Ulu çınar...

64general1

New member
Katılım
14 Haz 2007
Mesajlar
1,720
Reaction score
0
Puanları
0
Bekir COŞKUN
[email protected]



BİR çınar vardı orada:

Ulu çınar...

Onu kesmek istiyorlar.

Ellerinde baltalar.

(.....)

Doğrusunu isterseniz bu köşenin pazar geleneğidir, bugün ben Meclis’ten geçirmek istedikleri "Ormanların kesilip yerine turistik tesis yapılmasına ilişkin kanunu" yazacaktım.

Ama keyfim yok bu sabah.

Aklımda, bizim mesleğin ulu çınarı İlhan Selçuk var.

O ormanları yok edecek yasayı Anayasa Mahkemesi bundan üç sene önce iptal etmişti. Ama ne yapacaksınız, söz konusu avanta-yağma olunca hak-hukuk ne yazar?

Şimdi o orman yağması yasasını yeniden dayatıyorlar. Ağaçları kesip ormana kendi binalarını yapacaklar.

Bunların tıyneti böyle.

Lara’da mı, Ege kıyılarında mı, İstanbul ormanlarında mı, Anadolu’nun neresinde bilemem... Ama o ulu çınar kesilmeli ki, yerine kendi çıkar biralarını inşa etsinler.

*

Ulu çınar, bizim ormanın ulu çınarı.

Görmüş geçirmiş, istila gemilerinin gidişinden, Mustafa Kemal’in askerlerinin gelişine kadar, yurtseverliklerin de, ihanetlerin de tanığı ulu çınar.

Saygın...

Bilge...

Yaralı gövdesinde Ziverbey işkencelerinin izleri de var, dinlerdim kimi zaman, belli ki her anlatışında canı yanar...

Ama o yaralarını daha çok bedenine çizilmiş sevdaların kalp ve ok işaretleri sayar.

Dimdik ulu çınar...

*

Ha ulu çınar, ha İlhan Selçuk’lar...

Ne fark eder?

Kendi dünyalarının çirkin binalarını kurmak için, ormanı kesip yok etmek istiyorlar.

"Bir ağaç kadar hür ve bir orman gibi kardeşçesine" çığlıkları asla susmasa da...

Gözleri dönmüş bir kere.

Ellerinde baltalar...
 
Yılmaz ÖZDİL
[email protected]

Sınır 80...


"BİR insan olarak, vicdanen, hukuken, açıkça ifade etmek istiyorum... 80 yaşına gelmiş bir insanı, mağdur etmeyelim, ayıptır."

Kime ait bu laf?

Bülent Arınç’a.

"80 yaşındaki bir insanın hapis yatmasında ne gibi kamu yararı var?"

Bunu soran kim?

Burhan Kuzu.

"Hukuk dediğin, Hacıbekir lokumu mudur ki, herkese birer birer dağıtalım? Hukuk, eşitliktir... Ancak, sağlık problemi infazı ertelemede her zaman geçerli gerekçedir."

Bunu diyen?

Cemil Çiçek.

*

Haklılar...

*

Ne zaman dediler bunları?

Erbakan cezayı yediğinde...

Evinde yatsın diye.

*

Polis koruması olmasına rağmen, evinin önünde 24 saat polis kulübesi bulunmasına rağmen, sanki kaçacakmış gibi, sabahın 4.5’unda kapısı çalınarak alınan, 2 defa by-pass geçirmiş İlhan Selçuk kaç yaşında?

83.
 
Tufan TÜRENÇ
[email protected]

Yelkenini rüzgára çevirenler ve rüzgára karşı gidenler


İLHAN Selçuk’u bilen bilir, bilmeyenler için söyleyeyim; o dağ gibi yürekli bir insandır.Gözaltılar, sorgulamalar ve de hapislere tıkmalar onu yıldırmaz, tersine daha da biler.

Ben 12 Mart askeri darbesinden sonra Çetin Altan’la birlikte onların yargılanmalarını izlemiştim.

Selimiye’nin soğuk ve korkutucu koridorlarından geçerek mahkeme salonuna çıkarken görmüştüm onları.

İkisi de askerlerin arasında dimdik duruyorlardı.

O görünüm gepegenç bir gazeteci olarak beni allak bullak etmişti.

Yanımda yılların gazetecisi ünlü adliye muhabiri Vasfiye Özkoçak vardı.

Perişanlığımı görmüş ve "Üzülme bunlara alışacaksın" diye fısıldamıştı.

Yargılamada askeri yargıç İlhan Selçuk’un orduyu eleştiren yazısını okudu ve "Bu hakaret dolu yazıyı siz mi yazdınız?" diye sordu.

Hiç unutmam İlhan Selçuk şu yanıtı verdi askeri yargıca:

"Evet ben yazdım. Yüz kere makinemin başına otursam yüz kere de aynı yazıyı yazarım. Ben bu yazıda Türk ordusuna hakaret etmeyi aklımdan bile geçirmedim. Ayrıca burada bulunmaktan da onur duyarım."

* * *

Bizim meslekte, yelkenini rüzgár nereden eserse o yöne çevirenler çoktur.

Bir de yelkenini milim döndürmeden rüzgára doğru gidenler vardır.

Yelkenini çevirmeye alışık olanlar, çıkarları için iktidarların yanında yer alıverenlerdir.

Çizgilerini kırarlar, ilkelerini, onurlarını bir kenara itiverirler.

Bunu yaptıkları için önlerindeki kapılar anında açılıverir.

Bir anda iyi makamlara, on binlerce dolar maaşlara kavuşurlar.

Para ve mevki uğruna ruhlarını, kişiliklerini, insanlıklarını hiç düşünmeden iktidara övgüler düzerek satarlar.

İlkelerinden, inançlarından, onurlarından en ufak bir ödün vermeye yanaşmayan yazarlar ise rüzgára karşı ilerlerler.

Çile üstüne çile çekerek...

İşsiz, parasız kalırlar, sorgulanırlar, hapislere kapatılırlar.

Ama hiç aldırmazlar.

Onlar için önemli olan onurlu bir insan gibi yaşamaktır.

Ruhunu satmamaktır.

İlhan Selçuk işte böyle bir insandır.

Öbürleri kimler mi?

Siz onları çok iyi tanıyorsunuz. Her gün onları gazetelerde, televizyonlarda görüyor, okuyorsunuz.

İsimlerini tek tek saymamam, onların adını ağzıma almaktan utanç duymamdandır.

* * *

Gelelim Kemal Alemdaroğlu’na...

Türkiye’nin en büyük üniversitesini 8 yıl yönetmiş.

Binlerce öğrenci yetiştirmiş, binlerce hastaya hayat vermiş, dürüst ve ilkeli bir insandır.

Suçu laik, demokratik cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkmak, üniversitesine karanlığı sokmak isteyenlerin karşısına dikilmektir.

Doğu Perinçek de öyle...

Onun da suçu AKP iktidarına karşı olmak, İsviçre’de Türk milletine dönük iftiraları göğüslemek.

Her ikisinin başına örülmeye çalışılan belanın nedeni ise AKP iktidarının Türkiye’ye zarar verdiğine inanmalarıdır.

AKP yanlışlar içindedir.

Bilsinler ki bu yapılanlar dönemlerinin kapkara sayfaları olarak tarihe geçecektir.
 
Aman ha!


İSTİHBARATI, ABD’ye bağladık.

Ekonomiyi, IMF’ye.

Yasaları, AB’ye.

Telefonu, Arap’a verdik.

Cep, İngiliz’in.

Öbür cep, Lübnanlının.

Bi limanı, İsrailliye sattık.

Bi limanı, Hong Kongluya.

Garaj, Dubailinin.

Araç muayeneye, Alman bakıyor.

Petkim’i Kazak aldı.

Kazak’ı bi çıkardık...

Fanila Ermeni!

Sigorta, Fransız’ın.

Çimento fabrikaları da...

Rakı, Amerikalının.

Sigara, British-American.

Banka, Yunanlının.

Öteki, Hollandalının.

İtalyan var.

Belçikalı var.

Rus var.

Televizyon, Amerikalının.

Radyo, Kanadalının.

*

90 metrekarelik kooperatif evinden, sabahın köründe polis zoruyla alınan, 83 yaşındaki İlhan Selçuk’a "yurtdışına çıkış yasağı" getirildi bu arada.

*

Aman dikkat edin ha!

İlhan Selçuk yabancıya mabancıya gider... Biteriz.
Yılmaz ÖZDİL
 
hayatuı boyunca özgürlükler ve demokrasi karşıtı oluşumlar içinde yer allmış ve bu yüzden de cuntacılıktan ve darbecilikten yargılan mış İ.SELÇUK' u utanmasalar özgürlük ve demokrasi kahramanı ilan edecekler.
 
Bizim bi mazlumluğumuz söz konusu değil
Halkı arkasına alan bu ülkenin en güçlüsüdür
Şu anda halk İ.selçuğunmu Bizimmi safımızda göremiyorsanız az bi kafanızı çıkarın
 
Dini inancını sömürüp sefaletinden faydalanıp akp nin arkasına aldığı halkımızdanmı bahsediyorsunuz.
 
İlhan Selçuk


İlhan Ağabey’in gözaltına alınması ve bu acı olayın toplumda yarattığı derin sarsıntı üzerine biraz düşünmemiz gerekiyor.

İlhan Selçuk’un sabaha karşı alınıp götürülüşü niçin bu kadar büyük bir şoka neden oldu?

Neden dolayı, İlhan Selçuk’un fikirlerine yakın olmayan kesimler bile onunla ve Cumhuriyet Gazetesi’yle dayanışma içine girdi?

Bu sorununu cevabını doğru olarak verebilirsek, toplumun dinamiklerini daha iyi anlamış oluruz.


***


Bence sorunun cevabı tek kelimedir: Omurga!

Dünyanın bütün toplumları, eğilip bükülmeyen, iktidar yalakası olmayan, dönek durumuna düşmeyen, direnen, omurgalı insanı sever.

Fikirlerine katılmasa, onunla taban tabana zıt düşünse bile direnen kişilik karşısında saygı duyar.

Mesela Nâzım, Mehmet Akif’in fikirlerine yakın değildi.

Ama onun için “Akif inanmış adam, Akif büyük adam!” diye şiir yazabiliyordu.

Çünkü Mehmet Akif de hak bildiği yola yalnız giren, eğilip bükülmeyen, dünya nimetleri ve iktidar karşısında değerlerini satmayan bir ulu çınardı.

Bugün Nâzım da aynı biçimde her kesimden saygı görüyor.

Çünkü o da hayatını düşünceleri, inançları uğruna feda eden bir büyük kişilikti.

Böyle insanlara düşmanları bile saygı duyar.


***


İşte İlhan Selçuk sarsıntısının altındaki temel neden budur.

Bu toplumda yaşayan herkes İlhan Selçuk’un kişisel çıkarlar peşinde koşmadığını, Cumhuriyet Gazetesi’ni yaşatmak ve Cumhuriyet’i korumak için ölümü göze alabileceğini bilir.

Ne Ziverbey köşkleri değiştirmiştir onun bu tutumunu, ne önüne uzatılan ikbal olanakları.

Alçakgönüllü yaşamı içinde bir “dava adamı” olarak herkeste saygı uyandırmıştır.


***


Bir de dönekler var.

İktidara göre rüzgâr gülü gibi dönüp duran, üç beş günlük saltanat ya da üç beş kuruş uğruna ruhunu, duruşunu, tavrını satan adamlar.

Unutmayalım ki bunların varacağı en son nokta tarihin çöp sepetidir.

Omurgalı aydınlar ise halkların gözünde yücelirler.

Çünkü onların talip oldukları tek makam, insanoğlunun vicdanıdır.

Ne mutlu İlhan Selçuk’lara!

Ve ne yazık; yükseldik sanırken zillet çukuruna yuvarlanan döneklere!


Zülfü Livaneli
 
Geri
Üst