Mevcut Ordu Yapısı PKK ile Mücadeleye Uygun Değil
Efsane komutan, terörü yok etmek için nelerin yapılması gerektiğini YENİÇAĞa anlattı.
Osman Pamukoğlu, Geçen 30 yıllık süre, TSKnın mevcut yapısıyla terörün bitirilemeyeceğini gösterdi. Ordunun bir bölümü profesyonel olsun çalışması da asla çözüm olamaz dedi.
Kandilin kanını ve dilini manşetlere taşımayı gazetecilik sayan dönekler konuşuyorlar her gün... Gün onların... Ekranlara demirbaş olarak kaydedildiler AB ve ABDnin azman uzmanları.... PKKnın İmralı postaları, liberal hastaları, yardımcı kuruluşları, sivil uzantıları, silah korkusuyla seçilmişleri, Erzurum deyimiyle eltisinin görümceleri ahkâm kesiyorlar tehditvari, şımarıkça, çokbilmişçe... Bağırtlak karı-koca, Sabahçı Sazan ile Akşamcı Zırlayan, söz onlarda bitiyor artık. Velinimetleri AKPden en kocaman effferim i, almak uğruna, boğaz patlatıyorlar, yırtıyorlar, yırtınıyorlar... Hayatında hiç Güney Doğuya gitmeyenler, ana muhalefetin 26 yaşındaki terör uzmanı oluveriyorlar bir anda...
Yani... Bilen de konuşuyor, bilmeyen de sözü bile hükmünü yitirdi. Bilen değil, sisteme yanaşıp işini bilenler, bir de onlara garnitür olanlar konuşuyorlar.
Yalnızca Yeniçağ yer vermiyor bu haşarata, bu herif-i naşeriflere. Bilenlere, bu yurdun kıymetini bilenlere yer veriyor.
Bu bilenlerin en bilgelerinden biriyle, Sayın Osman Pamukoğluyla söyleştik...
O Pamukoğlu ki, Güney Doğudaki efsaneleşen mücadelesini anlattığı kitabı Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok tam 500 bin adet sattı, çoksatar dizelgesinin başında kaldı aylarca. Hâlâ da basılıyor, satılıyor, okunuyor... O kitapta yalnızca anlatı yok, hikmet var, felsefe var, özdeyiş var, tarih dersi var. Nasıl mı? İşte böyle:
Klasik muharebe akılla yürütülebilir. Gayri nizami harpte akıl yetmez, çok zeki olmak gerekir. Konvansiyonel çatışmada zebaniyle karşılaşabilirsiniz, gayri nizami savaşta karşınızda şeytan bulunacaktır.
Bilinmezlik yeryüzündeki tüm canlıları rahatsız eder. Gayrinizami harbin de temel kurallarından biridir.
Türk askeri sabır ve tahammülü dolayısıyla dünyanın en dayanıklı askeridir.
Bugüne kadar tüm savaşlarda, sadece ve sadece anneler kaybetmiştir. Başka hiç kimseye bir şey olmamıştır. Hiçbir sonuç, annenin mezara kadar devam edecek olan yüreğindeki ateşe derman olmaz.
Tanrıdan ve tarihten saklanacak bir şey yoktur.
Tarihteki eski şampiyonluklar yeni kupa getirmez.
Siz ülkenin şerefini koruyun. O sizin geleceğinizi korur.
General kesinlikle şüphe, hayal kırıklığı ve bitkinlik duymamalıdır.
Kara Tohuma gelince: 10 Ocak 2006 tarihli Yeniçağda şunları yazmışım köşemde:
Kara Tohum, bir ilgilendirme, bilgilendirme ve güncel çözüm kitabı. Osman Paşa, savaşın felsefesini, insan, tarih ve doğa esaslarına göre yaptıktan sonra, sözü günümüz savaşlarına getirerek gayri nizami harbin yeni ve özel versiyonu olan ve adını kendisinin koyduğu Asya Tip Savaşa çekiyor dikkatleri.
(...) Peter Üstinovun Büyük ülkelerin terörüne savaş, küçük ülkelerin savaşına terör denirsözünü hatırlattıktan sonra Pamukoğlu Paşa, Savaşı demir ağırlıklı, ruhu ikinci sırada sananlar için çok zor bir mücadele olacaktırdiyor.
Dünya gerillacılık tarihini ayrıntısıyla inceleyip bunlara kendi özel ve özgün deneyimlerini de katarak, dünyaya gerillacılık dersi verecek bir engin bilgi birikimine malik olmuş Osman Paşa. Bunları Türk çocuklarıyla paylaşıyor bir karşılık beklemeden. Antep savunması ve bu savunmanın efsanevi önderlerini, başta Şeyh Şamil olmak üzere Kafkas Dağlarındaki iman ve cesaret timsallerini anlattıktan sonra; Sen istersen o bir hayal değildirsözünün ispatı olarak, Mussoliniyi kaçırıldığı yerden kaçıran Alman Subayı Skorzenynin heyecanlı öyküsünü aktarıyor. Che Guaverayı başarı ve hatalarıyla irdeliyor.
Psikolojik savaş ve propaganda hakkında bilmek istediğiniz ne varsa, hepsi var bu kitapta.
Kitabın son sözü Savaşma sevişya da Savaşma savuşdiyenleri, şok edecek ölçüde net, sert ve mert: Dünyada güneşi kaldırmak ne anlama geliyorsa, sürekli barış da aynı manaya gelir. Barış bir idealdir ve insanların böyle hayallere ihtiyacı vardır.
Her yaştaki yiğit Harbiyeliler başta olmak üzere, Kara Tohumu her Türke tavsiye ediyorum.
Evet... Sanırım yeter bu girizgâh... Biz sorduk Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı, bir zamanların Efsane Komutanı Osman Pamukoğlu yanıtladı. İşte o söyleşi:
-Paşam, son günlerde basında, ordumuzun düzenli ordu konseptine göre yapılandığı ve eğitim aldığı, gayrinizami harp tekniklerini bilmediği, bu işin ancak profesyonel ordu ile mümkün olabileceğine dair yazılar çıkıyor, yorumlar yapılıyor. Siz Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok kitabınızda, Hakkaride göreve başlarken silah arkadaşlarınıza Carlos Marigella ve Alberto Bayonun gerillacılığa dair eserlerinden söz ettiğinizi yazıyorsunuz. Kara Tohum adlı kitabınızda da gayrinizami harbin teknikleri ve tarihsel gelişimi var. Yani işin hem teorisini öğretip, hem de pratiğini efsanevi bir başarıyla yerine getirerek PKKyı dize getirmiş bir komutansınız. Şimdi birilerinin deyim yerindeyse yeni keşifler (!) yaparak ortaya iddialar atıp, bu türlü yorumlar yapmalarına ne diyorsunuz?
Mücadeleye hazır değillerdi
-Cazim Bey, Aristotales, Sokrates ve Makyavelliden bugüne devleti ele alırsak, görünen şu ki; devlet hazine ekonomik güç ve Ordudur (her türlü savaşa hazır güç). Rejimleri ne olursa olsun, hiçbir zaman dilimi bunu değiştirmez. Çünkü insanların doğası değişmez. Albert Einsteinin Dünyaya hâkim olan, ahmaklık, korkaklık ve açgözlülüktür değerlendirmesi, insanlık tarihi ve geleceğini tanımlayan, kavga çıkarmak için her zaman bahane bulacağını en kestirmeden anlatan sözlerdir. Savaşlar bundan sonra da olanca hızıyla devam edecek, daha çok bölgesel sorunlar çıkacak, insanlar kendi hakkını daha fazla arayacak ve kaynaklarına sahip çıkma duyguları çok fazla yükselecektir. Ama artık savaşlar Batı modeli (klasik) değil, Asya savaş tarzında yapılacak, demir değil ruh ağırlıklı olacaktır.
Coğrafi alanların doğal yapısına veya şehirleşmenin yoğunluğuna uygun olarak, kır ve şehir gerillacılığı, biri diğerine göre daha ağırlıklı olarak uygulanacaktır. Bitirilmesi zor, uzun, yıkıcı ve kemirici savaşlar geleceğin modelidir.
Sorunuza doğrudan cevap vermeden bunları anlatmamın nedeni, işin aslı ve özü ile geleceğe de nasıl bakılması gerektiğinin bilinmesi ihtiyacındandır.
Türk Ordusu, eğitimi, öğrenimi, savaş doktrini ve donanımı itibariyle klasik bir NATO gücü olarak organize edilmiş ve Sovyet tehdidi esas alınarak, savunma ağırlıklı savaş hazırlığı sürdürülmüştür. Tüm manevra ve tatbikatları; NATO veya milli; cepheler, hatlar, tutulmuş mevzilerin üzerine nasıl yürüneceği veya benzer düzenlerle bölgelerin nasıl savunulacağı esası üzerine çalışmalar yapmıştır. Klasik konvansiyonel, batı tipi NATO ordularının tamamının hayatı da buna benzer çalışmalarla geçmiştir. Bu ordular özel kuvvetler adı altında kural dışı savaş olan gayrinizami harp için de örgütlenmişlerdir ama, bu unsurlar doğaları nedeniyle küçük yapılardan öteye geçememişler. Büyük yaygın ve geniş hareketlerin karşısında umulan ve beklenen başarıyı gösterememişlerdir.
PKKnın 15 Ağustos 1984te Şemdinli ve Eruh baskınlarından itibaren karşısına çıkan Jandarma ve Ordu birlikleri, konseptleri, teşkilatları ve eğitimleri itibariyle, başlayan ve sürecek olan mücadeleye hazır değillerdi. Sebebi ise, PKK yeni bir şey... Birkaç yıl içerisinde, PKKnın faaliyetlerini yerinde izleyen biri, uyguladığı taktik ve tekniklerle kadrolarının nasıl bir eğitimden geçtiğini hemen anlayabilirdi.
İnsanoğlunun zayıf tarafı
Ama bunun için Nugeyan Giapı, Alberto Bayoyu, Carlos Marigellayı, Mao Zedungu , Fidel Castroyu, Ernesto Che Guevarayı, Şamili ve Hacı Muratı tanımak , kır ve şehir gerillasını, Makedon ve Kafkas dağlarını, Apenin Dağlarında kurt ulumasını, Kongo ve Bolivyanın ölüm ormanlarını, koskoca yılanı yok eden karıncaları, şeytan adamları, hayalet düşmanı, okuyup öğrenmek ve uygulayabilme derecesine ulaşmak gerekiyordu. Olmadı...
Cazim Bey, savaş sanatı uçsuz bucaksız bir alandır. Beş bin yıllık yazılı insanlık tarihinin sadece iki yüz otuz altı yılı kesintisiz barış içerisinde geçmiştir. O nedenle, dediğiniz gibi iddialar ortaya atmak, yorumlar yapmak, kendini bilmek ve haddini bilmek ile ilgilidir. İnsanoğlunun en zayıf taraflarından biri de, az, hatta hiç bilmediği konularda daha fazla konuşmak isteğidir. Üstelik de savaş sanatı ve mesleği gibi liderine, coğrafyasına, milletin kültürüne, verilen eğitime, hasmın strateteji ve taktiklerine bağlı olarak zaman ve mekana karşı farklı kararların alınmasını gerektiren bir saha ise... Mevcut ordu yapısının bu mücadeleye uygun olmadığını geçen otuz yıla kadar süre gösterdi. Uzun süre silah altında tutalım ve maaş ödeyelim yani ordunun bir bölümü profesyonel olsun çalışması da bir çözüm olamaz, olmadığı da zaten ortada.
YARIN: Asker de general de genç olacak

Efsane komutan, terörü yok etmek için nelerin yapılması gerektiğini YENİÇAĞa anlattı.
Osman Pamukoğlu, Geçen 30 yıllık süre, TSKnın mevcut yapısıyla terörün bitirilemeyeceğini gösterdi. Ordunun bir bölümü profesyonel olsun çalışması da asla çözüm olamaz dedi.
Kandilin kanını ve dilini manşetlere taşımayı gazetecilik sayan dönekler konuşuyorlar her gün... Gün onların... Ekranlara demirbaş olarak kaydedildiler AB ve ABDnin azman uzmanları.... PKKnın İmralı postaları, liberal hastaları, yardımcı kuruluşları, sivil uzantıları, silah korkusuyla seçilmişleri, Erzurum deyimiyle eltisinin görümceleri ahkâm kesiyorlar tehditvari, şımarıkça, çokbilmişçe... Bağırtlak karı-koca, Sabahçı Sazan ile Akşamcı Zırlayan, söz onlarda bitiyor artık. Velinimetleri AKPden en kocaman effferim i, almak uğruna, boğaz patlatıyorlar, yırtıyorlar, yırtınıyorlar... Hayatında hiç Güney Doğuya gitmeyenler, ana muhalefetin 26 yaşındaki terör uzmanı oluveriyorlar bir anda...
Yani... Bilen de konuşuyor, bilmeyen de sözü bile hükmünü yitirdi. Bilen değil, sisteme yanaşıp işini bilenler, bir de onlara garnitür olanlar konuşuyorlar.
Yalnızca Yeniçağ yer vermiyor bu haşarata, bu herif-i naşeriflere. Bilenlere, bu yurdun kıymetini bilenlere yer veriyor.
Bu bilenlerin en bilgelerinden biriyle, Sayın Osman Pamukoğluyla söyleştik...
O Pamukoğlu ki, Güney Doğudaki efsaneleşen mücadelesini anlattığı kitabı Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok tam 500 bin adet sattı, çoksatar dizelgesinin başında kaldı aylarca. Hâlâ da basılıyor, satılıyor, okunuyor... O kitapta yalnızca anlatı yok, hikmet var, felsefe var, özdeyiş var, tarih dersi var. Nasıl mı? İşte böyle:
Klasik muharebe akılla yürütülebilir. Gayri nizami harpte akıl yetmez, çok zeki olmak gerekir. Konvansiyonel çatışmada zebaniyle karşılaşabilirsiniz, gayri nizami savaşta karşınızda şeytan bulunacaktır.
Bilinmezlik yeryüzündeki tüm canlıları rahatsız eder. Gayrinizami harbin de temel kurallarından biridir.
Türk askeri sabır ve tahammülü dolayısıyla dünyanın en dayanıklı askeridir.
Bugüne kadar tüm savaşlarda, sadece ve sadece anneler kaybetmiştir. Başka hiç kimseye bir şey olmamıştır. Hiçbir sonuç, annenin mezara kadar devam edecek olan yüreğindeki ateşe derman olmaz.
Tanrıdan ve tarihten saklanacak bir şey yoktur.
Tarihteki eski şampiyonluklar yeni kupa getirmez.
Siz ülkenin şerefini koruyun. O sizin geleceğinizi korur.
General kesinlikle şüphe, hayal kırıklığı ve bitkinlik duymamalıdır.
Kara Tohuma gelince: 10 Ocak 2006 tarihli Yeniçağda şunları yazmışım köşemde:
Kara Tohum, bir ilgilendirme, bilgilendirme ve güncel çözüm kitabı. Osman Paşa, savaşın felsefesini, insan, tarih ve doğa esaslarına göre yaptıktan sonra, sözü günümüz savaşlarına getirerek gayri nizami harbin yeni ve özel versiyonu olan ve adını kendisinin koyduğu Asya Tip Savaşa çekiyor dikkatleri.
(...) Peter Üstinovun Büyük ülkelerin terörüne savaş, küçük ülkelerin savaşına terör denirsözünü hatırlattıktan sonra Pamukoğlu Paşa, Savaşı demir ağırlıklı, ruhu ikinci sırada sananlar için çok zor bir mücadele olacaktırdiyor.
Dünya gerillacılık tarihini ayrıntısıyla inceleyip bunlara kendi özel ve özgün deneyimlerini de katarak, dünyaya gerillacılık dersi verecek bir engin bilgi birikimine malik olmuş Osman Paşa. Bunları Türk çocuklarıyla paylaşıyor bir karşılık beklemeden. Antep savunması ve bu savunmanın efsanevi önderlerini, başta Şeyh Şamil olmak üzere Kafkas Dağlarındaki iman ve cesaret timsallerini anlattıktan sonra; Sen istersen o bir hayal değildirsözünün ispatı olarak, Mussoliniyi kaçırıldığı yerden kaçıran Alman Subayı Skorzenynin heyecanlı öyküsünü aktarıyor. Che Guaverayı başarı ve hatalarıyla irdeliyor.
Psikolojik savaş ve propaganda hakkında bilmek istediğiniz ne varsa, hepsi var bu kitapta.
Kitabın son sözü Savaşma sevişya da Savaşma savuşdiyenleri, şok edecek ölçüde net, sert ve mert: Dünyada güneşi kaldırmak ne anlama geliyorsa, sürekli barış da aynı manaya gelir. Barış bir idealdir ve insanların böyle hayallere ihtiyacı vardır.
Her yaştaki yiğit Harbiyeliler başta olmak üzere, Kara Tohumu her Türke tavsiye ediyorum.
Evet... Sanırım yeter bu girizgâh... Biz sorduk Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı, bir zamanların Efsane Komutanı Osman Pamukoğlu yanıtladı. İşte o söyleşi:
-Paşam, son günlerde basında, ordumuzun düzenli ordu konseptine göre yapılandığı ve eğitim aldığı, gayrinizami harp tekniklerini bilmediği, bu işin ancak profesyonel ordu ile mümkün olabileceğine dair yazılar çıkıyor, yorumlar yapılıyor. Siz Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok kitabınızda, Hakkaride göreve başlarken silah arkadaşlarınıza Carlos Marigella ve Alberto Bayonun gerillacılığa dair eserlerinden söz ettiğinizi yazıyorsunuz. Kara Tohum adlı kitabınızda da gayrinizami harbin teknikleri ve tarihsel gelişimi var. Yani işin hem teorisini öğretip, hem de pratiğini efsanevi bir başarıyla yerine getirerek PKKyı dize getirmiş bir komutansınız. Şimdi birilerinin deyim yerindeyse yeni keşifler (!) yaparak ortaya iddialar atıp, bu türlü yorumlar yapmalarına ne diyorsunuz?
Mücadeleye hazır değillerdi
-Cazim Bey, Aristotales, Sokrates ve Makyavelliden bugüne devleti ele alırsak, görünen şu ki; devlet hazine ekonomik güç ve Ordudur (her türlü savaşa hazır güç). Rejimleri ne olursa olsun, hiçbir zaman dilimi bunu değiştirmez. Çünkü insanların doğası değişmez. Albert Einsteinin Dünyaya hâkim olan, ahmaklık, korkaklık ve açgözlülüktür değerlendirmesi, insanlık tarihi ve geleceğini tanımlayan, kavga çıkarmak için her zaman bahane bulacağını en kestirmeden anlatan sözlerdir. Savaşlar bundan sonra da olanca hızıyla devam edecek, daha çok bölgesel sorunlar çıkacak, insanlar kendi hakkını daha fazla arayacak ve kaynaklarına sahip çıkma duyguları çok fazla yükselecektir. Ama artık savaşlar Batı modeli (klasik) değil, Asya savaş tarzında yapılacak, demir değil ruh ağırlıklı olacaktır.
Coğrafi alanların doğal yapısına veya şehirleşmenin yoğunluğuna uygun olarak, kır ve şehir gerillacılığı, biri diğerine göre daha ağırlıklı olarak uygulanacaktır. Bitirilmesi zor, uzun, yıkıcı ve kemirici savaşlar geleceğin modelidir.
Sorunuza doğrudan cevap vermeden bunları anlatmamın nedeni, işin aslı ve özü ile geleceğe de nasıl bakılması gerektiğinin bilinmesi ihtiyacındandır.
Türk Ordusu, eğitimi, öğrenimi, savaş doktrini ve donanımı itibariyle klasik bir NATO gücü olarak organize edilmiş ve Sovyet tehdidi esas alınarak, savunma ağırlıklı savaş hazırlığı sürdürülmüştür. Tüm manevra ve tatbikatları; NATO veya milli; cepheler, hatlar, tutulmuş mevzilerin üzerine nasıl yürüneceği veya benzer düzenlerle bölgelerin nasıl savunulacağı esası üzerine çalışmalar yapmıştır. Klasik konvansiyonel, batı tipi NATO ordularının tamamının hayatı da buna benzer çalışmalarla geçmiştir. Bu ordular özel kuvvetler adı altında kural dışı savaş olan gayrinizami harp için de örgütlenmişlerdir ama, bu unsurlar doğaları nedeniyle küçük yapılardan öteye geçememişler. Büyük yaygın ve geniş hareketlerin karşısında umulan ve beklenen başarıyı gösterememişlerdir.
PKKnın 15 Ağustos 1984te Şemdinli ve Eruh baskınlarından itibaren karşısına çıkan Jandarma ve Ordu birlikleri, konseptleri, teşkilatları ve eğitimleri itibariyle, başlayan ve sürecek olan mücadeleye hazır değillerdi. Sebebi ise, PKK yeni bir şey... Birkaç yıl içerisinde, PKKnın faaliyetlerini yerinde izleyen biri, uyguladığı taktik ve tekniklerle kadrolarının nasıl bir eğitimden geçtiğini hemen anlayabilirdi.
İnsanoğlunun zayıf tarafı
Ama bunun için Nugeyan Giapı, Alberto Bayoyu, Carlos Marigellayı, Mao Zedungu , Fidel Castroyu, Ernesto Che Guevarayı, Şamili ve Hacı Muratı tanımak , kır ve şehir gerillasını, Makedon ve Kafkas dağlarını, Apenin Dağlarında kurt ulumasını, Kongo ve Bolivyanın ölüm ormanlarını, koskoca yılanı yok eden karıncaları, şeytan adamları, hayalet düşmanı, okuyup öğrenmek ve uygulayabilme derecesine ulaşmak gerekiyordu. Olmadı...
Cazim Bey, savaş sanatı uçsuz bucaksız bir alandır. Beş bin yıllık yazılı insanlık tarihinin sadece iki yüz otuz altı yılı kesintisiz barış içerisinde geçmiştir. O nedenle, dediğiniz gibi iddialar ortaya atmak, yorumlar yapmak, kendini bilmek ve haddini bilmek ile ilgilidir. İnsanoğlunun en zayıf taraflarından biri de, az, hatta hiç bilmediği konularda daha fazla konuşmak isteğidir. Üstelik de savaş sanatı ve mesleği gibi liderine, coğrafyasına, milletin kültürüne, verilen eğitime, hasmın strateteji ve taktiklerine bağlı olarak zaman ve mekana karşı farklı kararların alınmasını gerektiren bir saha ise... Mevcut ordu yapısının bu mücadeleye uygun olmadığını geçen otuz yıla kadar süre gösterdi. Uzun süre silah altında tutalım ve maaş ödeyelim yani ordunun bir bölümü profesyonel olsun çalışması da bir çözüm olamaz, olmadığı da zaten ortada.
YARIN: Asker de general de genç olacak
