- Katılım
- 1 May 2008
- Mesajlar
- 6,784
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Yeni rakamLar erkekLerin kadınLardan daha sık kansere yakaLandığını gösteriyor. Peki, suç DNA’mızda mı yoksa yaşam şekLimizde mi?
Hiçbirimiz Süpermen gibi yeniLmez bir kahraman değiLiz. Artık bunu idrak edecek kadar büyüdük, değiL mi?

Hiçbirimiz Süpermen gibi yeniLmez bir kahraman değiLiz. Artık bunu idrak edecek kadar büyüdük, değiL mi?
KuraL 1: Erken teşhis hayat kurtarır
Mesele testis kanseri olduğunda, erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu tahmin edebilmek için dahi olmaya gerek yok. Amerikan Kanser Vakfı erken teşhis edilirse, bu kansere yakalananların hayatta kalma oranının yüzde 99 olduğunu vurguluyor. Ancak Büyük Britanya’da yapılan bir araştırma, Britanyalı kadınların yılda ortalama 2.3 kez doktora giderken, erkeklerde bu oranın 1.9’da kaldığını gösteriyor. Erkekleri doktora gitmekten alıkoyan şey ise her şeyin yolunda gideceğine dair sahip oldukları boş bir inanç… Bu konuda en ihmalkâr kesim beyaz yakalı işçiler. Dallhousie Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, beyaz yakalı çalışanların doktora gitme oranının daha düşük olduğunu gösteriyor. İş hayatıyla sosyal hayatı dengede tutmaya çalışırken, doktor muayenesi en son gidilecek yerler arasında yer alıyor. İş arkadaşlarınızla akşam yemeği mi, hayatınıza katacağınız 10 sene mi? Bir daha düşünün dilerseniz.
KuraL 2: Her zaman aktif oL
30’lu yaşlardan sonra sorumluluklar ağırlaştıkça, düzenli olarak egzersiz yapmaya zaman bulmak daha zor hale gelmeye başlıyor. Oysa aktif bir yaşam sürdürmek sağlınız için kritik önemde. Bristol Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, kardiyo aletlerinde düzenli olarak ter akıtmanın bağırsak, prostat ve akciğer kanseri riskini yüzde 40 oranında azalttığını gösteriyor. Bu yüzden 30’a gelir gelmez, eşofmanları gardırobun ulaşılmaz köşelerine tıkıştırmamakta sonsuz fayda var.
KuraL 3: Yarım bardak yeter
Şimdi size kötü bir haberimiz var. Ayrıca arkadaşlarla maç seyrederken tükettiğiniz biralara da dikkat etmeniz şart. Tabii 60 yaşında takımınızın maçını hastane odasından seyretmek istemiyorsanız. Yoksa keyif sizin biz nasıl karışırız? Liverpool’daki John Moores Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, çok fazla alkollü içki tüketmenin yemek borusu, dudak, bağırsak, karaciğer ve gırtlak kanseri riskini yükselttiğini gösteriyor. Araştırmayı yöneten Prof. Mark Bellis, “İnsanlar çok fazla ve çok sık içki içiyor. Günde yarım bardaktan çok alkollü içki tüketmek kanser riskini ciddi miktarda artırıyor” diyor.
KuraL 4: Tempo, tempo!
Spor yaptığınızda ilk kurtulduğunuz yağlar iç organlarınızın üzerindeki yağlardır. Ancak mekiklere abanarak kanserden kurtulabileceğinizi düşünmeyin. Büyük Britanya Ulusal Obezite Forumu’ndan Dr. David Haslam; “Spor salonunda arkadaşlarınızla sohbet ede ede yağlarınızdan kurtulamazsınız.” diyor. Bunu herhalde siz de çoktan fark etmişsinizdir. “Gerçekten yağ yakmak için nabız atış hızınızı yükselten egzersizler yapmalısınız. Spor salonuna gidemiyorsanız (bahanenizi çok merak ediyoruz) yürümek, merdiven çıkmak vs. için mümkün olan her imkânı değerlendirin. Yemek sipariş etmek yerine sağlıklı bir sandviç almak için yürüyün. Asansör yerine merdivenleri tercih edin. Hareket ettiğiniz her dakika faydalıdır” diyor Haslam. Ayrıca “Ben zaten formdayım ki...” diyerek kaçamazsınız. Zira İngiltere Kanser Araştırmaları Merkezi’nin araştırmasına göre, kilolu erkeklerin %25’i kilolu olduklarını inkâr ediyor.
KuraL 5: MesLek kanserLeri saLgını
Çalıştığınız işle ilintili kanserler de salgın halinde yayılıyor. Stirling Üniversitesi’nden Profesör Andrew Watterson, “Pek çok insan meslekleriyle belirli kanser türleri arasındaki bağlantıdan haberdar değil. Oysa mesleğe bağlı kanserlerden ölen insanların sayısı, intihar, cinayet ve trafik kazalarında ölen insanların toplamından daha fazla…” diyor. Özellikle inşaat şantiyeleri, demir çelik ya da otomobil fabrikalarında çalışan çok sayıda erkek, iş yerinde maruz kaldıkları kansorejenler nedeniyle kansere yakalanıyor.