A.B.D.
Öğretmen Eğitimi Tarih – Sosyal Bilimler Kitabında;
1894-1896 yılları arasında Sultan Abdülhamit 100 binden fazla Ermeniyi katletti. Ermeniler
Türklerin yayılmacı Pantürkizm planının önünde engeldi. Bu nedenle Türk yöneticiler
onlardan kurtulmaya karar verdiler.
Ermeni Soykırımı Nasıl Gerçekleştirildi?
-Türk Ordusundaki Ermeni askerlerin silahları alındı, zor işler verildi ve daha sonra öldürüldü.
Ermenilerin eğitim, siyaset, din ve kültür liderleri tutuklandı ve öldürüldü.
-İmparatorluk dahilinde yerel yetkililere, Ermeni nüfusa karşı nefret uyandırmalarını emreden
talimatlar gönderildi.
-Kadın, çocuk ve yaşlılar tehcir bahanesiyle çöle ölüm yürüyüşüne gönderildi. Ermeni nüfusun
bütün mallarına ve zenginliklerine Türkler el koydu.
-Bazı durumlarda, eğer Ermeniler Hristiyanlığı reddedip İslamı kabul eder ve Türk olduklarını
söylerlerse hayatlarını kurtarabiliyorlardı. Ermeni soykırımının amacı Osmanlı İmparatorluğunun
içindeki Ermenileri yok etmekti.
-Ermeni soykırımı Yahudi soykırımının öncüsüdür.
-1909 yılında Kilikya bölgesinde 30 bin Ermeni katledildi. 1915-1922 yılları arasında 1.5 milyon
Ermeni öldürüldü; 500 bini de sürgüne gönderildi.
-Tehcir sırasında savunmasız kadınlar ve çocuklar Suriye Çöllerinde haftalarca yürümeye zorlandı;
tecavüz ve işkenceye maruz kaldı. Binlercesi zorla Türk ve Kürt evlerinde ve haremlerinde alıkonuldu.
Aşağıdaki bilgilerin ışığında diğer soykırım örneklerini tanımlayınız.
-Osmanlı İmparatorluğu liderleri tarafından Ermenilere
-SSCB’de Stalin tarafından köylülere, memurlara ve askerlere
-Kamboçya’da Pol Pot yönetimi tarafından halka
-Ruanda’da Hutular tarafından Tutsi azınlığa
RUSYA FEDERASYONU
İlköğretim Tarih Kitaplarında;
1875’in yazında Bosna-Hersek’te çıkan ayaklanma şiddetle bastırıldı. 1876’da Bulgaristan’da
Osmanlı boyunduruğuna karşı bir ayaklanma çıktı ve Sırbistan ve Karadağ Osmanlıya savaş
açarak Bulgar halkına yardıma koştular. Ancak az sayıdaki eğitimsiz ordu bozguna uğradı.
Türk idaresinin yaptığı kanlı katliamlar Rus toplumunda infial yarattı. Kamuoyunda Yugoslav
halklarının korunması fikri yayılmaya başladı. Yönetimin resmi yasaklarına karşı çoğunluğu
subay olan binlerce gönüllü Sırp Ordusuna katıldı.
Haritanın lejandında dört numaralı madde Kilikya Ermeni Devletini göstermektedir.
Bölünmüş Bulgaristan, Sultan’ın düzenli ordusu için kolay lokma oldu. Daha sonra Sultan
I nci Murat ordularını Sırbistan’a sürdü. 1389’da, LAZAR komutasındaki sayıca çok üstün
Sırp Ordusu, Kosova Ovası’nda, kahramanca savaşıp düşmanı kıstırdılar.
Fakat Prensin en yakın adamlarından biri Murat ile haince anlaşarak savaşın en önemli anında
12 bin askerini savaş alanından çekince, sarsılan Sırp Ordusu geri çekilmek durumunda kaldı.
Prens LAZAR’ın akrabası Miloş OBİLİÇ kasten esir düşerek Sultan’a götürülmeyi talep etti.
Kahraman Sırp, Hükümdar ile karşılaştığı anda hançer ile Murat’ı vurdu. OBİLİÇ’İ hemen orada
parçaladılar. Komutayı alan yeni Sultan öç almak üzere tüm esirlerin ve Prens LAZAR’ın
katledilmesi emrini verdi.
Fatih, 200 bin kişilik ordu, 125 parçalık donanma ve yarım tonluk gülle atan devasa toplarla
taarruza geçip şehri fethetti. İmparator 11 nci Konstantin elinde kılıcıyla öldü. Sultan; şehrin,
surların, binaların kendisine ait olduğunu söyleyerek bunların dışındaki herşeyi yağma için
askerlerine bıraktı. Üç gün süren yağmadan sonra ganimet ve kölelerden zengin olmamış bir
tek asker kalmadı. Bizans Ordusu yok olmuş, ahalinin çoğu ölmüştü. Şehir İstanbul olarak
adlandırılıp başkent oldu. Türkler tarafından bir çok Ortadoks kilisesi yıkıldı. Ayasofya ise
camiye çevrildi.
Kemal, iktidarda güçlenince diktatörlüğünü kurdu. Demokratik ve kominist organizasyonları
dağıtıp reformlara girişti. Türkiye’de Cumhuriyeti ilan edildi, ruhani dünya sekülarize edildi.
Güçlükler ekonomi ile sınırlı değildi. Çözümsüz bir çok sorun arasında Kürt sorununa dikkat
etmek gerekmektedir. Lozan Antlaşması’na göre Kürtlerin yaşadıkları yerler Türkiye, İran,
Irak ve Suriye sınırları dahilinde bölünmüştü.
60’lı yıllarda kurulmuş olan Kürdistan İşçi Partisi 1984 yılında Kürtlerin yaşadıkları bu dört
ülkedeki topraklarda bir Kürdistan devleti kurmak amacıyla silahlı mücadeleye girişti.
Ülkenin Güneydoğu Bölgesi’nde PKK savaşçıları ile Türk Ordusu arasında silahlı faaliyet başladı.
Askeri faaliyetler Türkiye’ye yıllık olarak 10 milyar dolara malolmuştur. Kürt sorununa
çözüm halen bulunamamıştır.
Türkiye Miğfer Devletler’in kaçınılmaz mağlubiyetlerine kanaat getirince Almanya ve Japonya’ya
savaş açtı. Bu açık sembolik hareket Türkiye’ye BM’nin kurucuları arasında yer alma olanağı sağladı.
Fakat uluslararası prestijini büyük oranda kaybetti. Özellikle SSCB ile ilişkileri kötüleşti.
ALMANYA
İlköğretim Yardımcı Yayını Coğrafya Atlasında;
-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı) olarak gösterilmiş,
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiş,
-Haritanın Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.”
yazmaktadır.
İlköğretim Coğrafya Kitabında;
Bir halk milliyeti için savaşıyor (Kürtler). 5000 yıldır yaşadıkları bölgede
Osmanlı ve Perslerin değirmen taşları arasında kalmışlardır. Onların bölgesi Birinci Dünya Savaşı’nda
birçok ülkeye paylaştırıldı. O ülkelerden hiçbiri Kürtlere bağımsızlık ya da dil özgürlüğü vermedi.
Bölgede petrol olması durumu gerginleştiriyor. Kürtlerin bağımsızlığı hedefleyen tüm girişimleri
Türkiye ve Irak tarafından çoğunlukla kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
İlköğretim Coğrafya-Çevre Bilgisi Kitabında;
(Kürtler)16-20 milyonluk bir topluluktur. Türkler bölgeye gelmeden önce de
burada yaşıyorlardı. Toplam beş bölge ülkesinde yaşayan Kürtler devlet kurma arzusundadırlar.
Türkiye ve Irak’ta, askerler ve Kürtler arasında silahlı çatışma olmaktadır. Türk Askerleri aileleri
bölmekte, işkence yapmaktadır.
İlköğretim Tarih-Coğrafya Kitabında;
-Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki bazı iller “kürdistan”,
-Karadeniz Bölgesi’ndeki Canik Dağları “Pontus Gebirge” (Pontus Dağları)
olarak gösterilmiştir.
İlköğretim Coğrafya Kitabında;
-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı),
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiştir.
-Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.” yazmaktadır.
İlköğretim Coğrafya – Atlas Yardımcı Yayınında;
Haritada Türkiye-İran sınırı kürdistan olarak gösterilmiştir.
İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;
Ermenilerin Rus ordusunu desteklemesinden korkan Osmanlı İmparatorluğu onları göç ettirmeye
başladı. Gerçekten de ulusal bağımsızlığı için mücadele eden Ermeniler vardı.
Göç oldukça kanlıydı; yüz binlerce Ermeni göç yolunda açlık ve yorgunluktan,
kervanları soyan göçebelerin baskınlarından hayatlarını kaybettiler. Bu halkın ölüme terk edilmesi
Talat Paşa Hükümetinin saf Türk ya da saf Müslüman Anadolu oluşturma hedefinin bir işaretiydi.
İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;
Ermenilerle ilgili: Türkler tarafından 1914-1918 yılları arasında soykırım yapılmıştır. Sevr’de garanti
edilen bağımsız Ermenistan oluşturulamamıştır. Ermenilerin topraklarının büyük kısmı
Türkiye’de kalmıştır.
İlköğretim Tarih Kitabında;
Kürtlerle İlgili: Türkiye’de resmi olarak Kürt yoktur, bunun yerine “Dağlı
Türkler” vardır. Kürdistan Kürtlerin yaşadığı bölgedir. Burası Türkiye, İran, Irak tarafından
paylaşılmıştır.
İlköğretim Hayat Bilgisi Kitabında;
Türkiye ile İlgili: Konuşulan resmi dil Türkçe ve Kürtçe’dir. Yönetim şekli
1982’den bu yana cumhuriyettir.
İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;
Kürtler, Türkiye ve Irak yönetimiyle çatışma içinde ve birçok insanlarını
kaybetmiş durumdadırlar. Su sorunu çözülmeden bölgedeki Kürt probleminin de çözülmeyeceği
ortadadır.
Irak rejiminden kaçan Kürtlerden 6700 kişi Türk sınırında, kirli su ve buna
bağlı hastalıklardan dolayı öldü.
Haritada: Halen Kürtlerin yaşadıkları bölgeler,
Planlanmış kürdistan (Sevr’e göre),
Bağımsız kürdistan cumhuriyeti (1946-1947) olarak gösterilmiştir.
İlköğretim Sosyal Bilgiler Kitabında;
Türkiye Cumhuriyeti milliyetçilik temelinde kurulmuştur. Ülkede yaşayan herkes kendini
Türk hissetmeli ve Türkçe konuşmak zorundadır.
Fakat özellikle Doğu Anadolu’da çeşitli halk grupları geleneksel yapılarını
koruyarak yaşamaktadır ve Türk Devleti’ni yabancı görmektedirler.
Birinci Dünya Savaşı galipleri Kürtlere kendi devletlerini kurma sözü vermişti.
80’li yıllarda Kürdistan İşçi Partisi’nin bağımsızlık savaşı şiddetlendi. İki
cephe arasında kalan Doğu Anadolu halkı bunun acısını çekti.
PKK savaşçıları kadınları, çocukları öldürdü. Türk Ordusu iki binin üzerinde
köyü tahrip etti. Türk Ordusu işkencecidir.
İlköğretim Coğrafya Kitabında;
Türkiye, bölgede yürüttüğü proje kapsamında (GAP) 21 baraj, 17 santralle her iki nehrin suyunu
kendi ülkesine kullanacak. Birçok insan bu proje kapsamında yurtlarını terk edecek, iklim değişimi
hastalıklara yol açacaktır.
Kürtler Türk Hükümetinin baskısı altındadır, uzun zamandır bağımsızlık
istekleri vardır.
İmla Klavuzunda;
Eşanlamı Karşılığı
türken = Vortäuschhen Sahtecilik yapmak, aldatmak.
Sözlükte;
Eşanlamı Karşılığı
Türk = Manöver,Propaganda Manevra, abartma.
Werbung
türken = Vortäuschhen Sahtecilik yapma, aldatma.
Türken Bauen = Vortäuschhen Sahtecilik yapmak.
İlköğretim Coğrafya Kitabında;
İtalyanlar, Türkler ve Yunanlılar olmasaydı bizim ülkemiz ne yapardı? Kim bizim çöpümüzü
toplar, caddelerimizi süpürür; büroları, hastaneleri, devlet dairelerini temizlerdi.
İlköğretim Sosyal Bilgiler Kitabında;
-İstiklal Marşı sırasında gülmek yasaktır.
-Sınıflar kalabalık ve öğrencilere temizlik kontrolü (tırnak, mendil) yapılmaktadır.
-Öğretmeler öğrencileri dövüyor.
-Okullarda ezberci eğitim yapılmaktadır.
-Sultan yerine gelen general tek eşli; eskiden erkekler dört kadınla evlenebiliyorlardı.
İlköğretim Tarih Kitabında;
Tarih dersi müfredatının “Savaş-Teknik-Sivil Halk” bölümünde, kapsanması mecburi olan konular
içerisinde “İnsanlıktan Uzaklaşma” başlığı altında verilen “Savaşlardaki Dejenarasyon, Etnik
Ayrımcılık, Toplu Katliam ve Soykırım” konusuna, sözde Küçük Asya’da (Anadolu’da) Ermeni
nüfusuna yapılanlar soykırıma örnek olarak gösterilmiştir. Görsel öğrenme metodları olarak da
mezarlıklar ve soykırım anıtlarının kullanılabileceği belirtilmiştir.
AVUSTURYA
Avusturya tarihi, Avusturya vatandaşlarının belleklerine belli başlı olaylarla kazınmıştır.
Bunlar Ortaçağ koyu Katolik baskısı, büyük yangınlar, savaşlar ve 1529 ile 1683 yıllarında yaşanan
Türk kuşatmalarıdır. Türkler; merkezi ve Doğu Avrupa milletlerinde çoğunlukla çocuklarını kaçırıp
yeniçeri ocağı için devşiren, eşlerini ve kızlarını kaçırıp hareme hapseden, akınlarla batı istikametine
hem karadan, hem deniz ve Tuna Nehri’nden gelip soyup, öldürüp, çalan ve giden insanlar olarak
nitelendirilirken, bu ülkelerde anneler pek yakın zamana kadar (ve belki de halen) çocuklarını
‘’Uyumazsan Türkler gelir, seni götürür’’ diye korkutup uyutmaya çalışırken, Avusturya bunlara
ek olarak tarihini, Avrupa’yı ve Hristiyanlığı Türklerden kurtaran bir millet olma çerçevesine oturtmuş
bir millettir
İki Türk kuşatmasının izlerini Avusturya’da her şehir ve kasabada izlemek mümkündür.
Bunlara ilişkin sayısız kitap yazılmış ve sanat eseri (efsane, şiir, şarkı, roman, heykel, resim, tiyatro, film)
yaratılmıştır. En ücra kasaba, köy kilisesinde dahi bir tabela üzerinde ‘’Türkler …. yılında buraya gelmiş
ve soymuş, katletmiş, yakmış ve yıkmıştır’’ yazısı görülebilir. Viyana’da pek çok cadde ve meydanın
ismi Türklerin adı kullanılarak türetilmiştir. Pek çok bina duvarlarında yarı gömülü (çoğu suni olsa da)
yuvarlak taş bilyalar Türk gülleleri olarak turist çekmektedir. Şehir merkezindeki pek çoğu heykelde
zafer kazanmış Avusturyalı komutan ayağı altında sarıklı bir Türk başı, yerde sürünen bir yeniçeri
ve sancak gibi şeyler görülmektedir.
Pek çok sanat eserinde olduğu gibi askeri tarih müzesinde de Türklerle olan geçmiş yaşatılmaktadır.
Burada Türklerden ele geçirilen ganimetlerin yanı sıra, temsili pek çok resme de rastlanmaktadır.
Bu resimlerde Türkler sürekli zulmeden kişiler ve düşman modeli olarak hep çok çirkin, uzun bıyıklı,
salyalı, iri gözlü olarak resmedilmişlerdir. Tarihinde pek çok milletle savaşmış olan Avusturya için diğer
savaştıkları milletler bu kadar söz konusu değilken, Türklere dair geçmişi sürekli canlı tutmak, koyu
Katolik olan Avusturya halkının milli benliğine ve dinine bağlılığının bir göstergesi olmuştur.
Alman Orient Enstitüsü Başkanı emekli yarbay Udo STEİNBACH, Avusturya medyasını Türkler
alehinde etkilemektedir. Ona göre:
“Asıl sorun Atatürk tarafından yaratılan bu uyduruk Türk milletindedir. Uyduruk bir dil ve kültür.
Önce Ermenileri sonra Rumları katlederek uyduruk bir cumhuriyet kurdular. Kürtleri neden tamamen
kesmediler, merak ediyorum.” (1998)
Adı geçen kişi halen içinde Türk kelimesi geçen her faaliyette Avusturya ve Almanya başta olmak üzere
pek çok ülkede konuk konuşmacı olarak, üstelik Türkler ya da Türk sempatizanı olarak kendini
gösterenlerce (örneğin Avusturya-Türk Bilim Derneği) görevlendirilmektedir.
http://www.webhatti.com/tarih/79985...kitaplarinda-turkiye-aleyhinde-neler-var.html
Yorumu Formdaki arkadaşlara bırakıyorum...
Öğretmen Eğitimi Tarih – Sosyal Bilimler Kitabında;
1894-1896 yılları arasında Sultan Abdülhamit 100 binden fazla Ermeniyi katletti. Ermeniler
Türklerin yayılmacı Pantürkizm planının önünde engeldi. Bu nedenle Türk yöneticiler
onlardan kurtulmaya karar verdiler.
Ermeni Soykırımı Nasıl Gerçekleştirildi?
-Türk Ordusundaki Ermeni askerlerin silahları alındı, zor işler verildi ve daha sonra öldürüldü.
Ermenilerin eğitim, siyaset, din ve kültür liderleri tutuklandı ve öldürüldü.
-İmparatorluk dahilinde yerel yetkililere, Ermeni nüfusa karşı nefret uyandırmalarını emreden
talimatlar gönderildi.
-Kadın, çocuk ve yaşlılar tehcir bahanesiyle çöle ölüm yürüyüşüne gönderildi. Ermeni nüfusun
bütün mallarına ve zenginliklerine Türkler el koydu.
-Bazı durumlarda, eğer Ermeniler Hristiyanlığı reddedip İslamı kabul eder ve Türk olduklarını
söylerlerse hayatlarını kurtarabiliyorlardı. Ermeni soykırımının amacı Osmanlı İmparatorluğunun
içindeki Ermenileri yok etmekti.
-Ermeni soykırımı Yahudi soykırımının öncüsüdür.
-1909 yılında Kilikya bölgesinde 30 bin Ermeni katledildi. 1915-1922 yılları arasında 1.5 milyon
Ermeni öldürüldü; 500 bini de sürgüne gönderildi.
-Tehcir sırasında savunmasız kadınlar ve çocuklar Suriye Çöllerinde haftalarca yürümeye zorlandı;
tecavüz ve işkenceye maruz kaldı. Binlercesi zorla Türk ve Kürt evlerinde ve haremlerinde alıkonuldu.
Aşağıdaki bilgilerin ışığında diğer soykırım örneklerini tanımlayınız.
-Osmanlı İmparatorluğu liderleri tarafından Ermenilere
-SSCB’de Stalin tarafından köylülere, memurlara ve askerlere
-Kamboçya’da Pol Pot yönetimi tarafından halka
-Ruanda’da Hutular tarafından Tutsi azınlığa
RUSYA FEDERASYONU
İlköğretim Tarih Kitaplarında;
1875’in yazında Bosna-Hersek’te çıkan ayaklanma şiddetle bastırıldı. 1876’da Bulgaristan’da
Osmanlı boyunduruğuna karşı bir ayaklanma çıktı ve Sırbistan ve Karadağ Osmanlıya savaş
açarak Bulgar halkına yardıma koştular. Ancak az sayıdaki eğitimsiz ordu bozguna uğradı.
Türk idaresinin yaptığı kanlı katliamlar Rus toplumunda infial yarattı. Kamuoyunda Yugoslav
halklarının korunması fikri yayılmaya başladı. Yönetimin resmi yasaklarına karşı çoğunluğu
subay olan binlerce gönüllü Sırp Ordusuna katıldı.
Haritanın lejandında dört numaralı madde Kilikya Ermeni Devletini göstermektedir.
Bölünmüş Bulgaristan, Sultan’ın düzenli ordusu için kolay lokma oldu. Daha sonra Sultan
I nci Murat ordularını Sırbistan’a sürdü. 1389’da, LAZAR komutasındaki sayıca çok üstün
Sırp Ordusu, Kosova Ovası’nda, kahramanca savaşıp düşmanı kıstırdılar.
Fakat Prensin en yakın adamlarından biri Murat ile haince anlaşarak savaşın en önemli anında
12 bin askerini savaş alanından çekince, sarsılan Sırp Ordusu geri çekilmek durumunda kaldı.
Prens LAZAR’ın akrabası Miloş OBİLİÇ kasten esir düşerek Sultan’a götürülmeyi talep etti.
Kahraman Sırp, Hükümdar ile karşılaştığı anda hançer ile Murat’ı vurdu. OBİLİÇ’İ hemen orada
parçaladılar. Komutayı alan yeni Sultan öç almak üzere tüm esirlerin ve Prens LAZAR’ın
katledilmesi emrini verdi.
Fatih, 200 bin kişilik ordu, 125 parçalık donanma ve yarım tonluk gülle atan devasa toplarla
taarruza geçip şehri fethetti. İmparator 11 nci Konstantin elinde kılıcıyla öldü. Sultan; şehrin,
surların, binaların kendisine ait olduğunu söyleyerek bunların dışındaki herşeyi yağma için
askerlerine bıraktı. Üç gün süren yağmadan sonra ganimet ve kölelerden zengin olmamış bir
tek asker kalmadı. Bizans Ordusu yok olmuş, ahalinin çoğu ölmüştü. Şehir İstanbul olarak
adlandırılıp başkent oldu. Türkler tarafından bir çok Ortadoks kilisesi yıkıldı. Ayasofya ise
camiye çevrildi.
Kemal, iktidarda güçlenince diktatörlüğünü kurdu. Demokratik ve kominist organizasyonları
dağıtıp reformlara girişti. Türkiye’de Cumhuriyeti ilan edildi, ruhani dünya sekülarize edildi.
Güçlükler ekonomi ile sınırlı değildi. Çözümsüz bir çok sorun arasında Kürt sorununa dikkat
etmek gerekmektedir. Lozan Antlaşması’na göre Kürtlerin yaşadıkları yerler Türkiye, İran,
Irak ve Suriye sınırları dahilinde bölünmüştü.
60’lı yıllarda kurulmuş olan Kürdistan İşçi Partisi 1984 yılında Kürtlerin yaşadıkları bu dört
ülkedeki topraklarda bir Kürdistan devleti kurmak amacıyla silahlı mücadeleye girişti.
Ülkenin Güneydoğu Bölgesi’nde PKK savaşçıları ile Türk Ordusu arasında silahlı faaliyet başladı.
Askeri faaliyetler Türkiye’ye yıllık olarak 10 milyar dolara malolmuştur. Kürt sorununa
çözüm halen bulunamamıştır.
Türkiye Miğfer Devletler’in kaçınılmaz mağlubiyetlerine kanaat getirince Almanya ve Japonya’ya
savaş açtı. Bu açık sembolik hareket Türkiye’ye BM’nin kurucuları arasında yer alma olanağı sağladı.
Fakat uluslararası prestijini büyük oranda kaybetti. Özellikle SSCB ile ilişkileri kötüleşti.
ALMANYA
İlköğretim Yardımcı Yayını Coğrafya Atlasında;
-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı) olarak gösterilmiş,
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiş,
-Haritanın Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.”
yazmaktadır.
İlköğretim Coğrafya Kitabında;
Bir halk milliyeti için savaşıyor (Kürtler). 5000 yıldır yaşadıkları bölgede
Osmanlı ve Perslerin değirmen taşları arasında kalmışlardır. Onların bölgesi Birinci Dünya Savaşı’nda
birçok ülkeye paylaştırıldı. O ülkelerden hiçbiri Kürtlere bağımsızlık ya da dil özgürlüğü vermedi.
Bölgede petrol olması durumu gerginleştiriyor. Kürtlerin bağımsızlığı hedefleyen tüm girişimleri
Türkiye ve Irak tarafından çoğunlukla kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
İlköğretim Coğrafya-Çevre Bilgisi Kitabında;
(Kürtler)16-20 milyonluk bir topluluktur. Türkler bölgeye gelmeden önce de
burada yaşıyorlardı. Toplam beş bölge ülkesinde yaşayan Kürtler devlet kurma arzusundadırlar.
Türkiye ve Irak’ta, askerler ve Kürtler arasında silahlı çatışma olmaktadır. Türk Askerleri aileleri
bölmekte, işkence yapmaktadır.
İlköğretim Tarih-Coğrafya Kitabında;
-Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki bazı iller “kürdistan”,
-Karadeniz Bölgesi’ndeki Canik Dağları “Pontus Gebirge” (Pontus Dağları)
olarak gösterilmiştir.
İlköğretim Coğrafya Kitabında;
-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı),
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiştir.
-Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.” yazmaktadır.
İlköğretim Coğrafya – Atlas Yardımcı Yayınında;
Haritada Türkiye-İran sınırı kürdistan olarak gösterilmiştir.
İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;
Ermenilerin Rus ordusunu desteklemesinden korkan Osmanlı İmparatorluğu onları göç ettirmeye
başladı. Gerçekten de ulusal bağımsızlığı için mücadele eden Ermeniler vardı.
Göç oldukça kanlıydı; yüz binlerce Ermeni göç yolunda açlık ve yorgunluktan,
kervanları soyan göçebelerin baskınlarından hayatlarını kaybettiler. Bu halkın ölüme terk edilmesi
Talat Paşa Hükümetinin saf Türk ya da saf Müslüman Anadolu oluşturma hedefinin bir işaretiydi.
İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;
Ermenilerle ilgili: Türkler tarafından 1914-1918 yılları arasında soykırım yapılmıştır. Sevr’de garanti
edilen bağımsız Ermenistan oluşturulamamıştır. Ermenilerin topraklarının büyük kısmı
Türkiye’de kalmıştır.
İlköğretim Tarih Kitabında;
Kürtlerle İlgili: Türkiye’de resmi olarak Kürt yoktur, bunun yerine “Dağlı
Türkler” vardır. Kürdistan Kürtlerin yaşadığı bölgedir. Burası Türkiye, İran, Irak tarafından
paylaşılmıştır.
İlköğretim Hayat Bilgisi Kitabında;
Türkiye ile İlgili: Konuşulan resmi dil Türkçe ve Kürtçe’dir. Yönetim şekli
1982’den bu yana cumhuriyettir.
İlköğretim Tarih – Coğrafya Kitabında;
Kürtler, Türkiye ve Irak yönetimiyle çatışma içinde ve birçok insanlarını
kaybetmiş durumdadırlar. Su sorunu çözülmeden bölgedeki Kürt probleminin de çözülmeyeceği
ortadadır.
Irak rejiminden kaçan Kürtlerden 6700 kişi Türk sınırında, kirli su ve buna
bağlı hastalıklardan dolayı öldü.
Haritada: Halen Kürtlerin yaşadıkları bölgeler,
Planlanmış kürdistan (Sevr’e göre),
Bağımsız kürdistan cumhuriyeti (1946-1947) olarak gösterilmiştir.
İlköğretim Sosyal Bilgiler Kitabında;
Türkiye Cumhuriyeti milliyetçilik temelinde kurulmuştur. Ülkede yaşayan herkes kendini
Türk hissetmeli ve Türkçe konuşmak zorundadır.
Fakat özellikle Doğu Anadolu’da çeşitli halk grupları geleneksel yapılarını
koruyarak yaşamaktadır ve Türk Devleti’ni yabancı görmektedirler.
Birinci Dünya Savaşı galipleri Kürtlere kendi devletlerini kurma sözü vermişti.
80’li yıllarda Kürdistan İşçi Partisi’nin bağımsızlık savaşı şiddetlendi. İki
cephe arasında kalan Doğu Anadolu halkı bunun acısını çekti.
PKK savaşçıları kadınları, çocukları öldürdü. Türk Ordusu iki binin üzerinde
köyü tahrip etti. Türk Ordusu işkencecidir.
İlköğretim Coğrafya Kitabında;
Türkiye, bölgede yürüttüğü proje kapsamında (GAP) 21 baraj, 17 santralle her iki nehrin suyunu
kendi ülkesine kullanacak. Birçok insan bu proje kapsamında yurtlarını terk edecek, iklim değişimi
hastalıklara yol açacaktır.
Kürtler Türk Hükümetinin baskısı altındadır, uzun zamandır bağımsızlık
istekleri vardır.
İmla Klavuzunda;
Eşanlamı Karşılığı
türken = Vortäuschhen Sahtecilik yapmak, aldatmak.
Sözlükte;
Eşanlamı Karşılığı
Türk = Manöver,Propaganda Manevra, abartma.
Werbung
türken = Vortäuschhen Sahtecilik yapma, aldatma.
Türken Bauen = Vortäuschhen Sahtecilik yapmak.
İlköğretim Coğrafya Kitabında;
İtalyanlar, Türkler ve Yunanlılar olmasaydı bizim ülkemiz ne yapardı? Kim bizim çöpümüzü
toplar, caddelerimizi süpürür; büroları, hastaneleri, devlet dairelerini temizlerdi.
İlköğretim Sosyal Bilgiler Kitabında;
-İstiklal Marşı sırasında gülmek yasaktır.
-Sınıflar kalabalık ve öğrencilere temizlik kontrolü (tırnak, mendil) yapılmaktadır.
-Öğretmeler öğrencileri dövüyor.
-Okullarda ezberci eğitim yapılmaktadır.
-Sultan yerine gelen general tek eşli; eskiden erkekler dört kadınla evlenebiliyorlardı.
İlköğretim Tarih Kitabında;
Tarih dersi müfredatının “Savaş-Teknik-Sivil Halk” bölümünde, kapsanması mecburi olan konular
içerisinde “İnsanlıktan Uzaklaşma” başlığı altında verilen “Savaşlardaki Dejenarasyon, Etnik
Ayrımcılık, Toplu Katliam ve Soykırım” konusuna, sözde Küçük Asya’da (Anadolu’da) Ermeni
nüfusuna yapılanlar soykırıma örnek olarak gösterilmiştir. Görsel öğrenme metodları olarak da
mezarlıklar ve soykırım anıtlarının kullanılabileceği belirtilmiştir.
AVUSTURYA
Avusturya tarihi, Avusturya vatandaşlarının belleklerine belli başlı olaylarla kazınmıştır.
Bunlar Ortaçağ koyu Katolik baskısı, büyük yangınlar, savaşlar ve 1529 ile 1683 yıllarında yaşanan
Türk kuşatmalarıdır. Türkler; merkezi ve Doğu Avrupa milletlerinde çoğunlukla çocuklarını kaçırıp
yeniçeri ocağı için devşiren, eşlerini ve kızlarını kaçırıp hareme hapseden, akınlarla batı istikametine
hem karadan, hem deniz ve Tuna Nehri’nden gelip soyup, öldürüp, çalan ve giden insanlar olarak
nitelendirilirken, bu ülkelerde anneler pek yakın zamana kadar (ve belki de halen) çocuklarını
‘’Uyumazsan Türkler gelir, seni götürür’’ diye korkutup uyutmaya çalışırken, Avusturya bunlara
ek olarak tarihini, Avrupa’yı ve Hristiyanlığı Türklerden kurtaran bir millet olma çerçevesine oturtmuş
bir millettir
İki Türk kuşatmasının izlerini Avusturya’da her şehir ve kasabada izlemek mümkündür.
Bunlara ilişkin sayısız kitap yazılmış ve sanat eseri (efsane, şiir, şarkı, roman, heykel, resim, tiyatro, film)
yaratılmıştır. En ücra kasaba, köy kilisesinde dahi bir tabela üzerinde ‘’Türkler …. yılında buraya gelmiş
ve soymuş, katletmiş, yakmış ve yıkmıştır’’ yazısı görülebilir. Viyana’da pek çok cadde ve meydanın
ismi Türklerin adı kullanılarak türetilmiştir. Pek çok bina duvarlarında yarı gömülü (çoğu suni olsa da)
yuvarlak taş bilyalar Türk gülleleri olarak turist çekmektedir. Şehir merkezindeki pek çoğu heykelde
zafer kazanmış Avusturyalı komutan ayağı altında sarıklı bir Türk başı, yerde sürünen bir yeniçeri
ve sancak gibi şeyler görülmektedir.
Pek çok sanat eserinde olduğu gibi askeri tarih müzesinde de Türklerle olan geçmiş yaşatılmaktadır.
Burada Türklerden ele geçirilen ganimetlerin yanı sıra, temsili pek çok resme de rastlanmaktadır.
Bu resimlerde Türkler sürekli zulmeden kişiler ve düşman modeli olarak hep çok çirkin, uzun bıyıklı,
salyalı, iri gözlü olarak resmedilmişlerdir. Tarihinde pek çok milletle savaşmış olan Avusturya için diğer
savaştıkları milletler bu kadar söz konusu değilken, Türklere dair geçmişi sürekli canlı tutmak, koyu
Katolik olan Avusturya halkının milli benliğine ve dinine bağlılığının bir göstergesi olmuştur.
Alman Orient Enstitüsü Başkanı emekli yarbay Udo STEİNBACH, Avusturya medyasını Türkler
alehinde etkilemektedir. Ona göre:
“Asıl sorun Atatürk tarafından yaratılan bu uyduruk Türk milletindedir. Uyduruk bir dil ve kültür.
Önce Ermenileri sonra Rumları katlederek uyduruk bir cumhuriyet kurdular. Kürtleri neden tamamen
kesmediler, merak ediyorum.” (1998)
Adı geçen kişi halen içinde Türk kelimesi geçen her faaliyette Avusturya ve Almanya başta olmak üzere
pek çok ülkede konuk konuşmacı olarak, üstelik Türkler ya da Türk sempatizanı olarak kendini
gösterenlerce (örneğin Avusturya-Türk Bilim Derneği) görevlendirilmektedir.
http://www.webhatti.com/tarih/79985...kitaplarinda-turkiye-aleyhinde-neler-var.html
Yorumu Formdaki arkadaşlara bırakıyorum...