“Hafıza-ı beşer nisyan ile maluldur!”
Evet, bilim adamları, sosyologlar, psikologlar, siyasal bilmciler, sosyal bilmciler… hepsi hemfikirdir, insanoğlunun unutmak gibi bir zaafı, bir eksikliği olduğunda. İnsan Unutur. Zaman unutturur.
Ama, yazılı tarihin hafızası, insanoğlununki kadar zayıf değildir hemen unutsun.. Tam tersine zaman içinde insanoğlunun unuttuklarını da yine onlara hatırlatan tarihtir. Çünkü öyle koyu kalemle yazmıştır ki geçmişi tarih, olmadık bir günde, olmadık bir zamanda koyuverir insanların önüne unuttuklarını…
İşte bu nedenle unutulmasın, unutturulmasın diye, ilerde, ibret alınsın diye tarihe yazılı not düşülür.
İşte bu nedenle, insanlığın tarihi, not etme figürlerinin, not düşme şekillerinin, kısaca yazılı kayıt altına alma yöntemlerinin ortaya çıkışı ile başlar..
İşte bu nedenle,herhangi bir konuda, delil, belge, istenirken geçmişin yazılı kaynaklarına başvurulur.. Yazılı belge, itirazsız suçu da suçsuzluğu da kanıtlayan en kuvvetli tanıktır, ayni zamanda kanıttır..
İşte size, yakın tarihimizden, 15 sene öncesinden, maluliyetimizin unutturduğu ancak tarihin unutturmadığı bir belge…
28 Kasım 1995 tarihli Posta Gazetesi.. Küpür ortada..
Okuyorsunuz!..
“İşte Refah’ın gerçek niyeti!..”
“Ürperten itiraf!..”
Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdulla Gül, “Cumhuriyet döneminin artık sonu geldi” dedi.
İngiliz The Guardian gazetesinde yayınlanan röportajda, Refah’lı yönetici, laik sisteme ve cumhuriyete açıkça meydan okudu.
Devam ediyor haber; ve “Yeşil Devrim” nitelemesi yapıyor.. “RP’nin dış ilişkilerinden sorumlu Genel Başk. Yardımcısı Gül, İngilterenin en ciddi gazetelerinden The Guardian’a yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’ne açıkça meydan okudu. Refah’ın ürperten yüzünü ortaya döken Gül; Türkiye’de Cumhuriyetin sonu geldi. Kesinlikle laik sistemi değiştirmek istiyoruz” dedi..
The Guardian bu sözleri, Refah Partisi “yeşil devrimin yolunu açacak” şeklinde “Net Sözler” ara başlığı altında yorumladı..Guardian gazetesi, Abdullah Gül’ün cumhuriyete karşı tavır koyan sözlerinin hiçbir yanlış anlamaya neden olmayacak kadar net ve doğrudan olduğuna dikkat çekti.”
——————————
İşte, söylenen sözler.. Nisyan ile malul (unutma özürlü) hafızamızdan zaman içinde silinen ve yazılı tarihin hatırlattığı bir belge!..
İyi de; Refah’mı kaldı ortada… Evet!.. Refah kalmadı ortada!.. Ama Abdullah Gül ortada!.. Hem de, Meydan okuduğu Cumhuriyetin taa tepesinde, sorumsuz ama en yetkili!.. İlkelerini değiştirmek için “mutlaka” diyerek kararlılıkla ortaya koyduğu Cumhuriyetin tepesinde.. korumaya ve kollamaya yemin etmiş olması gereken Cumhuriyetin en saygın en yüce makamında oturuyor!.. Başkomutan!..
Ve az bulduğumuz yetkilerini 12 Eylül halk oylamasıyla daha da artırmak istediğimiz(!?) Başkomutan.. Atatürk’ün selefi..
Olanları gördükçe, olacaklardan çok korkuyorum!.. Endişe duyuyorum ülkemin geleceğinden!..
Niçin, aydınlar hedef!.. Niçin ordu hedef!.. Niçin hukuk hedef!.. Yoksa, “Yeşil Devrim” için “Net sözler!” mi gördüklerimiz!..
————————————–
Not: The Guardian gazetesinde 27 Kasım 1995 de yayınlanan ve Posta Gazetesine 28 Kasım 1995 de manşet olan haberin, ingilizce orijinalini Melih Aşık, Milliyet Gazetesi’ndeki köşesinde 27 Nisan 2007 tarihinde yayınladı.. Bahse konu olan ve Abdullah Gül’ün ağzından çıkan sözlerin ingilizcesi şöyle..
“ This is the end of Republican period… if 60 percent of Ankara’s papulation is living in schacs, than, the secular system is failed. We definitly change it…” (Bu Cumhuriyet döneminin sonudur… Eğer Ankara nüfusunun %60’ı gecekondularda yaşıyorsa.. Laik sistem çökmüştür. Mutlaka onu, (laik sistemi) değiştireceğiz)
———————————————–
Ey Halkım!..
Sizde; “Laik Cumhuriyete karşı olduğunu gösteren tek uydurma cümle buldular!” diyenlerden misiniz!?..
Yoksa, olaya “Erbakan safsatası!” gözüyle bakıp geçenlerden misiniz!? Değişti mi Milli Görüş gömleği!.. Yoksa kendi gömleklerini bizler uyurken ülkeye mi giydirdiler!?..
Artık kesin kararımızı vermek durumundayız!.. Bilmeliyiz ki
“Sahipsiz vatanın batması haktır!.
Biz sahip çıkarsak bu vatan batmıyacaktır!.”
Ya, “HAYIR” deyip vatana sahip çıkalım!..,
Ya da “EVET” deyip son perdeyi kapatalım!..
TARİH UNUTMAZ!.. - İlk Kurşun Gazetesi
