_thanatos_
Banned
- Katılım
- 29 Tem 2008
- Mesajlar
- 313
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Gece yağan yağmur hep ürkütürdü beni.
Yağmur değil yalnızlığımdı pencereleri damla yalayan. Yıllarımı dolduran sensizlikti hep bir yani yarımlık, hep senden uzaktalık, ''hayattaki tek kimse''mden yoksunlu, yani kimsesizlikti bir kavuşma mucizesine inanma yolunda harcanmış bir hayatin ansızın sonuna gelme ve o mucizeyi yaşayamadan bir başına ölme korkusuydu, yağmur? Yine yağmur
yağıyor, yine gece dönüp geriye bakıyorum da sanki yıllar değil yüzyıllar
geçmiş aramızdan...
Aramızdan ayrılıklar, ihanetler, kayboluşlar, vazgeçişler, yeniden bulmalar, korkular, yalnızlıklar, savrulmalar geçmiş ve bu ilişki ne çok bicim değiştirmiş...
Seni yollarca, şehirlerce uzağından sevdim, seni kelimelerce, şiirlerce
yakınından sevdim seni dünya üzerinde ilk kez benim için kalemi eline alıp da yazdığın mektuplarca sevdim. Seni umutsuzca, beklentisizce, hayallerce sevdim. Dürüstlük kimi zaman yalanlardan çok daha acımasızmış. Gerçeğin buzdan ülkesinde yapayalnız kalan yürek, hayatta kalabilmek için yalanları bile özleyebilirmiş kimi zaman. Bana aksini ispat etmek için elinden geleni yaptığın o yıllarda buzlar ülkesinde biraz olsun ısınabilmek için, aslında beni sevdiğin yalanına inandırmıştım ben kendimi..
Aşkıma kapalı bir kapının önüne bırakılmış yaralı bir kus gibiydim. İnanacak,bir ibadet gibi yasayacak tek şeyimdi senin aşkın.
Karşılıksız, güvensiz, sessizce yaşanan bir aşk...
Nasılda hoyrattın bana karsı.kalbinde değil miydim gerçekten?
Neydik biz söylesene?
Can yoldasın mı..?
Yol arkadasın mı..?
Dostun mu..?
Sevgilin mi..?
Hayata karışmamak için tek kalkanım, tek sığınağımdı askın.
Tek silahımı yitirdim ve hayata teslim oldum.
Korkuyu beklemenin telaşı, korkunun kendisinden çok daha ürkütücü biliyor musun..? İste bu yüzden sensizliğin karanlık kuyusuna kendi ellerimle bırakıyorum kaderimi. Korkuyu beklemekten vazgeçiyorum, ama asla seni sevmekten değil!
Madem varlığım acı vermiyor sana, mademki ancak yokluğumda sevgimi hissedebiliyorsun, öyleyse yokluğumla kal.
Madem ki yokluğumda daha mutlusun, o halde yokluk benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun . . .
Yağmur değil yalnızlığımdı pencereleri damla yalayan. Yıllarımı dolduran sensizlikti hep bir yani yarımlık, hep senden uzaktalık, ''hayattaki tek kimse''mden yoksunlu, yani kimsesizlikti bir kavuşma mucizesine inanma yolunda harcanmış bir hayatin ansızın sonuna gelme ve o mucizeyi yaşayamadan bir başına ölme korkusuydu, yağmur? Yine yağmur
yağıyor, yine gece dönüp geriye bakıyorum da sanki yıllar değil yüzyıllar
geçmiş aramızdan...
Aramızdan ayrılıklar, ihanetler, kayboluşlar, vazgeçişler, yeniden bulmalar, korkular, yalnızlıklar, savrulmalar geçmiş ve bu ilişki ne çok bicim değiştirmiş...
Seni yollarca, şehirlerce uzağından sevdim, seni kelimelerce, şiirlerce
yakınından sevdim seni dünya üzerinde ilk kez benim için kalemi eline alıp da yazdığın mektuplarca sevdim. Seni umutsuzca, beklentisizce, hayallerce sevdim. Dürüstlük kimi zaman yalanlardan çok daha acımasızmış. Gerçeğin buzdan ülkesinde yapayalnız kalan yürek, hayatta kalabilmek için yalanları bile özleyebilirmiş kimi zaman. Bana aksini ispat etmek için elinden geleni yaptığın o yıllarda buzlar ülkesinde biraz olsun ısınabilmek için, aslında beni sevdiğin yalanına inandırmıştım ben kendimi..
Aşkıma kapalı bir kapının önüne bırakılmış yaralı bir kus gibiydim. İnanacak,bir ibadet gibi yasayacak tek şeyimdi senin aşkın.
Karşılıksız, güvensiz, sessizce yaşanan bir aşk...
Nasılda hoyrattın bana karsı.kalbinde değil miydim gerçekten?
Neydik biz söylesene?
Can yoldasın mı..?
Yol arkadasın mı..?
Dostun mu..?
Sevgilin mi..?
Hayata karışmamak için tek kalkanım, tek sığınağımdı askın.
Tek silahımı yitirdim ve hayata teslim oldum.
Korkuyu beklemenin telaşı, korkunun kendisinden çok daha ürkütücü biliyor musun..? İste bu yüzden sensizliğin karanlık kuyusuna kendi ellerimle bırakıyorum kaderimi. Korkuyu beklemekten vazgeçiyorum, ama asla seni sevmekten değil!
Madem varlığım acı vermiyor sana, mademki ancak yokluğumda sevgimi hissedebiliyorsun, öyleyse yokluğumla kal.
Madem ki yokluğumda daha mutlusun, o halde yokluk benim bu aşk için büründüğüm son kimlik olsun . . .