S
SiR ReaLiST
Guest
HABERTÜRK, G.Saray'ın Avrupa Ligi'nde yarın karşılaşacağı Kazak Tobol'un kampına girdi. Ortadaki tablo oldukça vahimdi.
DURUMU YÜREK BURKUYOR!
Tek yıldızı bile olmayan, harabe görünümündeki Durujba Otelde kamp kuran Kazak temsilcisi, sağlıksız koşullarda maça hazırlanıyor. Oyuncular eşofmanlarını bile kendileri yıkamak zorunda kalıyor.
Europa Ligin ikinci turunda oynanacak olan yarınki Tobol-Galatasaraymaçı öncesi, HABERTÜRK rakip takımın kampına bir ziyarette bulundu. Hocalarından futbolcularına kadar uzun uzadıya konuştu, kaldıkları otelde küçük bir gezinti yaptı... Bakın, bu konuşmalardan ve izlenimlerden neler çıktı, nasıl hüzün verici durumlar yaşandı! Kostanayda tek yıldızı bile olmayan Durujba adlı bir apart otelde, oldukça kötü şartlar altındamaça hazırlanan ve antrenmanda kullandıkları eşofmanlarını bile kendileri yıkayan Tobollu futbolcuların içler acısı halini görüntüleyen ekibimiz, teknik direktör Dmitriy Ogai ile de görüşüp maç hakkında konuştu. Teknik adamın ilk sözü, kendisinden milyonlarca dolar fazla kazanan meslektaşı Frank Rijkaardı sormak oldu: Rijkaardmaç için sahiden buraya gelecek mi?
SIRADAKİLER: NEESKENS VE KEITA
İsterseniz gelin bundan sonrasını ekibimizden hep birlikte dinleyelim: Dmitriy, bize Rijkaard gelecek mi? diye sorarken biraz da şaşkındı. Çünkü bizleri sabah kahvaltısında karşısında görmenin verdiği heyecanı gizleyememişti. Teknik adamın bu sorusuna, Tabii ki gelecek demekten başka bir cevabımız olabilir miydi?
Buraya Dikkat!!!
Dmitriy Ogai, gecikmeden Rijkaardla ilgili yorumunu da yapıyordu: Büyük futbolcuydu, büyük hoca oldu... Yardımcısı Askar ise kendi rütbesindeki Neeskensi soruyordu: O da gelecek mi? Şaşkınlıkları üst üste yaşıyoruz. Zira Dmitriy Ogai bu defa da Keita da geliyor mu? sorusunu patlatıyor...
Anlaşılan biz onlarla değil, onlar bizimle röportaja başladı diye düşünmeye başlarken, Dmitriy ilk şoku atlatmanın da rahatlığıyla sözü maça getiriyor...
EN ZOR KURAYI ÇEKTİK
İşte Dmitriy Ogaiden inciler: Galatasarayın ne kadar güçlü bir takım olduğunu, Avrupada hangi başarıları kazandığını ve ne derece kaliteli oyunculara sahip olduğunu çok iyi biliyoruz. Ben ve yardımcım uzun süreden beri takipteyiz. Türkiyeden bazı dostlarımız vasıtasıyla Galatasaray hakkındaki son bilgileri de alıyoruz. Kurada çıkabilecek en zor rakiple karşı karşıya geldiğimizin farkındayız. Bizden çok büyük bir takımla oynayacağız. Bizim Galatasaray karşısında sergileyebileceğimiz tek şey yüreğimiz. Eğer yüreğimizi sahaya koyup oynarsak, belki burada bir sürpriz yapabiliriz. Ancak benim takımımın Galatasaray önündeki en büyük eksikliği tabii ki tecrübesizliği. Türk takımı son derece tecrübeli ve iyi bir takım. Umut ediyorumki dostluk içinde güzel bir maç oynarız.Mesela 37 numaralı bir oyuncuları var. Adı Emre. Çok genç ve yetenekli bir oyuncuymuş.Müthiş de bir sol ayağı varmış. Ayrıca Ardayı söylememize gerek yok. Onu burada hepimiz tanıyoruz. Nondadan da çekiniyoruz, çok iyi bir golcü. Sarp varmış bir de,Mustafa Sarp. Ona da dikkat edeceğiz. Biz bütün oyuncuları çok iyi analiz ettik.
Kendin pişir kendin ye
Kazak ekibinde belirli bir yemek saati uygulaması mevcut değil. Oteli dolaşırken kaleci Yaroslav, orta sahanın önemli isimlerinden Ruslan Baltiev ve takımın doktoru kahvaltı yapıyordu. Kahvaltı sofrasındaki mütevazılık dikkat çekiciydi. Ayrıca yemek yenilen bölümün hemen yanında bulunan mutfak gereçleri durumun vahametini ortaya koyar cinstendi. Tobollu oyuncular, çıkan mönüyle yetinmediklerinde mecburen Kendin pişir kendin ye yöntemine başvuruyor. Bu yüzden mikrodalga fırın, su ısıtıcıları ve konserve gıdalar sürekli hazır şekilde tutuluyor.
Utanıp odaya kaçtılar
Bakımsız, harabe bir apartmanı andıran yapıdan içeri girdiğimizde bulunan camekanlı bölümün ardındaki daha sonra adının Vitali olduğunu öğrendiğimiz görevli kadına Tobol diyecekken, Daaa... Daaa... yani Evet cevabını alıyoruz. Vitali eliyle 4. katı işaret ederken, otelden çok bakımsız bir kimsesizler yurdu izleri taşıyan yapının merdivenlerinden tırmanmaya başlıyoruz. Koridorlarda çamaşırlar serili, hemen yanında da çamaşır makineleri var. Tobol takımının antrenman formaları olduğunu anladığımız bu eşyaları yıkamakta olan iki futbolcu, elimizde fotoğraf makinesiyle bizi görünce utanıp odalarına kaçıyor.
Doğru otele mi geldik?
Kostanaya gider gitmez, yaptığımız araştırmanın hemen ardından, Tobol takımının Durujba adlı bir otelde kamp yaptığını öğreniyoruz. Amacımız, taksiye atladığımız gibi Tobolun kamp yaptığı otele giderek özel bir röportaj gerçekleştirmek. Ancak Kostanayın arka mahallelerine doğru ilerledikçe, foto muhabiri arkadaşım Ali Kemertaş ile birbirimizin yüzüne endişe ile bakarak Acaba taksici bizi yanlış mı anladı? diye göz göze geliyoruz. Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuğun ardından derme çatma bir yapının önünde duruyoruz. Şoför Durujba, Durujba diyerek bizi aracından indirirken, Ali de ben de buranın otel olduğuna inanamıyoruz.
Savaş gazisinden Türkiyeye selam
Röportajın ardından, çoğunluğu yaşlı ve bakıma muhtaç oldukları anlaşılan apart otel sakinleri tarafından sevgiyle uğurlanıyoruz. Savaş gazisi olduğunu söyleyen yaşlı bir amca, Türkiyedeki dostlarımıza selam olsun diyor.
Kapasitesi 8 bin 500 kişi
Tobol, maçlarını 8 bin 500 kişilik Kostanay Stadında yapıyor. Sahasında oldukça başarılı müsabakalar çıkaran Kazak ekibi, geçen sezon UEFA Kupası 1. ön eleme turunda A.Wieni 1-0 yenmesine rağmen, deplasmanda 2-0lık mağlubiyetle Avrupaya veda etmişti.
GAZETE HABERTÜRK ÖZEL HABER / ERHAN TELLİ

DURUMU YÜREK BURKUYOR!
Tek yıldızı bile olmayan, harabe görünümündeki Durujba Otelde kamp kuran Kazak temsilcisi, sağlıksız koşullarda maça hazırlanıyor. Oyuncular eşofmanlarını bile kendileri yıkamak zorunda kalıyor.
Europa Ligin ikinci turunda oynanacak olan yarınki Tobol-Galatasaraymaçı öncesi, HABERTÜRK rakip takımın kampına bir ziyarette bulundu. Hocalarından futbolcularına kadar uzun uzadıya konuştu, kaldıkları otelde küçük bir gezinti yaptı... Bakın, bu konuşmalardan ve izlenimlerden neler çıktı, nasıl hüzün verici durumlar yaşandı! Kostanayda tek yıldızı bile olmayan Durujba adlı bir apart otelde, oldukça kötü şartlar altındamaça hazırlanan ve antrenmanda kullandıkları eşofmanlarını bile kendileri yıkayan Tobollu futbolcuların içler acısı halini görüntüleyen ekibimiz, teknik direktör Dmitriy Ogai ile de görüşüp maç hakkında konuştu. Teknik adamın ilk sözü, kendisinden milyonlarca dolar fazla kazanan meslektaşı Frank Rijkaardı sormak oldu: Rijkaardmaç için sahiden buraya gelecek mi?
SIRADAKİLER: NEESKENS VE KEITA
İsterseniz gelin bundan sonrasını ekibimizden hep birlikte dinleyelim: Dmitriy, bize Rijkaard gelecek mi? diye sorarken biraz da şaşkındı. Çünkü bizleri sabah kahvaltısında karşısında görmenin verdiği heyecanı gizleyememişti. Teknik adamın bu sorusuna, Tabii ki gelecek demekten başka bir cevabımız olabilir miydi?
Buraya Dikkat!!!
Dmitriy Ogai, gecikmeden Rijkaardla ilgili yorumunu da yapıyordu: Büyük futbolcuydu, büyük hoca oldu... Yardımcısı Askar ise kendi rütbesindeki Neeskensi soruyordu: O da gelecek mi? Şaşkınlıkları üst üste yaşıyoruz. Zira Dmitriy Ogai bu defa da Keita da geliyor mu? sorusunu patlatıyor...
Anlaşılan biz onlarla değil, onlar bizimle röportaja başladı diye düşünmeye başlarken, Dmitriy ilk şoku atlatmanın da rahatlığıyla sözü maça getiriyor...
EN ZOR KURAYI ÇEKTİK
İşte Dmitriy Ogaiden inciler: Galatasarayın ne kadar güçlü bir takım olduğunu, Avrupada hangi başarıları kazandığını ve ne derece kaliteli oyunculara sahip olduğunu çok iyi biliyoruz. Ben ve yardımcım uzun süreden beri takipteyiz. Türkiyeden bazı dostlarımız vasıtasıyla Galatasaray hakkındaki son bilgileri de alıyoruz. Kurada çıkabilecek en zor rakiple karşı karşıya geldiğimizin farkındayız. Bizden çok büyük bir takımla oynayacağız. Bizim Galatasaray karşısında sergileyebileceğimiz tek şey yüreğimiz. Eğer yüreğimizi sahaya koyup oynarsak, belki burada bir sürpriz yapabiliriz. Ancak benim takımımın Galatasaray önündeki en büyük eksikliği tabii ki tecrübesizliği. Türk takımı son derece tecrübeli ve iyi bir takım. Umut ediyorumki dostluk içinde güzel bir maç oynarız.Mesela 37 numaralı bir oyuncuları var. Adı Emre. Çok genç ve yetenekli bir oyuncuymuş.Müthiş de bir sol ayağı varmış. Ayrıca Ardayı söylememize gerek yok. Onu burada hepimiz tanıyoruz. Nondadan da çekiniyoruz, çok iyi bir golcü. Sarp varmış bir de,Mustafa Sarp. Ona da dikkat edeceğiz. Biz bütün oyuncuları çok iyi analiz ettik.
Kendin pişir kendin ye
Kazak ekibinde belirli bir yemek saati uygulaması mevcut değil. Oteli dolaşırken kaleci Yaroslav, orta sahanın önemli isimlerinden Ruslan Baltiev ve takımın doktoru kahvaltı yapıyordu. Kahvaltı sofrasındaki mütevazılık dikkat çekiciydi. Ayrıca yemek yenilen bölümün hemen yanında bulunan mutfak gereçleri durumun vahametini ortaya koyar cinstendi. Tobollu oyuncular, çıkan mönüyle yetinmediklerinde mecburen Kendin pişir kendin ye yöntemine başvuruyor. Bu yüzden mikrodalga fırın, su ısıtıcıları ve konserve gıdalar sürekli hazır şekilde tutuluyor.
Utanıp odaya kaçtılar
Bakımsız, harabe bir apartmanı andıran yapıdan içeri girdiğimizde bulunan camekanlı bölümün ardındaki daha sonra adının Vitali olduğunu öğrendiğimiz görevli kadına Tobol diyecekken, Daaa... Daaa... yani Evet cevabını alıyoruz. Vitali eliyle 4. katı işaret ederken, otelden çok bakımsız bir kimsesizler yurdu izleri taşıyan yapının merdivenlerinden tırmanmaya başlıyoruz. Koridorlarda çamaşırlar serili, hemen yanında da çamaşır makineleri var. Tobol takımının antrenman formaları olduğunu anladığımız bu eşyaları yıkamakta olan iki futbolcu, elimizde fotoğraf makinesiyle bizi görünce utanıp odalarına kaçıyor.
Doğru otele mi geldik?
Kostanaya gider gitmez, yaptığımız araştırmanın hemen ardından, Tobol takımının Durujba adlı bir otelde kamp yaptığını öğreniyoruz. Amacımız, taksiye atladığımız gibi Tobolun kamp yaptığı otele giderek özel bir röportaj gerçekleştirmek. Ancak Kostanayın arka mahallelerine doğru ilerledikçe, foto muhabiri arkadaşım Ali Kemertaş ile birbirimizin yüzüne endişe ile bakarak Acaba taksici bizi yanlış mı anladı? diye göz göze geliyoruz. Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuğun ardından derme çatma bir yapının önünde duruyoruz. Şoför Durujba, Durujba diyerek bizi aracından indirirken, Ali de ben de buranın otel olduğuna inanamıyoruz.
Savaş gazisinden Türkiyeye selam
Röportajın ardından, çoğunluğu yaşlı ve bakıma muhtaç oldukları anlaşılan apart otel sakinleri tarafından sevgiyle uğurlanıyoruz. Savaş gazisi olduğunu söyleyen yaşlı bir amca, Türkiyedeki dostlarımıza selam olsun diyor.
Kapasitesi 8 bin 500 kişi
Tobol, maçlarını 8 bin 500 kişilik Kostanay Stadında yapıyor. Sahasında oldukça başarılı müsabakalar çıkaran Kazak ekibi, geçen sezon UEFA Kupası 1. ön eleme turunda A.Wieni 1-0 yenmesine rağmen, deplasmanda 2-0lık mağlubiyetle Avrupaya veda etmişti.
GAZETE HABERTÜRK ÖZEL HABER / ERHAN TELLİ
