Vahidettin Bağımsız Kürdistan' ı tanıyacakmış

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

icemen

New member
Katılım
7 Şub 2007
Mesajlar
20,136
Reaction score
0
Puanları
0
İngiliz belgesindeki şok iddia 'Vahdettin eğittiği Kürt militanlarla Atatürk'ü devirip bağımsız Kürdistan'ı tanıyacaktı.' İngiliz arşivlerinde yaptığı çalışmalarla tanınan Türk Tarih Kurumu şeref üyesi olan Prof. Dr. Salahi R. Sonyel, Remzi Kitabevi'nden çıkan son kitabı "Kıskaç Altında" İngiliz arşivlerinden çıkan çok tartışma yaratacak bir belgeye de yer verdi.

Irak'taki bir İngiliz polis müfettişinin, İngiliz Yüksek Komiseri ve istihbarat örgütlerine gönderdiği raporuna göre, 1926'da 40 bin Kürt militanın Musul'da Türkiye'ye karşı emekli subaylarca eğitilmişti. Bu militanların önderleri, devrik Osmanlı Padişahı Vahdettin'le ve o sırada Türkiye'nin muhalefet partisiyle Mustafa Kemal'i yönetimden düşürmek için anlaşmışlardı. Vahdettin iktidarı ele geçirince, "Kürt bağımsızlığını" tanıyacaktı.

Irak'taki Polis Cürüm Araştırma Bölümü'ne mensup genel müfettiş yardımcısı J.F Wilkins 21 Ağustos 1926'da Irak İçişleri Bakanı, İngiliz Yüksek Komiseri ve öteki istihbarat örgütlerine gizli bir yazı göndermişti. Bu yazıya bir de rapor iliştirilmişti. Raporda, şu bilgiler vardı: "Doktor Ahmet Sabri ve Kracya Muratyan Musul'a gitmek üzere 16 Ağustos'ta Bağdat'a uğramış; 18 Ağustos'ta Hacı Raşit el Hava'yı ziyaret ederek, ona, amacı Kürdistan'da Türklere karşı harekete geçmek olan kendi partilerine katılmasını önermişlerdi. (...)

KÜRT BAĞIMSIZLIĞI TANINACAKTI

19 Ağustos akşamı her ikisi de doktor Şükrü Muhammed'in evine gitmiş ve orada Doktor Ahmet Sabri onlara Türkiye'de geniş kapsamlı bir isyandan söz etmişti. Bununla ilgili planın amacına da değinen Sabri, Büyük Britanya'dan kapsamlı bir yardım gelmesinin beklendiğini de söylemişti. Kürt asiler epey hazırlık yapmışlardı. 40 bin kadar Kürt militan emekli subaylarca eğitiliyordu.

Bu militanların önderleri düşük Padişah Vahdettin'le ve o sırada Türkiye'nin muhalefet partisiyle şu koşullara göre anlaşmaya varmışlardı: Mustafa Kemal'i erkten düşürmek için bu kişiler yardımda bulunacak; iktidarı ele geçirince 'Kürt bağımsızlığını' tanıyacaklardı. Onların iddialarına göre, aralarında Rusya, Fransa ve İtalya olmak üzere, çeşitli yabancı yönetimlerle görüşmelerde bulunmuşlardı."

ÜÇ AY ÖNCE ÖLMÜŞTÜ

Yazar Sonyel'in kitabın dipnotlarında bu raporun, İngiliz Dışişleri Bakanlığı Foreign Office-FO Arşivi'nde 371/11480/E5456 numarayla bulunduğunu yazdı. Ayrıca Sömürgeler Bakanlığı'ndan Dışişişleri Bakanlığı'na 22.09.1926 tarihli yazıda bulunduğunu; ilişiğinde H.Doobbs'un Sömürgeler Bakanlığı'na gönderdiği 2.09.1926 tarihli gizli yazının da ilişikte olduğu bilgisini de verdi.

Ancak Sultan Vahdettin'in 1926'nın mayıs ayında, yani bu istihbaratın ağustosta alınmasından 3 ay önce ölmüş olması da dikkat çekti.

SONYEL: ÖNCEDEN KONUŞMUŞ OLABİLİRLER

Kitabında 1923'ten günümüze, belgeler ve gizli yazışmalar eşliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin yıpratılarak bölünmesi üzerine yapılan dış çabaları irdeleyen Prof. Dr. Sonyel, belgeye nasıl ulaştığını şöyle açıkladı: "Ben İngiliz arşivlerini didik didik etmiş bir tarihçiyim. İngiltere Dışişleri Bakanlığı Arşivi'ndeki yüzlerce dosyanın hemen hemen tümünü inceledim. Söz konusu belgenin fotokopisini çekmedim ama notlarım arasına almıştım. Devrik Padişah Vahdettin'in ölüm tarihinin bu istihbaratın verildiği tarihten önce olması ilginç bir nokta. Belki de önceden konuşmuş olabilirler. Ayrıca raporda yazılanların tamamıyle doğru olup olmadığını da bilemeyiz. Ben bir tarihçi olarak sadece belgeyi koydum."

HANEDAN ÖLENE KADAR UĞRAŞTI

Konuyla ilgili diğer tarihçilerin görüşleri ise şöyle: Yrd. Doç. Dr. Orhan Çekiç (Tarihçi-Yazar): Vahdettin ölene kadar Mustafa Kemal'in ölmesini ve rejimin değişme ihtimalini hep güttü. Kendisini bu amaçla Türkiye'den ziyaret edenlere maddi yardımlar da yaptığını biliyoruz. Bazı kesimlerin 'hanedanın yurt dışına çıktıktan sonra hiçbir şekilde Cumhuriyet aleynhine faaliyette bulunmadığı' yönünde iddiaları vardır. Bu iddialar tamamen mesnetsizdir. Hanedan mensupları, tekrar padişahlığın dönmesi için her türlü faaliyette bulundular. 1938'inde Mart ayında Ankara'da Atatürk'ü öldüreceklerdi. Türk devleti, 30 Mart 1938'de Atatürk'ün hasta olduğunu ilk kez resmi olarak açıklayınca bu suikasttan vaçgeçildi.

Bunun kaynağı İngiliz arşivleridir ve oraya giren kişi de yine Prof. Salahi R. Sonyel'dir. Hanedan mensuplarının İngiltere'de yaşayan kolu, 1937'de İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na yazılı başvuruda bulunarak "Bize 100 bin pound yardım edin. Bu suikastı biz düzenleyelim. Mustafa Kemal'i ortadan kaldırırsak, rejim çöker, tekrar padişahlık gelir. Taht sırası da Vahdettin'in kolundan devam eder' dedi. Bunu söyleyen Vahdettin'in oğlu Şehzade Burhanettin'dir. İngilizler kendi aralarında olayı tartıştılar. Ankara'daki Büyükelçi Sir Loraine'e sordular. Loraine onlara, "Sakın ha muhatap bile almayın, çünkü bu olay duyulursa Türkiye'yi kaybederiz. Burada rejim oturmuştur. Karizmatik liderdir. Bu laik düzen değişmez" diye uyarıyor. İngiltere bunun üzerine olayı teklifi kapatıyor. Bu olay Vahdettin öldükten 11 yıl sonra bile hanedanın, Mustafa Kemal'i ortadan kaldırmayı planlıyorlardı. Bu nedenle Vahdettin'in Irak'ta Kürtleri toplayıp Cumhuriyeti yıkmak için bir girişimde bulunmuş olma ihtimaline şaşırmam.

ŞEYH SAİT ABDÜLHAMİD'İN OĞLUNU GERİ GETİRECEKTİ

Mustafa Armağan (Tarihçi-Yazar): Abdülhamid'in torunu Abdülkerim Efendi'nin Çin Türkistanı'nda Türkler'e yeni bir devlet kurmak için bir çaba gösterdiğini biliyorum. Diğer hanedan üyeleri arasında bu tür ilişkilere bulaşmış kişileri gösteremiyoruz. İstihbarat raporlarının doğruyu yansıttığını söylememiz mümkün değildir. Düzmece belge de üretirler. Fransızlar güya '12 Eylül 1919'da Vahdettin İngilizlerle gizli bir anlaşma yaptı' diye sahte bir belge de üretmişlerdir. Bunun sahte bir belge olduğunu da yine Salahi R.Sonyel ortaya çıkarmıştır. Tabii insanı duyguları da düşürsek, bir insanı bir işten atsalar haksızlığa uğradığını düşünebilir. Kendisini işten atanlara iyi hisler beslemeyebilir. Şeyh Sait isyanında Abdülhamid'in oğlunun Kürdistan sultanı yapılması gibi bir düşünce Şeyh Sait çevresinde oluşmuştur. Bir Peyanname'de Selim Efendi'nin ismi geçiyor. Dolayısıyla bir takım yerlerde bu tip şeyler düşünülmüştür. Ancak o isimlerin, o işlerin içinde olduğunu ispatlamak için başka güçlü karineler gerekir.


KAYNAK
 
Zaten padişahlar ingilizlerin boyunduruğu altındaydılar istedikleri her şeyi paşalar gibi yapıyorlardı ingilizlerin amacı ise zaten zengin petrol yataklarına ulaşmak için Türk birliğini yıkmak oradaki nüfusu birbirine düşürmekti,tarihimizi yeniden yoklamak güzeldi ama yinede bunu anlamayan geri kalmış bir toplumdu bahsi gecen kişilikler
 
Vahdettinler ölmedi,halen aramızda.Birileri yeni anayasa mı dedi! Niçin?...
 
Tarihini , kendi tarihini arastırmak yerine ingilizin tarihini tarih diye alıp getirirler ....
Bir araştırın bakalım İngiliz Tarih kitaplarında Türkler hakkında neler yazar ...
Abdülhamidin torunu bağımsızlık mücadelesi vermiştir , doğrudur ama anadoluda değil , Türkistanda ...
M.Kemal cumhuriyet getirir dediklerinde bu millet kurtulsun da ...
diyen Vahdettin dir ...
bu tip seyler genelde osmanlıya nefreti körüklemek için yapılan bos haberlerdir
avrupa böyle bir çok belge türetmiştir aslı olmayan ...
 
Tarihini , kendi tarihini arastırmak yerine ingilizin tarihini tarih diye alıp getirirler ....
Bir araştırın bakalım İngiliz Tarih kitaplarında Türkler hakkında neler yazar ...
Abdülhamidin torunu bağımsızlık mücadelesi vermiştir , doğrudur ama anadoluda değil , Türkistanda ...
M.Kemal cumhuriyet getirir dediklerinde bu millet kurtulsun da ...
diyen Vahdettin dir ...
bu tip seyler genelde osmanlıya nefreti körüklemek için yapılan bos haberlerdir
avrupa böyle bir çok belge türetmiştir aslı olmayan ...

İngilizler' in İstanbul işgalinde boyun eğen de Vahidettin' dir. Llyod Georg' a mektup yazıp boğazlar sizin olsun benim halifeliğim kalsın diyen de... Sevr antlaşmasına koşulsuz evet diyen de... Damat Ferit ile birlikte kendi hilafetinden başka birşey düşünmüyordu. İşbirlikçi olduğunu, vatan haini olduğunu neden kabul etmezsiniz. Bu kadar kör olamazsınız.
 
Ecevit de Vahdettin hain değildir demiştir , günümüz tarihçileri de Tarihin Arka Odası nda bunu tartısıp Vahdettin i akladılar , cumhuriyeti halka benimsetmek gerekiyordu bu yüzden padişah günah keçisi oldu tarihimizi avrupalıların ağzından öğrenmeyelim , onlar bizi çocuk katili olarak tanımlar tarih kitaplarında ...
 
Potansiyel Vahdettin hayranı değilim fakat Federal bir yapıya sahip olan Osmanlı' nın herhangi bir eyalete bağımsızlık tanıması veya özerklik vermesi şüphesiz doğaldır.
Şuan üniter bi yapıda olan devletimizin bu şekilde bi bölünmeye gidemeyeceği kesin. Ama aradaki farka dikkat çekmek için söyledim yanlış anlaşılmasın.
 
Vahdettin Asla kahraman olamaz neden mi Yargılanıp idam edilmeyi yada intahar etmeyi ingiliz zırhlısına binip kaçmaya tercih etmemesi kahraman olmadığının göstergesi.
Ayrıca Kaçtıktan sonra bile ülke yönetiminde hanedanın gözü olduğunu gösteren satırlar da Vahdettinin kahraman olduğu iddeasının tabutuna son çiviyi çakıyor.
 
vahdettin denildiği gibi ingiliz gemisine binip kaçmamış , saltanatın kaldırılması ile sınır dışı edilmiştir hala daha osmanlı soyu Türkiye ye giremez ...
Osmanlı yı Türk kabul etmeyip , kendilerini Türk sayan cahillerin sonu İttihatçılardan farklı olamaz ...
milleti cihan harbine sokup sonrada kaçanlar ...
abd mandasını tartısanlar ...
 
vahdettin denildiği gibi ingiliz gemisine binip kaçmamış , saltanatın kaldırılması ile sınır dışı edilmiştir hala daha osmanlı soyu Türkiye ye giremez ...
Osmanlı yı Türk kabul etmeyip , kendilerini Türk sayan cahillerin sonu İttihatçılardan farklı olamaz ...
milleti cihan harbine sokup sonrada kaçanlar ...
abd mandasını tartısanlar ...

Osmanlı padişahları Türktür.. Bunun aksini kimse söyleyemez zaten..

Osmanlı torunlarıda artık Türkiyeye girebiliyor diye biliyorum.. Hatta bahsettiğin programa çıktıklarını hatırlıyorum..

Vahdettin hain mi değil sabaha kadar tartışılır ama sevr imzanlandı mı imzalandı.. ASkeri terhis ettiler mi ettiler. Kimin atadığı ya da başında olduğu hükümetle ben ona bakarım...

İttihatçiler yanlışıda vardır ama onlar hain değildi.. Çogu o dönem cahillikle boğusan ülkede demokrasinin gelişmenin anlamını öğrettiler.. Vatanı sahiplendiler..O cihan harbine zaten girilecekti üstelik istesekte istemesekte Almanyanın yanında olacaktık... Bu yüzden bizi zorla soktular mantığından vazgeçin.. İleriyi düşünerek hareket ettiler.. Sadece çok şey istiyorlardı...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Geri
Üst