Yılmaz Özdil yazıyor...

ѕσηυη¢υ

кιℓℓ ƒσя &#
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
3,505
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
KrALeX : Küçük Maçların Adamı..
Usta kalem Yılmaz Özdil'in kendine has tarzıyla bu haftanın spor gündemine bakışı...

vnmo1l.jpg


Ferrari...


Çakma İtalyan.
29 yaşında.
100 metreyi 12 saniyede koşuyor.
***
Ferrari bu.
***
Orijinal İtalyan.
0 yaşında.
100 kilometreye 4 saniyede çıkıyor.
***
Bu da Ferrari.
***
Bi tanesi Beşiktaş’ın aldığı Matteo Ferrari... Öbürü, dünyanın en ünlü spor otomobili, Ferrari 599 F1...
***
Beşiktaş’ın aldığı Ferrari’nin maliyeti, 14.5 milyon euro... Öbür Ferrari, 460 bin euro... Yani, Beşiktaş’ın aldığı Ferrari’nin parasıyla, öbür Ferrari’den 31 tane alınabiliyor.
***
Siz başkan olsanız...
***
Şampiyon olmak için, 14.5 milyon euro verip futbolcu Ferrari’yi mi alırsınız? Yoksa, yedekleriyle beraber bütün takıma birer tane, bir tane de teknik direktöre olmak üzere, “şampiyon olun, hepinize Ferrari 599 F1 vereyim” mi dersiniz?


4twyfs.jpg


DJ Rijkaard!

Rijkaard, müzik tutkunu... Yendiği zaman slow parçalar, yenildiği zaman rock dinliyormuş... Galatasaraylı futbolculara da, müzik kültürü aşılıyor ve radyo DJ’yi gibi listeler veriyormuş.
***
E bi liste de biz verelim...
***
Mesela, Trabzon’a gitmeden önce “kolbastı”yı iyi dinlemesini tavsiye ederim Rijkaard’ın!
***
“Sivas’ın yollarına, çıkayım dağlarına” türküsünü de iyi etüt etmesi lazım, çünkü iyi etüt etmez de yanlış taktikle oynarsa, “bırak ben beni vuram, ölüm gitmez zoruma” diye devam etmek zorunda kalabilir.
***
“Bursa’nın ufak tefek taşları, keman olmuş o yarimin kaşları” harikadır... Hele, Müzeyyen Senar’dan dinlerse, tadından yenmez yani... Üstelik “a benim esmer yarim” diye devam eder ki, Rijkaard’ın hem ruhuna, hem tenine uygun.
***
Kayseri için “Erkilet güzeli bağlar bozuyor” liste başı... Bekliyorlar zaten Rijkaard’ı Kayseri’de, “tek tek basaraktan, bade süzerekten, inci dizerekten, gel canım gel amman!”
***
Gaziantep, tartışmasız, “lingo lingo şişeler” tabii ki... En küçük bir hata yaparsa, soracaklar Rijkaard’a Gaziantep’te, “rakı mı içtin sen bensiz, çamura mı düştün a densiz?”
***
Kasımpaşa ve İstanbul Büyükşehir Belediye için, şimdiden öğrenmesinde fayda var, “beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey seni hatırlatıyor...”
***
Gençlerbirliği deplasmanı için “fidayda” iyi gider... “Bulguru kaynatırlar, serine yaylatırlar, bizde adet böyledir, güzeli ağlatırlar...”
***
Ankaraspor’a hazırlanırken, Ankaralı Turgut’u dinlemesi lazım, “yakalarsam, tık tık...”
***
Ankaragücü daha sakat... Bak ne diyor Ankaralı Namık, “arabada 5, evde 15!”
***
Eskişehir’e kolay maç gözüyle bakarsa, “aynam düştü yerlere” diye üzülür sonra...
***
Antalya desen, “dere geliyor dere”yi tavsiye ederim... Hücum taktiği bile hazır, “hadi gülüm yandan yandan...”
***
Denizli’ye gitmeden, rahmetli Özay Gönlüm’e kulak vermesinde fayda var, “asmam çardaktan, suyu bardaktan, bi yol öpüver de gocuman gız, iliman yanaktan...” Söylemedi deme, öpüverirler!
***
Manisa yoluna düşmeden de, “dam üstünde kestane”yi dinlemeli... “Oğlan gider askere, varın söylen zabite, versin ona tezkere” der o türkü... Eline veriverirler tezkereyi yani.
***
Diyarbakır, “lorke lorke...”
Bir anda kabak gibi ortada buluverirsin kendini, alkışlaya alkışlaya halay çektirirler adama!
***
Peki ya Fener ve Beşiktaş maçları için ne dinlemeli? Alman havalarını pek bilmem... Ama Mustafa Denizli’yle karşılaşmadan önce şunu dinlemesini tavsiye ederim: “İzmir’in kavakları, dökülür yaprakları, bize de derler Çakıcı, yıkarız konakları!”


3 sene önce... 3 sene sonra...

Almanca’da ne derler bilmem ama, Türkçe’de “yiğit düştüğü yerden kalkar” derler... Daum için de böyle olabilecek mi acaba?
***
Malum, 3 sene önce Denizli deplasmanında şampiyonluğu kaçırıp, gönderilmişti... 3 sene sonra, gene Denizli deplasmanıyla başlıyor.
***
Daum, aynı Daum.
Pekiiii...
Türkiye 3 sene önceki Türkiye mi?
***
Yani?
Daum aynı Daum...
Öbürleri aynı mı?
***
Bakıyoruz 3 sene önceki takımların teknik direktörlerine... 13’ü bugün yok... Sadece 4’ü var... Ertuğrul Sağlam, Hikmet Karaman, Ziya Doğan, Mesut Bakkal... Ya gerisi?
***
Galatasaray’ı Eric Gerets çalıştırıyordu mesela, bugün Rijkaard çalıştırıyor... Daum’a sorsak, “hangisinin rakip olmasını istersin?” diye... Herhalde “Gerets olsun” der... Rijkaard, tartışılmaz, çok daha dişli bir rakip çünkü... Üstelik, derbilerde bariz üstünlük sağladığı Gerets’e karşı bile şampiyonluğu kaybetmişti Daum.
***
Beşiktaş’ı Tigana çalıştırıyordu, bugün Mustafa Denizli çalıştırıyor... Gene sorsak Daum’a, “hangisini tercih edersin?” diye... Herhalde “aman Tigana olsun” der... Çünkü, Tigana hem öyle ahım şahım bir hoca değildi, hem de Türkiye’yi tanımıyordu... Daum’un 25 maç kazandığı son senesinde, Tiganalı Beşiktaş sadece 15 maç kazanabilmişti... Ya bugün? Üç büyüğü şampiyon yapmayı başarabilmiş tek isim, Mustafa Denizli var Beşiktaş’ın başında... Son şampiyon üstelik.
***
Trabzon’u Halilhodziç çalıştırıyordu, bugün Belçikalı Hugo Bross var... Bana sorarsanız, ha Halilhodziç, ha Bross... Ama Trabzon’un kadrosu 3 sene önceki Trabzon mu? Bütçesi 3 sene önceki bütçe mi?
***
Veya, Sivas...
Daum’un 3 sene önceki Türkiyesi’nde Süperlig’e yeni çıkmıştı, 43 puan toplayabilmişti ve başında Werner Lorant vardı. Bugün, Bülent Uygun var. 66 puan toplayan, ona çakan buna çakan, ligin tozunu atan, şampiyonluğu kıl payı kaçırıp, Şampiyonlar Ligi’ne gitmeyi başaran, 5’inci büyük Sivas... Karşısında hangisi olsun isterdi Daum? Lorant mı, Bülent mi?
***
Başka?
Ertuğrul Sağlam, 3 sene önce Kayseri’yi çalıştırıyordu, şimdi Bursa’da... Kayseri’de kalfaydı, şimdi usta... Ertuğrul, Daum’un tanıdığı Ertuğrul değil artık...
***
Kayseri desen... Tolunay Kafkas’ın kim olduğunu biliyor mu acaba Daum? Aragones biliyor!
***
Eskişehir, 3 sene önce Süper Lig’de bile değildi... Nerden bilsin Daum? Şimdi Süperlig’de... Çılgın bir taraftar kitlesi, başında da Türkiye’nin en kaliteli hocalarından biri, Rıza Çalımbay var... Daha ilk senesinde bile, puan çıkarması en zor deplasmanlardan biri oldu Eskişehir.
***
İstanbul Büyükşehir Belediye, Abdullah Avcı... Bu Avcı’nın kimleri avladığını söylediler mi acaba Daum’a? Şifo Mehmet’in “çantada keklik” zannedilen Antalya’da kimleri paketlediğini? Denizlispor’un başına geçen Erhan Altın’a baksan, güya Kocaeli’yle küme düştü... Halbuki, hangi imkansız şartlarda küme düşmek zorunda olduğunu hepimiz biliyoruz. Aynı Erhan Altın’ın, o imkansız şartlarda Galatasaray’a nasıl 5 attığını, Fenerbahçe’ye nasıl ecel teri döktürdüğünü bildiğimiz gibi... Gençlerbirliği’nin hocası 3 sene önce Türk’tü, şimdi Alman... Ankaraspor’un da... Hem de, Daum’un Bundesliga’da kolay kolay yenemediği Almanlar bunlar... Daum’un sıra takımı olarak hatırladığı Gaziantep’in başında ise, Porto’yu bile çalıştırmış Portekizli Jose Couceiro var bugün; iddiası var.
***
Futbolcuları kıyaslarsak...
***
Nihat İspanya’daydı 3 sene önce, tehlike uzaktaydı, şimdi burnunun dibinde, şampiyon Beşiktaş’ta... Baroş, taaa Aston Villa’daydı, şimdi Galatasaray’da, son gol kralı üstelik... Arda, çocuktu, Manisa’da kiralık oynuyordu, oradayken bile canını yakmıştı Daum’un, bugün Avrupa’nın 5 yıldızından biri ve Galatasaray’da... Daum’un gol umudu Nobre’ydi, şimdi Beşiktaş’ta, hem de Türk... 3 sene önceki o Denizli deplasmanında, Daum’un kovulmasına sebep olan, Fener’in şampiyonluğu kaçırmasında başrolü oynayan Yusuf, formunun ve tecrübesinin zirvesinde, Beşiktaş’ta... Almanya’dan gelmiş ve tanımayan birinin “belediye zabıtası” diye bakacağı Taner Gülleri’nin hangi sosyete kulüplerini mühürlediğini nasıl anlatabiliriz ki Daum’a? Aurelio elindeydi, şimdi İspanya’da... Defansında Servet’e güveniyordu, Servet karşısında... Sıra takımı zannedebileceği Eskişehir’in forvetinde Ümit Karan’ı görünce, suratı hangi hali alır sizce? Ya da, “ne uzar, ne kısalır” olarak hatırladığı Ankaragücü’nün forvetinde İngiltere Milli Takımı oyuncusu Darius Vassell’i görünce?
***
Evet, Fenerbahçe bu sene flaş transferler yaptı ama, 3 sene önce takımın beyni Alex’ti, gene Alex... Değişen ne var? Şu var... Daum’un bir türlü beğenemediği, hatta son kritik Denizli maçında bile yedek oturttuğu Anelka, gitti, Chelsea’de, İngiltere gol kralı oldu!
***
Demem o ki...
Köprünün altından çok su aktı.
Daum aynı Daum...
Türkiye aynı Türkiye değil.
***
Sorsak bugün Daum’a, “3 sene önceki Türkiye’yi mi istersin, bugünkü Türkiye’yi mi?” diye... Herhalde, hiç düşünmeden, “3 sene öncekini” der!
***
Umarım, 3 sene üst üste şampiyon olacağız diye, Daum’la 3 senelik sözleşme yapan Fenerbahçe de, 3 sene önceki Türkiye’yi aramaz...




Yılmaz Özdil
 
Geri
Üst