harbikiz
New member
- Katılım
- 23 Haz 2007
- Mesajlar
- 1,473
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Açılı saçılım derken, Tayyip’ten her gün yeni bir açılım komedisi izlerkeni şimdi sıra geldi bu şahsın bence mutlaka yapacağı “Türk açılımına!”
Yani biz de insanız, bizim de canımız var, biz Türk’üz. Bir “açılım” da biz isteriz! O Tayyip’in bir gün olsun “Türk milleti” dediğini duymak isteriz. Bunu söylemeye niçin dilinin varmadığını doğrusu merak ederiz!
Yok yok, şaka söyledim. Bizim Türklüğümüz onun söyleyeceklerine bağlı değil. Biz ne olduğumuzu iyi biliriz, bu gibi konularda Tayyip mayyipgibilerden medet ummayı küçüklük sayarız.
Sevgili okuyucularım, Pazar günü Tayyip isimli bu şahsın Roman açılımı vardı. Bu açılımları elbette babasının hayrına yapmıyor. Her açılım-saçılımda amacı oy avcılığı yapıp o insanları kandırmak, çeşitli vaatlerde gözlerini boyayıp seçimde onların oylarına gel gel yapmak.
Şimdi size İzmir’de yaşayan Sağlık ve Devlet eski Bakanı Rıfat Serdaroğlu’ndan dün aldığım mesajı özetleyerek aktarıyorum. Okuyun da devlet millet parasıyla açılım nasıl olurmuş görün :
“Bu Roman açılımı toplantısı için Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fon Kurulu acilen toplandı. Toplantıya götürülecek Roman vatandaşlara ücretsiz otobüs temin edilmesi, kumanya ve 100 lira para verilmesi karara bağlandı. İzmir’de muhtarlar Kaymakamlıklara çağrıldı, toplantıya gideceklerden nüfus kağıtları toplandı, listeler yapıldı ve İzmir’den 100 otobüs Roman vatandaş İstanbul’a gönderildi. (Serdaroğlu daha sonra, fakir fukara ve muhtaç vatandaşlara yardım için kullanılması gereken bu Fon’daki paraların böyle bir amaçla kullanılmasının yasal olmadığını vurguluyor ve ilgili yasa maddelerini sıralıyor.)
Türkiye bir hukuk devletidir. Kamunun parasını, yasada yeri olmadığı halde hiç kimse harcayamaz. Fakir vatandaşların parasını emaneten yöneten Fon Kurulu bu usulsüz ve yasaya aykırı kararı alamaz. (Fon Kurulu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Başbakanlık Müsteşarı, Fon Genel Müdürü ile Vakıflar Genel Müdürü’nden oluşuyor.) Yasanın amaç ve maddelerinde “Başbakanın toplantıları için para ödenir” diye bir hüküm yok.
Bu usulsüz harcama için karar alanlar , bu yasadışı emre uyan vali ve kaymakamlar, hepsi yasa önünde sorumludur. Yapılan yasa tanımazlığın hukuki boyutu budur.
Elbette ki görevinin bilincindeki bir Cumhuriyet Savcısı bu durumu görecektir. Biz tarihe burada not düşelim. Görmese bile, ileride lazım olacaktır.
Gelelim bu rezaletin ahlak boyutuna. Vicdanı olan, içinde bir parça insanlık olan herkese sesleniyorum. Siz Başbakan olsanız, açılım yapacağım diye muhtaç ve fakir insanlara verilecek bir lokma ekmek parasının, bir ailenin çocuğuna eğitim ücreti olacak paranın çarçur edilmesini emreder misiniz?
Kendi siyasi şovunuz için yardım paralarını kullanır mısınız? O zaman sizin Deniz Feneri’nden farkınız kalır mı?
Olayın bir de insani boyutu var. Başbakan düzeyine gelmiş birinin , kendi insanları için “ 100 lira veririm, kumanya veririm, otobüs tutup ayağıma getiririm” anlayışında olması ne kadar üzücüdür. Bunun bir adım sonrası “Parasını veririm , oyumu satın alırım” anlayışı değil midir ?
Fakirler ve düşkünler için oluşturulan bir fonu partisinin ve kendisinin siyasi şovu uğruna harcayabilen bir zihniyet, acaba İKTİDARI ELİNDE TUTABİLMEK için Devlet Hazinesi’ni nasıl harcar? Taktir sizlerindir.”
Ne güzel yazmış, oynanan oyunu ne güzel açığa çıkarmış Rıfat Serdaroğlu.
Trakya, Ege ve Marmara bölgelerinden yaklaşık 15 bin Roman vatandaşımız otobüslere bindiriliyor, kendilerine kumanya ve para veriliyor ve İstanbul’da Tayyip’in karşısına getiriliyor. Gösteri renkli geçsin diye, onlara ayrıca direktifler veriliyor :
“Renkli ve kendinize özgü giyinin, davul zurna ve çalgılarınızı, orkestralarınızı getirin. Toplantıda oynamak, göbek atmak, şarkı söylemek serbest”
Açılımda (!) Tayyip, başkaları tarafından yazılmış nutkunu karşısındaki camlardan okumaya başlıyor :
“Ben Kasımpaşa’da siz değerli Roman kardeşlerimin içinde doğdum. Orada, Hacıhüsrev’de sizlerle birlikte büyüdüm. Ben artık Roman kardeşlerimi çadırda görmek istemiyorum. TOKİ sizlere konut yapacak. Siz bana Fatih Sultan Mehmet’in emanetsiniz…”
Şimdi aklına getirdiği “Roman kardeşlerinden” biri o sırada korumalarından dayak yemeyi göz alsa ve ayağa kalkıp sorsa…
“Yaaa Tayyip, sen İstanbul’da Belediye Başkanlığı yaptın. Partin olacak AKP tam 8 yıldır iktidarda. Bizi şimdiye kadar hiç düşünmezdin, suratımıza bakmazdın da, şimdi seçim yaklaşırken mi aklına düştük? Hem bizim konutlarımızı, Hacıhüsrev’i polis her gün basarken, tarihi Sulukule mahallemiz yıkılıp yok edilirken sen neredeydin?
Tayyip bunlara yanıt veremez, belki “Ananı al da git”, ya da “Yaygara yapıyorsun” diye bağırır, Roman vatandaşlarımızı azarlardı.
Evet, şimdi sıra Tayyip’te! Rıfat Serdaroğlu’nun bire bir tanık olduğu olaylar ve sıraladığı yasa maddeleri için mutlaka bir yanıt verecektir! … Eğer yüreği yeterse!
Neyse!… Bu arkadaş seçim öncesinde mutlaka bir “Türk açılımı” yapacak ve bizlere Türklüğümüzü öğretmeye kalkışacak, Türk olmaya ne kadar önem verdiğini falan anlatmaya kalkışacaktır!!! Belki bizler de muhtarlar , kaymakamlık ve valilikler tarafından çağrılacağız, kumanyamızı alıp beleş otobüslere bineceğiz, cebimize devletin parasından harçlık koyacağız… Sonra ver elini İstanbul ve Tayyip nutuk atıyor:
“Değerli Türk kardeşlerim, açılımlarımız devam ediyor! Şimdi sizi karşımda görmekten çok mutluyum. Açılım sıramız Türklere geldi. Ne mutlu sizlere ki, geçenlerde siz Türkleri rüyamda bile görmüştüm. Bu ülkede Türklerin de yaşadığını anlamış bulunuyorum… Ve işte, hükümetimiz ve partimiz AKP’nin Türk açılımı ile karşınızdayım…”
kaynak