- Katılım
- 18 Eyl 2006
- Mesajlar
- 12,388
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

Her sabah hüzünle karışık bir umut vardı içimde. Sensizliğin hüznünü yeni bir günün seni getireceği umuduyla bastırıyordum. Her geçen gün yeni bir umut, yeni bir arayıştı benim için. Belki sana kavuşacağım zamana bir gün daha yaklaşıyordum. Bugün değilse yarın..
Kimbilir belkide yalnızca kendimi avutuyordum. Gittiğinden beri hep yalnızlık şiirlerine takılıyordu gözlerim. Bir başıma değildim; sensizlikten yalnızdım..
Unutulmak en çok nasıl koyar insana; bir ben bilirim. Gidenlerin arkalarında bıraktığı çaresizlikleri, en koyu özlemleri..
Senin gidişinde ateş gibi çökmüştü yüreğime, hiçbir yağmur yetmemişti içimdeki hasret ateşini küllendirmeye, hiçbir sevgi yetmemişti senin özlemini gidermeye..
Ben her sabah beni sana götürecek yollarda yürümüştüm, senin duyacağın şarkıları söylemiştim yalnızca. Ve gelmeyişinin her akşamında; aslında doğduğunu anlamadığım güneşle beraber bende batmıştım birkez daha..
Geceleri hep uyudum; uyudum; gün boyu çektiğim hasretini rüyalarımda biraz olsun giderebilmek için. Herşeye iyi gelen,yaraları iyileştiren zaman; hiç bukadar acıtmamıştı yüreğimi. Binbir umutla sarıldığım sabahlar artık hiç doğmaz olmuştu. Benim gündüzüm de gecem de karanlıktı artık! Ne ay uğruyordu gecelerime, ne de sana benzettiğim yıldızlar parlıyordu. Elimde kalmıştı umutlarım..
Sensizlik öyle kötü bir yara olmuştu ki, içimde öyle büyük bir boşluk açmıştın ki, birgün olurda geri dönseydin; kendi yaptığın boşluğa sen bile yetmeyecektin. Orası hep bomboş, büsbütün cam kırıklarıyla kaplıydı. Ne zaman seni düşünsem; o kırıklarla dolu yer batmaya başlıyordu yüreğime. Artık sabahları yalnızca hüzünle uyanıyorum. Hiçbirşey beklemiyorum günden; SENİ BİLE...
Varlığında sensizliği yaşamaktansa; içimdeki boşluklarla, kırıklarla, umutlarımla, sensizken alışırım, alışmaya çalışırım yokluğuna...!
Kimbilir belkide yalnızca kendimi avutuyordum. Gittiğinden beri hep yalnızlık şiirlerine takılıyordu gözlerim. Bir başıma değildim; sensizlikten yalnızdım..
Unutulmak en çok nasıl koyar insana; bir ben bilirim. Gidenlerin arkalarında bıraktığı çaresizlikleri, en koyu özlemleri..
Senin gidişinde ateş gibi çökmüştü yüreğime, hiçbir yağmur yetmemişti içimdeki hasret ateşini küllendirmeye, hiçbir sevgi yetmemişti senin özlemini gidermeye..
Ben her sabah beni sana götürecek yollarda yürümüştüm, senin duyacağın şarkıları söylemiştim yalnızca. Ve gelmeyişinin her akşamında; aslında doğduğunu anlamadığım güneşle beraber bende batmıştım birkez daha..
Geceleri hep uyudum; uyudum; gün boyu çektiğim hasretini rüyalarımda biraz olsun giderebilmek için. Herşeye iyi gelen,yaraları iyileştiren zaman; hiç bukadar acıtmamıştı yüreğimi. Binbir umutla sarıldığım sabahlar artık hiç doğmaz olmuştu. Benim gündüzüm de gecem de karanlıktı artık! Ne ay uğruyordu gecelerime, ne de sana benzettiğim yıldızlar parlıyordu. Elimde kalmıştı umutlarım..
Sensizlik öyle kötü bir yara olmuştu ki, içimde öyle büyük bir boşluk açmıştın ki, birgün olurda geri dönseydin; kendi yaptığın boşluğa sen bile yetmeyecektin. Orası hep bomboş, büsbütün cam kırıklarıyla kaplıydı. Ne zaman seni düşünsem; o kırıklarla dolu yer batmaya başlıyordu yüreğime. Artık sabahları yalnızca hüzünle uyanıyorum. Hiçbirşey beklemiyorum günden; SENİ BİLE...
Varlığında sensizliği yaşamaktansa; içimdeki boşluklarla, kırıklarla, umutlarımla, sensizken alışırım, alışmaya çalışırım yokluğuna...!
ALıntı