admiral
New member
- Katılım
- 30 Haz 2006
- Mesajlar
- 12,510
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

Fenerbahçe'den, “Tarihi ihanet modelini benimseyenler” sözüyle Galatasaray'a, “Kendi kulüpleri üzerinden spekülatif kazanç sağlama konusunda uzman olan bazı zatlar” denilerek isim vermeden Ünal Aysal'a, “şarlatanlıkların futbolda yeri yoktur” sözüyle Adnan Öztürk'e ağır eleştiri.
Başkan Aziz Yıldırım’ın Yüksek Divan Kurulu’nda yaptığı açıklamalara Galatasaray cephesinden gelen eleştiriler, tansiyonu yükseltti. Tartışmaya bir bildiriyle katılan Fenerbahçe Yönetim Kurulu, Galatasaray’a ve isim vermeden Başkan Ünal Aysal’a sert sözlerle yüklendi. Yönetim açıklamasında şu görüşlere yer verildi: Tüm camialara saygımız sonsuzdur; özellikle ebedi ve ezeli dostumuz Galatasaray’a. Fenerbahçe Spor Kulübü, bu camiayı ve dostunu rencide edecek açıklamalarda bulunma lüksüne ve saygısızlığına sahip değildir. Ancak unutulmamalıdır ki, aynı haklar tarafımıza da aittir. Bununla birlikte; dostluk anlayışında ‘Tarihi İhanet Modeli’ni benimseyenlerin dostluktan bahsetme hakları yoktur. Hatta bu süreçte, ‘Sözde Dostumuz’un, Fenerbahçe ve Türkiye Cumhuriyeti kurum ve kuruluşları yerine kimleri muhatap aldıkları düşünülürse, Fenerbahçe’yi muhatap almama kararları bizler ve camiamız için şaşırtıcı ve üzücü olmamıştır... Buna rağmen Galatasaray Spor Kulübü’nü kağıt üzerinde temsil ettiği düşünülen bazı haddini ve bulunduğu yeri bilmeyen ‘Zatlar’ eliyle; Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı hakkında yapılan açıklamaları, Galatasaray’a mal etmeniz mümkün değildir. Bununla birlikte bu terbiyesizce ve hayasızca yapılan açıklamaların devam etmesi durumunda, en sert cevap, hiçbir zat ve kurum gözetilmeden tarafımızdan ivedilikle verilecektir. Kendi kulüpleri üzerinden spekülatif ekonomik kazanç sağlama konusunda uzman olan bazı ‘Zat’ların, Türk sporuna sağladığı katkılar tartışmasız olan Aziz Yıldırım’ın adını ağızlarına alırken çok daha dikkatli olmaları yegane tavsiyemizdir. Filozofun dediği gibi; “Savaşın sonunu yalnızca ölüler bilir.” Gelinen noktada Sayın Özhan Canaydın’ı özleyen sadece Galatasaray taraftarı değildir. Kamuoyu bilmelidir ki; futbol ve futbol yöneticiliği ciddi bir iştir. Tarlalardan kızgın kumlara ve denizlere atlamak ya da bir kupayı ruhundan ayırıp ikiye bölmek gibi şarlatanlıkların, futbolda yeri yoktur, olmayacaktır. Ve hatta sportif başarısızlık ve beceriksizliği unutturmak ve gerçekleri kendi taraftarından kaçırmak için Fenerbahçe’ye saldırmak ya da sözde şike dosyasını hatırlatma durumu; “2 Temmuz 2012” tarihinde sona ermiştir.
Temiz havuzunuzu kirlettirmeyin
Yönetimin açıklamasında, isim vermeden Trabzonspor’a göndermelerde bulunuldu: “Aynı ligi, kaderi ve havuzu paylaşanların, süreç boyunca Fenerbahçe karşıtlığı ve düşmanlığı içeren eylem ve söylemlerine rağmen aynı havuzda olma konusundaki ısrarlarının anlaşılmazlığı... Yargı kararlarının kesinleşmesini beklemeden Fenerbahçe’yi ‘kirli’ addedenlerin ‘tertemiz’ havuzlarının kirlenmesini istememeleri en doğal haklarıdır. Sayın Aziz Yıldırım’ın söylediği de tam anlamıyla budur. Temiz havuz sahiplerinden, bu yönde gelecek ve gelmesi zaruri teklifin, tarafımızdan düşünülmeden kabul edileceği gerçeğinin açıklanmasıdır. 3 Temmuz ‘linci’ne ortak olanların, Fenerbahçe ile artık hiçbir konuda ortak olmaması gerekliliğidir. Sitelerindeki ortak havuzdan başka havuz bilmedikleri dönemlerde, Havuz Sistemi’ni Türk futboluna kazandıran
Aziz Yıldırım’a ukalalık ve bilirkişilik taslayanlar, kamuoyu önünde komik duruma düşmektedirler.”
Tüm kararlarında başkanın yanında
Yönetimin açıklamasının son bölümünde, “Başkanımız’ın açıklamalarında eksik kalan izaha muhtaç tek husus; ‘3 Temmuz zihniyetinin medyadaki bir kısım tetikçi ve işbirlikçileri’ yönündeki beyanlarıdır. Ancak Başkanımız’ın açıklamalarını takip eden ilk iki gün içinde yaşanan gelişmeler ışığında, bu kişilerin kimler olduğu konusunda, tarafımızdan ayrıca bir açıklama yapmaya gerek kalmadığı düşüncesindeyiz. Unutulmamalıdır ki, her soruna hazırlıklı bir Fenerbahçe Yönetim Kurulu olarak, daima Başkanımız Aziz Yıldırım’ın yanındayız. Bu ve bundan sonraki tüm kararlarında” denildi.
Kamu vicdanından kaçma tasarrufu
“Öne sürülen iddialara, kamuoyu önünde cevap vermek yerine ‘muhatap olmamak’, ‘ciddiye almamak’ şeklindeki kamu vicdanından kaçmak yönündeki tasarruflar, bu tarzı tercih edenlerin genetik ve yapısal özellikleri ile ilgili olup; bu yönde fikir beyan etmemizin doğru olmayacağı kanaatindeyiz.”