KoRoGLu*
New member

04 Ağustos 1985
FATİH TERİM FUTBOLA VEDA ETTİ
Galatasaray’a 1974-1975 sezonunda Adanademirspor’dan gelmişti. Her mevkide oynayabilen bir futbolcuydu. Ancak yıllar içinde Galatasaray defansının değişmez adamı oldu. 5 numaralı forma ve libero mevkii ile adeta özdeşleşti. 11 yıl boyunca formasını giydiği Galatasaray’la şampiyonluk yaşamaksa kısmet olmadı.
Ve 1985 yılında aktif futbol yaşamına noktayı koydu. Fenerbahçe Stadı’nda yapılan jübilesi ise eşi benzerine az rastlanır tarzda bir organizasyon oldu. 30 bin civarında seyircinin izlediği jübile maçı için Fatih Terim sahaya helikopterle indi. Başta İbrahim Tatlıses olmak üzere sarı kırmızı forma giymiş birçok sanatçı konserler verdi.
Ve ardından oynanan maçta Galatasaray Trabzonspor’u 1-0 yendi. Fatih Terim aktif futbol yaşamına o gün nokta koydu. Ama futbol için büyük bir parantez açmayı da ihmal etmedi. O parantezin içine UEFA Kupası şampiyonluğundan Milli takımla Avrupa 3.’lüğüne değin her ne varsa yazdı. Belli ki, bundan sonrada yazmaya devam edecek
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

05 Ağustos 1965
SAKALLI KETEMA GALATASARAY’DA
Gazetelere Ali Sami Yen’de topla antrenman yaparken çekilmiş bir kaç fotoğrafıyla yansır. Adı Yılma Ketema’dır. Habeşistan vatandaşı olan Yılma Ketema şansını önce Yunanistan’da denemiş ancak Aris takımıyla anlaşmasına rağmen o sezon Yunanistan Futbol Federasyonu’nun yabancı oyuncu yasağı getirmesi üzerine bu ülkede oynama şansını bulamamıştır.
Ardından bir kaç değişik Avrupa ülkesinde şansını denedikten sonra Türkiye’ye gelir. Hakkında söylenen tek şey Habeşistan Milli Takımı oyuncusu olduğudur. Ancak değil Ketema’yı o güne değin hiç kimse Habeş takımını izlemediğinden ötürü bu oyuncu hakkında bir fikir yürütemez.
Ve her nasılsa sakallı Ketema Galatasaray ile denenmek üzere birkaç antrenmana çıkar. Gündüz Kılıç onun için “yumuşak bir stili var, iyi oyuncu” der. Ancak Galatasaray’da oynayacaksa sakalını kesmesi gerektiğini de söyler.
Ketema da, buna karşılık “yeter ki oynayayım gerisi kolay. Berbere gitmem sadece 15 dakikamı alır” diyecektir. Ancak sonra Sakallı Ketema’yı bir daha gören olmaz. Ne olduğu ve nereye gittiği de bilinmez.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

06 Ağustos 1976
MARMARA KUPASI GALATASARAY’IN
Şimdilerde olduğu gibi 70’li yıllarda da kürekte Galatasaray ile Fenerbahçe arasında çok sıkı bir rekabet mevcuttu. Bu rekabetin kökeninde Galatasaray’ın diğer pek çok spor branşında olduğu gibi kürekte de öncülük eden kulüp olmasının büyük payı vardı. Ancak Fenerbahçelilerin deniz kenarında bir lokale sahip olmaları dolayısıyla su sporlarına erken bir tarihte girmiş olmaları bu spor branşında da Galatasaray’ı kendilerine en büyük rakip olarak görmelerine yol açmıştı.
Bu sebepten dolayı da iki kulüp arasında futbolda olduğu gibi neredeyse geride kalan 80 yıllık süreçte kürekte de büyük bir rekabet yaşanmıştır. Bu rekabetin bir yansıması da 70’li yıllarda düzenlenen Marmara Kupası Yarışları’ydı. Türkiye Şampiyonası öncesi son büyük prova olan ve favori takımların katıldığı bu bölgesel yarışlar o günlerde büyük ilgi çeker ve bu yarışları kazanan takım o seneki Türkiye Şampiyona’sı içinde en iddialı takım konumuna yükselirdi.
1976 yılında Küçükçekmece parkurunda yapılan yarışlar sonunda Galatasaray, kupürde de görüleceği üzere değişik kategorilerde 14 birincilik almış ve adını o senede şampiyon olarak zirveye yazdırmıştı.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

07 Ağustos 1922
ÖMER BESİM GALATASARAY’DA
Ünlü rekortmen atlet Ömer Besim Koşalay spora Vefa kulübü’nde başlamıştı. Yeşil beyazlı kulüp adına çeşitli yarışlara katılan Ömer Besim aslında komple bir sporcuydu. 1917 yılında güreşte 52 kiloda İstanbul Şampiyonu olmuştu. Aynı zamanda futbol da oynamaktaydı. 1899 yılında dünyaya gelmişti Ömer Besim. Ancak çok sevmesine ve istemesine rağmen ilk yıllarda Galatasaray Spor Kulübü’ne girme fırsatı olmamıştı.
1922 yılında içinde bulunduğu zorukları aşmaya başlayan Galatasaray kapılarını değişik branşlardaki sporculara açınca, o da hiç düşünmeksizin 1922 yılının Ağustos ayında sarı kırmızı renklere dahil olmuştu. Ardından da 1935 yılına kadar devam eden aktif sporculuk yaşamı boyunca 6 ayrı koşu branşında 29 rekor kırmış ve milli formayı da 25 kez giymişti. Sonraki yıllarda gazetecilik ve kulüpte yöneticilik de yapan Ömer Besim Koşalay, 1956 yılında Galatasaray’ın kazandığı bir Beşiktaş maçının ardından heyecana dayanamayan kalbine yenik düşerek aramızdan ayrılmıştı
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

08 Ağustos 1981
ALİ ÇOBAN’LI GALATASARAY
Futbol dünyasının ilgisini Zonguldakspor’dayken çekmişti. Ardından da Beşiktaş’a transfer olmuştu. 1981 yılında ise yönetimle anlaşmazlığa düşmesi üzerine Galatasaray’a gelecekti. Defans oyuncusu olmasına rağmen hücuma da çıkan ve kimi zaman attığı kritik gollerle dikatleri üzerine çeken Ali Çoban için 8 Ağustos 1981 günü oynanan Galatasaray-Beşiktaş maçının ayrı bir önemi vardı.
TSYD Kupası için iki takım karşı karşıya geliyordu. Ancak daha da önemlisi bu maç Ali Çoban’ın eski takımı Beşiktaş’a karşı sarı kırmızı formayla oynayacağı ilk maçtı. Beşiktaş’tan disiplinsiz olduğu ve artık futbolcu olarak devrini tamamladığı gerekçesiyle gönderilen Ali Çoban için bu maç kendisini bir kez daha ispatlama imkanıydı.
Nitekim o gün Ali Çoban mükemmel bir futbol oynayacak ve üstelik Galatasaray’ın 2-0 kazandığı bu maçta takımın gollerinden birini de atacaktı. Ali Çoban, 1981 yılında giydiği Galatasaray formasını 1984 yılına değin başarıyla taşıyacaktı. Maçtaki diğer golü ise o sezon Fenerbahçe’den Galatasaray’a gelen Raşit Çetiner kaydetmişti.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

09 Ağustos 2006
GALATASARAY 5 - M. BOLESLAV 2
Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ne 10. kez katılmak için sahadaydı. Bir önceki sezonda mucizevi bir şampiyonluk kazanan Galatasaray, Çek Cumhuriyeti’nin bu fazla tanınmayan ama köklü kulübü karşısında Şampiyonlar Ligi için vize arayacaktı.
İstanbul’daki ilk maç 9 Ağustos 2006 günü Ali Sami Yen’de oynanıyordu. Avusturya’lı hakem Konrad Plautz’un yönettiği maça Galatasaray, Mondragon, Cihan, Tomas, Song, Orhan, Sabri, Okan, Ayhan, Arda, İliç, Hakan onbiriyle çıkmıştı.
Galatasaray, o gün maça çok hızlı başlamış, 6. dakikada İliç’in penaltı golüyle 1-0 öne geçmişti. Ardından da sahanın o günkü yıldızı Arda’nın 43. dakikadaki golü gelmiş ve devre 2-0 bitmişti.
İkinci yarı Hakan Şükür’ün 49. dakikadaki golüyle açılmış, 60. dakikada Arda farkı dörde çıkaran isim olmuştu. Sonrasında bir ara hızı kesilen Galatasaray üstüste iki gol yese de, son dakikada Sabri’nin kaydettiği golle skoru 5-2 yaparak büyük avantaj sağlamıştı. Güzel futbol, farklı skor ve özellikle de Arda Turan bu maçın unutulmazları arasında yer almıştı.
Çek Cumhuriyeti’inde 1-1 biten rövanşın ardından da Galatasaray, adını Şampiyonlar
Lig’i gruplarına yazdıran taraf olmuştu.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

10 Ağustos 1954
MURAT GÜLER MANŞ’I GEÇTİ
Galatasaray Spor Kulübü bünyesinde yüzme sporu ile uğraşanlar arasında uluslararası arenada ilk ciddi başarıya imza atan isimlerden birisidir Murat Güler. Bu başarıyı da Manş’ı geçen ilk Türk yüzücüsü olarak elde etmişti. Murat Güler, 19. yüzyılın sonlarından itibaren yapılan ve az sayıda yüzücünün geçtiği Manş Denizi’ni yüzmek için ilk olarak 8 Ağustos 1950 günü bir deneme yapmış ancak başarılı olamamıştı. Ardından ikinci denemesini 5 Eylül 1950 günü yapan Murat Güler bu denemede de başarıya ulaşamayacaktı. Bu iki başarısız denemenin ardından sıkı bir çalışma süreci geçiren ve Manş gibi zorlu bir parkuru geçmek için gerekli tüm hazırlıklarını tamamlayan Murat Güler, sonunda Manş’ı 10 Ağustos 1954 günü 16 Saat 50 dakikada yüzerek geçmeyi başaracaktı. Fransa sahillerindeki Calais’ten denize giren ve İngiltere’nin sahil kenti Dover’e kadar yüzen Galatasaraylı Murat Güler böylece Manşı geçen ilk Türk unvanını da alıyordu.