TraFoo
Banned
- Katılım
- 3 Ağu 2009
- Mesajlar
- 2,032
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Vatanı Kurtaran Aslanlar
Günlerdir TBMM’de devam eden Anayasa değişiklik tasarı görüşmeleri AKP milletvekillerinin alkışları ve Başbakanın kutlamaları kabulü ile sonuçlandı.
Görüşmeleri izlemeyen ve bu değişikliğin neyi getirip, neyi götürdüğünü bilmeyenler, AKP’nin bu coşkusunu, acaba kurtuluş savaşını mı kazandı? Diye yorumlayabilirler.
Aslanların benim!
Size yakışır.
Kurtuluş savaşından sonra, kuruluş aşamasında, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk döneminde, (1923-1938) alt yapısı oluşturulan çok partili hayata ancak 1946 yılında geçebilen ülkemizde, Laik Cumhuriyeti içine sindiremeyenler, halifeciler, padişahçılar, bölücüler, işbirlikçiler o günden bu güne kadar, demokrasi ve özgürlük teraneleriyle sürekli demokrasinin yerleşmesini engellemişlerdir.
Fırsat buldukça laik cumhuriyetten rövanş almanın ateşiyle yanıp tutuşanlar, yıllarca kutsal dinimiz kullanarak iktidara geldiler.
Bu gelişlerinde “laik cumhuriyete bir şey olmaz” diyen aymazların katkıları da inkâr edilemez.
Lafı uzatmadan esasa gelelim.
Anayasa değişikliği görüşmelerinde muhalefet partilerinin gözler önüne serdiği gibi, parlamenter rejimin olmazsa olmazı olan güçler ayrılığı ilkesinin yok edilerek erklerin (Yasama, Yürütme ve Yargı) bir elde, daha doğrusu bir kişide toplanması için, iktidar partisi bir kurban istiyordu.
O Kurban bulunmuştu. Yargı
Anayasa Mahkemesi ile Hâkimle ve Savcılar Yüksek Kurulunun yeniden yapılandırılması ve Anayasa Mahkemesi tarafından “laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğu” tescillenen partilerinin bir daha kapatılmaması için yasama zırhının oluşturulması suretiyle zafer kazanmak peşinde olan iktidar partisi, oy çokluğuna dayanarak yargının ipini çekmiş, gel yandaş yargı rüyasını gerçekleştirmiştir.
Ancak bu gidişle Partilerine gereken zırhı sağlayamadıklarından, her an bir kapatma davası ile karşı karşıya kalacağını söylemek bir kehanet değildir.
İşte o alkışların, kutlamaları kabul etmenin nedeni buydu.
Bu üç maddenin dışında kalan sos veya garnitür (yanlık) maddelere, zaten kimsenin itirazı yoktu. Bu nedenle de alkışa neden oluşturmuyorlardı.
Değişiklik, Anayasa Mahkemesinden geri dönmez ve referandumda kabul edilirse, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nun yeniden yapılandırılması sonucunda oluşan yandaş yargı ile güçler ayrılığına dayana parlamenter demokratik rejimin bir ayağı aksak kalacak ve demokrasi büyük yara alacaktır.
Şimdi sormam mı? Aslanlarıma!
Kurtuluş savaşı mı kazandınız?
“Çanakkale geçilmez” destanı mı yazdınız?
Anafartalar’da, Conk bayırında, Sakarya’da, Dumlupınar’da, İnönü’de düşmanı bozguna mı uğrattınız?
Başkomutanlık meydan Muharebesinde mucizeler mi yarattınız?
İzmir’de düşmanı denize mi döktünüz?
Lozan’da emperyalistlere karşı diplomasi zaferi mi kazandınız?
Beyler kutladığınız zaferinizle! Demokratik parlamenter rejimin olmazsa olmazı olan güçler ayrılığını tek elde toplayarak, demokrasiyi, parlamenter rejimi, katlettiğinizin ve dikta rejimine temel oluşturduğunuzun farkında mısınız?
Yazıklar olsun size.
Sevgili okurlarım, yurt dışına yapacağım bir seyahat (yolculuk) nedeniyle bir süreliğine yazılarıma ara vereceğimden, hepinizden özür dilerim. Hoşça kalın.
Hakimiyet-i Milliye Gazetesi - Vatanı Kurtaran Aslanlar-Gündüz AKGÜL