MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Aslında bi mesele vardı. Adı YÖK’tü.. YÖK başlı başına önemli bir meseleydi.. Solcular da karşıydı, liberal görünümlü AKP yanlıları da..
Ta ki Prof. Özcan başa getirilinceye kadar..
YÖK, yok oldu..
Kendisi değil.. Mesele olması..
Artık yok böyle bi mesele..
* * *
Aslına bakarsanız YÖK yine aynı YÖK.. Bi satır değişiklik yok..
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’di.. O yılları hatırlayın..
YÖK sürekli gündemdeydi..
Tepeden inmeciydi, baskıcıydı, üniversiteleri bilim yuvası olmaktan çıkarmıştı, bütün kararları ideolojikti..
Ama en önemlisi.. Üniversitelerin özgür iradesine saygısı yoktu.. Kendi profesörlerine, doçentlerine, hocalarına güvenmiyordu..
Seçimde üçüncü sırada olan adayı birinci sıraya çıkarıp rektör olmasını sağlıyordu..
Tamamen ideolojik..
Doğruydu.. YÖK aynen böyleydi.. Savunulacak bir kurum değildi..
* * *
Teziç gitti, Özcan geldi..
O güne kadar YÖK’ü yerden yere vuranlar, YÖK sisteminin fenalığını dillerinden düşürmeyenler seslerini kesti..
Özgürlük geldi diye kılıf geçirdiler!
* * *
Özcan döneminde hiçbir şey değişmedi.. Eski tas eski hamam.. Yerden yere vurulan, mutlaka değişmesi gerektiği savunulan YÖK, yine aynı YÖK..
Ama kriterleri değişik..
Önceki gün iki karar aldı.. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden en çok oyu alan mevcut rektör Prof. Kılıç’ı üçüncü sıraya iteledi, ikinci olan Coşkun’u birinci sıraya çıkardı..
Üstelik Coşkun’un profesörlüğü konusunda usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle YÖK tarafından soruşturma yürütülüyormuş..
O soruşturmanın sonucu artık kafadan belli!..
* * *
Kırıkkale Üniversitesi’nde de benzer vaka.. En yüksek oyu alan mevcut rektör Prof. Çakmak’ı aşağıya itmiş, ikinci sıradaki Prof. Yıldız’ı birinci sıraya oturtmuş..
* * *
YÖK’ün eski alışkanlığı.. Eskiden de bu tür işler yapardı, ortalık ayağa kalkardı..
Şimdi..
Suspus!..
* * *
YÖK’ün ilk sıraya yerleştirdiği iki rektör adayının ortak özelliği ne biliyor musunuz?
Türbana özgürlük bildirisine imza atmaları..
* * *
İşin daha da fenası, YÖK sistemini yerden yere vuranlar, antidemokratik bulanlar bugün kendi yandaşları o koltuklara oturdu diye yok bi mesele diyorlar..
Utanmasalar YÖK sistemi şahane diye yazacaklar.. Biraz utanç var tabii!
Yarın sevmedikleri biri o koltuğa oturursa yine koca koca laflarla YÖK’e karşı nutuk atmaya başlarlar mı?
Kuşkunuz olmasın..
Asker kimi süngüledi?
Hükümeti eleştirmek, aleyhine konuşmak, yazmak, gösteri, yürüyüş düzenlemek suç mu?
Ayıp mı?
Tam tersi, demokratik hak..
Demokrasinin vazgeçilmez unsuru.. Olmazsa olmaz koşulu..
* * *
Peki, hükümeti parlamento dışı yollardan devirmeye çalışmak suç mu?..
Evet..
Hele bunu silahların gölgesinde yapmayı planlarsanız..
* * *
Örnek verelim.. Büyük çoğunlukla iktidar olan partinin büyük bir yolsuzluğu yakalandı.. Medya yayımladı.. Toplumsal tepki arttı, başbakan istifa etmek zorunda kaldı..
Yani hükümet devrilmiş oldu..
Bu doğal.. Olması gereken..
* * *
Elinde silah olan güçlerin iktidarı alaşağı etmek için mütemadiyen plan yaptıkları ortaya çıkarsa ne olur?
İktidar devrilmez devrilmesine ama o ülkede demokrasi biter, sivil toplumlar siner, insanlar hak aramak için bile toplanmaktan korkar hale gelir..
* * *
Aslında asker acayip planlarıyla karşı oldukları iktidarı devirmeyi amaçlarken, o ülkedeki muhalefeti, sivil toplumu, özgür medyayı devirmiştir..
Süngülemiştir..
* * *
Çünkü..
Sapla saman karıştı..
Hükümete karşı olmakla..
Hükümeti güç kullanarak devirmek kavramları karman çorman olmuştur..
Makul çoğunluğun sesi kesildi..
..::MEHMET TEZKAN::..
Ta ki Prof. Özcan başa getirilinceye kadar..
YÖK, yok oldu..
Kendisi değil.. Mesele olması..
Artık yok böyle bi mesele..
* * *
Aslına bakarsanız YÖK yine aynı YÖK.. Bi satır değişiklik yok..
YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’di.. O yılları hatırlayın..
YÖK sürekli gündemdeydi..
Tepeden inmeciydi, baskıcıydı, üniversiteleri bilim yuvası olmaktan çıkarmıştı, bütün kararları ideolojikti..
Ama en önemlisi.. Üniversitelerin özgür iradesine saygısı yoktu.. Kendi profesörlerine, doçentlerine, hocalarına güvenmiyordu..
Seçimde üçüncü sırada olan adayı birinci sıraya çıkarıp rektör olmasını sağlıyordu..
Tamamen ideolojik..
Doğruydu.. YÖK aynen böyleydi.. Savunulacak bir kurum değildi..
* * *
Teziç gitti, Özcan geldi..
O güne kadar YÖK’ü yerden yere vuranlar, YÖK sisteminin fenalığını dillerinden düşürmeyenler seslerini kesti..
Özgürlük geldi diye kılıf geçirdiler!
* * *
Özcan döneminde hiçbir şey değişmedi.. Eski tas eski hamam.. Yerden yere vurulan, mutlaka değişmesi gerektiği savunulan YÖK, yine aynı YÖK..
Ama kriterleri değişik..
Önceki gün iki karar aldı.. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden en çok oyu alan mevcut rektör Prof. Kılıç’ı üçüncü sıraya iteledi, ikinci olan Coşkun’u birinci sıraya çıkardı..
Üstelik Coşkun’un profesörlüğü konusunda usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle YÖK tarafından soruşturma yürütülüyormuş..
O soruşturmanın sonucu artık kafadan belli!..
* * *
Kırıkkale Üniversitesi’nde de benzer vaka.. En yüksek oyu alan mevcut rektör Prof. Çakmak’ı aşağıya itmiş, ikinci sıradaki Prof. Yıldız’ı birinci sıraya oturtmuş..
* * *
YÖK’ün eski alışkanlığı.. Eskiden de bu tür işler yapardı, ortalık ayağa kalkardı..
Şimdi..
Suspus!..
* * *
YÖK’ün ilk sıraya yerleştirdiği iki rektör adayının ortak özelliği ne biliyor musunuz?
Türbana özgürlük bildirisine imza atmaları..
* * *
İşin daha da fenası, YÖK sistemini yerden yere vuranlar, antidemokratik bulanlar bugün kendi yandaşları o koltuklara oturdu diye yok bi mesele diyorlar..
Utanmasalar YÖK sistemi şahane diye yazacaklar.. Biraz utanç var tabii!
Yarın sevmedikleri biri o koltuğa oturursa yine koca koca laflarla YÖK’e karşı nutuk atmaya başlarlar mı?
Kuşkunuz olmasın..
Asker kimi süngüledi?
Hükümeti eleştirmek, aleyhine konuşmak, yazmak, gösteri, yürüyüş düzenlemek suç mu?
Ayıp mı?
Tam tersi, demokratik hak..
Demokrasinin vazgeçilmez unsuru.. Olmazsa olmaz koşulu..
* * *
Peki, hükümeti parlamento dışı yollardan devirmeye çalışmak suç mu?..
Evet..
Hele bunu silahların gölgesinde yapmayı planlarsanız..
* * *
Örnek verelim.. Büyük çoğunlukla iktidar olan partinin büyük bir yolsuzluğu yakalandı.. Medya yayımladı.. Toplumsal tepki arttı, başbakan istifa etmek zorunda kaldı..
Yani hükümet devrilmiş oldu..
Bu doğal.. Olması gereken..
* * *
Elinde silah olan güçlerin iktidarı alaşağı etmek için mütemadiyen plan yaptıkları ortaya çıkarsa ne olur?
İktidar devrilmez devrilmesine ama o ülkede demokrasi biter, sivil toplumlar siner, insanlar hak aramak için bile toplanmaktan korkar hale gelir..
* * *
Aslında asker acayip planlarıyla karşı oldukları iktidarı devirmeyi amaçlarken, o ülkedeki muhalefeti, sivil toplumu, özgür medyayı devirmiştir..
Süngülemiştir..
* * *
Çünkü..
Sapla saman karıştı..
Hükümete karşı olmakla..
Hükümeti güç kullanarak devirmek kavramları karman çorman olmuştur..
Makul çoğunluğun sesi kesildi..
..::MEHMET TEZKAN::..