- Katılım
- 23 May 2007
- Mesajlar
- 4,439
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
3 Kasım 2002 tarihinden beri AKP oyun kuruyor, diğer siyasi partiler dahil oluyor. Gidişat 22 Temmuz 2007“den sonra cinnete dönüştü. İktidarın çoğulculuk anlayışının yerine “Çoğunluğu” oturtması ile “sanal monarşinin” adımı atıldı. Hızını alamadı, kendi başına Cumhurbaşkanını seçti. 21 Ekim 2007 den itibaren vatandaşın “evet”ini TBMM”de “ali kıran baş kesenliğe” çevirdiler.
DP”nin “odunu koysam seçerler” şımarıklığının günümüzdeki tezahürü oldular. Ve yargı gidişata el koydu. Yargıtay Başsavcısı Anayasa”nın 69. Maddesine göre, AKP hakkında kapatma davası açtı.
Sözü uzatmaya hiç gerek yok. Türkiye kırılgan ve bir o kadar da tehlikeli zaman diliminde bulunuyor. Net olarak bilinmesi gereken, 23 Nisan 1920″de egemenliğini Dünyaya ilan eden Türk Milleti bugün yasal ve kültürel olarak işgal altındadır. Atatürk”ün gençliğe hitabesi hepimizi ilgilendirir hale gelmiştir.
AB hedefinden koparılmayan Türkiye, yakın gelecekte parçalanacak ve parçalar kendi arasında savaşmaya başlayacaktır. Yugoslavya örneğini herkese hatırlatıyorum. Türkiye için 2011″de iç savaş öngörüldüğünün raporları vardır.
Amerika”nın Irak”ı işgali ve İran”a verdiği gözdağının asıl hedefi Türkiye”dir. Devletimiz AB hedefinde uyum yasaları ile zayıflatılırken, devletin kurumları yıpratılmaktadır. Özelleştirme adı altında ekonomisi yok edilmiş ve bankalarının %70″i yabancıların kontrolüne girmiş durumdadır. Suriye sınırı mayınlardan temizlenme bahanesi ile kimlere verilecek belli değildir. Türk Milleti büyük bir ayrıştırmaya tabi tutulmuş, devletin yanında olması gereken STK, siyasi partiler anlaşılmaz bir şekilde olup bitenin farkında değilmiş gibi davranmaktadır.
Ülkenin bölünmez bütünlüğü üzerinde ki oyun din ekseni üzerinden götürülmektedir. İçinde bulunduğumuz şartlar bir bardak suda fırtına koparılmayacak kadar önemlidir ve geri dönüşümsüzdür.
Anayasa Mahkemesinin türban kararı, Başbakan Erdoğan”a “AKP”nin kapatılacağını anlatmıştır. Bundan sonra fevri hareketlerini oldukça sık göreceğiz. Anayasa”nın mevcut maddeleri ile hayat bulmuş partilerimize, yine Anayasanın uymaları gerekli maddelerini hatırlatmayı borç bilirim.
İktidar batılı dostları ile yargıyı köşeye sıkıştırmaya çalışmış olmayınca, ellerinde ki son kozu Anayasa”ya aykırı bir şekilde kullanmaya soyunmaktadır.
Başbakan Nereye Koşuyor?
Başörtüsü davasına bel bağladıkları için “savunma değil suçlama” yapan AKP ve Erdoğan köşeye sıkışmıştır. Başbakan”a “savunma “yapmayalım, başörtüsü yasasını Anayasa Mahkemesi esastan inceleyecek ve iptal etmeyecek diyerek, belli ki kandırmışlar. Şeklen incelenen yasa, değişemez maddelere muhalefetten “değişimi iptal” etmiştir.
Erdoğan, suyu çekilmiş dere gibi ortada kalmıştır. Bundan sonra ki tavır, köşeye sıkıştırılmış tavuk gibi gıdaklamaktan ibarettir.
Parti kapanmasından kimse mutlu olmaz, fakat partilerde “Türkiye”ye hizmet” için olduklarının şuurunda olacaktır. Amerikan proje ve stratejilerinde görevli olduklarını açıkça ilan eden başbakanın partisi kapatılır, kapatılmalıdır. Diğer siyasi partilerde olaya “Türkiye”nin birliği ve dirliği” cephesinden bakmalıdır.
Kapatma davasını kuzu kuzu bekleyeceği sanılan Erdoğan, Başörtü yasasının iptali ve Batılı dostlarının “Yürü ya Tayyib” nidaları arasında güreş minderine yürümektedir. Yargının sırtını yere getirip, AKP”yi kurtaracağını zannediyor. Hakkında kapatılma davası açılmış AKP”nin bu kapsamda atacağı her adım açılan davanın ne kadar yerinde olduğunu bu milletin anlamasını sağlayacaktır.
Erdoğan Kuvvetler Ayrılığı Prensibini Kaldırmak İstiyor
AKP kendi içinde gerçekleştiremediği demokratikleşme sebebi ile ülkenin “demokrasi ayarı” ile oynamaya yelteniyor. Anayasa”nın 6. maddesi diyor ki:
“Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz. ( Anayasa- Egemenlik – 6. Madde)
Neymiş? Türk Milleti egemenliğini Anayasal esaslara göre, yetkili organlar eli ile kullanırmış. Nedir bu yetkili organlar?
“ Yasama yetkisi - TBMM, Yürütme - Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu, Yargı –Bağımsız mahkemeler”
Şu halde; Yasamada çoğunluğu elinde bulunduran, yürütmeyi kontrol edebilen AKP, Yargıyı devreden çıkarmak istiyor. Bu ne demektir? Bunun adı düpedüz, “Türkiye”ye darbe” girişimidir.
Başbakan Erdoğan”a bu aklı veren her kimlerse, bilsin ki bu işler olur biter, yarın yanında kimseler kalmaz. Ayni kendisinin Erbakan Hoca”ya yaptığı gibi. Yaşı genç olduğundan, hocası gibi yazlıkta da çekemez cezasını. Birileri ona işin vahametini umarım anlatır.
Türkiye Cumhuriyetini, Tayyib Sultanlığına çevirme girişimine bakalım muhalefet ne diyecek?
* * *
Baykal”ın AB ve GAP Barış Projesi
Baykal, Gap”ı “Barış Projesi” olarak gördüğünü söyledi meclis konuşmasında. AB içinde tüm katılımcıların Türkiye hakkında fikir yürüteceği bize karışacağı ortama hazırlanıyoruz, siz niye ayrılmaktan bahsediyorsunuz diyor. ( “Kürtçülük” yapanlara.) Barış projesi nedir topraklarımız içinde? PKK ve Batının 23 yıldır söylediği” Kürtler Türkiye”ye karşı savaşıyor” tezini mi doğruluyor Baykal? Siyasi partilerin tepesinde bulunanlar söylediklerinden de sorumludur.
Türkiye”nin kaderi mi bu? AKP ve CHP”nin, gerek bölge ve gerekse AB hakkında ki görüşü ortada.
Kalkmış Bilderberg”de ne işleri var sorusunu soruyorum onlara.
Neval Kavcar - The Tayyib Sultanlığı
DP”nin “odunu koysam seçerler” şımarıklığının günümüzdeki tezahürü oldular. Ve yargı gidişata el koydu. Yargıtay Başsavcısı Anayasa”nın 69. Maddesine göre, AKP hakkında kapatma davası açtı.
Sözü uzatmaya hiç gerek yok. Türkiye kırılgan ve bir o kadar da tehlikeli zaman diliminde bulunuyor. Net olarak bilinmesi gereken, 23 Nisan 1920″de egemenliğini Dünyaya ilan eden Türk Milleti bugün yasal ve kültürel olarak işgal altındadır. Atatürk”ün gençliğe hitabesi hepimizi ilgilendirir hale gelmiştir.
AB hedefinden koparılmayan Türkiye, yakın gelecekte parçalanacak ve parçalar kendi arasında savaşmaya başlayacaktır. Yugoslavya örneğini herkese hatırlatıyorum. Türkiye için 2011″de iç savaş öngörüldüğünün raporları vardır.
Amerika”nın Irak”ı işgali ve İran”a verdiği gözdağının asıl hedefi Türkiye”dir. Devletimiz AB hedefinde uyum yasaları ile zayıflatılırken, devletin kurumları yıpratılmaktadır. Özelleştirme adı altında ekonomisi yok edilmiş ve bankalarının %70″i yabancıların kontrolüne girmiş durumdadır. Suriye sınırı mayınlardan temizlenme bahanesi ile kimlere verilecek belli değildir. Türk Milleti büyük bir ayrıştırmaya tabi tutulmuş, devletin yanında olması gereken STK, siyasi partiler anlaşılmaz bir şekilde olup bitenin farkında değilmiş gibi davranmaktadır.
Ülkenin bölünmez bütünlüğü üzerinde ki oyun din ekseni üzerinden götürülmektedir. İçinde bulunduğumuz şartlar bir bardak suda fırtına koparılmayacak kadar önemlidir ve geri dönüşümsüzdür.
Anayasa Mahkemesinin türban kararı, Başbakan Erdoğan”a “AKP”nin kapatılacağını anlatmıştır. Bundan sonra fevri hareketlerini oldukça sık göreceğiz. Anayasa”nın mevcut maddeleri ile hayat bulmuş partilerimize, yine Anayasanın uymaları gerekli maddelerini hatırlatmayı borç bilirim.
İktidar batılı dostları ile yargıyı köşeye sıkıştırmaya çalışmış olmayınca, ellerinde ki son kozu Anayasa”ya aykırı bir şekilde kullanmaya soyunmaktadır.
Başbakan Nereye Koşuyor?
Başörtüsü davasına bel bağladıkları için “savunma değil suçlama” yapan AKP ve Erdoğan köşeye sıkışmıştır. Başbakan”a “savunma “yapmayalım, başörtüsü yasasını Anayasa Mahkemesi esastan inceleyecek ve iptal etmeyecek diyerek, belli ki kandırmışlar. Şeklen incelenen yasa, değişemez maddelere muhalefetten “değişimi iptal” etmiştir.
Erdoğan, suyu çekilmiş dere gibi ortada kalmıştır. Bundan sonra ki tavır, köşeye sıkıştırılmış tavuk gibi gıdaklamaktan ibarettir.
Parti kapanmasından kimse mutlu olmaz, fakat partilerde “Türkiye”ye hizmet” için olduklarının şuurunda olacaktır. Amerikan proje ve stratejilerinde görevli olduklarını açıkça ilan eden başbakanın partisi kapatılır, kapatılmalıdır. Diğer siyasi partilerde olaya “Türkiye”nin birliği ve dirliği” cephesinden bakmalıdır.
Kapatma davasını kuzu kuzu bekleyeceği sanılan Erdoğan, Başörtü yasasının iptali ve Batılı dostlarının “Yürü ya Tayyib” nidaları arasında güreş minderine yürümektedir. Yargının sırtını yere getirip, AKP”yi kurtaracağını zannediyor. Hakkında kapatılma davası açılmış AKP”nin bu kapsamda atacağı her adım açılan davanın ne kadar yerinde olduğunu bu milletin anlamasını sağlayacaktır.
Erdoğan Kuvvetler Ayrılığı Prensibini Kaldırmak İstiyor
AKP kendi içinde gerçekleştiremediği demokratikleşme sebebi ile ülkenin “demokrasi ayarı” ile oynamaya yelteniyor. Anayasa”nın 6. maddesi diyor ki:
“Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz. ( Anayasa- Egemenlik – 6. Madde)
Neymiş? Türk Milleti egemenliğini Anayasal esaslara göre, yetkili organlar eli ile kullanırmış. Nedir bu yetkili organlar?
“ Yasama yetkisi - TBMM, Yürütme - Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu, Yargı –Bağımsız mahkemeler”
Şu halde; Yasamada çoğunluğu elinde bulunduran, yürütmeyi kontrol edebilen AKP, Yargıyı devreden çıkarmak istiyor. Bu ne demektir? Bunun adı düpedüz, “Türkiye”ye darbe” girişimidir.
Başbakan Erdoğan”a bu aklı veren her kimlerse, bilsin ki bu işler olur biter, yarın yanında kimseler kalmaz. Ayni kendisinin Erbakan Hoca”ya yaptığı gibi. Yaşı genç olduğundan, hocası gibi yazlıkta da çekemez cezasını. Birileri ona işin vahametini umarım anlatır.
Türkiye Cumhuriyetini, Tayyib Sultanlığına çevirme girişimine bakalım muhalefet ne diyecek?
* * *
Baykal”ın AB ve GAP Barış Projesi
Baykal, Gap”ı “Barış Projesi” olarak gördüğünü söyledi meclis konuşmasında. AB içinde tüm katılımcıların Türkiye hakkında fikir yürüteceği bize karışacağı ortama hazırlanıyoruz, siz niye ayrılmaktan bahsediyorsunuz diyor. ( “Kürtçülük” yapanlara.) Barış projesi nedir topraklarımız içinde? PKK ve Batının 23 yıldır söylediği” Kürtler Türkiye”ye karşı savaşıyor” tezini mi doğruluyor Baykal? Siyasi partilerin tepesinde bulunanlar söylediklerinden de sorumludur.
Türkiye”nin kaderi mi bu? AKP ve CHP”nin, gerek bölge ve gerekse AB hakkında ki görüşü ortada.
Kalkmış Bilderberg”de ne işleri var sorusunu soruyorum onlara.
Neval Kavcar - The Tayyib Sultanlığı