilar'la PKK, Turkiye'ye karsi bir ittifak olusturmuslardi. Nitekim CIA, okulu us olarak kullandi. PKK'nin de buna bir itirazi olmadi. Bunun karsiliginda okul, faaliyete basladi. Okulun ogrencileri, Turkmen ve Kurt asiretlerinin zengin kesiminin cocuklarindan olustu.
Fethullahcilarin PKK'ye yardimi, butun ayrintilariyla Genelkurmay istihbarati tarafindan saptandi.
Aydinlik, 14 Eylul 1997

Asya Finans: Para Aklamada Yeni Istasyon

Fethullah Gulen'in, ABD'den Malezya'ya 200'e yakin okulu var. Okullarin yogunlastigi alan; Dogu Avrupa ulkeleri, Rusya ve Turk cumhuriyetleri. Okullar, Ortadogu ve Kuzey Afrika'ya da uzaniyor.
Okullarin bir baska kullanimi var ki, hic bilinmiyor. Fethullahcilar, okullar araciligiyla kara para akliyor ve yasadisi para transferi yapiyorlar.
Baslangici soyle, Rusya ve Dogu Bloku ulkelerinden yabanci doviz cikartilamiyordu. Doviz kitti. Orta asya ulkelerinin parasiyla ticaret yaparsaniz da zarar ediyorsunuz. Cunku o paralar surekli ve cok hizli deger kaybediyor.
Fethullahci okul yoneticileri, isadamlarina "komisyon karsiliginda" ticaretten kazandigi dolarlari Rusya'dan cikariyorlar. Sistem soyle calisiyor: Yabanci ulkelerdeki okullar, kâr amaci gutmeyen vakiflar tarafindan kuruluyor. Bu ulkelerin cogunda, bu tur vakiflar mali denetimin disinda. Turkiye'den goturulen ogretmenlere, 12-15 bin dolar arasinda maas odeniyormus gibi gosteriliyor. Bu para, Turkiye'ye transfer ediliyor. Turkiye'de de ogretmenlerin hesabina 500-600 dolar yatiriliyor. Geriye kalan, ilgili yerlere aktariliyor.
Fethullahcilar, Asya Finans'i kurmadan once yurtdisindaki islerini Faysal Finans araciligiyla yurutuyorlardi. Son donemde, Faysal Finans'la sorunlar ciktigi ve bu yuzden Asya Finans'in kurulmasina karar verildigi belirtiliyor. Gulen, Para dergisinden Gulcin Tahiroglu'na Asya Finans'in kurulus gerekcesini soyle acikliyor:

"Dunyanin degisik yerlerinde okullar, muesseseler acilinca para transferi gibi, teminat mektubu gibi bir seye ihtiyac duyuluyor. Asya Finans'in guclu bir finans olacagi kanaatini tasiyorum. Dista yapilan isleri daha rahat goturmek icin finans kaynagi olsun, teminat mektuplari saglansin, dista bankalardan kredi almak kolaylassin…"
Asya Finans'in kurulus karari verilince, kisa surede 2 trilyon toplaniyor. Ilk toplantilara Fethullah Gulen de katilmis. Katilisini, "Arkadaslarimiz bunu bir ugur saydilar" diye acikliyor.
(Para dergisi 22 Eylul 1996)

Fethullahcilar Turk Cumhuriyetlerinde daha cok petrol ve madencilige el atmislar. Once okullara giriyorlar. Medya sektorune de agirlik veriyorlar. Zaman gazetesini bir orgutlenme araci olarak kullaniyorlar. Ticari baglanti yaptiklari Turk Cumhuriyetlerinin cogunda Zaman basiliyor.

Rusya, Fethullah okullarini kapatiyor

Rusya yonetimi, 2002'den baslayarak Fethullah okullarina karsi operasyon yapilor, Rusya Devlet Baskani Putin'in emriyle 2004 yili sonunda ulke icindeki Fethullah Gulen okullarini kapatmak icin harekete gecti. Gulen'e bagli cesitli sirketleri yakin takip altina alan Rus yonetimi, okullari "Amerikan ve Ingiliz casusu yetistirme merkezi" olarak goruyor. Rusya yerel yoneticileri arasinda bu okullarda okumus bazi gorevlilerin de isine son verilmesi icin hazirliklar yapiliyor.
Bircok bolgede, yerel yoneticilerin cocuklarini Ingilizce egitim vermesi nedeniyle bu okullara gonderdigine dikkat cekilerek, Fethullah Gulen okullarindan yetismis ve bazi yerel devlet dairelerinde calisan kadrolarin da onemli bir tehlike olarak goruldugu belirtiliyor.
Moskova'da yayimlanan Nezavisimaya gazetesi, Haziran 2000'de Fethullah Gulen'in Rusya'daki taraftarlarinin iktidar organlarina sizdigini yazdi.
Soz konusu okullarin once Rusya'nin Turkce konusan bolgelerinde kuruldugunu bildiren Nezavisimaya, Tataristan'da 8, Baskirdistan'da 4, Karacay-Cerkez, Cuvasya ve Yakut-Saha'da da birer okul bulundugunu yazdi.
Astrahan ve Dagistan'da da lise ve kolejler bulundugunu yazan Nezavisimaya, bu okullarin Nurcular, Serhat, Toros, Palandoken, Feza ve Cag Ogretim International gibi degisik adlardaki Turk sirketleri tarafindan finanse edildigini bildirdi.
Gazetedeki yazida, okullarda "radikal Islam ve tek Islam devleti kurulmasi propagandasi" yapildigi belirtilerek, bu kuruluslarin denetlenmesini istendi.

FSB: Casusluk Yapiyorlar

Rusya Ic Guvenlik Orgutu FSB Baskani Nikolay Patrusev, 17 Aralik 2002'de Turk basininda yer alan aciklamasinda, gerceklestirdikleri en basarili etkinlikler arasinda Turk casuslarin desifre edilmesini de saydi. FSB Baskani 2002 yili etkinlik raporunda Fethullah Gulen okullarinda calisan ogretmenlerin casusluk faaliyetlerinin desifre edildigini belirtti. FSB Baskani, aciklamasinda, okullarin sahibi konumundaki Tolerans, Serhat ve Ufuk vakiflarinin isimlerini verdi.
Rusya'nin Baskirdistan Ozerk Cumhuriyeti'nde Fethullah Gulen okullarindaki 10 ogretmen Haziran 2003'te sinirdisi edildi. Ayrica Baskirdistan Milli Egitim Bakanligi'nin sinirdisi edilen ogretmenlerin gorev yaptigi okulu kuran 'Serhat' vakfi ile tum anlasmalarini iptal ettigi de belirtildi. Bu olaydan sonra, Buryatya Cumhuriyeti'nde de, Fetullah Gulen okulu hakkinda sorusturma baslatildi.
Milliyet gazetesi Moskova muhabiri Cenk Baslamis, 7 Eylul 2003 tarihli haberinde, Rusya'da Fethullah Gulen okullarinin temsilcisi konumundaki Tolerans Vakfi Baskani Mustafa Kemal Sirin'in sinirdisi edildigini duyurdu. Tolerans Vakfi Baskani Sirin, Rusya'nin Turk okullariyla baglantili olarak simdiye kadar sinirdisi ettigi en ust duzeydeki temsilci."
Yine ayni haberde Rusya Federal Guvenlik Servisi FSB'nin Baskani Nikolay Patrusev'in yaptigi aciklamanin ardindan, Rusya Egitim Bakanligi'nin Fethullah Gulen okullarina karsi kapsamli bir sorusturma baslattigi belirtiliyor. Bu cercevede Rusya'nin degisik bolgelerinde 10'a yakin okul kapatilirken, 50'den fazla Turk vatandasi sinirdisi edildi.
(Aydinlik, 5 Eylul 2004)

AKP Hukumetiyle Gelen Sicrama

Fethullah Gulen, Ciller iktidarinda gucunu artirdi. Ancak 28 Subat 1997'deki askeri mudahale ile ektkinligi agir darbe yedi. Fethullah Gulen, Turkiye'yi terkedip ABD'ye kacmak zorunda kaldi. ABD yonetimi Turkiye'nin iade istegini kabul etmedi.
AKP hukumetinin olusturulmasinda Fethullah Gulen, CIA'nin basyardimcisi idi. Tayyip Erdogan'in parti kurmasinda ve Erdogan'in TUSIAD ile baglanti kurmasina araci oldu. Fethullahcilar secimlerde AKP icin olaganustu caba gosterdi, buyuk paralar aktardi. Tayyip Erdogan Naksibendi muridi olmasina karsin, kabinesini bir tarikatlar koalisyonu olarak kurdu. Hukumete, Fethullah tarikatina bagli dort bakan aldi:
Devlet Bakani Mehmet Aydin,
Turizm Bakani Erkan Mumcu,
Milli Egitim Bakani Huseyin Celik
Ekonomi Bakani Ali Babacan.
Disisleri Bakani ve Basbakan Yardimcisi Abdullah Gul de, Fethullah tarikatiyla yakin bagini her donem surdurdu. Gul'un bakanligindan sonar Fethullahci kadrolar Disisleri Bakanligi'nda yukseltildiler.
Ekonomi Bakani Ali Babacan, Fethullah Gulen'in isadamlari orgutu ISHAD ile yakin bagi bulunuyor. Disisleri Bakani Abdullah Gul 7 Nisan 2004 gunu, Ekonomiden Sorumlu devlet Bakani Ali Babacan ise 21 Eylul 2004 gunu ISHAD uyeleriyle yemekli toplantida bulustu.
Fethullah Gulen'e bagli isadamlari AKP hukumeti tarafindan kayiriliyor. Banka kredileri, ve devlet tesviklerinden oncelikli olarak yararlandiriliyorlar. Erdogan'in yurtdisi gezilerine katiliyorlar.
AKP iktidarinda oncelikle Icisleri, Milli Egitim, Maliye, Disisleri bakanliklari burokrasisi Fethullah Gulen tarikatinin egemenligine sokuldu.

Poliste Fethullah Orgutu Egemen

Icisleri Bakani Abdulkadir Aksu da Naksi olmasina karsin, Fethullahcilarin Emniyet Genel Mudurlugu'ndeki orgutlenmesini takviye etti. Icisleri Bakanligi'nin butun kritik mevkilerine Fethullahcilar egemen oldu. Fethullah Gulen, AKP'nin Fethullah tarikatina mensup Eskisehir Milletvekili Muharrem Tozcoken'in basinda bulundugu bir ozel orgutlenme ile Emniyet'e hukmediyor. Tozcoken, milletvekili olmadan once Emniyet Genel Mudur Yardimcisi idi.
AKP hukumetinin Adalet Bakani Cemil Cicek de, davalari devam etmesine, hakkinda giyabi tutuklama karari olmasina karsin Fethullah Gulen'in Turkiye'ye gelmesinin onunde bir engel bulunmadigini soyledi.

Surgunde Dogu TurkistanHukumeti bir CIA-Fethullah-AKP yapimi

ABD'nin Wisconsin Eyaleti'nde, 14 Eylul'de kuruldugu ilan edilen "Surgunde Dogu Turkistan Hukumeti"nin kurulmasinda Fethullah Gulen tarikatinin ve AKP hukumetinin tayin edici rolu var. Kukla Hukumetin Basbakan ve Disisleri Bakani E nver Yusuf Turani, Fetullah Gulen Tarikati mensubu.
1962 dogumlu Enver Yusuf, Cin'den Suudi Arabistan'a kacti. 1983-1985 yillarinda Turkiye'de ikamet etti. Turani soyadini Turkiye'de iken kullanmaya basladi. Istanbul'da dil ogrenmek icin kaydoldugu Ingiliz Kultur kanaliyla ABD'ye gonderildi. 1998 yilinda ABD vatandasi oldu.
Turkiye'ye getirildiginden bu yana Fethullah Gulen orgutuyle icice. Enver Yusuf, ABD'de "Dogu Turkistan Ozgurluk Merkezi"ni kurdugunda Fetullah Gulen tarikatinin yayimladigi Zaman gazetesi 25 Kasim 1996'da tam sayfa roportaj yayimladi ve Enver Yusuf'u Uygurlarin ABD'deki lideri gosterdi.

Enver Yusuf, 11 Eylul 2001 tarihine kadar Mclean'de cok luks bir villada yasiyordu. Suudi Arabistan'dan duzenli para aliyordu. Son uc yilda Fethullah Gulen tarikatinda etkin.
Uygur orgutleri arasinda fazla agirligi bulunmayan Enver Yusuf'un "basbakan" atanmasinda. Fethullah Gulen tarikati ile baginin kilit onemi var.
Enver Yusuf, Fethullah Gulen'in Papa ile bulusmasinda on ayak olan ve gorusmede cevirmen olarak bulunan Rustu Kalyoncu ile ortak. Rustu Kalyoncu, 1931 Izmir dogumlu Hukuk Fakultesi mezunu. Izmir'de ticaret yapan agabeyi Fethullah'in en onemli maddi destekcilerinden biri. Rustu Kalyoncu, uzun yillardir ABD'de bulunuyor. Bir donem Amerikan Adalet Bakanligi'nda calisti. Fethullah Gulen'in CIA ve Pentagon'la baglantilarini surduruyor.
Kukla hukumet tezgahinin her boyutunda Fethullahcilar devrede. Fethullah'in Virginia'da kurdugu Amerikan Turk Dostluk Dernegi de (American Turkish Friendship Association) kukla hukumetin ilk toplantisinin duzenlendigi Fairfax Kutuphanesi'nin kiralanmasinda rol aldi
Kukla hukumetin Turkiye Cumhuriyeti vatandasi uyeleri Ismail Cengiz, Abdulveli Can, Hizirbek Gayretullah'in da Fethullah teskilati ile yakin bagi var.
Kukla Hukumetin "Basin Sozcusu" ve "Turizm Bakani" Ismail Cengiz, Dogu Turkistan Gocmen Dernekleri binasinda basin toplantisi yapti. Aydinlik'in, "AKP hukumetiyle gorusuldu mu? sorusuna, Cengiz su cevabi verdi. "Sahsi dostlarim var. Onlarla konustum. Avrasya'yi; Cin'i, Rusya'yi iyi taniyan hocalar var, arastirma merkezleri var onlara danistim
 

JackSoneS

~// кяσηiк м&#11
Baya güzel alıntı:D:D Ama boş bir alıntı:goz: Bu gibi durumlarda neden bu kadar cok gocunuyorsunuz anlamıyorum. Hee simdi diceksinki siz neden gocunuyorsunuz:) ? Biz gocunmuyoruz halimize şükrediyoruz:goz:
 

srkngncy

New member
1- ben yargıtay baskanını hiç savunmadım orda ince bi eleştiri var sizlere anlıyacagını sanıyorum

2- hangi demokrasiden bahsediyosun

3-emniyeti sucluyorsun elinde kanıt var mı bu yaptıgın düpedüz iftira değil mi hayali bir kadrolaşmadan bahsedemezsin kanıtın varsa konus yoksa işine gelmeyen herkese ve her kuruma bişey sallama

4-..(bana göre)... vatanı için çok seyler yapan bir insana olmadık iftira ve eleştirilerde bulunan bir insan vatan sever olamaz

sizden saygı bekliyoruz yardım değil bırakın bu ülke için çalışan insanları sizde bi tuğla koyun böyle korku edebiyatıyla insanları tartışmaya ve kavgaya sürükleyen ve durmadan hoce efendi ile ilgili yazılardan vazgeçin birazda akpnin ekonomik hatalrından bahsedinde sizden yana olalım bu tarz hayali ve mesnetsiz tavırlarınıla sevgi ve kardeşlikten yana oldugunuz düşüncesi yalan gibime geliyor saygılar

2. ciden baslayayım hangi demokrasi demissin ? sen bu ülkede demokrasinin olduğunu en iyi bilen kisi olman lazımdı çünki tayyip ve diğer yandaslari haklarindaki onca kanitlanmis suçlamalara rağmen demokrasi sayesinde suan meclisteler..

3 emniyet adalet bakanliğina bağlıdır adalet bakani hangi partidense o parti görüşlü insanları atama yapar bu bütün hükümetlerin yaptiği şeydir bunada siyasi kadrolaşma denir..

4 sana göre iftira bize göre gerçek herşey belgeli kanitli bir şekilde sunuluyor ve kanitli birşeyin tartismasi yapilmamasi gerekir diye düşünüyorum.. tayyip için diyorsan vatan için çok şey yapti die evet çok şey yapti.. ülke borcunu % 200 e yakın arttırdı ekonomiyi yabancı sermayeye bağlı hale getirdi amerika ve diğer ülkeler kriz verince artık tr de kriz yaşıyor.. dini islamı kullanip ülkedeki etnik kökenleri karsi karsiya getirdi.. teröristleri övdü onları salmak adina yasa çıkardı.. yaptiği tek iyi şey ise tr deki yolları yapmak oldu :durdurun duble yol yani :goz: onuda kendi firmalarina yaptirtti saygılarımla

Hayal Urunu Bir Yazi

Tugrul Keskingoren


Bu yazida sizlere Islam’i irdelemek gibi bir gayem yok veya savunmak veya yermek, veya laikligi desteklemek, veya elestirmek, sizleri tamamen baska bir boyuta Islam’in ve laikligin bir soru olarak algilanmadigi The Cemaat yani emperyalizm boyutuna tasimak istiyorum. Bu boyutun detaylari, Amerikan Emperyalizminin Ilimli Islam’i bir recete olarak sundugu ve bu sunusta rol alan the Hocaefendi ve O’nun libos destekli the cemaati artik Turkiye’nin bir sorunu haline gelmesinde saklidir. The Cemaat hem laikler hemde Muslumanlar icin bir tehdittir. Ergenekon operasyonu herhalde bunun cok guzel bir kaniti olsa gerektir.

Nurculugun ozunden sapmis bir cesit “din” olmus sekli olan The Cemaat artik baska bir boyuttadir, o sizin Kestanepazari zamaninda hatiralarinizda algiladiginiz camide vaaz veren saf temiz insanlar gitmis, yerine istihbarat orgutlerinin kullandigi bir sivil toplum ajan sebekesi gelmistir. Emniyet Genel Mudurlugu icinde yuvalanmasi, her girdigi partide hem lideri hemde muhalefeti desteklemesi ile toplumun bir yarasi haline gelen The Cemaat’ten bahsediyorum size. The cemaat’in merkezi Aydinlik dergisinin haberine gore Emniyet Genel Mudurlugu istihbarat daire baskanligidir.
The cemaat artik dinsel bir hareket olmanin otesinde, Allah ile kul arasinda bir yolun disinda Sirat-al Mustekim’den sapmis sekli ile Muslumanlara karsi kullanilan, bir diyalog paravanina donusturulmustur. Emperyalizmin The Cemaat’i kullanis sekli sadece Turkiye’ye yonelik degil, fakat bizim Turkistan cografyasi olarak algiladigimiz, emperyalizmin Orta Asya diye tanimladigi buyuk satranc tahtasinda kendisine yer arayan palyacolarin ve yeni oryantalistlerin cirit attigi yeni savas alaninada tasinmistir.

The Hocaefendi Amerika’ya hicret ettiginde tercihini Abromowitz’ten yana kullanirken, Graham Fuller vasitasi ile CIA ile tanismis ve light-Ilimli Islam’a muserref olmustur. Bu hicret Hz. Peygamberin hicreti degil, Ebu Leheb’in yanina siginmadir. O’na Necip beyin dedigi gibi biraz gec kalmak ile birlikte vatanina hosgeldin diyoruz. Her-kul takma adiyla internet sitesinde ve namaz gazetesinde yazilar yazarken diyalog ve hosgoruden bahseden The Hocaefendimiz sinek havalandiginda basin aciklamasi yaparken Turkiye’yi ilgilendiren en onemli konularda aglayarak sessiz kalmasi herhalde yeni peygamberliginin bir isareti olsa gerektir.

Son iki veya uc yildir Turkiye siyasetinde yasananlar, aslinda somurge ulkelerinde gerceklesen siyasi travmalarin bir ornegidir. The Cemaat uyesi genc bir savciya actirdigi Semdinli davasi ile Genel Kurmay baskani hakkinda cetelesme kanaati olusturan, Emniyet Genel Mudurlugu icinde olusturdugu kadrolasma ile ulkenin ve halkin guvenligi konusunda artik bir tehdit olan, insanlarin ozel hayatlari hakkinda istihbarat toplayip, The Cemaat’e karsi olan kisi ve kurumlari dinleyip, sanal ortamda bir dezenformasyon sebekesine donusen, the Hocaefendi’nin davasinin dusmesi talebine karsi gelen Cumhuriyet Savcisinin ozel konusmalarini Emniyet Istihbaratinda ki tosuncuklari vasitasi ile dinleyip sanal aleme koyup kiral benim diyen, Hukumet ile Askeri karsi karsiya getirmeye calisan, Orta Asya’da actigi okullar icin Buyuk Britanya Imparatorlugundan Ingiliz Kulturune yaptigi hizmetlerden dolayi odul alan, demokrasi ve diyalogtan bahsedip Mehmet Ali Birand’in 32’inci Gun programini yasaklattiran the Cemaat; demokrasi, Islam, bagimsizlik, fikir ozgurlugu, ozel yasam, laiklik, ve milliyetcilik gibi kavramlarin otesinde, Anadolu halkinin varligi icinde artik bir tehdit olusturmaktadir. Bu tehdit arkasina aldigi Amerikan Emperyalizmi ile kendisini daha guclu gorerek saldirganlasan, Anadolu halkini yutmak isteyen bir canavarin hikayesidir.

The Economist dergisinin gecen sayisinda yeni peygamber olarak tanimladigi The Hocaefendi’nin The Cemaati artik kendi kontrolunun otesinde cok bilinmeyenli bir denklem de karanlik bir limana dogru yol almaktadir. Karargah Turkiye degil, Washington’daki savas cetesinin merkezi olan American Enterprise Enstitusunun alt kati yapilmistir. Yazinin basligini hayal urunu bir yazi olarak koymustuk, evet anlatilanlar tamamen bir hayal urunudur, umut ederiz ki bu ruyadan bir an once uyanmak dilegiyle. Haksiz bir bicimde gozaltina alinan degerli dost Adnan Akfirat, Serhan Bolluk, degerli yurtsever Dogu Perincek, Ilhan Selcuk ve Kemal Alemdaroglu beylere gecmis olsun diyorum.

http://washingtonhaber.blogspot.com/2008/03/cemaat-ve-hocaefendi.html
öncelikle güzel bir haber ama butür haberlerin insanları germekten insanları ayırmaktan başka yararı yok.. inançlar dinler yada düşünceler insanlara özgü kavramlardır.. düşünceler tartışılabilir ama inançlar dinler tartışılmamalıdır.. zira inanç ve din tartışmaları insanları bölebilicek tek kavramdır.. saygılarımla
 

64general1

New member
2.



öncelikle güzel bir haber ama butür haberlerin insanları germekten insanları ayırmaktan başka yararı yok.. inançlar dinler yada düşünceler insanlara özgü kavramlardır.. düşünceler tartışılabilir ama inançlar dinler tartışılmamalıdır.. zira inanç ve din tartışmaları insanları bölebilicek tek kavramdır.. saygılarımla
Makalede tartışılan ne dindir,nede inanç.orada tartışılan dini amaçları dogrultusunda kullanan insanların niyetlerinin dışavurulmasıdır.Bu insanların amacı zaten dini öne çıkartarak,dine saygısı olan toplumu etkisizleştirmek ile birlikte taraftar bulmaktır.Yani bu bir yerde dini siyasallaştırmaya çalışmaktır.İnsanların imanlı-imansız olma hakları vardır.Dinin siyasallaştırılması,yaradanın takdirine karışılması ve insanların bu haklarının ellerinden alınmaya çalışılmasıdır.
 

esfanu

New member
Neden dindarinsanlarlar bu kadar rahatsız ediyor sizi inanın çok merak ediyorum.Karşınızdakini
aptal yerine koyup,akıl almaya-sen anlamıyorsun-gerçekleri görmüyorsun durumuna sokup,kendi
fikirlerinizin doğruluğunu kabul için ukalaca uğraş veriyorsunuz.Senin beğendiğin fikri benim beğenmemem,senin hoşlandığın insandan benim hoşlanmamam,senin doğru kabul ettiğini benim yanlış görmem,senin siyasi düşüncenin bana ters gelmesi,senin inanmadığın değerlerin benim için olmazsa olmaz oluşu sizi neden bukadar rahatsız ediyor.
Siz Nurcuları ve Fethullah Hoca sempatizanlarını nekadar sahtekar ilan etseniz,sahte belge,düzmece
bilgi ile ıspata çalışırsanız bende okadar tersi bir durumla bu insanların vatanperver olduklarını düşünüyorum.Ama doğru size göre birdir ve sizinkidir.
Güneş balçıkla sıvanmaz,ama sizinki çamur at izi kalsın.
 

VolkaN

Altın Üye
Allahım bu kadarına pes.... sizin o kanıt olarak gösterdiğinizi yargıtay niye kabul etmedi çünkü hepsinin yalan oldugu biliniyoda o yüzden bu iftiralarla cok güzel kendi kişiliğinizi gösteriyosunuz tartışmaya gerek yok hep kavgadan yana olan insanlarla tartışılmaz zati ben bi adım atıyorum barış için adam hala eskileri yalan oldugu elli kere kanıtlanmıs şeyleri kanıt gösterip insanları kötülüyo nedense böyle seyleri hep dindar kişilere yapıyolar. söyleyincede hayır bahane hazır onlar dini kullanıyo sizde Atatürk ü kullanıyonuz..sizin yaptıgınız daha kötü
 

Ŧ ℓ ε ŧ ¢ ħ

ےσℓđ
Allahım bu kadarına pes.... sizin o kanıt olarak gösterdiğinizi yargıtay niye kabul etmedi çünkü hepsinin yalan oldugu biliniyoda o yüzden bu iftiralarla cok güzel kendi kişiliğinizi gösteriyosunuz tartışmaya gerek yok hep kavgadan yana olan insanlarla tartışılmaz zati ben bi adım atıyorum barış için adam hala eskileri yalan oldugu elli kere kanıtlanmıs şeyleri kanıt gösterip insanları kötülüyo nedense böyle seyleri hep dindar kişilere yapıyolar. söyleyincede hayır bahane hazır onlar dini kullanıyo sizde Atatürk ü kullanıyonuz..sizin yaptıgınız daha kötü
Neden dindarinsanlarlar bu kadar rahatsız ediyor sizi inanın çok merak ediyorum.Karşınızdakini
aptal yerine koyup,akıl almaya-sen anlamıyorsun-gerçekleri görmüyorsun durumuna sokup,kendi
fikirlerinizin doğruluğunu kabul için ukalaca uğraş veriyorsunuz.Senin beğendiğin fikri benim beğenmemem,senin hoşlandığın insandan benim hoşlanmamam,senin doğru kabul ettiğini benim yanlış görmem,senin siyasi düşüncenin bana ters gelmesi,senin inanmadığın değerlerin benim için olmazsa olmaz oluşu sizi neden bukadar rahatsız ediyor.
Siz Nurcuları ve Fethullah Hoca sempatizanlarını nekadar sahtekar ilan etseniz,sahte belge,düzmece
bilgi ile ıspata çalışırsanız bende okadar tersi bir durumla bu insanların vatanperver olduklarını düşünüyorum.Ama doğru size göre birdir ve sizinkidir.
Güneş balçıkla sıvanmaz,ama sizinki çamur at izi kalsın.
altını çizdiğim yerlerde yazılarınızın kişisel ithamlar içeren kısımlar var
bunları tekrarlamazsanız ve sadece konunun içeriğine yönelik mesajlarınızı atarsanız seviniriz




ayrıca özel mesaj yollamakla ilgili bir sorunum olduğu için burdan aktarıyorum
# Siyaset ve Politika bolumu genel baslıgı altında gunluk konu acma limiti 2'dir.Konu lımıtını asan kullanıcılar uyarılır.

http://www.hackhell.com/showthread.php?t=373206
öncevatan

bugün açmış olduğunuz konular:


bölüm kurallarına uyarsanız seviniriz
 

algoritmaA

New member
yıllardır fethullah gülen ve cemaati haindir..bu vatana düşmandır haberlerini basında ve forumlarda goruyoruz..ne yazıktırki bu forumlarda yada basında(ben hiç rastlamdım)kilise evler yada masonlar la ilgili fazla yazı gormedim...bu cemaatlerin evlerine bir donem yapılan baskınlar kapatılan evler yasaklana kitaplar(ki bu kitaplar yurt dışında okutuluyor)haberleri defalarca gorduk..ancak hiç duydunuzmu kapatılan kilise ev?uyanın arkadaşkar bu insanları karalıyarak dış güçler planlarını uygulamaya devam ediyolar..hergeçen gün açılan kilise evlerin sayısı artıyor neyazıkkı tarafsız bir basınımız olmadığı için bunlardan kimsenin haberi olmuyor ...ben bu insanların hepsi iyidir demiyorum içlerinde bulundukları konumu kotuye kullananlar elbette vardır ama biraz gerçkci olalım..bu insanların ne kadar buyuk bir güce ulaştığını toplum arasında ne kadar saygın bir konuma geldiğini herkez biliyordur sanırım..bukadar vatan haini isler nasıl olduda bukadar saygınlık kazandılar?gündemi kilitlemek için yapılan haberler inanmak yerine bizzat yaşayıp öğrenin derim ben...ve yine tekrarlım içlerinde bulundukları durumu kotuye kullananlar olcaktır ki varda...ama kimse bunlar yuzunden genelleme yapamaz...
 

sevitetri

New member
alıntıda çarpıklık var

64 general kardeş alıntın çarpık önce karar verin fethullah hoca abd adına ,hristiyanlık adına mı çalışıyor yoksa rusların dedikleri(türkiyedekilerde dahil) gibi "radikal Islam ve tek Islam devleti kurulmasi propagandasi" amacımı...? farklı iki kesim farklı iki görüş......
Şunu unutmayın Hz musa kimin sarayında büyüdü..?
 

fare_07

**forum haşeresi**
hep aynı tartısmalar =)

bu dolandırıcı herifle ilgili fikirlerimi onlarca konuda söledim,burda kısa kesiim benim gözümde din adamı deil başarılı bir iş adamı..pazarladıgı şey ise din..dini kullanarak bu kadar para kazanan baska biri tanımıyorum..zekasına hayranım =)
 

alish

вυяαq αℓι&#1
BiriLeri HaLa Ergenekon'u Savunuyo... Yazı Tamamen Fasa Fiso..
 

sevitetri

New member
peki nerede gördün

hep aynı tartısmalar =)

bu dolandırıcı herifle ilgili fikirlerimi onlarca konuda söledim,burda kısa kesiim benim gözümde din adamı deil başarılı bir iş adamı..pazarladıgı şey ise din..dini kullanarak bu kadar para kazanan baska biri tanımıyorum..zekasına hayranım =)
ozaman biryerlerde güneşlenirken,sefa sürerken , çeşit çeşit arabalara binerken , o ülke senin bu ülke benim diye gezerken, malikanelerde yaşarken, bir giydiğini birdaha giymezken , har vurup har savuruken GÖRDÜNÜZMÜ ? bakıpta göremeyen kardeşim.

**** bu ülkede bir bu ulusalcılar ve sözde vatanseverler onlar biliyor herşeyi onlar görüyor.Biz burnumuzun dibindekini görmüyoruz ha...







****
 

Elasis

New member
ozaman biryerlerde güneşlenirken,sefa sürerken , çeşit çeşit arabalara binerken , o ülke senin bu ülke benim diye gezerken, malikanelerde yaşarken, bir giydiğini birdaha giymezken , har vurup har savuruken GÖRDÜNÜZMÜ ? bakıpta göremeyen kardeşim.

ulan bu ülkede bir bu ulusalcılar ve sözde vatanseverler onlar biliyor herşeyi onlar görüyor.Biz burnumuzun dibindekini görmüyoruz ha...
Onlar görmüş ki söylüyorlar. Bu adam çok tehlikeli ses çıkarma. Çok sayıda leşi var. Ama ajan yaa 007 kimse görmüyo..
 

faruk84

New member
geberiyorum bu serbest kürsü muhabbetlerinde tayyipçi ********lara gülmekten...
yahu adamın gezmediği yer kalmamış , satmadığı yer kalmamış , çıkartmadığı çatışma kalmamış , halen daha adamı savunanlar var yahu....
yurtseverin yurtseverliğine , Atatürk'çünün Laikliğine dil uzatabilecek kadar ******ler bile çıkabiliyor hatta arada... yahu din bizim de dinimiz ve satışa çıkarıyorlar.. bunu yapan da RTE.
Onca yeri sattılar , 2 senede kendi kendinin kazancını çıkaracak yeri sattılar yurt dışı firmalara...
arada bir danıştay bozuyor da rahatlıyoruz bu satış işlemlerini. ...
neyse ya size laf anlatılmaz.. en güzelini arkadaşlar belgeleri ile vermişler...
fazla söze gerek yok... yurtseverliğimizi ve vatanseverliğimizi ölçmek hiçbir örümcek beyinliğe kalmadı da kalmaz da...



**************
 

MAJESTE

Kadim Dost
geberiyorum bu serbest kürsü muhabbetlerinde tayyipçi ***ara gülmekten...
yahu adamın gezmediği yer kalmamış , satmadığı yer kalmamış , çıkartmadığı çatışma kalmamış , halen daha adamı savunanlar var yahu....
yurtseverin yurtseverliğine , Atatürk'çünün Laikliğine dil uzatabilecek kadar *****ler bile çıkabiliyor hatta arada... yahu din bizim de dinimiz ve satışa çıkarıyorlar.. bunu yapan da RTE.
Onca yeri sattılar , 2 senede kendi kendinin kazancını çıkaracak yeri sattılar yurt dışı firmalara...
arada bir danıştay bozuyor da rahatlıyoruz bu satış işlemlerini. ...
neyse ya size laf anlatılmaz.. en güzelini arkadaşlar belgeleri ile vermişler...
fazla söze gerek yok... yurtseverliğimizi ve vatanseverliğimizi ölçmek hiçbir örümcek beyinliğe kalmadı da kalmaz da...
bak yukarda mod arkadaş az buçuk bölüm kurallarından bahsetti biraz oku yorum yazan arkadaşlarına saygı göster kimseye *****, ****** gibi ithamlarda bulunamazsın arkadaşım kendine gel... Burası kahvehane değil

Konuya gelince sevende var sevmeyende sonuçta yargıtay suçsuz bulmuş yurtdışındaki faaliyetleride ortada helal olsun
 

Vtnsvr

New member
Allahım bu kadarına pes.... sizin o kanıt olarak gösterdiğinizi yargıtay niye kabul etmedi çünkü hepsinin yalan oldugu biliniyoda o yüzden bu iftiralarla cok güzel kendi kişiliğinizi gösteriyosunuz tartışmaya gerek yok hep kavgadan yana olan insanlarla tartışılmaz zati ben bi adım atıyorum barış için adam hala eskileri yalan oldugu elli kere kanıtlanmıs şeyleri kanıt gösterip insanları kötülüyo nedense böyle seyleri hep dindar kişilere yapıyolar. söyleyincede hayır bahane hazır onlar dini kullanıyo sizde Atatürk ü kullanıyonuz..sizin yaptıgınız daha kötü
Her dindar olma iddiasındaki kişi,siyasi görüşünü din ile ifade ediyorsa ona dindar denmez dinci yani dini kullanıyor denir.O iddiaların hiç birinin yanlış,yalan olduguna inanmıyorum.Ben kulaklarımla duydum gözlerimle bu dincinin bir çok kasetini gördüm.Cumhuriyete ve degerlerimize kinini kusuyordu ve bu Cumhuriyetimizin nasıl yıkılabileceginin taktiklerini veriyordu.Uzatmaya gerek yok Siz taraftar olabilirsiniz bu adama ama benim nazarımdaki yeri bellidir.
Ne demek onlar dini kullanıyorsunuz siz Atatürk'ü kullanıyorsunuz? Atatürk kullanılmaz.Atatürk yanlış algılanır ama gariptir Atatürk'e deccal-beton diyebilen bir akımın taraftarları Atatürk'ü bizim yanlış algılamakla suçlayabiliyor bu çelişkinizde zaten bütün yüzünüzü ortaya döküyor.Din de aynı şeydir.Dinde kullanılmaz ancak yanlış algılanabilir.Din yanlış algılanabilir.Dinin yanlış algılanması dine zarar veremez ama yanlış algılayana zarar verir vermez onu bilemem onun takdirini Yaradan verebilir ama yanlış algılayıp ta üzerine yanlışını dikte etmek ve özellikle bir toplumda insanları ayrıştırmaya çalışmanın çok büyük vebal olasılıgının olduguna inanıyorum.O nedenle kimseyi dini ve Atatürk'ü kullanmakla itham etme.
 

HTML

Üst