
Sen gittin, senden artan kırıntılar
Bir sabah namazı eşliğinde
İçimde hiç büyümemiş bi çocuk yalnızlığı
Gözlerim suskun, yüreğimde ayazlar
Martılar firarda
Bu bir veda ..
Sen gittin, karanlığa gömüldüm
Yalnızlığa sürüldüm,
Yüreğimde çatlaklar
Yüzümde cam kırıkları
Yarınlarımı avuç içinde parçaladım
Göz kenarında beklettiğim seni gözyaşlarıma teslim ettim
Küçük bir çocuğun korkulu bakışları arasında yitirdim sabrımı
Hayallerim tepe taklak, nedenler yanı başımda sözlerim ağır, yüreğimde acı ..
Yarını olmayan tozlu yollara saptım
Yüreğimi idam sehpası bilip
Nefesimi iki gözünün hayalleri arasında sallandırdım
Sen gittin,
Yaşam ve sen arasındaki çizgiyi sırat bildim
Yüreğimde devrimler yarattım
Hayallerimin sınırlarını aştım
Bir zamanlar uçmaya yeltenen kanatlarımı kırdım bir bir
Kalemimi kağıda sapladım, senli cümlelerin canına okudum ..
Zamansız uyandım senli düşlerden
Rüyalarım karmakarışık
Bir şehir yaratmıştım düşümde
İçinde ağlayan çocuklar
Yağmurlar yağıyordu
İç tenim ıslaktı benim ..
Sen gittin çığlıklar devrildi üzerime
Ağıtlar yaktım karanlığın en ücra köşelerinde
Etrafımdaki manzaralar uykusuz, çocuk gülüşlerimde saklı her şey
İsyanları çoğalttım gözlerimin tetiğinde bir bir döktüm mermi çekirdeklerini ayak uçlarıma ..
Şimdi kelimelerim kör, cümlelerim topal kaldı ..
