MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Maliye Bakanlığı 2009’un vergi rekortmenlerini açıkladı... Dikkatlice incelediğinizde görüyorsunuz ki:
Bu listenin Aydın Doğan, Koç ve Sabancı ailelerinin üyeleri, Hüsnü Özyeğin gibi müdavimleri bu yıl da yerlerini korumuş...
Ama... “Sürpriz yeniler” de var!
Kim bunlar?
Adlarını sanlarını duymadığımız onca isim...
Peki; nereden kazanmışlar parayı?
Açıklanan resmi listeye göre “menkul yatırım ortaklığı”ndan...
Merak edip bu kişileri araştırdığınızda karşınıza çıkan tablo şu:
Türkiye ikincisi Salva Taragano dahil çok sayıda isim, “faktoring” işi yapıyor...
Peki nedir bu faktoring?
Sevgili Güngör Uras ağabeyimin meşhur ‘Ayşe Teyze’sinin anlayacağı dilde anlatmaya çalışayım:
Diyelim ki bir kişiden ya da şirketten vadeli alacağınız var...
Ama paraya sıkıştınız ve alacağınızı bir an önce nakde çevirmek istiyorsunuz.
Ya da...
Alacağınız var ama alacaklı olduğunuz kişi ya da şirket batmış.
İşte bu gibi durumlarda faktoring şirketlerinin kapısını çalıyor ve elinizdeki senetleri, sözleşmeleri bu şirketlere devrediyorsunuz.
Onlar da... Vadenin uzunluğuna ve size borçlu bulunan kişi ya da şirketin ekonomik gücüne bakarak, bir komisyon kesiyorlar.
Bu; bazen yüzde 20 oluyor, riskli durumlarda ise yüzde 50’yi buluyor.
Yani diğer bir deyişle, alacağınızı satın alarak sizi devreden çıkarıyorlar.
Sonra... Sonrası onların işi!
Kadrolarında çalıştırdıkları yüzlerce avukatla bu paraları “seve seve” yöntemiyle tahsil ediyorlar.
Gerekirse borçlunuzun ayağındaki donu bile yasal yollardan alıyorlar...
***
Tekrar belirteyim: Yaptıkları iş yasal...
Ama bu faktoring şirketlerinin en sevdikleri dönemler, ekonomik krizlerin yaşandığı ortamlar!
Çünkü o zaman “borçların ödenmemesi riski” artıyor ve bu arkadaşlar için “yüksek iş sezonu” açılıyor...
***
Dönelim konumuza:
Hani Başbakan her fırsatta “ekonomik krizin Türkiye’ye teğet geçtiği”ni söylüyor ya...
İşte; bu yeni vergi rekortmenleri, o “teğet”in ürünü!
Üretenler, satanlar değil, onlar kazandı.
Şimdi de vergilerini ödüyorlar.
Ülkeyi böylesine başarılı (!) yönetenlere ne kadar teşekkür etseler azdır!
*****
NEREDELER?
AKP de tıpkı ANAP gibi kendi zenginlerini yarattı.
Son yedi yıldır inşaat sektöründe, kuyumculukta, finansta, gıdada, eğitimde, medyada, perakendede sadece onların kurdukları şirketler büyüyor.
Türbanlı eşleri, kızları kara ciplere biniyor; lüks villa sitelerinde yaşıyorlar.
Nerede bir kamu ihalesi açılsa; mutlaka onlardan biri kazanıyor.
Peki; nasıl oluyor da bunların biri bile, bir kez olsun 100 kişilik vergi rekortmenleri listesine girmiyor?
Sakın bana “Onlar Kurumlar Vergisi ödüyor, Gelir Vergisi değil” demeye kalkmayın... Çünkü bu arkadaşların şirketleri, Kurumlar Vergisi rekortmenleri listesine de girmiyor...
***
Hem onca para kazanacaksın, inanılmaz servetlere sahip olacaksın; hem de Beyazıt Öztürk’ten bile az vergi vereceksin?
Yoksa, vergi vermenin günah olduğunu mu düşünüyorlar?
*****
GÜNÜNÜ SORUSU
7 Nisan 2010 Çarşamba tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2010/251 sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın taşra teşkilatında yer alan Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Müzeleri Müdürlüğü’nün adı, Cumhuriyet Müzesi Müdürlüğü olarak değiştirildi. Sorum basit:
İsimdeki “Kurtuluş Savaşı” ifadesi kimi rahatsız etti?
*****
MERCEDES’İN RÜŞVETİNİ KİM YEDİ (7)
Mercedes’in üreticisi Daimler’in 21 ülkeyle birlikte Türkiye’de de rüşvet dağıttığı ortaya çıktı, bir haftadır yangın yaptığım halde kimseden “ses seda” çıkmadı...
Onca “büyük” adamlar, bu konudan neden bu kadar korkuyorlar ki?
Diyelim ki korkuyorlar...
Daimler’in ABD’de ortaya çıkan yolsuzluk dosyasında, şirketin Türkiye’deki ayağından Litvanya’ya 383 bin Euro, Kuzey Kore’ye de 15 bin Mark ve 7 bin Euro rüşvet gönderildiği yazıyor...
En azından bu iddia soruşturulamaz mı?
Yoksa; bu rüşvetlerde de bazı Türk kamu yöneticilerinin ismi mi geçiyor?
..::MUSTAFA MUTLU::..
Bu listenin Aydın Doğan, Koç ve Sabancı ailelerinin üyeleri, Hüsnü Özyeğin gibi müdavimleri bu yıl da yerlerini korumuş...
Ama... “Sürpriz yeniler” de var!
Kim bunlar?
Adlarını sanlarını duymadığımız onca isim...
Peki; nereden kazanmışlar parayı?
Açıklanan resmi listeye göre “menkul yatırım ortaklığı”ndan...
Merak edip bu kişileri araştırdığınızda karşınıza çıkan tablo şu:
Türkiye ikincisi Salva Taragano dahil çok sayıda isim, “faktoring” işi yapıyor...
Peki nedir bu faktoring?
Sevgili Güngör Uras ağabeyimin meşhur ‘Ayşe Teyze’sinin anlayacağı dilde anlatmaya çalışayım:
Diyelim ki bir kişiden ya da şirketten vadeli alacağınız var...
Ama paraya sıkıştınız ve alacağınızı bir an önce nakde çevirmek istiyorsunuz.
Ya da...
Alacağınız var ama alacaklı olduğunuz kişi ya da şirket batmış.
İşte bu gibi durumlarda faktoring şirketlerinin kapısını çalıyor ve elinizdeki senetleri, sözleşmeleri bu şirketlere devrediyorsunuz.
Onlar da... Vadenin uzunluğuna ve size borçlu bulunan kişi ya da şirketin ekonomik gücüne bakarak, bir komisyon kesiyorlar.
Bu; bazen yüzde 20 oluyor, riskli durumlarda ise yüzde 50’yi buluyor.
Yani diğer bir deyişle, alacağınızı satın alarak sizi devreden çıkarıyorlar.
Sonra... Sonrası onların işi!
Kadrolarında çalıştırdıkları yüzlerce avukatla bu paraları “seve seve” yöntemiyle tahsil ediyorlar.
Gerekirse borçlunuzun ayağındaki donu bile yasal yollardan alıyorlar...
***
Tekrar belirteyim: Yaptıkları iş yasal...
Ama bu faktoring şirketlerinin en sevdikleri dönemler, ekonomik krizlerin yaşandığı ortamlar!
Çünkü o zaman “borçların ödenmemesi riski” artıyor ve bu arkadaşlar için “yüksek iş sezonu” açılıyor...
***
Dönelim konumuza:
Hani Başbakan her fırsatta “ekonomik krizin Türkiye’ye teğet geçtiği”ni söylüyor ya...
İşte; bu yeni vergi rekortmenleri, o “teğet”in ürünü!
Üretenler, satanlar değil, onlar kazandı.
Şimdi de vergilerini ödüyorlar.
Ülkeyi böylesine başarılı (!) yönetenlere ne kadar teşekkür etseler azdır!
*****
NEREDELER?
AKP de tıpkı ANAP gibi kendi zenginlerini yarattı.
Son yedi yıldır inşaat sektöründe, kuyumculukta, finansta, gıdada, eğitimde, medyada, perakendede sadece onların kurdukları şirketler büyüyor.
Türbanlı eşleri, kızları kara ciplere biniyor; lüks villa sitelerinde yaşıyorlar.
Nerede bir kamu ihalesi açılsa; mutlaka onlardan biri kazanıyor.
Peki; nasıl oluyor da bunların biri bile, bir kez olsun 100 kişilik vergi rekortmenleri listesine girmiyor?
Sakın bana “Onlar Kurumlar Vergisi ödüyor, Gelir Vergisi değil” demeye kalkmayın... Çünkü bu arkadaşların şirketleri, Kurumlar Vergisi rekortmenleri listesine de girmiyor...
***
Hem onca para kazanacaksın, inanılmaz servetlere sahip olacaksın; hem de Beyazıt Öztürk’ten bile az vergi vereceksin?
Yoksa, vergi vermenin günah olduğunu mu düşünüyorlar?
*****
GÜNÜNÜ SORUSU
7 Nisan 2010 Çarşamba tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2010/251 sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesiyle, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın taşra teşkilatında yer alan Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Müzeleri Müdürlüğü’nün adı, Cumhuriyet Müzesi Müdürlüğü olarak değiştirildi. Sorum basit:
İsimdeki “Kurtuluş Savaşı” ifadesi kimi rahatsız etti?
*****
MERCEDES’İN RÜŞVETİNİ KİM YEDİ (7)
Mercedes’in üreticisi Daimler’in 21 ülkeyle birlikte Türkiye’de de rüşvet dağıttığı ortaya çıktı, bir haftadır yangın yaptığım halde kimseden “ses seda” çıkmadı...
Onca “büyük” adamlar, bu konudan neden bu kadar korkuyorlar ki?
Diyelim ki korkuyorlar...
Daimler’in ABD’de ortaya çıkan yolsuzluk dosyasında, şirketin Türkiye’deki ayağından Litvanya’ya 383 bin Euro, Kuzey Kore’ye de 15 bin Mark ve 7 bin Euro rüşvet gönderildiği yazıyor...
En azından bu iddia soruşturulamaz mı?
Yoksa; bu rüşvetlerde de bazı Türk kamu yöneticilerinin ismi mi geçiyor?
..::MUSTAFA MUTLU::..