Gülen Hakkındaki Gerçekler Bilinmeli
HEDEFLERİ BELLİ: TSK'Yİ YIPRATMAK
Gerçekler birer birer ortaya çıkıyor...
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''irtica var mı, yok mu'' tartışmalarına açıklık getirdi:
''Evet irtica var!''
Büyükanıt Paşa, bu saptamayı yaparken Fatih' in Çarşamba semtindeki çember sakallı, sarıklı, takkeli, cüppeli, şalvarlı, eli tespihli Nakşilerden söz etmiyordu...
Sekiz yıldır ABD' yi mesken tutan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin önemli ve duyarlı kurumlarını ele geçiren Fethullah Gülen ve müritlerinden söz ediyordu.. .
Mayıs ayında hazırlanan ve eylülde kamuoyuna açıklanan TESEV' in ''Almanak: Türkiye, Güvenlik Sektörü ve Demokratik Düzeni'' adlı yayını, onu hazırlayanlar arasında Polis Akademisi öğretim üyelerinin bulunması, işin içine AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer' in girmesi sadece bir raslantı mıydı?
Hayır!..
Orgeneral Büyükanıt'ın da altını çizdiği gibi bu yayın 22 bölümden oluşuyor ve 9 bölümünü polis akademisi öğretim üyeleri yazıyordu...
Hedef açıkça belliydi:
''Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmak...''
Peki, Polis Akademisi öğretim üyelerinin ABD'de yaşayan Nurcu Fethullah Gülen'le ilişkileri var mıydı?
Öğretim üyelerinden biri olan Doç. Dr. Önder Aytaç Polis Akademisi'nde aynı zamanda dekan yardımcısıydı...
Devlet bursuyla İngiltere'de eğitim görmüştü...
Önder Aytaç'ın babası ise eski Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Eğitim ve Öğretim Genel Müdürü'ydü...
***
Önder Aytaç'ın babası Aysal Aytaç , uzun yıllar İzmir' de Milli Eğitim Müdürlüğü yaptı. Bornova' da Nur ayininde yakalanıp yargılandı...
Aysal Aytaç'ın Fethullah Gülen'le yakınlığı yok mudur?
Aytaç'ın 1993 yılındaki avukatı olan Feti Ün o yıllar Fethullah Gülen'in de avukatıydı...
Şimdi gelelim ''Atabeyler Operasyonu'' na...
Fatih Çekirge ' nin Hürriyet'te yazdığı gibi, gece yarısı Ankara'da ''polis kaynaklı'' sızdırılan haber şuydu:
''Eryaman'daki hücre eve baskın yapıldı. Aralarında subayların da bulunduğu çeteye ait evde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' a suikast planları ve bomba bulundu.''
Alın size bomba gibi bir haber!..
Yeme de yanında yat!..
Türk Silahlı Kuvvetleri içinde ''derin devlet'' yakalanmıştı...
Siyasi erk durumu ele aldı. Açıklamalar yapıldı:
''Sonuna kadar gideceğiz...''
Peki, bugün ne oldu Atabeyler Çetesi?
Fatih Çekirge'nin yazısından öğrendim. Tümü de serbest kalmışlar. En son yüzbaşı Murat Eren sivil mahkemeden sonra, askeri mahkemece de aklanıp salıverilmiş...
Krokiler sahte çıkmış!..
Fatih Çekirge soruyor:
''Kimdir sahte krokileri basıp dağıtanlar? Nerededir? Niçin bulundukları yerde ve görevdedirler? Bunları yapanların polis içindeki bir grupla ilişkisi var mıdır?''
Polis içindeki o grubun adını ise ben açıklayayım:
''Fethullahçılar...''
Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı önünde güpegündüz bazı gazetecilere servis yapan kişinin kim olduğu bilindiği halde yakalanmıyor!..
Bu konuda ne Başbakan Erdoğan, ne İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu , ne de Adalet Bakanı Cemil Çiçek konuşuyor!..
***
Atabeyler Çetesi ve Genelkurmay Başkanlığı karargâhı önündeki ''sarı zarf'' olayından sonra Fatih Altaylı Sabah'ta ''belgelerin sızdırılmasıyla ilgili bir yazı'' yazdı...
Altaylı'nın yazısına tepki kimden gelmişti?
Polis Akademisi Dekan Yardımcısı Önder Aytaç'tan!..
Aytaç, Altaylı'nın polis aleyhinde yazılar yazdığını, Atabeyler Çetesi'yle ilgili yazısının ''manipülasyon olduğunu'' söylemişti...
Kime?
Fethullahçı ''Aksiyon'' dergisine!..
Oysa, Fatih Altaylı polis aleyhinde yazı yazmamış, (kendi yazısında belirtiyor) salt polisin Aczmendilerin zikir ayinine izin vermesini eleştiriyordu...
''... Bir diğer eleştirim ise tüm burslu emniyet görevlileri yurda çağırılırken, belirli bir cemaatin üyelerinin bunun dışında tutulduğuna değinmiştim.''
Kimdir belirli ''cemaat üyeleri'' ; onu da yine ben açıklayayım:
''Fethullahçılar!..''
İlişkiler zincirinin halkalarında kimlerin olduğu belli...
Orgeneral Büyükanıt'ın konuşmasından rahatsız olanlar aydınlansınlar diye bilinen gerçekleri bir kez daha yineledim...