Yavuz Ağıralioğlu'dan Uludere tespitleri!

türk ocağı

serdengeçti
Katılım
9 Kas 2006
Mesajlar
1,813
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Taceddin Dergahı
Yavuz Ağıralioğlu'dan Uludere tespitleri!

Yanlış istihbarat, hata, manipülasyon, koordinasyon zâfiyeti, her neyse, neticede 35 “vatandaşımız” ölmüş ve devlet, bu ölümleri kirli propagandalarına alet etmek isteyen sergerdelerin tehditleri, tedhişleri altında kalmıştır…

Devlet adına hükümet eden yetkililerimiz, istihbarat eksikliği ya da son dönemlerde artan PKK operasyonlarını durdurmaya yönelik bir manipülasyon ile karşı karşıya kalmış olabilirler.

Lâkin, sebebi ne olursa olsun, mazeretin değil çözümün mevkiidir iktidar.

Hükümet, hem vatandaşları nezdinde, hem güvenlik kuvvetlerimiz nezdinde, hem de terör ve destekçileri nezdinde, söylenmesi gerekenleri söylemeli ve yapılması gerekenleri yapmalıdır.

Ve en mühimi kaymakamını bile koruyamayan bir acizliğin mesuliyeti altında ezilmelidir..

Hükümet, vatandaşlarına, bütün kabahat ve eksikliklerin sorumluluğunu üzerine alıp, geri gelmez kayıplara merhem olacak “merhamet ve adaletle”; güvenlik kuvvetlerine, ne yapsalar kabahatli durumuna sokulan şamar oğlanı muamelesi yapılmasına müsaade etmeyecek “bir kararlılık ve ciddiyetle”; terör ve yandaşlarına, acılarımız üzerinden kuracağınız vatan hayallerini sizin için kâbusa çeviririz “heybetiyle” görünmek mecburiyetindedir.

Yani hükümet devlet olmak mecburiyetindedir…

İyi olunca hükümet olarak biz yaptık, kötü olunca bürokrasi ve devlet kurumları yaptı mazeretleriyle, zevâhiri kurtarabileceğimiz yerleri geçeli çok oldu…

Her zaman söylüyoruz. Vatandaşa vatandaş, teröriste terörist muamelesi yapmak lazımdır. Vatandaşınıza terörist, teröriste ve terörün işbirlikçilerine ise vatandaş gibi davranırsanız, kendi vatandaşınızı terörize edersiniz..

İstihbarat zaafiyeti ya da manipülasyon yapılarak “sehven” de olsa insanlarını öldürmüş ve özür dilemek mecburiyetinde bırakılan, devlet-millet görüntüsü, rencide edicidir.

Ölen “vatandaşlarımıza” üzülmekten ziyade, bu işten kendi hesabına ne çıkartabileceklerinin derdinde olan bölücülerin ekmeğine yağ sürmemek lazımdır..

Cenazelerin örgüt paçavraları ile gömülmesine müsaade etmek ve bundan evvelkilerle beraber, cenaze merasimlerinin terör propagandasına dönüştürülmesini “sadece” izlemek, milletimiz nezdinde geri dönülmez yaralar ve boşluklar meydana getirmektedir. Bedelini, on binlerce şehidimizle ödeyerek kurduğumuz ve koruduğumuz bu toprakların her bir metrekaresinde, ister vatandaşımız, isterse terörist olsun, örgüt ve bebek katilinin sembolleri, sözde flamaları ile gömülmesinden rahatsız olacak, bir “Devlet ve Hükümet aklını” ne zaman göreceğiz? Bizim topraklarımızda, bu görüntülerin sinemizde açtığı yaraları hisseden bir “Devlet ve Hükümet aklını” ne vakit yanı başımızda görebileceğiz?

Van depreminde, vatandaşlarım çadırlarda üşüyorsa “ben de evimde değil çadırda yaşarım” diyebilen bir yerel idareciye duyduğumuz hasret gibi; ecdadımızın beş yüz yıl evvel yazdığı mektuptan medet ummak yerine, yeni mektuplar yazabilecek iradeye olan “hasretimiz ve hayalimizin” lüzûmunu ne vakit fark edeceğiz?

Biz, binlerce yıllık devlet geleneği olan bir milletin ‘devlet’i gibi davranmaz isek, hem ülkemizde, hem uluslararası arenada, kulak tırmalayıcı nâmeleri daha çokça duyar ve sinir bozucu haksız, mesnetsiz tavırlarla daha çok muhatap oluruz…

Bu minvalde, BDP’li Demirtaş’ın burası Kürdistandır açıklamasının, bizim için ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Telaffuz edilirken, ağızdan çıkarken yahut haritalar üzerinde oynanırken kolay olabilir bu coğrafî fanteziler… Bu aymazlığın takipçileri ve asla kabul edilemez emelin ciddiyetini sınamak isteyenler, denerler ve görürler…

Lâkin, hükümet, bayrak direğine çekilen öğretmenlerini, al bayrağa sarılı gencecik fidanlarını ve binlerce evladını, şehidini sessiz sedasız toprağa veren bu milletin “itibarını, haysiyetini” her hâl ve şartta korumakla mükelleftir.. Sınırlarının yolgeçen hanına çevrildiği, terör destekçisi vekillerin milletin meclisinde savaş çığırtkanlığı yaptığı memleketimizin yöneticileri, bu terör belasının üzerine ciddiyetle gitmelidir. Binyılın terkibi kardeşliğimiz üzerindeki irademiz kavîdir. Türlü fitne ve desiselere ve binlerce şehidimize rağmen henüz bir Kürt komşusuna kaşını kaldırmamış ve ağzından “şehitler ölmez vatan bölünmez”den başka bir şey çıkmayan bu milletin hak etmediği ağırlıktaki bu hadisenin tekrarına mani olacak adımları da atmalıdır…

Ölmekten, topraklarımızı bedeli ne olursa olsun korumaktan yana zorumuz yoktur… Lâkin Türk’ün muhteva ile imtihanında, Allah hem bizim hem milletimizin yâr ve yardımcısı olsun…

Yavuz AĞIRALİOĞLU
Türk İnisiyatif Merkezi Genel Başkanı


Kaynak : AĞIRALİOĞLU'dan Uludere tespitleri!
 
Başkasını kucağına oturup ülke yönetirsen olacağı budur.İstadiği zamanda sana istediğini yaptırır.Sende şaşırıp kalırsın ne söyleyeceğini bilemezsin.Aşağısı sakal,yukarısı bıyık misali kalakalırsın.
Gelelim olayın başka boyutuna.Bu ülkede kaçakçılık yapmak bildiğim kadarıyla yasak,bu sonuçtan hareketle neticede doğrudur.Olay sonrasında köye giden devletin kaymakamına yapılan linç girişimi ve cenazelerin defnedilmesi sırasındaki görüntüler bakıncada yapılanın çok doğru olduğu kanaatindeyim.Bu lüzumsuz kalabalığın sayısının azaltılması gerekli bu konuda çoook geç bile kalındı.
 
Geri
Üst