Uzunefe
Altın Üye
- Katılım
- 22 Haz 2005
- Mesajlar
- 13,353
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
İktidar, bundan iki yıl önce Genel Sağlık Sigortası’nı zorunlu hale getiren bir yasa çıkardı.
Ancak yasanın yürürlük tarihi iki yıl ertelendi...
Henüz çoğumuz farkında bile değiliz ama; önümüzdeki
1 Ekim’de yürürlüğe girecek olan bu yasa, milyonlarca işsizi devlete borçlandıracak!
***
Normalde tüm “sosyal devletler”de uygulanan Genel Sağlık Sigortası’nda işsiz yurttaşlardan hiçbir prim talep edilmez...
Ama bizdeki yasa; iş paraya gelince, işli-işsiz, dişli-dişsiz ayırt etmiyor, herkese “Pamuk eller cebe” diyor!
Yasaya göre; işsizlerin, köylülerin, 18 yaşından büyük çocukların, 1 Ekim 2010 gününden itibaren bir ay içinde Genel Sağlık Sigortası (GSS) Bildirgesi doldurup Sosyal Güvenlik Kurumu merkez müdürlüklerine vermeleri gerekiyor.
Bunu yapmayanlar, önce bir asgari ücret kadar, yani 760 lira idari para cezası ödeyecek.
Ayrıca bu kişilerden; ayda 1.521 liradan fazla gelirleri olduğu var sayılıp, her ay 182 lira GSS primi ödemeleri istenecek..
Bildirge verenlerin her ay ödemek zorunda olacakları GSS primi ise yaşadıkları eve giren toplam kazanca göre belirlenecek...
Ortak gelir, aile üyelerinin sayısına bölünecek ve o ailenin kişi başına düşen geliri belirlenecek.
Kişi başına geliri 253 liradan az olanlar Yeşil Kart alıp, prim ödemeyecek...
Ama...
* 253 liradan çok, 760 liradan az geliri olanlar her ay 30.42 lira...
* 760 liradan çok 1.521 liradan az geliri olanlar her ay 91.26 lira,..
* 1.521 liradan çok geliri olanlar da her ay 182 lira GSS primi ödeyecek...
Borçlarını ödeyemedikleri takdirde hem hiçbir sağlık hizmeti alamayacaklar, hem de durdukları yerde devlete borçlanmış olacaklar!
Kim bilir; belki bir gün eşyalarına bile haciz yoluyla el konulacak!
***
Bizi son iki yıldır; önce Ergenekon’la, Balyoz’la, sonra açılımla, HSYK’yla, YAŞ’la, şimdi de referandumla oyalayanlar; bu acı gerçeğin üzerini bugüne kadar başarıyla örttüler...
Ama işsiz vatandaşlarımız için yumurta artık kapıya geldi...
Hem işleri yok, hem paraları...
Hem de durdukları yerde her ay “olmayan gelirleri”nden ciddi bir miktarı devlete vermek zorundalar...
Bunu kim yaptı?
“Milletini çok seven” iktidarımız...
***
Haydi bakalım işsizler; kolaysa kalkın bu yükün altından!
*****
K-AÇILIM!
İktidar son iki yıldır Türkiye’yi “açılım”la yatırıp, “açılım”la kaldırdı.
Toplumu tam ortadan ikiye böldü.
Ama...
Bu işin altından kalkamayacağını görünce, defteri kapattı...
Öyle kapattı ki; Başbakan, büyük beklentiler altında gittiği Diyarbakır’da bu konudan hiç söz etmedi...
“Açılım”ı, “kaçılım”a dönüştürdü!
Onun yerine, yeni “bölme” konusuna, yani “Evet-Hayır”a kilitlendi...
***
Açılıma destek vermeyenleri iki cihanda da lekeli ilan edenlere soruyorum:
Bu aşamada artık “saf”lığınızı kabul edip, bu sahte açılıma inandığınız ve insanları karaladığınız için hâlâ özür dilemeyi düşünmüyor musunuz?
*****
GÜNÜN SORUSU
Bugüne kadar her ramazanda iftar çadırları kuran AKP’li belediyeler, bu yıl çadırdan vazgeçtiler... Bunun yerine on binlerce kişinin katıldığı sokak iftarları vermeye başladılar. Bunun nedeni de çok geçmeden belli oldu; kapalı çadırlarda sınırlı sayıda yandaşa yemek vermektense, açık alanda on binlere “Evet” propagandası yapmak! Sorum sadece CHP’li belediyelere müfettiş gönderen İçişleri Bakanı’na:
Bu belediyelerin bu iftarları nasıl finanse ettiği sizi hiç mi ilgilendirmiyor?
*****
BDP’nin kafası mı karışık, yoksa ince bir taktik mi var?
Barış ve Demokrasi Partisi ile PKK, önce referandumu boykot edeceklerini açıkladı...
Sonra bunun yerini “kararsızlık” aldı: kimileri “Evet” deme eğilimine girdi, kimileri ise boykotta ısrarlı görünmeye...
Son olarak Batman’da, üzerinde Ahmet Türk’ün ismi ve resmi bulunan “Evet” broşürleri dağıtıldı...
Ve sandığa gitmeye sadece bir hafta kala, Bölücübaşı’nın bu paketin geçmesini istemediği iddia edilir oldu...
Yani; devreye bir de “Hayır” girdi!
***
Bir parti, böylesine kritik bir konuda bile karar veremiyorsa; varın siz bu partinin kuracağı “özerk devlet”in halini düşünün!
*****
Baykal: Kılıçdaroğlu arasın mitinge giderim
CHP’nin eski lideri Deniz Baykal, dün Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin düzenlediği toplantıda “Referandum Süreci ve 2020’ye Doğru Türkiye” konulu bir konferans verdi. Baykal, kendisine yöneltilen bir soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Antalya mitingine kendisini çağıracağını açıkladığını ifade ederek, şunları söyledi: “Telefon edip, çağıracağını söyledi. Henüz o telefon gelmedi. İnşallah en kısa zamanda o telefon gelir, gelince ben de hiç kuşku yok, mutlulukla giderim. Genel başkan ’çağıracağım’ deyince, bunu söyledikten sonra çağırmazsa, ona rağmen benim gitmem yakışıksız olur. O çağrı olmazsa, herhalde bir anlamı vardır.”
Mustafa Mutlu - Vatan
Ancak yasanın yürürlük tarihi iki yıl ertelendi...
Henüz çoğumuz farkında bile değiliz ama; önümüzdeki
1 Ekim’de yürürlüğe girecek olan bu yasa, milyonlarca işsizi devlete borçlandıracak!
***
Normalde tüm “sosyal devletler”de uygulanan Genel Sağlık Sigortası’nda işsiz yurttaşlardan hiçbir prim talep edilmez...
Ama bizdeki yasa; iş paraya gelince, işli-işsiz, dişli-dişsiz ayırt etmiyor, herkese “Pamuk eller cebe” diyor!
Yasaya göre; işsizlerin, köylülerin, 18 yaşından büyük çocukların, 1 Ekim 2010 gününden itibaren bir ay içinde Genel Sağlık Sigortası (GSS) Bildirgesi doldurup Sosyal Güvenlik Kurumu merkez müdürlüklerine vermeleri gerekiyor.
Bunu yapmayanlar, önce bir asgari ücret kadar, yani 760 lira idari para cezası ödeyecek.
Ayrıca bu kişilerden; ayda 1.521 liradan fazla gelirleri olduğu var sayılıp, her ay 182 lira GSS primi ödemeleri istenecek..
Bildirge verenlerin her ay ödemek zorunda olacakları GSS primi ise yaşadıkları eve giren toplam kazanca göre belirlenecek...
Ortak gelir, aile üyelerinin sayısına bölünecek ve o ailenin kişi başına düşen geliri belirlenecek.
Kişi başına geliri 253 liradan az olanlar Yeşil Kart alıp, prim ödemeyecek...
Ama...
* 253 liradan çok, 760 liradan az geliri olanlar her ay 30.42 lira...
* 760 liradan çok 1.521 liradan az geliri olanlar her ay 91.26 lira,..
* 1.521 liradan çok geliri olanlar da her ay 182 lira GSS primi ödeyecek...
Borçlarını ödeyemedikleri takdirde hem hiçbir sağlık hizmeti alamayacaklar, hem de durdukları yerde devlete borçlanmış olacaklar!
Kim bilir; belki bir gün eşyalarına bile haciz yoluyla el konulacak!
***
Bizi son iki yıldır; önce Ergenekon’la, Balyoz’la, sonra açılımla, HSYK’yla, YAŞ’la, şimdi de referandumla oyalayanlar; bu acı gerçeğin üzerini bugüne kadar başarıyla örttüler...
Ama işsiz vatandaşlarımız için yumurta artık kapıya geldi...
Hem işleri yok, hem paraları...
Hem de durdukları yerde her ay “olmayan gelirleri”nden ciddi bir miktarı devlete vermek zorundalar...
Bunu kim yaptı?
“Milletini çok seven” iktidarımız...
***
Haydi bakalım işsizler; kolaysa kalkın bu yükün altından!
*****
K-AÇILIM!
İktidar son iki yıldır Türkiye’yi “açılım”la yatırıp, “açılım”la kaldırdı.
Toplumu tam ortadan ikiye böldü.
Ama...
Bu işin altından kalkamayacağını görünce, defteri kapattı...
Öyle kapattı ki; Başbakan, büyük beklentiler altında gittiği Diyarbakır’da bu konudan hiç söz etmedi...
“Açılım”ı, “kaçılım”a dönüştürdü!
Onun yerine, yeni “bölme” konusuna, yani “Evet-Hayır”a kilitlendi...
***
Açılıma destek vermeyenleri iki cihanda da lekeli ilan edenlere soruyorum:
Bu aşamada artık “saf”lığınızı kabul edip, bu sahte açılıma inandığınız ve insanları karaladığınız için hâlâ özür dilemeyi düşünmüyor musunuz?
*****
GÜNÜN SORUSU
Bugüne kadar her ramazanda iftar çadırları kuran AKP’li belediyeler, bu yıl çadırdan vazgeçtiler... Bunun yerine on binlerce kişinin katıldığı sokak iftarları vermeye başladılar. Bunun nedeni de çok geçmeden belli oldu; kapalı çadırlarda sınırlı sayıda yandaşa yemek vermektense, açık alanda on binlere “Evet” propagandası yapmak! Sorum sadece CHP’li belediyelere müfettiş gönderen İçişleri Bakanı’na:
Bu belediyelerin bu iftarları nasıl finanse ettiği sizi hiç mi ilgilendirmiyor?
*****
BDP’nin kafası mı karışık, yoksa ince bir taktik mi var?
Barış ve Demokrasi Partisi ile PKK, önce referandumu boykot edeceklerini açıkladı...
Sonra bunun yerini “kararsızlık” aldı: kimileri “Evet” deme eğilimine girdi, kimileri ise boykotta ısrarlı görünmeye...
Son olarak Batman’da, üzerinde Ahmet Türk’ün ismi ve resmi bulunan “Evet” broşürleri dağıtıldı...
Ve sandığa gitmeye sadece bir hafta kala, Bölücübaşı’nın bu paketin geçmesini istemediği iddia edilir oldu...
Yani; devreye bir de “Hayır” girdi!
***
Bir parti, böylesine kritik bir konuda bile karar veremiyorsa; varın siz bu partinin kuracağı “özerk devlet”in halini düşünün!
*****
Baykal: Kılıçdaroğlu arasın mitinge giderim
CHP’nin eski lideri Deniz Baykal, dün Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin düzenlediği toplantıda “Referandum Süreci ve 2020’ye Doğru Türkiye” konulu bir konferans verdi. Baykal, kendisine yöneltilen bir soru üzerine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Antalya mitingine kendisini çağıracağını açıkladığını ifade ederek, şunları söyledi: “Telefon edip, çağıracağını söyledi. Henüz o telefon gelmedi. İnşallah en kısa zamanda o telefon gelir, gelince ben de hiç kuşku yok, mutlulukla giderim. Genel başkan ’çağıracağım’ deyince, bunu söyledikten sonra çağırmazsa, ona rağmen benim gitmem yakışıksız olur. O çağrı olmazsa, herhalde bir anlamı vardır.”
Mustafa Mutlu - Vatan