- Katılım
- 25 Haz 2005
- Mesajlar
- 9,652
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
AKP iktidarı döneminde medyanın hali içler acısı.
Bir yanda 6 yıldır ülkeyi “Aşırı bir güçle” yöneten bir Başbakan’ı kızdırmama, diğer yanda haber verme görevleri.
Ne halt edecekler!
AKP iktidarının nasıl bir medya görmek istediği aslında 2007 yılında açıkça ortaya çıktı.
Babakan-Başsavcı, Galatamort gibi pek çok haberle can acıtan Sabah’a el koyuldu.
Bu el koyma sonrasında iktidar Doğan Grubu ile de bir yakınlaşma içine girdi.
Petrol Ofisi’nin vergi borçları affedildi ve 22 Temmuz seçimleri ile Cumhurbakanlığı seçimi süreci kazasız belasız atlatıldı.
Merkez medya, yani Sabah ve Doğan Grubu iktidarın canını acıtacak bir şey yapmadılar.
Karamehmet Grubu ve Doğuş da TMSF aracılığıyla sindirildiler.
NTV etliye sütlüye karışmayan bir ajans bültenine dönüştü ve ses getirme işini kadınlara bıraktı.
Akşam ve SkyTürk de iktidarı kızdıracak işler yapmaktan kaçındılar.
Aslında Doğan Grubu da doğrudan iktidarı hedef almaktan kaçındı ama RTÜK Başkanı’na çakayım derken iktidarla papaz oldu.
Son olarak Akşam Gazetesi Başbakan’ın hedefinde.
Basit, sıradan bir haber yüzünden Başbakan Erdoğan Akşam Gazetesi’nin patronuna yüklendi. Karamehmet, gazetesini kapatma çağrısının muhatabı oldu.
Haber basit bir hava kirliliği haberiydi.
Doğalgazın pahalı olmasından dolayı vatandaşın kömüre yöneldiğini ve bunun da hava kirliliğini arttırdığını yazdı Akşam.
Bunun Başbakan’ı bu kadar kızdıracağını, celallendireceğini nereden bileceklerdi.
Büyük kentlerde gözle görünür hale gelen bir gerçeği yazdıklarını zannediyorlardı.
İktidarla ilgili bir yolsuzluk, Başbakan’la ilgili bir iddia falan değildi.
Ama Başbakan köpürdü.
Bir kez daha kürsüden “Medya ayarı” vermeye kalktı.
Hem de “Gazeteyi kapatın” diyecek kadar.
Partisinin kapatma davası ile karşı karşıya olduğu yakın zamana kadar “Fikir özgürlüğünden” ve “Kapatmanın anti demokratikliğinden” söz eden birinin, fikir özgürlüğünün ve demokrasinin partiler kadar vazgeçilmez unsuru olan basına “Kapatma” ile yanıt vermesi pek de anlaşılabilir bir tavır olmasa gerek.
Doğrusu ben medyaya karşı bu denli hoşgörüden yoksun bir dönem görmedim. Başbakan’ın medya anlayışı artık açıkça ortada.
Liderin ve partisinin istediği medya “İcraatın içinden” medyasıdır.
İktidarın yaptıkları övülecek, yanlışları görmezden gelinecek, iktidarın yanlış yapmayacağı tezinden hareket edilerek haber hazırlanacaktır.
İlle de muhalefet yapılacaksa, bu da iktidarı rahatsız etmeyecek şekilde yapılacak, mesela Melih Gökçek gibi iktidarın da gözden çıkardığı isimlere yüklenilecektir.
Böyle bir medya iktidar ilişkisi olmaz, olamaz.
Bir süreliğine olmuş gibi görünse de olmaz.
İktidar medyası kurularak, bütün medya iktidar medyası yapılarak da bu iş çözülmez.
Fatih Altaylı
Tayyip Medyaya ÇAtmaya Devam ediyor .
- Takiyeci Özgür Medya - Gibi herkesin susmasını istiyor .
:goz:
Bir yanda 6 yıldır ülkeyi “Aşırı bir güçle” yöneten bir Başbakan’ı kızdırmama, diğer yanda haber verme görevleri.
Ne halt edecekler!
AKP iktidarının nasıl bir medya görmek istediği aslında 2007 yılında açıkça ortaya çıktı.
Babakan-Başsavcı, Galatamort gibi pek çok haberle can acıtan Sabah’a el koyuldu.
Bu el koyma sonrasında iktidar Doğan Grubu ile de bir yakınlaşma içine girdi.
Petrol Ofisi’nin vergi borçları affedildi ve 22 Temmuz seçimleri ile Cumhurbakanlığı seçimi süreci kazasız belasız atlatıldı.
Merkez medya, yani Sabah ve Doğan Grubu iktidarın canını acıtacak bir şey yapmadılar.
Karamehmet Grubu ve Doğuş da TMSF aracılığıyla sindirildiler.
NTV etliye sütlüye karışmayan bir ajans bültenine dönüştü ve ses getirme işini kadınlara bıraktı.
Akşam ve SkyTürk de iktidarı kızdıracak işler yapmaktan kaçındılar.
Aslında Doğan Grubu da doğrudan iktidarı hedef almaktan kaçındı ama RTÜK Başkanı’na çakayım derken iktidarla papaz oldu.
Son olarak Akşam Gazetesi Başbakan’ın hedefinde.
Basit, sıradan bir haber yüzünden Başbakan Erdoğan Akşam Gazetesi’nin patronuna yüklendi. Karamehmet, gazetesini kapatma çağrısının muhatabı oldu.
Haber basit bir hava kirliliği haberiydi.
Doğalgazın pahalı olmasından dolayı vatandaşın kömüre yöneldiğini ve bunun da hava kirliliğini arttırdığını yazdı Akşam.
Bunun Başbakan’ı bu kadar kızdıracağını, celallendireceğini nereden bileceklerdi.
Büyük kentlerde gözle görünür hale gelen bir gerçeği yazdıklarını zannediyorlardı.
İktidarla ilgili bir yolsuzluk, Başbakan’la ilgili bir iddia falan değildi.
Ama Başbakan köpürdü.
Bir kez daha kürsüden “Medya ayarı” vermeye kalktı.
Hem de “Gazeteyi kapatın” diyecek kadar.
Partisinin kapatma davası ile karşı karşıya olduğu yakın zamana kadar “Fikir özgürlüğünden” ve “Kapatmanın anti demokratikliğinden” söz eden birinin, fikir özgürlüğünün ve demokrasinin partiler kadar vazgeçilmez unsuru olan basına “Kapatma” ile yanıt vermesi pek de anlaşılabilir bir tavır olmasa gerek.
Doğrusu ben medyaya karşı bu denli hoşgörüden yoksun bir dönem görmedim. Başbakan’ın medya anlayışı artık açıkça ortada.
Liderin ve partisinin istediği medya “İcraatın içinden” medyasıdır.
İktidarın yaptıkları övülecek, yanlışları görmezden gelinecek, iktidarın yanlış yapmayacağı tezinden hareket edilerek haber hazırlanacaktır.
İlle de muhalefet yapılacaksa, bu da iktidarı rahatsız etmeyecek şekilde yapılacak, mesela Melih Gökçek gibi iktidarın da gözden çıkardığı isimlere yüklenilecektir.
Böyle bir medya iktidar ilişkisi olmaz, olamaz.
Bir süreliğine olmuş gibi görünse de olmaz.
İktidar medyası kurularak, bütün medya iktidar medyası yapılarak da bu iş çözülmez.
Fatih Altaylı
Tayyip Medyaya ÇAtmaya Devam ediyor .
- Takiyeci Özgür Medya - Gibi herkesin susmasını istiyor .
:goz: