Utanıyorum...
Ali İhsan Gürcihan
Ne mutlu bize.
Stratejik ortağımız ABD ile terör konusunda işbirliği nihayet sonuç vermeye başladı.
Ne vefalı davranış ki,tüm zorluklara rağmen lüks araçlarla terörist yuvalarını basıp, kaçırılan askerlerin bize geri verilmesini sağladılar.
Hem de Türk Milleti’ni en üst düzeyde temsil eden sivil ve asker yetkililerin,Bush ile PKK terör örgütü konusunda bugün yapmakta oldukları görüşmeden 24 saat önce.
Zamanlamaya bakın.
Ne çok erken,ne de çok geç.
Bizimkilerin Bush….’tan isteyecekleri ve ona anlatacaklarını, ortaya çıkan bu son gelişme karşısında yeniden düşünmeye yetecek kadar bir süre önce.
Ama ne olursa olsun inisiyatifi Bush denen katilin elinden tekrar geri alamayacak kadar da kısa bir süre.
Artık,dostumuz Bush’….un bizimkilerin karşısındaki havasını ve de sahtekar tavırlarını bir düşünün.
Ne güçlü bir işbirliği ve büyük dostluk ki,basında çıkan bir kısım haberlere göre; Koalisyon Güçlerinin Komutanı General Petraeus işi gücü bırakıp bizim askerleri uçakla Türkiye’ye getiriyor.
Sayın Bush.....'a;
‘Sizin için her şeyi yapıyoruz,daha ne yapalım.’
dedirtecek şahane bir tablo.
Rollerini ne kadar yerinde, ne kadar uyumlu ve de tam zamanında oynuyorlar.Gerçekten şahane .
Bizlerin işbirliği talebi karşısında teröristlerin yerini bilmediklerini söyleyenlerin, ulaşmamız mümkün değil diyenlerin, bu iş Irak yönetiminin sorumluluğudur cevabı verenlerin, teröristlerle bu kadar kısa sürede kolayca buluşmaları ve onları rahatlıkla ikna etmeleri acaba nedendir.
AB-D ve Irak kuzeyindeki Kürt otoriteleri açısından düşünün bakalım;
Bu teslim acaba teröre karşı bizimle olan işbirliğinin bir sonucu mudur ?
Yoksa sözüm ona Kürdistan’ı gerçekleştirme yolunda PKK,DTP ve Barzani ile yani topyekun Kürtlerle devam ettirdikleri işbirliğinin yeni bir aşaması mıdır ?
Tıpkı Terörist başını şartlı teslim ederek,PKK terör örgütünün siyasallaşmasını ve Kürdistan meselesini tüm boyutları ile kontrol altına aldıkları gibi.
Evet AB-D, PKK Terör örgütü konusunda işbirliği yapmaktadır.
Ama bu işbirliğini bizimle değil,tam aksine DTP, Barzani ve Talabani ile bize karşı yürütmektedir.
Bizimle ise; AB-D’nin bu ülkedeki stratejik ortaklarından cesaret bularak, özellikle 1990’lı yıllardan beri büyük bir oyunu oynamaya devam etmektedir.
Bu gerçeği farkına varıp dik durmaya çalışanlarla ise; üzücü de olsa, kendi ülkemizde dahi AB-D adına çok değişik şekilerde hesaplaşılmakta ve çok çirkin düzenbazlıklarla bir şekilde saf dışı bırakılmaktadır.
Evet birilerine göre ;AB-D,DTP ve Barzani işbirliği sayesinde kaçırılan askerlerin canı kurtulmuştur.
Ama geçmişi ile övünen ve geleceğini yüceltmek için bırakın alın terini,canını bile ülkesi için feda etmeye hazır olanlara göre; Türk Milleti’nin onuru ve 25 yıldır bu uğurda yapılan mücadele bir çırpıda ayaklar altına alınmıştır.
Bu olay baştan sona, bu uğurda ŞEHİT ve GAZİ olanları ve de Türk Milletini bir defa daha öldürmüş ve yaralamıştır.
Evet 8 can kurtulmuştur ama , Milletçe hepimizin yüreğine ve iradesine de kurşun sıkılmıştır
Görünürde de olsa Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekili olan bu DTP Milletvekillerinin insani gerekçeler arkasına sığınarak, terörist başının resmi önünde,yani onun huzurunda teslim belgesi imzayarak,Türkiye Cumhuriyeti’ni, eli kanlı terör örgütüne muhatap etmeleri utandırıcı ve onur kırıcı bir durumdur.
Tarihimize utanılacak bir tablo olarak kaydedilecek bu olayın , dünya kamuoyu açısından da PKK terör örgütünü ve teröristbaşının durumunu ,özellikle siyasi anlamda daha ileri aşamalara taşımak için kullanılacak olması ve şimdiden bu tür söylemlere başlamaları ayrıca düşündürücüdür.
Askerlerin teslim edilmesini caydırıcılığımızın bir sonucu elde ettiğimiz başarı gibi gösteren bazı yetkililer ve basın organlarının söylemleri ise; gerçekten pişkinlik değilse,en azından şaşırtıcıdır.
Bu son olayların bütünü, 8 askerin kaçırılması ve teslimi gibi basit görülebilecek tesadüfi bir gelişmenin ötesinde, sözde Kürdistan yolunda çok daha büyük amacı olan kapsamlı bir çalışmanın parçasıdır.
Tüm bu olanları gerçekten anlıyabiliyor ve hissedebiliyorsak;
Yazıklar olsun; çuval olayı benzeri, tarihimizin en acı olaylarından birini bize yaşatanlara….
Yazıklar olsun;terörist başının fotoğrafı önünde canının kurtarılmasını bekleyenlere …
Yazıklar olsun;Türkiye Cumhuriyeti Milletvekili olup da,eli kanlı teröristin huzurunda teslim belgesi imzalayıp,poz verenlere ve tekrar Meclis çatısı altına döneceklere…
Yazıklar olsun; beceriksizlikleri sayesinde Türkiye Cumhuriyeti’ni çaresiz duruma sokup,teröristlere bu fırsatı verenlere ve Türk Milleti’ne bu acıyı yaşatanlara…
UTANIYORUM….
Evet,yetkisiz bir vatandaş olarak dahi tüm bu yaşadıklarımdan kendi payıma UTANIYORUM….
Ve soruyorum yetkililere;
VAR MI, UTANMAKTAN DAHA ÖTESİ….
SORUYORUM.VAR MI ?
www.acikistihbarat.com
Ali İhsan Gürcihan
Ne mutlu bize.
Stratejik ortağımız ABD ile terör konusunda işbirliği nihayet sonuç vermeye başladı.
Ne vefalı davranış ki,tüm zorluklara rağmen lüks araçlarla terörist yuvalarını basıp, kaçırılan askerlerin bize geri verilmesini sağladılar.
Hem de Türk Milleti’ni en üst düzeyde temsil eden sivil ve asker yetkililerin,Bush ile PKK terör örgütü konusunda bugün yapmakta oldukları görüşmeden 24 saat önce.
Zamanlamaya bakın.
Ne çok erken,ne de çok geç.
Bizimkilerin Bush….’tan isteyecekleri ve ona anlatacaklarını, ortaya çıkan bu son gelişme karşısında yeniden düşünmeye yetecek kadar bir süre önce.
Ama ne olursa olsun inisiyatifi Bush denen katilin elinden tekrar geri alamayacak kadar da kısa bir süre.
Artık,dostumuz Bush’….un bizimkilerin karşısındaki havasını ve de sahtekar tavırlarını bir düşünün.
Ne güçlü bir işbirliği ve büyük dostluk ki,basında çıkan bir kısım haberlere göre; Koalisyon Güçlerinin Komutanı General Petraeus işi gücü bırakıp bizim askerleri uçakla Türkiye’ye getiriyor.
Sayın Bush.....'a;
‘Sizin için her şeyi yapıyoruz,daha ne yapalım.’
dedirtecek şahane bir tablo.
Rollerini ne kadar yerinde, ne kadar uyumlu ve de tam zamanında oynuyorlar.Gerçekten şahane .
Bizlerin işbirliği talebi karşısında teröristlerin yerini bilmediklerini söyleyenlerin, ulaşmamız mümkün değil diyenlerin, bu iş Irak yönetiminin sorumluluğudur cevabı verenlerin, teröristlerle bu kadar kısa sürede kolayca buluşmaları ve onları rahatlıkla ikna etmeleri acaba nedendir.
AB-D ve Irak kuzeyindeki Kürt otoriteleri açısından düşünün bakalım;
Bu teslim acaba teröre karşı bizimle olan işbirliğinin bir sonucu mudur ?
Yoksa sözüm ona Kürdistan’ı gerçekleştirme yolunda PKK,DTP ve Barzani ile yani topyekun Kürtlerle devam ettirdikleri işbirliğinin yeni bir aşaması mıdır ?
Tıpkı Terörist başını şartlı teslim ederek,PKK terör örgütünün siyasallaşmasını ve Kürdistan meselesini tüm boyutları ile kontrol altına aldıkları gibi.
Evet AB-D, PKK Terör örgütü konusunda işbirliği yapmaktadır.
Ama bu işbirliğini bizimle değil,tam aksine DTP, Barzani ve Talabani ile bize karşı yürütmektedir.
Bizimle ise; AB-D’nin bu ülkedeki stratejik ortaklarından cesaret bularak, özellikle 1990’lı yıllardan beri büyük bir oyunu oynamaya devam etmektedir.
Bu gerçeği farkına varıp dik durmaya çalışanlarla ise; üzücü de olsa, kendi ülkemizde dahi AB-D adına çok değişik şekilerde hesaplaşılmakta ve çok çirkin düzenbazlıklarla bir şekilde saf dışı bırakılmaktadır.
Evet birilerine göre ;AB-D,DTP ve Barzani işbirliği sayesinde kaçırılan askerlerin canı kurtulmuştur.
Ama geçmişi ile övünen ve geleceğini yüceltmek için bırakın alın terini,canını bile ülkesi için feda etmeye hazır olanlara göre; Türk Milleti’nin onuru ve 25 yıldır bu uğurda yapılan mücadele bir çırpıda ayaklar altına alınmıştır.
Bu olay baştan sona, bu uğurda ŞEHİT ve GAZİ olanları ve de Türk Milletini bir defa daha öldürmüş ve yaralamıştır.
Evet 8 can kurtulmuştur ama , Milletçe hepimizin yüreğine ve iradesine de kurşun sıkılmıştır
Görünürde de olsa Türkiye Büyük Millet Meclisi Milletvekili olan bu DTP Milletvekillerinin insani gerekçeler arkasına sığınarak, terörist başının resmi önünde,yani onun huzurunda teslim belgesi imzayarak,Türkiye Cumhuriyeti’ni, eli kanlı terör örgütüne muhatap etmeleri utandırıcı ve onur kırıcı bir durumdur.
Tarihimize utanılacak bir tablo olarak kaydedilecek bu olayın , dünya kamuoyu açısından da PKK terör örgütünü ve teröristbaşının durumunu ,özellikle siyasi anlamda daha ileri aşamalara taşımak için kullanılacak olması ve şimdiden bu tür söylemlere başlamaları ayrıca düşündürücüdür.
Askerlerin teslim edilmesini caydırıcılığımızın bir sonucu elde ettiğimiz başarı gibi gösteren bazı yetkililer ve basın organlarının söylemleri ise; gerçekten pişkinlik değilse,en azından şaşırtıcıdır.
Bu son olayların bütünü, 8 askerin kaçırılması ve teslimi gibi basit görülebilecek tesadüfi bir gelişmenin ötesinde, sözde Kürdistan yolunda çok daha büyük amacı olan kapsamlı bir çalışmanın parçasıdır.
Tüm bu olanları gerçekten anlıyabiliyor ve hissedebiliyorsak;
Yazıklar olsun; çuval olayı benzeri, tarihimizin en acı olaylarından birini bize yaşatanlara….
Yazıklar olsun;terörist başının fotoğrafı önünde canının kurtarılmasını bekleyenlere …
Yazıklar olsun;Türkiye Cumhuriyeti Milletvekili olup da,eli kanlı teröristin huzurunda teslim belgesi imzalayıp,poz verenlere ve tekrar Meclis çatısı altına döneceklere…
Yazıklar olsun; beceriksizlikleri sayesinde Türkiye Cumhuriyeti’ni çaresiz duruma sokup,teröristlere bu fırsatı verenlere ve Türk Milleti’ne bu acıyı yaşatanlara…
UTANIYORUM….
Evet,yetkisiz bir vatandaş olarak dahi tüm bu yaşadıklarımdan kendi payıma UTANIYORUM….
Ve soruyorum yetkililere;
VAR MI, UTANMAKTAN DAHA ÖTESİ….
SORUYORUM.VAR MI ?
www.acikistihbarat.com