türk ocağı
serdengeçti
Yavuz Ağıralioğlu'dan Uludere tespitleri!
Yanlış istihbarat, hata, manipülasyon, koordinasyon zâfiyeti, her neyse, neticede 35 vatandaşımız ölmüş ve devlet, bu ölümleri kirli propagandalarına alet etmek isteyen sergerdelerin tehditleri, tedhişleri altında kalmıştır
Devlet adına hükümet eden yetkililerimiz, istihbarat eksikliği ya da son dönemlerde artan PKK operasyonlarını durdurmaya yönelik bir manipülasyon ile karşı karşıya kalmış olabilirler.
Lâkin, sebebi ne olursa olsun, mazeretin değil çözümün mevkiidir iktidar.
Hükümet, hem vatandaşları nezdinde, hem güvenlik kuvvetlerimiz nezdinde, hem de terör ve destekçileri nezdinde, söylenmesi gerekenleri söylemeli ve yapılması gerekenleri yapmalıdır.
Ve en mühimi kaymakamını bile koruyamayan bir acizliğin mesuliyeti altında ezilmelidir..
Hükümet, vatandaşlarına, bütün kabahat ve eksikliklerin sorumluluğunu üzerine alıp, geri gelmez kayıplara merhem olacak merhamet ve adaletle; güvenlik kuvvetlerine, ne yapsalar kabahatli durumuna sokulan şamar oğlanı muamelesi yapılmasına müsaade etmeyecek bir kararlılık ve ciddiyetle; terör ve yandaşlarına, acılarımız üzerinden kuracağınız vatan hayallerini sizin için kâbusa çeviririz heybetiyle görünmek mecburiyetindedir.
Yani hükümet devlet olmak mecburiyetindedir
İyi olunca hükümet olarak biz yaptık, kötü olunca bürokrasi ve devlet kurumları yaptı mazeretleriyle, zevâhiri kurtarabileceğimiz yerleri geçeli çok oldu
Her zaman söylüyoruz. Vatandaşa vatandaş, teröriste terörist muamelesi yapmak lazımdır. Vatandaşınıza terörist, teröriste ve terörün işbirlikçilerine ise vatandaş gibi davranırsanız, kendi vatandaşınızı terörize edersiniz..
İstihbarat zaafiyeti ya da manipülasyon yapılarak sehven de olsa insanlarını öldürmüş ve özür dilemek mecburiyetinde bırakılan, devlet-millet görüntüsü, rencide edicidir.
Ölen vatandaşlarımıza üzülmekten ziyade, bu işten kendi hesabına ne çıkartabileceklerinin derdinde olan bölücülerin ekmeğine yağ sürmemek lazımdır..
Cenazelerin örgüt paçavraları ile gömülmesine müsaade etmek ve bundan evvelkilerle beraber, cenaze merasimlerinin terör propagandasına dönüştürülmesini sadece izlemek, milletimiz nezdinde geri dönülmez yaralar ve boşluklar meydana getirmektedir. Bedelini, on binlerce şehidimizle ödeyerek kurduğumuz ve koruduğumuz bu toprakların her bir metrekaresinde, ister vatandaşımız, isterse terörist olsun, örgüt ve bebek katilinin sembolleri, sözde flamaları ile gömülmesinden rahatsız olacak, bir Devlet ve Hükümet aklını ne zaman göreceğiz? Bizim topraklarımızda, bu görüntülerin sinemizde açtığı yaraları hisseden bir Devlet ve Hükümet aklını ne vakit yanı başımızda görebileceğiz?
Van depreminde, vatandaşlarım çadırlarda üşüyorsa ben de evimde değil çadırda yaşarım diyebilen bir yerel idareciye duyduğumuz hasret gibi; ecdadımızın beş yüz yıl evvel yazdığı mektuptan medet ummak yerine, yeni mektuplar yazabilecek iradeye olan hasretimiz ve hayalimizin lüzûmunu ne vakit fark edeceğiz?
Biz, binlerce yıllık devlet geleneği olan bir milletin devleti gibi davranmaz isek, hem ülkemizde, hem uluslararası arenada, kulak tırmalayıcı nâmeleri daha çokça duyar ve sinir bozucu haksız, mesnetsiz tavırlarla daha çok muhatap oluruz
Bu minvalde, BDPli Demirtaşın burası Kürdistandır açıklamasının, bizim için ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Telaffuz edilirken, ağızdan çıkarken yahut haritalar üzerinde oynanırken kolay olabilir bu coğrafî fanteziler Bu aymazlığın takipçileri ve asla kabul edilemez emelin ciddiyetini sınamak isteyenler, denerler ve görürler
Lâkin, hükümet, bayrak direğine çekilen öğretmenlerini, al bayrağa sarılı gencecik fidanlarını ve binlerce evladını, şehidini sessiz sedasız toprağa veren bu milletin itibarını, haysiyetini her hâl ve şartta korumakla mükelleftir.. Sınırlarının yolgeçen hanına çevrildiği, terör destekçisi vekillerin milletin meclisinde savaş çığırtkanlığı yaptığı memleketimizin yöneticileri, bu terör belasının üzerine ciddiyetle gitmelidir. Binyılın terkibi kardeşliğimiz üzerindeki irademiz kavîdir. Türlü fitne ve desiselere ve binlerce şehidimize rağmen henüz bir Kürt komşusuna kaşını kaldırmamış ve ağzından şehitler ölmez vatan bölünmezden başka bir şey çıkmayan bu milletin hak etmediği ağırlıktaki bu hadisenin tekrarına mani olacak adımları da atmalıdır
Ölmekten, topraklarımızı bedeli ne olursa olsun korumaktan yana zorumuz yoktur Lâkin Türkün muhteva ile imtihanında, Allah hem bizim hem milletimizin yâr ve yardımcısı olsun
Yavuz AĞIRALİOĞLU
Türk İnisiyatif Merkezi Genel Başkanı
Kaynak : AĞIRALİOĞLU'dan Uludere tespitleri!
Yanlış istihbarat, hata, manipülasyon, koordinasyon zâfiyeti, her neyse, neticede 35 vatandaşımız ölmüş ve devlet, bu ölümleri kirli propagandalarına alet etmek isteyen sergerdelerin tehditleri, tedhişleri altında kalmıştır
Devlet adına hükümet eden yetkililerimiz, istihbarat eksikliği ya da son dönemlerde artan PKK operasyonlarını durdurmaya yönelik bir manipülasyon ile karşı karşıya kalmış olabilirler.
Lâkin, sebebi ne olursa olsun, mazeretin değil çözümün mevkiidir iktidar.
Hükümet, hem vatandaşları nezdinde, hem güvenlik kuvvetlerimiz nezdinde, hem de terör ve destekçileri nezdinde, söylenmesi gerekenleri söylemeli ve yapılması gerekenleri yapmalıdır.
Ve en mühimi kaymakamını bile koruyamayan bir acizliğin mesuliyeti altında ezilmelidir..
Hükümet, vatandaşlarına, bütün kabahat ve eksikliklerin sorumluluğunu üzerine alıp, geri gelmez kayıplara merhem olacak merhamet ve adaletle; güvenlik kuvvetlerine, ne yapsalar kabahatli durumuna sokulan şamar oğlanı muamelesi yapılmasına müsaade etmeyecek bir kararlılık ve ciddiyetle; terör ve yandaşlarına, acılarımız üzerinden kuracağınız vatan hayallerini sizin için kâbusa çeviririz heybetiyle görünmek mecburiyetindedir.
Yani hükümet devlet olmak mecburiyetindedir
İyi olunca hükümet olarak biz yaptık, kötü olunca bürokrasi ve devlet kurumları yaptı mazeretleriyle, zevâhiri kurtarabileceğimiz yerleri geçeli çok oldu
Her zaman söylüyoruz. Vatandaşa vatandaş, teröriste terörist muamelesi yapmak lazımdır. Vatandaşınıza terörist, teröriste ve terörün işbirlikçilerine ise vatandaş gibi davranırsanız, kendi vatandaşınızı terörize edersiniz..
İstihbarat zaafiyeti ya da manipülasyon yapılarak sehven de olsa insanlarını öldürmüş ve özür dilemek mecburiyetinde bırakılan, devlet-millet görüntüsü, rencide edicidir.
Ölen vatandaşlarımıza üzülmekten ziyade, bu işten kendi hesabına ne çıkartabileceklerinin derdinde olan bölücülerin ekmeğine yağ sürmemek lazımdır..
Cenazelerin örgüt paçavraları ile gömülmesine müsaade etmek ve bundan evvelkilerle beraber, cenaze merasimlerinin terör propagandasına dönüştürülmesini sadece izlemek, milletimiz nezdinde geri dönülmez yaralar ve boşluklar meydana getirmektedir. Bedelini, on binlerce şehidimizle ödeyerek kurduğumuz ve koruduğumuz bu toprakların her bir metrekaresinde, ister vatandaşımız, isterse terörist olsun, örgüt ve bebek katilinin sembolleri, sözde flamaları ile gömülmesinden rahatsız olacak, bir Devlet ve Hükümet aklını ne zaman göreceğiz? Bizim topraklarımızda, bu görüntülerin sinemizde açtığı yaraları hisseden bir Devlet ve Hükümet aklını ne vakit yanı başımızda görebileceğiz?
Van depreminde, vatandaşlarım çadırlarda üşüyorsa ben de evimde değil çadırda yaşarım diyebilen bir yerel idareciye duyduğumuz hasret gibi; ecdadımızın beş yüz yıl evvel yazdığı mektuptan medet ummak yerine, yeni mektuplar yazabilecek iradeye olan hasretimiz ve hayalimizin lüzûmunu ne vakit fark edeceğiz?
Biz, binlerce yıllık devlet geleneği olan bir milletin devleti gibi davranmaz isek, hem ülkemizde, hem uluslararası arenada, kulak tırmalayıcı nâmeleri daha çokça duyar ve sinir bozucu haksız, mesnetsiz tavırlarla daha çok muhatap oluruz
Bu minvalde, BDPli Demirtaşın burası Kürdistandır açıklamasının, bizim için ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Telaffuz edilirken, ağızdan çıkarken yahut haritalar üzerinde oynanırken kolay olabilir bu coğrafî fanteziler Bu aymazlığın takipçileri ve asla kabul edilemez emelin ciddiyetini sınamak isteyenler, denerler ve görürler
Lâkin, hükümet, bayrak direğine çekilen öğretmenlerini, al bayrağa sarılı gencecik fidanlarını ve binlerce evladını, şehidini sessiz sedasız toprağa veren bu milletin itibarını, haysiyetini her hâl ve şartta korumakla mükelleftir.. Sınırlarının yolgeçen hanına çevrildiği, terör destekçisi vekillerin milletin meclisinde savaş çığırtkanlığı yaptığı memleketimizin yöneticileri, bu terör belasının üzerine ciddiyetle gitmelidir. Binyılın terkibi kardeşliğimiz üzerindeki irademiz kavîdir. Türlü fitne ve desiselere ve binlerce şehidimize rağmen henüz bir Kürt komşusuna kaşını kaldırmamış ve ağzından şehitler ölmez vatan bölünmezden başka bir şey çıkmayan bu milletin hak etmediği ağırlıktaki bu hadisenin tekrarına mani olacak adımları da atmalıdır
Ölmekten, topraklarımızı bedeli ne olursa olsun korumaktan yana zorumuz yoktur Lâkin Türkün muhteva ile imtihanında, Allah hem bizim hem milletimizin yâr ve yardımcısı olsun
Yavuz AĞIRALİOĞLU
Türk İnisiyatif Merkezi Genel Başkanı
Kaynak : AĞIRALİOĞLU'dan Uludere tespitleri!