64general1
New member
- Katılım
- 14 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,720
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Vatanı ve Ulusu Savunmak Bir Refleksdir
Prof. Dr. A.M.Celal Şengör - Türk Politika
Hurriyet gazetesi yazari Ahmet Hakan Bey, emekli generallerimize hitaben bir yazi yazarak, emekli olduktan sonra vatan kurtarma isleriyle artik ilgilenmemelerini, bunu gorevdeki orduya birakmalarini tavsiye etmis, gorevdeki ordunun buna yetecegini
hatirlatmis.
Gorevdeki ordumuzun, yurdumuzu ve ulusumuzu korumaya yeteceginden ne kendisinin ne de herhangi bir baskasinin en kucuk bir suphesi olmamalidir. Turk Silahli Kuvvetleri gercekten dunyanin en iyi birkac ordusundan biridir.
Bu iyilik sirf techizatinin mukemmelligi veya asker sayisinda degil, onun uyelerinin vatan ve ulus sevgisi, gorev anlayisi, askerlik bilgisi ve yuksek karakterinde kendini gosterir. En silahsiz zamaninda dunyanin en guclu ordularini dize getirebilecegini gosteren Turk ordusu, ulusuna sirf emniyet degil, giderek gelisen bir yasam standardi da hediye etmistir.
Ulkemizde bilimden sanata pek cok konunun oncusu Turk ordusunun mensuplari oldugu gibi, simdiki demokratik devletimizin kurucusu da Turk ordusudur.
Kendi eserini ulusuna hediye eden bu yuce ordu, o eser her tehlikeye girdiginde onun karsiliksiz korumaciligini da en iyi sekilde yapmistir ve hic kuskusuz yapmaya devam edecektir.
Sayin Ahmet Hakan Bey'in bilmedigi ince bir nokta var gibi geliyor bana.
Turk ordusunun mensuplari sadece maas bordrolarinda memur olarak gozukurler. Gercekte ise asker olmak bir ruh hali, bir yasam tarzi, bir terbiye bicimi, bir varolus nedenidir. Asker, vatanini ve ulusunu korumayi refleks haline getiren kisidir.
Uniforma, devlet memuriyeti bitince, yani emekli olununca, cikar.
Ancak o uniforma ile bedene giyilen ruh, asla cikmaz! O, askerle
beraber mezara gider .
Hatta bazen, Ataturk 'unku gibi, mezarda da sonlanmaz, ulusunun icinde yasamaya devam eder.
Askerin bu refleksi, onu dunyanin en durust insani yapar : Korumaya
calistigi, ugruna yasamini verecegine yemin ettigi insani soyan,
aldatan kisi, sonra onun eline silah verip arkasindan gelmesini
bekleyebilir mi?
Askerin bu refleksi, onu dunyanin en bilgili kisisi olmaya zorlar :
Korumaya calistigi insana kimin, hangi guclerle ve nereden
saldiracagini onceden bilebilir mi ve dostun ve dusmanin hangi
sartlarda nasil davranacagini inceleyip ogrenmeden kestirmeye
kalkisabilir mi?
Askerin bu refleksi, onu dunyanin en sefkatli kisisi yapar: Her
savasta olen ve yaralananlarin kendi arkadaslari, kardesleri, hatta
bizzat kendisi, colugu, cocugu olabilecegi bir an aklindan cikmaz.
Atese bizzat atlamaya yemin etmis insan, o atesi yakar mi?
Askerin bu refleksi onu dunyanin en serefli kisisi yapar: Elinde
insan oldurme yetkisi olan kisi, serefinden en kucuk bir taviz
verse, bu yetkisini yalnizca ulusu ve vatani bir olum-kalim savasi
verirken ve o da ancak en son noktada kullanacagi konusunda kimi
inandirabilir ve elinde bu yetkiyle insan cemiyetinde nasil
yasayabilir?
Askerin bu refleksi onu ozgurluk savunucusu yapar: Ozgurluklerin
olmadigi toplumlarda her turlu fenaligin gizli gizli mayalandigini,
istihbarat egitimi almis bir insan bilmez mi ve tum fesatin ve onun
cocugu olan kanli catismalarin o mayalanan fenaliklardan turedigini
dusunmez mi?
Bu refleks askerin o yuksek karakterini olusturur. Uniforma sirttan ciksa bile, bu refleks onunla birlikte yasaminin sonuna dek kalir, onun her adimini nasil atacagini tayin eder.
Bir de vatani ve ulusu koruma refleksinin tersine sahip kisiler vardir her toplumda: Kendilerine yapilmasini asla istemeyecekleri her seyi her firsatta baskalarina yapan, cahil, zalim, serefsiz, despot varliklar.
İste asker dusmani onlar arasindan cikar. Onlar askerin yuceligini anlayamazlar. İnsan cemiyetinin her turlu bozguncu hareketinde onlar vardir. Menfaat, deger ve duygu
somurusuyle insanlari surekli birbirine dusurmek tek yasam kaynaklaridir.
En gereksiz catismalari, en kanli harpleri onlar cikarirlar, cemiyeti en kisa yoldan onlar soyarlar. İnsanin yarattigi yuce eserlerle alay ederek kendi basarisizliklarini imrenilecek bir ozellik gibi satmaya cabalarlar. Ozgurluk adi altinda, kendi varliklarinin surdurulmesine ve menfaatlerinin genislemesine hizmet edecek sistemlere en koyu itaati onlar bekler.
Beyinsiz bir kulluk isteyen her sistemin arkasinda ve mutlaka bordrosundadirlar. Ates
bacayi sardigi zaman ise hemen askere siginirlar. Ama askerin yaptigini, hic kendi tatli canlarini uzmeden, buyuk sehirlerin emniyetli kafe koselerinden izlerler.
Ve kurtulustan sonra baska koselere yerlesip askere kufretmeyi, rezil karakterlerini saklamanin tek yolu olarak gorurler.
Bu nedenle, baris zamaninda bunlari goren, ulusunun icten kemirildigini hisseden her asker, muvazzaf da olsa, emekli de olsa , refleksinin geregini yapar, yapmak zorundadir. Ve bekler ki, kendisiyle ayni aziz vatani paylasan, bir zamanlar ayni kazana kasik atmis her vatandasi da ayni reflekse sahip olarak kendisiyle omuz omuza olsun, durustlugu, onuru, insan sevgisini, bilgiyi, ozgurluğu, gerekirse kendi yasami pahasina korusun.
O refleksin kaybolmamasi, hepimizin emniyetinin yegâne garantisidir.
Bunu asla unutmayalim.
Ne mutlu bize ki, Turk askeri "parali asker" degildir!...
Sirtindan uniforma cikti mi, bordrodan adi silindi mi, ruhunu cikarmaz, gorev
bilincini silmez ve icimizden bazi insan musveddeleri ona ne kadar
kufretse de bizleri koruma refleksini kaybetmez.
TARIH, O REFLEKSI KAYBETMIS TOPLUMLARIN MEZARLIKLARI HALINDEDIR!...
******************************************************************************************************
Türk Subayı Saklanmaz
Orhan Tunç
Bugün malum medyada bazı haberler yer aldı. İnsanın kanını donduracak şekilde, yalan cümlelerle kaleme alınan bu satırlar, hem olayın vahametini, hemde bu satılık kalemlerin ne kadar ileri gittiğini görmek açısından önemli idi.
Bu satılık kalemler ve malum medya, Dağlıca baskınında güya çapulculardan korunmak için, kayaların arkasına saklanan ve karşı koymayan bir üsteğmeni acımasızca eleştiriyorlardı. O satırları utanarak ve sıkılarak okudum. Bu kadar haysiyetsiz ve bu kadar gaddarca bir yazı inanın bu yaşıma kadar okumadım.
Kahramanlıkları asırlardır efsane olmuş, Türk Subayını karalamak ve halkı askerlikten soğutmak için yazılan bu satırlar, bir hainlik göstergesidir. Bu zavallı ve bir o kadarda alçak olan bu kalemler, Türk Subayını ve Türk Askerini, maalesef hain göstererek hedeflerine ulaşmayı arzu etmektedirler.
Türk Ordusunu ve Komutanlarını karalayarak, ülkedeki hain emellerine ulaşmayı düşünen bu alçaklar bilmelidir ki;
Binlerce yıldan beri, Kahraman Türk Milletinin bağrından çıkan, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ebediyen yaşayacak ve bu alçakların kâbusu olmaya devam edecektir. Bu malum medya nafile uğraşlarla asla bu Kahraman kuruma zarar veremeyecektir.
Dağdan inip düz ovada siyaset yapan, milletvekili bile olabilen bazı ahmaklar, mecliste esip gürlemektedirler. Demokrasiyi en iyi şekilde kullanan, bizde bile olmayan haklara kavuşan bazı soytarılar televizyon ekranlarına çıkıp;
Türkiye'de demokrasi ve insan hakları yok diyebiliyorsa, haklarımız bize verilmiyor diyebiliyorsa, Demokrasiyi kullanıp, demokrasi dışına çıkabiliyorsa,
Ne diyeyim;
Allah'ınızdan bulun diyorum.
Prof. Dr. A.M.Celal Şengör - Türk Politika
Hurriyet gazetesi yazari Ahmet Hakan Bey, emekli generallerimize hitaben bir yazi yazarak, emekli olduktan sonra vatan kurtarma isleriyle artik ilgilenmemelerini, bunu gorevdeki orduya birakmalarini tavsiye etmis, gorevdeki ordunun buna yetecegini
hatirlatmis.
Gorevdeki ordumuzun, yurdumuzu ve ulusumuzu korumaya yeteceginden ne kendisinin ne de herhangi bir baskasinin en kucuk bir suphesi olmamalidir. Turk Silahli Kuvvetleri gercekten dunyanin en iyi birkac ordusundan biridir.
Bu iyilik sirf techizatinin mukemmelligi veya asker sayisinda degil, onun uyelerinin vatan ve ulus sevgisi, gorev anlayisi, askerlik bilgisi ve yuksek karakterinde kendini gosterir. En silahsiz zamaninda dunyanin en guclu ordularini dize getirebilecegini gosteren Turk ordusu, ulusuna sirf emniyet degil, giderek gelisen bir yasam standardi da hediye etmistir.
Ulkemizde bilimden sanata pek cok konunun oncusu Turk ordusunun mensuplari oldugu gibi, simdiki demokratik devletimizin kurucusu da Turk ordusudur.
Kendi eserini ulusuna hediye eden bu yuce ordu, o eser her tehlikeye girdiginde onun karsiliksiz korumaciligini da en iyi sekilde yapmistir ve hic kuskusuz yapmaya devam edecektir.
Sayin Ahmet Hakan Bey'in bilmedigi ince bir nokta var gibi geliyor bana.
Turk ordusunun mensuplari sadece maas bordrolarinda memur olarak gozukurler. Gercekte ise asker olmak bir ruh hali, bir yasam tarzi, bir terbiye bicimi, bir varolus nedenidir. Asker, vatanini ve ulusunu korumayi refleks haline getiren kisidir.
Uniforma, devlet memuriyeti bitince, yani emekli olununca, cikar.
Ancak o uniforma ile bedene giyilen ruh, asla cikmaz! O, askerle
beraber mezara gider .
Hatta bazen, Ataturk 'unku gibi, mezarda da sonlanmaz, ulusunun icinde yasamaya devam eder.
Askerin bu refleksi, onu dunyanin en durust insani yapar : Korumaya
calistigi, ugruna yasamini verecegine yemin ettigi insani soyan,
aldatan kisi, sonra onun eline silah verip arkasindan gelmesini
bekleyebilir mi?
Askerin bu refleksi, onu dunyanin en bilgili kisisi olmaya zorlar :
Korumaya calistigi insana kimin, hangi guclerle ve nereden
saldiracagini onceden bilebilir mi ve dostun ve dusmanin hangi
sartlarda nasil davranacagini inceleyip ogrenmeden kestirmeye
kalkisabilir mi?
Askerin bu refleksi, onu dunyanin en sefkatli kisisi yapar: Her
savasta olen ve yaralananlarin kendi arkadaslari, kardesleri, hatta
bizzat kendisi, colugu, cocugu olabilecegi bir an aklindan cikmaz.
Atese bizzat atlamaya yemin etmis insan, o atesi yakar mi?
Askerin bu refleksi onu dunyanin en serefli kisisi yapar: Elinde
insan oldurme yetkisi olan kisi, serefinden en kucuk bir taviz
verse, bu yetkisini yalnizca ulusu ve vatani bir olum-kalim savasi
verirken ve o da ancak en son noktada kullanacagi konusunda kimi
inandirabilir ve elinde bu yetkiyle insan cemiyetinde nasil
yasayabilir?
Askerin bu refleksi onu ozgurluk savunucusu yapar: Ozgurluklerin
olmadigi toplumlarda her turlu fenaligin gizli gizli mayalandigini,
istihbarat egitimi almis bir insan bilmez mi ve tum fesatin ve onun
cocugu olan kanli catismalarin o mayalanan fenaliklardan turedigini
dusunmez mi?
Bu refleks askerin o yuksek karakterini olusturur. Uniforma sirttan ciksa bile, bu refleks onunla birlikte yasaminin sonuna dek kalir, onun her adimini nasil atacagini tayin eder.
Bir de vatani ve ulusu koruma refleksinin tersine sahip kisiler vardir her toplumda: Kendilerine yapilmasini asla istemeyecekleri her seyi her firsatta baskalarina yapan, cahil, zalim, serefsiz, despot varliklar.
İste asker dusmani onlar arasindan cikar. Onlar askerin yuceligini anlayamazlar. İnsan cemiyetinin her turlu bozguncu hareketinde onlar vardir. Menfaat, deger ve duygu
somurusuyle insanlari surekli birbirine dusurmek tek yasam kaynaklaridir.
En gereksiz catismalari, en kanli harpleri onlar cikarirlar, cemiyeti en kisa yoldan onlar soyarlar. İnsanin yarattigi yuce eserlerle alay ederek kendi basarisizliklarini imrenilecek bir ozellik gibi satmaya cabalarlar. Ozgurluk adi altinda, kendi varliklarinin surdurulmesine ve menfaatlerinin genislemesine hizmet edecek sistemlere en koyu itaati onlar bekler.
Beyinsiz bir kulluk isteyen her sistemin arkasinda ve mutlaka bordrosundadirlar. Ates
bacayi sardigi zaman ise hemen askere siginirlar. Ama askerin yaptigini, hic kendi tatli canlarini uzmeden, buyuk sehirlerin emniyetli kafe koselerinden izlerler.
Ve kurtulustan sonra baska koselere yerlesip askere kufretmeyi, rezil karakterlerini saklamanin tek yolu olarak gorurler.
Bu nedenle, baris zamaninda bunlari goren, ulusunun icten kemirildigini hisseden her asker, muvazzaf da olsa, emekli de olsa , refleksinin geregini yapar, yapmak zorundadir. Ve bekler ki, kendisiyle ayni aziz vatani paylasan, bir zamanlar ayni kazana kasik atmis her vatandasi da ayni reflekse sahip olarak kendisiyle omuz omuza olsun, durustlugu, onuru, insan sevgisini, bilgiyi, ozgurluğu, gerekirse kendi yasami pahasina korusun.
O refleksin kaybolmamasi, hepimizin emniyetinin yegâne garantisidir.
Bunu asla unutmayalim.
Ne mutlu bize ki, Turk askeri "parali asker" degildir!...
Sirtindan uniforma cikti mi, bordrodan adi silindi mi, ruhunu cikarmaz, gorev
bilincini silmez ve icimizden bazi insan musveddeleri ona ne kadar
kufretse de bizleri koruma refleksini kaybetmez.
TARIH, O REFLEKSI KAYBETMIS TOPLUMLARIN MEZARLIKLARI HALINDEDIR!...
******************************************************************************************************
Türk Subayı Saklanmaz
Orhan Tunç
Bugün malum medyada bazı haberler yer aldı. İnsanın kanını donduracak şekilde, yalan cümlelerle kaleme alınan bu satırlar, hem olayın vahametini, hemde bu satılık kalemlerin ne kadar ileri gittiğini görmek açısından önemli idi.
Bu satılık kalemler ve malum medya, Dağlıca baskınında güya çapulculardan korunmak için, kayaların arkasına saklanan ve karşı koymayan bir üsteğmeni acımasızca eleştiriyorlardı. O satırları utanarak ve sıkılarak okudum. Bu kadar haysiyetsiz ve bu kadar gaddarca bir yazı inanın bu yaşıma kadar okumadım.
Kahramanlıkları asırlardır efsane olmuş, Türk Subayını karalamak ve halkı askerlikten soğutmak için yazılan bu satırlar, bir hainlik göstergesidir. Bu zavallı ve bir o kadarda alçak olan bu kalemler, Türk Subayını ve Türk Askerini, maalesef hain göstererek hedeflerine ulaşmayı arzu etmektedirler.
Türk Ordusunu ve Komutanlarını karalayarak, ülkedeki hain emellerine ulaşmayı düşünen bu alçaklar bilmelidir ki;
Binlerce yıldan beri, Kahraman Türk Milletinin bağrından çıkan, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ebediyen yaşayacak ve bu alçakların kâbusu olmaya devam edecektir. Bu malum medya nafile uğraşlarla asla bu Kahraman kuruma zarar veremeyecektir.
Dağdan inip düz ovada siyaset yapan, milletvekili bile olabilen bazı ahmaklar, mecliste esip gürlemektedirler. Demokrasiyi en iyi şekilde kullanan, bizde bile olmayan haklara kavuşan bazı soytarılar televizyon ekranlarına çıkıp;
Türkiye'de demokrasi ve insan hakları yok diyebiliyorsa, haklarımız bize verilmiyor diyebiliyorsa, Demokrasiyi kullanıp, demokrasi dışına çıkabiliyorsa,
Ne diyeyim;
Allah'ınızdan bulun diyorum.