"Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum..."
Rahmetli Adnan Menderes'in fani dünyadaki son sözleri böyleydi...
İmralı'da asılmadan hemen önce usulen bir arzusu olup olmadığı sorulduğunda, dini telkin için orada bulunan hoca ile yalnız kalarak görüşmek istediğini beyan etmişti, Menderes...
Ancak darbeciler "kanunların buna müsaade etmediğini" söyleyerek son arzusunu da yerine getirmemişlerdi!
Bu davranış, zorba/gaddar/eli kanlı darbecilerin Menderes'i katletmeden önce Masum Başbakan'a uyguladıkları sistematik işkence ve zulmün yanında bir hiç hükmündedir, kuşkusuz...
Son olarak, Murat Bardakçı -idamına saatler kala- Menderes'e yapılan "Prostat Muayenesi"ni gündeme getirdi. (Menderes'e reva görülen 'Prostat Muayenesi Zulmü' yıllarca önce Nazlı Ilıcak tarafından yayınlanmıştı.)
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık günlerinden biri olan 17 Eylül 1961'in sabahında saat onu beş geçe Menderes'le doktorlar arasında geçen diyaloglar, 27 Mayıs Cuntası'nın sadece Masum ve Suçsuz Menderes'e değil MİLLETİMİZE ne denli kin ve nefret duyduğunun çok çarpıcı bir örneğidir!
Ord. Prof. Sedat Tavat "Prostat muayenesi yapmayı unutmuşuz!" diyerek tarihe "zulme ortak olan bir tıp adamı" olarak geçmiş bir isimdir: Odada bulunan "komutan" da Menderes'e "Utanmayın, utanmayın" diye sesleniyor!
Menderes "İstirham ediyorum, yapmayın" diyor; ancak Utanmaz Zalimler bir kere karar vermişler devrik başbakanı aşağılamaya, ona sınırsız ıstırap çektirmeye...
Taammüden yapılan Prostat Muayenesi'nden dört buçuk saat sonra asılacaktır, Menderes: Şöyle bir düşünün, diyelim ki prostatında sıkıntı olsaydı infazdan hemen önce ameliyat mı edilecekti? Hayır! Zorla prostat muayenesi sadece hukuk dışı değil, insanlık dışı bir muameledir... RAHMETLİ ÖZAL SUYİKASTİ 1988 yılında Turgut Özal'a yapılan suikastle ilgili önemli bilgilere ulaşıldı. Soruşturmayı yürüten savcı, çemberi iyice daralttı. Suikastı o dönem soruşturan eski savcı Uğur Tonik de savcı Çetin'e verdiği ifadede kızının kaçırıldığı ve eski MGK Genel Sekreteri Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu tarafından tehdit edildiği iddialarını doğruladı.
Turgut Özal'ın ölümü ile ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, merhum cumhurbaşkanına 1988 yılında yapılan suikastla ilgili önemli bilgilere ulaştı. Kartal Demirağ'ın gerçekleştirdiği suikastta, Özal baş parmağından yaralanmıştı. Suikastı soruşturan eski savcı Uğur Tonik de savcı Çetin'e verdiği ifadede kızının kaçırıldığını ve eski MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu tarafından tehdit edildiğini söylediği belirtildi. Yüksekova Çetesi'ni ortaya çıkaran eski Jandarma İstihbaratçı Hüseyin Oğuz da Özal suikastı soruşturmasında Tonik'e dikkat çekmişti. Fikri Sağlar ise "Soruşturmayı rütbeliler engelledi" demişti.
Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal bir gazeteye verdiği demeçte suikastla ilgili ilk kez bir isim zikretmiş ve Yirmibeşoğlu'nu adres göstermişti. Ahmet Özal'ın iddiasına göre Yirmibeşoğlu suikast soruşturmasını inceleyen savcıyı "Bu işin üzerine fazla gitme" diye uyardı. Savcı Tonik, suikast davası bittikten sonra bilgiyi Ahmet Özal'la paylaştı.
SENİN YUKARDA YAPTIĞIN YORUM TAMAMEN VİJDAN DIŞI IRKÇI EMPERYALİST BİR DÜŞÜNCE İLE YAZILMIŞTIR ... SİZİN DERDİNİZ NE SÖYLEYİMMİ ... TAMAMEN MÜSLÜMANLIK ... BAŞBAKAN DA OLSA MÜSLÜMANSA BU ÜLKEDE SUÇLU NİYE MÜSLÜMAN YA ... GERİSİNE GEREK VARMI ... TAYYİP DÜNYANIN LİDER ÜLKELERİ ARASINA SOKTU TÜRKİYEYİ ... BU ÇATLAK SESLER NEDEN ? MÜSLÜMAN YA .... TEKRAR SÖYLÜYORUM SİZİN GİBİLER İÇİN YAŞASIN YAVUZLAR