
YEMEN’E GİDEN DOSTLA YEMEN TÜRKÜSÜNCE HASBIHÂL
Fikir ve gönül yoldaşım Enver Çapar’ın mektep arkadaşı ehl-i dil Mahmut Bıyıklı dostum! Yemen’e seyahat eylediğini “Dünyanın En Güzel Yemen’i” adlı yazınızdan öğrendim. Şüphesiz ki sevindim ve duygulandım. “Dünyanın en güzel Yemen’i” derken, şimdiki zamanın Yemen’ini değil de İslâm kokan hüzünlü Yemen mekânlarını kastediyorsun inşallah. Bilirim ki sen de bir Yemen Türküsü dostusun. Yüreğinin Yemen Türküleriyle yanıp tutuştuğunu duyarım da sevinirim.
Yiyip içtiğin, görüp gezdiğin senin olsun. Peki, Yemen’e vardın da bu fakiri yâdetmedin mi? Ecdâdımın ruhaniyetini hissettiren Yemen’in tarihî taş sokaklarında bu fakiri yâd etmediysen fikir ve gönül tâlimi yönünden ağır bir mesûliyet altında kalmışsın demektir.
“Gülü çemen” olan Yemen çarşılarında dolaşırken bu fakirin Yemen ateşi kalbine vurmadı mı? Üç tertip ecdâdımın Yemen çöllerindeki acısından ah ü vah ettiğimi Yemenlilere duyurmadın mı? “Ülkemde, Yemen Harbinde şehit olanların, yitip kaybolanların acısını ve gurbetini Yemen Türküleri dinleyerek ciğerine çekip yanan bir dost var” demedin mi?
Yemen Türküsünü milletimizin mâşerî hüznünün dili olarak ıstırap üstü “diriliş” tâlimine dönüştüren fakirin gayesini unuttun mu yoksa? Yemen’e nasıl bir dil ve yürekle gidileceğini fakire sormayı düşünmüş müydün? Bu ülkede fakirin Yemen tâlimlerini bilmeden Yemen’e gidilemeyeceğini bildiğini sanıyordum.
“Yemen seferleri ülkemdeki Yemen Türküsü tâlimcisinin yüreğini bu gün dahi yakıp kavuruyor” diye yüreklerine dokunmadın mı Yemenli şair ve muharrirlerin? Yemen adının, millet-i hâkime’nin hafızasında hâlâ dinmeyen bir gurbet ve hasret acılarını çağrıştırdığı hakkında seminer vermedin mi?
Yemen Türkülerinin hikâyesini bilmeden dinleyenlerin bu milletin kâmil bir mensubu olamayacağını anlatıp durduğumu söylemedin mi Yemenli bir eski zaman adamına?
Bu fakirin her Allah’ın günü Yemen türküleri dinleyip, Yemen’e gidenlerin dönmeyişine ağıt yaktığını yüreklerini kanatarak anlatmadın mı o zâlım Yemen’in Osmanlısever ağalarına?
O YEMEN Kİ ECDÂDIMI ÇOK ÜZMÜŞTÜR
Yemen çöllerinde şehit düşen ve kaybolan üç nesil ecdâdımın sualini nasıl vereceklerini sordun mu Yemen’in beylerine? “Soyka Yemen yiğit koymadı Anadolu’da” demedin mi aziz dost?
“Şol Yemen’de can veren Mehmet’le Memiş’lerin” ruhuna fatiha okuyup okumadıklarını sormadın mı? “Yemen Yemen şanlı Yemen” diyerek, Yemen’i İngiliz’in fesad ve iğvasından kurtarmaya gittiklerini ima etmedin mi Yemen’li devletlûya?
“Al yeşil bayrağı gelin sanarak” anadan, yârdan, evlâttan ayrılıp “ümmet-i İslâm toprağıdır” diyerek Yemen’i kurtarmaya gidenlerin isimsiz mezarlarını yokladın mı demem seni üzer mi?
Yemen Türküleri üstüne her Cuma günü Mekteb-i İrfan’da dostlarıyla tâlim ederek, Sultan Abdülaziz’den bu yana Yemen için çekilen ıstırap ve fedakârlığı Maraş’ın kalbine düşüren bu fakirin hüznünü dile getirmedin mi Yemenli münevverana?
Yemen’ de bir çayhâneye oturup orada bulunanlara Yemen Türküsü dinletmediysen şayet çok üzülürüm güzel dost! Hele de fakiri yâdederek Yemen Türküsüyle terkip olmuş fikirli bir çay içmediysen daha çok üzülürüm Üç tertip askerimizin, “vatan-ı İslâmiye’nin uzak bir arka bahçesidir Yemen” deyip sefere çıktıklarını anlatarak yüreğini sızlatmadın mı Yemenli bir pîrin?
Hâsıl-ı kelâm, “hâdimü’l” sıfatıyla Yemen’de vazife yapan, şehit olan ecdâdımın gurbet çeken mezarları başında duâ ettikten sonra Yemen türküsünce bir “ah!” çektin mi söyle dost!
Fikir ve gönül yoldaşım Enver Çapar’ın mektep arkadaşı ehl-i dil Mahmut Bıyıklı dostum! Yemen’e seyahat eylediğini “Dünyanın En Güzel Yemen’i” adlı yazınızdan öğrendim. Şüphesiz ki sevindim ve duygulandım. “Dünyanın en güzel Yemen’i” derken, şimdiki zamanın Yemen’ini değil de İslâm kokan hüzünlü Yemen mekânlarını kastediyorsun inşallah. Bilirim ki sen de bir Yemen Türküsü dostusun. Yüreğinin Yemen Türküleriyle yanıp tutuştuğunu duyarım da sevinirim.
Yiyip içtiğin, görüp gezdiğin senin olsun. Peki, Yemen’e vardın da bu fakiri yâdetmedin mi? Ecdâdımın ruhaniyetini hissettiren Yemen’in tarihî taş sokaklarında bu fakiri yâd etmediysen fikir ve gönül tâlimi yönünden ağır bir mesûliyet altında kalmışsın demektir.
“Gülü çemen” olan Yemen çarşılarında dolaşırken bu fakirin Yemen ateşi kalbine vurmadı mı? Üç tertip ecdâdımın Yemen çöllerindeki acısından ah ü vah ettiğimi Yemenlilere duyurmadın mı? “Ülkemde, Yemen Harbinde şehit olanların, yitip kaybolanların acısını ve gurbetini Yemen Türküleri dinleyerek ciğerine çekip yanan bir dost var” demedin mi?
Yemen Türküsünü milletimizin mâşerî hüznünün dili olarak ıstırap üstü “diriliş” tâlimine dönüştüren fakirin gayesini unuttun mu yoksa? Yemen’e nasıl bir dil ve yürekle gidileceğini fakire sormayı düşünmüş müydün? Bu ülkede fakirin Yemen tâlimlerini bilmeden Yemen’e gidilemeyeceğini bildiğini sanıyordum.
“Yemen seferleri ülkemdeki Yemen Türküsü tâlimcisinin yüreğini bu gün dahi yakıp kavuruyor” diye yüreklerine dokunmadın mı Yemenli şair ve muharrirlerin? Yemen adının, millet-i hâkime’nin hafızasında hâlâ dinmeyen bir gurbet ve hasret acılarını çağrıştırdığı hakkında seminer vermedin mi?
Yemen Türkülerinin hikâyesini bilmeden dinleyenlerin bu milletin kâmil bir mensubu olamayacağını anlatıp durduğumu söylemedin mi Yemenli bir eski zaman adamına?
Bu fakirin her Allah’ın günü Yemen türküleri dinleyip, Yemen’e gidenlerin dönmeyişine ağıt yaktığını yüreklerini kanatarak anlatmadın mı o zâlım Yemen’in Osmanlısever ağalarına?
O YEMEN Kİ ECDÂDIMI ÇOK ÜZMÜŞTÜR
Yemen çöllerinde şehit düşen ve kaybolan üç nesil ecdâdımın sualini nasıl vereceklerini sordun mu Yemen’in beylerine? “Soyka Yemen yiğit koymadı Anadolu’da” demedin mi aziz dost?
“Şol Yemen’de can veren Mehmet’le Memiş’lerin” ruhuna fatiha okuyup okumadıklarını sormadın mı? “Yemen Yemen şanlı Yemen” diyerek, Yemen’i İngiliz’in fesad ve iğvasından kurtarmaya gittiklerini ima etmedin mi Yemen’li devletlûya?
“Al yeşil bayrağı gelin sanarak” anadan, yârdan, evlâttan ayrılıp “ümmet-i İslâm toprağıdır” diyerek Yemen’i kurtarmaya gidenlerin isimsiz mezarlarını yokladın mı demem seni üzer mi?
Yemen Türküleri üstüne her Cuma günü Mekteb-i İrfan’da dostlarıyla tâlim ederek, Sultan Abdülaziz’den bu yana Yemen için çekilen ıstırap ve fedakârlığı Maraş’ın kalbine düşüren bu fakirin hüznünü dile getirmedin mi Yemenli münevverana?
Yemen’ de bir çayhâneye oturup orada bulunanlara Yemen Türküsü dinletmediysen şayet çok üzülürüm güzel dost! Hele de fakiri yâdederek Yemen Türküsüyle terkip olmuş fikirli bir çay içmediysen daha çok üzülürüm Üç tertip askerimizin, “vatan-ı İslâmiye’nin uzak bir arka bahçesidir Yemen” deyip sefere çıktıklarını anlatarak yüreğini sızlatmadın mı Yemenli bir pîrin?
Hâsıl-ı kelâm, “hâdimü’l” sıfatıyla Yemen’de vazife yapan, şehit olan ecdâdımın gurbet çeken mezarları başında duâ ettikten sonra Yemen türküsünce bir “ah!” çektin mi söyle dost!