Yolda Dağılan Büyük Birlik

yehovan

Banned
Katılım
22 Mar 2006
Mesajlar
1,321
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
====> YeHoVaN
SUNUŞ
Büyük Birlik Partisi (BBP)... Kurulduğu günden beri oy oranı hep yüzde 1-2’lik dilimlerle ifade edildi. En büyük rüzgarını 22 Temmuz seçimlerinden önce yakaladı. Bir çok Türk milliyetçisi, Muhsin Yazıcıoğlu’nun çağrısına karşılık vererek görkemli törenlerle BBP’ye katıldı. Tam “Türk milliyetçilerinin ortak paydada buluşacağı bir çatı oluşuyor” derken erken seçim kararı alındı ve herşey allak bullak oldu. Yazıcıoğlu, önce diğer partilerden gelen ittifak çağrılarını reddetti; sonra partisinden istifa ederek bağımsız aday oldu. BBP ile TBMM’ye girme planları yapan kurmaylarının eli ise boş kaldı. İşte deprem buradan sonra başladı. Yakın çalışma arkadaşları “Gemisini terkeden kaptan” olarak gördükleri Yazıcıoğlu ile yollarını ayırdı. Bu dizimizde BBP’de sessiz sedasız bir iç hesaplaşma başlatan ancak seçim telaşı nedeniyle geri planda kalan bu sürece yeniden ışık tutmaya çalışacağız.




Heyecan dalgasını yönetemedi
BBP, Türk - İslam ülküsü davasının son kalesi. Bugün aynı kaynaktan beslenen ama ayrı akan suların Büyük Birlik deltasında buluşması gerektiğini düşünüyorum.



Kutsal davaya baş koyan ve liderliğini yürüten Yazıcıoğlu, dava arkadaşlarına, hareketin hayrına olacak her tür yeniliğe hazır olduğunu duyurmuştu.



Türk milliyetçileri, son yıllarda vatanın bölünmez bütünlüğü ve üniter devlet yapısı karşıtı tüm cephelerin saldırı oklarına hedef olmaya başladığında, milliyetçiler için yeni bir umut da belirmek üzereydi. 14 yıl önce Muhsin Yazıcıoğlu’nun yanındaki bir avuç insanla kurduğu Büyük Birlik Partisi, bu umudun yeni adresi, çekim merkezi olabilir miydi? 2006 yılının son aylarında Türk milliyetçiliğine gönül verenlerde bir hareketlilik başlamıştı. MHP’de umduğunu bulamayanlar, “küskünler” ve “kırgınlar”, ülkülerini suyun akışına bırakmaktan vazgeçmiş, bir kez daha buluşmak için kolları sıvamıştı. Türkiye’nin önünde bir genel seçim vardı. Ülkücü Hareket’in sembol isimleri, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun samimi davetine tek tek icabet ediyorlardı. Aralık ayı, ülkücülerin meşveret toplantılarında yapılan heyecanlı konuşmalara tanık oldu. Türk milliyetçileri bir kez daha toparlanıyordu.

Kucaklayıcı bir oluşum
Ankara’da gerçekleştirilen ilk toplantı, ATP, BBP ve Hür Parti ile birlikte, tüm milliyetçileri de kucaklayacak bir oluşumun çıkış noktası oldu. Sıra yol haritasını çizmeye gelmişti. O toplantıda, 14 yıl bir dernek yapısından öteye geçemeyen ve teşkilatlanmasını bile tam olarak sonuçlandıramayan Büyük Birlik Partisi’nin, başka bir isim, başka bir amblem ve yepyeni bir tüzükle tazelenmesi ihtiyacı da dile getirilmişti. Bu kutsal davaya baş koyan ve liderliğini yürüten Yazıcıoğlu, dava arkadaşlarına, hareketin hayrına olacak her tür yeniliğe hazır olduğunu duyurdu. Sonra İstanbul toplantısı, yeni partinin isim ve amblem çalışmaları... Derken yeni “Milliyetçi Türkiye Partisi” can bulmaya başlamış, heyecan ise yıllardır köşelerinde bekleyen ya da seslerini duyurmaya çalışan ülkücü camiada dalga dalga yayılmıştı. 28 Ocak 2007 tarihinde Ankara’da ilk katılım töreni düzenlendiğinde, Büyük Birlik Partisi’ne katıldığını açıklayan isimler, kamuoyunda büyük yankı buldu.

Namık Kemal Zeybek BBP’de
Başta Namık Kemal Zeybek olmak üzere, pek çok eski MHP’li ve önemli isim BBP rozetini taktı. Bu arada kamuoyu araştırmaları ise, partinin yıllardır yüzde 1’lerde seyreden oy oranının yüzde 3’lere, yüzde 4’lere çıktığını müjdeliyordu. Her hafta bir katılım töreni düzenleniyor, her katılım töreninde Muhsin Yazıcıoğlu, sonunda yuvaya dönen dava arkadaşlarını yere göğe sığdıramayan cümlelerle “hoş geldiniz” konuşmaları yapıyordu. Artık uçak havalanmıştı. Sıra yükselmeye gelmişti. İlk fire, partinin adında ve ambleminde yapılacak değişiklikler konusunda verildi. Önceleri, “gerekirse lider değişikliğine gideriz” diyen Yazıcıoğlu, “seçimlere BBP olarak katılma” kararını duyurdu. Keyifler biraz kaçmış olsa da, kalkan uçak tökezlemiş olsa da hedef belliydi.




Başta Namık Kemal Zeybek olmak üzere, katılımlar yoğun bir şekilde sürerken pek çok eski MHP’li ve önemli isim BBP’nin rozetini taktı.




İttİfak görüşmeleri sonuçsuz
Yeni katılımcılar, yılların deneyimli siyasetçileriydi elbette. Onların da bir siyasi öngörüsü, bir düşüncesi olacaktı kuşkusuz. Seçimler beklendiği gibi 2007 Kasım ayında değil de 22 Temmuz tarihinde yapılacak olunca, Yazıcıoğlu’nun yeni kurmayları, bir “ittifak” zorunluluğunu da dile getirmeye başladılar. Dik duruş sergileyen, milli duyarlılığı olan siyasi partilerin liderleriyle görüşmeler ayarlandı. İlk durak Necmettin Erbakan’dı. Erbakan’ın Balgat’taki evini üç kez ziyaret eden Namık Kemal Zeybek, bu iki partinin seçim işbirliği yapması konusunda gayret sarf etti. Ancak, görüşmeler bir türlü olumlu sonuçlanmıyordu. Yazıcıoğlu’nun, Saadet Partisi ile işbirliği yapılması durumunda da bu iki partinin barajı aşması konusunda ciddi şüpheleri vardı. Zeybek’in tüm çabaları sonuçsuz kaldığında, BBP MKYK seçim konusunu konuşmak üzere bir kez daha toplandı. Karar Başkanlık Divanı’na bırakılmıştı.




Depremi yaratan bağımsız adaylık fikri
Muhsin Yazıcıoğlu’nun hedefi muhakkak TBMM’ye girmekti. Bunun yolu da kendisinin bağımsız aday olmasından geçiyordu. Kurmaylar karşı çıktı ancak Yazıcıoğlu kararlıydı




Başkanlık Divanı’nda tüm üyelerin düşüncesi, seçimlere BBP çatısı altında girmekten yanaydı. Elbette bir baraj sorunu olacaktı. Ancak önümüzde yerel seçimler vardı, her ne kadar 14 yıllık bir siyasi parti bünyesinde buluşmuş olunsa da, bu henüz yeni bir oluşumdu. Bu seçimler, taze kanla canlanan Büyük Birlik Partisi’nin geleceği ve bundan sonraki yol haritası konusunda mutlaka ipucu verecekti. Belki yüzde 5 ya da yüzde 6 oy oranı yakalanabilecek ve teşkilatlar bu oy patlamasıyla daha şevkle, daha coşkuyla işlerine asılacaktı. Ancak Muhsin Yazıcıoğlu’nun hedefi muhakkak TBMM’ye girmekti. Bunun yolu da kendisinin bağımsız aday olmasından geçiyordu. Kurmaylar karşı çıktı ancak Yazıcıoğlu kararlıydı. Ne de olsa Sivas O’nun yüzünü her zaman güldürmüştü. 19 BBP’liyi de bağımsız sokarak seçimlere giren Yazıcıoğlu’nun bu kararı, partinin yeni isimleri, yılların deneyimli siyasetçileri ve Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşları arasında şok etkisi yarattı. Adaylığın ilanı ile birlikte istifa furyası da başladı.

Vefa İstanbul’da bir semt adı
Devlet eski Bakanı Abdulhaluk Çay, BBP’ye katılımındaki toplantıdaki konuşmasına “Bir gün bir lider Vefa’nın İstanbul’da bir semt olduğunu öğrendiğini söylemişti. İstanbul’da Vefa semti var. Ama Ankara’da o da yok. Bugün birliği simgeleyen tek şey vefadır. Bu vefayı bana Yazıcıoğlu ve arkadaşları gösterdi” diyerek başlamıştı. Çay, bugün BBP saflarında artık yer almıyor. Çay, BBP’de oluşturulmak istenen birlikteliğin gerçekleşmemesini açıklarken öncelikli olarak Türk milliyetçilerine yönelik eleştiri getiriyor. Çay’a göre Türk Milliyetçiliği fikrinin, ülküsünün, idealinin rafa kaldırılması Türk milliyetçilerinin heyecan içerisinde bir araya gelmesinde en büyük eksiklik. Seçimler öncesi ittifak çalışmaları sürerken, birden bağımsız olarak seçimlere girme kararı ve bunun parti organlarında tartışılmaması yaşanan depremin en büyük nedenleri arasında. Çay, BBP’de seçim öncesi Türk milliyetçilerini heyecanlandıran bir oluşumun yarım kalmasını öncelikli olarak davaya bağlılığın olmamasıyla açıklıyor. Kimsenin dava için fedakarlıkta bulunmadığını belirten Çay, Türk milliyetçilerinin ancak davalarıyla ayakta kalabileceğini belirterek şunları söylüyor: “Önce bunun tespitini yapalım. Kimse davadan söz etmiyor. Türk milliyetçiliğinin ülküsünden, idealinden bahsetmiyor. Kişi ayırt etmiyorum. Bu şekilde kopuş davaya büyük yara verdi. Türk milliyetçiliğinin yeniden kendine gelebilmesi değerlerine ve ülküsüne temelden sahip çıkmasıyla olur. Bu tespit son derece önemlidir” şeklinde konuşuyor. Çay, milliyetçiliğin yeniden toparlanabilmesi için temel kriteri ortaya koyduktan sonra BBP’yle ilgili şu tespitleri yapıyor: “Yeni bir oluşum gerçekleştirildiği zaman elbette heyecanlanıyorsunuz. Ancak benim siyasete geri dönmek gibi bir niyetim yoktu. Böyle bir girişim olunca, yani yeni bir oluşum gerçekleştirmek isteyenler olunca ben de bir anlamda çorbada tuzum bulunsun demek suretiyle bu işe soyundum. Yoksa bu saatten sonra siyasetten hiç bir beklentimin olmadığı ortada. Ayrıca zaten bana özellikle gerçekleştirdiğimiz son Türk kurultayı’nın ardından büyük saldırılar oldu. Hatta beni bir partiden aday bile gösterdiler. Elbette bunların gerçekle hiçbir alakası yoktu, olmadığı da ortaya çıktı. Dolayısıyla ben böyle bir ortamda siyasete dönmek istememiştim. Ancak başta dediğim gibi ortaya konan heyecan ve yeni oluşum çabaları bizi de işin ucundan tutma gayretlerine ortak etti. Ancak daha sonra ortaya çıkan yönetim zafiyetleri de açıkçası beni üzdü”




Kırılma, liste YSK’ya verilince yaşandı
BBP’de yaşanan istifa fırtınasının en önemli kırılma noktasının seçimlerden önce aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu’na verilmesi sırasında yaşandığına dikkat çeken Abdulhaluk Çay partideki gelişmeleri şu şekilde anlatıyor: “Listelerin verileceği gün gariplikler yaşandı. SP ve DYP ile görüşmeler gündemdeydi. Yazıcıoğlu ve yanında bulunan Zeybek, görüşmelerin yürütülmesinde yetkili kılındı. Ancak toplantının yapıldığı gün saat 16.30’da seçimlere bağımsız adaylarla girilmesi kararı alındı. Bu şekilde görülmüş oldu ki çok büyük bir oyunla karşı karşıyayız. Ben bazı şeyleri bazı önemli siyasetçilerden bizzat duydum. Bu tür söylentiler ise elbette ki gerçekleştirmek istediğimiz açılımlara gölge düşürebilirdi.”

“Namık Kemal Zeybek ve beş arkadaşımızla birlikte BBP’ye gittik. Başlangıçta güzel bir heyecan vardı, ancak bize verilen değişim sözünün önünde direnilmesi üzerine, bu heyecan zaman içerisinde yok oldu...”



Büyük Birlik Partisi iktidarı,bir değişim, dönüşüm ve yeniden diriliş hareketi olacaktır
Muhsin Yazıcıoğlu (3 Şubat 2007)



Bağımsız adaylarla katılmak hatalıydı
“Seçimlere parti olarak girilmesi gerekiyordu. Burada çok büyük bir yanlış yapıldı. O zaman bize de gitmek kaldı” diyen Ulaştırma eski Bakanı Öksüz, “BBP’nin büyütülmek istenmemesinin zarar verdiğine” dikkat çekti



Büyük Birlik Partisi’nin önemli isimlerinden Ulaştırma eski Bakanı Enis Öksüz’e BBP’nin içinde olduğu durumun nedenlerini sorduğumuzda, öncelikli olarak yorum yapmaktan kaçındı. Bunun nedeni olarak ise BBP’de bulunan yöneticilerle yüz yüze uzun yıllar çalıştığını, ayrıca partiden kavga etmeden ayrıldığını belirtti. Ancak Türkiye’nin genel durumu çerçevesinde yine de BBP’nin hatalarını şöyle sıraladı: “Belki de BBP’nin yanlışlarını bulmak istiyorsanız, öncelikli olarak doğrularını sıralamak gerekecektir. Bu nedenle parti yöneticilerine bunu sormak gerekiyor. Ben kendilerini bu noktada çok sert eleştirmek istemem. Ancak bana göre esas hata, seçimlere bağımsız adaylarla girmek kararıyla olmuştur. Seçimlere parti olarak girilmeliydi. Burada çok büyük bir yanlış yapıldı. O zaman bize de gitmek kaldı”

Parti büyütülmek istenmedi
BBP’ye yapılan tek adam eleştirisine ise Öksüz, “Bu Türk siyasetinin genel bir hastalığı” diye cevap verdi. Öksüz, bunun sadece Büyük Birlik Partisi’nde değil, diğer partilerde de bulunduğunu, dolayısıyla bu partide olmasının son derece normal karşılanması gerektiğini vurguladı. Öksüz ayrıca BBP’nin büyütülmek istenmediği, bunun da partiye önemli zararlar verdiği eleştirisinde bulundu.



Seçim kulisi hemşehrilerle
Memleketi Sivas’tan bağımsız aday olarak seçime girme kararı veren Muhsin Yazıcıoğlu, 22 Temmuz seçimlerinde ilçe ilçe dolaşarak başta esnaf olmak üzere, sivil toplum kuruluşlarının da desteğini almak için yoğun bir seçim kampanyası içerisine girmişti.



Türk Milliyetçiliği’nin anlayışıyla bağdaşmıyor
Türk milliyetçilerinin değişim çalışmalarının ve sürecinin öncü isimlerinden biri olan MHP Samsun eski Milletvekili Vedat Çınaroğlu ise, milliyetçilere nefes aldıracak çalışmaların BBP’den çok daha önce başlatıldığını belirtiyor. Türk Birliği adı altında başlayan değişim çalışmaları sürerken BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun kendilerini partiye çağırdığını ifade eden Çınaroğlu, “Biz çalışmalara başladığımız sırada Muhsin Yazıcıoğlu bizi çağırdı ve yeni bir partiye gerek olmadığını, partinin bulunduğunu belirtti. Aynı zamanda parti programı başta olmak üzere isim ve ambleminin de değiştirilebileceğini söyledi. Biz de bunun üzerine Namık Kemal Zeybek ve beş arkadaşımızla birlikte BBP’ye gittik. Başlangıçta güzel bir heyecan vardı, ancak bize verilen değişim sözünün önünde direnilmesi üzerine bu heyecan zaman içerisinde yok oldu” diye konuşuyor.
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, seçim başlamadan AKP adayı Abdullah Gül’ü destekleyeceğini açıklamasının Türk milliyetçilerinin anlayışıyla örtüşmediğini belirten Çınaroğlu, Yazıcıoğlu’nun kişisel olarak bu görüşte olabileceğini; ancak Türk milliyetçilerinin bu görüşe katılmadığını anlatıyor. Çınaroğlu, bu zihniyetin Türk milliyetçilerinin alternatifi olamayacağını da dile getiriyor. Çınaroğlu’nun bir diğer önemli tespiti ise BBP’nin periferisine ilişkin. Sadece Genel merkezin değil, teşkilatların da değişim konusunda çok istekli olmadıklarını belirten Çınaroğlu, Gül’ü destekleyen ve bu anlamda Türk milliyetçilerinin istediği değişimi kabul etmeyen anlayışın sadece genel merkezde olmadığını, teşkilatlara da hakim olduğunu, burnun da değişimin önünde engel olarak durduğunun zaman içerisinde anlaşıldığını belirtiyor.
Böyle bir zihniyetin Türk milliyetçilerinin öncüsü olmayacağını ifade eden Çınaroğlu, “ Türk milliyetçilerinin BBP’ye neden gelmedikleri çok iyi okunmalı. Değişime karşı direnen bu anlayış, parti programında durduğu sürece BBP Türk milliyetçilerinin alternatifi olamayacak, aynı zamanda bunda direnenler çıkıp bunun Türk milliyetçiliği olmadığını da söylemeleri gerekecek, bundan vazgeçecekler” tespitinde bulunuyor.




İstanbul Alperen Ocakları’ndan Açıklama
Yayınlamaya başladığımız “Yolda Dağılan Büyük Birlik” yazı dizimizle ilgili olarak İstanbul Alperen Ocakları yaptığı bir açıklama ile Büyük Birlik camiasında bir dağılmanın sözkonusu olmadığını duyurdu. Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı Mustafa Kayatuzu’nun konuyla ilgili açıklaması şöyle: Değerli Yeniçağ Gazetesi Yönetim Kurulu ve değerli çalışanları; 27 Ağustos 2007 tarihli, “YOLDA DAĞILAN BÜYÜK BİRLİK” başlıklı yazı dizinizdeki gerek yanlış ifade edilen başlık ve içerikteki hatalı yorumlardan dolayı derin üzüntülerimizi belirtiriz.
Alperen Ocaklarımız ve İstanbul Büyük Birlik Camiası adına ve de bizlere umut bağlayan tüm gönüldaşlarımız adına 1992’den beri var olduğumuz gibi yine bugün den sonra da sayın Genel Başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu’nun emrinde Türk-İslam davasına hizmet etmeye devam edeceğimizi kamuoyuna beyan ederiz.
Büyük Birlik camiası adına; yazı dizinizindeki “dağılma, kopma ve ayrılma” gibi tüm ifadeleri redederiz. Camiamızda hiç bir dağılmanın sözkonusu olmadığını belirtir, bu tür haber ve söylemlerin ancak ve ancak şevkimizi artırıp bize artı güç katacağını tüm kamuoyunun bilmesini isteriz.
Saygılarımızla
Mustafa Kayatuzu
Alperen Ocakları İstanbul İl Başkanı



Samimiyet olmayınca
Türk milliyetçilerinin birlik çabalarında ismi geçenlerden biri de MHP eski Malatya Milletvekili Hasan Basri Coşkun oldu. Türk milliyetçilerinin birlik çalışmalarında başlangıçta olumlu bir hava olmasına rağmen daha sonra istenilenin elde edilememesini samimiyetin bulunmamasına bağlayan Coşkun, sürecin tıkanması ile ilgili olarak şunları kaydediyor: “ BBP’deki bütün arkadaşlar için aynı şeyi söyleyemem ama hayata geçirilen birlik çalışmalarında samimiyet eksik kaldı. Başlangıçta bu sürece katılan bütün arkadaşlarımız yeni ve değişime inanmış çalışmaların olacağına inanıyordu. Anca bu değişimin önü tam olarak açılamadı.”

Farklı anlayış sunulmalı
Coşkun’a göre eksik olan bir diğer unsur ise uygun bir yapının kurulamaması. Coşkun, uygun bir siyasi yapının ortaya konması gerektiğini belirterek, bu yapının çatısının oluşturulamaması ile ilgili olarak da şunları kaydediyor: “Burada da ilk unsur samimiyet. Ancak bunun yanında değişime inanmış insanların da olması gerekiyor. Bunu da tam olarak bulamadık.”



Yanlışlar AKP’ye yaradı
BBP’nin değişim çalışmalarında ismi öne çıkanlardan biri olan MHP eski Aydın milletvekili Bekir Ongun’a göre, başta yakalanan heyecanın devam ettirilememesi sadece milliyetçileri değil, Türkiye’yi de etkiledi. Seçmenin önüne AKP karşısında güçlü alternatif konamadığı için AKP yüzde 47 oyla birinci parti oldu. BBP’nin iyi bir potansiyeli yakalamış olduğunu, ancak bunu değerlendiremediğini dile getiren Ongun, bağımsız olarak seçime girmenin büyük bir hata olduğunu da belirtirken, partiden kopmaların önemli nedenlerinden bir tanesinin de bu olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin ihtiyacı vardı
BBP’nin hataları nedeniyle AKP’nin yedeği durumunda kaldığını söyleyen Ongun, yeni bir isim ve yeni bir amblem ile ortaya çıkacak bir partinin başlangıçta oluşan heyecanı daha arttırabileceğini ifade ederek şunları söylüyor: “Türk milliyetçileri başta olmak üzere toplumun kendisine dönük, kendi milli değerlerini merkez alan bir oluşuma ihtiyacı vardı. Biz bunu önceden gördüğümüz için bu tür yapılanmayı gerçekleştirmek üzere bir araya gelme kararı aldık. Ancak bunun da belli şartları vardı. Bu şartlar gerçekleşmeyince, açıkçası milliyetçilerin ve Türkiye’nin istediği alternatif gerçekleşmemiş oldu. Eğer değişim için gerekli olanlar yapılmış olsaydı, bugün çok daha farklı şeyleri yaşıyor olurduk. Bizim çizdiğimiz çerçevede bir değişime sadece bir kesimin değil tüm Türkiye’nin ihtiyacı vardı. Seçim sonuçları bunu bence açıkça ortaya koydu. İnsanlar mevcut iktidara kerhen oy verdi. Kimisi istikrar devam etsin dedi, kimisi borcum var dedi. İnsanlar değişimi görmeyince, yapılanlara inanmayınca iktidardan yana tavır koydular”

Yazıcıoğlu’nun oyları düştü
Seçimlere BBP’nin bağımsız adaylarla girmesinin de yanlış olduğunu dile getiren Ongun, bağımsız olarak TBMM’ye girebilmenin öncelikli şartının, güçlü bir toplumsal yapının desteğini sağlamak ya da etnik kimlikleri ön plana çıkarmak olduğunu belirterek şunları kaydediyor: “BBP’den bağımsız olarak seçimlere giren arkadaşlarımızın da üzerlerine çok yük bindi. Özellikle büyük şehirlerde bağımsız adayların etnik temele dayalı adaylar olduğu sanılıyordu. Kendilerinin Türkiye’yi kucaklayacak adaylar olduklarını anlatmaları noktasında yetersiz kaldıklarını söyleyebiliriz, ama bu da gayet normal. Çünkü insanlar özellikle bu seçimlerde bağımsız adayları etnik temelli partinin adayları ile özdeşleştirdiler. Bu noktada bağımsız olarak seçimlere girmek de büyük bir hataydı.”

Tek başına olmaz
“Bir siyasi parti liderinin önceliğinin, partisini toparlamak ve mücadele vermek” olduğunu belirten Emekli Tuğgeneral Raif Babaoğlu, “Muhsin Yazıcıoğlu, tek başına Meclis’e girdi. Ancak tek başına mücadele verilemez” dedi



MHP Eski Genel Başkan Yardımcılarından Emekli Tuğgeneral Raif Babaoğlu da son dönemde BBP’ye katılanlardan biriydi. Babaoğlu, Yazıcıoğlu’nun seçimlere bağımsız katılma kararının ardından, verdiği bir dilekçeyle hem MKYK üyeliğinden hem de partiden istifa ederek sessiz sedasız köşesine çekildi. Babaoğlu BBP’den istifa dilekçesinde; “Kaptan kendisini kurtardı ancak gemi tamamen battı. Bu durumda yapacak bir şey kalmadığı için partiden ve görevimden ayrılıyorum. Meclis’e tek başına giren Sayın Muhsin Yazıcıoğlu’na da başarılar diliyorum” dedi.

Bize söz verilmişti
Yazıcıoğlu’nun Sivas’tan bağımsız aday olmasını eleştiren Babaoğlu, bu kararın BBP yöneticileri tarafından değil, kişisel çıkarlar gözetilerek alındığını öne sürüyor. “Bu çok yanlış bir davranıştı. Oysa, bir liderin önceliği partisini toparlamak ve mücadele vermekti. Şimdi tek başına Meclis’e girdi. Ancak bu mücadele tek başına verilmez” yorumunu yapıyor. Büyük bir törenle BBP’ye katılan Babaoğlu, o dönemde kendisine bizzat Yazıcıoğlu tarafından verilen bazı sözlerin de tutulmadığını anlatıyor: “Muhsin Yazıcıoğlu, tüm katılan arkadaşlarıma ve bana, partide tüzük değişikliği yapma sözü verdi. Pek çok vaat gibi bu da yerine getirilmedi. Liderlik sultası aynen devam etti. Kararlar tamamen kişiseldi. Eş-dost, akrabaların oluşturduğu mekanizmalar, partiyi yönetiyordu”
Bugün, Meclis’te Yazıcıoğlu’nun sergilediği duruşu da eleştiren Emekli Tuğgeneral Raif Babaoğlu, “Şimdi bakıyorum da, istifa etmekle en doğru kararı vermişim” yorumunu yaptı. BBP’nin Yazıcıoğlu nezdinde saf değiştirdiğini öne süren Babaoğlu, “Abdullah Gül’ün Cumhur-başkanlığını desteklemek, bu partinin temsil ettiği zihniyeti de desteklemektir” diye konuştu.



19 Ağustos’taki Kurultay’da Yazıcıoğlu yeniden başkan seçilmişti.




Partinin, Türk milliyetçiliğine seslenebilmesi için öncelikle Türk milliyetçiliğini orjin alan bir kurumsal yapıyı gerçekleştirmesi şart. Kapalı kapılar ardında şahsi görüşlerin ifade edildiği sürece BBP’nin bir açılımı gerçekleştirmesi mümkün görünmüyor
(Yaşar YAZICIOĞLU)



Dünyada Liberalist anlayışlar ve sosyalizme yakın duran anlayışlar dışında üçüncü yol arayışları devam ediyor. Arkadaşlar bunun önünü açabilirlerdi. Önemli olan da bu. Farklılıklar ortaya konabilir ve buna öncülük yapılabilirdi
(Bahattin ERGEZEN)



“Bu iktidarı indirecek milletin iradesi artık Büyük Birlik Hareketi’dir. Zamanında DP’nin söylediği ‘Artık yeter söz milletin’ sloganını, ‘Artık yeter söz Türk milletinindir’ diye değiştiriyoruz”
Muhsin YAZICIOĞLU 24 Mart 2007




Hepimiz ortada kaldık
Başbakanlık eski Müsteşarlarından ve BBP’de değişime inanmış kişilerden biri olan Yaşar Yazıcıoğlu ise küreselleşme karşısında direnişin kalesi olacak bu yeni soluğun başlamadan bitmesinin hayal kırıcı bir durum olduğunu söyledi. Yaşar Yazıcıoğlu, küresel sermayenin emrine girmiş milliyetçilerden farklı olarak Türk Milli idealinin küreselleşmenin yayılmacılığından korumak amacıyla böyle bir değişim hareketi başlattıklarını vurguladı.

Küreselleşmeye karşı Türk Milliyetçiliği
Küreselleşme karşısında Türkiye’yi ve Türk milliyetçiliğini korumak amacıyla bu hareketi başlattıklarını ve BBP Genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun da başlangıçta kendilerine bu yönde sorun çıkmayacağına dair bağlayıcı ifadeler kullandığını belirten Yaşar Yazıcıoğlu yeni parti, yeni amblem ve yeni ekip konusunda Muhsin Yazıcıoğlu ile anlaşmaya vardıklarını da ifade etti. BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun bu çerçevede kendileri ile masaya oturduğunu ifade eden Yaşar Yazıcıoğlu, “Amacımız Türkiye’yi saran küreselleşmeden ülkemizi koruyacak, aynı zamanda tüm Türk dünyasını kucaklayacak bir anlayışla yeni bir oluşum gerçekleştirmekti. Ancak olmadı. Verilen sözler tutulmayınca hepimiz ortada kaldık” ifadelerini kullanıyor.

Uzun soluklu yürüyüş
BBP’nin bu tavrıyla bir aşamaya gelmesinin zor olduğunu da belirten Yaşar Yazıcıoğlu’na göre BBP’de değişim olmasının ve partinin kitlelere ve yine özellikle de Türk milliyetçiliğine seslenebilmesi için öncelikle Türk milliyetçiliğini orjin alan bir kurumsal yapıyı gerçekleştirmesi şart. Kapalı kapılar ardında şahsi görüşlerin ifade edildiği sürece BBP’nin Türk milliyetçiliğini eksen alan bir açılımı gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını belirten Yaşar Yazıcıoğlu, BBP’nin kendi dünyasından kurtulması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydediyor: “Bir ideal uğrunda bir araya gelmek isteyen insanların bu zihniyet nedeniyle bir anlamda önüne geçilmiş oldu. Biz Türk milliyetçilerini çok daha güçlü bir şekilde TBMM’ye taşıyabilirdik. Ancak hedef sadece Türk milliyetçilerinin güçlü bir şekilde TBMM’ye taşınması olarak tanımlanmamıştı. Elbette ki bu önemliydi. Ancak bizler çok daha uzun soluklu bir yürüyüşü temsil etmek istiyorduk. Dediğim gibi bir idealimiz vardı ve bunu gerçekleştirmek istiyorduk. Amaç buydu.”




BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, bağımsız adaylığını açıkladıktan sonra, halkın da desteğini aradı. Yazıcıoğlu’nun Sivas’tan bağımsız olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmesi partililerde hem bir sevince hem de eleştirilere kapı aralamıştı.



BBP üçüncü bir yol denemeliydi
Türk milliyetçilerini bir araya getirme çalışmalarının önemli bir aşama olduğunu kaydeden Doç. Dr. Bahattin Ergezer, yapılan çalışmaların daha cesur adımlarla desteklenmesi gerektiğini savunuyor. Öncelikli olarak BBP’nin tek başına seçimlere girmemekle büyük bir hata yaptığını belirten Ergezer, MHP’nin efsane lideri Alparslan Türkeş’in, ’Düşük oy oranında kalsak bile milletin bizi unutmaması için seçimlere girmeliyiz’sözünü hatırlatarak bu konuda şunları söylüyor: “BBP’nin seçimlere girmemesi yanlış oldu. Çünkü eğer seçimlere girseydi, belki beklenen oy oranını yine alamazdı ama 81 il’de milletle kucaklaşır, derdini anlatabilirdi. Öte yandan kabul edelim etmeyelim, sevelim sevmeyelim AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan TBMM’deki diğer liderlere göre daha mütevazi davrandı. Diğer liderler aristokrat kaldılar. Muhsin Yazıcıoğlu vefalı ve mütevazi bir lider. Bunu hissettirebilirdi. Dolayısıyla bu liderler karşısında bir alternatif oluşturabilirdi. Ancak bu gerçekleşmedi. Öncelikle sorun bana göre burada yaşandı.”

Oy için adres istediler
Bugün Türkiye’deki bütün siyasi partiler bir araya getirildiğinde liderleri dışında hiçbir değişikliğin göze çarpmadığını dile getiren Ergezer, bir çok vatandaşın ve öğrencinin kendisini arayarak hangi partiye oy vereceğini sorduklarını hatırlatarak, bunun için adres vermekte zorlandığını da söyledi. Dünyada bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de üçüncü bir yol arayışının hızlanması gerektiğini dile getiren Ergezer, BBP’nin bu konuda öncülük yapabileceğini de dile getiriyor. BBP’nin cesur adımlar atarak üçüncü yol arayışında bulunabileceğini belirten Ergezer’e göre bu fırsat henüz kaçmış değil: Ergezer sözlerini şöyle sürdürüyor: “Dünyada Liberalist anlayışlar ve sosyalizme yakın duran anlayışlar dışında üçüncü yol arayışları hala devam ediyor. BBP’de bir araya gelen arkadaşlar bunun önünü açabilirlerdi. Bence önemli olan da buydu. BBP bu konuda farkını ortaya koyabilir, bu farklılığın öncülüğünü yapabilirdi. Türkiye’de 12 Eylül öncesinde başlamış bu üçüncü yol arayışları hala devam etmekte. Bu Türkiye açısından çok önemli bir konu. BBP’de başlatılan değişim çabalarına bir de bu açıdan bakmak gerekiyor. Aynı zamanda Türk milliyetçilerinin içerisinde de bu arayışları merkez alan anlayışların olduğunu biliyoruz. Bu değişim anlayışının hayata geçirilmesinde Türk milliyetçilerinin önemli katkılarının da olacağını düşünüyorum.”



Dar siyaset anlayışıyla millet kucaklanamaz
MHP eski Bilecik milletvekili Hüseyin Arabacı ise 22 Temmuz seçim sonuçlarına göre i AKP’yi ikame edecek bir parti bulunmamakta olduğu görüşünü savunuyor. Türk toplumunun sosyo ekonomik sorunlarını proje haline getirip siyasallaştırma çabası içerisine girdiklerini ve bunun için de alternatif bir siyasi parti oluşturma programını ortaya koyduklarını hatırlatan Arabacı, BBP Genel Başkanı başta olmak üzere BBP yönetiminin de buna evet demesiyle bu oluşumu BBP çatısı altında hayata geçirmeye karar verdiklerini belirtiyor.

Uzun vadeli çözüm
Arabacı şunları söylüyor: “Bizim amacımız uzun vadeli yapısal değişimleri içeren Türkiye meselelerine çözüm bulmaktı. Ancak BBP’de bu projeyi hayata geçirmeye başladıktan sonra buradaki arkadaşların bizim anlayışımıza özlem ve samimiyetle sahip çıkamadıklarını da üzüntü ile görmüş olduk. Buradaki anlayış bizim uzun soluklu anlayışımızın tersine daha dar çaplı bir siyasi görüşü ortaya koymakta. Siyaset anlayışı küçük olduğundan dolayı kendilerine özel politik hedefler ortaya koyuyorlar. Bu da hiçbir zaman Türk milletinin sorunlarını çözmeye yetmeyecektir. Sonuç olarak dar siyasetle milletle kucaklaşılamaz.”

*************************************

Kaynak

**************************************
 
Ne tespit ne tespit... 14 sene dağılmadı şimdi dağıldı vay be!!

Evvela yeniçağ gazetesi neyi savunduğunu izah etsin ondan sonra bbp yi sorgulasın. Yeniçağ kendi kafasına göre milliyetçi parti arıyorsa bu bbp değildir. Milliyetçiliği sadece bu efendiler biliyormuş gibi devamlı mhp ve bbp yi eleştiriyorlar çok biliyorlarsa kendileri parti kursun.
MHP den gelenler bbp yi değiştirmeye çalışmışta değişim yaşanmamışta vs..vs.. Bazı değişimleri seslendirenler iyi bilsin, biz küçük mhp olma yolunda olsaydık mhp den ayrılmazdık. Değişim dedikleri şey fikir ve siyasi görüş ise başka kapıya, bizim davamız yolumuz belli ve bu yola baş koyan insan gelir katılır değişecekte ne değişecek? Kuranmı değiştiki biz değişelim peygamber tavrımı değiştiki biz değişelim.
Allah davası sonsuza kadar devam edecektir bizde bu davanın neferleriyiz yeniçağın bu davadan haberi varsa eğer bunu sorgulasın, bu dava için bbp yetersiz gelirse başkası çıkar parti ve lider değişebilir ama dava kıyamete kadar sürecektir.
Biz Muhsin Yazıcıoğlunun samimiyetine inanıyoruz elbette aksaklıklar olacaktır belki seçime girmek daha doğru olurdu ancak hatalar biz kullar içindir. Önemli olan hatadan ders çıkarabilmekte.
 
Seçim geldi BBP değişti.

Genel Başkan sözde partiyi temsil etmek için meclise kendi başına girdi yönetim karşı cıksada Tın dedi.

Genel Başkanı MHp yi Bahçeliyi eleştirdi. Mhp ne yaptıysa kendileri 2 mislini yaptı.

BBP liler MHP nin meclise girmesine kızdı sinirlendi öfkelendi Tek tabanca Sayın Başkan Muhsin bey oyunu Gül'e attı ....

Herneyse daha bir ton bir şey var...

ÖZet olarak

BBP nin başlangıcı zaten hatalarla dolu. Bu hatalardan dolayı bebek ölü doğdu benzetmesi uygundur. Ölünün yaşayabilmesi içinde çırpınışlar gereksizdir.

Bir anlamda Muhsin bey Fettullah Bey'e borcunu ödemiştir. Gerisi zaten hikaye.
 
Kim ne dersin bende Ülkücüyüm,MHP den de başka parti bilmem ne kadar hataları olursa olsun başta ampuller veya çakallar olacağına Milliyetçiler olsun :goz:
 
yehovan' Alıntı:
Seçim geldi BBP değişti.

Genel Başkan sözde partiyi temsil etmek için meclise kendi başına girdi yönetim karşı cıksada Tın dedi.

Genel Başkanı MHp yi Bahçeliyi eleştirdi. Mhp ne yaptıysa kendileri 2 mislini yaptı.

BBP liler MHP nin meclise girmesine kızdı sinirlendi öfkelendi Tek tabanca Sayın Başkan Muhsin bey oyunu Gül'e attı ....

Herneyse daha bir ton bir şey var...

ÖZet olarak

BBP nin başlangıcı zaten hatalarla dolu. Bu hatalardan dolayı bebek ölü doğdu benzetmesi uygundur. Ölünün yaşayabilmesi içinde çırpınışlar gereksizdir.

Bir anlamda Muhsin bey Fettullah Bey'e borcunu ödemiştir. Gerisi zaten hikaye.

Yav sana gülüyorum senin bbp ile ilgili ne kadar bilgin varki ne derece merakın varki yorum yapıyorsunuz?
BBP liler MHP nin meclise girmesini takdir etti efendi kızmadı Güle oy atmayı sorgulayanlar sezeri seçmenin hesabını versin önce..
Ayrıyeten bbp nin başlangıcı temizdir, ölü doğan bebek 14 yıl ayakta kalmaz hemde şaibesiz, tertemiz, arkasında bazı destekler olmadan, kimseye minnet etmeden, kimseye boyun eğmeden, koltuk sevdalısı olanlar gemiyi terketmiş ne gam eniz öksüz, abdulhaluk çay. Herneyse gelişlerine ne kadar sevindiysek gidişlerinede o kadar üzüldük.
Biz buradayız meclistede bbp tek başınada olsa temsil ediliyor tabi bunu 128 kişiyle rezil olanların anlaması mümkün değildir biz türkeşinde tek başına mecliste olduğu yılları biliyoruz.
Muhsin Bey fethulah gülene borcunu ödedimi bilinmez ama merak ettim mhp ödedimi?
 
Arkadaşlar böyle yaptığınızı gördükçe bize karşı olanlar bu mesajları okuyup okuyup gülüyorlar.Herkesin hatası var benim bildiğim tek şey ''Birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır''
Önde gelen davadır,burda davamızın güzelliğini anlatıpta birkaç tane daha Ülküdaş kazansak daha güzel olmaz mı ? ? ? :goz:
 
Konu bir araştırma yazısı yeniçağ kendi çapında değerlendirme yapmış son derece normal emin değilim ama bbp nin 2005 kongresinin sponsorluğunu yapan gazetenin eleştirmeye hakkı vardır diye düşünüyorum.
Türk-İslam ülküsünün siyasi kanatlarının başarısızlığı muhakkak. Çıkış yolu aramak içinde mevcut partileri değerlendirmek gayet doğal.
MHP de ümid arayıp hayal-i sükuta uğrayanlar diğer alternatife sarıldılar tabi burda BBP genel başkanının samimi çağrıları etkili oldu.
Ancak seçime girilmeme kararı birliği bozmuştur kararın doğruluğu veya yanlışlığı tartışılır. Evvela seçime girilse tahminim yüzde dört gibi bir oy alınacaktı. Bunun ileriki yıllarda elbette getirisi olurdu belki baraj geçilemezdi ama oy oranı yüzde 400 artırılmış ve bu arenada bende varım diye haykırılabilmiş olunurdu.
Ancak bence hata partiye katılanların bbp misyonunu anlayamaması ve anlayamayanların baştacı edilmeye çalışılması. BBP gelenler aslında bbp yi beğenmeyip mhp yapmaya çalıştılar buda tabi ters tepti çünkü arada bariz tavır farklılıkları var. Hiç bir teşkilatta buna müsade etmez hatta malatya parti teşkilatının istifası, bazı ocak istifaları buna örnektir.
Sözün kısası bunların konuşulması gereklidir, masaya yatırılması zorunludur. Çünkü fanatik mhp damarlarımız(söküp atmakta zorlandığımız) artık kabul etmelidirki BBP türk-islam davasının son kalesidir. Terkedenler, beğenmeyenler, suçlayanlar ama gerçekten dava adamı olanlar Muhsin Başkanla görüşecek iştişare toplanacak çözüm bulunacaktır başka çare yoktur. Gerçek dava adamlarından kastım yıllardır bbp de siyaset yapıp ayrılanlar ve mhp içerisinde sayın bahçeliye " ülkücülük bu değil " diyerek kafa tutanlardır. Mesela edip özbaş bu insan kaybedilmemeliydi.
Herneyse olan olmuştur artık bbp bir kişi ilede olsa temsil ediliyor, Muhsin Başkan davası neyi söylüyorsa mecliste sesi olmak durumundadır eğer bunu yapar ve dava adamlarını bayrağı altına toparlarsa mevcut iktidarın tek alternatifi olur. Ancak şuda unutulmamalıdırki ülkücü hareket zaferle değil seferle mükelleftir az oy almak istifalar şu bu gibi sebepler inanları yıldıramaz yıldırmamalı. Ümitsizlik müslümanın hissedeceği bir duygu değildir.
 
Maaşlı jokeyler!...


Her zaman her yerde bir memnuniyetsizler, şikayetçiler vardır.
Bunları memnun etmek, bunların şikayetlerini sonlandırmak mümkün değildir.
Bunlar; her dönemden ve herkesten şikayetçidirler!...

Bunların tenkitten başka yapabildikleri bir şey de yoktur!...
Ve bunların hayatları boyunca "Benim..." diyebilecekleri ne bir işleri, ne de başarıları olmamıştır...
Bunlar hep el atına binmişlerdir bu yüzden de sık sık attan inmek zorunda kalmışlardır...
Bunlar; asla süvari olamamış, hayatlarını jokey olarak geçirmeye alışmış, kimin atına binerlerse onun düdüğünü çalan kısa mesafe binicileridir!...
Bunlar; şimdilerde 55-60 yaşlarında, yaşlandıkları ve eskidikleri için jokeylik bulamayan bitik ve yitik binicilerdir!...
Bunlar; bizim -maalesef- yaşça ağabey(!)lerimizdir...
Bunların hayatlarında fedakarlık yoktur!...
Bunlarda fedakarlığın adı aptallıktır!..
Bunlar; dün de böyleydi, bu gün de böyleler, yarın da böyle olacaklar!...
Bunlar hakkında bildiklerimi söyleyeceğime; "Şimdi Konuşma Zamanı" diyerek söz vermiştim...
Seçim bitti! Konuşmaya kaldığım yerden devam ediyorum.
Bunlar; 12 Eylül Kıyameti öncesinde de aynıydı!...
Anadolu'nun ücra köşelerinde ülkücüler, can verip can alırken bunlar, Genel merkezdeydi...
Rahmetli Başbuğumuz, bunlara görevler vermişti!...
Görev veren Başbuğ, bunların her şeyiydi!...
Çünkü; ülkücüler vatan sathında, can pazarlarında simit parası bulamadan çarpışırlarken, İmamoğlu rahmetlinin cebinden 35 kuruş çıkarken; bunlar, MHP Genel Merkezi'nden yüzlerce lira maaş alırlardı!...
Bunlara; "Eğitimciler" ünvanı verilmişti Başbuğumuzca...
Maaşlarını elbette Başbuğumuz verirdi.Bildiğim kadarıyla iki kişi hariç, verilen maaşa itiraz eden de yoktu.
Maaş ve görev verdiği için Başbuğumuz, bunların velinimetiydi!...
Bunlar; Başbuğumuz'un maaşlı jokeyleriydi!...
Maşları kesilir kesilmez, attan indirilir indirilmez; "Türkeş'siz Siyaset ve MHP" projelerinde görev aldıklarını da biliriz.
Bunlar; attan indirilince yeniden maaş ve binebilecekleri bir at bulma umuduyla yıllarca çalmadık siyasi kapı bırakmadılar!...
Ama 12 Eylül Kıyameti, at sahiplerinin tamamını tutuklayınca, bunlarda bir bocalama dönemi oldu...
Bu sırada gerçek süvariler olan ülkücüler; kendi atlarıyla "Ferman padişahın, Dağlar bizimdir." düsturuyla ya kaçak düşmüş ya da cezaevlerinde sonsuzluk seferlerine devam ediyorlardı...
Bunlara maaş veren, makam veren, milletvekili listesinde yer veren, bakanlık veren -kim olursa olsun- en başarılı liderdir!...
Bunların altından atını alan ve maaşını kesen ise -yine kim olursa olsun- memlekete, millete, devlete zararlıdır!...
Bunlar; sağlığında Başbuğumuz'a maaşları kesildiği, görevden alındıkları için saygısızlık hatta ihanet etmiş jokeylerdir!...
Şimdi Başbuğumuz'un adını kullanarak ülkücülere karşı hamaset yaparken; bizleri unutacak kadar da hafıza noksanlıdır, aptaldır bunlar!...
Biz bunları, Başbuğumuz'un atından indikten sonra ANAP'ın, DYP'nin hatta DSP'nin jokeyliklerini yaparken de izledik! Şimdilerde CHP'li olanlarını da görüyoruz! Daha neler göreceğiz!
Bunlar usta jokeyler olmadıkları için bindikleri bütün atları da diskalifiye ettirerek yarış dışı bıraktırırlar ve bıraktırdılar!...
Artık bir şeyleri gerçek olarak kabullenmek gerek.
Mesela ÜLKÜCÜLER, Başbuğsuzluğa(!) alışmak zorundadır...
Ülkücü Hareket ve ülkücüler; her yaratılanın ölümlü olduğu gerçeğinden hareketle Başbuğumuz'un öldüğünü, artık kabullenmelidir...
Ama bir fark ve şartla ki; her biri sonsuzluk süvarisi olan Ülkücülerin;Başbuğumuz'un emaneten kullandığı "Kutlu Sefer" atlarına bir daha bu maaşlı jokeylerin binmesine asla izin vermeden seferlerine devam etmelidirler...
Doğrudur bunlar; Başbuğumuz'un ve ikbal dağıtabilen her kesin ikbal atlarını tanırlar!..
O zaman bunların yapacağı veya bunlara yaptırılacak en doğru ve isabetli iş, maaşlı seyislikten ileri gitmemelidir...
Bu görev taksimatını yapacak erki, Ülkücü İrade iki kere seçmiştir. Üçüncü seçim adındaki işgal, şaibelidir.
Ülkücü İradenin Genel Başkan olarak seçtiği Devlet Bahçeli; bu maaşlı başarısız jokeylerle, sonsuzluk ve Turan Süvarileri Ülkücüler arasındaki seçimini doğru yapmak zorundaydı yapamadı veya yapmadı!...
Devlet Bahçeli; Başbuğumuz'un maaşlı jokeylerinden bazılarına -çok iyi tanımasına rağmen- bakanlık vererek Ülkücü Hareketin bu jokeyleri tanımasına da fırsat vermiştir. Ülkücü Harekete bu katkısını asla inkar edemem.
Bakanlık koltuğundan ayrılır ayrılmaz bu jokeylerin neler yaptıkları da kamunun gözleri önündedir!...
Bunlar; alışkanlıklarına devam ediyorlar ve edeceklerdir...
Bu jokeylere, gereğinden fazla kıymet vererek iltifatlar eden; çok söylememize rağmen bizi az dinleyen; kendisiyle birlikte bağımsız seçimlere girebilme yüreğini göstermeyen ama seçimlerden sonra bindirildiği attan kendileri inerek kaçan jokeylere kızan bir Türk Siyaset Adamı'nı, Muhsin Yazıcıoğlu'nu izlemekteyiz şimdi!...
Bu siyaset adamının ne kadar Türkçe duracağını; ne kadar Ülkücü Duruş sergileyeceğini, bütün ülkücüler izlemektedir. Bu siyaset adamımıza yeri geldikçe elbette seslenecek ve göndermeler yapacağız. Ama şimdilik konumuz; bu siyaset adamına saldırılara yapmaya çalışan jokeyler.
Bunlar, bu jokeyler, başka bir davranış bilmezler. Bunlara at vereceksiniz, atlarına seyis tayin edeceksiniz, atlarının yemini temin edeceksiniz ve eğer cins bir attaysa ve at yarış kazanmışsa bunlar başarılı jokey olacaklar.
Aksi halde kabahatli attır, atın sahibidir! Bunlar hayatlarında hiç başarmamış olmalarına rağmen başarısızlıktan münezzehtirler!... Bunlara karşı hiç bir cevap vermeden Türk Duruşuna devam ederek siyasetini yapmakla mükellef olan Muhsin Yazıcıoğlu; bunları bize ülkücülerin yargılamasına bırakmalıdır. Bu söz ustaları jokeylerin, kendisi ve siyaseti hakkında konuşmalarına fırsat vermemelidir. Türk Milleti'nin ve Ülkücülerin, Yazıcıoğlu üzerine kurduğu hayallerine dokunmamalı, dokundurtmamalıdır. Gerisi kolaydır.
Bunlar, bu bilinen siyaset jokeyleri bildiklerini yapınca da söz yine; şehadetinde cebinden 35 kuruş çıkan Yusuf İmamoğlu gibi sonsuzluk süvarilerine kalacaktır.
"Haydi yiğit haydi yeni akına
Ülkümüzün cihan varsın farkına.."
Konuşmaya; susmadan, ara vermeden devam etmezsem namerdim...
TEVEKKELTÜ A'LALLAH...
Selam, sevgi, dua...

Mustafa Arslan
 
Ülkemizde milliyetçiliğin liderlik sorunu yoktur.Türk milliyetçiliğinin adresi ve lideri bellidir.
Son dönemlerde Türk milliyetçiliğini yıpratma çabaları sistematik bir şekilde artarak sürmektedir.Türk milliyetçiliği sorumluluğu ve edebinin dışına taşan bu eleştirilere baktığımızda eleştirilerin merkezinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi görüyoruz. Devlet Bey, sade kişiliği ve bilge yapısı ile harekete beyefendi bir kimlik kazandırmış, Ülkücü gençliği sokaklardan çekip onlara 2023'ü hedef göstermiştir. Ayrıca dün Türkeşsiz Türk Milliyetçiliğini savunan kim varsa bugün hem MHP'den hem de MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'den rahatsızdır,

Söyleyecek pek bir şey yok aslında; İnsan bu durumda yalnızca tercih yapar. Dolayısıyla da tercihiniz, kimliğinizdir.
Nihai olarak belirtmek isterim ki; kimse MHP'den macera beklemesin. MHP, Türkiye'yi 2023'te bölgesinde ve dünyada lider ülke yapma idealine kilitlenmiş bir partidir. Bu hedefleri gerçekleştirecek donanıma sahip bir yapılanma içerisindedir. Şüphesiz ki bir muhalefet partisinden beklenen performans gösterilecek, doğrular desteklenip yanlışlara karşı Hazreti Ömer'in kılıcı olunacaktır. Ama bunu birilerinin çizdiği rotada ve onların dilediği şekilde değil kendi saikleri, kendi tabanı, kendi inancı ve kendi ideolojisi gereği yapacaktır.
Türk milliyetçiliğini tarihe gömme kararlılığındaki her kesime karşı Ülkücüler "hukuk kuralları içerisinde" tavırlarını en kararlı şekilde göstermelidirler ki fitneye karşı sınavda başarılı olabilelim..
kaynak:Etikhaber
 
:victory :victory HER ZAMAN DERİMKİ İNSAN KENDİ OLMADIKCA ORTALIK O.. GIBI OLUR...

SIMDI DUSUNUYORUM MHP NİN ÜLKÜ OCAKLARI VAR BBP NIN NIZAM-I ALEM OCAKLARI MHP MILLIYETCILIGI SAVUNUYOR...BBP DE....MHP MILLIYETCILIK VE ULKUCULUK DAVASININ YILLARCA CEFASINI CEKERKEN BIRILERI KAKMIS (BBP) BU DAVANIN SEFASINI SURMEK ISTIYOR.....80 ZAMANINI BILIRSINIZ ORTALIK ALLAK--BULLAK ALPASLAN TÜRKES ULKUCU GENCLERE ZARAR GELMESIN DIYE ULKU OCAKLARINI MHP CATISI ALTINDAN CIKARTIP DERNEK HAVASI VERDI....YILLARCA ULKUCULER DERDI KI....BIZ MHP LI DEGIL ULKUCUYUZ...AMA MHP ILE ARAMIZDA BIR GONUL BAGI VARDIR.............SECIMLERDEN AYNI SOZU SIYASET MEYDANINDA NIZAM-I ALEM OCAKLARINDAN BIRI SOYLEDI........:) YA BBP LILER HER YAPTIGINIZ SEY MHP NIN KOPYASI...........EY MUHSIN YAZICIOGLU....MADEM HERSEYI ALPASLAN TURKESDEN OGRENDIN ONUN YANINDA YETISTIN NIYE SAGLIGINDA SATIP GITTI SENI YETISTIREN LIDERINI...........EGER KI GORUSLER UYUSMADI,,ALPASLAN TURKESIN SOYLEDIKLERI SANA TERS GELDIYSE...NEDEN MHP YI TAKLIT ETMEKLE GEIRDIN BBP DEKI ÖMRÜNÜ ..............BURASI TAMAM TEZATLIKTIR.........90 LI YILLARDA MUHSIN YAZICIOGLU ALPASLAN TURKES' İ ( EGOİST, BENCİL VE MİSYONUNU TAMAMLAMIS OLAN BIRI) OLARAK TASVIR ETMISTIR AMA 2007 SECIMLERDEN ONCE DE DAHA ONCE AGZINA DAHI ALMADIGI BASBUGUN ADINI AGZINA SAKIZ YAPTI------------NEYMIS TURKESIN TAKIPCILERIYMIS-------------------MUHSIN BEY BIRYERLERDEN EMIR ALARAK BU DAVAYI BOLMEYE CALISTIN SEN... (TURGUT ÖZALIN TELKINIYLE OLDUGU RIVAYET) VE ONUN ARKASINDAN İYİNİYETLE GIDENLER UNUTMAYIN SUNU-------------KENDINI YETISTIRMIS VE BABALIK YAPMIS BIRINI SATTAN---------------ULKESINI BILE SATAR--------------BIZIM DAVAMIZDA BU YOKTUR BU BOYLECE BILINE-------------UNUTMADAN MUHSIN BEYIN BIR KONUSMASINI DINLEMISTIM SECIMDEN ONCE GUYA AKP NIN YANLISLARINI ANLATACAKTI....BIR BAKTIM 1,30 SAATLIK KONUSMASININ 1 SAAT 15 DAKIKASINI MHP YI KARALIYARAK VE ELESTIREREK GECIRDI SON 15 DAKIKAYI AKP YE AYIRDI.........SIMDI SORUYOM AKPNIN YANLISLARINI 15 DAKIKADAN BITIRMISSIN (BEN ANLATMAYA KALKSAM 15 GUNDE BITIREMEM) MHP NE YAPTI ACABA KI 1,15 SAAT ELESTIRILMEYI VE KARAMAYI HAK ETTI........TEK SOZUM EGERKI EN UFACIK BIR CIKARIN ICIN BOLMUSSEN BU DAVAYI İNSALLAH BIRDAHA HICBIR PARTI VE AMBULEM ALTINDA BARINAMAZSIN............
 
sedapinar' Alıntı:
Ülkemizde milliyetçiliğin liderlik sorunu yoktur.Türk milliyetçiliğinin adresi ve lideri bellidir.
Son dönemlerde Türk milliyetçiliğini yıpratma çabaları sistematik bir şekilde artarak sürmektedir.Türk milliyetçiliği sorumluluğu ve edebinin dışına taşan bu eleştirilere baktığımızda eleştirilerin merkezinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'yi görüyoruz. Devlet Bey, sade kişiliği ve bilge yapısı ile harekete beyefendi bir kimlik kazandırmış, Ülkücü gençliği sokaklardan çekip onlara 2023'ü hedef göstermiştir. Ayrıca dün Türkeşsiz Türk Milliyetçiliğini savunan kim varsa bugün hem MHP'den hem de MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'den rahatsızdır,

Söyleyecek pek bir şey yok aslında; İnsan bu durumda yalnızca tercih yapar. Dolayısıyla da tercihiniz, kimliğinizdir.
Nihai olarak belirtmek isterim ki; kimse MHP'den macera beklemesin. MHP, Türkiye'yi 2023'te bölgesinde ve dünyada lider ülke yapma idealine kilitlenmiş bir partidir. Bu hedefleri gerçekleştirecek donanıma sahip bir yapılanma içerisindedir. Şüphesiz ki bir muhalefet partisinden beklenen performans gösterilecek, doğrular desteklenip yanlışlara karşı Hazreti Ömer'in kılıcı olunacaktır. Ama bunu birilerinin çizdiği rotada ve onların dilediği şekilde değil kendi saikleri, kendi tabanı, kendi inancı ve kendi ideolojisi gereği yapacaktır.
Türk milliyetçiliğini tarihe gömme kararlılığındaki her kesime karşı Ülkücüler "hukuk kuralları içerisinde" tavırlarını en kararlı şekilde göstermelidirler ki fitneye karşı sınavda başarılı olabilelim..
kaynak:Etikhaber

Ülkemizde bal gibi türk milliyetçiliğinin liderlik sorunu vardır. Etrafa bağlılık imajları vermeyi bırakıp özeleştiri yapabilmeliyiz. Türk Milliyetçiliği, devlet beyin başkan olmasıyla yıpranmaya başlamıştır zaten sade kişiliği, bilge yapısı vs.
Arkadaşlar ülkemiz mhp ye en fazla ihtiyacı olduğu dönemdedir ancak bu parti 2002 de barajın altında, 2007 de ise gene ülkücülerin oyunu almadan zorla üçüncü partidir. Ülkücülerin oyunu almadan diyorum çünkü mhp iç anadoluda oy kaybına uğrayıp marmarada, egede oyunu artırmış. Bunun müsebbibi kimdir acaba? Devlet Bey değilmidir?
Demişsinizki kendi tabanı, kendi ideolojisi, kendi saikleri ile muhalefetini yapacak? Ben bu tabanım, ben bu ideolojiye bağlıyım ancak neden devlet bey başa geldiğinden beri memnun değilim? Ben mi şaşırdım ideolojimi benimmi kafam değişti? Bütün bunlara rağmen herşey yolundamı?
Fitne nedir biliyormusunuz kesilip atılması gereken koldur. Neden kesemiyorsunuz? Ocakları pasifize eden, mhp yi merkeze çekmeye çalışan dava adamlarını küstürüp soğutan bir lideri neden kovamıyorsunuz? O meşhur teşkilat-fikir-lider denilen saçma tavır yüzündenmi?

uslanmaz42' Alıntı:
:victory :victory HER ZAMAN DERİMKİ İNSAN KENDİ OLMADIKCA ORTALIK O.. GIBI OLUR...

SIMDI DUSUNUYORUM MHP NİN ÜLKÜ OCAKLARI VAR BBP NIN NIZAM-I ALEM OCAKLARI MHP MILLIYETCILIGI SAVUNUYOR...BBP DE....MHP MILLIYETCILIK VE ULKUCULUK DAVASININ YILLARCA CEFASINI CEKERKEN BIRILERI KAKMIS (BBP) BU DAVANIN SEFASINI SURMEK ISTIYOR.....80 ZAMANINI BILIRSINIZ ORTALIK ALLAK--BULLAK ALPASLAN TÜRKES ULKUCU GENCLERE ZARAR GELMESIN DIYE ULKU OCAKLARINI MHP CATISI ALTINDAN CIKARTIP DERNEK HAVASI VERDI....YILLARCA ULKUCULER DERDI KI....BIZ MHP LI DEGIL ULKUCUYUZ...AMA MHP ILE ARAMIZDA BIR GONUL BAGI VARDIR.............SECIMLERDEN AYNI SOZU SIYASET MEYDANINDA NIZAM-I ALEM OCAKLARINDAN BIRI SOYLEDI........:) YA BBP LILER HER YAPTIGINIZ SEY MHP NIN KOPYASI...........EY MUHSIN YAZICIOGLU....MADEM HERSEYI ALPASLAN TURKESDEN OGRENDIN ONUN YANINDA YETISTIN NIYE SAGLIGINDA SATIP GITTI SENI YETISTIREN LIDERINI...........EGER KI GORUSLER UYUSMADI,,ALPASLAN TURKESIN SOYLEDIKLERI SANA TERS GELDIYSE...NEDEN MHP YI TAKLIT ETMEKLE GEIRDIN BBP DEKI ÖMRÜNÜ ..............BURASI TAMAM TEZATLIKTIR.........90 LI YILLARDA MUHSIN YAZICIOGLU ALPASLAN TURKES' İ ( EGOİST, BENCİL VE MİSYONUNU TAMAMLAMIS OLAN BIRI) OLARAK TASVIR ETMISTIR AMA 2007 SECIMLERDEN ONCE DE DAHA ONCE AGZINA DAHI ALMADIGI BASBUGUN ADINI AGZINA SAKIZ YAPTI------------NEYMIS TURKESIN TAKIPCILERIYMIS-------------------MUHSIN BEY BIRYERLERDEN EMIR ALARAK BU DAVAYI BOLMEYE CALISTIN SEN... (TURGUT ÖZALIN TELKINIYLE OLDUGU RIVAYET) VE ONUN ARKASINDAN İYİNİYETLE GIDENLER UNUTMAYIN SUNU-------------KENDINI YETISTIRMIS VE BABALIK YAPMIS BIRINI SATTAN---------------ULKESINI BILE SATAR--------------BIZIM DAVAMIZDA BU YOKTUR BU BOYLECE BILINE-------------UNUTMADAN MUHSIN BEYIN BIR KONUSMASINI DINLEMISTIM SECIMDEN ONCE GUYA AKP NIN YANLISLARINI ANLATACAKTI....BIR BAKTIM 1,30 SAATLIK KONUSMASININ 1 SAAT 15 DAKIKASINI MHP YI KARALIYARAK VE ELESTIREREK GECIRDI SON 15 DAKIKAYI AKP YE AYIRDI.........SIMDI SORUYOM AKPNIN YANLISLARINI 15 DAKIKADAN BITIRMISSIN (BEN ANLATMAYA KALKSAM 15 GUNDE BITIREMEM) MHP NE YAPTI ACABA KI 1,15 SAAT ELESTIRILMEYI VE KARAMAYI HAK ETTI........TEK SOZUM EGERKI EN UFACIK BIR CIKARIN ICIN BOLMUSSEN BU DAVAYI İNSALLAH BIRDAHA HICBIR PARTI VE AMBULEM ALTINDA BARINAMAZSIN............

Ülkücülük kimin tekelinde? Bu fikir bazılarının tekeline girecek kadar basitmidir? Davanın sefasını sürmek isteyenler dediğin şahıslar nerden geldi uzaydanmı? Acaba bu davanın eza ve cefasını çekenler BBP lilermi yoksa şu an yeni parti binasında, deri koltuklara yayılıp oturanlarmı?
Devlet Beyin bir tek çektiği ezadan bahset bana, veya mehmet şandırın? Mit ajanı olduğu için 12 eylülde yargılanmayan kim acaba muhsin başkanmı? Yoksa başbuğun siyasi yasağını kaldırmak isteyenlere anap saflarında muhalefet edendemi Muhsin Başkan?
Yaşınız kaç bilmiyorum ama bu harekete kim ne vermiş iyi araştırın hakedene hakkını verin lütfen.
BBP nin neden ayrıldığı daha önce mevzu bahis oldu tartışıldı isterseniz konuları araştırıp öyle suçlayın.
http://www.hackhell.com/showthread.php?t=298736
Üstelik ayrılığa sebep olan sadece fikir olarak değil, dyp-shp koalisyonunada destek vermek istenmemesidir. Bazı siyasetçiler uzlaşmacı, bazıları taviz vermez bir tutum içerisinde siyaset yapabilirler bu konuları iyice araştırmadan yorum yapmanız doğru bir tavır değildir. Ayrılık kimsenin istediği bir tutum değildir, ayrılık bir nevi dayatılmıştır.
Turgut Özalla ilgili iftirada çamur gibi yayılmasına rağmen hala ispat edilememiş çamur olmaktan öteye geçememiştir iftiracıların yüzlerine bulaşmaktadır.
Gelelim MHP ile ilgili eleştiri dozlarına gerçi bunuda tartıştık aynı konu içerisinde mevcut şunu söyleyebilirimki mhp nin şu an o kadar eleştirilecek yanı ve tavrı vardırki bırakın 1,5 saati bir hafta sürer.
MHP lilere bir misyon yüklenmiş ta eskilerden arzu eden üstad necip fazılın " MHP liye Hitab " isimli dokuz maddelik ulvi misyonu araştırsın ve önce kendisiyle sonra teşkilatı, partisi ve lideriyle karşılaştırsın değerlendirsin kim ne kadar bu misyonun takipçisi ve taşıyıcısı.
Ve bu misyonu taşıma azim ve kararlılığında olanlarıda taklitçilikle suçlamaktan imtina etsin.
 
Böyle davranmaya devam edin mhp nin yeni takipçileri siz böyle yaptıkça ülkücü hareketin kimler tarafından temsil edildiği daha net anlaşılıyor.
Geldiğiniz noktayı görüyoruz yazdığınız yorumlardan, bir chp liden farklı olmayan fikirlerinizle MHP yi getirdiğiniz noktayı görüyor ve sizlere acıyoruz. Bir nesil bu kadarmı değişir bu kadarmı öz davasına aykırı hareket eder fikir savunur anlayabilmek mümkün değil.
Yahu siz komple CHP ye geçsenize yazık değilmi güçlerinizi birleştirmiş olursunuz fenamı? Öyle ya birbirinizi onaylayıp durdunuz. Yıllardır MHP ve misyonuna düşman olanlar ayakta alkışlamaya başladı sizi neden acaba? Onlarmı değişti yoksa sizmi?
Hey gidi MHP hey türk-islam davasının kalesi!!! Yalan oldu değişti, bozuldu, asimile oldu biz buradayız diyen sizlere bakıyorumda ülkücüden daha ziyade kemalist chp lilere benziyor fikirleriniz.
MHP yeni tabanın hayırlı olsun ulvi davanı başbuğunla bereber gömdün mezara tepeden tırnağa attın üzerinden davanın yükünü ağır geldi kaldıramadın. Hele birde başbuğdan bahsetmezmisiniz komiksiniz efendiler çok komiksiniz. Sizin için türkeş yılda bir mezarı ıslatılması gereken bir insan artık. Yıktınız bütün kurallarını, geleneklerini, davasını, inançlarını başbuğ gümrük birliğine bile karşı iken siz onurlu avrupa birliği sevdasına kapıldınız. Ecevite payanda oldunuz sezere yoldaş oldunuz chp ye gardaş oldunuz.
Ve şimdi çıkıyorsunuz 1980 öncesi mhp misyonunu devam ettirmeye çabalayan bbp ye ve onun liderine laf söylüyorsunuz evet haklısınız sizin gibi dejenere olmuş ulusalcıların bbp ve muhsin başkana düşmanlığı gayet doğal.
Allahın davası, o davayı kaldırmaya istekli ve inançlı olanların yüküdür. Bizim İslam diye bir davamız yok diyenler keyfiniz bilir. Ancak sakın sentezlerden bulanmış fikirlerinizle MHP nin ve ülkücü hareketin o anlı şanlı mazisini lekelemeye kalkmayın. Bu dava için canını veren beşbin ağabeyimiz, bizden sonra gelenler sistemin oyuncağı olsun diye can vermedi. Hiç olmazsa onların hatırasını lekelemeyin.
Muhsin Yazıcıoğlu suçsuz yere 7 yıl yattı içerde, işkenceler gördü çocuk yaşta mücadeleye başladı, ülkü ocakları genel başkanlığı yaptı, Muhsin Başkanı eleştiren sözde milliyetçiler siz ne yaptınız?
 
Şimdi Şanlı tarihi lekelemeye çalışan kim ?

Muhsin Beyin MHPden ayrılırken muhabir soruyor ? Neden Mhp den ayrıldınız ? Muhsin Bey cevabı verir : kafatasçı bir partide işim olmaz der....

Maziyi biz değil Muhsin bey giderken karaladı ezdi geçti. Bahsettiğiniz hala MHP de olan sözde Milliyetçiler Muhsin bey için onun cefa günlerinde hep yanında olmuşlardır. Senin Bahsettiği o sözde milliyetçiler bu ülkenin bekası için tek çatı altında durmayı benimsemiştir. Kapı vurup çıkmamıştır. Hele hele ki Türk Milliyetçiliğinin sembolü olmuş bir insanı yarı yola hiç bırakmamıştır.


MUHSİN BEYDE sende iyi bilmelisin ki GÖREV ALINMAZ VERİLİR....

Muhsin bey hareketi ile kendi kendi bir görev almaya çalışmış. Yarı yolda takası ile dağılmıştır bunun ötesi yoktur.

Seçimden önce ve sonra pervasızca eleştirdiğiniz bölmeye çalıştığınız MHP siz ve sizin gibilere karşı dim dik duruşunu sergileyecektir. Boynuz bu sefer kulağı geçecek takati bulamıyacaktır.

Muhsin Bey bu seçimde yine kendi ihtiraslarına kapılıp kendi partisini ona inanmış insanları bir anda yine yarı yolda bırakmıştır. Bir siyasi olgudan çok tek tabanca görevini üstlenmek için bağımsız aday olmuş zar zor şekilde kendini meclisin kapısından sokmuştur.Kimin neden desteklediğide Muhsin beyin cumhurbaşkanlığında kullandığı oyla belli olmuştur.


MHP çatısıda duruşuda bellidir. Bazı kesimlerin densizlerin MHP yi başka bir platformda gösterme uğraşısı tamamen boşa çıkacaktır.


Neyse........

Yolda Dağılan Büyük Birlik'e kalan son siyasi ömründe başarılar dileriz.
 
Yehovan kardeş seninle bu konuları defalarca tartıştık, önceden şöyle bir düşüncem vardı ortada ülkücü bir taban var ve ülkücü siyaset yapamayan bir mhp var. Ve bu ülkücü tabana aslında adres burasıdır diyerek teşkilatlarımızı gösterdik.
Ancak şimdi anlıyorumki yeni mhp nin yeni bir tabanı var sizlere o kadar sık rastlamaya başladımki artık bu kanıya vardım evet arkadaşlar BBP size hitap etmiyor sizden oy almayada çalışmıyor, siz kendinize ısrarla ülkücü demeye devam edecekseniz, biz kendimize alperen veya nizam-ı alem ülkücüsü diyelim izler birbirine karışmasın geniş geniş eleştirin artık bbp ve muhsin başkanı ancak biz dursun önkuzuların, yusuf imamoğullarının, süleyman özmenlerin peşinden giden nesiliz demeyin o insanların kemiklerini sızlatmayın.

Muhsin Bey bu seçimde yine kendi ihtiraslarına kapılıp kendi partisini ona inanmış insanları bir anda yine yarı yolda bırakmıştır. Bir siyasi olgudan çok tek tabanca görevini üstlenmek için bağımsız aday olmuş zar zor şekilde kendini meclisin kapısından sokmuştur.Kimin neden desteklediğide Muhsin beyin cumhurbaşkanlığında kullandığı oyla belli olmuştur.
demişsin:
Bağımsız girmese idi bbp meclise nasıl girecekti yehovan bey onuda açıkla? sp ile ittifak dediler sp nin aldığı oy yüzde 2,5 , dp ile dediler dp battı kimse kurtaramaz. Ülkücüler birleşsin dediler muhsin başkan mhp ye buyrun birleşelim tek şartım türk-islam ülküsünden vazgeçilmesin gönüldaşlarımız kimi isterse o lider olsun çatıda mhp olsun hiç önemli değil dedi. Çok böyyük lideriniz devlet bey yanaşdımı? İstifa edip geri gelecek kadar gurur yoksunu lideriniz o koltuğu bırakmaya yanaştımı?
Belki tek başına girilebilirdi alınacak oy yüzde 4 veya beş olacaktı kime ne faydası vardı? Muhsin Başkanı eleştirenler seçimden sonra herkesi ezen bir akp gerçeğininde farkındadır umarım seçim sonuçları gene muhsin başkanı haklı çıkarmıştır. Muhsin Başkan her seçimde sivastan seçilmiştir partisi barajı geçemediği için seçilememiştir.
Ha bu arada türk-islam ülküsü yokolmadan bu davayı sahiplenenlerde evelallah dağılmayacaktır. Dağılma ümidi taşıyan siz yeni ulusalcılar ve ebedi düşmanlarımız türklük ve islamiyet düşmanları hepiniz avucunuzu yalayacaksınız.
Teşkilatlarımız yıllar önce verilen yemine sadıktır son nefes son nefer son damla kana kadar... Umarım anlaşılmıştır.


Öncelikle yazı dizisinin başlıklarının "Umutla başladı, hüsranla bitti" ve de "Yolda Dağılan Büyük Birlik" şeklinde konulması Büyük Birlik Hareketini vicdanlarda mahkum etmeye ve bir o kadar da kamu nezdinde küçük düşürmeye matuf bir yaklaşımı mündemiçtir.

Buna ne sayın Soydan'ın ne de herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin hakkı yoktur. Aynı zaman da bu yaklaşıma basın özgürlüğü çerçevesinde meşruiyet giydirmek, saflık düzeyinde bir iyi niyetli değerlendirme olacaktır. Ayrıca araştırma olarak tanımlanan çalışma kendi içinde birbirini nakzeden bilgileri bulundurmaktadır.

Mesela; yazının hemen girişinde "Yazıcıoğlu'nun diğer partilerden gelen ittifak çağrılarını reddettiği" bilgisi verilmekte, yazının devamında "seçimlerin 22 Temmuz'a alınmasıyla kurmayların ittifak zorunluluğunu dile getirmeleri"nden bahsedilmesi tenakuz değil de nedir? Yine "BBP ile TBMM ye girme planı yapan kurmayların" seçimlerin 22 Temmuz'a alınmasıyla "ittifak zorunluluğu"nu dile getirmeleri arasında nasıl bir illiyet kurulmuştur?

-Yine BBP ve onun lideriyle alakalı yapılan tanımlamalar da peşin hükümleri muhtevidir. Sayın Yazıcıoğlu'na ilişkin yapılan "gemisini terkeden kaptan" tanımlaması kelimenin tam manasıyla bir bühtandır. Zira sayın Yazıcıoğlu bağımsız aday olma sürecinde neden bağımsız aday olduğunu defaatle açıklamış ve Büyük Birlik Partisi ile rabıtasının sadece kanuni bir dayatma sebebiyle kesildiğini ifade etmiştir. Nitekim Sayın Yazıcıoğlu bu düşüncesini ve de sayın yazarın tanımladığı gibi" gemisini terkeden kaptan" olmadığını hemen seçilmesinin akabinde BBP'ne geçmekle ispatlamamış mıdır?

-Yine BBP'ne ilşkin "dernek yapısından öteye geçemeyen" ve "teşkilatlanmasını bile sonuçlandıramayan" değerlendirmeleri ne kadar insaflıca bir değerlendirmedir, izan sahiplerinin değerlendirmelerine sunulur. Hele Türk siyasi hayatının gerçeklerine ve de Boyner'in-Ali Haydar Veziroğlu'nun v.b.in tirilyonlar harcamasına rağmen siyasi hayatta esamilerinin dahi okunmadığı gerçeğiyle mukayese yapıldığında bu insafsızlık kat be kat ortaya çıkmaz mı? (muhakkak ki bu yaklaşım BBP'nde herşeyin mükemmel yapıldığı sonucunu doğurmaz)

-ATP-BBP-Hür Parti görüşmelerinin sonuç alamaması. ATP'nin kurucusu merhum Türkeş'in oğlunun ağır tenkitler yaparak ayrıldığı yapıya avdet etmesi, hem de kurduğu parti seçimlere girmesine rağmen, hangi ilke ile açıklanabilir. Ya Yaşar Okuyan'ın CHP'ne geçmesi, hangi milliyetçinin tefsir edebileceği bir durumdur? Bunlarla yapılan görüşmelerin akamete uğrayacağı, perşembenin gelişinin çarşambadan belli olacağı gibi bir durum değil midir? Bu meyanda BBP'ni neyle ilzam etmek yerinde olacaktır?

-İlk katılımların tarihi 28 Ocak 2007, seçimler ise 22 Temmuz 2007 de yapıldı. Arada 6 aylık bir zaman dilimi var. Allah aşkına bu 6 aylık zaman dilimi içerisinde büyük idealler vaz ederek intikal edilen yapıda neler üretilmeye gayret edildi de sonuç alınmadı. Lütfen ilgililer yaptıklarını (somut olarak) bir ta dat etseler de biz de anlasak. Katılım heyecanlarını hangi ölçüde somutlaştırabildiler gerçekten merak konusudur?

-İsim ve amblem değişikliğinin gerçekleşmemesinin "tökezlemenin ilk adımını oluşturması" tespitine, gerçekten siz inanıyor musunuz? İsimleri mevzu bahis edilen BBP'ne katılan şahsiyetler hangi icraatları yapacaklardı da isim ve amblem buna mani oldu. Değişim adına bu kadar yavan bir yaklaşımı algılamak Türk Milliyetçilerinin keyfiyetini düşürmekten başka hangi manaya gelir? Sonra Türk Milliyetçileri'nin Hilal ve Gül'le kendilerini ifade edememe meselesini anlamak gerçekten güç.

-Yazıcıoğlu'nun SP'yle ittifaka sıcak yaklaşmamasının yerindeliği seçim sonuçlarının teyit ettiği bir gerçek değil midir?

-Yazıcıolu'nu adeta kendi ihtirasları uğruna bağımsız aday olup, Sivas'tan milletvekili seçilebileceği garantisine istinaden bağımsız aday olmayı düşündüğü yaklaşımı tamamen afaki ve de doğru olmayan bir değerlendirmedir. Sayın Soydan sayın Yazıcıoğlu sizin dediğiniz gibi düşünseydi bu imkan daha önceki seçimlerde de elinde olmasına rağmen buna tevessül etmez miydi?

-BBP'nin müstakil seçimlere girip %5-6 oy alıp bir sonraki mahalli seçimlere hazırlanması Türkiye'de oluşturulan siyasi atmosfer (özellikle seçime 1,5 ay kala) ve de seçim sonuçları nazar-ı dikkate alındığında ancak güzel bir fantazi olabilirdi.

-Sayın Çınaroğlu mealen BBP zihniyetinin Türk Milliyetçilerinin alternatifi olamayacağını ifade ediyor. Kimsenin eli-ayağı bağlı değildir. Hakeza Türk Milliyetçiliği de kimsenin tekelinde değildir. Hem zihniyet hem de tatbikat hususunda meydan herkese açıktır.

Ezcümle 1993'de bir tarafta İslamiyet üzerinden siyasallaşan (henüz ne yapacağı meçhul) diğer taraftan Milliyetçilik üzerinden siyasallaşan (henüz ne yapacağı onun da meçhuldu) iki ana damar arasında her iki damarın kurumsallaşmış hatalarına itiraz ederek yola çıkan Büyük Birlik Hareketi kıt kaynak ve kadro imkanlarına rağmen bugün Türk siyasi hayatının mühim bir aktörüdür.

Biz Samsun Alperen Ocakları mensupları olarak BBP kurulmadan önce de yaptığımız gibi şahısları ve kurumları kutsallaştırmadan, İlkelerimizden ve Ülkülerimizden ödün vermeden mücadelemize devam edeceğiz.

Bu meyanda bizim inancımızda umut baki, hüsran ise izafi; BİRLİK asıl, dağılmak ise istisnadır.

Saygılarımızla...

Recep TEMEL
Alperen Ocakları
Orta Karadeniz Bölge Bşk.
 
TÜRK OCAGI SENI ALKISLIYORUM :clap :clap MUHSIN BEYE ÖZALIN TELKINIYLE AYRILMASI CAMUR ATMA DIYOSUNDA......DEVLET BEY MİT AJANI........:clap :clap....
----------------------SIMDI HERKESE SORUYORUM OGLUNUZA HAPISHANEDEN METKUP GONDERIYOSUNUZ DEVLET BAHCELİ MİT AJANIDIR KESINLIKLE GUVENILIR DEGILDIR VE MHP YI ELE GECIRMESIN DIYE NASIYAT EDIYOSUNUZ (GUYA BASBUG ALPASLAN TURKES TUGRUL TURKESE BOYLE BIR MEKTUP GONDERMIS)) SONRA HAPISEDEN CIKIYORSUNUZ SIYASI YASAGINIZ KALKIYOR VE PARTI KURUYORSUNUZ MİT AJANI DEDIGINIZ KISIYI DOKTORLUK GOREVINI BIRAKIP PARTIYE GELMESI ICIN CAGIRIYORSUNUZ...PARTIDE GENELSEKTERLIK VERIYORSUNUZ VE DAHA SONRA SAG KOLUNUZ YAPIYORSUNUZ....BUNU 5 YASINDAKI COCUGA ANLATSAM O BİLE GULER BEAA...((((****Devlet BAHCELI Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ tarafından göreve çağırılması üzerine 17 Nisan 1987 tarihinde üniversitesindeki öğretim üyeliği görevinden istifa etmiş, 19 Nisan 1987 tarihinde yapılan MÇP Büyük Kurultay'ında parti yönetimine seçilmiş ve Genel Sekreterlik görevine getirilmiştir.***))) BUNUN HIC MANTIGI YOKTA YILLARCA GOREV YAPTIGI PARTIYI SIYASI ANLAYISIMIZ UYUSMUYOR DIYEREK MİLLİ İSLAM AKIMINI YARATACAGIZ DIYEREK DAVA ARKADASLARINI SATAN KISININ ÖZALDAN AKIL ALMASI COK MANTIKLI.........KİMSE KUSURA BAKMASIN MUHSIN YAZICIOGLU ÜLKÜCÜLÜGÜ FALAN TERK ETMEDI GIBI SACMA SAPAN SEYLER SOYLEMEYIN BANA............O ADAM DAVA ARKADASLARINI SATIP GITTIKDEN SONRA ULKUCULU TAMAMEN TERK ETMISTIR.....ULKUCULUK KIMIN TEK ELINDE DIYORSUN.........SOYLIYEYIM ULKUCUK FIKIR BABASI ALPASLAN TURKESIN TEK ELINDEDIR KARDESIM.............SIMDI TUM BUYUK BIRLIKCILER..............TERK ETTIGINIZ GUN SIZ ÜLKÜCÜLÜ SATTINIZ DAVANIZI SATTINIZ....NE YAPARSANIZ NE DUSUNURSENIZ DUSUNUN AMA CEKIN ARTIK ELLERINIZI ÜLKÜCÜLÜGÜN YAKASINDAN........BIDE DIYOSUN KI MHP ELESTIRMEK ICIN 1,5 SAAT DEGIL 1 HAFTA SURER DEMISSIN...........LAFIN BIR YERINDEN ALIP KONUSMA........BEN 1,5 SAATLIK AKPNIN YANLISLARI ADLI KONFRANSINDA 1,15 DAKIKASINI MHP YI ELESTIRMEKLE GECIRDI 15 DAKIKASINI AKPNIN YANLISLARINA AYIRDI DEDIM.....IYI OKU.....VE SORDUM.....MHP NE YAPTIDA AKP NIN 5 YILLIK HATALARI, YANLISLARI 15 DAKIKADA ANLATIRKEN MHP YI 1 SAAT 15 DAKIKA ELESTIRDIN DEDIM.....AKPNIN TOPRAKMIZI SATTAMASI, YABANCIYA IMTIYAZLARI,,DEVLET MALLARIMIZI YOK PAHASINA SATMASI,NISYONERLIK FAALIYETLERINE IZIN VERMESI,,PETROL YASASI ,VAKIFLAR YASASI ,CUMHURBASKANI SECEMEYIP ÜLKEYI KRIZE SURUKLEMESI,,DAHA SAYARAK BITIREMEYECEGIM YANLISLARI 15 DAKIKADA BITIYOR AMA MHP NIN YANLISLARI 1 SAAT 15 DAKIKA SURUYOR.......dıyecek falza soz yok sanırım..........SAYGILAR.............bence bıraksın muhsın yazıcıoglu herseyı HRANK DİNK e siir yazmaya devam etsın........ZAMAN GAZETESİ MANSETTEN VERIR NASIL OLSA......
 
Devlet beyin mit ajanı olduğunu söyleyen mektubu, mektupta adı geçen şahıslar abdulkadir erdil ve mektubun sahibi tuğrul türkeş doğruladılar gündemi takip et lütfen.
BBP kurulurken özalın telkinleri veyahut yardımı sözkonusu değildir bu iftira açığa çıkarılamadığı müddetçe çamurdur, itirazınız varsa buyrun ispat edin. Ayrıca mantık çerçevesinde değerlendirelim.
1. Devlet bey mit ajanıdır çünkü renault marka otomobilinde bulunan silahlarla ilgili hiçbir sorgulamaya maruz kalmamıştır, ayrıca 12 eylülde en küçük ocak teşkilatı mensupları bile sorgudan geçirilirken devlet bey allahın bir hikmeti paşa paşa evinden izlemiştir darbeyi. Neden acaba?
Sayın Türkeş istihbarata önem verirdi mit' e gitmesini istediği doğru veya aldatıcı bilgileri devlet bahçeli aracılığıyla göndermek istemiş olabilir. Daima çok yönlü düşünür ve hareket ederdi. Bu durumda bundan faydalanmak istemiş olabilir diye düşünüyorum ki kuvvetle muhtemeldir.
2. Muhsin Yazıcıoğlu hapisten çıktığında siyasete girmeyi düşünmedi tıpkı diğer yusufiyeliler gibi ancak başbuğunun ricasını kıramayarak harekete tekrar katılmıştır anti parantez yusufiyelilerin çoğu mçp ye ilhak etmediler. Zoraki partiye katılan muhsin başkan canla başla teşkilatı toparlamaya çalıştı ve bir anektot daha, Muhsin Başkan başbuğun siyasi yasağını kaldırmak için çabalarken başkan yardımcınız mehmet şandır anap saflarında yasağın devam etmesi için çabalayanlar arasındadır. Böyle bir durumda davası için ölümü göze alan muhsin başkanın siyasi koltuk uğruna partiden ayrıldığını düşünmek saçmalıktır. Kaldıki ayrılmasa mhp genel başkanı olması kaçınılmazdı, bunu tahmin edemiyormuydu? Şu an bile istese herhangi bir sağ partinin üst düzey yöneticisi olur, iş koltuk sevdası olsa muhsin başkanın oturamayacağı koltuk yoktur.
Muhsin Başkanın ayrılma sebeplerini ve ayrılırken yaşananları iyi tahlil ediniz. Buraya yazıp dökmek istemiyorum.
Davayı satmak ne demek Allahın Davası, ülkenin, bayrağın davası kimin tekelinde? Davayı satanlar kimdir biliyormusun? İnanmış ülkücünün oyunu ecevite peşkeş çekenlerdir. MHP den ayrılmayı davayı satma olarak gören bir zihniyete bunları izah etmek imkansızdır.
MHP den ayrılanları aşşağıya not etsek sanırım sayfanın dibine kadar liste uzar. Kısaca isim verelim istersen:
Yaşar Okuyan
Mehmet Gül
Edip Özbaş
Hüzeyin Arabacı
Hüsnü Yusuf Gökalp
Enis Öksüz
Ozan Arif
Ali Göngür vs.. vs. Şimdi söylermisin bunların hepsi hainmi? Davayı sattımı? Artık hayatları ulvi bir gaye için değilde gündelik işler içinmi atar? Ülkücülükleri sonamı ermiştir? Bu ne kadar sığ bir düşüncedir.
" Alparslan Türkeş ülkücülüğün fikir babasıdır onu satan davayı satmıştır" gibi tuhaf bir fikri savunduğunun farkındamısın. Dedemiz saltuk Buğra Handan bu yana türk-islam ülküsünü, Şanlı peygamberimizin sırtımıza yüklediği ilay-ı kelimetullah davasını biz Alparslan Türkeştenmi öğrendik?
Türkeş bu davanın aksiyoner bir lideridir, sahibi değil evvela bunu anlamanı rica ederim. Üstelik MHP ve siz MHP liler ülkücü hareket namına saçmaladığınız müddetçe eleştirileceksiniz bu yükü kaldıramayan adına ülkücü demesin...Lideriniz biz merkez partisi olduk diyor hay hay alsın tabanını merkezemi gidecek CHP nin yanınamı gidecek yolu açık olsun bizim istediğimiz şudurki ülkücü kavramını sulandırmayın gerçek ülkücüleri rencide ediyorsunuz.
Bir kaç yıldır tezgahlanan bir oyun var oda islamcı faliyetlerin önünü kesmekte etkili olamayan sol cenahların yerine ulusalcı tabiri sistemin uşağı, islamsız milliyetçilik pompalanan bir gençlik oluşturulma çabaları.
Esefle belirtiyorumki bu plana seve seve iştirak eden MHP ve alperenccc nin tabiriyle yeni tabanı.
Bu öyle bir tabanki sezere karşı sevecen güle karşı acımasız, chp ye yumuşak, akp ye gaddar kemalizme ve laikliğe sadık, Yüce peygamberin risaletine soğuk..
kanaltürkle, yeniçağla pompalanan yahuda destekli sisteme entegre, vatan müdafası yaptığını zannedip aslında vatanı zapteden dönme devşirme takımına bekçiliği şiar edinmiş bir güruh.
Başörtüsünü savunmada, diğerleri gibi türban, siyasi amaç, v.s. saçmalıklarına kendini kaptıracak kadar gözü boyanmış, Müslüman -Türkü kendi vatanında parya durumuna getirenlerle mücadeleyi rafa kaldırmak biyana karşı cepheye geçmiş bir mhp ve yandaşları topluluğu nereye gidiyorsunuz?
Dönünde gönül verdiğiniz partinin seksen öncesi yaptığı mücadeleye bir bakın kendinize gelin..
Türk-İslam ülkücüsü kendine dön artık. Allah için sevip Allah için buğuz etmeye yeminli değilmiydin? Ne oldu emanete? Ne oldu uğruna şehid olduğun Nizam-ı Alem davasına?
Sizler için üzülüyorum arkadaşlar kendimden bildiğim insanların karşımda olduğunu görüyorum ve üzülüyorum. Sizin düşüncenizdekilerden müteşekkil bir partiyi savunmak zorunda kalmadığım için Türk-İslam ülküsünün mübarek sancağını taşıyoruz diyebilen bir alperen ocaklıların varlığı için seviniyor ümidleniyorum. Ve diyorumki Muhsin Başkan iyki ayrılmışsın iyki bu fitneler sana ve teşkilatına isabet etmemiş.
Ülkemin, soydaşlarımın, mazlum dindaşlarımın umudu olacak ve bu kutsal davayı layıkıyla temsil edebilecek bir ocağımız olduğu için Allaha(c.c) Hamdediyorum. Hiç olmazsa verdiğim mücadelem Allah için olacaktır, attığım her adım cihad için olacaktır, mükafatlıdır müjdelidir. Çok şükür.
 
Hey Güzel Allahım...

İçindeki yanlışları görmemezlikten gelen...
Seçim öncesi sol partilerle ile kol kola gezen..
Kalesi denilen yerlerde hezimete uğrayan
şu partinin kalkıp da BBPyi eleştirecek
ve halen milliyetçilikten bahsetmek için
yüzü olacağını zannetmezdim..

Pislik içinde batmış Fransız Horoz misali..

O ipleri daldan dala atlarken kendilerine saklasınlar..
Erzurum halkından anlamış olmaları gerekir..

Lütfen kimse saldırgan tavırlarıyla bu posta mesaj
yazmasın. Cevap gelmeyecektir.
Boş tartışmalardan sizler gibi olmayıp
bıkmış bulunmaktayım. Tartışma değil ama
paylaşım platformu olan bu forumda sadece
fikirlerimi beyan etmek istedim.
 
türk ocağı'ndan alıntı;
Değerli arkadaşım;
Ülkücü hareketin istenilen noktaya gelememesinin nedeni Sayın Bahçeli'mi yoksa 1980 den sonra hızla yozlaşma eğilimine giren ülkücü hareketin özellikle ocakların durumumu ?.Sizin pasifleşme dediğiniz şey halkın gözünde güvenilirliğini hızla yitiren tabirim için özür dilerim silahlı çeteler kimliğine bürünüp adı mafyayla anılmaya başlanan harekatın bu yanlış tanımından kurtulup meşru zemine çıkarılma ve milletiyle tekrar barıştırılma çabasıdır.
Gündemi çok yakından takip ediyoruz o kadarki mektup olayının iki tanığından biri olan Tuğrul Türkeş'in sözkonusu mektubu yalanladığını bilecek kadar.
Link ten ilgili haberi okuyabilirsiniz:
http://habervatan.com/detay.asp?hid=9302
Diğer tanık Abdulkadir Erdil MHP içinde liderimize muhalefetle varlık gösteren bir beyefendi.2006 yılında genelbaşkanlığa adaylığını koymuş ancak partililerin tepkileri üzerine adaylıktan çekilerek BBP ne katılmış.Sayın Bahçeli hakkındaki yorumu ne denli tarafsız olabilirki.
Kaldıki Sayın lider MİT de görev yapmış bile olsa bunda ne gibi bir sakınca olacakki.MİT bizim Devletimizin varlığını korumakla görevli teşkilatlardan biri.Bir ülkücünün bu teşkilatta hizmet vermiş olmasında kötü olan ne?
Hem Abdulkadir Erdil'in elinde böyle bir mektup vardı da MHP deki genel başkanlık mücadelesinde neden bu mektubu ortaya çıkarmadı.Eğer parti çıkarlarını ve ülkücü hareketin Sayın Bahçeli'den kurtulmasını bu kadar düşündüyse ve mücadelesini liderliğe aday olma noktasına kadar taşıdıysa ülkücü hareketin yararı için bu delili ortaya koyma yerine neden partiden ayrılmayı BBP ne katılmayı tercih etti?Evladım dediği ve Bahçeli tarafından kullanıldıklarını ima ettiği gençler için mücadele etmeye değmezmiydi o kağıdı ortaya koyup gerçeği haykırmak.
Son bir cümle Muhsin Yazıcıoğlu'nun MHP den ayrılmasının sebeplerinden birisi de MHP de lider sultasının olmasıydı.Rahmetli Başbuğ'u az eleştirmediler "Artık köşesine çekilsin partiyi büyütemiyor" diye. Peki Muhsin Bey 15 yıldan bu yana bu partinin başında,partinin oyu % 1 den bir buçuğa çıkmadı,halâ ne diye o makamı îşgal ediyor. Çekilip gitsin,tertemiz ülkücülerin duygularını istismar etmesin.Hem bu 15 yıl içerisinde BBP nin Türkiye'nin meseleleri hakkında tek bir çözüm önerdiğini duymadım,okumadım. Çünkü onun politikaları yalnız yalnız MHP yi küçültme üzerine kurulmuştur.
Bu konuda başka cevap yazmıycam.Liderimi ve MHP yi savunmaktan aciz olduğum için değil sadece Türkiye sevdalılarıyız,hepimiz milliyetçiyiz.Tartışmayı düşüneceğim son kişide yine bir milliyetçi kardeşim olacaktır.Saygılar...
 
TÜRK ocagı nıcklı kardesım tebrık uzrıne tebrık alıyorsun benden gercekten :clap :clap
ne guzel muhsın beye camur atıyorlar devlet beyın mıt ajanı oldugu kesın demıssın :)
simdi senın yaptıgın gıbı yapıyorum
MUHSİN YAZICIOGLU TURGUT ÖZAL'IN dolaylı olarak MASONLARIN( TURGUT ÖZAL'IN unlu masonlardan oldugu herkesın dılınde) TELKINLERIYLE BU KUTLU DAVAMIZI BÖLMUSTUR
CUNKU;
1---O ZAMANLARDA YILDIZI GIDEREK PARLAYAN(özellikle Soyetler bırlıgının yıkılmasıyla) MHP (MCP) barajı zorlayacagı hatta asacagı dusunulen MHP boyle darbe vurulmaya calısılmıstır
2---YAPILAN ANKETLERDE BUYUK BIR PATLAMA YAPACAGI GÖRULEN REFAH PARTISI' nin bır nebze yukselısını durdurmak ıcın yenı bır islami degerleri savunan bir partinin sahaya surulmek istenmesi
3---MUHSIN YAZICIOGLU' nun MCP DEN ayrılır ayrılmaz izledigi MİLLİ İSLAM poltikası yukardakı önermeleri dogrular nıtelıktedir
4--YILLARCA NİZAM-I ALEM ,,KIZIL ELMA,,,icin canını hıc dusunmeden fefa etmıs ve canını ortaya koymus ülkücüleri hiçe sayarak MHP Yİ KAFATASCI,,ÜLKÜCÜLERİ İSLAMI DEGERLERI TERK EDENLER OLARAK GÖSTERMESİ
5---93 DE KURDUGU PARTISI 95 DE ANAPLA ISBIRLIGI YAPARAK KENDINI MECLISE ATMASI...
gayet mantıklıdır kı muhsin yazıcıoglu turgut özal ın telkınkınlerıyle bu davayı bölmustur....DEVLET BAHCELİ MİT AJANI OLUYORSA MUHSIN BEY MOSSAD AJANI OLABİLİR( bir masonun sözünden cıkmadıysa vardır bir hikmeti)))

TÜRK ocagı kardesim göruyorum kı sen hala sag-sol da takılı kalmıssın;
60-80 arası ulkemızın basındaki tehlike KOMİNİZMDİ bu tehlıkeye karsı dava buyuklerımız cok sukur uzerıne dusen görevi yaptı....KOMİNİZM 90 cöktukten sonra ulkemızın bas düsmanı EMPARYELİZM OLMUSTUR bugun savasımızda emparyelizm karsıdır..sen hala 80 donemın sag--sol olaylarında takılı kaldıysan bu kutlu davamızın zaten farkına varamamıssındır.....
TÜRK ocagı kardesim artık silahlar senin o kutlu bayragımıza koydugun sılahlar degıl AKIL VE TEKNOLOJIDİR....bak PEYGAMBER EFENDİMİZE SAYGISIZLIK YAPAN DANIMARKAYA sılahlarla veremıyecegız zararın kat be kat fazlasını türk hackerlarımız verdi....
ülkücüler artık aklını basına almaya baslamıslardır....SİZLER genclerın eline silah verip HRANK DİNKLERİ öldürürken bizler biliyoruzki HRANK DİNKLERİ üreten beyinler bitmedikce HRANK DİNKLER bitmeyecek....
TÜRK ocagı kardesim sen hala kafanı saga ve sola cevirmeye devam et BİZ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE ALPASLAN TURKES ISIGINDA liderimiz DEVLET BAHCELİ önderliginde kafamızı ileriye cevirip karalı bir sekilde 2023 Bölgesinde Lİder ülke TÜRKİYE 2053 de DÜNYADA LİDER ÜLKE TÜRKİYE için yola cıktık...Allah yar ve yardımcımız olsun...yüzümü yere egdirmesin.....BU KUTLU YURUYUSE ULKESİ SEVEN DİNİNİ SİYASETE DEGIL KALBININ EN TEPELERİNE YERLESTIREN KARDESLERIMIZI YANIMIZDA GÖRMEK İSTERİZ.......Allah'a emanet olunuz......
 
Geri
Üst