- Katılım
- 9 May 2007
- Mesajlar
- 17,591
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Yabancı bir elçi, Yavuz Sultan Selim'in huzuruna çıkacaktı.
Vezirler, Padişah'ın şanına yakışır gösterişli bir elbise giymesini istiyordu.
Padişah buna yanaşmadı ve gelen elçiyi sade bir kıyafetle kabul etti.
Yavuz, elçiyi kabul etmeden önce tahtının dibine bir kılıç koydurdu.
Elçi, Padişah ile görüşüp dışarı çıktıktan sonra kendisine Yavuz Sultan Selim'in emriyle şu soruyu sordular:
-Padişahımızı nasıl buldunuz?
Elçi bu soruya şöyle bir cevap verdi:
-Tahtın yanındaki kılıca bakmaktan Padişahınıza bakamadım ki.......
Elçinin bu sözleri Padişaha iletildiğinde şu cevabı aldılar:
-İşte paşalar, mesele budur. Bir kılıcın ağzı kestikçe, düşmanın gözü ondan ayrılmaz.
Ama kesmesi azaldıkça, nazarları yükselip yavaş yavaş bizlere isabet eder.
Ve Allah göstermesin, bir gün kılıç tamamen kesmez olursa, o zaman bize tepeden bakarlar.
Vezirler, Padişah'ın şanına yakışır gösterişli bir elbise giymesini istiyordu.
Padişah buna yanaşmadı ve gelen elçiyi sade bir kıyafetle kabul etti.
Yavuz, elçiyi kabul etmeden önce tahtının dibine bir kılıç koydurdu.
Elçi, Padişah ile görüşüp dışarı çıktıktan sonra kendisine Yavuz Sultan Selim'in emriyle şu soruyu sordular:
-Padişahımızı nasıl buldunuz?
Elçi bu soruya şöyle bir cevap verdi:
-Tahtın yanındaki kılıca bakmaktan Padişahınıza bakamadım ki.......
Elçinin bu sözleri Padişaha iletildiğinde şu cevabı aldılar:
-İşte paşalar, mesele budur. Bir kılıcın ağzı kestikçe, düşmanın gözü ondan ayrılmaz.
Ama kesmesi azaldıkça, nazarları yükselip yavaş yavaş bizlere isabet eder.
Ve Allah göstermesin, bir gün kılıç tamamen kesmez olursa, o zaman bize tepeden bakarlar.