Vahdettin, İngilizlerle gizli anlaşma yaptı mı?

v_k

New member
Vahdettin Anadoluya geçse , İstanbul elden çıkardı , İstanbul hangi savaşla kurtarıldı söyler misiniz?
Vahdettin kahpeye boyun eğmiş denge politikası gütmüş alttan alta da subayları fişeklemiştir...
Atatürk ün Cumhuriyeti kuracağını bile bile...

Bugün tarihçilerin ortak düşüncesi ; Atatürk keşke NUTUK u hiç yazmasaydı...

Çünkü NUTUK da yazılması gerekenler yazılı , yaşanmışlar değil...
Atatürk dururken başkasına mı güvenecez diyorsun ya Atatürk ün tüm ırkların Türklerden türediğine dair tezi de vardır , Bardakçı Teke Tek de detayları ile çürüttü bunu ve bunu Ata nın Türkleri dünyaya sevdirmek niyetiyle yazmış olabileceğini dile getirdi...

Siz Ecevit kadar solcu , ecevit kadar halkına düşkün bir adam olamazsınız o rahmetli adam dahi "Vahdettin hain değildir" dedi siz daha neyi tartısıyorsunuz...

Zaman Zemin ve Şartlardan ötürü Atatürk ün padişahı kötülemesi gerekiyordu ve yaptı , kartlarını doğru şekilde oynadı , Rusya ya komünizmi benimseyeceğim dedi , benimsedi mi , Anadolu halkına padişah İngiliz baskısı altındadır , kurtuluşu anadolu hareketine bağlıdır dedi ama asıl amacı bağımsızlık ve egemenlikti , meclisi kuran okutarak açtı , ilk mecliste devletin dini islamdır kabul edildi , bunları isteyerek mi yaptı?

Ecevitin söylevi yeterlidir zaten benim için...
Ayrıca Murat Bardakçı da teke tek ve Tarihin Arka Odası nda Vahdettin i ele aldı ve vatan haini olmadığına karar kıldılar
Tarihçiler , Diplomatlar hepsi hain değil diyor siz daha neyin derdindesiniz?
 

TraFoo

Banned
murat bardakçı daha C vitamini iken Atatürk Cepheden Cepheye koşturuyordu salla gitsin bardakçıyı.....
 

muammer-oz

New member
Vahdettin hainliğin ete kemiğe bürünmüş halidir. Hain kere haindir.
Sadece o değil ,sadrazamları da ve onlarla birlikte her gün başka bir şehri işgal altına alınan ülkenin başkentinde rahatça oturmayı seçen bürokrat takımı da haindir.
1919'dan itibaren işgal edilmiş şehirlerde ,direniş yerine yabancı komutanların emir ve gözetimi altında maaşını almaya,titrini korumaya çalışan taşra bürokrasisi de haindir.
Bunların hepsi rahatlarıyla ,şerefleri arasındaki tercihleri kolaylıkla yapmış ,kendi topraklarında onursuzca yaşayabilmeyi içlerine sindirmiş adamlardır.
Bunlara da hain denmeyecekse sözlüklerden silmek gerekir o kelimeyi.
Bugün ,malulen emekli olmak zorunda kalmış bazılarının bu alçak tayfasını neredeyse bir asır sonrasında aklama gayreti de acınacak bir sefilliktir.
Bunlar ya her işini yarım yamalak yapmış,yarım gazeteci,yarım şair,yarım siyasetçi olmuş,yarım yamalak birilerinin yaşamakta olan son beyin hücreleriyle ulaştığı saçma sapan çıkarımlardır yada söyleyene değil "söyletenlere" bakmak gerekir.
Bugün başlarına gelen her musibetin bir müsebbibi olduğunu bilmeyen,millete verdiğinden çok fazlasını almış olanları sırf öldü gitti diye hayırla yad eden Türk Milleti'nin bazı şaşkın evlatlarına ise ne demek gerekir bilmiyorum.
İşimle ilgili olduğundan az çok aşinayım;sorgu tekniklerinden biri sorgulanandan istediğiniz "verimi" alabilmeniz için önce ona tüm bildiklerinin yanlış olduğuna inandırmanızı,bunun için de bildiklerini bozarak,bilincini bulandırmanızı öğütler.
Bu yapılanlar koca bir milleti istenen yöne çekebilmek için planlı olarak yürütülen bilinç bulandırma operasyonlarıdır.Milli tarihinin her gün bir noktasının yalanlandığını gören milletlerde bütün değer yargıları alt-üst olur,özgüven ve özsaygı sıfırlanır. Vahdettin'in "vatan,millet tehlikede" falan demiş olması ihtimali de neredeyse sıfırdır. Çünkü Vahdettin milleti bilmez.Millet kavramı Osmanlı'da yoktur. Vahdettin'in milletten haberdar olması ile bir sincabın bluetooth u bilmesi olasılığı aynıdır.Bir ihtimal ki ,Vahdettin standart gözler yarı kapalı,ayakta uyur vaziyette "ümmet" falan demiş olabilir ama...
Madem ki Mustafa Kemal ,Sultan Efendi'nin yüksek buyruğu ile Anadolu'ya geçmiştir,bu Vahdettin neden kendi buyruğu ile yapılan bir işe Yeşil Ordu ile,idam fermanları ile,ayaklanmalar ile,Kuvva-i Seyyare ile köstek olmuştur? Şunu söyleyin o zaman.
Bu Vahdettin İngilizlerle ,saray arasına sıkışmış,çekildiği yere giden,kendi yaptığı işi bile bozacak kadar sağduyusuz,kendi ayağına ateş edecek kadar sarsak bir adamdır...Bir derece anlaşırız.
Ancak bugün Vahdettin'i savunanlar,ona ürkekçe paye vermeye çalışanlar ve hatta mazur görenler bu işin ülkenin vidalarını daha da gevşetmekten başka bir şeye yaramayacağını bilmelidir. İşin sonu Atatürk'ü "tarihi tahrifle suçlamaya",Nutuk'u "safsata olarak nitelemeye" kadar gider.
Bu ülkenin Vahdettinleri,Damat Feritleri,Enverleri çoktur.
Ama hepi topu tek bir Atatürk'ü vardır. Konu benim açımdan kapanmıştır.
Ama kimlerini savunurken,nelerin ayak altına alındığını görün artık.


Not: Cumhuriyet döneminde de benzer bazı Vahdettin emsalleri de olmamaları gereken noktalara tırmanabilmiş,milletin kaderine hükmeden makamlara ulaşabilmişlerdir.Hatta bazıları birden fazla defalar...
 

v_k

New member
Murat Bardakçı nın bi soyunu araştır istersen sülalesi geçmişte özellikle kurtuluş yıllarında dedesi neler yapmış , evet bazı söyledikleri uçarı ama hemen silip atmamak gerek...

Biz liderlerimize hep hain gözüyle baktıkça bizden bi halt olmaz bunu bilir bunu söylerim yarın sen çıksan basa sana hain diyecekler ben cıksam bana hain diyecekler değişmez...
 

Time2Win

New member
TraFoo kardeşim az çok tanırsın beni Türklük düşkünü Türkiye ve Atatürk aşığı biriyim.Ama Vahdettin hain değildir.Eğer ki Vahdettin dediğiniz gibi Anadolu'ya kaçsaydı Saltanat ve gereksiz olan artık tamamen siyasi bir hâl almış halifelik devam edicekti ki Atatürk bunu istemeyerek şart koştu tahminimce elinde kanıt var mı dersen yoktur.Ama dediğim gibi Atatürk'ün düşünceleri Millet temelli bir devlet kurmaktı ki bunu da başardı.Vahdettin kaçmasaydı da kazansaydık savaşı ne olacaktı ? Saltanat devam edicek Vahdettin tekrar başa geçicek , halifelik süre gelicek ve kula kulluk etmeye devam edicektik.

Bunların hepsi birer stratejidir ve Ata'mız o kadar zeki bir insandıki bunları en ince ayrıntısına kadar hesapladı.

Burdan Vahdettin'e ve Atatürk'e tekrar minnetlerimi sunuyorum.Ata'mızın yeri tabiki ayrıdır ama Vahdettin hain değildir..
 

karasems

New member
Vahdettin gerçekten hain olsaydı burda tartışmaya açılacak konu olmazdı..Bunu gündeme getirmek bile içimizde acaba değil miydi?gibi sorulardan kaynaklanıyor.

Vahdettin tek kuruş almadan ülkeyi terk etmesini bilmiştir gerekçesini tek kendisi bilir ama bide gerçek hainleri İttihat Terakkinin halen kolu olan uzantılarını içimizde beslemek ve onlara yandaşlık yapmak nasıl bir hainliktir.?
 

jakhal

New member
vahıdettetıne haın dıyenler gercekten kendılerınden utanmalıdırlar..yha bı kere mantıklı bır sekılde dusunun..ıstanbul işgal altında vahıdettın ıstedıgı gıbı davrabılır mı!!! gorunurde tabı kı de ısgal kuvvetlerıyle ısbırlıgı yapıyormus gıbı davranacaktır yoksa onu yasatırlardı mı sanıyorsunuz mebusan meclısını ıstedıgı kararlar cıkmayınca dagıtan kım ??? ısgal kuvvetlerı!!! o saman vahıdettını de ya öldururlerde ya da surgune gonderırlerdı o saman basa kım geccektı damat ferıt serefsızı mı bu mu olsaydı o saman durum daha kotuye gıtmezmıydı!!!! adam dusmanın huyuna gıttı ama el altından da vatanını kurtarmak ıcın gerekenlerı yaptı bence!!!! bunun orneklerını bı oncekı yazımda soylemıstım...
 

aslanve

New member
yok körü körüne vahdettine hain diyenleri hiç anlamıyorum arkdasım bu adamın durumunu hiç düşünmeden yaptıkları şeyleri hemen yorumluyorsunuz burda kac kişi yazdı istanbul işgal altında adam ne yapacak el altından destekleyecek anadoluyu vahdettin bu kadar hain bir insan ise neden gider iken osmanlı hazinesinden tek parça bile almadan gitti
 

TR1920

New member
Erik Jan Zürcher'in tarihi önemsenmemesi ve tarihi unutturma, Falih Rıfkı Atay ve Zaman Gazetesinin yalan ve tarihi değiştirme çabalarına cevap: 1_) 10. vesika Nutuk`taki en eski vesikadır değildir. 10. vesikanın tarihi 21.5.1919 iken, 7. vesikanın tarihi 19.3.1919 ve 68. vesikanın tarihi 10.3.1919'dur. Yani 10. vesika ne en eski vesikadır ne de daha eski vesikalar 1. sıradadır. Sebep: Nutuk'ta bahsedilen çoğu olay kronolojik sıraya göre anlatılır. Okudukları bile şüpheli , tarihi değiştirmek isteyen ve yalan atan kişiler Atatürk'ün olayları anlatırken “yeri geldiği” ve “daha sonra ayrıntılı anlatacağı” için geçmişe ve gelecek tarihlere ait bilgileri karışık olarak vermiştir. Yeri geldiği için daha uzak gelecekten bahsedilmiş olması, tarihi gerçekleri ve tarihi yazanları değiştirmez. 2_) Falih Rıfkı Atay`ın 1951`de açtığı tartışma ve günümüzde Zaman Gazetesinin 10. vesika “Nutuk`ta anlatılan olayların ister istemez 1924 sonrasında oluşan yeni duruma uydurulduğunu” söylenerek değiştirildiği yalanı ; Falih Rıfkı Atay'dan 18 yıl sonra, ve şu şaçmalayan gazeteden yarım asır önce basılan ve değiştirildiği idda edilen 10. vesika TÜRK DEVRİM TARİHİ ENSTİTÜSÜ NUTUK KEMAL ATATÜRK Cilt: III Vesikalar DEVLET KİTAPLARI ONUNCU BASILIŞ MlLLl EGÎTIM BASIMEVİ — İSTANBUL 1969 tarihli kitabında aynen şöyledir. “Vesika, 10. Şifre Zâtidir 21.5.1919 Erzurumda Onbeşmci Kolordu Kumandanı Paşa Hazretlerine Ahvali umumiyemizin almakta olduğu şekli vahimden pek müteellim ve müteessirim. Millet ve memlekete medyun olduğumuz en son vazifei vicdaniyeyi yakından mesaii müştereke ile en iyi ifa etmek mümkün olacağı kanaatiyle bu son memuriyeti kabul ettim. Bir an evvel zatıâlinize mülâki olmak arzusundayım. Ancak Samsun ve havalisinin vaziyeti asayişsizlik yüzü'nden fena bir akıbete duçar olmak mahiyetindedir. Bu sebeple burada birkaç gün kalmak zarureti vardır. Bendenizi şimdiden tenvire medar olacak hususat var ise iş'arını rica eder ve gözlerinizden öperim kardeşim. Mustafa Kemal” Yalancı ve tarihi değiştirmeye çalışanlar kimlerdir?. Ve bir kişinin çıkıp, olayları görmüş ve yaşamış kişinin ağızından çıkanları yani tarihin yazıldığı kitabı okumamak gerekir demesi, o zaman ki olay ve sonuçları kendisinin daha iyi bildiğini göstermez. Tarihi ve gerçekleri ancak o devrirde yaşayanlar bilir. Tarihçiler onların kayıt tutanların kayıtlarına yani tarihi belgelere bakar ve fikir sahibi olur. Kanıt göstermeden, o anda yaşamış gibi ve kendi kafasına göre tarihi yazamaz.

İrade-i Seniye yani padişah buyruğu diye ifade edilen kararnamede kısaca Mustafa Kemal Paşa'nın 9. ordu komutanlığına padişah buyruğu ile atandı belirtilmiştir Takvim-i Vekayi, 5 Mayıs 1919 . Bu belge de padişahın buyruğu üzerine atanmış olduğu belirtilmesine rağmen, Mustafa Kemal ATATÜRK'e verdiği söylenen Hattı hümayunda, müfettişliğe atanmasının hükümet karanına göre olduğu belirtilmiş, sanki suçladığı hükümetleri bile fesh edebilecek güçte olan padişah kabinelere müsamalı davranarak sanki zorunlu kabul ettiğini söylüyor. Buyruk mu, hükemet kararı mı? Kim yalan söylüyor. Padişah mı, suçladığı ama arka arkaya getirdiği Damat Ferit paşa hükümeti mi? Ne yaman çelişkiler değil mi?

Saltanat ve halifeliğe ihanet ettiğini öne sürenler Cemal paşanın sadarete yazdığı mektuba Damat Feritin cevabı. Cevat Rıfat Atılgan Cihad dergisi 3 Ağustos 1951 s.21. Ama bu belgeninde aslı bulunamamıştır.

Ayrıca 7 – 11 kasım 1914'da cihat fetvası ve cihad-ı ekber hattı hümayunu ile halife sanıyla bütün müslamanların isyancı devletlere karşı geleceğini düşünüp, destek alamaması, halifeliğin hiçbir gücünün kalmadığını gösterir.

Para verdiği söylentisinde avans demek olan paranın ne amaçla verildiği ve alındığı açıkça bellidir. tek belge kendi imzasını taşıyan "İç assayişte görülecek lüzum üzerine sarf edilmek ve daha sonra ayrıntılı hesap ile değiştirilmek üzere işbu yukarıda yazılı bin Osmanlı lirasının İçişleri Bakanlığından alındığının gösterir makbuzdur." 9. Ordu Müfettişi Mirliva Mustafa Kemal. Para verildiğini gösteren başka belge bulunamamıştır.

Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması için bütün halkın desteğinin alınması gerekliliğini bilen Mustafa Kemal ATATÜRK, saltanat ve halifeye bağlı olan kesimin dışarıda kalmaması, bu savaşa destek vermesi için o dönemde direk padişaha karşı tavır alamazdı. Bunu yazışmaları ve Nutuk'undan anlayabilirsiniz. Aslı bulunamayan Hatt-ı Hümayun'un doğru olduğu kabul edilse bile tek bir belge ile, tarihi bilmezler ve isanları aldatmakla hain durumuna düşenler olayları çarpıtmakta ama bunun gibi birçok belgenin olduğunu bilmelerine rağmen, teorilerini çökerteceğinden dolayı açıklamazlar ve açıklayamazlar. Komitacılık diye nitelendirilen Doğu Anadolu halkının direnişini engellemesi için verilen görev üzerine bu bilgiyi veren kaynaklara göre Mustafa Kemal Paşa söz vermiş. Hüsamettin Ertürk, İki devrin perde Arkası, s329-333. Var gücüyle ülkeyi kurtararak diktatörlük yerine Demokrasiyi seçen ATATÜRK aslında sözünü tutmuştur.

Vesikalar 82-86 ve 90, 97 belirtildiği gibi padişah her zaman onurlu kılınmış, ve onunla birlikteler imajı verilmiştir. Yani bellirli hedefler alınmıştır. Padişahın ülke için çalıştığı iddasını çürüten Vesika 97; ilginçtir ki işleri savsaklamak ve hainliği belirtilen damat ferit paşanın ikinci kabineyi kurması, yabancıların Anadolu işlerine karışmaya çağırdığı, padişaha bildirilmesine rağmen görevede tutulmuştur. Vesika 98 daha ilginç ve düşündürücüdür alıntılar yaparak; " barışın yaklaşmakta olduğu bir sırada...milletimizin tüm bireylerinden beklediğim, durumun önemini kavrayarak dinginlik ve ılımlılığı bozmamak...Büyük devletlerin insaflı duyguları ve gerçekten gittikçe durumu anlamakta olan Avrupa ve Amerika kamu oyunun ılımlılığı da bu umudumu pekiştirmektedir...Hükûmetin her türlü iç güçlüklerden uzak tutulup güçlendirilmesi ve memleketimizin her yanında kanun hükümlerine kelimesi kelimesine uyulup..." barış yaklaşıyor ve umut ediliyor, büyük devletlerin ılımlığından bahsediliyor. Işgaller başlamış, Vahdettin başkanlığında toplanan şura üyelerinin kabul ettiği serv anlaşması makul gösteriliyor ve halkı ılımlılığa çağrarak hükümeti desteklenmesini söylüyor. Saltanat makamına yani mutlakiyet – diktatörlük makamına yaraşır çok asil ve dürüst bir davranış. Cumhuriyeti kuran ve "Kayıtsız, Şartsız Egemenlik Milletindir." diyen ATATÜRK hain sayılıyor. İngiliz gizli belgeleri Sahife no:785 Vesika no:530 30 Eylül 1919 "amiral sir f. de robeckten lord curzona: ...Mustafa Kemal'in tesiri gittikçe yayılıyor. Sultan ingiliz otoritelerinden kuvvet kullanarak milliyetçileri durdurmalarını istedi.". Sahife no:802 vesika no:543 "amiral sir f. de robeckten lord curzona: başvezir ve içişleri bakanı asileri bastırmak için müttefiklerden müsaade istyorlar." . Sahife no:817 Vesika no:548' ilave harbord tarafından: ....İstanbul'dan Mardin'e kadar olan bütün bölgeleri gezdik. Milliyetçi hareketin amacı Türklüğün şerefini kurtarmaktır...." Milliyetçileri durdurulmasnı isteyen bir sultan ve onun hükümeti, Milliyetçi hareketin başı olan Mustafa Kemal ATATÜRK, hain kim? Kanıtsız teorilerinize ve mantığınıza şaşmamak mümkün değil nede olsa padişah kanından olduklarından, padişahları gibi kendileri dışında herkesi satıp, kötülüyorlar ve hainlikle suçluyorlar. Yukardaki belgelerden yani gerçek tarihten ders alınız ve milleti kandırmayınız. Kamuoyuna duyurulur. Saygılarımla Bellatrix
 

SEYDİALİ

seyri alem
Moderatör
yok yapmadı sadece sevri kabul etti
osmanlida çok gizli işler oldu gerçekten o duruma nasil gelindi bence hepsi sırlar perdesinde ama açığa kavuşursa gerçekten iyi oluR

açın bir tarih kitabı okuyun şunu göreceksınız

2 . meşrutıyetın ilanı ile yonetiömde aktif olan ittiat teraki 31 mart ayaklanmasını bastırarak ki isyanı bastırmak için selanıkten getirilen ordu kullanıldı ( hareket ordusu ) selanik savunmasız kaldı balkan savaşlarında yunanıstan denetimine geçti

ve 2. abdülhamit han tahtan indirildi

asıl önemli olan kanun-i esaside yani ilk ana yasada yapılan değişiklik

meclisi acma kapatma yetkisi savaşa barısa karar verme yetkisi padişahta iken yapılan değişikliklerle bu yetkiler hükümete verildi yani bab-ı ali baskını ile hükmete darbe yapan ittiat terakinin eline geçti


demekki artık savaşa girecekse buna hükümet karar verecek barışa hükümet karar verecek

şimdi burada padişahın ne sucu olabilir ?
 

HTML

Üst