Uzay Çalışmaları

1001Design

330i ///M3 Design


HAVA VE UZAY GÜCÜ

Bugüne kadar ülke savunması kapsamında her türlü görevi sahip olduğu hava araçları vasıtasıyla yerine getiren Türk Hava Kuvvetleri; uzaydan yararlanma imkanlarının artmasıyla bu ortamdan da azami şekilde istifade edilmesini çağın gereği olarak görmekte, ayrıca, bu ortamdan etkin bir şekilde istifade etmeyen bir hava kuvvetinin geleceğin dünyasında caydırıcı bir güç olmasının ve kendisine tevdi edilecek görevleri yeterli ölçüde yerine getirebilmesinin mümkün olmayacağını değerlendirmektedir.

1. Uzay Sistemlerinin Gelişimi ve Uzay Sistemlerinin Kullanımının Yaygınlaşması

20'nci Yüzyılın başlarında roket teknolojisinin geliştirilmesi, Rusya’nın 1957 yılında ilk uzay üssü olan Baykonur’u inşaa etmesi ve dünyanın ilk suni uydusu olan Sputnik-I’i fırlatması ile uzay çalışmaları bugünkü anlamıyla başlatılmıştır.

Başlangıçta basit keşif uyduları ve haberleşme uydularının kullanımı ile yalnız süper güçler için bir prestij/caydırıcılık unsuru olan uzay faaliyetleri, günümüzde ülkelerin ekonomik ve askeri imkanları açısından hayati bir önem kazanmıştır. Bugün uzaya konuşlandırılan sistemler; stratejik/taktik hedeflerin tespit ve teşhisi, güvenli ve hızlı veri iletişimi, seyrüsefer ve ihbar-ikaz gibi konularından, uzaydan kuvvet kullanımına kadar birçok alanda muadili olmayan olanaklar sunmaktadır. Kısacası, geliştirilen hava ve uzay gücü konsepti ile, 20'nci yüzyıl sonlarında hava savunması uzay kabiliyetleri ile birlikte ele alınmaya başlanmış böylece uzay, geleceğin harekat ortamı ve harbin dördüncü boyutu olarak nitelendirilmiştir.

2. Milli Güvenlik Açısından Uzayın Önemi ve Faaliyetlerinin Yaygınlaştırılması

Uzay sistemlerinin, kullanan tarafa büyük bir caydırıcılık sağladığı, dünyanın herhangi bir bölgesine sınırsız erişim olanağı yarattığı ve kullanan tarafa önemli üstünlükler getirdiği iyi bilinmekte, bu nedenle de gelişmiş birçok ülkenin uzay imkan ve kabiliyetlerine sahip olmaya öncelik verdiği, ulusal programlarına ivme kazandırdıkları görülmektedir. Uzayda kazanılan yetenek; harekat alanının gerçek zamanlı resminin görülmesini sağlayarak harbin sevk/idaresini kolaylaştırmakta, bilgi üstünlüğü harbinde önemli rol oynamakta ve başarıya doğrudan etki etmektedir. Ayrıca uzay kabiliyeti; milli stratejinin uygulanmasını destekleyecek bilginin toplanmasına, ihtiyaç makamlarına süratle dağıtılmasına, harekat alanının korunması ile icra edilecek müşterek harekatın komuta-kontrolüne, iletişim-istihbarat ve keşfine (C4ISR) önemli katkılar sağlamaktadır.

GPS sistemlerinin kara ve hava unsurları tarafından etkinlikle kullanılmasına sahne olan 1991’deki Çöl Fırtınası Harekatı, ilk uzay savaşı olarak adlandırılmaktadır Bu harekatta; ABD Milli İstihbarat Ofisi (National Reconnaissance Office-NRO) yerleştirdiği casus uydular ile istihbarat sağlayarak bilgi üstünlüğünü tesis etmiş, ayrıca, Savunma Destek Programı (Defense Support Program-DSP) kapsamında ihbar ikaz uydularını balistik füzelerin fırlatılış anından itibaren (Theater Ballistic Missile-TBM) tespitinde kullanmıştır. Afganistan harekatına katılan 10,000 ABD askerinin, 500 Mb/s band genişliğini kullandığı, görüntü istihbaratı kapsamında ise, harekatın ilk aylarında 400.000 Km2’ lik alanın uydulardan görüntülendiği ifade edilmektedir.



3. Milli Güvenlik Uzay Faaliyetlerinin Yapılandırılması

Uzay sağladığı avantajların bilincinde olan birçok ülke bugün, uzay faaliyetlerine ilişkin milli yapılanmalarını tamamlamakta, uzay sistemlerinin karmaşık yapıda ve pahalı sistemler olması itibarıyla ihtiyaçların baştan itibaren çok ayrıntılı planlanması gereğini iyi değerlendirmektedir. Askeri ve sivil değişik amaçlara hizmet eden yüzlerce uydunun, günlük yaşama çok önemli katkıları bulunmakta, bu kapsamda; hava/deniz trafiği yönetilmekte, enerji santralleri, televizyon, radyo, bilgisayar bağlantıları çalışmakta, bankacılık ve telefon hizmetleri verilmektedir. Dolayısıyla uzay faaliyetlerinin yapılandırılmasına ilişkin temel prensipler belirlenirken aynı zamanda ulusal uzay politikasının da belirlenmesi gerekmektedir.



4. Hava Kuvvetlerinin Yeni Vizyonu: Hava ve Uzay Gücü

Hava Kuvvetlerinin görev ve sorumlulukların tanımlandığı konsept, doktrin ve vazife analizi dokümanları ile dünyada bugüne kadar yapılan uygulamalar ve geleceğe ilişkin planlamalar, uzay gücünün yapılanması/kullanımı açısından önemli ipuçları vermektedir. Ülke savunmasında hava-uzay ortamının kontrolü sorumluluğuna sahip olan Hava Kuvvetleri Komutanlığının, bu sorumluluğun yerine getirilmesi için kabiliyetlerini artık atmosferin dışına, yani uzaya taşıması gerekmektedir. Ayrıca 21'inci yüzyılda Hava Kuvvetleri, ülkemizin sivil ve askeri amaçlarla kazanacağı uydu kabiliyetlerinin muhafazası bakımından, uzaydaki her türlü ulusal ve uluslararası faaliyetin ulusal güvenlik açısından kontrolünun gerekliliğine inanmaktadır. Bunlar gerçekleştirilirken, Hava Kuvvetlerinin tüm Silahlı Kuvvetler adına uzaya ilişkin planlamaları yapması, kaynakların etkin kullanımı açısından önem taşımaktadır. Ayrıca, günümüzde askeri ve sivil uydu sistemlerinin birbirini desteklemesi en ekonomik çözüm olarak değerlendirilmekte ve bu yüzden bu iki sektörün uzay çalışmalarında yakın işbirliği yapması gerekli görülmektedir.

Sonuç olarak, Hava-Uzay ortamları arasında birbirini ayıran doğal bir engel olmadığı göz önüne alınarak, hava ve uzay, Hava Kuvvetlerinin faaliyet göstereceği tek ve kesiksiz bir ortam olarak algılanmalıdır. TSK’nin 21'inci yüzyılda dünyadaki uygulamalardan da yararlanarak bir uzay teşkilatı oluşturması, askeri uzay faaliyetlerinin tek elden ve doktrini gereği Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından geliştirilmesi, diğer kuvvetlerin ihtiyaçlarını da dikkate alarak, etkin ve ekonomik bir Hava-Uzay Kuvveti yapısına sahip olunması zaruret halini almaktadır. Dünyadaki askeri uzay çalışmaları incelendiğinde, milyarlarca dolar ve yıllar harcandıktan sonra, pahalı bir tecrübe yaşanarak bu sonuca ulaşıldığı görülmektedir.

Bugüne kadar ülke savunması kapsamında her türlü görevi sahip olduğu hava araçları vasıtasıyla yerine getiren Türk Hava Kuvvetleri; uzaydan yararlanma imkanlarının artmasıyla bu ortamdan da azami şekilde istifade edilmesini çağın gereği olarak görmekte, ayrıca, bu ortamdan etkin bir şekilde istifade etmeyen bir hava kuvvetinin geleceğin dünyasında caydırıcı bir güç olmasının ve kendisine tevdi edilecek görevleri yeterli ölçüde yerine getirebilmesinin mümkün olmayacağını değerlendirmektedir.


Türk Hava Kuvvetleri Resmi Web Sitesi
 

1001Design

330i ///M3 Design
Bir hayal gerçek oluyor. Hava Kuvvetleri Komutanı açıkladı.

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay açıkladı: "2020'li yıllarda Türk Hava Kuvvetleri bağımsız bir uzay gücüne sahip olacak"

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) gözünü uzaya dikti. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, 2020'li yılarda Türk Hava Kuvvetlerinin (THK) bağımsız bir uzay gücüne sahip olacağını açıkladı.

2050'YE KADAR EN GÜÇLÜ OLMAYA DEVAM

Önümüzdeki yıllarda birbiri ardına fırlatılacak Göktürk uydularıyla Türkiye'nin istihbarat ihtiyacını da çözeceğini vurgulayan Org. Aksay, "2050 yılına kadar bölgenin en güçü Hava Kuvvetleri olmaya devam edeceğiz" dedi.

Org. Aksay'ın çarpıcı değerlendirmeleri, Genelkurmay ATASE Başkanlığı "Silahlı Kuvvetler Dergisi"nin son sayısında yayımlandı. Akşam gazetesinin haberine göre Org. Aksay, özetle şu bilgileri verdi:

2020'li yıllara gelinirken Hava Kuvvetleri Komutanlığı kuvvet yapısında önemli değişikliklerin olması planlanmaktadır. Bu kapsamda, mevcut muharip gücümüze F-35, SOJ (Stand off Jammer), İnsansız Uçak Sistemleri, Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi, Havadan İhbar Kontrol Sistemi entegre edilirken, sahip olunacak uydu sistemleri ile özellikle keşif ve ihbar kontrol alanlarında uzay ortamı da etkin olarak kullanılacaktır.

YERLİ UZAY SANAYİ İLE DESTEKLENECEK

Uzay tabanlı keşif mimarisi kapsamında elektro optik uydu sistemlerinin yanında sahip olunacak radar görüntüleme uyduları ile coğrafyadan bağımsız olarak gece ve gündüz her hava şartında görüntü toplama yeteneği kazanılacaktır. Uzay teknolojilerine yönelik mevcut çalışmalar dikkate alındığında 2020'li yıllarda Türk Hava Kuvvetleri bağımsız bir millî uzay sanayisi ile desteklenen uzay gücüne sahip olacaktır.

SİBER UZAYDA DA VURUCU GÜÇ

Mevcut teknolojik gelişmeler ve değişen tehdit yelpazesi dikkate alındığında; caydırıcılığı sağlamada, krizlere ve tehditlere müdahale etmede en belirleyici vurucu güç olan Hava Kuvvetlerinin sadece havada değil uzayda ve siber uzayda da güçlü olması bir zorunluluk hâline gelmiştir. Bu maksatla THK; uygulamaya koyduğu Havadan İhbar Kontrol (HİK), İnsansız Hava Aracı (İHA), Keşif Gözetleme Uydu Sistemi ve Müşterek Taarruz Uçağı (JSF) gibi projelerle köklü dönüşüm sürecine girmiş bulunmaktadır.

İSTİHBARAT SORUNUNU GÖKTÜRK BİTİRECEK

TSK'nın hedef istihbaratına yönelik uydu görüntüsü ihtiyacını, kara suyu ve hava sahası kısıtlamaları olmaksızın gündüz ve iyi hava şartlarında karşılamak amacıyla başlatılan GÖKTÜRK-1 uydusunun 2013 yılı sonunda yörüngeye atılması planlanmaktadır. GÖKTÜRK-2 Projesi ile Türkiye'de, keşif gözetleme uydularına yönelik teknolojik altyapının oluşturulması; uydu tasarım, entegrasyon, montaj, test ve üretim yeteneğinin geliştirilmesi, çeşitli alt sistemler bazında teknolojik yetenek kazanılması hedeflenmektedir. Uydu yol haritamıza göre uydunun 2012 yılında yörüngeye atılması planlanmaktadır TSK'nın hedef istihbaratına yönelik yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü ihtiyacını gece ve gündüz her hava şartında karşılamak amacıyla başlatılan GÖKTÜRK-3 uydusunun 2014 yılı içinde yörüngeye atılması planlanmaktadır.

ULUSAL SAVAŞ UÇAĞI

A400M uçağı ile stratejik ulaştırma alanında önemli bir kabiliyet kazanılmış olacak; bu sayede Türkiye'nin etki ve ilgi alanındaki bölgeye erişim kabiliyeti artacaktır. Türk Hava Kuvvetleri, envanterine almayı planladığı F-35 uçakları ile mevcut vurucu gücünü önemli oranda artıracaktır. F-35'in gelişmiş ve entegre bir platform olması nedeniyle diğer uçaklara ihtiyaç olmadan tek veya iki F-35 uçağı ile harekât görevi icra edilebilecektir.

Gelecekte millî imkânlarla üretilmiş ve üzerinde her türlü tasarrufta bulunma yetki ve kabiliyetine sahip olduğumuz modern bir savaş uçağı ile bu uçaktan atılacak tüm Hava - Yer ve Hava - Hava mühimmatlarına sahip olmak en önemli hedeflerimizden birisidir."

Şunu iftiharla belirtmeliyim ki mevcut projelerimiz hayata geçtiğinde THK 2050 yılına kadar bölgenin en güçlü Hava Kuvvetleri olmaya devam edecektir.


Kaynak
 
Üst